2012-2013 Sezonunda, FOX’un Yeni Dizileri
145 yorum aytackara 07 Haziran 2012 14:00
İptal-devam haberlerini verdikten sonra diğer ulusal kanallar gibi yeni dizi işine de el atan FOX kanalı, önümüzdeki sezon için 3 komedi-2 drama olmak üzere toplamda 5 yeni diziye olur dedi. Eğer 2012-2013 sezonu için kanalda yeni nelerle karşılaşacağımızı öğrenmek istiyorsanız buyurun yazının devamına.
Komediler
— Ben and Kate —
Kanalın yeni komedilerinden Ben and Kate, bekar bir anne ve onun kızını büyütmesine yardımcı olmak için yanına taşınan erkek kardeşinin yaşadıkları üzerine kurulu.
Kate Fox (Dakota Johnson), yıllarca hayatı kuralına göre yaşamış ama hamile kalınca bütün hayatı karmaşa halini almış bir kadındır. Çalışan, sorumluluk sahibi bir anne profili çizen Kate, 5 yaşındaki kızı Maddie ile daha fazla zaman geçirebilmek ve onu büyütebilmek için de barmen olarak çalışmaktadır. Yıllar içinde her türlü zorluğa hazırlıklı bir hale gelen Kate, günün birinde belki de hazır olmadığı tek şeyi karşısında buluverir: Kardeşi Ben.
Ben Fox (Nat Faxon), belayı seven, -aslında çeken- sorumluluktan çok, sorunluluk sahibi birisidir. Kardeşini ziyaret ettiğinde onun “nefes aldığını ama yaşamadığını” fark eden Ben, sahip olduğu amaçsız hayatta bir işe yaramaya karar verir ve kardeşinin kendine zaman ayırması için yeğeninin bakımını üstlenir. Kate’in buna pek sıcak bakmamasına rağmen, kabul etmesiyse komedinin fitilini ateşleyen şey olur.
FOX, diziyi Raising Hope ve New Girl‘in arasındaki saatte (20:30), Salı günü yayınlayacak.
http://www.youtube.com/watch?v=NOrIGYdLI0I
— The Mindy Project —
Jeremy Reed – Mindy Lahiri – Danny Castelleno
Komik, patavatsız ve Bridget Jones tarzında birisi olan Mindy Lahiri (Mindy Kaling), daha dakik olmak, daha az para harcamak, daha çok kitap okumak, hayatını düzene sokmak, işinde başarılı olmak, kilo vermeyi de içine alan mükemmel kadın özelliklerine sahip olmak, mükemmel erkek özelliklerine sahip birini bulmak ve mutlu bir hayat sürmek isteyen bir kadındır. Anlayacağınız kendisi neredeyse her kadının istediği şeylerde gözü olan birisi.
Peki, yapılacaklar listesi bu kadar kabarık olan bir kişinin tüm bunlara ulaşmak için kat ettiği yolda başına neler gelebilir sizce? İşte, The Mindy Project, kadın doğum uzmanlığı yapan bir doktorun işinde ve özel hayatında dengeyi ve mükemmelliği kurmaya ve korumaya çalışması üzerine olacak bir komedi.
Mindy, dizide hayatını kolaylaştırmaktan çok karıştıran bir grup doktorla çalışıyor olsa da aslında merkezde 2 erkek doktor var: Jeremy Reed (Ed Weeks), hastanenin Mindy’e birçok bakımdan en yakın, seksi ve dizinin ayaklı fekalet habercisi doktoruyken, Danny Castelleno (Chris Messina) ise Mindy’nin aşk ve iş hayatını sürekli eleştiren, onu profesyonel olmamakla itham etse de işine bağlılığına içten içe imrenen birisi.
The Mindy Project de Ben and Kate gibi Salı günü, kanalın sevilen komedilerinden New Girl’den sonra yayınlanacak.
http://www.youtube.com/watch?v=j0atkuby1SY
— The Goodwin Games —
Jimmy – Chloe – Henry
How I Met Your Mother‘ın yapımcılarının yeni eseri olarak tanıtılan The Goodwin Games, babalarının ölümünden sonra eve dönen ve büyük bir servet ile beraberinde pek çok şeyle karşılaşan üç kardeşin hikayesi üzerine kurulu.
Üç kardeşten Henry (Scott Foley), kardeşlerin en büyük ve cerrah olmuş olan Goodwin’idir. Eve dönmenin ona getirisi, hayatı boyunca yaptığı seçimleri sorgulamak ve tek aşkı Lucinda ile karşılaşmak olur. Ortanca çocuk Chloe (Becki Newton), çocukken bir matematik dahisi olsa da popüler bir kız olmak için sayılardan ve okul kıyafetlerinden vazgeçmiş olan Goodwin’dir. Eve geri dönüşün ona getirisi babasının sayılara duyduğu aşkı canlandırmak için bıraktığı mesajlar ve birlikte olması gereken kişinin ona hatırlatılması olur.
Üçlünün en küçüğü Jimmy (Jake Lacy) ise tefeciye borçlu, eski hükümlü bir gitarist olarak mirasa en çok ihtiyacı olan Goodwin’dir. Kardeşlerine olduğu gibi, Jimmy’nin eski eve geri dönüş faturası ise sekiz yaşına gelmiş kızı olur.
Mezardan çocuklarını kontrol eden Benjamin Goodwin, arkasında üç kardeşe bazı görevler bırakır. Çocuklarının kendilerini bulmalarını, kardeşliklerini hatırlamalarını ve hayattan ders çıkarmalarını sağlayacak türden olan, karşılığında da 20 milyon dolar getirecek türden görevler… Üç kardeş için de eve geri dönmeleriyle birlikte Goodwin Oyunları başlamış olur.
The Goodwin Games, kanalın sonbahar programında olmadığından sezon ortası başlayacak bir dizi.
http://www.youtube.com/watch?v=pv2LlOJCj_Q
Dramalar
— The Mob Doctor —
FOX’un yeni 2 dramasından The Mob Doctor, hayatı ikiye bölünmüş Chicago’lu bir kalp ve göğüs cerrahının yaşamı üzerine kurulmuş bir dizi.
Parlak bir kariyere sahip Dr. Grace Devlin (Jordana Spiro), hayatı hastanedeki yoğun işiyle Güney Şikago mafyasına borcunu ödemeye çalışmak arasında geçen birisidir. Oldukça zeki, kendine güveni tam ve soğukkanlı biri olan Grace, kardeşinin kumar borcunu ödemek için bir anlaşma yapar ve “kaçak” doktorluğa başlar. Artık, gün içinde bir yandan çalıştığı hastanedeki zorlu vakalarla ilgilenirken, bir yandan da mafya bağlantılı insanlarla uğraşmak zorundadır. Mafyanın belirlediği yerlerde ameliyatlar yapmak, kanıtları saklamak için cesetlerden mermi çıkarmak gibi durumlarsa uğraşmak zorunda kaldıklarının sadece bazıları olur.
Bu sırada, Grace bu gizli hayatını -bu belayı başına saran kardeşi dahil- çevresindeki herkesten de saklamaya çalışır. Grace’in yaptıklarını bilen tek kişiyse Grace’in eski sevgilisinin de yardımıyla mafyadaki eski yerini geri almaya çalışan, borçlu olduğu mafya babası Constantine Alexander’dır (William Forsythe). Grace, birbirinden farklı iki dünya arasında gidip gelirken yapmaya zorlandığı her iş, onu farklı bir çelişkiye sürükler. Peki, çelik gibi sinirleri ve çizdiği taş kalpli görüntüsüyle, her şeyi dengede tutmayı çalışan bir kişi, böylesi bir işe ne kadar dayanabilecektir?
The Mob Doctor Pazartesi günü, Bones‘un ardından (21:00) FOX’ta yayınlanacak.
http://www.youtube.com/watch?v=PjsZS5lfpYg
— The Following —
Amerika’da, psikopat bir seri katilin önderliğinde aktif seri katiller bir araya gelirse, birbirleriyle iletişim kurmak için bir yol bulurlarsa ne olur? Ya da birlikte çalışıp ülke çapında ortaklık kurarlarsa? Şimdilerde The Vampire Diaries‘in de arkasındaki isim olan Kevin Williamson‘ın yeni projesi The Following, seri katillerin dünyası üzerine kurulu olan bir dizi.
Joe Carroll (James Purefoy) adlı ünlü bir seri katil, bir gün hücresinden kaçar ve yeni bir çılgınlığa soyunur. Planlarını uygulamaya koyan ve seri katilller arasında bir ağ kuran Joe’nun bu hareketi üzerine FBI da hemen harekete geçer ve eski ajan Ryan Hardy’i (Kevin Bacon) göreve çağırır.Ryan, yıllar önce öğretmenken 14 öğrencisini kaybetmesine yol açan Carroll’ın yakalanmasını sağlayan ve dünyada muhtemelen onu en yakından tanıyan kişidir. Ama aradan yıllar geçmiştir ve ne Joe, ne de Ryan’ın eski hallerinden pek eser yoktur. Hardy, aklı fikri iş olan ve sert bir yapıya sahip Jennifer Mason (Jeananne Goossen) ve çok zeki bir genç olan Mike Weston’dan (Shawn Ashmore) oluşan bir ekiple birlikte çalışmalara başlar ve örgütün üstüne gitmeye karar verir. Bu vakitten itibaren asıl hikaye, yani asıl savaş da başlamış olur. Hardy için, Joe için, içinde Joe’nun eski karısı (Natalie Zea) ve oğlunu (Kyle Catlett) da bulunduran bütün insanlık için…
The Following, kanalın sonbahar programında olmadığı için sezon ortasında başlayacak bir dizi.
http://www.youtube.com/watch?v=f8H4ewQzKFM
yorumlar
Teşekkürler, bu kadar yanıt yeterli.
Test deneme 1,2,3…
@abidin77 Sana olan bana da oldu. Ben de göndermeyi beceremedim zannediyordum ama şimdi bir gireyim dedim, meğersem yansımış.
Yavaşlığında ayrı bir şey var bugün sitenin.
Son 1-2 saattir, yorum yollamanın yavaşlığının yanında, sayfada bildirilerin açılışında da yavaşlık yaşıyorum. Yalnız mıyım?
You are not alone. Ya açılmıyor ya da 20 saniyede falan. Bugün içim şişti biraz.
Değişim geliyor demek Mindy‘e. Sevmedim bu değişiklikleri. Bu kadar erken değişiklik yapılması işlerin yolunda olmadığının kanıtı.
@abidin77: Dün gönderdiğim, ama sizlerin göremediği; benimse hala görebildiğim yorumum bu haberle alakalı idi. Neyse sen başarmışsın.
Kendi adıma reytingleri kötüye gittiğinden, geçen haftaki bölümden itibaren bıraktım izlemeyi. Toparlarsa, o zaman geri dönmeye hazır ve nazırım…
@alperen4700 : İlgili yorum (10 Aralık 20:38’de girmiş gibi görülebiliyor yukarıda), -tahmin ettiğin gibi- çok bağlantı içerdiğinden ötürü moderasyona düşmüş; dünkü aksaklıkların arasında onayladıydım ama sonra site down olduydu.
@dkamoy Ben göremiyorum o yorumu, haber edeyim
@dkamoy: Çok sonra geldi aklıma bu onay işi, açıkçası neden bilmiyorum; ama ben bu onay işinin sonlandığını hatırlıyorum onun da etkisi var tabi. İlgilendiğin için teşekkürler…
abidin77; aynı haberi göndermiş; nasılsa benim yazdığım görünmüyor diye silmiştim ben de. Yani artık görülemiyor büyük sorun olan yorum, alıcınızın ayarları ile oynamayın…
@real tortoise: Sorunun, sorununun cevabı yorumun içinde saklı…
Mindy olayını ben de bugün tanıtımına girişmeden önce bir Wikipedia-IMDB yapayım diye dolanırken fark ettim. 3 başrol korunduktan sonra diğerleri zerre umurumda sayılmaz ama Amanda Setton’a ciddi bozuldum. Gossip Girl’de sevdiğim bir karakteri vardı. Burada görmesi hoş oluyordu. Toplayalım derken 13’ten sonra çıkarıvermişler… Şimdi ben bu değişimleri tanıtıma yansıtsam bir dert yansıtmasam bir dert. Dur bakalım…
The Mindy Project’e 8 bölüm ardından resmen elveda diyorum. Baştan çok umut vaat eden ama sonradan hiçbir şey vermeyen bir dizi. O canım kadroyu toplayıp da nasıl bu kadar boş, ne olduğu belli olmayan bir dizi yapmayı başarabiliyorsun sayın Mindy Kaling? Ne komik, ne sevimli, ne de bölümlük konuları bir şeye benziyor.
@rpdi’den yine ağır sözler, inciler… Ben de bıraktım seyretmeyi, hatta çok oluyor. Ama ilk 3 bölümünü bayağı bayağı sevmiştim. Sonra verilen aralarla, bana kalırsa Mindy Kaling değil FOX kanalı diziyi öldürdü, bizi -seyirciyi- diziden soğuttu; zaten reytingleri de bunu gösteriyor…
Ben daha bırakmadım. Tanıtım maksatım olduğundan ayıp olmasın diye aradan önceki 9 bölümü de izledim. En olabilen 9. bölüm olmuş. Kendisini peşinden sürüklemediğine katılıyorum ama bir şekilde de o 22 dakikanın sonuna da geliyorum niyeyse. Bir de 13’ten sonra yapacakları o kadro oynamalarının etkisini de merak etmiyor değilim. Zaten o vakit de toplanmazsa sezon onayı alamayabilir ama şu an için de %50‘de.
(The Mindy Project hk.) İlk 9 bölümden sonra, ölüp bitiyor olmasam da ben hala beğeniyorum diziyi. Baştaki duygularım geçerli. (Biriktirerek izlemiştim 3-8 arasını, belki onun etkisi olmuştur.)
The Following Hakkında
İlk bölümünü az önce izledim ve ulusal kanallarda son 2 – 3 sezondur izlediğim en iyi ilk bölümlerden biriydi. Bir saniye bile sıkılmadım. Beklentim çok yüksekti, fazlasını buldum kendi adıma. James Purefoy ve Kevin Bacon çok iyi oyuncular bir kez daha kanıtlanmış oldu. Umarım Fox’ un yanlış politikalarına kurban gitmez.
The Following Pilotu Hakkında…
Dizide hem senaryo hem de oyunculuk bir TV dizisine göre, hele bir de ulusal kanal TV dizisine göre birkaç gömlek büyük. Kesinlikle, muazzam bir film tadında ilerledi. Ne ara bitti anlayamadım.
Dizi çok güzel, ama Kevin Bacon kusursuz. Onu izlemeye doyamadım açıkçası. James Purefoy bu bölümde biraz geri planda kaldığından, tam performansını son zamanlarda görebildik. Ayrıca, ondan efsane bir seri katil çıkacağına hiç şüphem yok. Dizi güzel olsa da, diziyi bir üst seviyeye çıkaran, kusursuzlaştıran oyuncular olmuş kesinlikle.Ayrıca bu 2 ileri bir geri ilerleyiş tarzını bu diziye çok yakıştırdım. Senarist çok da güzel yedirmiş, geri dönüşleri. Bu durum; izleyiciyi her daim pür dikkat izlemek zorunda bırakıyor. Bir an bile kafanızı çeviremiyorsunuz; çünkü her dakika bir şeyler olmakta. Acayip şekilde memnun kaldım, bu senenin şu ana kadarki en iyi pilotuydu, ona şüphe yok.
Ha kötü bir yanı var mı derseniz, -zorlama ile- 90’lı yılların seri katil filmleri ile bayağı benzerlikler var; ama esinlenme düzeyinde. Ayrıca, bu türde çok başka bir şekilde de ilerlenemez zaten. Yani o kadar olur. Ayrıca kendi adıma, o yılların filmlerine özlem duyan bana ilaç gibi gelecektir, geldi de…
Bu FOX, dün Seth Macfarlane’in (Family Guy) arkasında olduğu Dads adlı bir kahkahalı komediye oluru vermiş, diziye çevirmiş. Şimdilik 6 bölümlük onaymış. Konu da 30’larında iki adamın kabus gibi olan babalarının yanlarına taşınması sonucu karışan hayatları.
Bir de yazdım mı/biri yazdı mı hatırlamıyorum ama 1 ay önce de Murder Police adında bir çizgi diziye olur demiş. Buna da 13 bölüm vermiş. Karakol hikayesi ve orada çalışan bir polisle ilgili.
— Bu yorumun gerisi, The Following’in beğendiğim ilk bölümü ile ilgili ispiyon içerir —
İzledim. Beğendim. “Allaaaam yardırıyor” dedirtmedi, ama bence de kablolu dizisi ayarında bişi olmuş. Bir iki vahşet ve açık saçık sahne olsa tam kablolu olacakmış.
“Eğer Lost hatunu ölürse bu dizi benim dizim” demiştim. Bi de katilin hapse tekrar girip Kuzuların Sessizliği’ne bağlamasını istiyordum; o da olunca, beni gayet tatmin etti.
Bi de “Bu Bacon hiç mi yaşlanmaz arkadaşım?” diye n. defa çatladım hasetimden ve takdirlerimi sundum. :)) 2. Kiefer Southerland gelmiş Fox’a.
The Following’in ilk iki bölümünü peş peşe seyrettim bugün. Ben ünlü bir seri katil ve bunun hayranı bissürü manyak olacak, her bölüm de bunlardan biriyle uğraşacaklar, yani bir nevi sezonun yeni Alcatraz’ı olacak sanıyordum. Alakası yokmuş. Tamamen farklı ve çok iyi bir formatı varmış dizinin. İlk bölümün ilk 20-25 dakikası ölüp bitmedim ama sonradan bir kapıldım ve gerçekten çok hoşuma gitti. An itibariyle de bayıldım diyebiliyorum. (: Kendisini yeniler içinde en iyi 2. drama ilan ettim. (Birincisi Beauty and the Beast elbette ki. )
Uzun sezonlar gidebilecek potansiyeli olduğundan şüpheli olsam da çok mükemmel bir 1. sezon olacağından eminim. Sonunda tam anlamıyla düzgün bir dizi buldum, oh be! (:
The Following : James Purefoy hayrani olarak merakla bekliyordum ve ilk bolum itibariyle tatmin etti. dkamoy‘un da dedigi gibi kablolu ayarinda olmu$, ke$ke de olsaymi$.
@rpdi: Beauty and Beast’le ayni kefeye koyduguna inanamiyorum ca’nim diziyi.
@bachmann: Kristin Kreuk çarpmış olabilir kendisini :). Beni çarpmıştı Smallville’de.
@abidin77: Hahahahh ilahi. Ne tesaduftur beni de carpmi$ti Smallville’de, fakat hic iyi anlamda degil. Guzelligine lafim az, fakat oyunculuguna sayarim da sayarim (:
The Following 2. Bölüm İspiyonsuz…
İlk bölüme göre tempo biraz düşse de, 2. bölüm olarak da alnının akıyla çıktı diye düşünüyorum.
İspiyonlu…
Bu arada ben dizinin sonlarına takmış durumdayım, geçen hafta ilk bölümü yeni bir katilin hamlesine girişle kapatmışlardı. Ve bu hafta, onun hikayesini izledik. Bu hafta da, yeni bir katilin cinayet işleyişi ile kapattılar. Muhtemelen haftaya da onun hikayesini inceleyecekler. Bu tarz sonla ilerlerlerse seyirciyi daha da çok bağlarlar gibi geliyor, ben tuttum yani bu işleyişi…
@bachmann: Oyunculuğu konusunda çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Öyle güzel güzel, güzelliğini izlemek yetiyor bana. Tek kusuru boyu, bir 5 cm daha uzun olsaymış keşke :). Bir kaç sene evvel İstanbul’dan geçmiş. Smallville’den Allison Mack ve Emmanuelle Chriqui (OMG) ile. O geçtiği yerlerde çoğu kez takılan biri olarak kendisini göremediğime üzüldüm (tabi Emmanuelle Chriqui varken kendisini 2 sn’de satabilirdim bu arada).
@hsparks: (Şuradaki yorumuna cevaben)
Onca severim şu James Purefoy’u ama The Following‘de batıyor adam bana ilginç bir şekilde. Hani ne biliym biraz daha sırtlanması gerekiyordu o kötü adam rolünü. Bir Dexter tadında “bambaşka,unutulmayacak bir kötü adam” bekliyordum. Ama o oyunculuğu bulamıyorum. Adamın germesi lazım sanki ama geremiyor.
Konuyu ve işlenişi seviyorum. Ama polisiye sevmeyen senin gibi bir bünye için bence de devam etmesi zor bir dizi.
@dkamoy: Benim James Purefoy’la ilgili bir sıkıntım yok neyse ki Senelerce adamı hayran hayran seyrettiğim için onu beğenmemek nedir bilmiyorum Hatta benim oyunculuk konusuyla hiçbiriyle sorunum yok. Make It or Break It’teki kekim küküm Nico Tortorella bile burada iyi geldi gözüme. Benim sorunum işlenişle. Bir türlü kendimi konuya kaptıramıyorum. Devamlı konusu olan polisiyeleri severim aslında. Mesela The Killing’i bayıla bayıla seyretmiştim. Ama The Following’de güzelim kadroyu heba etmişler sanki. Her an bıraktım bırakıcam diye izliyorum. Bakalım…
Vallahi Following’de oyuncular da işleniş de çok iyi gidiyor benim zevkime göre. Bence zorla da olsa devam edin zamanla size de güzel gelecektir, oyuncu performansları için bile değer yahu…
@dkamoy: James Purefoy’un az buçuk geri planda kalması, kendisinin suçu değil bence, senaristin suçu. Sahneleri çok az yazılıyor çünkü. Bir de hapiste olduğundan kendisi, ancak bu kadar seri katillik yapabiliyor sanırım, muhtemelen sezon finaline doğru hapisten kaçırılacağından asıl performansını, sezon finaline doğru ve 2. sezonda görürüz sanırım…
Ya arkadaşlar, kusura bakmayın ama bu Following her bölümde benim için inanılırlığını gittikçe yitiriyor. Hele ki 1×07’nin ardından peeh dediğimi belirtmeden geçemeyeceğim. Diziye bayılmayı çok istiyorum ve aşırı bir olumlu önyargım var. Ama 24’ün son sezonları ayarına geldi şu son bölümle benim açımdan. Temposundan, oyuncularından (Purefoy hariç) memnunum ama… Hep bir “ama” haline, hep bir “tam olacaktın, olamadın” hissine sokuyor beni durmadan.
Mis gibi Person of Interest varken The Following’e takılıyorsun @dkamoy
@dkamoy Ben de son 3 bölümdür epey bir soğudum Following’den.
İSPİYON
1X06’nın son sahnelerindeki yakalayacakken elden kaçırma olayları falan çok sinirimi bozdu. Tamam bu adamın takipçileri her yerde ama ne bileyim bundan sonraki buna benzer kritik anlarda heyecanlı bir şekilde takip edemem gibi. Bir de bu adam ne yapıyorda tarikatine bu kadar insanı katabildi. Evet, 10-15 saniyelik geriye dönüşlerle biraz bilgi sahibi oluyoruz ama bana yetmiyor. Umarım açılır ileride, hala bir potansiyeli olduğuna inanmka istiyorum
Bu arada tamamen kopmuş da değilim yanlış anlaşılmasın, her ne kadar eski ilgimi kaybetsem de yine de severek izliyorum.
@abidin77 : Yuh! 2. sezonun 10. bölümüne kadar dayanmışım PoI’e daha n’apiym? Ki o daha da az ilgimi çekiyordu, hatta gıcık ediyordu işlenişi beni. Saramadı işte.
@dkamoy: Tam güzel bölümlere gelirken bırakmışsın yahu. Şimdi başlığına baktım. 12. bölüm aşmış yahu diye girmişim, Yani 12’den itibaren gelen bütün bölümler çok iyiydi. Özellikle son bölüm (sanırım 16) ile muhteşem Sarah Shahi ile daha da bir güzelleşti. Şimdi 11.bölüm biraz dolgu bölümü gibi ama yine de seyretmeni tavsiye ederim. Ondan sonra gelen bütün bölümler ise çok çok iyi.
Ayrıca 2X14’de bu adam geliyor.Sen seversin nu, yine zeki bir adam rolü vermişler. Biraz dolgu gibi gözükse de oldukça güzel bir bölümdü. Sık dişini @dkamoy
The Following hakkında, biraz ispiyonlu.
1) Hep merak etmişimdir. Polisler “FBI!'” , “NYPD!” demeden suçlu yakalayamıyorlar mı? Böyle kural falan mı var? Bağırmasalar belki de yakalayacakları adamı sırf ettikleri gürültü yüzünden başlıyorlar kovalamaya. Bu dizide de gözüme battı. Bknz:1×07
2) Bu dizideki polisler niye bu kadar saf, zayıf ve şansız? Kazansınlar, her şey iyi olsun demiyorum, olmasın da. Ama biraz da heyecan lazım. Adamlar karşıdan birini ya ellerine geçiremiyorlar, ellerine geçirdiklerinde de neredeyse hiçbir şey öğrenemiyorlar. Biri sargı bezini yutar geberir, öteki elini parçalaması sayesinde altındaki ilaçla geberir falan…
3) Bunları söylüyorum ama fena da gitmiyor bana göre, itiraf edeyim. 1×08’in Weston merkezli olması ve sonu normal bir bölüm geçirme açısından iyiydi. Benim açımdan 7’den de daha iyiydi.
Ama yine de yavaş gidiyor. Beklenti farklılığı mı oldu bu diziyle ilgili çözemedim. Seri katil cinayet işler falan beklentisinde de değilim ama bu dizidekilerin amacı neyse ben anlamadım. Ama bu kadroyla da galiba götürmeye devam ederim, o ayrı.
Neyse, öyle işte…
The Following 1X08 hakkında İspiyonlu
Benim bu bölümde takıldığım şey, depoya(ya da neresiyse artık) baskın yapıyorlar, burada bir FBI ajanı rehin alınmış, sadece 2 ajan gidiyor baskına. Belli ki oradalar işte, gitsenize en azından 5-10 kişi. Böyle şeyler olur arada ama, sık sık olmaya başladı Following’de. Daha önce dediğim gibi, nasıl olsa kimseye bir şey olmaz diye diye izliyorum, heyecanı kalmadı. Bir de adam neredeyse ordu toplamış kendine, nasıl ikna oldu bu kadar insan orası da meçhul. Benim beklentimi karşılamayan kısımlar bu gibi durumlar. Yine de çok büyük bir hamle falan yapsınlar da. Ben mahcup olmaya hazırım
Bu arada yakın bir zamanda Following tanıtımına da başlıyor olacağım.
Bak ben yukarıda bunu unutmuşum, onu da yazacaktım, gözüme takıldı diye. By the way, senin bölüm 8. bölüm, 7 değil.
Evet, 8. bölüm düzelttim
7. ve 8.bölümleri peşpeşe izleyince gözüme çarpan bir çok mantıksızlık beni de rahatsız eder oldu.
İspiyon içerir
Bu kasaba nasıl bir yerdir ki Amerika’nın orta yerinde bu kadar izole konuma gelmiş. Joe’nun müritlerine de takıldım. Hepsi güleç yüzlü, cinayet işleyebilecek gibi hiç görünmeyen figüranları toplamışlar. Keza @real tortoise’nin de bahsettiği gibi bir FBI ajanı kaçırılıyor, doğru düzgün bir operasyon yapılmadığı gibi kaçan suçluları da kovalama zahmetlerine hiç girmiyorlar. Yani dizide elle tutulur bir aksiyon yok.
Bir kaç bölüm daha bakarım, baktım hep aynı gidiyor diziyle vedalaşırım.
Daha büyük hali için şuradan.
Bu diziyi çok büyük umutlarla bekliyordum; ama yazık ettiler, inşallah çıkan bölümler eğlenceli olurda, damağımda tatlı bir lezzet olarak kalır.
Kiz cok tatli, bu afisi gorsem basta kesin izlermisim.
Bi Love Bites vardı. NBC erteleye erteleye Haziran’a atmıştı ve 9 bölüm sürüp bitmişti o da. Şimdi bu dizi de öyle olacak büyük ihtimalle. Becky Newton’ın kaderinde var bu durum.
Afiş de çok tatlı, oyuncular da bir umut kurtulmasını istiyorum. Çünkü Go On hariç elimde bu sene başlayan hiçbir komedi dizisi kalmadı.
Bu senenin en merakla beklediğim komedisiydi, keşke FOX Mindy yerine sezonun başında buna şans verseydi. Ben yine de mutlaka seyrederim çıkan bölümlerini; hem oyuncular hatrına hem de HIMYM’ın yaratıcılarından geliyordu bu dizi, onların hatrına… Çok zor; ama umarım kurtulur; yaz dizisi olarak kalmasına bile razıyım…
diyorum bu kız çok tanıdık. meğerse barney’in exmiş bu. orda da çok tatlıydı. hemen benim hali hazırda izlemekte olduğum bir diziye geçsin kendisi, başımın tacı yapayım kendisini. istek olaraksa supernatural olabilir ruby ve bela ikilisinden beridir çılgın kız eksiği var bu dizinin.
@alperen4700 ne zamandır Goodwin Games deyip deyip duruyon bende hiç dönüp bakmıyom bu dizi neyin nesidir.Bileydim Becki Newton’ın oynadığını seninle kahırlanırdım valla.
Love Bites izlerken imdb’ye girip girip yahu bu kız nasıl adam gibi bi yerde oynamaz diye hayıflanıp duruyordum.Sonradan HIMYM’de oynadı ama ordan da apar topar ayırdılar sırf malum senaryoyu yazmak için.Yoksa biz gayet memnunduk o ikiliden.
Üsteki posteri beğenenlere bir de şu poster gelsin.
@meorman: Şimdiye kadar boşuna mı konuştum? Hem oyuncuları, hem arkasındaki isimler hem de genel konusuyla bu yılın öne çıkan komedilerindendi.
Gerçi ilk bölümü seyretmeden bu kadar hayıflanmam da doğru değil de; FOX’a gıcık oldum biraz. Çünkü belki de daha ilk bölümden hiç sevmeyeceğim; ama şu ana kadar gelen her haberiyle, fragmanı ile dikkatimi çekmeyi başardı…
umarım şu dizi tutarda Beckimi yıllar boyunca izleyeyim.
The Goodwin Games erken düşmüş ortamlara, yok mu izleyen?
The Goodwin Games pilotunu ingilizce altyazıyla izledim, türkçe altyazı çıktıktan sonra tekrar izlerim büyük ihtimalle; ama ilk izlenim olarak bence çok güzeldi ve gidecek güzelim dizi çok yazık olacak bir sürpriz olmazsa ya hani vallahi çok yazık olacak.
Aaaa Mindy’nin 21. bölümünün son sahnesinde kim gelmiş hiç söylemiyorsunuz yahu. (İzleyecek olanlar link’e basmasın, benim gibi şaşırsın bence.)