2023 Yaz Sezonunda Ekrana Gelecek Olan Türk Dizileri
91 yorum aserat 11 Haziran 2023 08:58
2023 yaz sezonu atv benim güzel ailem Burcu Özberk buse meral Caner Cindoruk caner topçu cem gelinoğlu Damla Sönmez dönence emre bey enes koçak erdal özyağcılar eylül tumbar fox türkiye Hafsanur Sancaktutan hayatımın neşesi hazal filiz küçükköse kanal d kendi düşen ağlamaz kerem bursin kısmet kutsi maviye sürgün mustafa mert koç Nilsu Berfin Aktaş onur buldu özge özacar ruhun duymaz şebnem bozoklu seray gözler Serkan Altunorak show tv Şükrü Özyıldız sümeyye aydoğan taçsız prenses Tolga Tekin trt 1 türk dizisi üvey anne vermem seni ellere ya çok seversen yaz dizileri yaz şarkısı yerli dizi
Kış sezonunun yeni yeni bitmesi ve özellikle seçim süreci nedeniyle 2023 model yaz dizilerinin başlaması biraz daha geç vakte kaldıysa da farklı türlerde 10 (+1) proje önümüzdeki günlerde izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Dönence (Kanal D)
- Yapımcı: D Media
- Yönetmen: Serdar Gözelekli
- Senaryo: Nuray Uslu & Ebru Hacıoğlu (Exceptional adlı İsrail dizisinden uyarlama)
- Oyuncular: Sümeyye Aydoğan, Caner Topçu, Emre Kınay, Didem İnselel, Ogün Kaptanoğlu, Ülkü Hilal Çiftçi, Doğa Karakaş, Atakan Hoşgören, Nazlı Çetin, Can Kızıltuğ, Şebnem Doğruer, Mesut Yılmaz, Edanur Gülbudak, Muammer Tali, Alara Bozbey, Ahmet Varlı, Arda Uysal, Berfin Ant
- Konu: Üniversiteye gitme planları yapan Gece (Aydoğan), bir yandan da tüm yaz boyunca sevgilisi Emir (Hoşgören) ile müzik yapma hayalleri kurmaktadır. Ancak tüm hayalleri bir süreliğine askıya alınmak zorundadır. Çünkü özel bir çocuk olan kız kardeşi Gülce (Çiftçi) için İstanbul’un kalabalığı ve gürültüsü giderek daha da başa çıkılması zor bir hal almaya başlamıştır. Sevgilisini ve tüm hayallerini İstanbul’da bırakmak istemeyen Gece, bir anda kendisini ailesiyle birlikte Foça’da bulur. Hayatı bir anda alt üst olan Gece, kardeşinin yazıldığı yelken kulübünde eğitmenlik yapan Özgür (Topçu) ile tanışır. Özgür, anne ve babasını bir yangında kaybettikten sonra Asperger sendromlu erkek kardeşi Rüzgar’a (Karakaş) hayatını adamış yakışıklı bir gençtir. Gece, Özgür’le tanıştıkça hayata daha olgun bir yerden bakmayı, Özgür de Gece’den hayatı ertelememesi gerektiğini öğrenecektir. Ancak bu süreçte Gece’nin sevgilisi Emir’in Foça’ya gelişiyle ikilinin arasında alışması zor duvarlar oluşur. Gece, gerçek aşkın peşinden gitmeye cesaret edebilecek midir?
- Yayın Tarihi: 4 Temmuz Salı
Ya Çok Seversen (Kanal D)
- Yapımcı: Ay Yapım
- Yönetmen: Ali Bilgin
- Senaryo: Kübra Sülün
- Oyuncular: Kerem Bürsin, Hafsanur Sancaktutan, Şerif Erol, Hatice Aslan, Cemre Ebuzziya, Nazmi Kırık, Aziz Caner İnan, Mine Kılıç, Oğulcan Arman Uslu, Durukan Çelikkaya, Özgün Akaçca, Adin Külçe
- Konu: Annesi öldükten sonra küçük yaşta gönderildiği yatılı okuldan bir daha aile evine dönmeyen ve kendi ayakları üstünde durarak yurtdışında yaşayan, kimseye güven duymayan Ateş (Bürsin) ile gerçek ailesini hiç tanımamış, insanları kandırarak para kazanan Leyla’nın (Sancaktutan) yollarının kesişme hikayesini konu alıyor.
- Yayın Tarihi: 6 Temmuz Perşembe
Maviye Sürgün (Show TV)
- Yapımcı: O3 Medya
- Yönetmen: Nezaket Coşkun
- Senaryo: Murat Dişli, Barış Erdoğan, Gamze Arslan, İlker Arslan
- Oyuncular: Caner Cindoruk, Damla Sönmez, Serkan Altunorak, Bülent Şakrak, Ayça Erturan, Gökşen Ateş, Hakan Salınmış, Ruhi Sarı, Gürberk Polat, Öykü Su Okur, Berkan Bulut, Dinç Daymen, Kuzey Efe Eroğlu, Sinan Sicimoğlu, Fırat Turgut, Name Önal
- Konu: Uğradığı soruşturma sonrasında geçici süre açığa alınan başarılı SAT komandosu Ali (Cindoruk), eşi Ayda’nın talihsiz ve ölümcül hastalık haberi ile çocuklarını ve eşini de yanına alarak; Çamlıkıyı’da butik otel işleten kayınpederi Salih’in (Salınmış) yanına taşınır. Taşınmadan kısa bir süre sonra Ayda’nın vefatı ile tüm aile derin bir yasa boğulur. Henüz acıları çok tazeyken bir gece denize açılan Ali, ufukta sürüklenen bir botu fark eder ve fırtınaya aldırmadan içindeki kadını kurtarır. Kurtardığı gizemli kadının adı Defne’dir (Sönmez). Ali, yaşadığı kaza ile geçici hafıza kaybına uğrayan ve başına gelenleri hatırlamayan Defne’yi tanrı misafiri olarak otele getirir. Parça parça hafızası yerine gelen Defne gerçek anlamda bir dolandırıcıdır. Geçmişinde bıraktığını sandığı Ozan (Altunorak) ile hiç beklenmedik bir şekilde bu kasabada burun buruna gelen Defne’nin kendi için bir çıkış̧ yolu aramaktan başka bir seçeneği yoktur. (Intermedya ve NBCUniversal’a ait Amerikan TV kanalı Telemundo arasındaki anlaşmanın ilk meyvesi olan 26 bölümlük dizi, Güney Amerika’yla aynı anda Türkiye’de ekrana gelecek.)
- Yayın Tarihi: 12 Haziran Pazartesi
Kısmet (FOX)
- Yapımcı: NTC Medya
- Yönetmen: Semih Bağcı
- Senaryo: Mahinur Ergun & Yusuf Reha Alp
- Oyuncular: Cem Gelinoğlu, Özge Özacar, Serdar Orçin, Cenan Adıgüzel, Ece Yaşar, Lale Mansur, Arif Pişkin, Kerem Kupacı, Erdal Küçükkömürcü, Zeynep Kankonde, Yeliz Şar, Sezer Koç, Değer Soysal Alp, Neşe Baykent, Serhan Ernak, Göktuğ Yıldırım, Deniz Gürkan, Gökçe Şen, Nebi Tolga Yılmaz, Naz Öngen
- Konu: Mahallenin göz bebeği Avukat Doğan (Gelinoğlu) ile güzeller güzeli komşusu Melike’nin (Özacar) 5 yaşından beri nasıl olup da kavuşamadıklarının hikayesini konu alıyor. Kısmet Apartmanı’nda başlayan Doğan’ın aşkı, aileler arasındaki sosyal farklılıklar ve ikisinin de şahsına münhasır karakterleri nedeniyle bir türlü nihayete ermez. Dizide; Doğan ve Melike’nin kavuşup kavuşmayacağının hikayesinin yanı sıra, Kısmet Apartmanı sakinlerinin hikayeleri de izleyiciyle buluşacak.
- Yayın Tarihi: 16 Haziran Cuma
Yaz Şarkısı (FOX)
- Yapımcı: Pastel Film
- Yönetmen: Doğa Can Anafarta
- Senaryo: Ramazan Demirli, Zafer Özer Çetinel, Görkem Tüzün
- Oyuncular: Nilsu Berfin Aktaş, Mustafa Mert Koç, Efekan Can, Oya Başar, Yeşim Ceren Bozoğlu, Zehra Yılmaz, Duygu Karaca, Su Şanad, Merve Sevin, Ömer Kılıç, Selin Vardarlı
- Konu: Okumak için geldiği İstanbul’da babasının hayaline tutunan ve o hayali gerçekleştirmeye çalışan Yaz’ın (Aktaş) hikayesini konu alıyor.
- Yayın Tarihi: 9 Temmuz Pazar
Ruhun Duymaz (FOX)
- Yapımcı: O3 Medya
- Yönetmen: Aytaç Çiçek
- Senaryo: Ayşe Üner Kutlu
- Oyuncular: Şükrü Özyıldız, Burcu Özberk, Tuğrul Tülek, Aslı Sümen, Ülkü Duru, Şehsuvar Aktaş, Zuhal Gencer, Mert Öner, Ilgaz Kaya, Kadir Polatçı, Burak Acar
- Konu: Onur (Özyıldız) gözü işinden başka bir şey görmeyen bir ajan; Ece (Özberk) ise binbir hüneri ile göz kamaştıran profesyonel bir hırsız. Onur ve Ece; gece ve gündüz…
Benim Güzel Ailem (TRT 1)
- Yapımcı: Fabrika Yapım
- Yönetmen: Sadullah Celen
- Senaryo: Baykut Badem
- Oyuncular: Erdal Özyağcılar, Onur Buldu, Seray Gözler, Melis Babadağ, Aycan Koptur, Nergis Kumbasar, Erdem Akakçe, Barış Yıldız, Meltem Pamirtan, Serra Pirinç, Toprak Can Adıgüzel, Münire Apaydın, Ebrar Karabakan, Emre Akkuş, Tolga Ortancıl, Mina Sinenden, Ahmet Hakan Ünal, Halil İbrahim Kalaycıoğlu
- Konu: İstanbul’un tarihi semtlerinden birindeki müstakil evlerinde yaşayan Akyol ailesinin ebeveynleri Canan (Gözler) ve Rasim (Özyağcılar) ile çocuklarının etrafında gelişen hikayeleri konu alıyor. Canan, Rasim’i aile fertlerinin gül gibi geçinip gittiğine ve hiçbir sorunlarının olmadığına ikna etmeye çalışmaktadır. Akyol ailesinde ise durumlar hiç de öyle değildir. Derya (Pamirtan) ışık hızıyla Nedim’den (Akakçe) ayrılmaya karar verir. Öznur (Babadağ) evin satılmasını hazmedemeyip soluğu baba ocağında alırken, iki terapist Kaan (Yıldız) ve Öznur (Koptur) gitgide kendileri terapist desteğine ihtiyaç duyacak duruma gelmiştir. Aile bütün bu olaylarla yangın yerine dönerken evin küçük kızı Damla’da (Pirinç) ateş bacayı sarmış, Akyol ailesi bütün bu sorunlar yetmezmiş gibi bir de evlilik telaşına girmiştir.
- Yayın Tarihi: 21 Haziran Çarşamba
Kendi Düşen Ağlamaz (TRT 1)
- Yapımcı: NGM
- Yönetmen: Emre Kabakuşak & İnci Balabanoğlu
- Senaryo: Gülbike Sonay Üte & Tuna Kıygı (aynı adlı kitaptan uyarlama)
- Oyuncular: Hakan Yılmaz, Eylül Tumbar, Enes Koçak, Selen Soyder, Yonca Şahinbaş, Berat Yenilmez, Hivda Zizan Alp, Serhan Onat, Sema Çeyrekbaşı, Yiğit Kalkavan, Sait Genay, Beste Yaralı, Çağla Boz, Yiğit Kaan Yazıcı
- Konu: Prensesler gibi büyüyen güzeller güzeli Alize (Tumbar) ile hayatın her türlü çilesini çekmiş, hayalleri elinden alınmış bıçkın delikanlı Serkan’ın (Koçak) bir kaza sonucu tanışmasıyla başlar her şey… Alize’nin doğum gününde hayatına giren Serkan, Alize’ye hayatın bir armağanı mı olacak, yoksa onun en büyük sınavı mı olacak? Babasının evleneceğini öğrendiğinde ona ders vermek için küçük, minicik bir oyun oynamak isteyen Alize, başına geleceklerden habersizdir. Kendini bir anda bambaşka bir hayatın içinde bulan Alize’nin önünde artık iki yol vardır. Ya oyunu, yeni kurallarına göre oynayacak ya da havlu atacaktır. Pes etmek nedir bilmeyen inatçı mı inatçı Alize; en az kendisi kadar inatçı ve bir o kadar da gözü kara Serkan’ın karşısında ne yapacak? Kızımız kendisinden beklenmeyen bir azimle yeni hayatına ayak uydurmaya çalışırken Serkan’ın sakladığı sır ortaya çıkacak mı?
- Yayın Tarihi: 22 Haziran Perşembe
Hayatımın Neşesi (TRT 1)
- Yapımcı: Goya Entertainment
- Yönetmen: Şahin Altuğ
- Senaryo: Ekin Atalar
- Oyuncular: Şebnem Bozoklu, Tolga Tekin, Metin Coşkun, Uğur Demirpehlivan, Selma Güneri, Aras Şenol, Gizem Kala, Ezgi Tombul, Süreyya Güzel, Özlem Ünaldı, Nisan Dökmeci, Said Ege Yıldırım
- Konu: Ailesi ve çocukları için üniversite hayatını terk eden ve yıllar sonra fakülteye geri dönme kararı alan Neşe’nin (Bozoklu) aksilikler, komiklikler, sevinçler ve başarılarla dolu hikayesini ekrana getirirken hayallerini gerçekleştirmek için her yaşta cesur adımlar atabilmenin önemini vurguluyor. Aileye yeni gelen gelin adayı Aylin’in (Kala) bir anda ortaya çıkmasıyla bir dizi yanlış anlaşılmalar silsilesinin ardından Neşe hayatını sorguluyor. Ve hayallerini gerçekleştirmek için hiç de geç olmadığını fark ediyor. Fakat bu seferki yeni deneyimi, üniversiteden eski bir arkadaşı olan ve Neşe’ye karşı bazı kırgınlıkları olan Profesör Sevda’nın (Güzel) karşısına çıkaracağı zorluklarla dolu bir mücadele başlatıyor.
- Yayın Tarihi: 7 Temmuz Cuma
Vermem Seni Ellere (ATV)
- Yapımcı: AKN Film
- Yönetmen: Ali Balcı
- Senaryo: Şehrazat Tunus Taşçı, Damla Güçer ve Samed Aslan (Forevermore adlı Filipinler dizisinden uyarlama)
- Oyuncular: Emre Bey, Buse Meral, Fatih Al, Filiz Ahmet, Cihat Tamer, Bülent Alkış, Goncagül Sunar, Bahtiyar Engin, Burak Can, Sina Özer, İlayda Ildır, Şeyma Peçe, İpek Özağan, Kayhan Açıkgöz, Esin Gündoğdu, Meriç Özkaya, Duygu Kum, Berk Artıran
- Konu: Aşık olmadığı biriyle evlenmek üzere olan Mehmet, (Bey) tünelden önceki son çıkışı kullanıp nikâh masasını terk ederken; tüm köyün sorumluluğunu üstlenip tünelin sonundaki ışığa kavuşmaya çalışan Zeliş (Meral)… Kader bu defa biri özgürlüğüne, diğeri kurtuluşuna koşarken umulmadık bir şekilde örer ağları. Mehmet, Zeliş’in tepesine düşer. Evet, tam tepesine. Ele avuca sığmayan Mehmet’le inatçı mı inatçı Zeliş’in hikayesi böylece başlar. Mehmet kurtulduğunu zannederken başka bir esarete düşmüştür, artık Zeliş’in esiridir. Zeliş, Mehmet’e, köye verdiği tüm zararı ödetmeye kararlıdır. Mehmet’in tek kurtuluş yolu ise arkasında bıraktığı, koşarak kaçtığı hayatına dönmesidir. Mehmet’i doğduğuna pişman etmeye kararlı olan Zeliş geri adım atmaz, Mehmet’e hayatı dar eder. Mehmet de bulduğu her fırsatta kaçmayı deneyip Zeliş’ten kurtulmanın yollarını arar.
- Yayın Tarihi: 18 Haziran Pazar
Üvey Anne (ATV)
- Yapımcı: ONN Medya
- Yönetmen: Yasemin Türkmenli
- Senaryo: Yasemin Kırbaş & Hülya Vural
- Oyuncular: Hazal Filiz Küçükköse, Kutsi, Aslı Tandoğan, Ezgi Şenler, Ayşegül Günay, Hakan Eratik, Emin Günenç, Ayşen İnci, Mihriban Er, İbrahim Şahin, Bengü Balta, Nehir Gökdemir, Doruk Öztürk, Ali Yerlikaya, Ecenaz Üçer, Yasemin Nil Yılmaz, Ecenaz Üçer, Duygu Erokan, Göker Ersivri, Deniz Hiracan, Selinda Nur Keküllüoğlu, Emir Kaan Özkan
- Konu: Büyük aşkla bağlı olduğu eşi Efsun’u kanser nedeniyle kaybeden Faruk (Kutsi), kendisini 3 çocuğuna adamıştır. Kalbini aşka kapatan Faruk, bu arada ona bu yolculukta destek veren asistanı Serap’la (Küçükköse) çocuklarına olan ilgisi ve yardımı nedeniyle evlenir. Diğer yandan Faruk, ölen eşi Efsun’un yakın arkadaşı İpek’in (Tandoğan) de duygularını fark eder.
- Yayın Tarihi: 19 Haziran Pazartesi
Ocak ayında başlayan ve 10. bölümüyle sezon finali yapan FOX dizisi Taçsız Prenses de yenilenmiş kadrosu ve hikayesiyle yaz ekranında izleyiciyle buluşacak. (Yapımcı: MF Yapım / Oyuncular: Elif Kurtaran, Tarık Papuçcuoğlu, Rozet Hubeş)
Yayın Tarihi: 17 Haziran Cumartesi
yorumlar
Kendi Düşen Ağlamaz: 22 Haziran Perşembe
“Tabii” dizilerinden Mevlana’yı bu cuma günü TRT’de başlatıyorlarmış.
Bu da ne çeşit bir yaz dizisiyse. Neyse.
Maviye Sürgün’ün ilk bölümü 109 dakika olarak görünüyor. Demek ki yurt dışındaki (ortalama 55 dakikadan) iki bölümü birleştirip 26 bölümü 13 haftada eritecekler.
Taçsız Prenses – 17 Haziran Cumartesi
Ya Çok Seversen | İlk Tanıtım | 6 Temmuz Perşembe
Yaz dizisine benzeyen yaz dizisi. Alla alla.
Dönence – 4 Temmuz Salı
Yaz Şarkısı – Tanıtım
Hayatımın Neşesi – Tanıtım
Benim Güzel Ailem – 1. Bölüm 2. Tanıtım
Burcu Özberk ve Şükrü Özyıldız’lı “Ruhun Duymaz” dizisinin Maviye Sürgün gibi 26 bölümlük paket dizi olması planlanıyormuş (Türkiye’deki yayın haklarını FOX’un aldığı söylenmişti) ama son değişikliğe göre yaz dizisi olmasına karar verilmiş, gelecek ay başlayacakmış. (K: Birsen Altuntaş)
İlk final haberi geldi bile Taçsız Prenses: Cumartesi bölümüyle final
Bu dizinin ara verip hikayede değişiklikle geri döndüğü takdirde toparlanacağına kim niye inandı acaba?
Pek yaptığım bir şey değildir ama normal akışta izledim Benim Güzel Ailemi. Güzel kadro kurmuşlar öncelikle. Dış eksendeki 3-4 kişi haricindeki herkesi bir yerlerde izledim daha önce ve negatif hatırladığım biri de yok içlerinde. Rollere de uygun seçimler olmuşlar ayrıca. Herkes ayrı ayrı arıza tipler denebilir. Ferdi taşıdı tabii daha ziyade ilk bölümü. Büyük damat, abla ve anne de destek kuvvet pozisyonundaydi. Komedi açısından fena değildi bölüm. Drama açısından ise pek iyi değildi açıkçası. Next damadın hikayesinin sonları farklı olsa da başları Yalı Çapkını’ndan halliceydi. Next damat bölümdeki en zayıf oyuncuydu bu arada. Umarım ana kadroda değildir.
Yaz döneminde bir 10 bölüm kadar izlenir gibi. Ötesi fazla gelir muhtemelen.
– Next damat oyuncusu yan rollük birisi değil. En olmadı kötü karaktere evrilip kalır o.
– Ben de niyeyse hiç aklımda yokken TV’yi açtım, açmışken bir de bunu açtım. 2.5 saat dizi bölümü mü olur be? Yaptılar oldu.
– Tam bir aile dizisi profili işte. Her şeyden bir tutam koymuşlar gibi. Sırf 3 tane sorunlu evlilik var. Aman neyse.
Yaz vakti ne kadar tutar bilemedim. Haftaya bayramın 1. günü ve yeni bölüm fragmanı yayınladılar.
Çrş. günleri rakip dizi falan yok gerçi, belki onun ve kadrosunun gazıyla olur.
Kendi Düşen Ağlamazi da izledim normal akışta. Şu ana kadar start alan 4-5 dizi arasında en yaz dizisi olanı buydu. Pek matah bir dizi sayılmazdı tabii. Olan biten şeylerin de pek bir mantığı yoktu. Sonunu fena baglamadilar ama nispeten ve biraz olsun toparlamış oldular. Fragmana da bakınca ilerleyen bölümler bu bölümden daha iyi geçer diye umuyorum.
Dünkü dizinin aksine pek tanıdık sima yoktu bu dizide. Toplasan 3-4 kişiyi tanıyorumdur herhalde. Esas oğlan Alperen Duymaz-Mert Ramazan Demir karışımı bir tip. Onlara kıyasla daha uzun ve daha sempatik bir tip tabii. Esas kızdan ise iliklerime kadar nefret ettim. Bu durum mort olduğu anları daha keyifli kılmakta tabii. Esas kız dışında esas kızın teyzesi ve esas oğlanın şaşı ablası da epey sinir bozucu tipler. Hakan Yılmaz’ın dizideki varlığından memnunum. Babaanne ve dede icin ise bölümün komedi yükünü taşıdılar denebilir.
Bu dizi kargoda karışmış sanırım bu arada. Kanal D, FOX ya da Star’a gidecekken yanlışlıkla TRT’ye gelmiş gibi.
Kendi Düşen Ağlamaz‘ı ben de izlemiş bulundum. Yine 2.5 saate yakın bir bölümdü.
Fena bir iş çıkmamış ama eksikleri de batıyor sayılır. Ana çiftin didişmelerine, kızın babasının evliliğine karşı çıkma biçimleri falan biraz göz devirmelikti. Romantik komedi tarafını olduğunca vermişler en azından.
Oğlanın ailesi daha izlenesi. Orada da eski model aile kafası biraz gözüme gözüktü. Fakir-zengin kısmını bilindik işliyorlar… Neyse. Öyle.
Hayatımın Neşesi – 7 Temmuz Cuma
Yaz Şarkısı – 9 Temmuz Pazar
Kısmet (Bölüm 1)
Bakmayacaktım aslında ben buna. Dışarıdan bakınca kötü gözüküyordu keza. Kast cazip gelmedi, ilk bölüm fragmanı kendini satamamisti … Ama sonra başka bir bölümun fragmanını izleyince bir denesem mı acaba dedim. İzledim ve şaşırtıcı bir şekilde epey eğlendim. Denediğim 2 TRT dizisinden de fazlasıyla komik. Merkez erkek karakterin replikleri bir zeka parıltısı barındırmakta. Merkez kadın karakterde ise bir şeytan tüyü. Ölür müsün öldürür müsün dedirtiyor ama hayran gözlerle izletiyor kendini. Bölümde erkek karakter için yapılan yorum tam isabet: Söz konusu Melike olduğunda mantığını yitiriyor aklı başında adam. Kadın merkez karakter için yapılan yorum da tam isabet: Elemanla kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor oynak kadın ve büyük haz duyuyor bundan. Oğlanın annesini fazla gürültücü buldum. Kızın annesi rolündeki oyuncuyu özlemişim. Yeni avukat rolündeki oyuncu da özlediğim simalardan bir diğeri. Kızın kocası şapşalin teki. Oğlana talip 2 hatundan iş yerinde olanı ortamı kızıştırabilecek yeterli ısıya sahip değil ne yazık ki. Aynı apartmanda yaşayaninda ise var o potansiyel. Onu daha fazla kullansınlar kısacası. Oglumuzun patronu çok cool adam bu arada. Herkese böyle kafa patron lazım. Rus hizmetci tiplemesinin de ileriye dönük eğlendirme potansiyeli oldukça yüksek. Son olarak; 110 dakika makbulumdur. 100-120 aralığında takılmaya devam etsinler.
Bölüm 2
Kendi maaşı: 42000
Anasının emekli maaşı: 17000
Artı 20000’e yakın da kira geliri var. Hala donmuş patatesin, pizzanın, etin fiyatının hesabını yapıyorlar. Bizim yaptığımız hesaplar bunlar; sizin değil.
Hayatımın Neşesi – 1. Bölüm Fragmanı
TRT’nin yaz dizilerini ben de izledim. Hatta izlemeyeni dövüyor olabilirler, ben de birkaç defa daha izlemiş/dinlemiş olabilirim çünkü 1000 kere ilk bölüm tekrarını verdiler zira.
Benim Güzel Ailem klasik aile dizisi formülünden yürüyor. Bütün ailenin masa başında toplandığı sahneler “Parenthood” başta olmak üzere yerli yabancı birçok aile dizisini anımsattı bana. Biraz hızlı başladı. Karakterler biraz itici geldi, özellikle Onur Buldu’nun canlandırdığı karakter, fazla açık sözlü oluşundan belki. Kadro kalabalık. Yan kadroya bile Nergis Kumbasar, Münire Apaydın gibi isimler seçilmiş, hepsi çok iyi. Aycan Koptur’u ayrı seviyorum zaten. Konu zorlama bir şekilde ilerlemezse izlenebilir ama şu evlilik meselesi falan, onu uzatırlarsa sıkıcı olabilir. Esas oğlanı birkaç yaz önceki “Kalp Yarası” dizisinden hatırlıyorum. Orada bıçkın delikanlıydı, burada daha sempatik ama dizideki hikayesini fazla uzun ömürlü göremedim ben de.
Kendi Düşen Ağlamaz da feci klişe ama keyifliydi. Klasik zengin kız fakir oğlan çatışması. Kız biraz fazla ukala (gerçi o görümceye iyi yapıyor) ama girdiği yeni dünyada afallaması komik anlar yaratıyor, oğlan fazla atarlı giderli, karizmatik ki zaten Best Model’den çıkmaymış. İki başrolün de yeni isimler tarafından canlandırılması işi cazip kılıyor. Oyunculuk yetenekleri için bir yorumda bulunamam çünkü proje de fazla yetenek sergilenebilecek bir proje değil ve henüz yolun başındalar ama ekrana yakışıyorlar. Yan kadro da iyi isimlerden oluşturulmuş. Selen Soyder yıllar sonra ekrana dönmüş ama karakter, tanıtımlarda anlatıldığı kadar iddialı gelmedi bana. Yıllar önce oynadığı “Lale Devri”ndeki Toprak gibi sessiz, sakin, hikayeye çok bir iz bırakmıyor. Yonca Cevher ne dese şaşkın şaşkın kalıyor. Biraz daha dişli bir karakter yazılabilir.
Hayatımın Neşesi’ni de merakla bekliyorum. Yeşilçam efsanelerinden Selma Güneri tam 12 yıl sonra ekranlara dönüyor. En son “Dinle Sevgili” isimli bir günlük dizide rol almıştı. Dizinin konusu da ilgi çekici açıkçası. ‘Kadınların çalışmaması ve onlara bakılması’ gerektiğinin kimilerince dile getirildiği bir ortamda bir aile kadınının kendini bulma ve var olma çabasının anlatılacağı, yıllar sonra okula döneceği bir dizinin yapılmasını ve TRT’de yayınlanmasını kıymetli ve (iyi anlamda) şaşırtıcı buluyorum. Tabii konunun nasıl ele alınacağı da önemli. Umarım halkta da bir karşılığı olur ve tutar.
Hayatımın Neşesi – Afiş
Dönence ilk bölümü izledim. İyisi kötüsü ortaya karışık bir bölümdü. Derdini anlattı.
– ‘Farkındalık’ kısmını iyi işlediler gibi ya da sömürmediler en azından. Müzikleri de yerindeydi, abartmamışlar.
– Emre Kınay, yine bir yaz dizisinde ana karakterin babası olmuş Farklı olarak erkeğin değil de kadın başrolün bu sefer ^.^ Bir de kötü baba değil. Eşini aldatıyor olabilir, o başka.
– Gülce karakterini eleştirebilecek bir konumda olduğumdan ne desem ayarsız kaçabilir, oraya girmiyorum. Sabır depolamak şart gözüküyor sadece. Bu açıdan Özgür ve kardeşini daha çok sevdim.
– Gece’nin de halleri yeri geldi mi yaz romantik komedilerindeki başrolden halliceydi bazen de dramayı katıverdiler işin içine. Temposu dolayısıyla hızlı sayılmaz, daha hayatın içinden gitmeye çalışmışlar. İşin içine klişe kodlar da girmiş tabii. Komşu mesela.
– Caner Topçu’nun diksiyonu Duy Beni’de daha düzgün değil miydi yahu? Sanki iki arada Kerem Bürsin’in Amerika’dan ilk geldiği döneme doğru dönmüşüz. Fark şu ki adam orada büyüdüydü. Kendisi yerli+yurdum malı zannedersem. Neyse.
Atakan Hoşgören’i bu bölüm hikaye gereği ucundan kullandılar. 2. bölümde daha fazla kullanmaları dileğiyle.
Dönence (Bölüm 1)
–Uyarlama olduğunu hissediyorsunuz izlerken.
-Farkındalık kasma durumu şu an için ayarında gibi.
-3 ay gecikmiş bence başlamak için. Ya da 2 ay erken gelmiş. Temmuz, bu tarz bir dizi için alışılagelmiş bir başlangıç ayı değil bence. Bu alışılagelmemişlik reytinge de yansıyabilir negatif anlamda.
-2 saat 15 dakika, ilk bölüm için fazla uzun kaçmış. Tempo olarak yavaş kaçtığını, bu sebeple TV’de normal akışta ya da internette normal hızda izlemenin pek akıl karı olmadığını da söyleyebilirim.
*Gece’yi çok iyi anlıyorum ben. Günahıyla-sevabıyla kabulümdür şu an için. Babasını da yargılamıyorum. Keza;
1-Gülce, Rüzgar gibi idare edilebilir biri değil. Aynı zamanda onun kadar sevgi çiçeği de değil tabii.
2-Anne karakteri, kafa ütüleyici, buyurgan, tek merkezli, buz.
*Baba karakteri, eşini aldatmakta. Eşinin de ilerde komşuya yanlama ihtimali oldukça yüksek ama şu an için gereksiz soğukluğunu ona da yansıtmakta.
*Gece’ye İstanbul’dan bir sevgili getirmek gereksiz olmuş bence. İlla biri olacaktıysa da bu değil yani.
-Sümeyye Aydoğan ve Caner Topçu’yu Duy Beni sonrasında yani 1 yaz sonra yeniden bir araya getirmişler. Sümeyye Aydoğan, birkaç bölüm şans verdiğim o berbat dizinin en çok öne çıkan ismiydi benim radarımda. O dizideki gereksiz makyajından ve göz yoran süsünden arındığı takdirde başka bir dizide izlemenin güzel olabileceğini düşünmüştüm. Yanılmamışım. Bu duru haliyle ve bu dizideki hal ve tavırlarıyla Medcezir’den Mira’yı anımsattı bana fazlasıyla. Sümeyye Aydoğan’dan da Gece’den de memnun kaldım kısacası. Gece ismi de gayet hoş bir seçim olmuş bu arada. Sırf uyum olsun diye Caner Topçu’nun karakterinin ismini Gündüz yapmamaları da iyi olmuş tabii. Caner Topçu demişken; Duy Beni’deki görüşüm değişmedi: Fazla kasıntı biri ve de kötü oyuncu bence. Ama buradaki karakteri Özgür, Duy Beni’deki Kanat’a kıyasla daha katlanılabilir gibi tabii.
-İkinci yeniden buluşma ise Didem İnselel-Şebnem Doğruer buluşması. Yani bir Kavak Yelleri buluşması. Didem İnselel’i şu sıralar yeniden izlemekte olduğum o diziden severim. O dizi dışında başka bir dizide denk gelmemiş olmam da üzücü bunca yıldır. Lakin Verda karakteri yukarıda da belirttiğim üzere kolayca kanımın kaynayabileceği bir tipleme değil ne yazık ki. Buruk bir mutluluk oldu yani onu dizide görmek.
-Emre Kınay, boş kalmamış yine. Severim kendisini izlemeyi. Yılan Hikayesi, İnşaat, İki Aile, Aile Reisi, Düriye’nin Güğümleri, Güneşi Beklerken, Sil Baştan, Ulan İstanbul, Güneşin Kızları, Tozluyaka … 25 senedir çok fazla işte, iyi-kötü bir çok rolde izledim kendisini.
Karakteri Cem’in dizideki ağırlığı çok yüksek seviyede olmayacak gibi geldi bana. Gece, Özgür, Gülce ve Verda’ya kıyasla en azından.
-Ogün Kaptanoğlu’nu Kardeşlerim’de ve Deli Gönül’de izledim daha önce. Bekar sanırım karakteri Harun. Evli olmasını tercih ederdim. Ya da en azından Gece’nin ya da Gülce’nin yaşında bir kızının ya da oğlunun olmasını.
-Ülkü Hilal Çiftçi’yi küçük bir çocuk olarak Kırgın Çiçekler’de izlemişim daha önce. O vakitlerde 6-7 yaşlarındaydı. Şimdi ise 14.5 yaşına gelmiş sanırım ama daha büyük gösterdiği söylenebilir.
Fazla zoom yaptılar, ekranı da fazla salladılar ayrıca denebilir Gülce karakterinin sahnelerinde. Bu kadarına gerek yok bence. Bir de o şeref yoksunu internet sevgilisi hikayesine daha ilk bölümden girmeye gerek var mıydı cidden?
-İlk defa bu dizide izlediğim Doğa Karakaş, girmiş role. İşi kolay değil. Oktavını iyi stabilize etmesi gerekiyor uzun vadede. Batadabilir çıkadabilir.
-Nazlı Çetin’i Kardeşlerim’den severim. Geç bulmuş, erken vedalaşmıştık orada. Burada görmek güzel oldu kendisini. Karakteri Sera’da öylesine bir dengesizlik mevcut bu arada. Bir mantığa oturmadı kısacası henüz karakter.
-Can Kızıltuğ’u da Kuzey Yıldızı’nda izlemiştim. Karakteri eğlenceli birine benziyor ama o da Sera gibi oturmadı daha. Telefondan fotoğrafını gösterdiği kız tanıdık biri mi çözemedim telefon ekranından izlediğim için.
-Yine burada ilk defa izlediğim Atakan Hoşgören tercihinden hiç memnun kalmadığımı yukarıda da belirtmiştim zaten.
-Tek ve minicik bir sahnede gözüken Alara Bozbey’i konuk oyuncu olarak belirtmişler bölüm başında. Bakalım kaç bölüm ortalıkta kalacak?
Son olarak; birkaç yan karakter daha istiyor dizi. Oyun alanını daha geniş tutması gerek.
Benim Güzel Ailem (Bölüm 2)
Kendimi zorladım, zorladım ama anca 50 dakika dayanabildim. Ne berbat bir bölüm olmuş bu yahu! Başına buyruk, karman çorman akan bir bölüm, berbat yazılmış diyaloglar ve üstüne Onur Buldu’nun saçma sapan, boğucu taklitleri … Benden pas.
Yaz sezonunda 4 bandını gören + üç grupta gün birincisi olan ilk dizi Benim Güzel Ailem olmuş. (Ben de ilk iki bölümünü keyifle izledim, aile komedilerini seven biri olarak sınıfı geçti diyebilirim)
Dün akşam TV8’deki Galatasaray-Hull City maçının reytingi ölçülürken yapılan yanlışlıktan dolayı yapılan güncellemeyle Total ve AB’de zirve el değiştirmiş.
Ya Çok Seversen ilk bölümü (de) izledim.
Tam bir yaz romantik komedisi olmuş. Ancak bir yandan da aşırı tanıdık ve dolayısıyla klişe yahu.
Kerem Bürsin zaten Serkan Bolat ve/veya Kerem Sayer’in kuzeni tipinde bir karakteri oynuyor yine. Hafsanur Sancaktutan’ı normalde severim ama ondan şimdilik Hande Erçel veya Hande Doğandemir tipi çıkmamış.
Yan karakterler de pek cazip sayılmaz. Dolandırıcı aile bir derece çekilir de (Tozluyaka buluşması yaşanmış orada) Ateş’in ailesi ne mesela? Hatice Aslan’ın ve Aziz Caner İnan’ın (severim) karakterleri kötü karakter bakımından ucuz durdu şimdilik. Şerif Erol onlara göre daha iyiydi.
Yaz vakti izlenir umarım, bütün diziler eh işte tadında iş çıkarıyor zaten. Biri usulünce tutsun bari. (Yarın 2.5 civarı açarsa gülerim o başka da neyse.)
Ya Çok Seversen (Bölüm 1)
Ateş ile Leyla arasına döşedikleri tesadüf raylarında aşırıya kaçmışlar. Şaşırtmadı tabii. Klasik Türk dizisi. Bir klasiklik de kötü karakter tiplemelerinde yani abi ve halada. Halanın Ateş’e karşı tamamen yabancı halleri pek bir mantığa oturmuyor ayrıca şu anda.
Kerem Bürsin her zamanki karakterini oynuyor. Bir kere de değişik bir şey oyna di mi? Bunca yıldır piyasada ve doğuştan fakir, özgüvensiz bir bireye hayat verip kendisini zorlamaya çalıştığını göremedik daha henüz. Hafsanur Sancaktutan’a kanım kaynamıştı en son Darmaduman’da. Klasik, gitgelli, atarlı, davranışları/tercihleri pek de mantığa oturmayan kız tiplemesi onunki de. Kerem Bürsin-Hafsanur Sancaktutan uyumu iyiydi bu arada.
Esas oğlanın yarı kardeşleri fena olmamış gibi. Üçlüden oğlana daha fazla kanım kaynadı tabii. Çöp Adam’da Seko’nun küçüklüğünü oynayan çocuktu sanırım bu. Avukata hiç ısınamadım. Aziz Caner İnan nerde uyuz karakter var onu bulur giyer zaten. Hatice Aslan’ın konuşma tarzı hiç olmamış. Çok yapmacık, çok klişe. Onu daha önce izlediğim birkaç işten alışkın olduğum bir ton da değil ayrıca bu ton.
Esas kızımızın son olarak Baraj’da izlediğimiz üzere bir düğün dolandırıcılığı ekibi var. O dizinin üzerinden çok fazla süre geçmemişken gereksiz olmuş bu esinlenme. Ayrıca özendirmeyelim millete lütfen bu dolandırıcılık türünü. Dolandırıcılık ekibindeki oyuncu seçimlerinden memnun kaldım tabii. Orta yaşlı, gereksiz bir ağızla konuşan çete başı dışında elbette. Oğulcan Arman Uslu ve Durukan Çelikkaya, geçen yaz Tozluyaka’da bir aradalardı. Birer rol uydurup Ecem Çalhan ve Nur Yazar’ı da getirselerdi keşke oradan. Mine Kılıç’ı ise Annenin Sırrıdır Çocuk isimli kötü diziden anımsıyorum. O dizide az çok kanımın kaynayabildiği tek kişi oydu sanırım.
Her şeyiyle klasik bir yaz dizisi var karşımızda kısacası. İzlenir belki bir 10-13 bölüm elbet ama fazlası sıkar.
Kendi Düşen Ağlamaz (Bölüm 3)
Alize rüzgarı serin serin değil, ılık ılık esmeye başladı bu bölüm. İyi oldu böyle.
Kerem Bürsin’e haksızlık yapılıyor bence. Filmografisine baktığımız zaman ilk dizisi ”Güneşi Beklerken”den sonra uzun bir süre yaz dizisi yapmamış. ”Şeref Meselesi”, ”Bu Şehir Arkandan Gelecek” (mesela bu dizide gemilerde çalışan, annesini küçük yaşta kaybetmiş bir boksördü), Tango & Cash uyarlaması ”Muhteşem İkili” gibi sezonluk dizilerde denemiş şansını. Arada ”Unutursam Fısılda” gibi filmler de var. Evet oyunculuğunu zorlayacak, özgüvensiz karakterler değildi ama holding patronu da değildi sonuçta. ”Sen Çal Kapımı” ile birlikte yaz dizilerine yani başladığı yere geri döndü. Bundan sonra da kendini çok zorlayacağını sanmıyorum. İyi bir ekran yüzü, iyi de bir insana benziyor ama oyunculuk kabiliyetinin çok yüksek olmadığının o da farkında, dolduracağı boşluğu bulmuş. Klasik yaz dizisi işte, oyuncular biraz vakit geçirir, kafa boşaltmak için izleyen izler, dizi de gittiği yere kadar gider.
Kısmet (Bölüm 3)
*Tamamen komedi olan/tüm karakterleri komediye hizmet eden dizide sadece abla karakteri üzerinden drama yaratılmaya çalışılmasını anlayabilmiş değilim. Tamamı beyaz olan bir gömleğin yakasının saçma sapan bir şekilde siyah olması gibi bir şey bu.
*Geçen bölümde gelir hesabı yapmıştım. Bir daha giresim yoktu aslında o konuya ama kadının yaptığı çiçek-çikolata hesabından sonra sessiz kalamadım yine bak!
*Doğan: Tamam, koş demiyorum. Yürü de demiyorum ama ceza sahasında bu derece hareketlilik mevcutken ve sen rakip kalenin önünde dikilirken izin ver de 10 toptan 1-2 tanesi orana burana çarpıp gol olsun be birader!
Ruhun Duymaz – İlk Fragman
Yaz Şarkısı – Son Fragman
”Kraliçe”nin hezimeti Özberk’i çok her anlamda etkilemiş olacak ki hemen yeni bir projeye başladı. Bütün oyuncular projeye çok güveniyordu, hatta Burcu Özberk ve Gökhan Alkan proje sezon başında başlamayıp, ertelenince başka proje okumamışlar ve ”Kraliçe”yi beklemişler vs. bu minvalde bir sürü haber çıkmıştı PR olarak.
”Hayatımın Neşesi”nin konusunu çok absürt buldum. Ünlü bir oyuncunun kızı, tıp okurken son sınıfta hamile kalacak ve okulu bırakacak. Eşi de babasının sözünden çıkamayan ve babasının kumaşçı dükkanında çalışan bir adam. Çocuklar çok itici yazılmış. Yanlış anlamanın suyunun suyu çıkarılmış. Kayınvalidesi, Neşe daha hiçbir şey demeden; önce boşanacaklarını, sonra bebek beklediklerini düşündü. Sonra yeni gelinin şu doktor-doktora muhabbeti falan. Zaten çok sönük bir başlangıç yapmış. Sosyal medyada hiçbir tepki yoktu. 2 küsur rating almış her grupta. Gittiği yere kadar gider.
”Yaz Şarkısı”nın ilk bölümüne bir bakayım dedim. Derya Uluğ’lu sahneleri merak etmiştim. Ekranı açtığımda aşk dörtgenleri çoktan kurulmuştu ve dizi başlayalı henüz 5 dakika olmuştu. Hatta dedim sondan başladılar da geriye mi dönecekler. Bir olay örgüsü kurmaya, karakterleri tanıtmaya, hikayeyi başlatmaya bile uğraşmamışlar direkt kalıp formül yapıştır gitsin. Kimin kim olduğu, neci olduğu, olayların nasıl gelişeceği belli. Sürpriz beklediğimden değil de yani bu kadar bariz olanına da denk gelmemiştim uzun zamandır. Bana bu kadarı yetti.
Ben de hazır gelmişken pek katılmıyorum ve gidiyorum.
15 dakika şans verdim Yaz Şarkısı‘na. Aşırı kötüydü. Karakterler çok klişe, diyaloglar berbattı. Tek iyi şey Derya Uluğ’u görmek oldu. Dizinin orta yerinden dalmışlık hissi bana da fazlasıyla geçti bu arada. Bodoslama dalmışlar manasız bir şekilde. Son derece özensiz, çöpün çöpü kontenjanından bir iş bence ve vakit harcamaya kesinlikle değmez.
@aytackara Peki.
Yaz Şarkısı ilk bölümü de izledim.
– Bu yazın biraz saf ve hafif sakar kız ile kaslı-zengin-yakışıklı erkek aşkı kontenjanını da bu doldurmuş.
Hikayesi tabii ki tahmin edilir cinsten ilerliyor, aksi olsa tuhaf olurdu… Ama ortadan girme hissine ben hiç de takılmadım. Hatta böylece biraz daha farklı olmuş. İlla sıfırdan tanışmaları şart değil sonuçta. Çoğunda öyle oluyor zati.
– 2. yarısı biraz daha iyi ilerledi. İkinci erkek rollerini böyle dizilerde daha çok seviyorum genelde, burada da öyle oldu. Efekan Can’ın hakkını da vereyim. Üçlü içinde izlemesi en makulüydü.
Kötü kadın tiplemesi Zehra Yılmaz’ın alışık olduğu şeyler olsa da buradaki karakteri biraz meh durmuş. Derya Uluğ’u konuk oyuncu olarak izlemek de güzeldi.
– Bıraktıkları yer itibarıyla fena durmadılar. Olması gerekenler oldu.
Totalde bugün için bakarsak Vermem Seni Ellere’yi tercih ederim açıkçası. Yaz ekranının da haliyle üst sıralarına girmez gibi. Tahminen bu da 2 küsürle açar. Neyse gerisini değerli halkımız bilir.
Emir’in kazası dışında kayda değer hiçbir şey olmadı koca bölümde. Bir de
öğrendik işte. 2x hızda izlerken bile yavaş geliyor ayrıca dizi. 96-97. dakika civarı daha fazla sabredemeyip bıraktım ben de. Emir’e ilk bölümde ısınamadığım kadar varmış bu arada. Çok itici biri.
Yaz kuşağı son durum: Kendi Düşen Ağlamaz, Kısmet ve Ya Çok Seversen ile yola devam şimdilik.
Ruhun Duymaz: 24 Temmuz Pzt
Ya Çok Seversen (Bölüm 2)
*İşsiz olsam ‘Büyük patron, beni de işe alsana!’ diye haykırırdım o sahnede.
*Leyla olsam çenemi azıcık tutmayı, ‘Vardır bir bildiği.’ demeyi öğrenirdim.
*Bu bir Amerikan kablolu kanal dizisi olsa hala ve yeğen arasında bir ensest ilişki beklentisi içerisine girebilirdim pekala.
*O minnacık çantaya çok fazla kıyafet sığmış gibi davranmaya meyilli belli ki bunlar. 3 kıyafet kombini ve 2 çeşit ayakkabı oldu şimdiden ve bir 10 tane daha çıkarırlar bunlar oradan Şalvarbank misali. O çantanın geçen bölümde o buraya gelirken yanında olduğundan da emin değilim bu arada.
*Ateş’in annesinin bir fotoğrafını gördük de ben çocukların annesini merak ediyorum daha ziyade.
*Çok mu aramışlar bu Yakup’u cidden? Hiçbir şey yapmasa, sadece konuşsa bile irrite ediyor kendinden.
Kendi Düşen Ağlamaz (Bölüm 4)
Dizideki en hoş hatun Çağla Boz ama onu da sürekli olarak tulumların içerisine hapsediyorlar. Ayıp oluyor cidden bize. (Berk Atan ile sevgiliymiş bu arada bu.) Bir de benlik hiçbir sıkıntı yok da solaryumun eseri di mi bu ten?