The Americans || Tanıtım
141 yorum unfortr 09 Nisan 2015 09:04
Yıl 1981, burası Washington… Son zamanlarda buralarda güvenebilecek insan sıkıntısı çekiliyor. Devletin üst kademesinde çalışan bir bürokrat, mesai saati bitiminde bir barda günün yorgunluğunu atarken ona kur yapan kadının cazibesine kapılmakla kendisini satranç tahtasında bir piyon olarak bulabilir. Sayısı kestirelemeyecek derecede fazla stratejik hamlenin yapıldığı bu oyunun asıl ismi ise Soğuk Savaş!
YAYIN BİLGİLERİ
30 Ocak 2013’te Fx‘te yayın hayatına başlayan The Americans, aldığı olumlu tepkiler üzerine 2. sezon onayını çok geçmeden kaptı. Sezonları 13’er bölüm olan dizinin hali hazırda 3. sezonu yayınlanıyor. Kısa bir süre önce de 4. sezon onayını aldı.
Dizinin yaratıcısı olan Joseph Weisberg eski bir CIA ajanıdır. Daha önce bir kaç bölüm Damages ve Falling Skies‘da senaristlik yapmıştır.
KONU
Hikayemiz dünyanın kutuplaşmayla doğu ve batı bloğu olarak ikiye ayrıldığı bir dönemde geçiyor. A.B.D. başkanlık koltuğuna Ronald Reagan’ın oturmasıyla ikili ilişkilerde gergin bir döneme girilir. Biz ise hikayenin bu tarafında, olaylara iki Sovyet KGB ajanın hayatları üzerinden dahil oluyoruz.
Amerika’nın dört bir yanına dağılmış olan bu Rus ajanlar, süper gizli kimliklere sahiptirler. Tek bir kelime Rusça konuşmaları dahi yasaktır. Bir Amerikalı’dan daha iyi olan İngilizceleri ile toplum içine kaynaşıp farkedilmeden yaşarlar. Yerel yaşam tarzına uyum sağlarlar. Burada bir aile kurup, çoluk çocuğa karışıp normal bir hayat sürerler. Kimliklerini ise çocuklarından dahi saklarlar. Son derece tehlikeli olan istihbarat toplama işlerinin yanı sıra, kendilerini gizlemek için sıradan birer işe de sahiptirler. FBI ise yavaş yavaş onlardan haberdar olmaya başlamıştır.
The Americans’ta bu ajanlardan Philipp ve Elizabeth Jennings hikayemizin merkezinde yer alıyor. Washington’da sıradan bir banliyö kasabasında iki çocuğuyla yaşayan bu çift, dışarıdan bakıldığında gayet normal bir yaşam tarzına sahiptirler. Oysa, aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Oldukça tehlikeli görevlerin verildiği bu ikilinin bir sonraki güne sağ çıkacağının hiçbir garantisi yoktur. Özellikle üzerlerinde artan FBI baskısına karşı zor günler de başlamıştır.
Diziyi anlamak için kısaca KGB’nin de nasıl bir oluşum olduğunu bilmek gerekiyor. Bazı görüşlere göre S.S.C.B.’nin idaresi tek bir örgütün elindeydi. Bu örgütün adı da KGB idi. Bu nedenle örgütü sadece istihbarat teşkilatı olarak değerlendirirsek hata etmiş oluruz.
Tüm dünyaya örümcek ağı gibi yağılmış ajanlarını oldukça disiplinli, katı bir eğitim sürecinden geçirirler. Bu eğitimlerin belki de en vurucu örneğinden bahsetmek gerekirse; bir kadın KGB ajanı eğitiminde yüzlerce erkek ile cinsel münasebete (bazen uygulamalı tecavüz) girmek zorundadır. Sahada istihbarat toplarken bir çok erkekle yapmak zorunda olduğu iş için önceden bu şekilde eğitilir. The Americans’ta da bu konuya Elizabeth Jennings üzerinden değinilir.
JENNINGS’LER
Jennings’lerin Amerika’ya adım attıkları ilk günün sonunda aralarında geçen diyolog;
Elizabeth: Şimdiye kadar burayı nasıl buldun?
Philip: Bize anlatılandan daha farklı, aydınlık ve huzurlu buldum.
Elizabeth: İnsanlarında zayıflık var. Bunu hissediyorum.
Ülkeme ihanet edeceğime her şeyimi feda ederim. Gerekirse hapse girerim, hatta canımı bile veririm.
Elbette bu ajanlar görevlerinin getirdiği sorumluluğa paralel olarak, belli bir ideolijiyi savundukları için bu görevi kabul ederler. İşte Elizabeth’in hem söylemleri hem de hareketleriyle bu ideoljiyi kocasından daha fazla savunduğunu her fırsatta hissederiz. Kocası taraf değiştirme fikrini açıklarken, suratında yediği okkalı tokat bu duruma verebileceğimiz en iyi örnektir.
Elizabeth herşeyden önce bir annedir. Tüm tehlikeli görevlerinin arasında çocukları Paige ve Henry’i ihmal etmemeye çalışır. Buradaki ironi ise, çocuklarının koyu bir şekilde savunduğu ideolojik sistemin düşman tarafında eğitim görmeleridir. Onların kafasında oluşan fikirleri kabul etmekte zorlansa da rolüne devam etmek zorundadır.
Karakteri, çoğunluğun Felicity ile hafızalarına yer etmiş Keri Russell canlandırıyor.
Ülkesine bağlılığı konusunda yumuşak bir karına sahiptir. Aslında açığa çıkma tehlikesine karşın, ailesini korumak adına zaman zaman gelgitler yaşıyor da diyebiliriz. Amerikan yaşam tarzını daha bir özümsemiş ve ayak uydurmuştur. Bunda görevinin getirdiği sorumluluk kadar, burada yaşamanın verdiği hoşnutluk da rol oynar.
Elizabeth ile görevleri icabı evlenip aile kurmuşlardır. Bu sıradışı durumu kabullenip, evlilikte daha fazla duygusal bağlılığa sahip olan ve kendini bu yönde daha çok ifade eden taraftır. Beraber bir seyahat acentasında çalışırlar. Bu, onlara gerçek işlerini gizlemede yardımcı olur.
Karakteri, en iyi Brothers and Sisters ile hatırlayabileceğimiz Matthew Rhys canlandırıyor.
Paige ergenlik çağına yeni adım atmış ve beraberinde ufak tefek sorunlar çıkarmaya başlayan bir genç kızdır. Anne ve babasının KGB ajanı olduğunu bilmemektedir. Onların garip tavırları ve gece vakti görev icabı dışarı çıkmalarından hep kuşku duyar. Sorduğu sorulara da mantıklı cevap alamaması kuşkularını artırır.
Paige rolünde, taze oyunculardan Holly Taylor var.
Henry de tıpkı ablası gibi olan bitenlerden habersizdir. Tek bir farkla; Paige’in ailesi hakkında içini kemiren kuşkulu durum onda yoktur. Onca sıradışılığın içinde hayat Henry için normal akışındadır.
Henry rolünde, yine daha önce bir oyunculuk deneyimi olmayan Keidrich Sellati var.
BEEMAN’LAR
Jennings Ailesi’nin kapı komşusu olarak yeni evlerine taşınan Beeman Ailesi’nin babası Stan, aynı zamanda bir FBI ajanıdır. Süper gizli kimliklere sahip KGB ajanlarını yakalamakla görevlendirilmiştir. Stan’in FBI ajanı olması dolayısıyla Jennings’lerin eteği tutuşmuştur. Kimliklerinin açığa çıktığını düşünürler.
Stan’i, The Walking Dead‘deki konuk oyunculuğundan hatırlayabileceğimiz Noah Emmerich canlandırıyor.
Güney Arkansas’ta Aryan ırkı arasında gizli bir görevde üç yıl geçiren kocası Stan, bu sürede Sandra’ya vakit ayıramamıştır. Sandra bu üç yılda neredeyse kocasının yüzünü dahi zor görmüştür. Yeni görev ve yeni ev zarar gören ilişkilerini tamir etmek için Sandra’ya bir umut verir.
Karakteri, Person of Interest ve The Good Wife‘tan hatırlayabileceğimiz Susan Misner canlandırıyor.
Babasının görevleri dolayısıyla ondan uzak kalıp, annesine daha fazla yakınlaşmıştır.
Karakteri, The Leftovers ve Nurse Jackie gibi dizilerin konuk oyuncu kadrosundan hatırlayabileceğiniz Danny Flaherty canlandırıyor.
FBI KARARGAHI
FBI ajanı olan Chris, Stan’in de en yakın arkadaşıdır. Son dönemlerde teşkilatın gizli KGB ajan avına düşmesini eleştirir. Ona göre bu ajanlar bir hayal dünyasının ürünüdür. Kendisi Reagan politikalarına da muhalif kanattadır. Her sahnede mutlaka söyleyecek bir şeyi olan, kadınlara karşı ilgisi çapkınlık düzeyine erişmiş bu karakteri, The Last Ship ile ekranlarımıza konuk olan Maximiliano Hernandez canlandırıyor.
Martha FBI’da sekreterdir. Philip kendini CIA’den karşı istihbarat ajanı olarak tanıtarak, Martha’dan hayati bilgiler sızdırmaktadır. KGB’nin en büyük projelerinden olan Martha’nın bu oyunda piyon olarak kalmasının anahtarı Philip’e karşı olan hislerinin karşılık bulmasıdır.
Martha’yı Alison Wright canlandırıyor.
Frank, Stan’in emirlerini aldığı üst düzey FBI yöneticisidir. Karakteri, Richard Thomas canlandırıyor.
KGB KARARGAHI
Karakter hakkındaki bilgiler ilk iki bölüm için ispiyon içerir.
Sovyet konsolosluğundan çaldığı pahalı havyarları, son teknoloji müzik setleri ile takas ederek ailesine maddi yönden yardımcı olmaktadır. Son derece katı olan bir dizi Sovyet kanunu çiğneyen Nina, FBI tarafından şantaj yapılarak saf değiştirmesi sağlanır. Artık Stan’in gizli haber kaynağı olmuştur.
Karakteri, daha önce çeşitli konuk oyunculuklarda boy göstermiş Annet Mahendru canlandırıyor.
Karakter hakkındaki bilgiler ilk üç bölüm için ispiyon içerir.
Bir KGB gözetmenidir. Yani Jennings’lerden sorumludur. Moskova’dan gelen emirleri onlara iletmede aracıdır. Ajanlarıyla daha yakından, kişisel olarak ilgilenmeyi sever.
Caludia’yı, Justified ve The Millers‘tan hatırlayabileceğimiz Margo Martindale canlandırıyor.
Üst düzey KGB yöneticisidir. Moskova’da nüfuzlu biri olmasına karşın, değişen dengeler karşısında dikkatli olmak zorundadır. Rahatlığına ve uçkuruna düşkün karakteri, Peter Von Berg canlandırıyor.
Vasili’den sonra gelen KGB yöneticisidir. Daha disiplinli ve otoriter bir yapıya sahiptir. Karakteri, Lev Gorn canlandırıyor.
MÜZİKLERİ
Hikaye 80’lerde geçince, bu dönemin birbirinden kaliteli şarkılarıyla sık sık kulaklarımızın pasını da silme şansına erişiyoruz. Diziyi izlerken, önünüzdeki sahnede çalan şarkının ismini ve kimin söylediğini merak edenlerdenseniz sizi içeriye alalım.
1.SEZON
1.Bölüm
Harden My Heart : Quarterflash
Bölüm açılışı
Feeling Happy : Heide Pehofer
Philip (Yani Clark) Martha’yı ziyarete gider.
Queen of Hearts : Juice Newton
Philip alışveriş merkezinde kovboy çizmeleri ile dans ediyor.
In the Air Tonight : Phil Collins
Eizabeth ve Philip, taraf değiştiren KGB ajanının cesedinden kurtuluyorlar.
Philip, alışveriş merkezinde Paige’e asılan pedofiliyi hırpalıyor.
Bölüm sonu.
3.bölüm
Philip, Robert’tan gelen şifreli mesajı çözer.
Bölüm sonu
4.Bölüm
Pictures On My Wall : Echo And The Bunnymen
KGB iletişim evinde, masanın üzerinde bulunan onlarca telefonun çalmasıyla sahne açılıyor.
7.Bölüm
Coit Tower : Millionaire At Midnight
Kumarhane sahnesi.
8.Bölüm
Trouble Blues : McKinley Mitchell
Philip ve Martha öpüşürler.
Love Will Find a Way : Pablo Cruise
Martha müzikçalara şarkı koyar.
Bölüm Sonu.
9.Bölüm
Beeman’larda parti zamanı.
10.Bölüm
Gregory barda Elizabeth ile buluşur.
To Love Somebody : Roberta Flack
Gregory vurulur.
11.Bölüm
At Midnight (My Love Will Lift You Up) [feat. Chaka Khan] : Chaka Khan & Rufus
Elizabeth ve Sandra gece kulübünde içerler.
Elizabeth ve Sandra gece kulübünde dans ediyorlar.
Elizabeth The Wheel House’a gider.
Elizabeth ve Richard Petterson konuşuyorlar.
12.Bölüm
Angel of the Wilderness : Craig Marsden
Elizabeth barda Sanford Prince ile görüşüyor.
Mississippi Queen : Screen Cast
Matthew, Paige’e serenat yapar.
13.Bölüm
Games Without Frontiers : Peter Gabriel
Bölüm sonunda Paige çamaşır odasını karıştırıyor.
2.SEZON
1.Bölüm
Philip Afgan restoranından çıkıp arabasına biniyor.
3.Bölüm
Here Comes the Flood : Peter Gabriel
Bölüm sonu
4.Bölüm
This Little Light of Mine : Guy Carawan, The Montgomery Gospel Trio & The Nashville Quartet
Paige kiliseye katılıyor. Müzik grubuyla birlikte bu şarkıyı söylüyorlar.
Philip çamaşır odasındayken radyoda çalan şarkı.
Elizabeth ve Brad müzik dükkanında albüm dinliyorlar.
I Melt With You : Modern English
Elizabeth, Philip ile çamaşır odasından çıktıktan Sonra Paige’in odasına girer.
5.Bölüm
Bölümün başında, Philip ve Elizabeth bir adamı caddede koluna girip sürüklüyorlar.
6.Bölüm
Amaneci Bebiendo : Los Pamperos
Lucia ve Carl ikinci eroin alemindeler, bu da Carl’ın sonu oluyor.
7.Bölüm
Nina yalan makinasından çıktıktan sonra, Elizabeth ve Philip’in işyerine gidiyoruz.
8.Bölüm
Philip ve Henry, yeni arabaları Chevrolet Z28 ile eve gelirler.
10.bölüm
It Must Be Done (from “the Americans”) : Pete Townshend & Nathan B
Elizabeth, yüzme havuzunda suikast hazırlığındadır.
13.Bölüm
Twilight Zone : Golden Earring
Paige, nükleer silahlara karşı bir barış mitingindedir.
3.sezon daha sonra güncellenecektir.
The Americans konusuyla bir casusluk hikayesinden çok, ana karakterlerin evlilik hikayesine daha fazla yoğunlaşır. Casusluk işlerinde çoğu zaman uyum içinde çalışan Jennings’ler, aile hayatına gelince sürekli bir çatışma halindedirler. Çocukları hakkında aldıkları kararlar ilk başlarda uyumlu gözükse de bir noktadan sonra ciddi fikir ayrılıkları kaçınılmaz hale gelir.
Yukarıda yazdıklarımdan bunun bir aile draması olduğu sonucu çıkartılmasın. Soğuk savaş döneminde uygulanan politikalar, iki süper gücün kedi fare oyunu ve bir casusluk hikayesinde bulabileceğiniz abartmayan kaç-kovala sahneleri ile bu yönde de tatmin olursunuz. Kahramanlarımızın girdikleri birbirinden leziz kılıklar da cabası.
İzlemek isteyenlere iyi seyirler…
yorumlar
Sezondan pek şikayetim yok ama bu bölüm olmadı işte. Sezonun en durağan bölümü oldu.
Son kısma gelirsek
IMDb sayfasında nasıl olduysa bölüm fotoları karışmış Shield fotolarını yüklemişler Düzelir heralde yakında.
Sezonun gidişatı nasılsa ona uygun bir bölüm geldi,fena gitmiyor. Tabii bizimkiler açısından hoşlanmadığım durumlar mevcut,
bu dizi kadar kendini konuşturtmayan ama çok güzel ilerleyen dizi azdır herhalde. hiçbir bölümünün ardından yorum yapasım gelmiyor. birileriyle bölümü konuşasım gelmiyor. heyecanla gelecek bölümleri beklemiyorum. ama bu dizi bayaa iyi bir dizi ve bence konuşulmayı hak ediyor. sırf kenarda çıksın diye bu yorumu yapıyorum bölümden bağımsız.
onun kıvama gelmesi için bence en 2 sezon daha şart gibi. gerçi onun aile mesleğini devralmasına gerek kalmadan bu soğuk savaş muhabbetini bitirebilirler de tarihi bilgim pek iyi değil. şu an hangi yıldayız ne kadar kaldı hiç bilmiyorum. ama bu başarılı ilerlemenin boşuna olmasını istemem.
Hangi yılda olduğumuza gelirsek 3. sezon 13. bölümün ismi “March 8, 1983”. 4. sezon 8. bölümde izledikleri David Copperfield olayıda Nisan 1983te olmuş.
Doğu bloğu 1989 yılında berlin duvarıyla birlikte yıkılmaya başlıyor. 1991de sovyet Rusyanın yıkılmasıyla da olay bitiyor.
ben de onu kastettim zaten. karakteri iyi ele alıyorlar izleyiciye batmıyor anlamında.
dizinin tüm karakterleri zaten fazlasıyla gerçek hissettiriyor. diziyi hem underrated hem güçlü yapan da bu bence.
o karakteri tekrar görmeyi beklemiyordum benim için hoş bir sürpriz oldu. dahasını da görmek isterim açıkçası. hem karakter hem oyuncu izlemesi keyifliydi.
ben asıl rusyadaki oleg sahneleri nereye bağlanacak merak ediyorum. o kısımları izlerken açıkçası biraz sıkılıyorum.
BEn hafta hafta izleyemem ya bunu. Siz sabırlısınız demek ki…
valla ben sıkılmadım izliyorum her hafta güzel de gidiyor arka arlaya 2.3 bölüm izlemek sıkıcı gelir belki bitiyor zaten seneye final sezonu daha iyi daha saglam olur muhtemelen
Ben bunu art arda izleyemem gibi geliyor bana. Haftada bir iyi cok merak ettirici sekilde ilerlemiyor zaten.
2 güzel bölüm geldi. 9. bölümde Paige yerine Henry’nin sorunlarına odaklanmak da iyi oldu. Ayrıca Rusya sahneleri bayağı hoşuma gidiyor,oradan da bayağı malzeme çıkacak gibi.
10.bölüm sonu çok güzeldi, günlükten o kadar ağır cümlelerin çıkmasını beklemiyordum,bizimkiler de şok oldu zaten
Keri Russell – Hollywood Walk of Fame
Hayırlı olsun
başta acaba final sezonunu rusyadan devam ettirirler mi diye düşünmüştüm ama böylesi daha mantıklı oldu. ufaklık için çok geç artık ama ablası bence kıvama geldi.
ana kız sahnelerini izlemeye doyamıyorum bu sezon. tuan’ın geleceğini de merak ediyorum onun partner ihtiyacı ve paige’in olaya fazla dahil olmasını birlikte düşünmeden edemiyorum. sanki buna yol yapıyorlar. ya da böyle düşünmek istiyorum. pasha olayının kötü bitmemesine sevindim. martha ya mutlu son yazacaklar yaa canlarım benim siz çok yaşayın. son çocuklu sahne olmasa bir martha intiharı bekliyordum ben final sezonunda ama artık umutluyum. bu karakter hayatını yoluna sokacak. ileride bence amerikaya da dönecek kızıyla. oleg muhabbeti seneye kaldı, zaten sıkılarak izliyordum o yüzden bu bölümde yer almamasıyla sorunum yok. bakalım bu karaktere nasıl bir yol çizecekler.
İzlemeyen kalmasın, herkes baksın şu diziye lütfen yahu. Böyle akıcı bir hikaye, ince ince ilerleyiş, böyle güzel bir karakter işlemek… Bu ekipteki herkes mi işini bu kadar ciddiye alıyor kardeşim diyerek izliyorum her ayrıntı farkedişimde.
Ayrıca hadi oyuncuların ödüllenmesini beklemekten yorulduk, bari bi makyaj ödülü neyim çıksın artık şunlara yahu…
Ha bi de bu sezon
çok leziz bir seçim olmuş!
Aynen; bu dizideki dinginlik ve sessiz gerilim, başrollerin enfes uyumu, derinliği ve şekilden şekle girebilmeleri, dönemi işleyiş muazzam. Bence seyirci bazında en underrated dizilerden. Kesinlikle kaçırılmamalı.
Ek: 5.sezon finali son sahnede böğrüme öküz oturdu.
Final öncesi 2 bölüm iyice yavaşlasalar da güzel kapattılar sezonu. Son bölümleri arka arkaya izlesem de en iyisi haftadan haftadan izlemek oldu. Belki de o yüzden sezonun ilk yarısını daha fazla beğendim. Öyle mükemmel bir sezon izlemedik belki ama gayet güzel bir sezondu.
Bu arada sezonun en güzel anlarından biri sezonun başlarında Philip ve Elizabeth’in Old Flame şarkısı eşliğinde dans etmeleriydi. Mükemmel şarkıya mükemmel bir sahne
Season 6 Teaser
Key Art
bunların da hepsi aynı sanki.
Season 6 “Aflame” Promo
Season 6 Trailer
Season 6 Trailer
Sezona nasıl başlanır dersi verdiler, harika şarkı seçmişler. Hatırlayanlar olur aynı şarkıyı Flash 2.sezon finalinde de dinlemiştik. Ama burada daha güzel kullandılar. Bölüm de güzeldi özellikle Philip kısımlarına sevindim. Adam
Finali izledikten sonra diziyi çok özleyecekmişim gibi geliyor. Hiçbir zaman en favori dizilerimden biri olmadı ama karakterlere çok alıştım. Matthew Rhys ve Keri Russell arasındaki uyumu özleyeceğim.
Son sahnenin gelişi belliydi. Bizimkiler sanki
Stan tehlikeli sularda
Son sahnede müzik güzel yerde girdi ama
Jenerik öncesindeki kısa sahne ikilinin ruh halini yansıtıyor. Zaten hafif de olsa çatışmalar başladı. Bölümü basit bir sahneyle bitirecekler galiba derken güzel kapanış yaptılar. İlerleyen bölümlerde izleyicileri ikilemde bırakacak gelişmelerin olacağı çok belli, tarafım uzun zamandır belli bölüm başındaki
Yine Paige kısımları başladı. Bu çocuk kadar uyuz olduğum başka dizi karakteri olmayabilir. Yine de Philip kısmı güzeldi.
Açılış bölümü sonrasındaki en iyi bölüm de bu olmuş. Son sahnede
5.bölüme göre daha durağan olmuş ama sonu iyi oldu. Henry’nin bölümde olması da iyi oldu, biraz farklı konulara girdiler en azından.
Sezonun en iyi bölümüydü bence. İşler boyut değiştiriyor.
Sadece Stan’in sırf bizimkiler eve geç geliyor ve Philip üzgün görünüyor diye bir anda olayları çakması biraz zorlama değil miydi sizce de?
Son 3 bölüm ölüp ölüp dirileceğiz zaar…
Çok güzel bölümdü, hele o balta sahnesi. 3.sezon ya da 4.sezonda bavul sahnesi vardı, ona benzerdi.
Bölüm başlangıcı bayağı stresli geçti. Stan
Philip’i bu kadar sevmemin sebeplerinden biri açılış sahnesindeki konuşması.
Elizabeth
FX keşke haftaya çift bölümle finali yapsa. 2 hafta beklemek çok zor olacak.
6×09 you run better run faster than my bullet…
bomba bir final bizi bekliyor gibi. finali cidden birleştirmemeleri hata olmuş.
Finali beklemek işkence olacak. 6.sezonla kapanış yapacak olmasına seviniyordum ama bitmesin istiyorum şu an.
Bölüm sonlarında Philip’in
Beğendim ben. Diziye yaraşır bir final oldu.
Sonuna glasnost’a dair bişiler koymayıp tarihi yüzümüze bulamadıklarına da ayrıca memnun oldum. Bir defa daha alkışladım yazar ekibi valla.
Canlarım yaa… Güzel bir final sezonuydu. Şanına uygun bir final yaptı. Bir sürü sahnesi kafamda canlanıp hatırlamayı unutmayacağım dizilerden oldu.
Mumla arayıp bulabildiğim, özenle dantellerimin arasına kaldıracağım bir dizi sundular bana altı sezonda. Oyuncusundan, makyajcısına, yazarından, danışmanlık yapan casusuna kadroda kim varsa hayranlığımı kazandı.
Benim için ekranlardaki hakkı yenilen (underrated) dizilerden biri oldu, olacak. İyi ki de izlemişim.
stan büyük adamsın sen. adamın dibisin. alınlarından vursan sesim çıkmazdı ama kendine yakışanı yaptın. umarım paige i çok zorlamazsın.
çok az da olsa paige ve henry yi görebilseydik keşke eksikliğini hissettim. rusyadaki bitiş ahnesi de çok şıktı.
off off bitti güzelim dizi. ben de özleyeceğim. hiçbir zaman dört gözle beklediğim bir dizi olmadı bazen yarım gözle izlediğim de oldu ama bir prestij dizis olarak sezonlarının hakkını verdi kendisine yakışır bir şekilde de sonlandı.
final üzerine bir röportaj derlemesi hazırlama niyetindeyim. aklında öyle bir plan olan varsa haber etsin boşuna uğrşmayayım.
Sevdiğim dizilerden biriydi ama bittiğinde bu kadar hüzünleneceğimi tahmin etmiyordum. Finali izlerken çok küçük anlarda bile duygulandım. Bir anlamda final nasıl yapılır, veda nasıl edilir dersi de verdiler.
Özellikle bir sahne var ki çok etkiledi beni,
Her şeyin üzerine bir de Renee kısmını duyduktan sonra üzüldüm Stan için.Dizinin iyi adamı oydu aslında. Eğer o otoparktaki yüzleşme olmasaydı herkes gittikten sonra Stan ve Henry tek başlarına öfkeleriyle kalacaklardı, sonda bir araya gelmelerine sevindim o yüzden. Philip ve Elizabeth’in Henry’ye vedaları, özellikle de o pasaporttaki fotoğrafa bakış sahnesi hüzünlüydü.
6.sezonuyla veda etmiş oldu dizi. Zaman zaman sezon aralarında konuların hızıyla ilgili şikayet etsem de 6 sezon boyunca hep belli bir seviyenin üzerinde devam ettiler. 4.sezonla da Emmy’de en iyi dizi kategorisine kadar çıkmayı başardılar, oralara kadar gelmek büyük işti gerçekten. Umarım final sezonuyla da aday olmayı başarırlar. Takdir edilmeleri gerekiyor bir kez daha.
Gerçek hayatta da karı-koca olan Keri Russell ve Matthew Rhys arasındaki uyumdan da bahsetmek lazım. Gerçekten çok iyi oyuncular, 6 sezon boyunca hep A sınıfı iş çıkardılar. Bu dizi drama olarak bu kadar iyi iş çıkardıysa bu ikiliye borçlu. Hatta yazmayı unutmuşum finalde
Son olarak Noah Emmerich’den de bahsedeyim. Final dahil olmak üzere o da çok iyiydi. Diziye başladığımda oyuncuyu bu kadar severek diziyi bitireceğim hiç aklıma gelmezdi, bravo.
Aklıma hala Brothers In Arms şarkısının çaldığı sahne geliyor, ne güzel sahneydi öyle yaa
1×03
Vay be, ne kalbimin orta yerinden vurdu beni bu dizi. Çok sevdim çok.
1×05
Yine nefes kesiciydi. Hele o bagaj sahnesi. Fişekler attı kalbim.
Yalnız bi şey dikkatimi çekti. Ana konuya paralel her bölümde farklı bi casusluk hikayesi işleniyor, böyle mi devam edecek yoksa bi yerde birleşip alıp başını gidecek mi?
@dandinidon (bombilibili bom boom bom bilibilibili bom) Karışık.
@dandinidon İlk sezondaki hareketlilik diğer sezonlarda biraz azalacak. Bu kötü bir şey de değil çünkü Americans karakter gelişimini en iyi yapan dizilerden biri, oraya da yoğunlaşacaklar. Tek bölümden ziyade biraz daha uzun sürecek casusluk hikayeleri gelecek diyebilirim.
1ci sezon:
Sanırım zamanla dizinin temposunu ve olayını yakaladım. Aksiyonunda sorun yok kesinlikle, öyle çok da vurdulu kırdılı bi durumu da yok bana sorarsanız. En sevdiğim tarafı da bu oldu zaten, altında çok damar dramı olduğunu düşünüyorum. Ajanlıktır şudur budur bi yana, karakterlerin gerçek hayatta sahte yaşamlar sürmesi olayına alttan alttan girişiyorlar ki çok hoşuma gidiyor bu kısmı. Aralarındaki dramatik kişisel muhabbetler başlarına gelen bi dizi casusluk olayından daha ağır ve çekici.
Hareketliliğinin azalmasına kesinlikle üzülmem yani
Bazı olaylar tahmin edilecek şekilde ilerledi, fakat yine de heyecanla izlettirdi kendini bana.
2ci sezonun kurdelesini de bu yorumdan sonra kesiyorum.
sonu açık mı bitiyor?
@zekikum Hayır.
@dkamoy teşekkürler… buraya bakmayı akıl etmeden 20 günde 4 sezonu devirdim… sonra bir aydınlanma geldi… lannnnnn dedim…?
Yer gök The Americans olmuş da… yayın zamanı bu kadar izleyen/bilen yoktu yeminle.
çocuklar ispanyolca konuşulan bir ülkeden ise bu takas neden ankarada yapılıyor…