Billy & Billie — Tanıtım
22 yorum aytackara 05 Eylül 2015 09:27
Direct TV, esasında uydu yayını sağlayan bir şirket olsa da diğer yandan bünyesindeki Audience Network üzerinden Netflix veya Amazon gibi yayıncılık işine de girişen bir kurum. Hatta 2013’te ilk drama dizisi Rogue‘u başlatmıştı. Onay vererek karşımıza getirdiği yapımların bir diğeri ise Billy & Billie oldu.
3 Mart’ta başlayan dizi, klasik Netflix-Amazon sisteminin aksine haftalık yayınlandı ve 10 bölümlük ilk sezonunu tamamladı. Tür olarak komedi-drama, bölümler de 25-30 dakika kadar sürüyor. Dizinin arkasındaki isim ise Audience’ın bir diğer dizisi Full Circle‘ın da arkasında olan isim Neil LaBute.
Konu
“Üvey kardeşinizle birlikte olmaya başlarsanız neler olur?”
Dizi, en genel haliyle bu soru üzerine kurulu bir yapım. Ama öncelikle açıklığa kavuşturmak gereken bir nokta var: Türkçe’de ‘yarı kardeş’ denilen kavram pek yaygın olmadığından ‘üvey kardeş’ kavramı onu da karşılamaktadır. İngilizce’de ise ikisi için de ayrı kavramlar bulunmakta, yani sırasıyla ‘half siblings‘ ve ‘step siblings‘ denmekte.
Half sibling durumunda kardeşlerin ortak bir ebeveyni olurken, step sibling durumunda ortak ebeveyn olmuyor. Dizinin kahramanları Billy ve Billie de ‘step’ (üvey) kavramını yaşayan bir ikili. Yıllar önce Billy’nin babası ile Billie’nin annesi evlenmiş, hatta Carson isminde her birine göre ‘yarı’ (half) kardeş olan bir çocukları olmuş.
Billy (Adam Brody), satışları iyi giden bir dergide çalışan, bekar, yakışıklı ve kızlarla arası iyi bir erkek. Babasının sahibi olduğu dergiyi yürüten hafif saf patronu Keith ve biraz cıvık çalışma arkadaşı Tom ile yakın arkadaş. Ofisten Denise ile de arası yeterince ‘iyi’. Billie (Lisa Joyce) ise çizim yapmakla uğraşan, ekonomik anlamda tam olarak ayakları yere basmasa da bir şekilde idare eden bir kadın. Güzel, hayatını kafasına göre yaşıyor ve zaman zaman çocukluk arkadaşı ünlü oyuncu Drew ile takılarak günlerini geçiriyor.Ebeveynlerinin evliliğiyle birbiriyle üvey kardeş olan bu ikili, yıllar boyu birbiriyle pek de iyi anlaşamamış. Zaten belli bir yaştan sonra evden ayrılınca sadece bazı milli veya dini bayramlarda aile evinde birbirlerini görür hale gelmişler. Ancak ta ki her şeyi değiştiren ‘o’ geceye kadar…
Bir gece birbirleriyle karşılaştıktan sonra zaman geçirmeye başlayan Billy ve Billie, alkolün de sponsorluğunda geceyi aynı yatakta bitirirler. Sabah olduğunda ikisi de olanlardan dolayı pişman değildir, tek gecelik kalması gerektiği düşüncesinde de hemfikirlerdir. Ancak içten içe olan biten ikisini de etkiler, dahası birbirlerine farklı gözle bakmaya başlarlar ve ikisi de diğerinin etrafında dolanır hale gelir. Sonuçta da kendilerini şu noktada bulurlar: “Biz şimdi ne olduk?”
Üstelik Billy ve Billie daha çok zaman geçirmeye başlamayla birbirlerinin daha önce ilgisini çekmeyen hayatlarının içine de dahil olmaya başlar. Tüm bu karmaşanın bir de ‘aile’ tarafı var elbette…Konusu bu şekilde işte.
Billy and Billie, bu konuyu işlerken günlük hayatın içinden devam eden ve fazla acele etmeden işleyen bir dizi.
Yaşanan üvey kardeş ve birliktelik karmaşası benim açımdan eğlenceliydi ve izlenirdi. Herhangi bir abartmaya gitmeseler bile yine de her ihtimale karşı bir doz açık fikirli olmanın faydası var elbet. Gerçek hayattaki olabilitesine girmeyeyim ama mesela böylesi bir durumun Türk televizyonları için de yabancı bir durum olmadığını söyleyebilirim. [Örnek: Küçük Sırlar, Çetin ve Ayşegül]
Kendi açımdan Billy tarafını daha eğlenceli ve ilgi çekici buldum. Kız tarafına ve hikayesine ise biraz daha sonra alıştım, diziye de özellikle sezonun ikinci yarısında kendimi kaptırdım. Oyunculuklarınsa yeterli olduğunu düşünüyorum, fazlasını vermemiş olsalar da nihayetinde gerekeni de yapmışlar.
Böyle yani. İyi seyirler efendim…
yorumlar
Eline sağlık @aytackara
İlgimi çeken yapımların başında geliyordu, bir ara mutlaka izleyeceğim de onay almasını bekliyorum.
Diziye nedense bir sempatim vardı (sanırım oyuncularından dolayı); tanıtımla sempatim daha bir arttı, eline sağlık. Aklımın köşesinde duran dizilerden biri. Eldekileri bir gün temizlemeyi başarırsan girerim ben buna.
Benimde diziyi bir sempatim var da başlayamadım gitti. Bir ara bakmayı düşünüyorum.
Eline sağlık @aytackara.
Bu aklımdan çıkmış gitmiş benim. Tekrar hatırlattığın için sağol Aytaç. Bir de bir sorum olacak fragmanın birazını izledim, daha fazla fikir sahibi olmamak için kapattım. Dizi New York’da mı geçiyor?
Teşekkür ederim, umarım beğenirsiniz.
Aslında yazmak için 2. sezonla ilgili haber gelmesini bekliyordum ama Direct TV dizi sektörüne daha yeni girmiş bir kurum. Neye göre onay-iptal veriyor, ne zaman duyuruyor belli olmayan bir sistem. Yeni dizi sezonunun açılmasına da çok kalmadı malum, aradan çıksın dedim.
@mertkytrk Evet.
Edinmeye başladım bile diziyi. İçimde çok seveceğime dair bir his var. Divxplanette dizinin sayfası bile açılmamış ya da ben bulamadım. Ama İngilizce altyazısı başka yerlerde var.
@mertkytrk Ben diziyi izleyeli biraz oldu. O dönem İng. altyazıyı etrafta bulamadıydım ama açtığım videoda altyazı gömülü olarak çıkıverdiydi. Hoşuma gittiydi o haliyle görmek.
Belki video üzerinden toplamışlardır İng. altyazıyı ya da ben iyi bakamamışımdır. Türkçe altyazıyı mumla arasam bulamayacağımı bildiğimden hiç uğraşmamıştım, olmamasına şaşırmadım.
“Üvey kardeşinizde birlike olmaya başlarsanız neler olur?”
giriş cümlesinin edit’lenmesi lazım. “kardeşinizle” ve “birlikte”
Düzelttim, teşekkürler.
Güya yazıyı çıktıktan sonra bir daha okuduydum da, göz bir noktadan görmez oluyor demek ki…
@aytackara sezon finalinde devamında ne olacak diye merak ettirerek mi bitiyor?
S.F hakkında: Sayılır. Konuyu baya bir ilerletiyorlar sezon boyu ama her şey belli bir noktaya ilerlemişken son bölümün son sahnesinde ortaya bir soru çıkıveriyor. O sorunun cevabı ne olacağı saymazsak her şey normal.
tanıtım için teşekkürler, izlemek isterdim ama türkçe altyazı bulursam oda zor gözüküyor,bulamadım gitti
Diziyi bir gecede bitirdim ve gerçekten çok beğendim. Dizi 25-30 dakika ama kesinlikle komedi dizisi değil, bazen ağırlaşan baya dram dizisi. Baş rol ikilinin kimyası acayip tutmuş. İkisinin gerçekten de birbirlerini sevdiğine inandım ben. Adam Brody karakterinin sakinliğinden dolayı da normal, güzel oynuyor, Lisa Joyce ise karakterinin sağladığı imkanla da resmen döktürmüş. Dizinin çekim tarzını da çok sevdim. Biraz tiyatro oyunu gibi çekmişler, özellikle ilk bölümler toplam 4 sahnede falan bitiyordu. Her sahnede karakter arasında ki uzun konuşmaları izliyorduk, diyalogların da iyi yazıldığını düşünüyorum.
Açıkçası dizi daha bilindik bir kanalda yayınlanıyor olsaydı, bence dizinin ödül törenlerinden adaylık alabilme ihtimalini konuşuyor olurduk. İlişki dizilerini seviyorsanız kesinlikle izleyin.
* Bir anda aklıma geldi ve yatmadan önce izleyeyim dedim, iyi de yapmışım. Başlamadan son kez bir İngilizce altyazı kontrolü yapayım dedim, Addic7ed’ta yoktu ama başka bir yerde buldum.
* Dizinin hikayesini kapatmışlar. Hatta ağzını ‘öyle’ bir kapatmışlar ki isteseler de bir daha açamazlar. Ayrıca hala -tavsiyedir-.
* Final bölümü ‘documentary‘ tarzında. Bölümün başında Keith de açıklamasını yapıyor zaten. 10 bölümlük sezonda yer alan bütün karakterlere ek olarak birkaç yeni karakter bölümde yer alarak sırayla ara ara ekrana gelerek belli bazı açıklamalarda bulunuyorlar.
Belli bazı ‘aşamalar’ var ve başrollerin olmaması Keith’in konuşmasının ardından idare edilir bir duruma dönüşüyor.
* Sezon finalinde açık kalan soruya ‘pek bir güzel’ cevap verdiler. Beklediğim türdendi. Belgesel tarzını başta biraz yadırgasam da özellikle bu cevaptan sonrası çorap söküğü gibi geldi maşallah… O nedenle bölümü ‘genel anlamda’ beğendiğimi söyleyebilirim.
* Şu ortaya çıktığında beni bir gülme tuttu mesela. Final bölümü değil de ikinci sezon olsaydı bu da sezonun ortasında veya ikinci yarısında ortaya çıkacak bir gerçek olurdu herhalde.
* Şunu ise esasında bölüme başlamadan önce biliyordum, diziyle ilgili bir yorumda denk gelmiştim. Sanırım itiraz etmeyeceğim ama cesur bir hamle olduğunu söylemeden edemeyeceğim.
* Hah bak işte şuna gece gece “Ama yani oha!” tepkisini veriverdim. Adam “Madem bitiriyoruz, ne var ne yok dökelim ortaya ve kullanalım.” demiş resmen
* Bölümün en iyileri Drew ve Keith gibi geldi. Billie’nin annesini oynayan kadın da hiç fena değildi açıkçası.
Finalden önce, daha önce bir şey yazmadığımdan asıl diziyle ilgili bir şeyler yazayım.
Dizide ikilinin kimyasını çok sevdim. O git gelleri felan çok iyiydi. Dizinin insanı hayatın içinde hissettiren havası da çok hoştu.
Dizi boyunca işlenen ,toplum ne der, hikayesi dizinin benzerlerinden en büyük farkı. Yazar, dizideki olayın farklı kişilerde oluşturduğu tepkileri, bu tepkilerinin bizim ikiliye etkilerini karşılıklı olarak işleyerek çok güzel bir şekilde bu konunun altından kalkmış.
Finale gelirsem;
Bir diziye böyle final yapmak ilginç bir deneyim oldu benim için. Neden böyle bir final yaptıklarının da gayet mantıklı bir açıklamasının olması güzel olmuş.
Sonuç olarak diziyi türü sevenlere tavsiye ederim. Ortada kaliteli, anlatacak birşeyleri olan bir dizi var. Bu final bölümünden dolayı diziyi ortada kalmış gözüyle bakmayın. Sonunda izlediğinize pişman olmazsınız. Hem bu final bölümüyle, zaten genel olarak diziler içinde farklı bir tarzı olan bu dizi başka bir yerde göremeyeceğiniz bir final deneyimi yaşatıyor. Evet ilk sezon ayarında bir sezon daha izlemek isterdim ama belli ki bu finalin alternatifi hiçlikmiş. Bu yüzden ben finalin başından memnun kalktım.
@meorman Bence de öyle
S01E03
*3’te 3 oldu. Bakalım 10 bölüm boyunca sürdürebilecekler mi bölümleri yatakta açma geleneğini.
*Daktilo sesi, ekranda beliren yazılar … Episodes’u epey özlemişim galiba ben. Onu 1 sezonluğuna diriltiyoruz deseler ne mutlu olurdum var ya!
*Billy’nin iş arkadaşı olan şu 2 erkek aşırı gereksiz tipler.
*Billie, kaba, sorunlu ve ayarsız bir tip. Asyalıdan da o siparişin ardından soğudum. Garson kız en iyi seçenek bence.
Birçok dizisini izlediğim, sevdiğim ve özlemle andığım rahmetlimiz Audience’in nedense daha önce izlemeyi düşünüp de izlemediğim bir dizisiydi Billy & Billie. Şimdiye kısmet oldu başlamak. İlk 3 bölüm itibariyle ortada çok iyi bir iş var diyemem ama ara ara dağıtsa da izleniyor bir şekilde. Şu haliyle Almost There-You Me Her-Hit the Road-Loudermilk dörtlüsünün birazcık altında sanki.
S01E04
İyi oldu bu aile buluşması. İkiliyi doğal ortamlarında izlemek, sözde değil özde kardeş olduklarını görmek eğlenceliydi.
Billy için, Billie için, anne için ya da baba için yasak/eleştirilesi/yadırganası bir durum yok aslında ortada ama ufaklık için travma yaratabilecek bir olay olduğu da aşikar.
En baştan beri
diye düşünüyordum. Son sahneyle o ihtimale selam çakmış oldular.
Bitti gitti bu da. Almost There-You Me Her-Hit the Road-Loudermilk dörtlüsünün altında kalan bir dizi olduğu düşüncem baki. Karakterleri sempatik olmaktan uzaktı ilk başta dizinin. Diyaloglar konusunda da aman aman iyi oldukları söylenemezdi çoğu yerde. Amatörce sayılabilecek bir iş olarak aklımda yer edindi. İzlemesem pek bir şey kaybetmezmişim ama yine de Adam Brody ile hasret gidermek iyi oldu tabii.
@pirate Yeterince bitmemiş bu. Yerin dibinde bir yerde, olan bitenleri toparlamak için sonradan çektikleri 53 dakikalık bir final (11) bölümü de var.
Ben, 13 Nisan 2016 yorumum ve meorman şahidiz.
Yok, gördüm o yorumları da burada bitmiş muamelesi yapıyorum diziye ben. Bu noktada muallak durumla bitmesi hoşuma gitti çünkü.