How I Met Your Mother || Tanıtım
285 yorum alperen4700 27 Eylül 2012 18:01
Namını sağır sultanın duyup; “Yahu, nasıl bir şeymiş bu?” dediği ve izlemeye başlayıp müptelası olduğu dizimiz: HOW I MET YOUR MOTHER… 8. sezonunun bu yıl yayınlanacağı dizimiz, 7 yıldır hem Türkiye’ de hem de Amerika’da en çok izlenenler listesinden hiç bir zaman inmedi.
Koskoca 7 yıl boyunca devam eden bir komedi-romantik ( “Tersi olmayacak mı? Kıt akıllı arkadaş! ” demeyin; çünkü dizinin %90′ ı komedi unsurlarından oluşuyor) filmi düşünün. Birbirinden nev-i şahsına münhasır 5 karakterin başından geçen olaylar zincirinin anlatıldığı dizimiz, bazı anlarda kan kaybetse de her daim bizleri gülümsetmeyi başardı. “E madem bu kadar meşhurmuş, daha yeni mi tanıtıyorsun? ” nidalarını, duyar gibiyim. Bu dizinin ilk başladığı yıllarda tanıtımını yapan azizk arkadaşın şu yazısı zamanla yetersiz hale gelince (Dile kolay; 8 seneden bahsediyoruz.), bu yazıyı hazırlamak misyonu bana kaldı. (Daha doğrusu, ben zorla bu misyonu üzerime aldım.)
İzleyenler için güzel bir hatırlatma; seyretmeyenler içinse güzel bir tanıtım olması dileğiyle, herkesi yazının devamına bekliyoruz, efendim…
Carter Bays ve Craig Thomas ‘ın kendi hayatlarından yola çıkarak tasarladığı dizimiz, ağırlıklı olarak Pamela Fryman tarafından yönetilmekte. (Başrol oyuncularından Neil Patrick Harris de bir bölümünü yönetmiş durumda.)
Şu ana kadar 7 sezon, 160 bölümü yayınlanan dizi, Amerikanın ulusal kanallarından CBS’te, pazartesi günleri saat 20:00-20:30 arasında yayınlanmakta. Türkiye’de ise yayın hakları Cnbc-e kanalı tarafından alınan dizi, Amerika yayınından yaklaşık 3 ay sonra kanal tarafından yayınlanıyor. Süresi (güzide sitemiz 22 dakikanın adına yaraşır cinsten) tam olarak 22 dakika olan dizinin açılış müziğini The Solids’in “Hey Beautiful” adlı parçası oluşturmakta. Yapım şirketi Bays&Thomas Productions ve 20th Century Fox Televisions olan dizimizin ilk bölümü 19 eylül 2005’te yayınlandı. 8. sezonu ise bugün ABD’de başlayacak.
Emmy Ödülleri’nde şu ana dek 7 kez aday oldu ve 6’sını aldı. 2012 yılında People’s Choice Ödülleri‘nde “En İyi Komedi Dizisi” ödülünü aldı.
Dizimizin konusuna gelince; kendi anne-babasıyla yaşadığı bazı olaylar sonrasında “Bir gün kendi çocuklarım olursa; onlardan hiç bir şeyi saklamayıp, anneleri ile nasıl tanışıp, nelerden sonra o aşamaya geldiğimizi tüm ayrıntıları ile anlatacağım.” diyen Ted Mosby‘nin, 2030 yılında bu kararını icraya koymasıyla başlayan dizimiz 25 yıl geriye dönerek, 2005 yılında her şeyin başladığı o günde Ted’in başına gelenleri tüm ayrıntıları ile anlatmasını konu alır. Aslında 2005 yılından başlayarak, Ted ve 4 yakın arkadaşından oluşan 5 kafadarın (Ted, Robin, Barney, Lily, Marshall) başından geçen iş, arkadaşlık, aşk gibi konuları komik bir dille Ted karakterinin 2030 yılındaki sesinden dinlemekteyiz.
Bu kısa konu aktarımından sonra karakter tanıtımına geçebiliriz…
KARAKTERLER: (DÜŞÜK ORANDA İSPİYON İÇERİR…)
TED MOSBY (Nam-ı diğer Theodore Evelyn MOSBY)
1974 doğumlu ABD’li Josh Radnor tarafından canlandırılan ana karakterimiz. Birçok erkeğin aksine, onun hayali en kısa sürede evlenip çocuk sahibi olmak olan Ted, 7 yıldır bu amacını gerçekleştirmek için her şeyi yerine getirse de bu emelinde pek de ilerleme kat edemedi. Kariyerine bir mimarlık ofisinde, başarılı bir mimar olarak başlayan, işine aşık ve işi hakkında saatlerce konuşup arkadaşlarına göre kafa ütüleyen biri Ted Mosby. Evlilik kurumuna olan aşkından sonra gelen en büyük hayali bir gün bir gökdelen tasarlamak olan mimarımız, bakalım bu hayaline ne kadar yaklaşabilecek. New York’ta hayatını idame ettiren karakterimiz, Lily ve Marshall ile aynı apartman dairesini paylaşmakta.
Karakterimize hayat veren oyuncu Josh Radnor, daha önce Law&Order, ER ve Six Feet Under dizilerinde konuk oyuncu olarak yer aldı. Ayrıca 2010 yapımı Happythankyoumoreplease filminin senaryosunu yazdı ve yönetmenliğini yaptı; ayrıca, başrolünde yer aldı.
Not: Ted’in 2030’daki sesine Josh Radnor değil, Bob Saget can vermetedir.
ROBIN SCHERBATSKY (Nam-ı Diğer Robin Charles SCHERBATSKY Jr.)
1982 Kanada doğumlu Cobie Smulders tarafından canlandırılan karakterimiz, Ted’in müstakbel sevgili adayı olarak ilk bölümden itibaren diğer arkadaşlarının hayatına girdi. Televizyon işinde olan Kanada doğumlu Robin’in amacı, bir gün ulusal bir kanalın haber programını sunmak. Kariyeri en çok sallantıda olan, bazı zamanlar yurt dışında çalışıp arkadaşlarından ayrı kalmak zorunda olan karakterimiz, uzunca bir süre yerel bir kanalın gece 04:00’da yayınlanan haberlerini sundu. Kanada’da olduğu dönemde, bambaşka bir kariyeri olan karakterimiz, bu kariyeri ile dizinin en renkli karakterlerinden biri. Bu kariyerinden dolayı da alışveriş fobisine sahip Robin, duygusuzluğu ve silahlar + viskiye olan düşkünlüğü ile biliniyor. Babası ile olan ilişkisi de ayrı bir komedi…
Cobie Smulders’ı Tru Calling ve Smallville‘deki konuk oyunculuğu ile ve The L Word‘deki Leigh Ostin karakteri ile televizyondan ve son dönemdeki en ünlü filmlerden The Avengers‘deki rolü ile sinemadan hatırlayabilirsiniz.
Karakter, -kendi iddiasına göre- ana karakterimiz Ted’in en iyi arkadaşıdır. Ted ile pisuar başında tanışan adamımız, o andan itibaren Ted’in “Wingman”i (kankası) olmuştur. Ted’in tam tersi karaktere sahip olan Barney, tam bir kadın avcısıdır. Kendisi, bir kadını ağına düşürmek için her ne yapıyorsa hepsini blogunda paylaşmaktadır. Kendini bildi bileli aynı kadınla sevgili olan Marshall ve doğuştan evli Ted’e bu sebeple çok kızgın olan karakterimizin en büyük hayali, bir gün üçünün birden bekar kalması. 7 sezondur hala tam olarak ne işle iştigal ettiği anlaşılamayan karakterimiz, Goliath National Bank’te çalışmaktadır. “Ne iş yapıyorsun?” sorusuna, her seferinde “Oh, please… (Ah, lütfen…)” cevabını verir. Karakterimiz bu kadar çapkın olsa da hayatında zaman zaman kalıcı ilişkilere de rastlamak mümkün.
yorumlar
Yalnız sen bu diziyi izlemedin mi ? Geçen sene yorum yazınca izledin sanıyordum.
@aytackara: Tamam o zaman.
Acikcasi Tracy’nin ölecegini hic beklememistim. Ben bosanmislardir diye dusunmeye baslamistim Oktay’in “ispiyonundan” sonra. Keske öldürmeselerdi o karakteri. Sevmistim onu. Gercekten cok uzuldum Tracy’ye arti Ted’e. Tam mutlulugu buldum sandi kiz öldü. Ne cektin be Ted :(.
Robin – Barney bosanmasina uzuldum diyebilirim. Sonucta madem bir yola girdin, tamamla. Evet son sahneye cok sevindim Ted’in mavi fransiz boynuz’u calip Robin’in kapisinda belirince ki bu muhtesem bir final sahnesi. Robin mevuzusunun acilisini da kapanisi da bununla yaptilar. Bu fikri sevdim ama bu surecte yasananlar beni tam anlamiyla tatmin etmedi.
Bana gore hikayenin temelinde zaten s!kintilar olustu. Diziye baslarken ve Robin-Ted mevzusuna girdiklerindeki hayalimdeki senaryo “en sonunda Tedle Robin kavusmus olacakti veya Friendsteki Monica – Chandler ikilisindeki gibi bunlar beraber olup hikayelerini izleyecektik”. Barney – Robin iliskisine hic girmeyeceklerdi bi kere.
Evet Tedle Robin’in hikayesi devam etmis oldu bir nevi ama bu sekilde olmamaliydi be kardesim. Duygularim karisik. Hem mutluyum hem uzgunum. Gercekten sanirim cok etkilenmisim ben bu dizi’nin finalinden, bitisinden. Bitti resmen dizi. Dile kolay 9 sezon izledim. O kadar bolum ve simdi bitti. Bosluga dustum.
Barney’nin cocuk sahibi olmasina sevindim ama onun hikayesi de eksik kaldi. Anne kim bari onu gosterselerdi. Hani Barney yeniden evlenmis olup mutlu bir hayati olsaydi. Neden boyle yarim yamalak biraktilar o hikayeyi anlamadim.
Marshal – Lily bildigimiz gibi. Basindan sonuna kadar beraber olan tek ciftimiz.
Ranjit karakterini de cok sevdim. Komik adam. Helloooo deyislerine bayiliyorum. Ya da hiii miydi? Hatirladiklarimdan Blitz karakteri de guzeldi. Victoria, sonra Barney’nin striptiz eski sevgilisi falan da iyiydi. Baya sevdigim karakterler oldu. Barney mesela su Nora adli kizla birlikte olsaydi cok mutlu olurdum. Tam Barney’lik bir kizdi.
Daha ne soylesem bilemedim. Baya yazmisim. Baya doluyum. Guzeldi be bu dizi. Ilk sezonlarinda daha fazla gulmustum. Son sezonlarina dogru fazla gulemesem de eglenceli, guzel bir macera izledik.
Favori karakterim basindan beri Ted idi tabiki. Kendime en yakin buldugum karakter kendisidir. Tam benim gibi romantik, cabuk asik olan, cabuk buyuk dusunen ve sonrasinda husran yasayan adam.
Bu arada unutmadan alternatif finale gelince:
Guzeldi. Anne sonucta ölmemisti. O acidan sevinmistim ama benim icin gercek final ilk finaldir. Sonucta laf agizdan bir kez cikar. Ben bu alternatif finallere karsiyim. Bir kez yap adam gibi yap. Bu arada finali biraz fazla hizlandirmislar.
Simdilik soyleyeceklerim bu kadar. Aklima bir sey gelirse eklerim. Yorumum biraz karman corman oldu ama idare edin artik :).
Ferdi, sen finali beğenen nadir insanlardan biri olacaksın diye düşünmüştüm ama bu kadar karmaşaya düşeceğini düşünmemiştim. Neyse, geçmiş olsun.
Güzel diziydi HIMYM, ekibi ve diziyi özlüyorum bende.
Alternatif final bence dizinin arkasındakilerin yaptıkları hatayı kabul etmesi, fanlardan özür dilemesidir.
Sırf “bak en baştan bunu düşünmüştük” diyebilmek için ilk sezonda çekilmiş sahne finalde izleyiciye dayatılmıştır. Bu final onca sezonun yaşanmışlığını hiçe sayan, dizinin genel hikayesine zarar veren ve diğer finalin aksine etkileyicilikten uzak bir finaldir. Tv finalinin izleyiciyi ters köşe yapıp etkilemeye çalışması ve bunu başaramasının yanında alternatif yani benim için asıl final, duygusal yönden izleyiciyi etkileyebilen, dizi boyunca anlatmaya çalıştığı şeyi son sahnesinde verip düzgün bir şekilde diziyi sonlandırmayı başarabilmiş bir finaldir.
@dkamoy: +1 Alalım.
ben kendim aldım merak ettimeyin.
Ready for a How I Met Your Mother revival? 20th Century Fox sure is.
OHA! Hayır hazır değilim. kalsın mümkünse.
Ben hazirim. Bir an once gelsin.
Halkımız bu “Yıllar sonra yeniden” fotoğrafını bekliyormuş sanki.
Duygularımla oynamayın, kesin bir şey yoksa açıklama yapmasınlar bari.
josh radnor and cristin milioti
Çok güzel hikaye
@batuhanbarutcu: Final değil ama 6-7-8-9’u güncel izlemiştim. Ve finali değil son 3-4 sezonunu ekşi bir surat ifadesiyle izlediğimi hatırlıyorum. Ama bunda 2010 yazında Friends’in bütün sezonlarını bitirip sonra How I Met Your Mother’a devam etmemin de etkisi oldu tabii. Friends’ten sonra attan inip kanişe binmiş gibi oluyorsun. Ama ilk 3-4 sezonu çok çok iyiydi tabii yalan yok.
Bu mekanlar gerçek değil
Let’s go to the mall karantina versiyonu
Ted anneyi bulamasaydı yetişkin bekar bir birey olarak epey zorlanacaktı. Tüm yakın arkadaşlar evlenince farklı bi ülkede yaşıyormuş gibi oluyor
Son olarak Robin Ted’i hak etmiyordu bence de:)”
How I Met Your Mother’ Sequel Series Starring Hilary Duff Ordered at Hulu
ben ilk önce final bölümlerini çok gömdüğümü hatırlıyorum ama şimdi ise final sezonunu biraz gömmek istediğimi fark ettim.
sonuç olarak ilk izlediğimde evet ilk önce finali gömmüştüm şu an son sezonla beraber daha çok gömüyorum
Josh Radnor’un beyazlara karıştığının farkındaydım da diğeri birazcık sürpriz oldu.
daisy jones and the six finalini izledim de geldim güzel bağlamışlar.
ek: oy pardon yanlış başlığa gelmişim hemen doğrusuna geçiyorum.
Anayı bulmuş
S01E01-02
Yıllar yıllar önceydi. Tam tarihi hatırlamıyorum ama bu final yapmamıştı daha. Sanırım 2013 yılında Friends’i izleyip bitirmemin hemen arkası olabilir. Bir denemiştim ben bu diziyi. Emin olamadım şu an ama yarım sezon falan izlemiştim sanırım. Friends’in aksine karakterlerini benimseyemeyince bırakmıştım. Neyse, bir şans daha vermeye karar verdim diziye yıllar sonra.
Friends’ten Rachel ve Ross’u almışlar Robin ve Ted yapmışlar burada. Yani Ross’un ilk 2-3 sezondaki hali diyelim. Ama Friends’teki diğer karakterlerin bir karşılığı yok tabi burada. Marshall ile Lily’den Bir Chandler ve Monica olmaz. Biraz zorlarsak ikisine bir paket halinde Phoebe deriz belki. Yani Joey, Chandler ve Monica’nın olmadığı bir Friends düzeneği oluşturulmuş denebilir.
Neyse, Friends’i bırakıp döneyim tekrar karakterlerimize. İzlediğim dönemden özellikle Robin ve Barney’ye hiç ısınamadığımı anımsıyorum. Şu 2 bölümde Robinlik bir sıkıntı yoktu ama. Ted gibi yavru köpek misali peşinde dolanan ve salya akıtıp duran birine iyi bile katlandı denebilir. Barney konusunda sorunun bir kısmı biyolojik. Gey erkeği hetero rolde izlemeyi pek kale alamıyorum ben. Hatta sezonlarca gey bir karaktere hayat vermiş hetero erkeği hetero bir rolde izlerken bile ciddiye alamıyorum. Barney’de de işin özeti bu. Bunun dışında sıradan bir tipe sahip birinde bulunan gereksiz özgüvenden de hiç haz etmem ki Barney bu kategoriye de giriyor. Takım elbise takıntısından haz etmem, gevezelerden de hoşlanmam. Bunlar da Barney’yi sevmemem için diğer sebepler. Marshall ile Lily’yi sevebilirim gibi duruyor. Ted’i sevebilmem için de Ross’un ilk 2-3 sezonun ardından gösterdiği gelişimi onun çok daha seri bir şekilde yapabilmesi gerekmekte. Bu ekibin en büyük sorunlarından biri de tek sayıda kalmaları. Sayı 5 olduğu için bu durumda 3. kadın eksikliği de denebilir. Barney’nin yerine bir kadın karakter koysalar ve o şekilde sayıyı tekte bıraksalar bu kadar sorun olmazdı gerçi.
Neyse, durum böyleyken böyle işte. 2. bölünün içinden o sıralarda henüz herhangi bir dizide kadrolu bir rol kapamamış olan ve kariyerleri figürandan hallice devam eden Beth Riesgraf ve Jon Bernthal çıktı. Jon Bernthal’ın kayda değer bir repliği vardı desek yalan olur.
3 Haziran’da Netflix’e geliyormuş bu arada bu.
S01E04
Ted ile Ross’u aynı kefeye koyduğum için Ross’a büyük bir özrü borç bilirim. Ross asla böyle bir şey yapmazdı. Tam bir o.ç. hareketiydi Ted’in bu yaptığı. Eline ayağına sağlık Natalie. Anne Dudek’e bölüme katkısından ötürü teşekkürler.
S01E05
*Jayma Mays, Kyle Bornheimer ve Samm Levine çıktı bu bölümün içinden de. Kyle Bornheimer’ın konukluğuna hiç gerek yokmuş. Jayma Mays’ın ise 1-2 bölüm içerisinde tekrar gözükmemiş olması ayıp olmuş bence.
*Bu Barney’de de her türlü manyaklık var yeminle. 3’teki Philadelphia olayı, bu bölümdeki sandalye kapmaca/araba dokunmaca kafasındaki dans olayı derken bölümü renklendirecek bir şeyler yaratıyor illaki. Zorla sevdirecek gibi bu gidişle kendini.
S01E06
*Taktı mı takıyor ya! Hiç haz edemedim ben bu Ted’den. Aşırı ezik biri.
*Barney’de bir şeyi tek başına yapamama sorunu var. Hep yanına eküri arıyor. O bahsettiğin parti varsa (Varsa da bunun giriş izni yoktur. Kaçak göçek girmeye çalışır bunu az buçuk tanıdıysam.) tek başına git işte. Niye Ted eziğini yanında sürüklemeye çalışıyorsun ki?
*Sende bir sorun yok bu konuda bence Robin. Yemek paylaşanlar, eş kostümcüler falan sıkıntı onlarda. Çift saçmalıklarından hoşlanmamakta hiçbir sıkıntı yok.
S01E07
Lilly ve Marshall’a da her bölüm yazacak saçma sapan bir hikaye buluyorlar. Bu bölümdeki saçma sapan hikayeleri hatırımda kalmış aradan onca sene geçmesine rağmen. Bu kadar weirdo olmalarına gerek yok. Biraz normalleştirin şu ikiliyi.
S01E09
Son sahne (2030): Çocukların yüreğine iniyordu.
Bir ‘Hangover’ bölümüydü. Şu ana kadarki bölümler arasında en çok bunu beğendim ben. Sadece ben de değilmiş gerçi. 9.1’lik IMDB puanıyla şu ana kadarki bölümler arasında 9’u, hatta 8.5’u geçen ilk bölüm buymuş.
Barney haklı. Sarhoş Ted, ayık Ted’in daha çekilir bir versiyonuymuş ama bir yere kadar tabii. Nihayetinde Ted’i Ted’den ayıklayamıyorsun. Ve ayılınca yine her şeyi bok edebiliyor. Tatlış bir kızdı Trudy ve onu da kaçırmayı başardı Ted öküzü.
S01E11
Öfff, bu Ted’i bütün gün falakaya yatırsa bile rahatlamaz insan. Kaçırdı şeker gibi hatunu yine Robin sevdasına.
Şofför, sen de az değilsin ha! Niye söylemiyorsun Natalya burada diye.
Bölüm konukları Kathleen Rose Perkins ve Natalie Denise Sperl’e katkılarından ötürü teşekkürler.
S01E12
Çeşitli dizilerden tanıdığım Virginia Williams ve sonda Ashley Williams diye biri daha giriş yaptı bu bölüm diziye. Soyadlar aynı olunca kardeşler mi acaba diye kontrol ettim ama değillermiş.
Yine baltalandın be Barney! Oysa ki ne güzel gole gidiyordun. Bu kadar çaba, bu kadar emek … Sahi, 2. bölümden beri (Beth Riesgraf’ın karakteri) kimseyle yatamadı di mi bu? (Geçen bölümün sonunda Natalya ile bir şey olmuş mudur bilemiyoruz tabii.) Çok çalışıyor ama emeklerinin karşılığını pek alamıyor cidden.
S01E13
2030, çocuklar falan yoktu bu bölüm. Haliyle konuyla ilgili pozitif-negatif bir yorum gelmemiş oldu Ted’den. Hatun da 1, 7, 8 ve 9. sezonlarda toplam 16 bölümde boy göstermiş. Ted’in gelini, çocuklarının annesi olabilirmiş aslında ama o belirsiz kişi için
seçmişti sanırım bunlar.
Yüzünü hiç göremedik gerçi ama o masaj yapan ayaklar Kelly Stables’e aitmiş bu arada. Ben de IMDB’nin yalancısıyım.
S01E14
*Cidden o şekilde bayık bayık 45 dakika mı geçirdiniz siz?
*Ted-Robin’den daha mantıklı bir ikili elbette Barney-Robin. Ama sadece mantıkla da olmuyor işte. Barney’nin ‘Suit Up!’ ına karşılık vermesi de ona bardan bir hatun düşürmesi de tatlıydı bu arada.
S01E15
Aaa Friends’teki kafeydi orası.
‘Barney: The Beginning’ hikayesi izledik bu bölüm. Güzeldi. Herkes sırayla hayatındaki en utanç verici an hikayesini anlattı ayrıca. (Ted ve Robin kaytardı gibi oldular gerçi.) Keyifli geçen bir bölüm oldu genel olarak baktığımda. S01E10’un ardından sezonun şu ana kadarki en iyi 2. bölümüydü. Barney’nin şovunu yapıp barı terk ettiği andan sonraki yarım dakika süren kesit sahneler çok gereksiz olmuş ama. Bölüm orada bitmeliymiş.
O bölümün ardından IMDB’de 9.0 puan bandına ulaşan 2. bölüm buydu bu arada. IMDB’de en yüksek puanlı bölümlerle her zaman uyuşan biri değilimdir ama burada 2/2 oldu şu ana kadar.
S01E16
*İyiydi ya Victoria’nın ortalıkta olması. Çok erken yaptık ilk vedamızı.
*Bir takıma 4000 dolar? Daha beteri: Hiç giyemeyeceğin bir gelinliğe 8000 dolar?
S01E18
-Bir ‘booty call’ u bile bitmek tükenmek bilmeyen dilemmasıyla mahvedebilen adama ne denir?
-Ted.
Kabul edelim ki
Barney’nin yaptığı şey büyük terbiyesizlikti bu arada. Ted’e değil; hatuna yapmış olduğu şey.
Bölüm konuğumuz Erinn Bartlett, o senenin ilerleyen aylarında Oliver Hudson ile evlenmiş bu arada. (Şanslı adammış Oliver.) Hala evlilermiş ve 3 de çocukları varmış. Oliver’dan 3.5 yaş büyükmüş bu arada.
S01E22 (Sezon Finali)
Birbirinden kötü 3 bölümle bitirdik sezonu. Senaristlerin şunu kabul etmeleri lazım öncelikle: Ne Ted-Robin üzerinden ne de Marshall-Lily üzerinden romantizm satabilmeleri pek olası değil. Bu bir sıcak bir soğuk olayları da yordu artık. Ve şunu da kabul edelim ki Robin için kesinlikle doğru adam değil Ted. Konuklar getirmeye devam edelim, onlar üzerinden ilerleyelim ve yormayalım seyirciyi.
S02E01
Bu mıçmıç haller hiç Robinlik değil yahu!
S02E02
*Barney: Söz konusu kişi Marshall değil de Ted olduğunda açgözlülüğünü ve doyumsuzluğunu hep bastırdığını ve bastırmaya devam edeceğini çok iyi biliyoruz öyle değil mi?
Şekerini ilk kapışın son derece normaldi. Onun şekeri bile değildi zaten oradan dönmezdi. Son kapışında da hak veriyorum. Açgözlülük yapılabilecek bir tecrübeydi o keza. Hem sana 4. kez kanan Marshal malı utansın kendinden o sonuncuda. Lakin aradaki 2 kapış sert oldu baya. 2. bana göre biraz daha sertti hatta.
*Robin’in sarhoş hali hiç de sevimli değilmiş.
S02E03
Bu kadar şey de saklanmaz ama ya! En azından ninesini söyleseydiniz.
S02E04
*Yani, o hareketler Ted’e pek uymuyordu zaten.
*Robin’in ‘Benim yüzümden beni aldatıyor.’ naifliğine ne desem bilemedim.
Güzel başladılar, güzel devam ettiler ve güzel bitirdiler. S01E10, S01E15 ve S01E19 ile birlikte şu ana kadarki en iyi 4 bölümden biriydi. 9.1, 9.0, 8.7 ve 8.7 bu arada bu 4 bölümün IMDB puanları. Dizinin 8.5 puan ve üstündeki bölümleriyle (S01E22 hariç) paralel kafada gidiyorum şu ana kadar.
Heroes ve House of Lies’tan sevdiğim Dawn Olivieri’yi görmek güzeldi. Ayrıca Joe Manganiello da giriş yaptı bu bölüm diziye.
S02E05
Fena sayılmazdı bu bölüm de. Barney’nin evindeki sahnelerde eğlendim özellikle. TV’de falan denk gelmiş olabilirim belki bu bölüme daha önce. Bilemedim.
Valerie Azlynn çıktı bu bölümün içinden de.
S02E06
Jane Seymour ve Bryan Cranston, bölüm konuklarıydı. Jane Seymour’u görmek güzeldi elbette ama Bryan Cranston için aynı şeyi söyleyemem. Biri bu sezon olmak üzere 2 bölümü daha varmış ne yazık ki. Kesinlikle çekilmez bir tiplemeydi.
S02E07
*Ekibin Barney’ye yaptığını sandığı isim şakasının komik olmakla uzaktan yakından alakası yoktu. Çocukça, itici ve yorucuydu.
*Morena Baccarin’i görmek güzeldi. Deli göz durumu falan yoktu bu arada hatunda. Barney ve Ted artık nerelerinden uydurdularsa …
*Marshall, kendinden beklenilecek şeyi yaptı. Keşke yapmasaydı tabii. Gerçi o hatun 2 kelimeyi zar zor bir araya getiren yavru ayı Marshall’a 3 boy büyük gelirdi.
*Robin’e o konuda katılmadan edemedim.
olsa daha az kötü olabilirdi.
*Dostum sizin Kanada ile sorununuz ne? Sen bir de gerçekten Kanadalı olacaksın Cobie Smulders? Niye bu kadar sallamalarına izin verdin Kanada’ya?
Renkli bir bölümdü. Ama 9.4 ile şu ana kadarki en çok puan alan bölüm olacak kadar da değil. Sonunu daha iyi bağlamış olsalar, yani sürpriz unsuru beni tatmin etse ve buna ek olarak şu çocukça tokat oyununu bölümün içerisinde her yere serpiştirmemiş olsalar bir 9.0 puan çalışabilirdi belki benden ama şu haliyle 8.3 en fazla.
S02E11
Grinch yerine bitch diyemiyor muydunuz cidden? Sanırsın Türkiye’deki gibi bir RTÜK var orada?
S02E12
*Ted’i o hikayenin öyle olmadığını çok iyi bilecek kadar iyi tanıdık artık.
*Lucy Hale, Ryan Pinkston ve Misti Traya, bölüm konuklarıydı.
S02E16
*7 bölüm önceki şu tokat bahsini hatırlayıp uygulamaya koymalarını takdir ettim.
*Barney-Lily kapışmasında Barney haklıydı. Ted-Robin tartışmasında 2 taraf da haklıydı.
S02E18
Rachelle Lefevre’nin minik bir konukluğu vardı. Necar Zadegan’ın konukluğu daha da minikti.
S02E19
2 bekarlığa veda partisi de birbirinden kötü, birbirinden ruhsuzdu. Brad’in ortadan kaybolduğu süre zarfında yaşadıklarını izleyebilsek muhtemelen çok daha ilgi çekici olurdu.
S02E21
Marshall’ın saçlarını yapan o kızıl, TV’deki ilk işinde olan Candice Accola idi.
S02E22 (Sezon Finali)
Sebepsiz ve lüzumsuz bir
.
S03E01
Mandy Moore ve Enrique Iglesias’ın konukluğunda açtık yeni sezonu.
S03E02
*Enrique Iglesias’ı şarkıcı olarak seviyor olabilirim ama buradaki tiplemesi aşırı bayıcıydı yahu! Bir an önce biptirip gitsin istedim.
*Ted: Sana da, New Yorklu olma takıntına da …
*Lily ve Marshall, bu gereksiz hikayeleriyle gözükeceklerine 1 bölümlüğüne hiç gözükmeselermiş daha iyi olurmuş cidden.
S03E03
Sakin ol Barney! Her şeyi bok etme özelliği olan Ted’i azıcık tanıdıysak yapamamıştır. Oturmuştur sandalyeye/koltuğa ve onları izlemiştir en fazla.
Danica McKellar 2 sezon sonra yeniden uğradı. Busy Philipps, Christine Woods,
Neil Jackson derken bol konuklu bir bölümdü.
S03E04
Janet Varney ve Deanna Russo çıktı bu bölümün içinden de.
Barney ile iddiaya girmemen gerektiğini, ona güvenmemen gerektiğini ya da aklına girmesine izin vermemen gerektiğini ne zaman öğreneceksin sen Ted?
Bu sezon biri de çıkıp dememiş mi Cobie Smulders’a ‘Sen düz uzun saç kadınısın; kıvırcığa kaçan dalgalı uzun saç kadını değil.’ diye? Ve konudan bağımsız; biri de 3 sezondur demiyor mu ‘Slikon mu taktırsan acaba?’ diye?
S03E05
Abigail Spencer’ı ağırladık bu bölüm. Ekibin birbirleriyle olan tanışma hikayelerini anlatmaları üzerinden ilerledi. Fena bir bölüm değildi.
S03E06
Bu Marshall hukuk fakültesinden kaç sezon daha mezun olmayacak? 11-12 senedir üniversite öğrencisi bu lale. Ders çalışırken falan da görmüyoruz hiç kendisini. Normal şartlarda bu kadar sürede çoktan okuldan atılmış falan da olması lazım yani. Bununla birlikte iş teklifleri falan alıyor ara ara Şekil A’da görüldüğü üzere. Hiçbir mantığı yok kısacası bu olan biten şeylerin.
S03E07
*Bu cidden bir boşanma sebebi ama… Hatta evlenmeden önce tıpkı sağlık testi gibi zorunlu olarak yaptırılması gereken şeylerden biri haline gelmeli.
*O kadıncağıza yaptığı şey, Barney’nin şu ana kadar yaptığı en aşağılık şeyler listesinde 1 numaraya çıktı sanırım. Bunun acısını ilerde çıkarır bu kadın diye umuyorum.
*Maggie Wheeler ve April Bowlby, bölüm konuklarıydı. April Bowlby’nin şükür ki biri bu sezonda olmak üzere 3 bölümü daha varmış dizide.
S03E08
*Lindsay Price bölüm konuğuydu.
*Bu fark etmeme olayı sadece Ted-Cathy ile sınırlı kalsa ‘Hadi neyse!’ diyecektim ama herkese sırayla zıpladılar ve bokunu çıkardılar. Birinin en kötü özelliğini ne olursa olsun uzun süre fark etmemek mümkün değil sizi geri zekalılar!
S03E10
Victoria’s Secret modellerinden Heidi Klum, Alessandra Ambrosio, Adriana Lima, Miranda Kerr, Marisa Miller ve Selita Ebanks uğrayıp selam verdiler.
S03E11
Geçmişe dair iç içe geçirilen hikayelerin anlatıldığı bu tarz bölümleri seviyorum genel olarak. Bu da gayet başarılı geçti.
*O saç için yarım saat mi? Cidden mi? Bir de bir şeye benzese …
*Hayes MacArthur ve Kristen Schaal, bölüm konuklarıydı.
*Wendy’yi daha fazla görebileceğimiz bir bölüm istiyordum aslında hep. O açıdan da iyi oldu bu bölüm.
S03E12
*Barney’nin o yeşil ceketini beğendim. Ceket seven biri değilimdir ama o ceketi giyerdim.
*Vanessa Lachey’i görmek güzeldi.
S03E13
Sarah Chalke giriş yaptı bu bölüm diziye. Ayrıca Britney Spears’ı konuk ettik.
*O hızlandırılmış randevu olayını başka bir diziden daha anımsıyorum sanırım. Ama hangi diziydi ya da bu diziden önce mi yoksa sonra mı o taktiği kullanmıştı onu anımsamıyorum işte. Film de olabilir gerçi. Bilemedim.
*Ted: Keşke bıraksaymışsın bıyık. Sıradanlığını törpüler ve belki biraz karakter katardı sana.
*Aptal sarışın sekreter mi yoksa ukala doktor mu? Yine yanlış karar be Ted!
S03E14
*Robin & Lily: Azıcık feminist olup böyle bir konuda Barney’ye yardımcı olma gafletine düşmeseydiniz keşke. Utanıyorum ikinizden de!
*Minnacık anlarla da olsa April Bowlby ve Dawn Olivieri’yi yeniden gördük bu bölüm.
*
sezonunu açtık nihayet ha?
’den daha ilgi çekici olacağı kesin.
*O Simon hikayesi aşırı saçmaydı ama ya!
*James Van Der Beek ve Ryan Michelle Bathe bölüm konuklarıydı. Ryan Michelle Bathe’yi bu tarz bir saçla (Beyaz insan saçı) görmemiştim hiç daha önce. Baya farklı geldi gözüme.
S03E18
*Will Forte, bölüm konuklarından biriydi ve gayet de iyi iş çıkardı. Baya gençmiş bu arada burada.
*Floriana’nın oyunculuk kariyerinin ilk senesi. O önemli burun ameliyatını henüz olmadığı yıllar.
*Nop, ısınamıyorum ne yazık ki ben bu Stella’ya.
*Ted’in en azından sezon bitene kadar Barney’yi affetmemesini umuyorum. Hiç sanmıyorum ama bakalım dirayetli kalmayı başarabilecek mi?
S03E19
Hemen ertesi bölümde olunca hiç akıllarına gelmemişti onun çıkma ihtimali. Benim de gelmemişti gerçi. Neyse, Britney Spears’ı yeniden görmek güzeldi.
S04E02
Güzel bölümdü. Sevdim ben bu hamburger hikayesini. Bu hikayede Ted’in ana beşlide en geri planda bırakılan karakter oluşu da yaramış sanırım bölüme. Robin’in haline bolca üzüldüm ama bölümü izlerken. Herhangi bir konuda Robin için üzülmemi gerektirecek bir an yaşanabileceğini düşünmemiştim sanırım daha önce ben bu dizide ama varmış. Rahmetli Regis Philbin’i de gayet iyi kullanmışlar bu arada bölümde.
S04E03
3. sezon 20 bölümle bitince şaşırmıştım zaten. 3. sezondan bazı bölümleri bir sebepten 4. sezona aktarmışlar belli ki. Bu bölümü 3. sezon finali olarak çektiklerine o kadar eminim ki!
S04E04
Bu da yeni sezonun ilk bölümüydü işte.
*Virginia Williams’ı ilk sezonun ardından minik bir sahneyle yeniden gördük.
*Barney’nin bölümün başında ‘Gelecekten gelen yaşlı adam’ hikayesiyle hatun kaldırışı bir alkışı hak etti.
S04E05
*Jason Jones ve Danneel Ackles, bölüm konuklarıydı.
*Evet, bölüm sonunda da hatırlatıldığı üzere sürekli olarak o mesajları vermişti kendisi. Bu sonu bekliyorduk yani. Benim ilk tanıştığımız andan itibaren bu kadınla ilgili hissiyatım sabit zaten. Hiçbir zaman ısınamadım kendisine.
*Ted: Sana göre her önüne gelen ‘She’s the one!’ zaten. Ne kadar kolay ağzından çıkarıyorsun cidden o cümleyi.
*Barney: Dirayetli kalamayacağını hepimiz biliyorduk. İyi ki de kalamadın zaten. Birinin anlık 2. tercihi olacağına 2 kişinin anlık birinci tercihi olmak çok daha cazip zaten.
S04E08
Jamie-Lynn Sigler çıktı bölümün içinden.
S04E09
Courtney Ford çıktı bu bölümün içinden de.
Söz konusu taktik Vicky’de işe yaradı diye Vicky’ye sürtük damgası yapıştırmayacağım çünkü bir süredir süregelen bir altyapı oluşmuştu ikili arasında. Diğer 2 örnekle aynı değil kesinlikle bu örnek. Sarışın hatunda işe yaramadığı için, en normal bir tepkiyi verdiği için kendisini sonuna kadar tebrik ediyorum. Robin’de işe yaradığı için ise ona kesinlikle sürtük damgasını yapıştırıyorum ki bu da Robin ile ilgili bilmediğimiz bir şey değil zaten. Bir standardı olduğunu pek düşünmüyorum kendisinin. O an şartların iyi-kötü oluşmuş olması yeterli onun için.
S04E10
*Senin cidden bir psikiyatrist ile düzenli olarak görüşmen lazım Robin.
*Barney? Cidden? Sırf bir manyağı etkilemek için değer miydi?
*Will Sasso’nun peruk iyiydi yalnız.
*Ben bu Wendy’yi baya beğeniyorum yalnız. Keşke gruptan biriyle (Robin ile mesela) çıksaydı ve en azından 1 sezonluğuna kadrolu yapılmış olsaydı.
İkisinin de ağzından çıkan tek bir kelimeye bile inanmıyorum.
Ve bu doğrultuda …
Cidden Ted? 2 oldu bu ve bu daha da büyük bir şeydi. Hiç mi gurur denen şey yok sende? Hala arkadaş mı kalacaksın bu Barney ile? Sınırın ne senin?
Eziklikte sınır tanımaz haldesin.
S04E12
Normalde bitirmek istiyor olsan bile Barney’nin o acıdan kıvranan halini fark ettikten sonra aksine büyük bir hazla yaptığın şeye sıkıca sarılman lazım. Ama sen n’apıyorsun? Görüp görülebilecek en ezik adamlardan birisin cidden Ted. Nefes israfından başka bir şey değilsin. Oğlum olsan evlatlıktan reddederdim seni. O derece!
S04E13
*3 defa bırakıp içeri gittiler yahu! İlkinde olmasa bile ikinci döndüklerinde hatunları bıraktıkları yerde bulamamış olmaları gerekiyordu.
İki oyuncuyu da tanıyamadım o hengamede bu arada. Sarışın olan Arrow’un Cupid’i Amy Gumenick imiş. Esmer olan ise South of Nowhere ve Greek’ten anımsanabilecek Eileen Boylan.
*Dışarda yoğun kar yağışı var, diğer üçlü yoklar, ikisi yalnızlar ve ter basmış haldeler. Bir Marshall-Robin kaçamağı için son derece ideal bir andı. Ama senaristlerde bunu yazacak cesaret yoktu. Booooo!
S04E15
*Brooke D’Orsay niye kalmamış bu bölümden sonra ama biraz daha yaaa!
*Söz konusu Barney olunca normalde manyakça gelmesi gereken şey sayısı epey azalıyor. Bu hikaye de öyle bir şeydi işte. ‘Barney mi? Yapmıştır.’ deyip geçiyorsunuz.
S04E16
*Barney: O pantolon hikayesi komik olmaktan çok uzaktı. Senin espri anlayışın da aynı senin gibi yersiz ve seviyesiz dostum.
*Pek sempatik bir rol sayılmazdı açıkçası ama Laura Prepon’u görmek güzeldi yine de.
*Bu bölüme kadar fark etmemiştim Alyson Hannigan’ın hamile olduğunu. İyi saklamışlar demek ki bilmem kaç bölümdür.
S04E17
*Sen neymişsin be Lily!
*Bölüm figüranları arasında Italia Ricci de vardı.
S04E19
N’oluyo lan? Bu bölümde de Cobie Smulders’ın hamile olduğunu fark ettim. Bar masası , çanta kaplaması falan pek olmayınca fark etmemek mümkün değildi zaten. Neyse … İkisi de aynı sezonu mu bulmuşlar bula bula cidden?
S04E20
Geçen bölüm çöptü. Bu bölüm daha da çöptü. Sıkıntıdan patladım. Atlaya atlaya geçtim.
Alyson Hannigan bu bölümün başından itibaren yokmuş birkaç bölüm boyunca. Doğum izni durumları. (Biri Mart ayında, diğeri Mayıs ayında doğurmuş o sene.)
S04E23
Stella’yı (Sarah Chalke) tekrar gördüğümüze memnun olmadım elbette. Minicik sahnesine rağmen Azita Ghanizada’yı gördüğümüze sevindim ama.
S04E24 (Sezon Finali)
Anladıysam Arap olayım. Bu bölümü ne zaman çekmiş ki bunlar? Alyson Hannigan hala karnını saklıyordu. Cobie Smulders’ta ise hiç kilo yoktu. Cobie Smulders’ın doğum yapması ile bu bölümün yayını arası 2-3 gün sadece. Doğumdan sonra çekme gibi bir ihtimal söz konusu değil yani. Diğer bölümlerden önce, bundan taaa 6 ay öncesinden falan çekip ellerinde falan bekletmişler sanırım bölümü. Başka bir açıklama aklıma gelmiyor keza.
S05E01
*Bir anda kayıplara karışan Brad’i (Joe Manganiello) 2.5 sene sonra yeniden gördük. Ayrıca Kim Matula’nın minik bir konukluğu vardı.
*Profesör derken? İşe yeni girmiş, sektöre yeni merhaba demiş biri nasıl profesör olur lan? Kim yazıyor bu senaryoyu? Kim, kim, kim?
*Klasik Ted! Bundan daha utanç verici bir başlangıç yapılamazdı ilk iş gününe. Her dalda bir utanç kaynağısın Ted!
*Çok kötülerdi bence birlikteyken. O klasik soru (Robin&Ted mi? Robin&Barney mi? Robin&Hiç kimse mi?) da cevabını buldu bence: Robin&Hiç kimse. Daha önce de söylemiştim sanırım ama yineleyeyim: Robin karakteri lezbiyen olmalıydı bence.
S05E02
Lindsay Sloane’un konukluğu verimli geçti. Jen-Ted ikilisinin mükerrer randevusunu izlemek keyifliydi. Diğer dörtlünün doppelganger hikayesinden ise hiç tat almadım.
S05E03
Her seferinde daha fazla ezikleşemez dedikçe bir yolunu buluyor cidden Ted. Bu bölümde yaptığı şeyi normal bir insan evladı asla yapmazdı. Bununla birlikte; Robin’in bu 2 weirdonun yaptığı şeye bakıp bir tanesini tatlı bulacaksa o kişi yine de Barney değil Ted olmalıydı.
S05E04
*Bu çiftler hikayesi çok ama çok kötüydü yahu!
*O hancı hikayesi öyle ortada kalmasaydı keşke. Ted o hatunu yeniden görseydi ve bir teessüf etseydi. Yaptığı şey hiç hoş değildi çünkü hatunun.
*Bu kötü bölümdeki en iyi şey çok kısa bir süreliğine de olsa Julianna Guill’i görmek oldu sanırım.
S05E06
Robin&Barney: Bu ikisi cidden birlikte iğrenç oldular ama ya! Midem kaldırmıyor.
S05E08
Eva Amurri ve Sarah Wright’ı görmek güzeldi ama artık Barney’nin taktiklerini izlemek fena halde yormuş durumda.
Geçen sezonun son 7 bölümü ve bu sezonun şu ana kadarki 8 bölümü olmak üzere son 15 bölümün tamamı vasat altı, kötü veya berbat kategorisinde bölümlerdi. Zaten tek bir karakterine bile sempati duyamadığım bir dizi var karşımda. Kaç bölüm daha tahammül edebilirim bilemiyorum bu formsuzluğa.
S05E10
Bu dizinin senarist tayfası her şeyi ama her şeyi abartmaya bayılıyor. JoAnna Garcia Swisher’ı konuk ediyorsun ve bu saçma sapan hikaye içerisinde bu konukluğu boşa geçiriyorsun.
S05E12
*Takım elbiseler üzerine müzikal yapmışlar. Nefret ettim! Takım elbiseden de nefret ederim zaten.
*Stacy Keibler ve Rachel Bilson’ı görmek güzeldi ama Rachel Bilson’ın konukluğunu da iyi kullanamadılar bunlar.
Üst üste 19 bölümdür bana tek bir bölüm bile satamadılar gerçek manada. İlk 3.5 sezonluk süreçte IMDB’de 8.5 puan baremini aşan bölümler büyük oranda iyi çıkardı en azından. Bu sözünü ettiğim 19 bölümlük süreçte o kategorideki bölümler bile tat vermemekte. ‘İlk 3-4 sezonu iyidir ama gerisi aynı tadı vermiyor.’ tarzında yorumlar yapılmış diziyle ilgili pek çok yerde. Haklılarmış yani. Daha fazla zorlamanın bir manası yok yani. Bıraktım gitti.