James Norton and Nikolaj Coster-Waldau draması King & Conqueror, 24 Ağustos’ta başlıyor.
4 yorum abidin77 24 Temmuz 2025 13:20
baltasar kormakur başlangıç tarihi bbc iplayer bbc one bjarne henriksen bo bragason clare holman clemence poesy dönem draması eddie marsan elander moore elliott cowan emily beecham fragman Geoff Bell indy lewis ines høysæter asserson ingiliz dizisi ingvar sigurdsson james norton jason forbes jean marc barr juliet stevenson king & conqueror luther ford michael robert johnson mini bildiri mini dizi nikolaj coster waldau oliver masucci sveinn olafur gunnarsson tarihi drama yayın tarihi
James Norton (Little Women, Mr. Jones, Happy Valley) ve Nikolaj Coster-Waldau’nun (Game of Thrones, Mama, Oblivion) başrolünde olduğu BBC One ve BBC iPlayer’ın sekiz bölümlük yeni tarihi destanı King & Conqueror’ın resmi fragmanı yayınlandı.
Fragmanda Wessex Kontu Harold (James Norton) ve Normandiya Dükü William (Nikolaj Coster-Waldau), eşleri Edith Swan-neck (Emily Beecham) ve Matilda (Clémence Poésy) ile birlikte taht için savaşırken görülüyor.
Nikolaj Coster-Waldau, James Norton
Fragmanda ayrıca Kral Edward (Eddie Marsan), Lady Emma (Juliet Stevenson), Morcar (Elander Moore), Gytha (Clare Holman), Tostig (Luther Ford), Kraliçe Gunhild (Bo Bragason) ve Godwin (Geoff Bell) gibi müttefik ve düşmanlar da yer alıyor.
Léo Legrand, Clémence Poésy, Oliver Masucci
King & Conqueror’ın yapımcılığını The Development Partnership, Rabbit Track Pictures, Shepherd Content, RVK Studios and CBS Studios, BBC ile birlikte üstleniyor. Michael Robert Johnson (Sherlock Holmes, The Frankenstein Chronicles) tarafından yaratılan ve yazılan dizinin açılış bölümünü Baltasar Kormákur (Trapped, Everest, Adrift) yönetti.
Luther Ford, Emily Beecham
Jean-Marc Barr, Kral Henry; Elliot Cowan, Sweyn; Bjarne Henriksen, Earl Siward; Oliver Masucci, Baldwin; Indy Lewis, Margaret; Jason Forbes, Thane Thomas; Ingvar Sigurdsson, Fitzosbern; Ines Høysæter Asserson, Judith; Sveinn Ólafur Gunnarsson, Hardrada; ve Léo Legrand, Odo rolünde dizinin kadrosunda yer alıyor.
James Norton, Indy Lewis
King & Conqueror, bir ülkenin – ve bir kıtanın – geleceğini bin yıl boyunca belirleyen, kökleri onlarca yıl öncesine uzanan ve iki ülkede ve azgın bir denizde güç mücadelesi veren birbirine bağlı iki aile hanedanına kadar uzanan bir çatışmanın hikayesidir. Wessexli Harold ve Normandiyalı William, 1066’da Hastings Savaşı’nda karşılaşacak iki adamdı; İngiliz tahtında gözü olmayan iki müttefik, koşullar ve kişisel saplantılar nedeniyle kendilerini tacı ele geçirmek için bir savaşın içinde buldular.
Nikolaj Coster-Waldau
Dizisinin yaratıcısı Michael Robert Johnson, Rabbit Track Pictures’tan James Norton ve Kitty Kaletsky, RVK Studios’tan Baltasar Kormákur ve Magnus Sigurdsson, The Development Partnership’ten Robert Taylor, Shepherd Content’ten Dave Clarke ve Richard Halliwel, CBS Studios’tan Lindsay Martin, Ed Clarke ve Nikolaj Coster-Waldau ile birlikte dizinin yönetici yapımcılığını üstlenecek. Baltasar Kormákur, ilk bölümü yönetti ve yönetici yapımcı olarak dizinin yaratıcılığına yön verdi.
James Norton
BBC, dizinin Birleşik Krallık’taki yayın haklarını satın aldı ve Birleşik Krallık dışında Paramount Global Content Distribution tarafından dağıtılıyor.
yorumlar
İlk 2 bölümü tabii ki izledim. Sezonun hepsi ortalıkta.
* Wikipedia’daki İngilizce maddeyi ciddi ölçüde çevirdikleri için Viki’deki Hasting Muhaberesi maddesi bayağı detaylı yazılmış. İlk bölümü izlerken bir yandan da üstünkörü onu okudum.
Sonucu biliyorum zaten, James Norton’un neden William’ı değil de Harold’u oynadığını açıkladığı (HBO yüzünden) bir habere denk geldiydim daha önce.
* Gerçi bunlar muhaberenin yaklaşık 6-7 yıl öncesinden girdiler aslen. Bu haliyle de karışıklığın ortasındalar ve hızlı ilerledi sayılır. Şimdilik bana yetti bu kadarı, fazlasında pek gözüm yok.
Kısa süreli çakışsalar da hem Harold hem de William’ın kendi hikayeleri ve mücadeleleri akıyor. Karakter olarak Harold’ı, daha iyi işlenen çatışma olarak Normandiya tarafını daha fazla sevdim şimdilik… Wessex’teki aile çekilir dert gibi durmuyor.
İki taraf da önce kendi/diğer düşmanlarını falan halledip sonra birbirlerine girecekler gibi bir hal var. Son 1-2 bölümün kısa bölüm özetlerinden anladığım kadarıyla tek sezonda halledip çıkacaklar içinden. Fazlasına girip de uzatmaya gerek de yok gibi. Savaş atmosferiyle ilerleyen dönem dramalarıyla hayat bir yere kadar bende.
* James Norton’u severim, rol aldığı dizilere atlamayıp bakıyorum. Nikolaj Coster-Waldau kendine bulmuş bir dönem draması daha, böyle rollere yakışıyor bir şekilde. Yan karakterler, özellikle ana kadın oyuncularla olan kimya da iyi yürüdü ilk iki bölümde.
Biraz artan ikili gerilim ve çatışma biraz da başroller derken geçer biter 8 bölümlük sezon elbet. Next.
TOD almış. 15 Ekim’den itibaren her Çrş.
Sezon finali bayağıdır beni bekliyordu, araya alıp bitirdim sonunda.
* Bu haliyle dizi de bitti aslında. İsteseler kazanan tarafın bundan sonraki hayatıyla devam edebilirler tabii ama gerek var mı tartışılır.
Genel çerçevede razıyım. Benzerleri üzerinden tartarsak onların biraz altında kaldığı söylenebilir tabii. O seviyede bir prodüksiyon veya senaryo gücü yoktu. Oyunculuklar yeterliydi. Karakterler kendini izletti ama bütünüyle bakarsak sevilesi miydi, emin değilim.
* Benim takıldığım asıl nokta;
Harold ve William kendi yönetim çemberleri içinde ya da dışarıdaki tehditlere karşı uğraştıklarıyla daha izlenesiydi. Dizi bir noktada bunu geçip ikisini birbirine kırdırdı. Oradan sonrası bana yeterince geçmedi. Arkadaş desen sayılmayabilir, düşman desen o da ayrı. İkisinin ilişkisine karmaşık desen o bile değil.
Tahtta çeşitli yollardan hak iddia eden iki tarafın birbirine girip savaştığı, bir tarafın kazandığı ve bu şekliyle kapattığımız bir dizi oldu. Savaş kısmını fena çekmemişler, Wiki’de muhabereyi okuduğum için bu vakte pek sürprizi kalmamıştı. Sonunu da biliyordum dolayısıyla, ama dert değil. Dediğim gibi, böyle de kalburüstü kaldığı söylenebilir.
* James Norton beycimle House of Dragon S3’te karşılaşacağız zaten. House of Guinness onay alırsa o da var. The Beatles film dörtlüsü falan da var baktığımızda. Denk geliriz elbet.
Bu da bu şekilde. Thanks, bye. XOXO.