Kabuslar Evi || Türk İşi Gerilim – Tanıtım
2 yorum lukedanes_jakeperalta 17 Ağustos 2025 08:12

“Kabuslar Evi: Her odası ayrı bir sır, her kiracısı kendi kâbusunun başrolünde…”
Adı bile insanın uykusunu kaçırmaya yetiyor. Her bölümü farklı bir hikâyeye ev sahipliği yapan bu gerilim–korku türündeki dizi film serisinin ortak noktası ise geçmişin tozlu sayfalarına saplanıp kalmış, uğursuz mu uğursuz, orman içinde büyük bir ev ve onu her defasında birilerine kiralayan emlakçı Sema Hanım (Bilge Şen) ile yardımcısı Pelin (Özhan Sargın). Sema Hanım, dizinin adeta mihenk taşıdır. Kendisi her bölümde (Karanlıktan Gelen ve Tanıdık Yabancı hariç) yeni kiracılar bulur. Ama bu kiracılar bu evin kapısından içeri adım attıkları an, huzurlu bir yuva değil; gizem, lanet, tarih ve kendi bilinçaltlarının karanlık köşeleriyle karşı karşıya kalırlar.
Kimi zaman köşkün esrarengiz geçmişi, kimi zaman kiracıların daha taşınmadan önce getirdikleri kişisel gölgeler, kimi zaman da Türk ve İslam tarihinin bilinmeyen, tüyleri diken diken eden olayları… Sonuç hep aynıdır: Kaçmak mı, yüzleşmek mi? Kabuslar Evi’nde her kiracı bu sorunun cevabını kendi korkularında bulur. Bu seri, korkunun kaynağını yaratıklarda, vampirlerde, uzaylılarda ya da üç harflilerde aramıyor. Çünkü gerçek korku, en yakınımızda — insanların ta kendisinde. İnsan, sıradışı bir varlık; iyileştirebilecekken yaralayan, koruyabilecekken yok eden…

Kabuslar Evi, izleyiciye sadece gerilim sunmuyor; aynı zamanda hayatın içinden, çoğu zaman yanı başımızda yaşanan sosyal, psikolojik ve patolojik travmaları perdeye taşıyor. Aile içi şiddetin gölgesinde büyüyen hayatlar, evladını kaybetmiş birinin taşıdığı ölümcül suçluluk, servet hırsının parçaladığı ruhlar, demansın kapalı dünyasında kaybolan zihinler… Bu hikâyeler izleyiciyi ürkütmekten çok, karşısına büyükçe bir ayna koyuyor ve o aynada gördüğümüz; bazen biz, bazen en yakınımız, bazen de olmayı asla istemediğimiz biri oluyor.

4 Şubat 2006 tarihli Milliyet gazetesinden bir küpür
Dizinin yapımcılığını Şükrü Avşar (Avşar Film) üstlenmiştir ve müziklerini Aria bestelemiştir. Dizinin tüm bölümlerinin senaryosunu bu seriden bir yıl önce çektiği ‘’Babam ve Oğlum’’la büyük bir kredi kazanan ve bu sayede ‘’Kabuslar Evi’’ gibi farklı denemeler için büyük bir kredi kazanan Çağan Irmak kaleme almış; ilk üç bölümü de kendisi yönetmiş, ardından yönetmenliği farklı isimlere devretmiştir. Çağan Irmak’ın lise yıllarındaki gençlik hayal gücünden doğan ve yıllar sonra gerçeğe dönen dizinin arka planında 60 kişilik bir ekip görev almıştır. Dizi için Beykoz Akbaba Köyü’nde orman içindeki bir ev, dizinin sanat yönetmeni Aynur Topalak tarafından 2.5 ay süren bir çalışmayla yeniden düzenlenmiştir.

Yapımcı Şükrü Avşar, dizi eğer ilgi görürse 50 – 60 bölüm devam ettirmeyi düşündüğünü söylese de dizinin ömrü 13 bölüm oldu. Belirlenen bütçeye sadık kalarak dizi çekmenin zor olduğunu belirten Avşar, ”Amacım hem özgün bir iş çıkarmak hem de dizi sektörüne yeni bir pazar alanı oluşturmak. Yapım adına zaten ilave bir pazar arayışım vardı. DVD alıp izlemek dünyada ciddi bir trend oldu. Ben de çok güvendiğim bir diziyi önce DVD olarak piyasaya çıkarmak, sonra televizyona satmak istedim.” demiştir. ‘’Babam ve Oğlum’’ DVD’lerine bu dizinin tanıtım fragmanlarını koyarak bir pazarlama stratejisi geliştiren Avşar, ”Dizinin önce hazırlanan stantlarda ilk üç bölümünü satışa sunacağız. Dizinin ilgi görmeme gibi bir durumunun yaşanacağını sanmıyorum. Çünkü diziye çok güveniyorum. Mesela 2. bölümde makyajla yaşlandırılan Hümeyra’nın gelin-kaynana çekişmesini gösteren öyle bir performansı var ki insanın tüyleri diken diken oluyor. Dizi temelde korku, psikolojik gerilim ama neticesinde bir dramı anlatıyor. Kurt Adam da neden kurt adam olduğunu anlatan hikayesiyle dizide yer alıyor. Seyirci talep ettikçe bu diziye devam etmeye niyetliyim. Sonuçta her bölüm birbirinden bağımsız. Bir bölümü sevmeyen diğerini severek izleyebilir.” demiştir.

Kabuslar Evi; ilk olarak 2007 yılında, o dönem yeni açılan FOX TV’nin prömiyer işlerinden biri olarak televizyonda kendine yer bulmuştur. Kanal; önce mart ayında yönetmenin ‘’Babam ve Oğlum’’ filmini yayınlamış, sonrasında bu seriyi yayınlamaya başlamıştır. Dizinin tekrarları Türkmax, Artı Bir (+1) TV ve tv2’de izleyiciyle buluşmuştur. Seri, televizyon yayınlarında aşağıdaki sırayı takip ederek izleyiciyle buluşmuş; ancak Kanal D Home Video tarafından yayınlanan DVD’ler piyasaya sürüldüğünde ‘’Seni Beklerken’’ sekizinci sıraya alınmıştır. Öte yandan ‘’Çarşamba Karısı’’, ‘’Gece Gelen Arkadaşlar’’, ‘’Onlara Dokunmak’’, ‘’Bir Kış Masalı’’ ve ‘’Uyurgezerler’’ filmlerinin DVD ve VCD’leri piyasaya çıkmamıştır.
Bölümler:

Yönetmen: Çağan Irmak
Oyuncular: Fikret Kuşkan, Ayla Arslancan, Cansu Dere, Türker Tekin, Cihan Okan, Nergis Çorakçi, Borgahan Gümüşsoy, Funda Şirinkal, Muhammed Ali Tuncer, Sadi Celil Cengiz, Veda Yurtsever
Konu: ‘’Takip’’, çocukluğundan beri bir kurt adamın gölgesinde yaşayan İbrahim’in hikâyesini anlatıyor. Köyünde başlayan esrarengiz felaketler, annesinin vahşice öldürülmesi ve babasının da lanetlenerek kurt adama dönüşmesiyle hayatı altüst olan İbrahim, güvenliği için köyden uzaklaştırılır. Yıllar sonra başarılı bir yazar olsa da hâlâ babasının peşinde olduğuna inanmaktadır. Sürekli kaçmaktan yorulan İbrahim, Kabuslar Evi’nin emlakçısı Sema Hanım’dan bir ev kiralar ve bu kez kaçmak yerine, geçmişinin dehşetiyle yüzleşmeye karar verir.

Yönetmen: Çağan Irmak
Oyuncular: Hümeyra, Yetkin Dikinciler, Mahir İpek, Mahperi Mertoğlu, Bensu Boran
Konu: Bir zamanlar bolluk içinde yaşayan Müyesser’in hayatı, Kore Savaşı’na giden sevgilisi Selim’in ölüm haberiyle altüst olur. Yıllar içinde evlenir, bir oğlu olur ancak kocası tarafından terk edilir. Oğlu Mesut’un taşralı ve kaba tavırlı eşi Berna ile yaşamak zorunda kalan Müyesser, ağır bir felç geçirerek hem yürüyemez hem de konuşamaz hale gelir. Mesut’un işi nedeniyle Kabuslar Evi’ne taşınırlar ve Müyesser, bakımı için hor gördüğü gelinine bağımlı kalır. Kısa süre sonra evde gizemli olaylar başlar: Elli yıl önce kendisine bir dans sözü veren Selim geri döner.

Yönetmen: Çağan Irmak
Oyuncular: Çetin Tekindor, Okan Yalabık, Selim Gürata, Atilla Pakdemir, Sadi Celil Cengiz
Konu: ‘’Hayal-i Cihan’’, izleyiciyi gerçek ile yanılsama arasındaki sınırda dolaştıran, sürpriz sonlu bir ‘’Kabuslar Evi’’ hikâyesi. Eve taşınan Cihan, ilk gününde ortalığı darmadağınık bulur ve kısa sürede yalnız olmadığını hissettiren gizemli olaylarla karşılaşır. Kasaba halkı, evin bulunduğu Karatepe hakkında konuşmaktan kaçınınca, Cihan kendi araştırmasını yapmaya başlar. Bu yolculuk onu, evdeki başka bir varlığın varlığına götürür: geçmişi ve anlatacakları en az kendisi kadar gerçek olan bir hayalet. Ve belki de asıl korkutucu olan, bu hayaletin hikâyesidir.

Yönetmen: Uluç Bayraktar
Oyuncular: Zuhal Gencer (Erkaya), Güler Ökten, Yıldız Kültür, Bilge Şen, Batuhan Sefer, Erdoğan Sıcak, Betül Arım, Meriç Acemi
Konu: Oğlunu bir anlık ihmal sonucu kaybeden Derya, bu travmayı atlatamaz ve halüsinasyonlar gördüğü gerekçesiyle yıllarca akıl hastanesinde yatar. Taburcu olduktan sonra annesinin yanına, eski kasabasına döner. Sema Emlak’ta iş bulur ve hayatını yeniden kuracağına inanır. Ancak bir çifte, kasabalının “perili ev” dediği evi gösterdiği gün, Murat’ın görüntüleri yeniden karşısına çıkar. Her gün o eve gidip oğlunu görmeye başlayan Derya, sonunda onun artık eskisi gibi olmadığını fark eder… Ve gerçek, hayal ettiğinden çok daha acı verici olacaktır.

Yönetmen: Uluç Bayraktar
Oyuncular: Levent Üzümcü, Bennu Yıldırımlar, Ali Düşenkalkar, Gökhan Atalay, Kutay Köktürk, Sevim Gelenbe, Demet Oran
Konu: Taner, hırslı ve açgözlü bir iş adamıdır; eşi Filiz ise saf ve alçakgönüllüdür. Taner’in pembe yalanlarla örülü hayatı, bir reklamla alt üst olur: Kaçan Fırsatlar Limited Şirketi. Reklamı gördüğü her an, farkında olmadan kendine zarar veren Taner, Filiz’in endişesi üzerine psikiyatriste gitmeyi reddeder ve bir tatile çıkar. Ancak merakı peşini bırakmaz ve reklamda verilen numaradan Fuat Bey’le iletişime geçer. Taner, bu gizemli şirketle pazarlık yaparken, hırsı ve açgözlülüğünün bedelini ağır ödeyecektir.

Yönetmen: Uluç Bayraktar
Oyuncular: Tolga Karel, Rıza Kocaoğlu, Serap Sağlar, Beril Şenvarol, Münir Akça, Vural Buldu
Konu: Kerem, babasının ilgisizliği ile annesinin aşırı korumacı ve bunaltıcı tavırları arasında sıkışmış sıradan bir gençtir. Annesi Füsun ve kız kardeşi Ceren’le çıktıkları yolculuk, başına gelecek tuhaf olayların yalnızca başlangıcıdır. Yolculuk sırasında mola verdikleri bir noktada annesi ve kardeşini kaybeden Kerem, ormanda duyduğu gizemli sesleri takip eder ve kendini Kabuslar Evi’nde bulur. Burada onu, “Karanlıktan Gelen” beklemektedir. Kerem’in karşısındaki bu gizemli varlık, ona ya hayatın sırrını çözebileceği bir anahtarı sunacak ya da onu tamamen yok edecektir. Kabuslar Evi, Kerem’i geçmişiyle yüzleşmeye ve hatalarını düzeltmeye zorlayan, hem fiziksel hem de ruhsal bir sınav alanı olur.

Yönetmen: Uluç Bayraktar
Oyuncular: Şerif Sezer / Gerçek Sağlar (Alnıaçık), Kaya Akkaya, Ünsal Coşar, Cem Karcı, Feriha Eyüboğlu, Seda Fettahoğlu, Bilgen Gökçen, Fazıl Ender Uzun, Melina Özprodomos
Konu: Eski dönem Türk filmlerinin unutulmaya yüz tutmuş aktrislerinden, ”Bataklı Damın Kahpesi” olarak tanınmış vamp kadın Sevil Armağan, artık günümüzde kedisi Çıtır Hanım’la yaşayan yaşlı bir kadındır. Çalışmaktan umudunu kesmişken ‘’Asmam Çardaktan’’ isimli bir televizyon dizisinden aldığı sürpriz bir teklif, onu Kabuslar Evi’ne taşır. Ancak evde gördükleri ve duydukları, onu kullanılmayan havuzdaki büyük bir sırrın peşine düşürür. Sevil, bu sırrı keşfederken içindeki sesleri dinleyip ruhunu özgürlüğe kavuşturabilecek mi, yoksa sırrın bedelini kaybetmek pahasına mı ödeyecek?

Şerif Sezer ve onun gençliğini canlandıran Gerçek Sağlar
Tırıvırı: Tüm sinema emekçilerine adanmış bu bölüm benim en sevdiğim bölümlerden biri. Serinin bir sonraki bölümü ‘’Çarşamba Karısı’’nda öğreniyoruz ki diziden sonra Sevil Armağan’a teklifler yağmış.

Yönetmen: Uluç Bayraktar
Oyuncular: Rüçhan Çalışkur, Yurdaer Okur, Füsun Kostak, Ziya Dorukan, Tuncay Kaynak
Konu: Oğlu, gelini ve iki torunuyla yolculuğa çıkan Sacide; tatil için geldikleri evin Kabuslar Evi olduğundan ve aslında çocukluğunu geçirdiği kasabada bulunduğundan habersizdir. Eski hatıralarına yaptığı yolculuk, onu acımasız bir gerçekle karşı karşıya getirir: Çarşamba Karısı… Sacide, ailesini bu karanlık güçten korumaya çalışırken, kendi zihninin karanlıklarında kaybolma tehlikesiyle yüz yüze gelir.
Türk mitolojisinde Çarşamba Karısı, özellikle kadınlar arasında korku uyandıran doğaüstü bir varlık olarak bilinir. Adını, Salı gününden Çarşamba gününe geçişte yarım bırakılan işlerin kötü sonuçlar doğuracağına dair halk inancından alır. Anadolu efsanelerine göre Çarşamba Karısı; saçı başı dağınık, özensiz ve korkutucu bir kadın olarak tasvir edilir; Salı gecesi yarım kalan işleri bozarak eve kötülük getirir, bazen de evin çocuğunu alıp götürdüğüne inanılır. Bu inanç, kadınların günlük yaşamlarında dikkatli ve düzenli olmalarını teşvik etmek amacıyla ortaya çıkmış olabilir ve Çarşamba Karısı, Alkarısı gibi kötücül bir kadın ruhu olarak kabul edilir.

Yönetmen: Cevdet Mercan
Oyuncular: İdil Fırat, Devrim Nas, Ayşenil Şamlıoğlu, Kayhan Yıldızoğlu, Hale Akınlı, Sevinç Aktansel, Nesime Alış, Meral Aral, Kardelen Yılmaz
Konu: Demet ve Özgür, karabasanlarla dolu geceler yaşayan bir çift olarak birbirlerine bile hayaletlerinden bahsetmeye çekinirler. Evlerini değiştirmeye karar verdiklerinde, kızları Nisan ve hizmetçileri Saniye ile birlikte Kabuslar Evi’ne taşınırlar. Ancak ziyaretler burada da devam eder ve artık sakladıkları sırlar, korkular ve hayaletlerle yüzleşmek zorunda kalırlar. Üstelik asıl sürpriz, yardımcıları Saniye Hanım’ın içinde saklıdır.

Yönetmen: Cevdet Mercan
Oyuncular: Melisa Sözen / Aslıhan Kapanşahin, Nur Sürer, Sinan Tuzcu, Levent Özdilek, Sennur Nogaylar, Can Başak
Konu: Ece, ya da gerçek ismini söylemek isterse Mukaddes, annesi Sevgi ile çıktığı gizemli yolculukta rüyalarına giren Kabuslar Evi’ni bulur. Bir gün sonra babası Erdem de aralarına katılır ve aile, beklenen gizemli adamı karşılamak için hazırlık yapar. Kabuslar Evi, Ece’yi kendi geçmişi ve kaderiyle yüzleştirecek bir sınav hâline gelir. Beklenen gizemli adam Ece’nin tüm sorularına yanıt olabilecek midir, yirmi yıla sığdırılan bir asırlık aşkın açıklamasını yapabilecek midir ya da Ece iddia ettiği gibi reenkarne olmuş ve yıllar önce yaşamış Mukaddes adlı bir kadının anılarını mı yüklenmiştir?

Yönetmen: Cevdet Mercan
Oyuncular: Yiğit Özşener, Neslihan Yeldan, Işık Aras, Hümay Güldağ, Deniz Türkali
Konu: Yunus, sırlarla ve acılarla dolu geçmişiyle boğuşan, yeteneğinin lanet mi yoksa hediye mi olduğunu sorgulayan genç bir adamdır. Huzur bulmak için Sema Emlak aracılığıyla Kabuslar Evi’ne taşınır. Burada çocukluğuna ve geçmişine yaptığı yolculuk, ruhunu hafifletip hep rüyalarında gördüğü uzak ülkeye gidiş yolunu bulmasına yardımcı olacak mı, yoksa Kabuslar Evi’nin gizemleri onu yeni sorgulamalara mı sürükleyecek?

Yönetmen: Irmak Çığ
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ayhan Kavas, Ebru Özkan, Ceyda Ateş, Levent Sülün, Tarık Köksal, Sıla Çavuşoğlu, Iraz Pekgöz, Işıl Tangör, Özen Yula
Konu: Tiyatro oyuncusu Gülseren, bir kaza sonucu eşi ve kızının kaybetmiş olmasıyla başa çıkamaz. Huzur bulmak için Kabuslar Evi’ne gelen Gülseren, beklenmedik anlarda karşısına çıkan hırpani kılıklı bir kadınla dengesini kaybeder. Emlakçı Sema’nın yardımıyla bu kadının gizemini çözmeye çalışırken hem kaybettiği ailesiyle yüzleşmek hem de anlık zaman kayıplarına direnmek zorundadır. Bu kadın gerçekten kayıp ruhları araftan alıp ait oldukları yere götüren bir elçi midir? Tüm cevaplar, Kabuslar Evi’nin karanlık köşelerinde saklıdır.
Hülya Koçyiğit, Milliyet gazetesine verdiği bir röportajda bu bölüm hakkında ”Çağan Irmak Türk sinemasının yetiştirdiği en büyük ve değerli yönetmen. ‘Babam ve Oğlum’ filmini seyrettikten sonra Türk sineması yeniden doğuyor dedirtti bana. Onula nasıl gurur duyduğumu bir vesile ile ona ilettim. O da benimle çok çalışmak istediğini söyledi. Bana ‘Gelin’ filmimi izledikten sonra ‘Beni sinemacı yapan sizin filminiz oldu. Filmin duru dili ve hikayeyi anlatış biçimi benim sinemama yön verdi’ dedi. O çok iyi bir sinemacı ve senaryo yazarı. Bir gün sizin için bir senaryo yazmak istiyorum dedi ve yazdı. Senaryoyu okuyunca çok heyecanlandım ve çok beğendim. Bir oyuncu için hayatında ender rastlayabilceği bir karakter canlandırıyorum. Bu senaryo beni çok heyecanlandırdı ve mutlu oldum. Bu filmde mutlaka oynamak istedim ve oynuyorum. Çağan ‘Ben yönetemiyorum ama Irmak Çığ benim her şeyim’ dedi. Bir gerilim hikayesi anlatıyor. Burada canlandırdığım karakter finalde çok büyük bir sürpriz yaratacak. Bir tiyatro oyuncusunu canlandırıyorum. Yıllar önce kızı ve eşini kaybetmiş bir kadının başından geçen gerilim dolu bir hikaye. Kızı ve eşiyle yüzleşmesinin anlatıldığı hikayede seyirci çok büyük bir sürprizle karşılaşacak.’’ şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Yönetmen: Irmak Çığ
Oyuncular: Ümit Çırak, Derya Durmaz, Burak Şentürk
Konu: İlk kitabı ‘’Zaman Avcısı’’nın başarısını tekrarlayamayan bilim-kurgu yazarı Tolga Özakın, son kitabı ‘’Kayıp Şehir’’in başarısızlığı yüzünden hem depresyona girer hem de sevgilisi Ebru tarafından terk edilir. İlham perilerini tekrar yakalayabilmek umuduyla şehrin kalabalığından uzaklaşan Tolga, Kabuslar Evi’ne gelir. Ancak sabahları uyandığında hissettiği açıklanamayan yorgunluklar ve karşılaştığı garip olaylar, onu karmaşık bir gizemin içine sürükler. Tolga, burada karşılaştığı baba-oğul ile yüzleşir; bu ikisi gerçekten düş hırsızı iki vampir midir yoksa farklı evrenlerde sıkışmış iki ruh mu?








yorumlar
Ben bunun bir kısmını izlemiştim ama baştan mı yoksa aradan seçmece mi, nasıldı falan kısmı artık pek aklımda kalmamış durumda. Hümeyra’lı ve Tolga Karel’li olanlar gözüme tanık geliyor mesela.
Bir ara baştan başlayıp giresim var (yıllardır var gerçi) ama ne zamana olacak bilemiyorum. Ölmeden olması dileğiyle.
Altın Portakal Film Festivali’nde konuşan sanatçı Bilge Şen:
“65. senem. Hala çalışıyorum. Bazen konuk oyuncu, bazen bir bölüm, bazen iki bölüm. Hani yukarıdakiler 1,5 milyon, 2 milyon… Biz oynuyoruz 5 bin 6 bin.
Devlet bana o kadar az maaş veriyor ki, yoksulluk sınırının altındayım.
Özel ders veriyorum. 81 yaşında hala çalışıyorum. Ama çalışmam lazım.
Beş bin liraya canını ortaya koyan oyuncuya sahip çıkmayan milyonluk isimler, sadece utanmaz değil;
Ekmek yediği mesleğe ihanet edendir!”
(Şimdi fark ettim Sema Hanım’ın bir tane fotoğrafını koymamışım yazıya, ayıp olmuş.)