2 hafta kadar önce başarılı bir şekilde ilk sezonunu tamamlayan ve 2. sezon onayını alan olan Agents of SHIELD, Marvel evreninde geçiyor olmasının da etkisiyle hepimizi heyecanlandırmayı ve Eylül’e kadar beklemeyi zorlaştırmayı başardı.

Peki, ajanlarımızı yeni maceralarıyla izlemeye başlamamıza daha çok varken ne yapacağız? Yaz arasına birkaç adet hazırda beklettiğimiz diziyi almak işe yarayabilir tabii. Bunun yanında, Entertainment Weekly’nin dizinin yapımcıları Jeff Bell ve Jeph Loeb ile yaptığı röportajın da bir zararı olmaz. Bakalım yapımcılar bize neler anlatacak?

Röportajı okumaya devam etmeden önce röportajın, sezon finaliyle ilgili ispiyon (spoiler) içerdiğini bildirelim.

aos
ENTERTAINMENT WEEKLY: Şu anda gelecek sezonda olayların nereye gideceğiyle ilgili konuşmanın sizin için zor olduğunu biliyorum ancak apaçık bir şekilde tüm karakterlerin belli bir yörüngesi olacak – bu yüzden çok fazla ayrıntıya girmeden en azından finalde olan olayların gelecek sezonu nasıl etkileyeceğinden bahsedebilir misiniz?

JEFF BELL: Belli ilişkileri bir sonuca bağladığımızı ve yeni kapılar açtığımızı umuyoruz. Fitz, Simmons’a önemli şeyler söyledi; peki bunların anlamı ne? Coulson’ın yeni bir işi var ve biz izleyiciler, Skye’ın hakkında kendisinin henüz bilmediği şeyler biliyoruz. Yani yeni hikayeler oluşturduğumuzu ya da arka planda olan hikayeleri öne çıkardığımızı umuyoruz. Mike Peterson da Kabil gibi dünya üzerinde dolaşıyor…

EW: Bunun Deathlok’u son görüşümüz olmadığını düşünmekte haklı mıyım?

BELL: Onun için başka hikayeler bulmayı istiyoruz. Harika biri.

JEPH LOEB: Bunun büyük bir kısmı da ilk bölümden itibaren ve çeşitli dönüşüm ve gelişimlerle birlikte hikayesini belli bir noktaya getiren Mike Peterson karakterine insanlık katan J. August Richards’ın oyunculuğu ile ilgili.

EW: Biraz da FitzSimmons’dan bahsedelim. Bir sürü git-gellerle dolu bölümden sonra finalde olduğu gibi eski hallerine dönmelerine gerçekten bayıldım… Ama o şekilde olmak zorunda mıydı?

BELL: Olay her zaman en iyi hikayeyi, en fazla çatışmayı, en fazla acıyı ve en büyük hazzı oluşturmakla alakalı ve bu ikisini bir kutuya koyup ne yaptıklarını görmek çok eğlenceliydi.

EW: Ve Samuel L. Jackson! Onun dönüşünden ne beklemem gerektiğinden emin değildim; ancak bana göre film dünyası ile dizi arasındaki bağlantıyı pekiştirdi ve finalin, tüm hikayeyi belli bir noktaya getirmesini sağladı.

BELL: Lady Sif olsun, Fury olsun ya da başka biri, Marvel Evreni’nden olan herhangi birine gidip “Gelip bizimle oynaman için çok iyi bir nedenimiz ve çok iyi bir hikayemiz var.” diyebilmek istiyoruz.

EW: Kahin hikayesini büyük ölçüde kapattığımıza göre ikinci sezonda yeni bir Büyük Kötü mü olacak? Belki Hydra’ya karışmış başka biri?

BELL: Bunun illa ki Hydra’dan olması gerekip gerekmediğinden emin değilim. Kötü karakterleri sezonun tamamı boyunca devam ettirmek zor, çünkü onların kötü olduğunu biliyorsunuz. Onları yakalıyorsunuz, onlar kaçıyor, siz yakalıyorsunuz… ve çakal ile roadrunner gibi sonsuza kadar sürüyor. Bu yüzden Kahin’in kim olduğunu açıklamayı biraz geciktirdik ki sürekli bir ileri bir geri gidiyormuş gibi hissetmeyesiniz. Şu anda kötü tarafta olup hayatta kalmayı başaran Raina, Quinn ve Ward gibi karakterlerimiz var. Yani direkt devam edebiliriz ancak ikinci sezonu, birinci sezonun devamından ziyade kendi içinde bir bütün şeklinde oluşturma fırsatımız olduğunu da düşünüyorum.

EW: İtiraf etmem gerek Garrett’ın gittiğini görünce üzüldüm. Her ne kadar tüm ölümlerini hak etmiş olsa da…

BELL: Bill Paxton, dizimize geldi ve çok iyi bir dost oldu. En baştan itibaren Kahin olacağını ve Büyük Kötü olarak yükseleceğini biliyordu, ancak zevkle oynadı. Clark [Gregg] ve o, o kadar iyi anlaştılar ki o ilişkinin gelişmesini görüp sonra da ekrandaki ihaneti görmek ve de sonrasında Garrett’ın GH-325 ile vurulduğunu izlemek oldukça eğlenceliydi. Bill elinden geleni yaptı.

EW: Patton Oswalt’ın dönüşünü görmekten ne kadar heyecan duyduğumu anlatamam ve onu hikayeye ne kadar zekice yerleştirdiğinize bayıldım.

BELL: Kendisi büyük bir Marvel hayranı.

LOEB: Kesinlikle.

BELL: Sete ilk geldiğinde “Çok sakin göründüğümü biliyorum ama içimde bir çizgi roman dükkanı yangını var!” dedi.

LOEB: Onu arayıp dizide olmasını istediğimizde de ilk söylediği şey “M.O.D.O.K olabilir miyim? M.O.D.O.K olabilir miyim? M.O.D.O.K olmak istiyorum!” oldu. Bu nedenle öleceğini öğrendiğinde çok üzücü bir gün geçirdi… ta ki bunun, onun hikayesinin sonu olmadığını söyleyene kadar.

EW: Bunun biraz garip kaçacağını biliyorum ama sormak zorundayım: Otel odasında Skye’ın Ace’e tüm Yenilmezler içinde Hulk oyuncağını vermesinin bir anlamı var mıydı?

LOEB: Her zaman için Hulk’ın sadece bir kahraman olmayıp var olan en güçlü kahraman olmasını seviyoruz. Bu nedenle bir çocuğa ilham vermek istiyorsanız, iyi bir gidiş noktası. Madalyonun öbür yüzünde ise sırt çantasında hiçbir zaman bomba olmadığını, sadece oyuncaklarla dolu olduğunu göstermek vardı.

BELL: Böyle bir an ilk bölümde de vardı. Bölüm Ace’in New York’un kahramanlarına bakmasıyla başlıyor. Onların oyuncaklarına bakıyor. Bunu geri getirmenin de başka bir yoluydu.

EW: İtiraf zamanı – May ne zamandan beri Ward ile o kavgayı etmeyi bekliyordu?

LOEB: [Gülüyor] Muhtemelen onunla ilk yattığı andan beri.

EW: Sezon finalinin bütün karakterleri en büyük rakipleriyle bir araya getirip önemli anlar yaşamasını sağlamasına bayıldım. Ayrıca belli hikayeleri bir oranda kapatırken yenilerini de açtı.

LOEB: Bence yeterince konuşmadığımız şeylerden biri, sahip olduğumuz zamanda 22 saatlik orijinal bir program oluşturmanın ne kadar büyük bir girişim olduğu. Bir de bunu on yıllardır var olan çizgi romanların yardımı olmadan yapıyorsunuz… Bunlar orijinal şeyler yapan orijinal karakterler. Her karakteri birbirine eşit oranda önemsemeniz, oyuncuların gücünü ve yapımcılarımız ile yazım ekibimizin işlerini ne kadar muhteşem yaptığını gösteriyor. İnsanların, sahnede oldukça yeni olan bu karakterleri konuşması gerçekten değerli. Sezon sonuna geldik ve daha fazlasını bilmek istiyorlar. Bu büyük bir zafer.

Agents of SHIELD 2. sezonuyla sonbaharda dönecek.