Amazon draması Fifteen-Love 21 Temmuz’da başlıyor.
4 yorum abidin77 21 Haziran 2023 14:38
Prime Video’nun elit tenis dünyasında güven, güç ve saplantıyı keşfettiği sürükleyici İngiliz yapımı yeni draması Fifteen-Love’ın fragmanı yayınlandı Ella Lily Hyland ve Aidan Turner‘ın başrolünde olduğu, Bodyguard, Vigil ve Line of Duty’nin yapımcısı World Productions’tan gelen 6 bölümlük dizi 21 Temmuz’da başlıyor.
Hania Elkington’ın (The Innocents) yaratıcısı olduğu dizinin kadrosunda Anna Chancellor (“The Crown”), Jessica Darrow (“Encanto”), Tom Varey (“Ridley Road”), Lorenzo Richelmy (“Marco Polo”), Manon Azem (“Your Honour”), Elizabeth Berrington (“The Nevers”), Amar Chadha-Patel (“Willow”), Steffan Rhodri (“House of the Dragon”) ve yeni isimlerden Maria Margarida Almeida ve Harmony Rose Bremner yer alıyor.
Fifteen-Love, aralarında yoğun bir ilişki paylaştığı başına buyruk antrenörü Glenn Lapthorn’un (Aidan Turner) rehberliğinde, Grand Slam Tenis dünyasında çok hızlı bir yükseliş yakalayan 17 yaşındaki genç İngiliz tenis harikası Justine Pearce’ın (Ella Lily Hyland) çıkışını ve inişini anlatıyor.
İkili birlikte Fransa Açık’ta yarı finale ulaştılar, ancak Justine’in bir Grand Slam kazanma hayali, tüm dünya izlerken bileğinin paramparça olması ve profesyonel kariyerinin sona ermesiyle dramatik ve acımasızca yarıda kaldı.
5 yıl sonra, şimdi 22 yaşında olan Justine, eski fizyoterapistinin yanında, eski tenis akademisi Longwood’da terapist olarak çalışıyor. Daha önceki tenis yaralarından hem fiziksel hem de psikolojik olarak nihayet iyileştiğini hissediyor. Ancak, başka birini Grand Slam zaferine götüren koçunun geri döndüğünü gören Justine, tehlikeli ve işlevsiz davranışlara itiliyor.
Justine’in Wimbledon Tenis Turnuvası’nın hemen öncesinde polise Lapthorn’un onu zararlı bir psikoseksüel ilişkiye zorlayarak kariyerini sonlandıran sakatlığına yol açtığını iddia etmesiyle birlikte, herkes Justine ve Glenn’in geçmiş başarısı hakkında bildiklerini düşündükleri her şeyi yeniden gözden geçirmek zorunda kalır.
Justine ve Glenn, yılın Grand Slam çim kort etkinliği Wimbledon’da zafer peşinde koşarken geçmişleriyle ilgili gerçekler için mücadele ediyor ve profesyonel tenis dünyası her türlü yalan, aldatma ve kontrol sorunlarıyla sarsılıyor.
Hania Elkington kabaca, “Kadınların spordaki sesi son iki yıldır hiç bu kadar yüksek ve net bir şekilde duyulmamıştı. Simone Biles’tan Naomi Osaka’ya, Emma Raducanu’dan Pam Shriver’a, dünya sahnesinde zirvede olmanın getirdiği baskılar ve gerçekler nihayet bize de yansıyor ve genç yıldızlarımızın ulaşmak için çok çalıştıkları hedefler için ödeyebileceği bedele yeniden bakmamızı sağlıyor. Bu dramayı yazmak ve derinlemesine araştırmam sırasında tanıştığım insanlar aydınlatıcı oldu. Umarım Fifteen-Love izleyicileri üzerinde aynı etkiyi yaratır ve bu acil, gelişen hikayenin bir başka değerli parçası haline gelebilir” demiş.
Dizinin yaratıcısı Elkington, yazarlık dışında World Productions adına Jake Lushington (“Vigil”) ile birlikte dizinin yönetici yapımcılığını üstlendi. Natasha Romaniuk (“The Suspect”), dizinin yapımcısı.
6 bölümlük dizinin ilk 3 bölümünü Eva Riley (Perfect Ten), son 3 bölümünü Toby MacDonald (Ragdoll) yönetti.
yorumlar
S01E01
İzledim ilk bölümü ve fena bulmadım. Kadın merkez karakter üzerinden yansıtılan bir hikaye vardı ilk bölümde. Buna rağmen anlattığı ve izlediğimiz şeylerin pek uyuşmadığı bir hikaye. Diğer bölümde de erkek merkez karakter üzerinden bir anlatım yapılmasını umuyorum.
S01E02
Biz niye izliyoruz bu hikayeyi? Kız uyduruyor mu bu ilişkiyi? Hayır. Rıza dışında bir ilişki mi söz konusu? Hayır. Rıza dahilinde olan bu ilişki ekstrem özelliklere mi sahip? Hayır. Bunları yaşamayı kendisi hayal eden, isteyen, hatta ilk hamleleri de kendisi yapan kızımız aşırı mı küçükmüş? Hayır, 16.5-18 yaş aralığındaymış.
Başka sorum yok hakim bey.
Devam etmeyeceğim.
– Bu dizi niye bir türlü ve her zamanki gibi güzel güzel düşmedi acaba? Bizdeki bir dizi sitesine ilk bölümün geldiğini görünce izledim.
Rusça dublajlı versiyon var, İngilizce olan da varsa bile kim bilir hangi delikte. Tövbest. Prime Video da ne vardı sadece İngiltere için yayınlayacak… Bari birkaç yerde daha alıver.
– İlk bölümü sevdim gibi. Aidan Turner da sağ olsun tabii.
İki tarafın da haklı/haksız yanlarının olduğu, karmaşık bir hikaye sunacaklar anlaşılan. Tenis kısmı bir tık daha fazla olur umarım.
Du’ bakalım.
Ben de ilk geldiği gün başlamayı düşünüyordum ama evet garip bir şekilde her şeyin olduğu yerlere doğru dürüst gelmedi. Kırk yılın başı tenis içeriği olan bir dizi geldi, başlarım yakında.
* Öncelikle siz siz olun ve pirate gibi olmayın. Zaten kazın ayağı da öyle değil. Kapaktan konuşunca anca bu kadar çıkmış işte.
+ Böylesi tipler tek kişiyle sınırlı kal(a)madığı için 6 bölümün sonunda Justine dahil sayı 6 kişiyi buldu. Mahkemede bunların 4’ü şikayetçi olarak gözüktü.
> Kızlardan (mahkemede olmayan) biri, ki kendisi de anca reşit sayılabilecek bir yaşta başladığı rıza dahilindeki ilişkisi sonucunda, hamile kaldı.
> Bir numaralı kızla olan ilişkisi de 14 yaşındayken yine tenis dersleri sırasında gerçekleşmiş. Merak edip baktım, Birleşik Krallık’ta rıza yaşı 16 bu arada.
* Aklıma gelmişken es geçmeyeyim, bir ilişkinin rıza sonucu/zorlama olmadan uygun bir yaşta başlaması içinde taciz ya da istismar olmadığı anlamına da gelmez. Anladık, adam esasında zorlamamış ve lafla/cazibeyle yola getirmiş ama gittiğimiz yol yol mu? Bu örnekte değil. Baba sevgisinden mahrum kalmış birisi olmasını da önemseyemiyorum bu arada, hayır.
Mahkemede pişmanlık bile göstermedi adam. Justine de biraz mesaj kaygılı bir konuşma olsa bile kendi ifadesinde güzel konuştu… Malum şahsın 10 yıl 6 ay cezası hayırsız geçsin.
* Diziden genel çapta memnunum, izlediğime pişman da sayılmam. Ama izlemeseydim ne kaybederdim ondan emin değilim. Haftalık tempoyla, yavaştan izlediğimden batmadı. Konusu, gideri, mesajı aşağı yukarı malum esasında.
Konusu gereği biraz sinir bozduğu için son bölüme kadar sabır göstermek gerekti sadece. Çünkü mağdura inanmama ya da sorgulama gibi durumlar nedeniyle insan geriliyor haliyle. En azından ben iki-üç yerde bazı karakterlere sinirlendim (adamın karısı mesela). Aynı durumda ben ne derdim/yapardım durumu oluyor tabii, o da başka dert. Empati meselesi de başka bir olay zaten.
Aiden Turner, kötüyü yerinde canlandırdı. Ella Lily Hyland da kendisine iyi uydu. İkisi dışındaki karakterleri/oyuncuları pek de önemseyemedim. Ama yuvarlandık yine de. Tenis de yer aldığı kadarıyla bonustu.
Hadi geçmiş olsun.