Apple TV+ dizisi Silo, 5 Mayıs’ta başlıyor.
30 yorum abidin77 06 Mart 2023 18:24
Apple, Hugh Howey’nin New York Times çok satanlar listesine giren distopik roman üçlemesinden uyarlanan 10 bölümlük yeni draması Silo’nun (eski adı Wool) dünya prömiyerini 5 Mayıs 2023 Cuma Apple TV+’ta yapacağını yayınladığı tanıtım fragmanı ile duyurdu.
Dizi, aynı zamanda yürütücü yapımcı olarak da görev alacak olan Emmy adaylı senarist Graham Yost (“Band of Brothers,” “Justified”) tarafından yaratıldı. Oscar adaylı Morten Tyldum (“Defending Jacob,” “The Imitation Game”), dizinin ilk 3 bölümünü yönetti.
Rebecca Ferguson (“Dune,” “Mission: Impossible”), yönetici yapımcılığını da üstlendiği dizinin başrol oyuncusu.
Silo, dünyadaki son on bin insanın, onları dışarıdaki zehirli ve ölümcül dünyadan koruyan kilometrelerce derinliğindeki evlerinin hikayesidir. Ancak silonun ne zaman ve neden inşa edildiğini kimse bilmiyor ve öğrenmeye çalışanlar ölümcül sonuçlarla karşılaşıyor. Ferguson, sevdiği birinin cinayetiyle ilgili yanıtlar arayan ve kendini hayal bile edemeyeceği kadar derin bir gizemin içinde bulan mühendis Juliette’i canlandırıyor.
Common (“The Chi”), Emmy adaylı Harriet Walter (“Succession”), Chinaza Uche (“Dickinson”), Avi Nash (“The Walking Dead”), Critics Choice ödüllü David Oyelowo (“Selma”), Emmy adaylı Rashida Jones (“Parks and Recreation”) ve Oscar ödüllü Tim Robbins (“Mystic River”) dizinin ana kadrosunu oluşturan oyuncular.
Iain Glen, Ferdinand Kingsley, Shane McRae, Rick Gomez, Henry Garrett, Angela Yeoh, Helene Maksoud, Olatunji Ayofe dizide göreceğimiz diğer oyuncular.
Silo, AMC Studios tarafından Apple TV+ için yapıldı. Nina Jack, Fred Golan, Rémi Aubuchon ve Ingrid Escajeda, Yost, Howey, Tyldum ve Ferguson ile birlikte dizinin yönetici yapımcılığını üstlendi.
yorumlar
Opening Title Sequence
Poster eklendi.
Apple tv bu sefer şeytanın bacağını kırıp yoğun izlenme sayilarina ulaşabilcek mi bu diziyle acaba merek ediyorum.Gerçi handikapı olan dizi ön tanitımlarina gerekeni yapamamasi gibi bir durumu var
İlk 2 bölümü izledim. Beni gayet doyurdu. Türün işe yarar bi örneği olmuş.
İlk 2 bölümü izledim.
Gideri var, devam ederim herhalde. Apple da anlaşılan sevdi bu tarz işleri. İlk bölümde David Oyelowo’nun payı daha fazlaydı, ikinci bölümle birlikte Rebecca Ferguson da öne çıkmaya başladı.
İlkini duygusal yanı nedeniyle daha çok sevdim. Sorular/cevaplar kısmına şimdilik abanmayacağım, daha çok var nasılsa. Bakcez bakalım.
Beni tatmin eden bir başlangıç yapmış ama ağır başladığını söyleyebilirim. Yorgun argın izlemeyin, doğru zamanda izlemezseniz sıkma ihtimali var. Bölümlerin merkezindeki 3 oyuncuyu da sevdiğimden izlemesi daha bir keyifli oldu benim için. Yeni bölümleri bekliyoruz.
Ben bu diziye eh yani diyorum. Kabul edeyim kitabı okumadım diziyi izleyince de okumak hiç içimden gelmedi. Devam edeceğim ama ümidim yok yalan söylemeyeyim
Bu bölümün gerilim kısımları da güzeldi. Genelde bu tip durumlarda gerilim bana geçmez, he he der izlerim (abd yapımlarında). Sonunu bilsem de hızı iyiydi. Yalnız
olmamasını kınadım.
62 dk. olmasını kenara koyuyorum, iyi bölümdü.
Olması gerekenden de iyi giderken bir şeyler bozulacaktı tabii, belediye başkanına patladı.
Yani
bilsek de o kısımlardaki gerilim oldukça güzel verilmiş.
Yahu
Bu arada elektrik gittiğinde anlık dışarısının yeşil olduğunu gören birkaç kişi vardı. O sürekli gösterdikleri kız herhalde bizimkiyle konuşur bir ara.
Güzel, böyle devam edin.
Resmi onay haberi olmasa da Eylül gibi 2. sezon üzerinde çalışmalara başlanacak deniyor.
Bu bölümde
O malum şey pek sürpriz olmadı.
Evet,
1×09 dizi hala iyi gidiyor. ama sezon sonunda eminim ki feci sabunlu kalacağız…
Öyle olacağı garanti.
Olsundu.
Apple, ilk bölümün tamamını Twitter’dan paylaşmış.
İçimden bir ses geçen gün sinema çekimi The Flash’ın 2 saatlik video halinde Twitter’a düşmesinden fikir aldılar diyor ama haklarını yemeyeyim tabii.
Son kısmını beğendim, beklediğimden iyi işlediler. Olmuşken böyle olsun madem.
E peki bu kadını geri almayacaklarsa nasıl olacak? Kadın dışarıdaki hayatı araştırıp birilerine denk gelirken içeridekiler de birbirini mi yiyecek? Olur.
Döndüğünde görüşürüz. Devamının daha hareketli ilerlemesi dileğiyle.
Yahu
İlk bölümden beri söylenen bant muhabbetinin buraya geleceğini tahmin edememiştim. Dışarısı güzel, soludukları havaya zehri verip öldürdüklerini sanıyordum.
Kuşların uçuş şeklini görünce, “ulan bunlar sabit diskte de böyle uçuyorlardı” der demez o görüntü gelince, hologram olduğu anlaşıldı. Peki dışarı çıkanlara bunu niye izlettiriyorlar ki? Kamerayı temizlemesi için mi izlettiriyorlar?
Evet, Corç hayatına kendi son vermiş, en azından Juliet bunu öğrendi.
Bernard’ın 18 No’lu anahtarını diğer Silo yöneticileriyle konuşmak için kullandığı kesin.
Şimdi ne olacak, kadın diğer Silo’lardan birine mi girecek?
Bizim şerif ve karısının cesedi ve öncesinde çıkan insanların cesedi nerede? Onlar kesin öldü sonuçta. (EK: Kamera dönünce cesetleri göründü sanırım)
Millet ne yapacak? Juliet’in gittiğini görenler öyle sessiz sakin oturacaklar mı?
Sezon genel olarak ağır gitse de memnun kalktım başından. Gizemle başladı, dedektiflik ve gizem ile devam etti ve iyi bir bölümle noktayı koydu. Fazla bekletmeden gelse keşke.
Kitapları okuyan varsa, kitaba ne kadar sadık kalmışlar? Bir de ilk sezon ilk kitaptan mı uyarlanmış sadece?
Beklediğimden de iyi sezon finali yaptılar. Helal. (Ha, sabunlu muyuz? Tabii ki evet.)
Güzel bir dizimiz oldu, hayırlı olsun. Başarılarının devamını diliyorum.
An Inside Look
1×02
İlk 2 bölüme dibim düştü, bayıldım. Müthiş klostrofobik ve harika bir atmosfer, bol bol koyu sarı ton, her yerden gelen sıkışmış metal sesi, çekiçler devamlı bir yerlere vuruyor, herkeste tekinsiz bir hava var. Hiç fena olmayan bilim kurgu teması. Güzel bir temele oturtup bir açıklama da getirirlerse olan bitene, tadından vallahi yenmez. Umarım böyle devam ediyordur.
Üçüncü bölüm neredeyse kusursuzdu, sonraki iki bölümde ise dizi ciddi biçimde yavaşladı. Konuyu ilerletmek için ana yoldan gitmek yerine hep yan yollara sapıp yolu uzatıyorlar. Juliette’in
Yani bölüm sonunda Harriet de bahsetmese
Devamlı bir
Devam.
1×07
Daha bölüm başı,
Bölüm sonu edit: Tamam, biraz daha ilginç bir hal almaya başladı. Hala net bir cevap yok tabii.
Ortaya soru atıp duruyorlar. Nereye varacak baya merak ettim.
Son sahnede tüylerim diken diken oldu. Dizinin müziklerine de bu noktada ciddi paye vermek gerekiyor. Gerektiği noktada hep gerilime muhteşem katkı verdi.
Hava gerçekten kirli ve nefes alınmayacak durumda mı, öyleyse yine son karede gördüğümüz ufuktaki şehirde de mi hayat yok? Gerçekten tüm insanlık Silo’lara kapanmış durumda mı? Silo’ların birbirleriyle iletişim kurmaları neden sadece en üst kademede gerçekleşiyor? Bernard’ın 18 numaralı anahtar vasıtasıyla diğer Silo yöneticileriyle konuştuğunu varsayıyorum tabii bu durumda.
Şimdi düşününce, George’un en dipte diye bahsettiği kapı belki de tüm Silo zeminlerini tabandan birbirine bağlayan gizli bir yola açılıyor olabilir. Juliette Bernard’a sorunca, Bernard’ın o kapıdan haberi var gibiydi. Ama üstünün suyla kaplı olması hiç kullanılmadığını, belki de bilinçli olarak ulaşımın engellendiğine işaret olsa gerek. Silo’lar arası iletişim illa ki ikinci sezonda işlenecektir.
Peki Juliette şimdi ne yapacak? Geri dönecek hali yok. Kapıyı çalıp başka bir Silo’ya girebilecek mi? Kendi Silo’suna tehdit olarak görüldüğüne göre tüm Silo’lar için aynı şey geçerli olması lazım. Az önce dediğim üst kademe arası iletişim varsa zaten Bernard diğer yöneticileri haberdar edecektir. Öte yandan dışarıda hayatta kalmak da imkansız gibi görünüyor, eğer o ufuktaki şehre ulaşmak gibi bir seçeneği yoksa ki hiç sanmıyorum.
Bazı sorulara net cevaplar aldık ama
diğer büyük sorular hala orada duruyor. Sezonu bitirip özellikle de finale bakınca noktalandığı yer mantıklı geliyor ama sezon ilk 3 ve son 2 bölüm arasındaki kısımda aşırı yavaşladı. İlginç ve merak uyandırıcı her şeyden uzaklaşıp detaylarda kayboldu. Bu olmasaydı hakikaten kusursuz olabilirdi. Her şeye rağmen ortalamanın baya üstünde, kaliteli bir ilk sezondu.
silo konseptini kafamda çok daha klostrofobik daha yaşlanmış yorgun bir metal yapı olarak hayal etmiştim. bunlarınki bayaa ferah ve temiz göründü gözüme o yüzden. o sürekli inip çıkmaktan bahsettikleri merdivenleri daha bunaltıcı dar dik hayat etmiştim.
ilk 3 bölümden memnun kaldım. ama kitaptaki
1×04
lukas