Apple tv bu sefer şeytanın bacağını kırıp yoğun izlenme sayilarina ulaşabilcek mi bu diziyle acaba merek ediyorum.Gerçi handikapı olan dizi ön tanitımlarina gerekeni yapamamasi gibi bir durumu var
Gideri var, devam ederim herhalde. Apple da anlaşılan sevdi bu tarz işleri. İlk bölümde David Oyelowo’nun payı daha fazlaydı, ikinci bölümle birlikte Rebecca Ferguson da öne çıkmaya başladı.
İlkini duygusal yanı nedeniyle daha çok sevdim. Sorular/cevaplar kısmına şimdilik abanmayacağım, daha çok var nasılsa. Bakcez bakalım.
Beni tatmin eden bir başlangıç yapmış ama ağır başladığını söyleyebilirim. Yorgun argın izlemeyin, doğru zamanda izlemezseniz sıkma ihtimali var. Bölümlerin merkezindeki 3 oyuncuyu da sevdiğimden izlemesi daha bir keyifli oldu benim için. Yeni bölümleri bekliyoruz.
Ben bu diziye eh yani diyorum. Kabul edeyim kitabı okumadım diziyi izleyince de okumak hiç içimden gelmedi. Devam edeceğim ama ümidim yok yalan söylemeyeyim
3. bölümü de izledim. Hala memnunum.
Bu bölümün gerilim kısımları da güzeldi. Genelde bu tip durumlarda gerilim bana geçmez, he he der izlerim (abd yapımlarında). Sonunu bilsem de hızı iyiydi. Yalnız
suratına buhar ve dahi sıcak suları yiyen kızımızın bırak 1. dereceyi, 10. dereceden bile yanık
olmamasını kınadım.
İtirazım olduğundan değil ama belediye başkanını da harcamasaydık iyiydi ya… Başrol hariç, kalanları sevdirip sevdirip harcayarak gidecekler herhalde.
bilsek de o kısımlardaki gerilim oldukça güzel verilmiş.
Yahu
her bölüm sevdiğimiz birini mi öldüreceksiniz? Rashida Jones ve David Oyelowo’dan sonra başkanın da gitmesi (muhtemelen gitmiştir) üzdü.
Bu arada elektrik gittiğinde anlık dışarısının yeşil olduğunu gören birkaç kişi vardı. O sürekli gösterdikleri kız herhalde bizimkiyle konuşur bir ara.
Son kısmını beğendim, beklediğimden iyi işlediler. Olmuşken böyle olsun madem.
İçeridekilerin dışarının asıl halini görmesinin vakti gelmişti. “Göründüğü” gibi olmadığını biliyorduk zaten, bir üst kademeye geçtiler.
E peki bu kadını geri almayacaklarsa nasıl olacak? Kadın dışarıdaki hayatı araştırıp birilerine denk gelirken içeridekiler de birbirini mi yiyecek? Olur.
Döndüğünde görüşürüz. Devamının daha hareketli ilerlemesi dileğiyle.
Oldukça iyi bir sezon finali ile sezona noktayı koymuşlar.
Yahu
kaç tane Silo var böyle? Karşıda hangi şehir var acaba?
İlk bölümden beri söylenen bant muhabbetinin buraya geleceğini tahmin edememiştim. Dışarısı güzel, soludukları havaya zehri verip öldürdüklerini sanıyordum.
Kuşların uçuş şeklini görünce, “ulan bunlar sabit diskte de böyle uçuyorlardı” der demez o görüntü gelince, hologram olduğu anlaşıldı. Peki dışarı çıkanlara bunu niye izlettiriyorlar ki? Kamerayı temizlemesi için mi izlettiriyorlar?
Evet, Corç hayatına kendi son vermiş, en azından Juliet bunu öğrendi.
Bernard’ın 18 No’lu anahtarını diğer Silo yöneticileriyle konuşmak için kullandığı kesin.
Şimdi ne olacak, kadın diğer Silo’lardan birine mi girecek?
Bizim şerif ve karısının cesedi ve öncesinde çıkan insanların cesedi nerede? Onlar kesin öldü sonuçta. (EK: Kamera dönünce cesetleri göründü sanırım)
Millet ne yapacak? Juliet’in gittiğini görenler öyle sessiz sakin oturacaklar mı?
Sezon genel olarak ağır gitse de memnun kalktım başından. Gizemle başladı, dedektiflik ve gizem ile devam etti ve iyi bir bölümle noktayı koydu. Fazla bekletmeden gelse keşke.
Beklediğimden de iyi sezon finali yaptılar. Helal. (Ha, sabunlu muyuz? Tabii ki evet.)
Güzel bir dizimiz oldu, hayırlı olsun. Başarılarının devamını diliyorum.
İlk 2 bölüme dibim düştü, bayıldım. Müthiş klostrofobik ve harika bir atmosfer, bol bol koyu sarı ton, her yerden gelen sıkışmış metal sesi, çekiçler devamlı bir yerlere vuruyor, herkeste tekinsiz bir hava var. Hiç fena olmayan bilim kurgu teması. Güzel bir temele oturtup bir açıklama da getirirlerse olan bitene, tadından vallahi yenmez. Umarım böyle devam ediyordur.
Üçüncü bölüm neredeyse kusursuzdu, sonraki iki bölümde ise dizi ciddi biçimde yavaşladı. Konuyu ilerletmek için ana yoldan gitmek yerine hep yan yollara sapıp yolu uzatıyorlar. Juliette’in
şerif olması, olayların odağında olması ve haberdar olması açısından tabii ki iyi ama bu sefer de polisiyeden (bu durumda şerifiyeden??) başka bir şey izleyemez olduk.
Yani bölüm sonunda Harriet de bahsetmese
Juliette’in herkesin gözü önünde neredeyse feci biçimde ölecek olduğu gerçeğini geçiştirmeye çalışacaklardı sanki, bunun daha büyük olay olması gerekmez miydi? Arbedeye giren adamın yüzü falan her şeyi belli ve şerifi kasten öldürmeye çalıştı, neden basit bir şeymiş gibi göstermeye çalıştılar hakkaten anlayamadım. Mayor ve diğer yaşlı polisin ölümleri de aşırı ani olmuştu. Bu kadar kolay karakter harcamaları garibime gitti.
Devamlı bir
rebellion lafı geçiyor ama henüz hikaye içinde bir kırıntı dahi görmedik, tabii George Wilkins’i kenara koyarak söylüyorum (o da bok yoluna giden bir diğer karakter) mesela geçen bölümkü glitch’te yeşil ekran gören kızdan da sonra ses çıkmadı. Düşününce o kızdan başkaları da görmüş olmalı, en azından bir dedikodu yayılmaya başladığını görsek iyi olurdu. Kantinde oturup yıldızları gözleyen adamdan başka biri de yok o civarlarda şu an. Nasıl gelişecek bakalım.
Bölüm sonundaki gizli kamera çakallığı, Sims’in her boktan haberinin olması falan baya can sıkıcı ve ucuz hamleler. Ne gerek var. Sims denen dingil neden bu kadar körü körüne hırslı? Silo’dan çıkma planını asıl kendisi yapıyor da başka kimse bunu aklından bile geçirmesin diye mi düşünüyor? Açıklaması yok.
1×07
Daha bölüm başı,
niyeyse yine şerifi kimsenin takmadığını, hatta belki tanımadığını gösteren ucuz bir sahne. Juliette, Gloria’yı bulmaya gidiyor, hemşire ŞERİFE diyor ki buna yetkiniz yok. Juliette rozet çıkarıyor, gösteriyor ve sonra hemşire müsaade ediyor. Ya bu ne lüzumsuz bir şeydi böyle. Yeni şerifin bu kadar tanınmaması ve itilip kakılması normal mi yoksa ben mi saçmalıyorum?
Bölüm sonu edit: Tamam, biraz daha ilginç bir hal almaya başladı. Hala net bir cevap yok tabii.
Sims ve ekibi gayet günümüz dünyasından haberdar, kamera kullanıyorlar, odaları var. Judge Meadows bunlardan bihaber olsa gerek. Sims ve ekibinin çıkarı ne, dışarıyla ne bağlantıları var, Silo’daki 10000 insanı denek niyetine mi kullanıyorlar? Yoksa kimse Silo’nun dışından değil ve bu kamera sistemleri Silo’ya ilk gelenler tarafından kurulmuş ve Sims sadece devam mı ettiriyor? Şu noktadan sonra Sims’e çok çok iyi ve mantıklı bir backstory vermek zorundalar. Yoksa büyük hayal kırıklığı olacak.
Ortaya soru atıp duruyorlar. Nereye varacak baya merak ettim.
Son sahnede tüylerim diken diken oldu. Dizinin müziklerine de bu noktada ciddi paye vermek gerekiyor. Gerektiği noktada hep gerilime muhteşem katkı verdi.
Başka Silo’lar da varmış fikrine bayıldım. Üstelik 1-2 değil, belki onlarca. Temizliğe çıkanlara gösterdikleri çayır çimen aslında sahte. Bunu gösteriyorlar ki çıkanlar hakikaten merceği temizlesin ve bunu içerdekilere göstermeye çalışsın. Gerçek ise son karedeki gibi, toz toprak ve kayalık. Peki Bernard neden bunu manuel olarak değiştirip Juliette’in gördüğü sahte yeşilliği gerçeğiyle değiştirdi, orasını anlamadım.
Hava gerçekten kirli ve nefes alınmayacak durumda mı, öyleyse yine son karede gördüğümüz ufuktaki şehirde de mi hayat yok? Gerçekten tüm insanlık Silo’lara kapanmış durumda mı? Silo’ların birbirleriyle iletişim kurmaları neden sadece en üst kademede gerçekleşiyor? Bernard’ın 18 numaralı anahtar vasıtasıyla diğer Silo yöneticileriyle konuştuğunu varsayıyorum tabii bu durumda.
Şimdi düşününce, George’un en dipte diye bahsettiği kapı belki de tüm Silo zeminlerini tabandan birbirine bağlayan gizli bir yola açılıyor olabilir. Juliette Bernard’a sorunca, Bernard’ın o kapıdan haberi var gibiydi. Ama üstünün suyla kaplı olması hiç kullanılmadığını, belki de bilinçli olarak ulaşımın engellendiğine işaret olsa gerek. Silo’lar arası iletişim illa ki ikinci sezonda işlenecektir.
Peki Juliette şimdi ne yapacak? Geri dönecek hali yok. Kapıyı çalıp başka bir Silo’ya girebilecek mi? Kendi Silo’suna tehdit olarak görüldüğüne göre tüm Silo’lar için aynı şey geçerli olması lazım. Az önce dediğim üst kademe arası iletişim varsa zaten Bernard diğer yöneticileri haberdar edecektir. Öte yandan dışarıda hayatta kalmak da imkansız gibi görünüyor, eğer o ufuktaki şehre ulaşmak gibi bir seçeneği yoksa ki hiç sanmıyorum.
Bazı sorulara net cevaplar aldık ama
Silo’lar niye var, Kurucular kimdir, insanlar neden dışarı çıkmasın istiyorlar, zaten herkes daha tepeye ulaşamadan ölüyorsa? Buna da net bir cevabımız yok. Bu Silo’lar çok daha büyük bir şeye enerji sağlıyor olabilir mi mesela, falan gibi
diğer büyük sorular hala orada duruyor. Sezonu bitirip özellikle de finale bakınca noktalandığı yer mantıklı geliyor ama sezon ilk 3 ve son 2 bölüm arasındaki kısımda aşırı yavaşladı. İlginç ve merak uyandırıcı her şeyden uzaklaşıp detaylarda kayboldu. Bu olmasaydı hakikaten kusursuz olabilirdi. Her şeye rağmen ortalamanın baya üstünde, kaliteli bir ilk sezondu.
kitabını okuyup da girmek istediğimden biraz gecikmeli geldim.
rashida jones’u kim alyson yapmayı mantıklı buldu ya. juliet olarak izlerdim ben onu bayıla bayıla. kitapta alyson’ı flashbackler hariç tanıyamadık bile en azından koca bir bölümü ona ayırdılar sağ olsunlar. ama yetmedi. yazık ettiler rashidaya. başta kurtulduğundan bir yerlerden çıkacağından o kadr emindim ki kabullenmekte zorlandım karı koca daha en başta öylece harcanmalarına. şimdi rashida jones olarak izleyince daha da zor oldu.
silo konseptini kafamda çok daha klostrofobik daha yaşlanmış yorgun bir metal yapı olarak hayal etmiştim. bunlarınki bayaa ferah ve temiz göründü gözüme o yüzden. o sürekli inip çıkmaktan bahsettikleri merdivenleri daha bunaltıcı dar dik hayat etmiştim.
ilk 3 bölümden memnun kaldım. ama kitaptaki
isyan sahneleri aşırı sıkıcı gelmişti bana okurken. juliet tarafı ve lukas tarafı hariç isyan sahnelerini izlerken de sıkılacağımı hissettim julietin motor tamirini tam bir aksiyon şova dönüştürdüklerini görünce. julietin hırsızlığının üzerine mayorla bir konuşma geçmemesi garip geldi. babası kısımlarını da tamamen atlamışlar. bence mayor ın karar verme sürecine etkisi olan detaylardı. mayor öyle sadece tavsiye üzerine iki artistik hareket görünce ikna olmadı. en dibe iniş sürecinde birçok kişiyle de görüşmüştü.
ilk bölüm allyson, ikinci bölüm holston, üçüncü bölüm major hacandı. dördüncü bölümde şerif yardımcısını harcayıp beşin sonunda da julieti gönderirler bunlar.
yorumlar
Opening Title Sequence
Poster eklendi.
Apple tv bu sefer şeytanın bacağını kırıp yoğun izlenme sayilarina ulaşabilcek mi bu diziyle acaba merek ediyorum.Gerçi handikapı olan dizi ön tanitımlarina gerekeni yapamamasi gibi bir durumu var
İlk 2 bölümü izledim. Beni gayet doyurdu. Türün işe yarar bi örneği olmuş.
İlk 2 bölümü izledim.
Gideri var, devam ederim herhalde. Apple da anlaşılan sevdi bu tarz işleri. İlk bölümde David Oyelowo’nun payı daha fazlaydı, ikinci bölümle birlikte Rebecca Ferguson da öne çıkmaya başladı.
İlkini duygusal yanı nedeniyle daha çok sevdim. Sorular/cevaplar kısmına şimdilik abanmayacağım, daha çok var nasılsa. Bakcez bakalım.
Beni tatmin eden bir başlangıç yapmış ama ağır başladığını söyleyebilirim. Yorgun argın izlemeyin, doğru zamanda izlemezseniz sıkma ihtimali var. Bölümlerin merkezindeki 3 oyuncuyu da sevdiğimden izlemesi daha bir keyifli oldu benim için. Yeni bölümleri bekliyoruz.
Ben bu diziye eh yani diyorum. Kabul edeyim kitabı okumadım diziyi izleyince de okumak hiç içimden gelmedi. Devam edeceğim ama ümidim yok yalan söylemeyeyim
Bu bölümün gerilim kısımları da güzeldi. Genelde bu tip durumlarda gerilim bana geçmez, he he der izlerim (abd yapımlarında). Sonunu bilsem de hızı iyiydi. Yalnız
olmamasını kınadım.
62 dk. olmasını kenara koyuyorum, iyi bölümdü.
Olması gerekenden de iyi giderken bir şeyler bozulacaktı tabii, belediye başkanına patladı.
Yani
bilsek de o kısımlardaki gerilim oldukça güzel verilmiş.
Yahu
Bu arada elektrik gittiğinde anlık dışarısının yeşil olduğunu gören birkaç kişi vardı. O sürekli gösterdikleri kız herhalde bizimkiyle konuşur bir ara.
Güzel, böyle devam edin.
Resmi onay haberi olmasa da Eylül gibi 2. sezon üzerinde çalışmalara başlanacak deniyor.
Bu bölümde
O malum şey pek sürpriz olmadı.
Evet,
1×09 dizi hala iyi gidiyor. ama sezon sonunda eminim ki feci sabunlu kalacağız…
Öyle olacağı garanti.
Olsundu.
Apple, ilk bölümün tamamını Twitter’dan paylaşmış.
İçimden bir ses geçen gün sinema çekimi The Flash’ın 2 saatlik video halinde Twitter’a düşmesinden fikir aldılar diyor ama haklarını yemeyeyim tabii.
Son kısmını beğendim, beklediğimden iyi işlediler. Olmuşken böyle olsun madem.
E peki bu kadını geri almayacaklarsa nasıl olacak? Kadın dışarıdaki hayatı araştırıp birilerine denk gelirken içeridekiler de birbirini mi yiyecek? Olur.
Döndüğünde görüşürüz. Devamının daha hareketli ilerlemesi dileğiyle.
Yahu
İlk bölümden beri söylenen bant muhabbetinin buraya geleceğini tahmin edememiştim. Dışarısı güzel, soludukları havaya zehri verip öldürdüklerini sanıyordum.
Kuşların uçuş şeklini görünce, “ulan bunlar sabit diskte de böyle uçuyorlardı” der demez o görüntü gelince, hologram olduğu anlaşıldı. Peki dışarı çıkanlara bunu niye izlettiriyorlar ki? Kamerayı temizlemesi için mi izlettiriyorlar?
Evet, Corç hayatına kendi son vermiş, en azından Juliet bunu öğrendi.
Bernard’ın 18 No’lu anahtarını diğer Silo yöneticileriyle konuşmak için kullandığı kesin.
Şimdi ne olacak, kadın diğer Silo’lardan birine mi girecek?
Bizim şerif ve karısının cesedi ve öncesinde çıkan insanların cesedi nerede? Onlar kesin öldü sonuçta. (EK: Kamera dönünce cesetleri göründü sanırım)
Millet ne yapacak? Juliet’in gittiğini görenler öyle sessiz sakin oturacaklar mı?
Sezon genel olarak ağır gitse de memnun kalktım başından. Gizemle başladı, dedektiflik ve gizem ile devam etti ve iyi bir bölümle noktayı koydu. Fazla bekletmeden gelse keşke.
Kitapları okuyan varsa, kitaba ne kadar sadık kalmışlar? Bir de ilk sezon ilk kitaptan mı uyarlanmış sadece?
Beklediğimden de iyi sezon finali yaptılar. Helal. (Ha, sabunlu muyuz? Tabii ki evet.)
Güzel bir dizimiz oldu, hayırlı olsun. Başarılarının devamını diliyorum.
An Inside Look
1×02
İlk 2 bölüme dibim düştü, bayıldım. Müthiş klostrofobik ve harika bir atmosfer, bol bol koyu sarı ton, her yerden gelen sıkışmış metal sesi, çekiçler devamlı bir yerlere vuruyor, herkeste tekinsiz bir hava var. Hiç fena olmayan bilim kurgu teması. Güzel bir temele oturtup bir açıklama da getirirlerse olan bitene, tadından vallahi yenmez. Umarım böyle devam ediyordur.
Üçüncü bölüm neredeyse kusursuzdu, sonraki iki bölümde ise dizi ciddi biçimde yavaşladı. Konuyu ilerletmek için ana yoldan gitmek yerine hep yan yollara sapıp yolu uzatıyorlar. Juliette’in
Yani bölüm sonunda Harriet de bahsetmese
Devamlı bir
Devam.
1×07
Daha bölüm başı,
Bölüm sonu edit: Tamam, biraz daha ilginç bir hal almaya başladı. Hala net bir cevap yok tabii.
Ortaya soru atıp duruyorlar. Nereye varacak baya merak ettim.
Son sahnede tüylerim diken diken oldu. Dizinin müziklerine de bu noktada ciddi paye vermek gerekiyor. Gerektiği noktada hep gerilime muhteşem katkı verdi.
Hava gerçekten kirli ve nefes alınmayacak durumda mı, öyleyse yine son karede gördüğümüz ufuktaki şehirde de mi hayat yok? Gerçekten tüm insanlık Silo’lara kapanmış durumda mı? Silo’ların birbirleriyle iletişim kurmaları neden sadece en üst kademede gerçekleşiyor? Bernard’ın 18 numaralı anahtar vasıtasıyla diğer Silo yöneticileriyle konuştuğunu varsayıyorum tabii bu durumda.
Şimdi düşününce, George’un en dipte diye bahsettiği kapı belki de tüm Silo zeminlerini tabandan birbirine bağlayan gizli bir yola açılıyor olabilir. Juliette Bernard’a sorunca, Bernard’ın o kapıdan haberi var gibiydi. Ama üstünün suyla kaplı olması hiç kullanılmadığını, belki de bilinçli olarak ulaşımın engellendiğine işaret olsa gerek. Silo’lar arası iletişim illa ki ikinci sezonda işlenecektir.
Peki Juliette şimdi ne yapacak? Geri dönecek hali yok. Kapıyı çalıp başka bir Silo’ya girebilecek mi? Kendi Silo’suna tehdit olarak görüldüğüne göre tüm Silo’lar için aynı şey geçerli olması lazım. Az önce dediğim üst kademe arası iletişim varsa zaten Bernard diğer yöneticileri haberdar edecektir. Öte yandan dışarıda hayatta kalmak da imkansız gibi görünüyor, eğer o ufuktaki şehre ulaşmak gibi bir seçeneği yoksa ki hiç sanmıyorum.
Bazı sorulara net cevaplar aldık ama
diğer büyük sorular hala orada duruyor. Sezonu bitirip özellikle de finale bakınca noktalandığı yer mantıklı geliyor ama sezon ilk 3 ve son 2 bölüm arasındaki kısımda aşırı yavaşladı. İlginç ve merak uyandırıcı her şeyden uzaklaşıp detaylarda kayboldu. Bu olmasaydı hakikaten kusursuz olabilirdi. Her şeye rağmen ortalamanın baya üstünde, kaliteli bir ilk sezondu.
silo konseptini kafamda çok daha klostrofobik daha yaşlanmış yorgun bir metal yapı olarak hayal etmiştim. bunlarınki bayaa ferah ve temiz göründü gözüme o yüzden. o sürekli inip çıkmaktan bahsettikleri merdivenleri daha bunaltıcı dar dik hayat etmiştim.
ilk 3 bölümden memnun kaldım. ama kitaptaki
1×04
lukas