Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
Valla bölüm ile ilgili hiç ispiyon yememiştim. Ne twitter’ı ne de face’i kullanmıyorum doğru dürüst. Hakikaten şok oldum.
– Lance’in o halini görünce yeminle gözümden yaş geldi
Zaten bu altın bir kuraldır. Hangi dizide olursa olsun kimi seversek öldürüyorlar
Ben ilk spoiler taşını kim atacak diye merak ediyordum aslında, gördüğüm kadarıyla 18:45’te Hollywood Reporter’ın Twitter’ında çıktı
Daha izleyemedim bölümü.
Valla bölüm sonunda Lorıl gerçekten öldü mü dedim? Olie ile konuştukları sahne sonrası ölüm gelince bir şüphe düştü içime ama bizim Olivır, mezar başında gözyaşı döküyordu geçmiş bölümlerin birinde. Lorıl, rahmetli olmuştur diyebiliriz. Earth bilmem kaçtan gelecek olan Black Canary, bizim Lorıl’ın yerine geçebilir mi? Yapımcılar “Dead Is Not Goodbye” demişlerdi. Katie Cassidy’i yine göreceğiz ama ne kadarlık olacak bu durum.
Bu Quentin’e çektirmedikleri kalmadı. Adamın zaten kalbi var, gidecek zavallı adam. Bu kaçıncı acı
@abidin77 : aytackara yukarıda yazmıştı o senin sorduğunun cevabını ispiyonların içinde.
“Yapımcının açıklamasını özet haliyle aşağıya bırakayım.” lafının altına. Öğrenmek istemiyorsan açma tabii.
@dkamoy: Ay koca yorumu kaçırmışım
bir yandan ilginç ama bir yandan da beklenmedik değil. Bunlar
Yine de
Bunlar filme girecek her karakteri öldüreceklerse, sanırım sırada Beri Elın var. 2017’de şok bir Barry Allen ölümü görebiliriz.
Bu ne saçma şeydir
Sonuçta filmde dizide DC’nin değil mi ? Neden böyle kesmeler yapıyorlar anlamadım.
Laurel’ı ilk sezon severdim sonraki sezonlarda çok sevemedim fakat bu sezon sempatimi kazanmıştı karakter. Oyuncuyu çok seviyorum umarım başka bir dizide görürüz.
Dig’e hele söyleyecek sözüm yok, Oliver iki tokat ataydı iyi olurdu
Artık bu dizide çekilen tek karakter kaldı: Thea… Diğerlerinin hepsi birbirinden beter.
Ah Quentin’i artık öldürün bari, adamın bi ölmediği kaldı ya.
Senaryo neye ihtiyaç duyarsa ona göre hareket ediyor işte karakterler. En sevmediğim, en tembel senaryo yazım şekli.
Biri 1-2 bölüm önce , ölcek karakteri son bölümlerde iyi gösterme klişesi vardır ölen Laurel olabilir, demişti. Herkesin Laurel sevgisinden görüyorumki bu klişe işe yarıyormuş. En sevilmeyen karakterin bir kaç bölümde bu kadar sevilir hale gelmesi ilginç gerçekten.
Çok değil daha bu sezonun ilk yarısında oyuncu sürekli elleri bağlı somurta somurta oynuyordu. Zaten aksiyon sahnelerini hiç beceremiyordu. Ben bi ara, acaba oyuncu bu rolü artık oynamak istemiyor mu?, diye düşünmeye başlamıştım. Ölümün arkasında DCnin olduğundan emin miyiz? Diğer ölümler ağustosta gelecek Suicide Squad içindi. Yakın zamanda bu karakteri nerede kullanacak ki DC?
Bu da Arrow’culara gelsin:
http://kulturpat.com/arrowu-ne-kadar-iyi-biliyorsun-test/
Ya bu seferki kolaydı ya da ben fena değilmişim; 18/18 çıktı. Üstelik sonradan düzelen o ufak typoya rağmen
Bu sefer o kadar kazık sormamaya çalıştım
ben de 13 tanesi bildim.
16 tane doğrum var. 17 olacaktı yanlış bastım bir soruda
Toplam 50 civarı bölümünü izlemiş ama hiç izlememiş olmayı dileyen, hafızasından silip atmaya çalışan biri olarak 10 tane bildim. Sandığından daha ciddi bir travma yaratmış, büyük izler bırakmış bende bu dizi. Kurtulamıyorum.
12 tane bildim. Bit kac tane sacma hata yaptim.
1000 yorumu geçmiş bu yazı. Bir tanıtım için rekor herhalde. Eee ben yazarsam…
Yalnız yazıda “son yıllarda süper kahraman işleri tutmuyor, bu da umutsuz vaka görünüyor” minvalinde şeyler demiş olmam komedi. Kim derdi 4 yıl bile geçmeden vaziyetin böyle olacağını. :)))
Ben de 14 yaptım.
Bu arada 4. sezonun ikinci yarısı bende birikmişken girişeyim dedim bugün ama fark ettim ki diziyi izleme düşüncesi bile canımı sıkıyor. Ortada bu türde tonla dizi/film varken niye bunca zaman ısrarla izledim bunu hiç bir fikrim yok ama kesin olarak elveda dedim bugün bu diziye. Bu aileden aklımda olan LOT vardı ama onu da canım zerre istemiyor, hiç bulaşmayacağım. Bir tek Flash’a devam edeceğim şimdilik.
https://twitter.com/arrowturkeyfans/status/722460472201625601
*Garibim Quentin’in umutlanışları ve debelenişleri:
*Çakma Black Canary’de de karizmanın k’si yoktu bu arada. Iyyy!
*(The Flash ispiyonu)
@aytackara Yanılmışsın,
@pirate Benim ifadem değildi, resmini görmüştüm. O zaman ya uydurmadır ya da çıkartmışlardır.
@aytackara o resim uydurma değildi LOT sezon finali de çekilen sahneler de birdi o sahne
İki bölümdür ilk yarım saat insanı biraz bayıp sonradan toparlamaya başlıyorlar. O da haliyle şu ‘malum’ şeye ağırlık verdikleri zamanda oldu tabii.
Fena degildi.
4 x 19
Son iki bölümdür bana 40 dakika 400 dakika gibi geliyor…
18. dakikanın sonunda ben de kendimi suçlamaya başladım. Belki
Neyse, kalan 23 dakikaya bakayım.
Senin şu yorumların olmasa bu dizi hiç izlenmez Abidin. Kralsın.
Yahu bu ne Allah aşkına.
Böyle SWAT mı olur? Lan adam yukarı çıkıyor, niye karşıya nişan alıyorsunuz. Ahahahaha.
O kız o ayarları nasıl yaptı acaba? Zeki, yetenekli, okulundan 1 gün kaytarmayan biri olarak kafası çalışıyor diyebiliriz ama dün gece çaldığın aleti iki dakkada o hale getirdiysen, git S.T.A.R. Labs’e, sana iş versinler.
Cenaze sahnesine kadar şiştim. Keşke birazcık daha uzun olsaymış o sahne. Güzeldi tabi. Olivırın açıklama yaparak işi kurtarması güzel oldu.
@okakacukaka: @meorman daha çok gömdü. Suçu başkasının üstüne atayım
Hayır suç abidinin değil benim
İlk yarım saatin özeti buydu. Herkes kendini suçladı. Dizide hep yaptıkları şey ama bu bölüm olay büyük olunca iyice suyunu çıkarmışlar. Sanki kendi kendilerinin paradisini çekiyorlar.
Bölüm sonunda olayı toparlamışlar ama. Güzel bi veda olmuş.
Dizide karakterlere laf atmışken iyi bir noktayı da belirteyim Darhkın karısı nefret edilesi kötü olmayı iyi becermiş. Baya sinir etti bu bölüm.
Sondaki kimlik açıklama sahnesi kameraların olduğu bir ortamda yapılsaydı benim için daha tatmin edici olurdu ama heralde tüm şehir bilirse diğerlerinin kimliğide açığa çıkar diye bilerek böyle yaptılar.
Katie Cassidy önemsediğim bir oyuncu değil ama onun adına diziden çıkmasına sevindim. Kötü bir oyuncu değil ama son 2 sezon bol aksiyonlu bu rolü kaldıramadı bence. Aksiyon sahnelerini izlemek sıkıntıydı gerçekten. Özellikle bu sezonun ilk yarısı bana çok isteksiz oynuyormuş gibi geliyordu. Diziyi izlerken oyuncu için üzüldüğüm anlar bile oldu. Kendine daha iyi roller bulması dileğiyle.
Dizide benim için son 4 bölüm. Sonunda bırakıyorum diziyi.
*Andy, sonunda geberebildi çok şükür! Bir an için bu bölümün rahmetlisi Lyla olacak diye endişelenmiştim valla!
Ilk 20 dakikasi
Ya bi dur Allah askina Felicity. Adam buyu yapmayi ogrenecek hala karisiyor. Git isine bak yahu. Acayip ayar oluyorum su kadina artik.
Oooo @Ferdi Dinli bile kızdığına göre Arrow fena sıçmış demektir.
Leş.
Toparlayayim. Felicity haric gayet guzeldi.
Dizinin kendisini yıprattığını düşünenler bıraksa nasıl olur? Valla ciddiyim. Her DC ve Marvel dizisi bitene kadar izlenexek diye bir şey yok ki.
Size yazık
Diziye 5. sezonunda James adında yeni bir Villain (Baş düşman) gelecekmiş. Ama henüz çok fazla ayrıntı yok.
Cok guzeldi.
Felicity’nin babasini sevdim bu bolumde. Umarim kiziyla aralarini zamanla duzeltir. Onu bu dizi de daha fazla gormek isterim acikcasi.
Darkh baya bi can aldi. Nasil durduracaklarsa onu.
@ferdi Dinli Nükleer bombadan bahsediyoruz, normal bir bombadan değil. Ayrıca zaman olduğundan da emin değilim ben.
Yani dogrudur o an bi yeri dusunmek oldukca zor
S04E21
Çok kötü bir Arrow bölümüyle daha karşı karşıyaydık yine. Öylesine hazırlanmış, ucuz aksiyon sahneleri ile doldurmuşlar yine bölümü.
Donna’ya bile uyuz oldum bu bölüm. Quentin’e verdiği tepki tam sövmelikti.
S04E22
Genel olarak bir sürü fason sahne mevcuttu yine ama; Curtis-Felicity-Donna-Noah sahnelerinde çok eğlendim ben bu bölüm. Bu sahneler arasında; Curtis’in Felicity’nin zekasını kimden aldığını anlamlandırmaya çalışıp, satır arasında Donna’yı gömüşü favorimdi.
Bence tam diziyi bırakmalık noktadayız.
Flash’ın bu diziyi etkilememesi, “nasıl aynı evrende lan bunlar?” diye düşündürttü. En büyük mantık hatasını yapıyorlar şu an. Kendi içlerinde kopukluk yarattılar.
Aynı villaini tüm sezon boyunca görmekten sıkıldım ben yaa. Arkadaş sezona tek kötü koyup doldurma bölümler yapacağına koy iki tane kötü adam sezonu da böl ikiye. Bize de eziyet çektirme
S04E23 (Sezon Finali): Pöfff!
Sezonun ortak bölümden(8. bölümden) sonraki kısmı: Pöfff!
Sabahtan beri Arrow’un sezon finaliyle ilgili bir sürü kötü yorum görünce ben de bir şey oldu sanmıştım, bir şey olmamış. Cidden olmamış. Yapacağı belli olan şeyleri yapmak için gelmiş, yapmış ve güle güle diyerek gitmiş. Arrow’dan daha fazlasını beklemeye gerek yok ki.
Benim de elbet gözüme bir şeyler takıldı ama bu zaten zaman zaman olan bir şey, e onlar da artık resmen rahatsız bile etmiyor.
Bu bölüm eğer ada hayatını yok sayarsak neredeyse final niyetine bile sayılabilir aslında.
Oliver’ın başkan olacağı konuşmayı bitirdiği andan itibaren belliydi diye düşünüyorum. Rusya konusu daha Previously kısımda belliydi hatta. Yaptıkları en doğru şey şimdilik ekibi dağıtmak oldu.
Bence de Arrow gibi bir sezon finali yaptı, son bölümlerini sürekli telefonda oynayarak izlediğimden bu bölümünü direk izlemem güzeldi. Yani Aytaç’ın dediği gibi dizi final yapmış gibi oldu. Acaba fırsattan istifade kaçsam mı diye düşünmedim değil. Geçen sezonda ada hayatını saymazsak final yapmış gibiydi. Yazdığınız şeyler takıldığım şeylerdi ama artık boşuna çene yormak istemiyorum şöyleydi böyleydi diye yoruldum, elime yazık. Kabullendim de ayrıca.
@okakacukaka’nın dediği gibi olsa 22’lik bir sezon daha güzel geçebilir halbuki…
sezonu bitirdiler. Hazır
ben de hiç bulaşmamayı düşünüyorum. İnanılmaz şeyler olur da dizi birden kademe atlarsa dönerim ama hiç sanmıyorum. 4 sezonun ardından tabiri caizse dizi kaşarlandı ve ben eskiden aldığım azıcık zevki de alamamaya başladım. Benden bu kadar.