Arrow — tanıtım
1.496 yorum rpdi 29 Aralık 2012 21:10
Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Dizimiz Batman, Superman, Green Lantern, Jonah Hex, Watchmen, Wonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıyla Robin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver, Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
Bir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amell hayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncu Katie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural, New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde: Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.
Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak kız kardeşi. Thea, Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.
Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan oyuncu Paul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River, The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24 şeklinde.
Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor. Karakterimiz Susanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and Again, Cold Case, Kings, NCIS şeklinde sıralamış olalım.
Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şu, şu, şu ve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı, Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.
Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…” dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ
yorumlar
@meoman şimdi düşünüyorum da, övülmek konusunda biraz abartmış olabilirim. Ama bence her türlü 3 ve 4 de iyi gidiyor. Dizi bana göre. ☺
5×06 üzerine:
Ya bir gidin Allah aşkına
S05E06
Maytap mı geçiyonuz lan?
Bi tane de benden; Dalga mi geciyorsunuz ulan?
Dunki gotu boklu bebeler Oliver’e kafa tuttu ya la, trip attilar anasini satim. La siz kimsiniz. Siz once bokunuzu silmeyi ogrenin sonra gelin Oliver’e trip atin. Yok seri katilmiste hayal kirikligina ugramislar da falan da filan. Ya bu adamin katil oldugunu bilmeyen mi vardi afedersiniz? Komediye gel.
Ya ayrica Allah askina artik su bebeli ekipten vazgecin. Thea donsun. Diggle de var. Laurel de donsun. Boyle devam edilsin. Su bebelerle koca bi sezon cekilmez yahu.
Bu arada dizinin kotusu Dolph Lundgren’i Kovar olarak ilk defa izlemis olduk. Karizma adam. Ben bu Anatoly’yi seviyorum.
Arrow’un 5. sezonu final sezonu mu?
Flashbacklerde artık bir finale yaklaşılması ve bu sezonun temasının “miras” olması dizinin sonuna gelindiğinin bir göstergesi olabilir mi?
Stephen Amell: “Bu sezonun havlu atma yılımız olduğuna inanıyorum, işimizi ya çok iyi bir şekilde yapacağız ya da bu son yıl. Eğer o sihirli formülü tutturabilirsek, ki sihirli bir formül değil aslında sadece sıkı çalışmak ve neyi iyi yapıyorsak onu yapmak, işte o zaman dizi daha çok uzun bir süre devam eder.”
ayrıca her ne kadar bu sezon beğenmeyenler de olsa özelikle çizgi roman hayranların tarafın da çok beğenildin söylemem lazım.
Acaba bi tercume hatasi olmasin? Sanmam boyle konustugunu.
@Ferdi Dinli Stephen Amell dahil bütün ekip geçen yaz comic con, bu sezon tıpkı ilk sezon ki, gibi olacak diye geçirdiler. (Ne kadar ilk sezon ki , gibi oldu tartışılır. )Yani adamlar 3 ve 4.sezon gelen eleştiriler farkındalar. O yüzden böyle konuşması doğal.☺
Elestirmis olabilir de “bu sene havlu atma yilimiz olduguna inaniyorum” cumlesine takildim ben. Tam turk isi. Ayrica Arrow’un bu sezon bitmeyecegini o da cok iyi biliyordur.
Cok iyi bir bolumdu. Cok zevk aldim. Ilk iki sezondaki tadi aldim. Son sahne beni inanilmaz mutlu etti cunku =>
Wild Dog’a bolumler ilerledikce alisiyorum acikcasi. Boyle trip yapmadigi zamanlar daha sempatik.
Oliver gecmiste Kovar’a ulasabilmek icin Bratva’ya girdi ama onca zahmet bosa mi gitmis oldu yani. Oliver’in arkasindan anlasmislar.
Oli yeni manita yapiyor. Sevindim. Begeniyorum o kadini. Yakisir reise.
Bir tane daha kötünün çıktığına memnunum diyebilirim, yolumuz uzun ne kadar fazla o kadar iyi. Sondaki olayı beklemiyordum, güzel ters köşe oldu diyebilirim.
5 x 07
ben de bu bölüm çok beğendim aynen böyle devam.
(Bölüm kurgusu şu sanki:
Neyse, uzun bir aradan sonra bir Arrow bölümünü merakla bekliyorum valla. )
100. bölüme bakarım ben. bol konulu bir bölüm olacak belli ki geçmişi yad etmiş olurum.
@ozgun14 100.bölüm ayrıca diğer diziler ile yapılacak. olan ortak bölümler de bir olacak. yani istersen diğer diziler bölümlerin de seyret çünkü öbür turlu hiçi bir şey anlamaya bilirsin.
anladım zamanı gelince o haftaki üç bölüme de bakarım o zaman. bakalım özlemiş miyim
4. Don’t forget Supergirl.
@aytackara abi, ortak bölümler bu hafta başlamıyor. Önümüzdeki hafta başlayacak. Ayrıca bu hafta sadece supergirl ve the flash yayınlanancak yani Arrow ve LOT yok
@ozgun14 ortak bölümler. Supergirl de başlayıp. The flash ve Arrow da devam edip. LOT da bitecek.☺
oyyy bi de o vardı di mi
zamanı gelince buradan öğrenirim bölüm nolarını ve izleme sıralarını. tenks..
@oktay_1907 Biliyorum aslında, çünkü Amerika’da Şükran Günü zamanı geldi. Haftaya geliyor 4’lü ortak bölümler.
Bu hafta sırf onlar değil birkaç dizi daha yok oluyor bu arada. İzlediğim ABC kanalı dizilerinin hafta boyu yeni bölümleri yok mesela. Pazar gününden Quantico dahil. Empire, The Vampire Diaries ve Younger da yok. Çık mıtlıyım.
(Çarşamba-Cuma dahil dizilerinizin yeni bölümlerini bulamazsanız şaşırmayın )
Olmuş, bunu becermişler. Biraz Arrow stilinde işlemişlerdi ama The Flash kadar karışık da değildi mesela. Eskilerden bazı isimleri görmenin ve hikayenin de katkısı da var tabii.
Bir ara sonlara doğru sanki yine saçmaladılar gibi geldiydi, o da Legends of Tomorrow’a bağlantı hamlesi çıktı. Daha iyi nasıl yapılırdı bilemediğimden itiraz etmeyeceğim.
* Yüzümde gülümseme oluştu…
Guzel bolumdu.
Moira, Tommy ve Laurel’i tekrar gormek guzeldi ozellikle Laurel’i. Laurel’i cok ozlemistim. Dort gozle onu bekledim.
Nihayet bu bolumde gorduk ve sezon ortasi finali ile birlikte tekrar aramiza katilacagi icin cok mutluyum.
5 x 08 (100. Bölüm) üzerine:
Güzeldi, 100. bölümün hakkını güzel vermişler. Baştan sona iyi bir nostalji bölümü olmuş. Arada crossoverı da kaynattılar işte. Yarın son.
Crossover yapıyoruz diyerek araya kısacık Flash ile Supergirl’ü katmışlar ama tam bir Arrow bölümüydü sonuçta.
Zamanında çok şikayet etsem de bazı eski karakteri görmek güzel oldu.
Hadi bakalım, yarın bitiyor olayımız. Crossover’dan hayır görmedik, bari son bölümde, herkesi birlikte savaşırken görsek.
EK: Wild Dog ne uyuzsun.
100. Bölüm dün izledim. Gayet güzeldi. Ama izlerken şunu farkettim. Bence bu sezon güzel bulunmasın asıl sebebi gerçekten çok iyi olması değil, artık özelikle cizgi roman hayranları bir az daha isteklerin diniyor Olmaları.(tabiki bahsettiğim şey Oliver -felicity saçmalığın bitmiş olması. ☺)
Arrow 100.bölüm
Yarısına gelmeden kapattım ! Crossover tamamen hayal kırıklığı oldu benim için . Crossover ın devamını İzlemeye devam etmeyeceğim . Flash tan sonra arrowa geri dönme isteğimde azaldı şuan sadece supergirl e devam edeceğim.
Bölümü 2 kısıma ayırarak değerlendirmem gerek. Reel gerçeklik kısmı ve sanal gerçeklik kısmı.
Sanal gerçeklik kısmı, son 2 sezondaki en iyi Arrow bölümüydü kesinlikle. Eski tanıdık simaları görmek güzeldi. Özellikle de
elbette. Hikayenin işleniş kısmı da gayet başarılıydı. Bir tek o kısmın sonlarındaki toplu kavga sahnesini sokup Arrowluk yapmaya hiç ama hiç gerek yoktu gerçekten.
Reel gerçeklik kısmı ise beş para etmezdi.
Bölüm, kısmi crossover bölümü idi bu arada. Şablon hikaye, crossover hikayesi olsa da iç hikaye aslında tam bir Arrow hikayesiydi. Flash ve Supergirl’ün minnacık sahneleriyle figüran görevi görmesi ise komik kaçtı gerçekten.
Legends Of Tomorrow
görmüş oldum tekrar. ikisini de özlemişim.
Laurel hakkinda
@Ferdi Dinli bence boşuna beklemeyin o olay bu bölümlük olabilir. Yani daha doğrusu yapımcı bu bölüm için demiş olabilir. ☺
Buyrun burda yaziyor…
Soyleyen kisi Wendy Mericle; executive producer…
böylesi daha hayırlı olur. zaten black canary de earth 2 de çok daha iyi oluşturulmuş metahuman olarak. ordakini earth 1 e çekip de zamanla düzeltme yoluna girmeleri ve bütün karakterlerle sıfırdan ilişki oluşturmaları karakteri sevmeyenler için de bir şans olur.
içinde iyilik barındıran hafif kötü imajlı bir katie için arrow’a onun dahil olduğu bölümden itribaren başlardım valla. hala ruby’yi özlüyorum sonuçta.
Son birkaç dakikası güzeldi de onun dışı resmen normal bir Arrow bölümüydü.
* Gazeteci ile en azından ve ve nihayet öpüştürdüler. Devamını da yapsınlar bari de o kadın o resmi nasıl kullanacak merak ediyorum.
* Gel buyur…
* Aha sadece bölümün değil bence dizinin de özeti.
aytackara malum kısma ekstra açıklama istiyorum mümkünse
(Ondan önceki sahnede gazetecinin tekiyle öpüşüyordu, o yüzden rüyaya bağlama ihtimalleri biraz saçma görünüyor ama sezon arasından döndükten sonra anlarız)
hakkatten açıklamalık bi durum yokmuş. sezon dönüşü buralardayım o zaman.
S05E09 (Sezon Ortası Finali)
Güzeldi, hatta çok güzeldi. Crossover bölümlerini hesaba katmaya gerek yok, S04E06’dan beri sunulan en iyi Arrow bölümü buydu kesinlikle. Sürpriz bir şekilde hikaye içine çekti, sonrasını merak ettirdi, izlerken hiç sıkmadı. Bir sezon ortası finaline yakışır nitelikteydi. Gereksiz uzunlukta drama ve 5 yıl öncesi sahnesi barındırmıyor olmasının bunda katkısı büyük gerçekten. Hala şaşkınım ama iyiydi ya, cidden iyiydi.
Bölüm için puanım: 8.3
Güzeldi. Sondaki kısmı bekliyordum da nasıl açıklayacaklar merak ediyorum. Bir de
Geçmişe dönmek güzeldi, o zamanki Oliver ayrı bi iyiydi.
Öff
Neyse iyi kötü geldik buraya kadar, şimdilik nazar değmesin bu sezonu sevdim ben. Yazın söyledikleri şeylerin arkasında durmuşlar şimdilik. Umarım ikinci yarısı da böyle olursa az da olsa eski günlerine dönmüş diyebilirim. Flash dan falan çok daha iyiydi zaten.
Ben
Felisitinin draması ile bizleri ne kadar süründürecekler merak ediyorum. Beni gelecek bölümlerle ilgili en çok korkutan durum bu.
Lorıl, hayal ol, gerçek olma, gelme lütfen.
Cok guzel bir bolumu son sahne ile cok guzel suslemisler.
Prometheus isi biraz basit olmus. Eski gunlerden birinin ogluymus. Farkli bisey beklemistim ben.
Su muhabir kiz acaba diyorum Kovar’in kizi mi. Votka’yi biraz gozumuze soktular. Kizi cikarsa sasirmam.
Billy olmeseydi iyiydi. Felicity’nin drami ile ugrastirmazlar bizi tahminimce.
*Muhabir kızın Kovar ile bir bağlantısı çıkacağını ben de düşünüyorum.
*Billy’nin ölmesine sevindim. Çok fason ve gereksiz bir karakterdi sonuçta kendisi. Felicity, ne olursa olsun bir dram yaratma potansiyeline sahip bir karakter zaten, varsın bundan da dram yaratsın hiç umrumda olmayacak yine onun yarattığı drama zaten.
*Katie Cassidy, Black Siren olarak dönsün isterim birincil tercih olarak oyuncuyu daha farklı bir rolde izlemek için ama Laurel olarak dönmesine de hayır demem kılıfını güzel dikerlerse. Sonuçta ölü sezonun ayakta kalan tek ana karakteri Laurel idi geçen sezon ve ölümü üzmüş ve sinirlendirmişti beni de.
Katie bence kendi olarak donsun ama olur da farkli bir karakterle donerse de yine sevinirim cunku Katie Cassidy <3
Bu arada bahsetmeyi unuttum; Dig yakalandi. Adini temize cikarsalar da kurtulsa bari. Yazik adama.
istediğim şekilde olmuş o kısım eğer sonradan dönmeyeceklerse laflarından bir şekilde. biraz devam etsin bakalım.
Güzel dönmüş cidden. Malum durumu iyi işlemişler. Diğer kısımlar da gayet iyi aktı. Oliver, ilerleyen süreçte
daha da iyi olur tabi. Bölüm sonunda da 2 yeni hatun karaktere kısa kısa merhaba dedik. Talia hakkında henüz tahmin yapacak kadar bir veri yok ama diğerini seveceğim sanki.
İşkence gibi 1 yılın ardından son 3 bölümdür kıvama geldi tekrar şükürler olsun dizi. İlerisi için de umut vermeye başladı. Komik kaçan 1-2 küçük sahne vardı yine bölümde elbette ama bu ayarda gittiği sürece bu gibi şeylere takılmak gibi bir niyetim yok kesinlikle.
Bölüm için puanım: 8.0
6 DC dizisinin bu haftaki bölümlerini kıyasladığımda sıralamam şu şekilde:
Lucifer = Gotham = Arrow > The Flash > Supergirl > LOT