Aslında Özgürsün – Tanıtım
0 yorum lukedanes_jakeperalta 20 Mayıs 2025 08:37

Herkesin içinde bir özgürlük arzusu saklıdır, ama özgür olmak bazen düşündüğümüzden daha zor olabilir. ‘’Aslında Özgürsün’’; bağlılıklarla örülü hayatlarımızda, kendimizi bulma yolunda attığımız cesur adımların hikâyesi.
Dizi, Duygu Asena’nın 2001 yılında Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmış. Duygu Asena, Türkiye’de ikinci dalga feminizmin öncülerinden, cesur bir gazeteci, yazar ve kadın hakları savunucusu. Kadınların sesini duyurmak için tabu sayılan cinsellik, kürtaj, taciz, bekâret ve aldatma gibi konuları cesaretle işlediği “Kadının Adı Yok” adlı kitabıyla büyük ses getirmiştir. Yazıldığı dönemde fazlasıyla sakıncalı bulunup siyah poşetle satılan bu eser, kadın mücadelesinin kilometre taşlarından biri olmuştur. 1978–1992 yılları arasında Türkiye’nin en etkili kadın dergilerinden Kadınca’nın yayın yönetmenliğini yapmıştır. 2006’da aramızdan ayrılan ve büyük özlemle anılan Duygu Asena, dizinin son iki bölümünde usta oyuncu Zuhal Olcay tarafından canlandırılıyor.

“Kraliçe Fabrika’da” ve “Çilingir Sofrası” gibi yapımların da yönetmeni olan Ali Kemal Güven, ‘’Aslında Özgürsün’’ün hem senaristliğini hem de yönetmenliğini üstleniyor. Seda Özkaraca ve Metin Kıcır‘ın da yapımcılığını üstlendiği dizi, toplamda sekiz bölümden oluşuyor: “Zaman”, “Bir His”, “İncelikler Yüzünden”, “Yak Cadıyı!”, “Hoşça Kal Baba”, “Sen ve Ben”, “Su” ve “Mutlu An”. Dizi, 9 Mayıs 2022’de GAIN platformunda yayın hayatına başladı ve 27 Haziran 2022’de yayınlanan son bölümüyle ilk sezonunu tamamladı. Bölüm süreleri 39 ila 49 dakika arasında değişirken, dizinin final bölümünün ardından 11 dakikalık özel bir kamera arkası bölümü de izleyicilerle buluşuyor.
”Aslında Özgürsün’’ün duygusal dünyasını güçlendiren müzik seçkisi, karakterlerin iç seslerini ve hikâyenin ruhunu derinleştiriyor. Dizinin orijinal müzikleri Okan Kaya tarafından bestelenmiş. Dizide, Sezen Aksu’nun dokunaklı “Pardon”u, Sertab Erener’in tam yerinde kullanılan “İncelikler Yüzünden”i ve finalde koro halinde söylenen “Yıldızların Altında” gibi unutulmaz şarkılar öne çıkarken; tanıtım fragmanında yer alan Kalben’in “Çek” şarkısı ise dizide kullanılmayan özel bir parça olarak ayrı bir atmosfer yaratıyor. Bu özenli müzik tercihi, izleyiciyi karakterlerin duygusal yolculuğuna daha da yakınlaştırıyor.
Konu:
Berna ve Belgin, çocukluktan beri ayrılmaz iki dost, hatta kardeş gibidirler. Farklı hayatlar sürseler de içlerindeki özgürlük arayışı ve kendi kimliklerini bulma mücadelesi onları hep birbirine bağlar. Berna, yaratıcı tıkanıklık yaşayan bağımsız bir yazar; Belgin ise görünürde mutlu bir aile kadını ama içten içe kendini keşfetme yolunda sancılar yaşayan bir kadın. ‘’Aslında Özgürsün’’, bu iki kadının hayatlarında yaşadıkları kırılmalar, arayışlar ve gerçek anlamda özgür olmanın ne demek olduğunu sorguladıkları bir hikâyedir.

Karakterler:
Berna Sun (Deniz Çakır): 40’lı yaşlarının başında, kedisi Berlin’le birlikte yaşayan, özgürlüğüne düşkün ve hayatı boyunca kendi yolundan gitmeyi seçmiş bir kadındır. Çok satan kitaplarıyla tanınan feminist bir yazar olan Berna, son zamanlarda yaratıcı tıkanıklıklar yaşamakta, kendini tekrar ettiği gerekçesiyle hem okurlarından hem eleştirmenlerden sert yorumlar almaktadır. Bir zamanlar kitapları listelerin zirvesindeyken, son kitabı ‘’Aramızdaki Kum Taneleri’’ artık indirim sepetlerinde yerini almıştır. Hayatının bu durağında hem yazarlığını yeniden ateşlemenin hem de yıllardır aradığı “doğru adamı” bulmanın yollarını aramaktadır.

Belgin Taha (Bade İşçil): 40’lı yaşlarının başında, dışarıdan bakıldığında kocası ve iki oğluyla mutlu bir aile tablosu çizen, “ideal” hayatı yaşayan bir kadındır. Ancak bu tablonun arkasında, içsel bir boşlukla ve bastırılmış hayallerle mücadele etmektedir. Yıllardır eş ve anne kimliğiyle anılmanın ötesine geçmek isteyen Belgin, çevresi tarafından sıradan ve sıkıcı biri olarak görülmenin ağırlığını taşır. Oysa içinde, doğaya ve çevre bilincine duyduğu ilgiyle anlamlı bir şeyler üretme arzusu büyümektedir. Şimdi, kendi kimliğini yeniden inşa etmenin ve görünmeyen taraflarını dünyaya gösterme zamanıdır.

Erkan (Burak Yamantürk): Belgin’in kocası; dışarıdan bakıldığında güçlü, başarılı ve ailesine bağlı bir adamdır. Babasının zorluklarla büyüttüğü, hayatı mücadeleyle öğrenmiş biri olarak; baba mesleği olan kahveciliği modern bir zincire dönüştürmüş, iş dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. İşkoliktir; işi onun için bir kaçış, aynı zamanda da kimliğinin merkezidir. Eşine sadıktır, çocuklarını sever ancak yoğun temposu ve içselleştirdiği erkeklik rolleri nedeniyle Belgin’in duygusal ihtiyaçlarını sıklıkla geri plana atar ve bencilce davranır. Bu durum, evliliklerinde görünmeyen ama derin çatışmalara yol açar.
Semra (Ceren Taşçı): Berna’nın asistanı, aynı zamanda iç dünyası zengin, sessiz ve nahif bir kadındır. Akademik olarak başarılıdır; master yapmış bir kadındır ancak hem fiziksel görünümü hem de ailesinden görmediği destek nedeniyle özgüveni kırılmış, hayata karşı sessiz bir direniş geliştirmiştir. Berna’ya hayranlıkla bağlıdır; onun yanında hem kendini güvende hisseder hem de varlığının anlam kazandığını düşünür. Görücü usulüyle evlendiği kocası Cihat’tan gördüğü ihanetle sarsılan Semra, bir çıkış yolu ararken hayatın ona fısıldadığı yeni bir sesi duymaya başlar.
Canan (Ecrin Bolkar): Berna’yla aynı ofisi paylaşan, zeki ve dobra bir trans bireydir. Çevresindeki insanlara kıyasla kolay olmayan hayatının ona sunduğu zorluklara karşı dimdik duran Canan; Berna ve Semra’nın en yakın dostu, kızların sırdaşı ve destekçisidir. Ancak dışarıya gösterdiği güçlü duruşun ardında, gizli bir ilişki içinde olduğu sevgilisinden gördüğü şiddetin derin yaraları vardır. Başta bu şiddeti kabullenmekte ve paylaşmakta zorlanır fakat zamanla hem arkadaşlarının desteği hem de kendi iç gücü sayesinde bu karanlık döngüyü kırar. Sesini yükseltir, yaşadıklarını açıkça dile getirir ve bu cesaretiyle hem kendi hayatını hem başkalarınınkini değiştirecek bir adım atar.

Cihat (Can Kayhan Berkin): Semra’nın görücü usulüyle evlendiği kocası; dışarıdan bakıldığında kendi halinde, soğuk baklava işiyle uğraşan bir esnaf gibi görünse de içinde bastırılmış öfke, doyumsuzluk ve kararsızlıkla dolu bir adamdır. Semra’yla olan evliliğinde ne sevgiyi ne de saygıyı sürdürebilmiş, ilgisizliği ve kabalığıyla eşini her geçen gün biraz daha silikleştirmiştir. Öte yandan ailesinin asla kabul etmediği Ayşegül’le yaşadığı gizli ilişki, onu iki farklı hayat arasında sıkışıp kalmaya iter. Hem Semra’yı hem Ayşegül’ü “sevmeye” çalışırken aslında kimseye gerçekten sevgi göstermeyen Cihat, kontrolünü giderek yitirir ve sonunda içindeki şiddet; bir patlamayla dışa vurur, onu geri dönülmez bir yola sürükleyecek bir suçun eşiğine getirir.
Ömer (Alican Yücesoy): Berna’nın eski bir arkadaşı; doğaya tutkuyla bağlı, çevre bilinciyle hareket eden, idealist bir adamdır. Yıllardır “Bir Dünya” adlı sivil platformun başında çalışmakta, ekolojik dengenin korunması adına projeler yürütmektedir. Hayat, onu Belgin’le bir meyhanede kesiştirir — bu rastlantı, ikisinin de hayatında derin izler bırakacak bir başlangıç olur. Duyarlı, sakin ve anlayışlı kişiliğiyle Belgin’in dikkatini çeken Ömer, birlikte katıldıkları İğneada’daki bir çevre seminerinde hislerini açıkça dile getirir. Ancak Belgin’in evli oluşu, bu yakınlaşmayı çıkmaza sürükler.
Sinan (Saygın Soysal): Berna’nın dizinin başlangıcında birlikte olduğu sevgilisi; başarılı, karizmatik ve kariyerine odaklanmış bir adamdır. Esasında Berna’yı sever ancak onun özgür ruhu ve zaman zaman ani davranışlarıyla baş etmekte zorlanır.
Koray (Berk Cankat): Berna’nın Bozcaada’da karşılaştığı çapkın ve gizemli bir adamdır. Kim olduğu, ne iş yaptığı tam olarak bilinmeyen; bazen bir anda ortadan kaybolan, bazen sürpriz seyahatlerle hayatına ani dokunuşlar yapan esrarengiz bir figürdür. Berna, Koray’dan etkilenir; özgür ruhunu, spontane tavırlarını ve bilinmezliklerini ilgi çekici bulur. Ancak Koray’ın sorulara sorularla yanıt vermesi ve netlikten uzak tavırları, zamanla Berna’nın içindeki belirsizliği artırır.

Ayrıca Berna’nın deli dolu teyzesi rolünde Nükhet Duru, Berna’nın annesi Emel rolünde Nurhan Özenen, Berna’nın başlangıçta kısa süreli bir aşk yaşadığı ancak sonrasında seviyeli bir dostluk kurduğu fotoğrafçı Can rolünde Sergen Deveci, Belgin’in annesi rolünde Aslı İçözü, Belgin’in oğulları Burak ve Bekircan rollerinde Doğa Karakaş ve Enzo Altun, Belgin’in ablası Melek rolünde Janset, Belgin’in babasının eski bir arkadaşı olarak gizemli bir şekilde ortaya çıkan Sevim rolünde Perihan Savaş, Berna ve Belgin’in okuduğu okulun müdiresi rolünde Elif Fatma Baysal, Erkan’ın görüştüğü iş insanı Faiz Bey rolünde Murat Daltaban ve görüşmenin yapıldığı mekandaki şarkıcı rolünde Nez, Semra’nın gittiği yemek atölyesinde tanıştığı İtalyan şef Ricardo rolünde Barış Gönenen, Semra’nın annesi rolünde Zeynep Zerrin Demirkol, Cihat’ın gizli aşkı Ayşegül rolünde Gözde Kaya, Ömer’in bulunduğu dernekteki başkan yardımcısı rolünde Atakan Akarsu; kısa ama etkili rolleriyle diziye renk katıyorlar.
Dizi hakkındaki kişisel yorumum: “Aslında Özgürsün” son derece etkileyici ve kaliteli bir yapım. Ağır ve derin bir konuyu işlerken, jenerik müziğinden kapanışına kadar izleyene huzur veren, sakin bir atmosfer de sunuyor. Bir platformda okuduğum “televizyon dizisi formatında çekilmiş gibi” yorumuna katılıyorum; çünkü durağan, yavaş ilerleyen yapımları seven biri olmama rağmen özellikle ikinci yarıda; şarkıların uzun uzun çaldığı, olayların sündürüldüğü sahnelerde zaman zaman sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Yine de genel olarak, akıcı ve keyifli bir şekilde ilerleyen, kendine has bir tadı olan bir diziydi. Berna ve Belgin’in dostluğuna imrendim ve ilerleyen yaşıma rağmen bir gün böyle bir dostluk yaşar mıyım diye ümit etmedim değil. Final bölümünün sonunda “Devam edecek…” yazmasına rağmen ikinci sezonun gelmemesi üzücü oldu, umarım bir gün ikinci sezon gelir ve bizler de seve seve izleriz.
- Diziyle ilgili daha önce bu yazının altında yorum yapılıyordu.




