Avrupa Yakası vs. Friends
25 yorum azizk 21 Şubat 2007 03:33
Açıkçası çoktur bu yazıyı yazmak için bekliyorum, elimde bir kaç örnek daha olsun diye. Sonunda mümkün olduğunca örnek topladım, ve başlıyoruz.Şimdi öncelikle şu yorumu yapmadan geçemeyeceğim, avrupa yakası, kesinlikle türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en “profesyonel” sit-com niteliğindeki dizi. Gülse birsel‘in gerek karakter analizleri, türkiye’de varolan karakteristik özellikleri yansıtışı gerekse dizinin temposunu olduğunca yüksek tutabilme yeteneği göz ardı edilecek bir durum değil. Her ne kadar dizi oyuncu değişikliklerine ve kayıplarına uğramış olsa da (ki böyle durumlarda çok az dizi ayakta kalabiliyor), elindekini değerlendirip ayrıca diziye yeni karakterler katarak onları da insanlara sevdirmeyi başarabildiği için gülse birsel’i kutlamak lazım.Ancak, gelelim konumuza. Türkiye’deki “film uzunluğunda” ve aralıksız, senede 30 bölüme yakın yayınlama mantığından kaynaklanıyor olsa gerek, ara ara dizinin yazarı Gülse Birsel, David Crane ve Martha Kauffman‘ın Friends‘deki bir çok “ilk” olarak nitelendirilebilecek esprisini Avrupa yakası içerisinde kullanıyor. Bunları mümkün olduğunca yayılmış ve ardarda görmediğimiz için farkında olmamış olabilirsiniz ancak şimdiye kadar karşılaştığımız friends alıntılarından bir kaçı;* rachel’ın şanslı sütyeni – aslı’nın şanslı sütyeni
* grup içinde fakir-zengin ayrımı
* koltuğundan salamlar çıkacak kadar pis olan kız arkadaş
* ve son olarak geçtiğimiz bölümlerde rastladığım dünyanın çok uzaktan görüntüsü şeklindeki dövme (phoebe’nin nokta dövmesi – kubilay’ın nokta dövmesi)
Gülse Hanım’ın böyle alıntılar yapmasındaki eksiler neler olabilir? Öncelikle “nasılsa anlamazlar” gibi bir görüşü yoktur umarım kendisinin. Çünkü Friends izleyicileri genelde çok sıkı oluyor ve tüm sezonları birden fazla izlemiş oluyorlar. Ve bu sıkı Friends izleyicileri, alıntıları farkettikçe, Gülse Birsel’in kendine has orijinalliği yok oluyor; hatta biraz zorlarsak bir Birol Güven güven havası katıyor kendisine. Şahsen asla bir Birol Güven daha istemem türk dizi dünyasında.Bunun dışında, kanımca şöyle bir eksi yönü olabilir bu alıntıların; Friends’deki espriler amerikan yaşam tarzı ve anlayışına göre olduğundan dolayı, Türkçe’ye çevrilip yayınlandığında aynı etkiyi yakalayamıyor. Yavan sütyen esprilerinden ibaret kalabiliyor.Tüm bunlara rağmen, Avrupa Yakası’nı sevmiyor muyuz, gayet de seviyoruz. Ve inşallah, daha nice “orijinal” esprilerle süslenmiş bizi güldürecek Avrupa Yakalarına diyoruz.
yorumlar
friends’i hiç izlememiş biri olarak bu habere şaşırdım,eline sağlık! e işte hep yaptığımız şey,kopyala yapıştır mantığı,keşke günse birsel böyle yapmamış olsaydı,saygınlığı aynı şekilde kalırdı akıllarda…
bence artık avrupa yakasının suyu çıktı..çocuk oyunu gibi basit basit senaryolar anca oyuncularla götürüyor işi birsel
“türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en “profesyonel” sit-com niteliğindeki dizi” demiş yazıyı yazan arkadaş. ama yazıda kedni fikrini yazması bence yanlış.ozaman bana göre tr de yapılmış en profesyonel sitcom niteliğindeki dizi de tatlı hayat. hangimzinki doğru? başarılı dersek tabiki avrupa yakası. çünkü bu kadar kitleyi yakamışl bir dizi. ama profesyonel dersek tatlı hayat. yazıdaki o bölümü değiiştirmenizi rica ediyorum.
o bölümün değiştirilmesi gibi bir şey söz konusu olmaz. ne de olsa “herkesin” diziler hakkındaki fikirlerini paylaştığımız bir site bu. ayrıca bu tür tanımlamalar her yazar tarafından bir çok yazıda yapıldı. her yazarın farklı dizileri de “en iyi” olarak ilan edebilmesi de site içi demokrasinin sonucu.
elbette yorumlarda “bence hiç de profesyonel değiller” demek serbesttir.
ama içerikte bir hakaret, yanlışlık, iftira, site konseptine uygunsuzluk ve benzerleri olmadıkça yazıları sadece fikir uyuşmazlığından ötürü değiştirmek serbest değildir.
tatlı hayat’ın da profesyonel olduğuna katılıyorum, ne de olsa yabancı bir dizinin türkiye uyarlaması, iyi yapmasalar ayıp olurdu birazcık.
tüm bunlara bakarsak eğer, gaffur da temelinde bir cable guy esinlenmesi ( gaffur viki de, olaya dikiz )
@onurkaplan: bu tamamen kişisel görüş ve yorumlardan oluşan bir yazı. Bir tek “alıntı” olarak sunduğum örnekler var bilgi olarak. onun dışında benim kanımca gerçekten en profesyonel sit-com, ama bu demek değil ki “türkiye’nin en profesyonel sit-com”u ünvanına sahip ve her gün yüzlerce ödül alıyor bu alanda.
sansli sutyen esprisi cok havada kalmisti dogru fakat bence kanepede bulunan salam esprisi bize cok uygundu. eminim ogrenci evinde yasamis herkesin basindan en az boyle bir olay gecmistir. ayrica friendste salam olayi nasil gelisti bilmeyorum ama, avrupa yakasinda salami esas oglan volkan degilde annesinin yani mustakbel kaynananin bulmasi da esprinin turkiye`ye adaptasyonun kolaylastirmis.
tebrik ederim guzel bir analiz olmus. aslinda 22dakika da bir de boyle kose yapip yabanci diziler ve turk dizileri arasindaki benzerlikleri yazsak fena olmaz tabi Grey`s Anatomy ve doktorlar gibi korun gozune parmak sokacak ornekler yerine daha kiyida kosede kalmis benzerlikler bir arada toplansa fena olmaz:)
Bende kişisel blogumda Avrupa Yakası hakkında birşeyler yazmayı düşünürken, bu yazıyı okudum. Siz friends dizisiyle ilişkilendirmişsiniz bense Seinfeld diyorum.Sizin gibi birebir örneklerle açıklayamasam da yan karakterlerin zaman içerisinde önem kazanması, flashback lerle bugünün açıklanması gibi ve başka benzerlikler bana bunu düşündürdü.Gülse Birsel’in arkasında kreatif bir ekip varmı bilmiyorum ama tek başına yapıyorsa çok iyi iş çıkartıyor demektir ve esinlenmeler normaldir diyorum ben.
@midwestjerk, gülse birsel jerry seinfeld’e teşekkür edişini ve nasıl seinfeld dizisinden etkilendiğini şu yazıda anlatıyor.
yazıdan da anlaşılacağı üzere, kendisi diziye olan hayranlığını ve esinlenmelerini gizlemiyor. bire bir örnekleri de vermiş.
Amerikayı yeniden keşfetmişim meğerse Bu yazıdan haberim yoktu ve bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim size
valla dikkatli izleyicinin hali bir başka. sen yine de yazmakla iyi etmişsin. kendin farketmen önemli bence. ben eskiden cnbc-e izlerdim ama şu an televizyonumuz çekmediği için izleyemiyorum maalesef. esinlenme kaynakları konusunda hiçbir bilgiye sahip değilim ama yazı çok açıklayıcı örnekler içeriyor. tebrikler…
bende diziyi elimden geldiğince takip ediyorum. friends i daha önce hiç izlemedim ama sıkı bir seinfeld fanıyım. MidWestJerk in düşündüğünü bende düşünüyorum fakat bunu tek karaktere vuruyorum o da burhan altıntop ~ kramer. kramer ın doğaçlama saçmalıklarının hemen hemen aynısını dizideki burhan altıntop karakteride sergiliyor (durup dururken düşmeler, ani patlamalar vs)ama anladığım kadarıyla burhan altıntop karakterini canlandıran engin günaydın doğaçlamalarını senaryodan daha önde tutuyor yani gülse birselin engin günaydına hadi biraz kramer’a benze dedini sanmıyorum.
friends’i izlemedim ama sıkı bir seinfeld takipçisi olarak avrupa yakasıyla bu dizinin benzerliğini kuramadım. burhan ve kramer benzer değiller bence ve avrupa yakası da ‘hiçbirşey’ üzerine kurulu bir dizi değil. gülse birsel’de zaten;
demiş, tek ilgisi bu olabilir..
ben bir türlü bu durumu gülse’ye konduramıyorum ya. hele seinfeld benzerliği hoşuma bile gidiyor. hala çok eğleniyorum avrupa yakası’nı seyrederken, ondan olacak .)
haber için tebrikler.
şimdi bunu okuyup gülse birsel bir kopyacı diye zihinlerine sokabilecek izleyiciler olacaktır eminim :))
oysa bilmem kaç bölüm içinden 1-2 tanesinde böyle bir şey yapmış olması ile tamamen kopyacı olması arasında fark vardır. bunun anlaşılması dileğiyle..
zeki kadın.. seviyoruz kendisini..
Avrupa Yakası’ nı çok sevdiğim için bende Gülse Birsel’e bu durumu konduramadım bir türlü.Ama ‘Espriler Amerikan yaşam tarzı ve anlayışına göre olduğundan dolayı, Türkçe’ye çevrilip yayınlandığında aynı etkiyi yakalayamıyor’ yorumuna kesinlikle katılmıyorum. Çünkü aynı etkiyi yaratmayı bırak insanları kırıp geçiriyor bence.Alıntı bile olsa ki bu konuda hemfikir değilim,gerçekten iyi iş çıkarıyorlar.
Ben de zaman zaman friends esintisi hissedenlerdenim malesef ve bu gerçekten hoş değil. Özellikle gülse birsel gibi “yazar” vasfı olan bir insanın böyle işlerin içine girmemesi gerekir.
Olur esinlenmişsindir olur beğenmiş kullanmışsındır o zaman friends dizisine ve dizinin senaristine bir teşekkür edersin alıntılar olduğunu dizi sonunda belirtirsin olur biter.
Böyle yaparsa ne kimse aaaa alıntı yapmış ne ayıp der ne de fikir hırsızlığı damgası yer. Aksine saygılı bir tutum içinde olduğu için benim ve gördüğüm kadarıyla bu sitenin ziyaretçisi birçok insan tarafından saygı gösterilir.
Valla arkadaşlar tebrikler(!)Hakikaten dünyada yüz milyonlarca kez yapılmış klasik esprileri sevilen bir dizide(friends) var diye hemen alıntı, çalıntı yaptınız. Pes hakkaten…İsterseniz “aaa gülse birsel espri yaptı ama ilk espriyi noktayla virgül(!) yapmıştı türkiyede” falan diyelim.Senaristlik, yazarlık koley bi iş değildir. Siz daha iyi yazamazsınız.NoktaSaygılar efenim…
yazının sahibi olarak, zaten “daha iyi yazarım” gibi bir iddiada bulunduğumu hatırlamıyorum. gülse birsel’in de yazarlığına laf etmek amacıyla yazmamıştım yazıyı.
ancak, dünyada yüz milyonlarca kez yapılmış klasik espriler derken, biraz daha gerçekçi bir yaklaşımla örneklendirseniz iyi olabilir. örneğin ben çok merak ediyorum, “dünyanın çok uzaktan görüntüsü şeklindeki dövme” esprisini, her dövmecide duvarlara mı asıyorlar.
friends’in de sevilme nedeninin, esprilerinin orjinalliği ve daha önce rastlanmamış olması olduğunu da hatırlatmak isterim.
fazla benzetmiyorum nedense, friendsde konsept sadece arkadaslik iken,avrupa yakasinda cok farkli;ailesi var,kapicisi ,is hayati falan var.Ama genede guzel bi yazi olmus
avrupa yakasının flashbackleri de friendsî andırıyordu. zaten gülse ömründe iki sitcom izlemiş birisi seinfeld diğeir de friends bunlardan etkileniyor ara sıra.
sadece bu örnekler olsa yine iyi… gülse hanım’ın direk alıp kopyalayıp, baştan sonra oynattığı Coupling ve Seinfeld bölümleri var. Coupling’de Jeff’in doğum gününde ofiste striptiz yaptığı ve rezil olduğu bölüm aynen yayınlandı Avrupa Yakası’nda… Ayrıca Seinfeld’de Jerry’lerin korsan film işine girip, mafyaya yakalandıkları ve kasedin üzerine yanlışlıkla dansöz kaydı yaptıkları bölüm de aynen senaryolaştırılıp yayınlandı Gülse Hanım tarafından. Gerçi son örnekte dizinin sonunda Jerry Seinfeld’e teşekkürler şeklinde bir ibare yazılmıştı ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. Kişilerin emeğine yapılmış büyük bir saygızlıktır. Telif hakkının ödendiğini hiç sanmıyorum.
şurada friends’i bir numaraya koyduğum yazımda avrupa yakasını listeye koymayarak hata mı ediyorum acaba demiştim.
—
açıkçası söz konusu friends olduğunda diziyi kendim yazmış ve bütün oyuncuları benmişim gibi bir hisse kapılıyorum… türkiyeli biri olarak ben, bende (görüyor ve mutlu oluyorum ki; başkalarında da) fazlasıyla etki uyandırmış bu diziyi, doğal olarak ayrı bir yerde tutuyorum…
—
diğer bir meseleyse ben ne @azizk’nın yazdıklarında suçlayıcı bir tavır görüyorum ne de gülse’nin kopyacı olduğuna inanıyorum..
—
hadi ama!
gerçek hayatta izlediğimiz dizilerden biz bile etkilenip, çoğu metini ya da kareyi hayatımıza birebir geçirirken, aynı klasmanda bir dizi yapan kişi ya da kişiler nasıl etkilenmesinler… üstelik bu sadece friends ile kalmaz başka dizilere de sıçrar… kaldı ki bu bence ne esinlenmektir, ne de kopyacılık olsa olsa bilinç altıdır… ve bu da yetenekli bir gözlem gücünün sonucudur
—
tabii @ordoabchao’nun dediği gibi “korun gozune parmak sokacak” benzerlikler olmadıktan sonra…
—
son olarak @azizk seni ve benzerlikleri yakalayıp ve yazan hünerini kutluyorum
100 küsür bölüm içinde 4 tane alıntı/esinlenme kabul edilebilinir bence.. o kadar olsun durumu yani..
perfect strangers’tan (kuzen larry) tutun da, who is the boss’a kadar alıntı, özenme vardı bu dizide…