Açıkçası çoktur bu yazıyı yazmak için bekliyorum, elimde bir kaç örnek daha olsun diye. Sonunda mümkün olduğunca örnek topladım, ve başlıyoruz.Şimdi öncelikle şu yorumu yapmadan geçemeyeceğim, avrupa yakası, kesinlikle türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en “profesyonel” sit-com niteliğindeki dizi. Gülse birsel‘in gerek karakter analizleri, türkiye’de varolan karakteristik özellikleri yansıtışı gerekse dizinin temposunu olduğunca yüksek tutabilme yeteneği göz ardı edilecek bir durum değil. Her ne kadar dizi oyuncu değişikliklerine ve kayıplarına uğramış olsa da (ki böyle durumlarda çok az dizi ayakta kalabiliyor), elindekini değerlendirip ayrıca diziye yeni karakterler katarak onları da insanlara sevdirmeyi başarabildiği için gülse birsel’i kutlamak lazım.Ancak, gelelim konumuza. Türkiye’deki “film uzunluğunda” ve aralıksız, senede 30 bölüme yakın yayınlama mantığından kaynaklanıyor olsa gerek, ara ara dizinin yazarı Gülse Birsel, David Crane ve Martha Kauffman‘ın Friends‘deki bir çok “ilk” olarak nitelendirilebilecek esprisini Avrupa yakası içerisinde kullanıyor. Bunları mümkün olduğunca yayılmış ve ardarda görmediğimiz için farkında olmamış olabilirsiniz ancak şimdiye kadar karşılaştığımız friends alıntılarından bir kaçı;* rachel’ın şanslı sütyeni – aslı’nın şanslı sütyeni
* grup içinde fakir-zengin ayrımı
* koltuğundan salamlar çıkacak kadar pis olan kız arkadaş
* ve son olarak geçtiğimiz bölümlerde rastladığım dünyanın çok uzaktan görüntüsü şeklindeki dövme (phoebe’nin nokta dövmesi – kubilay’ın nokta dövmesi)
Gülse Hanım’ın böyle alıntılar yapmasındaki eksiler neler olabilir? Öncelikle “nasılsa anlamazlar” gibi bir görüşü yoktur umarım kendisinin. Çünkü Friends izleyicileri genelde çok sıkı oluyor ve tüm sezonları birden fazla izlemiş oluyorlar. Ve bu sıkı Friends izleyicileri, alıntıları farkettikçe, Gülse Birsel’in kendine has orijinalliği yok oluyor; hatta biraz zorlarsak bir Birol Güven güven havası katıyor kendisine. Şahsen asla bir Birol Güven daha istemem türk dizi dünyasında.Bunun dışında, kanımca şöyle bir eksi yönü olabilir bu alıntıların; Friends’deki espriler amerikan yaşam tarzı ve anlayışına göre olduğundan dolayı, Türkçe’ye çevrilip yayınlandığında aynı etkiyi yakalayamıyor. Yavan sütyen esprilerinden ibaret kalabiliyor.Tüm bunlara rağmen, Avrupa Yakası’nı sevmiyor muyuz, gayet de seviyoruz. Ve inşallah, daha nice “orijinal” esprilerle süslenmiş bizi güldürecek Avrupa Yakalarına diyoruz.