Awkward — Tanıtım
90 yorum hsparks 26 Ekim 2011 19:07
Awkward, yazın başlamış ve şimdiye kadar sadece 12 bölümlük birinci sezonu yayınlanmış MTV dizisi. 20’şer dakikalık bölümlerden oluşan dizinin 2. sezonunun olacağı, bir süre önce açıklanmıştı. Yeni sezonu 2012’de gelecek olan Awkward’ın, bilenler, bilmeyenler ve merak edenler için üzerinden geçelim.
Lise öğrencisi Jenna Hamilton üzerine kurulu Awkward’ın ilk bölümden ispiyon verecek olursak (bu sefer direk özet de diyebiliriz)…
Jenna; okulun popüler olmayan, bir nevi görünmez olarak tabir edebileceğimiz kızıdır. Katıldığı yaz kampında, okulun en havalı çocuğu olan Matty ile birlikte olmalarına rağmen Matty, bundan kimsenin haberi olmamasını ister. Çünkü Jenna gibi bir kızdan hoşlanması sosyal hayatını kötü etkileyecektir. Bir yandan bununla, bir yandan da kendinden daha çocukça davranan ebeveynleriyle uğraşan Jenna’nın hemen hemen kendini ifade edebilmesinin tek yolu, bloguna yazdıklarıdır. Matty ile ilk kez yattıktan sonra eve dönen morali bozuk Jenna, kendine “bir arkadaş”tan gelmiş mektup bulur. Mektup, “Şu an ortadan kaybolsan kimse farkına bile varmaz” diye başlamaktadır. Bunun üstüne iyice yıkılan Jenna, bloguna “Bazen genç olmak, ölmek istemenize sebep olabilir” yazarak banyoya geçer.
Duşa girmeden önce biraz rahatlamak için 2 tane aspirin almaya çalışan Jenna’nın boğazına bu haplar kaçar ve kavanozu yere düşürür. Tam boğazına kaçmış hapları çıkartmıştır ki, bu sefer de etrafa saçılan haplara ayağı takılarak yere düşer ve bayılır. Kendine geldiğinde kolunu ve boynunu alçıya alınmış şekilde bulur. Bundan daha da kötüsü, annesi ve babası, blogunda yazdığı son cümleyi de düşünerek onun intihar etmeye çalıştığını düşünürler. Bu dedikodu bütün okula da yayılmıştır. Bir kolu havada olarak okula gitmeye çalışan kızımız, bir anda tüm dikkatleri üzerine çekmeye başlamıştır. Ama diğer lise öğrencilerinin deyimiyle o, dikkat çekmeye çalışan bir kaçıktır.
Hayatının daha da kötü gidemeyeceğini düşünen Jenna, biraz cesaretini toplayıp, topluluk önünde olan ve öğrencilerin kendi aralarında oynadıkları bir oyuna katılır. Bu oyunda okulun en popüler kızı (ya da zengin olduğu için popüler olan diyebiliriz) Sadie’yi alt ederek yavaş yavaş okulda tanınmaya başlar. Böylikle Jenna’nın lisede belirlenen sosyal statüsü de yavaş yavaş değişmeye başlamıştır.
özet sonu
Kadro tamamen genç ve yetenekli oyunculardan oluşuyor. Jenna karakteriyle başrolde, daha önce 1 sezon boyunca (o da 6.sezon) One Tree Hill‘de yer almış Ashley Rickards; okulun popüler çocuğu Matty rolünde Desperate Housewives‘ın 6. sezonunda gördüğümüz Beau Mirchoff ve Jenna’nın en yakın arkadaşı Tamara rolünde, Weeds‘in 4 ve 5. sezonundan bildiğimiz Jillian Rose Reed var. Diğer oyuncular da tabii ki bir yerlerde oynamış, fakat pek de bahsedilecek rollerde görülmemişler. İsteyenler kalan oyunculara buradan ulaşabilirler.
İlk başta Mtv dizisi olduğunu düşünerek elimin tersiyle itmiştim. Öylesine, çok boş bir gecede başladım ve anında bağımlısı oldum. Bayağı bayağı eğlenceli bir dizi. Oyuncular pek deneyimli değil, fakat gayet de kıvırıyorlar rollerini. Hazır ikinci sezonun başlamasına zaman varken, merak edenler oturup bir çırpıda 12 bölümü izleyebilirler. Hem bölümler de 20’şer dakika olunca hiç baymıyor, tam tadında bırakıyorlar. Bu tarz gençlik komedilerini sevenlerin değerlendireceği bir seçenek olabilir.
http://www.youtube.com/watch?v=tYv3FIBVNII
&feature=related
yorumlar
Bense Jenna’yı pek anlar sayılmam. Gerçi bu durum kızın DNA’da var artık. Her bölüm 2 kere “He kızım he.” diyorumdur. Matty duruma göre daha anlaşılabilir, ki onun ne anladığı da 4×08’de malum oldu.
3. sezon sonunda dizinin yürütücüsünü değiştirdiler. O yüzden farklı geliyor olabilir.
Şimdi Matty’nin içinde bulunduğu durumu anlıyorum fakat yaptığı şeyleri anlayamıyorum. Yani bu olayı çok daha farklı bir şekilde çözebilirdi.
Jenna’yı da ben Matty’e göre daha iyi anlıyorum :D.
4×09 üzerine:
* Jenna Hamilton 4 sezonda yapamadığını yapıp göstermediği dirayeti göstermiş olabilir.
* Bölümde Trever Donovan‘ı konuk oyuncu olarak habersiz şekilde görmek çok güzel bir sürpriz oldu. Rolü de gülümsetti. En son The Cllient List’teki konuk olduğundaki halini de pek sevmiştim. Hatırlanası bir konukluktu onunki.
— Onu görünce aklıma hala bitiremedeğim 90210 geldi. Ooy oy. Hayırlısı tabii.
* Luke’ta maşallah iyi sabır varmış, hala patlamadı. Bence gelecek bölümde patlamasa bile sezon finalinde patlayacak.
* Yes, she is a bitch, but no problem. – Bölümü izleyen beni anlar. Bu işin sonu da sezon finaline kadar yaşarır.
* Sadie bir harika. Bu bölüm genel olarak karakterlerinin hepsi güzeldi.
Başka diyecek bir şeyim yok hakim bey.
4×10-11 üzerine:
Sezon arasına güzel girdiklerini düşünüyorum. Awkward stili oldu gibi tam. Bir üstteki yorumda dediklerim gözümün önünden geçti desem yeri. Bir de şu var:
Faking It bitmeden önce V.C. Andrews’un “Flowers in the Attic” kitabına dair bir gönderme kullanmıştı. Nasıl beklemiyorsam artık, çok şaşırmıştım ve hoşuma da gitmişti. MTV dizileri arası bir çeşit kopya mı iletişim mi var bilmiyorum, aynı göndermeyi burada duyunca gülümsemedim değil. Ama yine hoşuma gitti.
(Flowers in the Attic, yani bizdeki adıyla Çatı serisinin 2. kitabının Lifetime uyarlaması filmi 26 Mayıs’ta yayınlanmıştı. Dizilerin çekimleri, hazırlık zamanı, onun ilk filminin çektiği ilgi derken bu şekilde bir esinlenme, destek falan oldu zahir. Ama her şekilde kullanım güzel.)
4×12 üzerine:
Bu da güzel döndü. Geçen sezondan kalma bir konuyu sündürüceklerini düşünüyordum ama pat diye çözünce biraz şaşırdım, daha çok hoşuma gitti. Faking It’inki gibi bunun ‘This Season on Awkward’ promosu da güzeldi zaten. Kafa dağıtmaya iyi olacak yine.
4×15 üzerine:
Bölüm bittiğinde “Ya o B-Score lafı neydi ki, onu açıklamadılar mı yoksa ben mi kaçırdım ki?” dedim kendi kendime. Sonra oturduğum sandalyeden kalktığım anda jeton düştü ve bu sefer de gülümsemeye başladım. Akşam yemeği de dahil aklıma geldikçe de gülüyorum.
Baydıkları veya saçmaladıklarını hissettiğim oluyor ama hala kendisini güzelce izletebiliyor.
İyi kapattı, güzel kapattı da bu da bir acayipti sanki. İlk kez bir The CW bölümü izliyormuş hissine kapılmış olabilirim, belki de müziklerdendir. Yalnız…
Ya bu arada Altın Küre’de ‘Miss Golden Globe‘ diye bir şey varmış; ya yeni öğreniyorum ya da ben bunu unutmuşum. Her sene bir ünlünün/ünlü çiftin genellikle sektör içinden olan kızını ve bazen de Mr. olarak oğlunu seçiyorlarmış ve bu kişi de Altın Küre’de yer alıyormuş. Hatta geçen seneki Kevin Bacon/Kyra Sedgwick ikilisinin kızı Sosie Bacon’mış. Bu seneki de Kelsey Grammer’ın kızı Greer Grammer, yani bu dizinin Lisa’sı.
daha önce bruce willia demi moore un kızı da miss globe du ben o sırada öğrenmiştim
Kız resmi Instragram’ına ekleyeli 1 gün olmuş. Bunların hepsini nasıl yan yana getirdin diyeceğim de son sezonu çekiyor olunca böyle oluyor sanırım.
5×01 üzerine:
Diziyi başlatmadan önce geçen sezon nasıl bitmişti diye bir düşüneyim dedim, tek bir kırıntı bile gelmedi aklıma. 8 ay ara mükemmel etkilemiş beni. Previously ile Haa oldum o başka.
Güzel döndü. Bölümün sonunu da beğendim, hatta gülmem de geldi. Baya baya toparlanıp gidecekler resmen…
5×03 üzerine:
Bunun da çekmediği dertle tasa stoğu bitti bitecek yani. Oy. Sırf bu yüzden Faking It daha bir yağ gibi akar moda büründü Awkward yanında.
5×05 üzerine:
Ahanda bölümün özeti.
5×10 üzerine:
Allah belanızı tez zamanda veriversin olur mu Hayır, yani cidden ne gerek vardı şimdi buna? Sezon arası bölümüne daha 2 bölüm var diyeceğim zaten onları idare etmek için yaptıkları belli oluyor. Dün gece izlerken baya bir bozuldum açıkçası. Neyse, toplasınlar da bu da geçti moduna gireyim.
5×11-12 (Sezon arası bölümü) üzerine:
Geçen bölümde sinirimi bozan şeyi 11’te çok güzel topladılar, baya bir memnun kaldım. İlk balta girişmeselerdi kısmından caymayacağım ama gördüklerimden de memnunum.
Hatta sondaki Val detayını atıp veya 12’nin ilk 2 dakikasını alıp sezona 11. bölümle girsek de olurdu yani.
* Sadie harika konuştu
* Jake konusunda 12'de yaptıkları biraz gereksizdi yani, olmasaydı da olurdu.
* Bir an Adam'ı harcayacağız zannetmedim değil hani. İyi bari.
* 12'nin sonunda Ben "Yav he he" modundayken kelimelerin kızın ağzındna dökülmesi güzel oldu ya.
Resmen şurada finalini yapsa itiraz etmezdim,12 bölüm daha ne anlatacaklar kim bilir. Am atabii ki zilemeye devam. Bittiğinde özleyeceğim kesin, yine de kadroyu başka yerlerde izleme şansı olur en azından.
Bu Jenna mümkün değil değişmeyecek ben ona yanıyorum.
Sadie ve Tamara’nın kavgalı halindense bu hali daha iyi mesela. Lisa’nın saçma hallerindense işini bilir tavırları hoşuma gitti. Ayrıca Jake ile de yakışıyorlar zaten. Sergio’nun ve Matty’nin kendisine sevgili bulması da dert bir konu değil.
Luke’u gördüğüme sevindim. Severdim kendisini, yaş da etkili ama şimdiye kadar bulduklarının en aklı yerindesi zaten.
Awkward’a Türkçe çevirmenlik yapana da kendimce biraz acımıyor değilim ya. “Tamara morning” ile “tomorrow” üzerinden yapılan espri sen şimdi tutup nasıl çevirirsin ki? Uydursan olmaz, olduğu gibi çevirsn o etkiyi vermez. Valla kolay gelsin…
Sezon arasından döndüğünden beridir bir bölümün ilk kez bu derece içine girdim sanırım. Nedeni de muhtemelen…
Kaldı 7 bölüm.
5×18 üzerine:
* Bak ben de 17 Mart yorumumun girişinde demiştim işte bunu…
5×19 üzerine:
Geçen bölümdeki karmaşayı hoşuma giden bir şekilde topladılar. Adım adım finale yürüyorlar resmen… Oy.
5×21 üzerine:
Jenna Hamilton aynı hataları daha önce yapmasına rağmen dönüp dönüp acaba bir daha niye yapıyor? Hayır, bir de farkında bir halde yapıyor o daha da acayip.
5×22 üzerine:
Final yapmasına 2 bölüm kaldı, hala nasıl bitireceklerini tam olarak kestiremiyorum. Son dakika çok şey yapacaklarmış bir halleri var sanki. Diğerleri normal de Sadie’yi nasıl bitirecekler onu merak ediyorum.
5×23 üzerine:
Dizinin çift bölümle final yapacağını tamamen unutmuşum gitmiş, sabah @duygu2p sayesinde fark etmiş bulundum.
Bir bakıma iyi oldu çünkü 23’ün sonu çok pis yerde bitti, bir hafta beklemektense birkaç saate veya birkaç güne görmek daha iyi olacak. Bir bakıma da pek iyi olmadı, ben final havamda değilim şu an. Ona bir girmem gerek.
Eğer towanda’nın 29 Kasım 2014 yorumunu saymazsak ta 14 Haziran 2014’ten beri bu yazıda tek başıma yorum yapıyormuşum. Vay be, sanırım özleyeceğim bu sayfadaki yalnızlığımı.
Güzel bir kapanış yaptıklarını düşünüyorum. Tam anlamıyla tahmin ettiğim gibi bitip de maceraya kalkışmadıkları için de böyle hissetmiş olabilirim. Son 4 dakika kalmışken “Bunlar final yaptığının farkındalar değil mi?” diye içimden geçirdim ama farkındalarmış, sağolsunlar. Özleyeceğim bu diziyi.
* Sadie’nin atıyla olan vedası güzel bir sahne olmuş, bölümün en güzel yeriydi.
* Jenna’nın SCU’yu reddedeceği o kadar belliydi ki hadi o kısma gelelim artık diye diye izledim desem yeri. Sonunda geldik ama bölüm de bitmiş oldu.
@cornelia Oluyor arada böyle. Ben kendimi Mistresses’ta da site bünyesinde yalnız zannediyordum mesela, oyuncunun tekinin ayrılık haberi gelince millet bir anda dökülüverdiydi bunca zaman neredeydiniz olduydum
Sonunda bitti diyorum maalesef. Izlerken hiç sıkmıyordu ama dibimde düsmedi hiç bu diziye. Jenna, Matt ilişkisinin suyunu taaaa 2 sezon önce çıkarmışlardı. Jenna ile çok ortak yönümüz var, sonuda aynı benim gibi oldu. O yüzden de üniversite hayatını izleme kısmını çok sevdim.
S01E01
Fena başlamadı. Ashley Rickards’ı/Jenna karakterini izlemek epey keyifli olacak gibi duruyor.
S01E03
Güzel gidiyor dizi. Bu bölümü biraz daha sevdim hatta.
Kapanış sahnesinde çalan şarkı:
Bu arada asıl awkward (garip) Jenna değil; onun kankası Tamara kesinlikle. Fotoğraf sahneleri öldürdü beni.
Lissa karakterinde izlediğimiz Kelsey Grammer’ın kızı Greer Grammer ise epey eğlendiriyor bu arada beni.
S01E04
Güzeldi bu bölüm de. Geçen bölümdeki o olayı unutmayıp üstüne o göz hikayesini yazmaları hoşuma gitti. Jenna ve Valerie’nin yanlış anlama üzerine kurulu diyoloğu eğlenceliydi. Hitap ettiği izleyici kitlesinin yaş düzeyi ve yayınlandığı kanal düşünüldüğünde bu tarz konulardaki diyalog düzeyi, göndermeler, mecazlar falan gayet cesurca bana göre son 2 bölümde gördüğüm üzere. Umarım devam etmiştir bu cesurluk ilerleyen bölümlerde ve sezonlarda da. Aynı şekilde rehber öğretmen Valerie ve Jenna’nın ebeveynlerindeki rahat/destekleyici/gaz verici tavırlar da hoşuma gidiyor. Ayrıca Nikki Deloach ve Desi Lydic’in performanslarından da memnunum ve ikisini izlemekten de büyük keyif alıyorum.
S01E07
Gösterinin finali iyi olmuş cidden.
S01E08
Çok keyifli bir bölümdü. Bölüm konuğu Barret Swatek’in çatlak patlak karakteri Ally’yi izlemesi keyifliydi. Parti de epey eğlenceli geçti. Partiden uyanış, camdaki iz ve bant sahnelerini ekstra sevdim. Ve Nikki Deloach’ın karateri Lacey Hamilton’a her geçen bölümün ardından biraz daha aşık oluyorum resmen.
Güzel bir sezon oldu. Karakterleri büyük oranda sevilebilir, eğlenceli bir dizi bence. İyi ki bir şans vermişim.
Lissa’ya: ‘Tanrıyı değil beni dinlemelisin. Unutma ki tanrı sahip olduğu tek çocuğun bir direkte ölmesine izin vererek onu sattı.’
Daha önce hiçbir dizide veya filmde tanrıya bu lafın sokulduğunu duymamıştım. Gayet yaratıcı bir replik olmuş Meryem-İsa-Tanrı muhabbeti düşünüldüğünde.
Bir diğer başarılı replik de Ming’in ‘Çinlilerin parti yapmayı sevdiğini sanırdım. Başka türlü 1.5 milyar nüfusa nasıl ulaşmış olabilirler ki?’ repliği oldu.
*Matty-Jenna-Jake üçgeni konusunda; Matty’nin Jake’i kafaya takıp gereksiz yere çekimser kaldığını, Jenna’nın çok çabuk Jake’e atladığını, Jake’in ise Jenna-Matty olayını bir türlü idrak edemeyerek aşırı bir mallık örneği gösterdiğini düşünüyorum. Lissa’yı hiç mi hiç kıskanmamasına ise ‘Yok artık! Taş olsa çatlardı.’ demek istiyorum. Lissa gibi ‘Güzel, seksi, sarışın, salak, tatlı’ kombinasyonu birini bulsam hayatta bırakmam valla.
S02E01
Eğlenceli bir bölümle sezonu açmış.
*Sadie için üzüldüm.
*Ya Lissa sen nasıl bir şeysin ya? Hastayım sanaaa!
S02E09
Son sahne: Sadie, Allah cezanı vermesin ya! Trajedinin içinden komedi çıkarıyorsun valla.
Bu sezon da bölümler su gibi akmaya devam ediyor. Özellikle son 4 bölüm seriye bağlattı ve durduramadım kendimi.
*Allah rızası için Jake’i Tamara’ya yapmasınlar istedim ama nafile. İğrenç bir çift oldular valla. Keşke Lissa’ya geri döndürselerdi.
*Ricky’yi oynayan oyuncu senaristlerle veya yapımcılarla kavga etti herhalde son yer aldığı bölümden sonra. Two and a Half Men’in final bölümünde CS’ye yaptıklarından daha beter bir şekilde gömdüler çocuğu desem yeridir. Ayıp oldu valla.
Bu sezon ilk 2 sezonun altında ilerliyor şu ana kadar.
temalı 2. bölüm güzeldi, bu bölüm fena değildi, diğer 3 bölüm ise zayıf kaldı bu periyotta.
*Şu Jenna’ya ilerisi için yapmaya çalıştıkları yeni çocuktan vazgeçseler mi acaba? Ha yeni bir çocuğa hayır demem sezonun 2. yarısında ama bu çocuk o çocuk değil yani.
*Tamara ve Jake’i de ayıralım artık yeter bence.
S03E15
6. bölümden itibaren yeniden form tuttu dizi. Ve seriye bağlatıp izletti kendini. Bu bölüme kadar bütün bölümler su gibi aktı bu periyotta. Bunlar arasında 12. bölüm en çok sevdiğim bölüm oldu bu arada. Lakin 15. bölüm süresinin 20 değil de 40 dakika olmasının da etkisiyle yordu beni. Bölümün 2. yarısında eğlenceli sahneler mevcuttu yine ama ilk yarısı aşırı derecede sıkıcıydı. Sezonun son 2 bölümü de 40 dakikaymış. Umarım onlar bundan daha iyi çıkar.
Sezon aslında 20 bölüm.
15-16, 17-18, 19-20 birlikte paketlemiştir kim yaptıysa. Çift bölüm izliyorsun aslında.
IMDB, 20 bölüm gösteriyor 3. sezonu. Benim elimde de 20 bölüm var. 15, 19 ve 20. bölümler 40’ar dakika. Diğer 17 bölüm 20’şer dakika.
Doğrudur. İzlerken bu kadar peş peşe 40 dakika olmadığı gibi bir şey kalmış aklımda. 10+10 diye yayınlamışlardı hatta klasik.
@aytackara Elimdeki 16 bölüm diye sundukları şey 15’in içinde sundukları 20 dakikalardan biriymiş. Şu durumda son durum şöyle: 20 bölümden oluşan sezonun ilk 18 bölümü 20 dakikadan, son 2 bölümü ise 40 dakikadan oluşuyor.
S03E17—20 (Sezon Finali)
Dizi iyice dip yaptı bu 4 bölümlük periyotta. Lacey dışında izlemeye değer bir karakter yoktu bu süreçte. Hart of Dixie’den tanıdığımız McKaley Miller’ın ortalıklarda oluşu da artı sayılabilecek 2. bir şey oldu diyebilirim.
Sezona ilk 5 bölümde kötü başlayıp 4 zayıf bölüm sunan dizi sonrasında toparladı ve 10 başarılı bölüm sundu. Akabinde yeniden düşüşe geçti ve son 6 bölümün 5’i zayıf kaldı. Umarım 4. sezonda form tutabilmiştir dizi.
S04E01—06
Fena gitmiyor şu ana kadar 4. sezon. Yardırmıyor belki ama izletiyor bir şekilde kendini. 4. bölümdeki 2. sınıflar hikayesini daha fazla sevdim diğer bölümlere oranla elbette. Elizabeth Whitson ve karakteri Eva’nın sezona pozitif bir katkı sağladığını da belirtmem gerek. 3. sezonda bıktıran ‘Ming ve Asyalılar’ hikayesinden kurtulmuş olmak da nefes aldırdı ayrıca biraz. Keşke Tamara ve çenesinden de kurtulabilseydik ama insanın her istediği olmuyor işte.
Fena bir sezon olmadı genel olarak bu arada yine. Eva karakteri sezonun ilk yarısına büyük renk kattı. 4, 7, 8, 11 ve 13. bölümler bu sezonun en çok sevdiğim bölümleri oldu. Eva dışında Jake’in milfi de yer aldığı sınırlı sayıda bölüme epey renk kattı. Lissa da epey iyi bir sezon geçirdi bu arada.
Aşağı yukarı 55 güne yayarak 4 sezonu hüpletmiş oldum böylece ve kaldı sadece bir sezon. O son sezonu da birkaç gün ara verip bayram tatilinde izlemeye başlarım herhalde.
S05E03
Matty’nin içine düştüğü durum epey eğlendirdi bu bölüm. Bir süre daha devam etmesine ve Niall Cunningham’ın 1-2 bölüm daha ortalıkta olmasına hayır demem açıkçası.
S05E12 (Sezon Ortası Finali)
Sanırım bu 12 bölümlük ilk yarının en zayıf bölümü buydu. Allahtan sezona 2. yarı çekmişler. Böyle bir bölümle bitse ayıp olurmuş.
S05E18
Sıçtın batırdın Jenna!
13. bölümle kötü bir start verince korkutmuştu ama sezonun 2. yarısı fena gitmiyor şu an için bu arada. Sully de sulu mulu ama renk katıyor diziye.
S05E24 (FİNAL)
Son sahnede herkesi yan yana dizdiler diye final mi oldu şimdi bunun adı? 5 sezonluk bir dizinin final bölümünün gerekliliklerini hiç mi hiç yerine getirememişler.
Sevdiğim bir diziye güzel bir şekilde veda etmek niyetindeydim ama olmadı ne yazık ki. Sadece bu bölüm değil son 5 bölümün tamamı çok kötüydü. Final bölümünü düzgün yapsalar ondan önceki 4 bölümün kötülüğünü unutabilirdim belki ama onu da yapamadılar. Büyük bir hayal kırıklığı oldu bu haliyle cidden.
Gelelim diziye vedanın ardından birkaç oyuncu kritiğine.
*Ben yapımcı olsam Brett Davern’e bu yeteneksizlikle ömür boyu kadrolu rol vermem.
*Greer Grammer: Bu dizi sana hak ettiğin değeri vermediği, yeterli süreleri ayırmadığı için üzgünüm. Umarım başka dizilerde yeniden yollarımız kesişir.
*Molly Tarlov: Hafiften görüntü kirliliği ve kafa ağrısı olabilirsin ama sevdik karakteri yalan yok. Sadie olmasa büyük bir eksiklik hissedilirdi bu dizide.
*Elizabeth Whitson: İzlemekten en çok keyif aldığım kadrolu olmayan oyuncu oldun. Umarım başka dizilerde tez vakitte yeniden izleme fırsatı yakalarız seni.
*Nikki Deloach: Aşığım sana!
Gençlik temalı/soslu dizilerdeki ergen annelerini şöyle bir sıralayıp en beğendiklerim arasında Top 4 listesi yapasım geldi:
1- Melissa McCall (Melissa Ponzio) – Teen Wolf
2- Lacey Hamilton (Nikki Deloach) – Awkward
3- Dallas Royce (Cheryl Hines) – Suburgatory
4- Deb Scott (Barbara Alyn Woods) – One Tree Hill
*Jillian Rose Reed: Bir gençlik dizisinde bir karakterden bu kadar çok tiksinmemiştim hiç herhalde. Tipi, giyim tarzı ve o lanet olası kulak tırmalayan sesiyle inanılmaz derecede yordu beni 5 sezon boyunca. Umarım izlediğim/izleyeceğim hiçbir dizide yeniden karşıma çıkmazsın.
Ben de aklımdayken ekliyeyim:
* Sadie olmasa bu dizi üçüncü sezonda iptal edilirdi herhalde. Lacey ve Valerie ile de bir yere kadardı çünkü.
* Brett Davern’e o kadar da yüklenme ya, MTV^de yayınlanan gençlik dizisine göre iyi götürdü bence. Major Crimes’da üç bölüm oynadığı psikopat katili sevdiydim ben. Tamara kısmı da biraz fazla olmuş gibi.
Bir de ben sezonun ilk yarısıyla ilgili yorumlarından sonra beğenmeyebileceğini anlamıştım. Kendi yorumuma baktım, son dakikalara doğru final yaptıklarını hatırlamışlar resmen gibi bir şey yazmışım.