Beklenen Posket Yayında : Eylül-Ekim Yenileri
66 yorum dkamoy 24 Ekim 2012 19:44
– Üzülme, bir dahaki sefere daha az sayıda dizi anlatacağız, söz.
22dakika posketleri 2012-2013 sezonuna nihayet giriş yaptı. 33 tane yeni diziden bahsettiğimiz bölümümüz, bu kez bir mini dizi uzunluğunda: 120 dakika!
22dakika.org’un 2008 yılından bu yana yayınlanan, başlarda kısa birer cep yayını olarak planlanan ama zaman içinde süreleri gittikçe artan, “posket” dediğimiz video yayınlarının bir yenisi ile karşınızdayız. Yine birçok dizide olan biten veya bitmeyenler üzerine çenemizi yorduk, ahkamlarımızı kestik. Şimdi de sıra size geldi.
“120 dakikalık posket mi olurmuş? Ne zaman, nasıl izleyeceğim?” diyecekler için bayram tatilini fırsat bilip kurgudan erken çıktık.
Yine de 120 dakikayı bir çırpıda izlemek istemeyecek kitleyi de gözardı etmeyeceğiz. Sizlere, bayramdan sonra güzel bir seçenek sunacağız: 120 dakikanın dizi dizi bölünmüş hali. Bayramdan sonra bu bölümü, ilginizi çeken, merak ettiklerinizi seçerek parça parça izlemeniz mümkün olacak. Bayram boyuncaysa, yekpare bir 120 dakika sizlerle.
Şu adresten izleyebileceğiniz bölümde bahsi geçen dizilerin bir listesini altta sıralayıp, meraklılarımıza iyi seyirler diliyoruz.
A Mother’s Son
Coma
The Bletchley Circle
The New Normal
Leaving
Go On
The Mob Doctor
Guys With Kids
Vegas
Revolution
Teenage Mutant Ninja Turtles (2012)
Ben and Kate
Animal Practice
The Mindy Project
Room At The Top
Cuckoo
Elementary
Homefront
Last Resort
The Neighbors
666 Park Avenue
The Paradise
Hunted
Titanic: Blood and Steel
Arrow
Chicago Fire
Beauty and The Beast (2012)
Nashville
Me and Mrs Jones
Emily Owens, M.D.
American Horror Story: Asylum
Partners
Primeval: New World
yorumlar
Go On : Bu sezon izleme imkanı bulduğum yeni komediler içinde hoşuma giden tek dizi. Beklentilerimin oldukça üzerinde bir iş olmuş.
Revolution : İlk bölüm fena değildi, 2. sezon onayı alırsa ( sanırım henüz almadı ) devam ederim.
TMNT : Çocukluk yıllarımın sonrasına denk gelse de yayınlandığı yıllarda kaçırmadan izlediğim çizgi filmlerden biriydi. İlk bölümü izledim mizah tarafı iyiydi, Splinter’ı güzel yapmışlar ama o dört karizma kaplumbağa ne hallere düşmüş öyle Ayrıca o April’i yaratana ve onu beğenip onaylayana burada selamlarımı iletiyorum
Cuckoo : Tam benlik bir komedi gibi duruyor.
Elementary : Kaç sezon sürer bilmiyorum ama kesinlikle devam edeceğim dizilerden biri.
666 Park Avenue: Türünün çok iyi örneklerinden biri değil ama bence gayet hoş bir dizi. Oyuncu seçimleri de gayet başarılı.
Arrow : İlk bölüm beklediğimden iyi çıktı. Şuan olmasa da yazın dizilerin tatile girdiği zamanlarda benim için izlenebilir bir dizi.
Beauty and The Beast : Bu dizi hakkında çok şey yazarım da uzatmayım. Bu diziyle vakit öldüreceğinize direkt 1987 yapımı diziyi bulup izleyin. Güzelim hikaye ve o karizma Vincent ne hale gelmiş ya
American Horror Story : Korku türünü seven biri olarak bir daha korku filmi / dizisi izlemeyeceğimi bilsem açıp bakmam
Partners : Sadece ilk bölümü izledim. Bayılmadım ama sıkmadı da. Tam çerezlik bir sitcom olmuş.
@dkamoy : Bekleyemedim, dün gece tamamını izledim posketin. İyi de oldu izlediğim, şu ara ben de iptal – devam kararları almaya çalışıyorum. Tekrarda ellerinize – ağzınıza sağlık. Kamera arkasına da ayrıca teşekkürler.
666 Park Avenue : İlk 2 bölümü izledim, eğer her bölüm bir olay tarzı bir kurgu olursa sıkılabilirim sanırım. Çok sevmedim ama, türün seveniyim, onun hatırına gidebildiğim kadar gideceğim.
A Mother’ s Son : Gerçekten merak ettiğim bir diziydi, hatta altyazısız izlemeyi bile göze almıştım ama, poskette dkamoy zamanınız varsa izleyin dedi Ben de de zaman yok. Şimdilik dursun.
American Horror Story Asylum : İlk bölüm itibariyle, geçen sezondan daha çok sevecekmişim gibi duruyor, bakalım nasıl olacak
Arrow : Beklediğimden çok iyi geldi ilk bölüm. Henüz ikinci bölüme geçmedim ama, sevdim. İzlerim devam ettiği sürece.
Coma : Ben bunu çok sevdim, ama daha kısa olsa daha güzel olur muydu? Kesinlikle.
Cuckoo : Elimde ilk bölümü olmasına rağmen, hiç aklımda yoktu. @shane ve @ dkamoy öyle bir anlattılar ki, açtım izledim ilk bölümü. Ben de sevdim, daha bir bölüm izlediğim için net bir yorum yapamam sanırım.
Elementary: Orijinal Sherlock’ u hiç izlemedim henüz. Belki de o yüzden çok ilgimi çekti. Normalde böyle formüllü polisiyelere itibar etmem ama, elimde bir tane bulunsun diyerek başladım. İyi ki başlamışım. Jonny Lee Miller ve Lucy Liu’ yu da çok severim zaten
@aytackara : Umarım çevirirsin bunu, altyazısızlıktan bırakmak zorunda kalırsam gerçekten üzüleceğim. Çok fazla konuşma olduğundan, ingilizce takip edemeyeceğimi düşünüyorum zira
Emily Owens MD : Kendisi listemdeydi ama, altyazısı çıkacak gibi durmuyor şimdilik. Reytingler de düşük. Şimdilik beklesin.
Go On : İlk önce burun kıvırdım buna ama, bu sezonun en sevdiğim komedisi oldu benim için.
Hunted : Bayıla bayıla izliyorum bunu, en azından aksiyon ihtiyacımı gayet iyi karşılıyor. Meliss George’ u da çok severim bu arada.
Last Resort : Kendisiyle ilişkimiz çok karışık, bir bölüm seviyorum, bir bölüm sevmiyorum. 4. bölümünü izleyip devam etme ya da, biriktirme kararı vereceğim.
Me and Mr. Jones : Bir ara bir yerde bahsini duymuştum Robert Sheean’ ın yeni dizisi diye ama, başladığından bihaberdim. Yine @dkamoy’ un önerileriyle şu anda listeme aldım kendisini. En geç önümüzdeki ay başlarım buna
Nashville : Ne zaman izlemeye kalksam bir aksilik çıktı, henüz izleyemedim. Country music’ e karşı özel bir ilgim olmasa da, zaman zaman dinlerim. Connie Britton’ ı severim, Hayden Panettiere’ den ise nefret ederim, bakalım ne olacak işin sonu
Revolution : Bu dizi hakkında, yalnız olmadığımı bilmek iyi oldu . İzliyorum ama, bir yandan da keşke daha iyi olsaydı demeden duramıyorum. Başroldeki kıza uyuz olanın bir tek ben olmadığıma emindim de, @dkamoy epey bir dolmuş kıza karşı
TMNT : İlgimi çekti çekmesine ama, şu an elimde Tron ve Amazing Spider Man olmak üzere 2 tane animasyonum var. Üçümcüsünü ister miyim ? Hayır
The Bletchley Circle : Şunun altyazısı çıksa, hiç durmayacağım.
The Neighbors : İlk bölümü ben sevmiştim, devam etmeyi de düşündüm ama, altyazı sorunu var bu dizinin. Oturup, ingilizce izlenecek kadar iyi bir dizi değil bana göre. Şimdilik dursun, umarım çevireni çıkar.
The New Normal : Ne komedi, ne drama bana göre. Severek izliyorum
Animal Practice, Beauty and the Beast, Chicago Fire, Ben and Kate, Guys with Kids, Partners, Titanic ise hiç ilgimi çekmediler ne yazık ki.
Bu arada herkesten farklı bir şeyler söylemeyeceğim ama, ben de ne film izleyebiliyorum ne de kitap okuyabiliyorum, sağolsun diziler tüm zamanımı alıyor. İzlesem bir türlü, izlemesem de aklım kalıyor. Ne yapalım artık
yok @dkamoy, sinema filmi uzunluğunda çektiğinize göre film seyreder gibi oturup seyredeceğim, bakalım drama mı var, komedi mi var, aksiyon mu var, kötü adam kim (muhtemelen @shane’dir)?, gibi soruların cevabını almaya çalışacağım.
aslında dün gece oturup seyredecektim ama Maria Sharapova’nın maçı vardı gece vakti, dedim kendi kendime, ‘Maria Sharapova‘nın maçını mı seyretsem @dkamoy ve @shane‘nin podcast’i ni mi seyretsem’ ?, tabii ki sizi 2 saniyede satıp Maria Sharapova’yı seyrettim,maç bitince izlemeyi düşünüyordum ama gece 2:15’de bitince, 4’e kadar oturamazdım, bu arada İstanbul’da oynanan bir maçı bu saatte oynatmaları gerçekten muhteşem bir fikir!!! neyse muhtemelen bu akşama kalır,ya da fırsat bulursam öğlen seyrederim.
@abidin77 : Hahah satıcı abidin işte ne beklersin. (Bu arada fon müziği olarak da iyi gidiyor, ben biraz öyle izledim dün. Aklın yolu bir, aytackara da öyle yapmış.)
@alperen4700 : Bu bölme yöntemini daha önce birkaç poskette daha uygulamıştık. Ama kurguda epey el oyalayan bir iş olduğu için her zaman tercih etmiyoruz. Bu arada -farketmiş olacağın gibi- ingiliz dizilerinin bir kısmı yine yetişmedi, rahatsızım o konuda; ama işte araya geç kalan tatilim filan girince geri kalmaca falan filan…
@millet : Sizlerin halinizi okuyunca sevindim kendi adıma. Zira, kitap okuyabiliyorum ben hala. İyi bari. Filmleri ise sinemada ya da birlikte dizi izlenemeycek misafir gelince ya da işte böyle bayram tatillerinde filan… Ama çoğunluğun aksine, eksikliğini çekmiyorum sinemanın ben.
Bu posketi azimle izleyen, izlemek isteyen herkese bir KOCAMAN TEŞEKKÜÜÜÜR! Öncesinde de sonrasında da yetiştireceğiz diye imanımız gevredi ama, sırf bu ana kadar yorumlara katılanlar için bile değdi valla.
@dkamoy Aslında şu zamana kadar pek yapmadığım bir şey bu fon müziği olayı da 120 biraz fazla geldiğinden, bölerek izlemek de istemediğimden böyle oluverdi. Kitap konusunda da siteye oranla orta karar oluyorum sanırım. Günde 2 vasıta git-gel yaparken otobüslerde okuması iyi olur, otobüsler çekilir hale geliyor hem. Ben teşekkür ederim bir kez daha.
@real tortoise Öncelikle, bu derece bir dizi çevirisi için zamanım yok şu an, malesef. Zamanım olsa dizi izlerim diyebilirim. Ayrıca, Özgün’ün çeviri yaparken neler çektiğini az çok biliyorum. Çok satırlı bir hali, pek kolay olmayan bir yapısı var. Bu iş için asker disiplini bekleyen izler kişilikler de var. Bu tempoda o tarz kişilerle uğraşması benim için hoş olmayabilir. Ben birinin çıkacağına inanıyorum aslında, çıkan kırmızılı yapmaz umarım.
Konu dışı: @abidin77 Aslında bizimkilerin pek suçu yok sayılır ya. Her güne 3 maç programlanmış durumda. 17.00-17.30 gibi başlattılar. Ben sadece Serena Williams maçına baktım dün. O 2 set sürse de 1’i tie-break ile bitti. Ama o sorun Azerenka ile başladı. Onun maç da 3 set sürdü ve 2’si tie-break olmuş. Sharapova’nın maç da 3 set sürünce gece 2’yi bulmuş. Yoksa dün de sadece Serena maçını izlememe rağmen takip ettiğim kadarıyla çok daha erken bitmişti.
@dkamoy: Rus kızlarını Türk kızlarına tercih eden kötü Türk erkeği gibi hissettim şimdi
@aytackara: Teşekkürler bilgi için, geçen sene seyretmiştim turnuvayı, saatleri nasıldı pek hatırlamıyorum,belki gene böyleydi, aslında tepkim daha çok uykusuzluk nedeniyle,yoksa oluyor böyle sapmalar.
haddim olmayarak bir şey eklemek istiyorum yukarıda posketlerin dizi dizi bölünüp eklenebileceği konusulmuş. benim başta posket izleyememe nedenim, aynı poskette birçok dizinin konusulması ve isim listesine baktığımda ilgimi çekenlerin aralarda olması. sadece merak ettiğim dizileri izlemek istediğim için bütün poskette de aramak zor olduğu için vazgeçiyordum. ama eğer posketleri düzenlerken küçük parçalar haline dizi dizi bölerseniz kesinlikle ben de izlemeye başlıyorum
@dkamoy ; Oyuncuları tanıtımda görünce bir acaba listeye alsam mı dedim ama ajanda bayağ kalabalıklaşır diye düşündüm. Madem tavsiyen alıyorum listeye..
@hsparks ; Hoşgeldin, sadece uğramamış olmanı kalıcı olarak geldiğini farzediyorum. Kaybolma daha fazla :))
Konu Dışı olarak; evde güzel bir dağılım yaptık diyebiliriz haftaiçi iş yoğunluğundan dizilerimizi izliyoruz, kitabımızı okuyoruz. Haftasonları da 2*3 güzel film harcıyoruz. Sadece diziler üstünden gitmiyoruz. Hatta yeraltı edebiyatı severler varsa özelden yazarlarsa, sıkılmadan okuyacakları kitapların yer aldığı bir site tavsiye edebilirim, oradan kitaplarda önerebilirim. Kısa ve Hoş romanlar çıkabiliyor.
Bu film ve kitap işine kendi adıma bir açıklık getireyim. Kitap okuyamıyorum kısmı roman okuyamıyorum, ki özellikle polisiye roman okumak en büyük zevkimdir. Şu anda elimde 7romanım var alıp okuyamadığım. Bunun sebebi şu sıra kendi alanım olan hukuk kitaplarına fazlasıyla yoğunlaşmamla alakalı; yoksa abartmıyorum-Hukukçuların işi bu çünkü- günlük en az 4 saatimi kitaba ayırıyorum mecburen…
Film konusuna gelince haftada 5 film falan izlerdim zamanında, şu an haftada bire düştü. Son izlediğim de The Amazing Spider Man, ha çok başarılı bir tercih olmamış ama en azından sıkılmadan izletti kendini. (Özellikle kötü adam sıkıntlı…)
@dkamoy: Herkesin yoğunluğu var yahu, anlıyorum İngilizlerden kalan olmasını. Takıldığım ve gözümün aradığı “The Last Weekend” oldu. O da Ağustos yenisi olduğundan atlandı anladığım kadarıyla. İzleyen varsa İtv yenilerine yorum yazsın bari, bu da ricam olsun… Zira herkes-ben de dahil- pek merak ediyordu…
Dün geceden beri 4 seansta bitirebildim ben de. Elinize, ağzınıza sağlık.
Bu sene öyle her önüme gelen diziyi denemedim açıkçası. Olumlu yorumlara göre hareket ettim ve bu yüzden de başladıklarımın çoğunu sevdim ve devam ediyorum. Podcastten sonra şuna da başlayayım dediğim Cuckoo hariç olmadı. (Coma ve Go On zaten aklımdaydı) Neyse, ben de kısa kısa yorumlarımı yazayım madem.
The New Normal: İzliyorum ama bayılmıyorum. Gülmüyorum da. Bu vakitsizlikte kendisini yaza ertelemeye karar verdim zaten.
The Mob Doctor: İlk bölümünü izledim ve sıkıntıdan öldüm. Tıp dizisi sever bir bünyem var oysa ki.
Vegas: Daha önce bununla ilgili yorumumu yazmıştım. Dönem dizisi diye iştahla karşısına geçim ama katıksız CBS polisiyesiyle karşılaşınca bölümün sonunu bile getirmeden fişini çektim.
Revolution: Aslında durum shane‘nin dediğinin tam tersi bence. Bu diziden beklenti yüksek falan değildi. Herkes sezonun yeni Terra Nova’sı, Alcatraz’ı, Flash Forward’ı olacak diye bekliyordu. Biraz vasat üstü bir şey çıkınca da hepimiz iştahla seyretmeye devam ettik. Amerika’da da deli gibi tuttu zaten. Ben de gayet severek izliyorum. Kötü de olsaydı, kıyamet sonrası dizi ve filmleri seven biri olduğum için yine izlerdim muhtemelen.
Animal Practice: İki bölüm izleyip bayılmştım ama iptali tahmin ettiğim kadar yıkmadı beni. Sanırım önceden kendimi duruma alıştırmamla alakalı bir şey.
The Mindy Project: İlk bölüme bayıldım, ikinciye bayılmadım ama sevdim. Birkaç bölüm sonra hislerim netleşecek inşallah.
666 Park Avenue: Tükürdüğümü yalamak gibi olacak ama (ilk bölümü izleyip baya kötü konuşmuştum önceki yorumlarımda) ben gayet severek izledim kalan bölümleri. Kadro çok güzel bir kere. Konu da beni açtı. Merakla seyrediyorum n’olacak diye. İptal olunca üzüleceğim.
Arrow: Çok seviyorum, herkese tavsiye ediyorum.
Beauty and The Beast (2012): İlk bölümde polisiye diye burun kıvırsam da 2. bölümde alıştım duruma. İkilinin uyumunu ve dizinin görselliğini seviyorum. Gittiği yere kadar devam. Hem benim de arada polisiyeye ihtiyacım olabilir di mi? En güzeli bu ihtiyacı bir CW dizisiyle karşılamak.
Nashville: Bu sezonki en çok tututuğum drama sanırım kendisi oluyor. Country falan hiç fark etmez. İşin içinde müzik, dans varsa ben izlerim arkadaş. Bu dizi de gayet güzel. Şarkılar kötü ama işleniş iyi, kadro göz dolduruyor. Gönül rahatlığıyla tavsiye.
Emily Owens, M.D.: Bir insan niye heyecanla bu diziyi bekleyebilir? Çünkü o insan 20 yaşında, CW ve teen dizileri seven, ayrıca tıp dizlerini de seven, podcastte anlatılan İngiliz dizilerine zerre ilgi duymayan; ayrıca polisiye ve önüne gelen her sitkomu da sevmeyen biri olabilir. Haliyle zamanı vardır çerezlik dizilere (Olmasa da yaratabilir) O yüzden Emily Owens’ı izleyebilir ve gayet de beğenebilir. Hatta Hart of Dixie ile Grey’s Anatomy arasında bir yerlerde yeni bir dizim oldu diye sevindirik olur; iptal olursa üzülür. Olabilir yani…
American Horror Story: Asylum: Hayaletli ev hikayesine kıyasla akıl hastanesinde geçen bir hikaye bana daha korkutucu ve ilgi çekici geldi ama ilk bölümü ne beğendim, ne de beğenmedim. Devam edelim bakalım.
Partners: Öylesine ilk bölümünü izleyivermiştim. Niye bunu yapmıştım ben de hatırlamıyorum. Berbattı bence.
@aytackara üstteki yorumundaki “ben de devam edebilirim” kısmını, altyazıyı çevirmeye devam edebilirim anlamışım Haklısın, çok uğraştıran bir iş gerçekten
real tortoise: ben de öyle anlamış, ama diziyle ilgilenmediğim için umursamamıştım. yalnız olmadığını söyleyeyim dedim. ben hala güncele yetişmeye kasıyorum bayramın ilk gününü dizi izleyerek geçiren bir ben varım sanırım. ve daha 2,5 tane bitti.
12-13 tane daha var :)) açıkçası başta kaliteli bir çevirmenin ben bu diziyi alıyorum diyerek başlamadığı tüm dizileri seyretmek tehlikeli. ben bu taktiği uyguluyorum ve memnunum. tabii dizilerin uzamasına bağlı ayrılıklar oluyor ama başta çevirmen bulamayan diziler kolay kolay düzene girmiyor bir daha, ya da bana öyle geliyor. ben de yarım sezon oth çevirmiştim, diyebilirim ki 1000 satır çevirmek hele de izlerken pek umursamadan geçtiğin doldurma kasıcı muhabbetleri çevirmek zorunda kalmak çok iç bayıcı.
Dün yarım bıraktığım posketi anca şimdi tamamlıyabildim.Şimdi arkadaş gurubumdaki dizi guruluğu görevimi geri dönebilirim
Ama posket en güzel yerinde bitti haberiniz olsun.Acaba dizi severlerin zamansızlığı gibilerinden bir posket konusu olabilir mi? Çünkü hepiniz bundan muzdaribiz heralde.Bu zamansızlık nasıl aşılabilir gibilerinden alt konular da çıkartılabilir.Mesela ben film konusunda izlemek istediğim filmleri göz önünde olsunlar izlenme şansları artsın diye bilgisayarda masaüstüne doldururum.Tabi bu dağınık bir masaüstünden başka pek bir işe yaramıyor ama orda durduğu arka plana atılmadığı sürece içim rahat ediyor o başka.
Bu arada imdb puanlarını önemsiyen bir benmiyim sitede? Hani çoğu ingiliz dizisine pek uymuyor ama belli bir oylama sayısına ulaşmış amerikan dizileri için bir fikir verdiğini düşünüyorum.Bu konuda siz ne dersiniz.
Podcasti yine keyifle seyrettim, başından kalkmadan üstelik☺ Emeğinize sağlık.
Bu sezon epey bir dizi ile başlayıp sezon ortasında 2-3’e düşürmektense iyice yorumları okuyup, iptal durumlarına göre seyretmeye karar vermiştim. Ancak listeme dönüp bakınca zaten devam eden dizilerle birlikte yenilerin uzunca bir liste olduğunu gördüm, birde podcastte atladığım bir kaç dizi olunca… neyse bakalım seyrederiz her fırsatta ve sabırla demekten başka çare yok☺
Bu sezon dizi listeme eklenenler:
Revolution: Başladığından beri seyrediyorum, pek umduğum gibi olmasa da nereye gidiyor bu dizi acaba diye seyrediyorum. İlk başladığında “Jeremiah” ve “Jericho” karışımı gibi bir dizi olarak düşünmüştüm ama giderek gençlik dizisine benziyor. (CNBC-E’de de yayınlanacakmış bu arada)
Teenage Mutant Ninja Turtles: listeye podcastten sonra ekledim.
Elementary: listemdeydi, ikinci bölümü seyrederken zoraki seyrettiğimi fark edip çıkartım.
The Bletchley Circle: yeni eklendi listeye.
Last Resort: Benimde merakla beklediğim bir diziydi çok da umduğum gibi çıkmasa da benim için şimdilik iyi gidiyor.
The Neighbors: Dizi listeme ekledim.
666 Park Avenue: Başladığından beri keyifle seyrediyorum. Seyrederken bazı yönleri bana FX’de internette yayınlanan “the booth at the end”i hatırlattı. 666 (yani 999) Park Avenue, şeytanın evindeki kiracılar ve şeytanın baştan çıkarmaya çalıştığı insanlar☺ Bakalım nereye bağlanacak konu diye bekliyorum.
Hunted: Başladığından beri seyrettiklerim arasında, temposu hiç düşmeyen güzel bir casusluk dizisi olmuş bence.
Arrow: Başladığından beri seyrettiklerim arasında. İptal olmasa da bir sezonluk bir dizi gibi sanki.
Beauty and the beast: Sayenizde ekledim listeye. Atlamışım bunu hemen izlemeye alıyorum.
American Horror Story: Asylum: ilk bölümünü seyrettim, bu tarzı sevdiğim için zaten seyrederim bitene kadar diye düşünüyorum.
Primeval: New World: Merakla bekliyorum☺
Bu sezon gözlerim güzel bir bilim kurgu aradı ama yine yok maalesef…
@haftasonu : 22dakika yorumlarında gezen ahali olarak, bilim kurgu adına, Defiance bekliyoruz galiba hep beraber.
çok beğendim baya bir talk show tarzında izledim bence her hafta internetten yayınlanan diziler hakkında yeni bölümleri hakkında her hafta yayınlanan bir program olsa bence süper olur izlenirde. Ben çok beğendim ama biraz daha hazırlanıp çıkılsaymış daha güzel olurmuş belkide tüm dizilerin bir anda verilmesinden dolayı olmuş bi olay da olabilir ama güzel
@mertkytrk : Teşekkürler. Peki “biraz daha hazırlanıp çıkılsaymış” derken kastettiğiniz nasıl bir şey? Mesela,
– “daha fazla diziye yer verilseymiş” mi;
– “tanıtılan dizilere dair daha fazla bilgiye değinilseymiş” mi;
– “sunum biraz daha profesyonelce olsaymış” mı;
– ya da şu anda aklıma gelmeyen başka bir şeyler mi?
@meorman : O konu bence bir posket konusu olur ama iki kişiyle değil, kalabalık bir ekip toplayarak panel tadında sunulursa olur bence. (En büyük hayallerimden biri panel tadında bir 22dakika ahalisi ile posket çekmek. Şööle yarım ay bir masa etrafında 22dakika.org yorumlarında ve bildirilerinde isimlerini bol gördüğümüz insanlar…)
Dün akşam en sonunda izlemeyi başardım (Fenerbahçe’nin maçı o kadar berbattı ki,maçı bırakıp seyretmeye başladım), Tabi “insanlık için küçük ama bir insan büyük bir podcast” olduğu gerçeğinin gün gibi ortada olduğunu belirtmeliyim. Yorucuydu biraz, çoğunu seyrederek geçirdim, arada gözlerimi kapayıp sadece dinlediğim anlarda oldu. @dkamoy yazıyor zaten ama @shane neler düşünüyor, bunu da öğrenmiş olduk (pek olmuyor buralarda), arada kötü insan @hsparks’ı görmemize de neden oldu podcast, o açıdan da iyi oldu (@desperate houseboy da bir gösterse kendisini iyi olur).
Kamera önü,arkası emek veren herkese teşekkürler. Diziler ile ilgili duygu ve düşüncelerimi daha önceden çeşitli başlıklar altında yazmıştım aslında, kısaca bir şeyler yazayım.
Go On: Seyretmediğim çok dizi var ama seyrettiğim diziler arasında komedi,drama fark etmez, en sevdiğim dizi oldu. İlk 4 bölümü üst üste seyredip hemen bu başlığın altına düşüncelerimi yazmıştım, abartmış olabileceğimi düşünerek yazmıştım aslında ama herkes benim gibi sevmiş Go On’u. Dizideki bütün karakterleri çok sevdim, bir dizinin çok iyi olması için yan karakterlerin ne kadar önemli olduğunun ispatı olan dizi.
The New Normal: Her ne kadar son haftalarda reytingi düşse de en sevdiğim komedi dizilerinden biri oldu. Ellen Barkin’in oynadığı ırkçı, homofobik, cumhuriyetçi (daha çok tea party’li kafa yapısı diyebiliriz) karakteri gerçekten muhteşem, ufak kız bayağı bayağı güldürüyor beni. Zaten çiftimiz çok iyi. Gayet eli yüzü düzgün, iyi bir komedi.
Revolution: Açıkçası aylar önce konusunu ilk duyduğum vakit, bu senenin yeni FlashForward’ı,yeni Terra Nova’sı, yeni Alcatraz’ı olacak diye düşünmüştüm. Açıkçası onlardan bir fazlası yok, tek fazlası arkasında The Voice olması, eğer böyle bir destek olmasa kesinlikle bir sezondan daha ileriye gidemezdi bu dizi. Bu Charlie harbiden sinir bozucu ama sonuçta yaşıyla paralel davranışları olduğu için bir şey de diyemiyor insan, hayır benim anlamadığım bu kızı en bayılınası karakterler arasında vermişlerdi bide, en dövülesi karakterler arasına girer bence (Chris Brown’lık yapmış gibi hissettim şimdi ). Cüneyt Amca’yı sevdiğimi belirteyim, adam hem iyi dövüşüyor, hem charlie’nin sinir bozucu davranışlarına katlanıyor,tebrik ederim kendisini. Sporiler olacak,seyretmeyenler bakmasın, o malum karakterin ölümü çok gereksizdi,bunu da belirteyim. Tam sezon onayı aldığına göre izlemeye devam edeceğim,ayrıca Eric Kripke’nin Supernatural’den hatırı var.
Guys With Kids: ilk bölümden sonra fişini çektim, bana göre değil, isterse 2.sezon onayı alsın fark etmez, bıraktım diziyi. Kahkaha efekti olan dizilerin çok iyi olması lazım, TBBT gibi mesela. Yoksa artık kesin olarak seyretmiyorum.
Elementary: Dişi Watson olacağını ilk duyduğumda garipsemiştim ama Lucy Liu’nun olacak olmasına sevinmiştim, sevincimde haklı olduğum ortaya çıktı, çok çok sevdim kendisini, Jonny Lee Miller’da çok iyi ama Lucy Liu favorim oldu. Polisiye seven biri olarak takibe devam edeceğim ama işte konular biraz hafif kaldı şimdilik, bir Sherlock tabii ki olamaz,sonuçta çekilen bölüm sayısı,ülkeler arası farklılıklar vs. ama biraz daha sağlam polisiye hikayeleri olsa iyi olacak.
Beauty and The Beast : orijinali nasıldı bir fikrim yok ama bu diziyi ilk duyduğum andan şu ana kadar, hep iptal olacak hissi doğuruyor bende. Diziyi izleme nedenim Kristin Kreuk. Kendisine sevgimin haddi hesabı yok,o kadar çoooooook seviyorum,hatta ailecek seviyoruz desek abartmış olmam.uzun süredir bir dizisinin gelmesini bekliyordum. Sırf o var diye abuk subuk oynadığı dizileri,filmleri seyretmiş biri olarak dizinin tutmasını çok istiyorum. CW’nun polisiye gösteriyor oluşuna izleyici nasıl tepki verecek bilmiyorum, daha 2 hafta oldu, ilk hafta rakibi de yoktu, saatinde o kadar güçlü rakipleri var ki, eğer felaket ötesi bir izlenme oranı tutturmazsa, CW belki devam diyebilir. umarım 0.5’in altına fazla düşmez. Kristin Kreuk için birkaç yeni CW dizisini harcayabilirim. Yalnız erkek başrol oyuncusu biraz odun gibi geldi bana,o canımı sıkıyor. Ben oynayabilirmişim mesela, teklif gelse Kristin için üstüne para verip oynardım
Arrow: Bu dizi için uzun uzun şeyler yazmaya gerek yok, belli ki çok emek, para harcanmış, oyuncular iyi seçilmiş,senaryo iyi yazılmış, Smallville’de ki Green Arrow ile alakasız olacağı belli, orada biraz daha fantastik öğeler vardı (dizinin yapısı itibariyle),bir ara Batman ve Superman gelecek mi bu diziye deniyordu ama yok yapısı uygun değil, sevdim diziyi,izlemeye devam.
666 Park Avenue: Bu diziyi ben de pek tanımlayamıyorum, anlat deseler tam anlatmayı beceremem, ama o kadar çok sayıda güzel kadın var ki dizide, insanın baktıkça bakası geliyor,Charlie’s Angels’da oynadığı zamandan çok daha güzel duruyor Rachel Taylor,The Finder’dan Mercedes Masöhn zaten takıntılı olduğum bir kadındı,kocası rolündeki adamın sürekli kesip durduğu Helena Mattson var, biri Avustralyalı, ikisi İsveçli güzel kadınların olduğu bir dizi. Kadınlar güzel,adamlar yakışıklı sayılır :), Terry O’quinn var ama işte dizi gene de kendine bağlamadı beni, ama gene de tüm bölümlerini de birazda ne olacak bakalım merakı ile seyrettim.Revenge’den gelen reytingi iyi değerlendiremiyor.
Animal Practice: Övenlerini görünce merak etmedim değil ama iptal haberinden sonra başlamadan bitti.
Ben and Kate: Aylar önce tanıtımını seyrettiğimde sevmiştim diziyi,pilot bölümü çok çok hoşuma gitmedi ama Lucy Punch varken izlemeye devam edeceğim.
Emily Owens M.D.: “Bir House M.D. olmasa da” diye cümleye başlarmışım şimdi, yok sonuçta Hart of Dixie bana yeter diyorum, bunu almama gerek yok.her ne kadar sempati duyduğum eski Green Arrow dizide rol alsa da,seyretmeyeceğim.
The Mob Doctor: Benim için başlamadan biten dizilerden birisi daha. Aslında konusu ilginç gelmişti ama bu reytingine güvenemiyorum dizinin. Eğer toparlanırsa ve onay alırsa yaza kalır belki,yoksa listemde yok bu dizi.
Vegas: Oyuncularından dolayı başlamayı düşünüyordum ama son bölüm 1.6 reyting’e çakılınca (sonra toparlar diye düşünüyorum ama) ve kanal da CBS olunca şimdilik geri çekiliyorum, ilerleyen maçlarda neler yapacak görmem lazım, bir köşede tutmaya devam.
Primeval: New World: Primeval elimin altında olan bir dizi ama bir türlü başlayamadım, bunu da indirip onların yanına atacağım, yazın kesin seyretmeyi düşünüyorum.
Chicago Fire: @shane direk attı çöpe atmış ama işte dizide güzel kadınlar, yakışıklı adamlar falan var, oradan ekmek yemeye çalışıyor, Jesse Spencer hatırına bakmayı düşünüyorum, reytingleri felaket ötesine inerse iptal ederim.
Partners: ilk 2 bölümüne göz attım,sevmedim,erken karar vermişim gibi geldi sanki ama sevemedim ne yapayım. Ben hala Mad Love iptalinde dolayı CBS’e kızgınım, hiç sabır göstermiyor dizilerine, listemden çıkmış durumda, ileride yapacağı reytinglere göre ve burada yapılacak yorumlara göre belki dönebilirim.
Cuckoo: Geçen indirip atmıştım köşeye, övgülerden sonra bakmayı düşünmüyor değilim.
Last Resort’un ilk bölümüne çok bayılmadım açıkçası ama Nashville yerine seyretmeyi düşündüğüm ABC dizisi bu olacak, muhtemelen Nashville için devam bunun için tamam kararı çıkacaktır ama gene de ben Last Resort’u izlemeye devam edeceğim.
Hunted : Spooks’u yapan adamların elinden çıktığını bilmiyordum,zaten Melissa George için seyredecektim, şimdi daha da bir teşvik edici oldu bu Spooks’cuların el atmaları bilgisi ama sanki Aralık gibi dizilerin ara verdiği bir ayda seyredebilecekmişim gibi geliyor.
The Mindy Project: Daha izlemedim ama olumlu görüşler var yorumlarda, bakalım seyretmeyi belki düşünebilirim.
Titanic: Blood and Steel: İlgimi çekiyor ama TV’den dizi izleme alışkanlığım artık pek olmadığında dolayı seyredemedim,yakın zamanda mümkün değil belki ileri ki yıllarda bakabilirim.
Daha değinemedim bir ton dizi var yukarıdaki listede, çoğu da İngiliz dizisi, değindiğim dizilerin bir kısmını izlemediğimi de not düşersek, gene de eski ve yeni dizilerle birlikte izlediğim dizi sayısı çok fazla. Sosyal hayata zarar bu kadar dizi, ama insan merak etmeden de duramıyor işte.
@dkamoy hani bazı diziler gerçekten pek araştırılmamış gibi geldi (sunum biraz daha profesyonel olabilirmiş ama her şeye rağmen güzel ve eğlenceliydi ikilinin sanki aralarında yükselen bir gerilim var gibi hissettim ama yok herhalde
Animal Practice : Weeds’den pek sevdiğim Justin Kirk’un bu yeni dizisini merakla bekleyenlerdendim. Biraz biriksin öyle izlerim moduna girdim, iptal haberi gelince üzüldüm
Coma : Bu dizi hakkında shane’in fikirlerine katılıyorum.İkinci bölümde ben de oldukça sıkıldım, hadi bitirinde kurtulalım haline geldim. Oyuncu kadrosu kaliteli herşeye rağmen yinede izlenir.
The Bletchley Circle : İlk olarak Itv’nin yeni sezon dramaları bildirinden gördüğüm üstelik Bleak House’dan severek izlemiş olduğum Anna Maxwell Martin’in oynadığu bu dizi izleme listemin en üst sırasında.
The New Normal : Go On’la beraber ilk bölümlerini ard arda izledim. Go On’u çok sevmeme rağmen bu dizi beni sarmadı ve kendisiyle vedalaştım.
Hunted : Bana göre bu sezonki yeniler arasında en iyi olanı, bayıla bayıla izliyorum, yeni bölümlerini iple çekiyorum. Melissa Leo’yu izlemek ayrı bir keyif…
Revolution : Hiç ummama rağmen dizi beni oldukça sardı. Başroldeki hatunun oyunculuğu pek iyi değil, ama kafaya takmadan izliyorum.
Arrow : Dizi beni oldukça sardı, adada kahranımızın başına gelen olaylarda ayrı bir hikaye konusu olacak gibi…
Posketten anlatılan ingiliz dizilerininde hepsine bakmak istiyorum en yakın zamanda
Harika 1 posket olmus her zamanki gibi. Dopdolu. Emeginize saglik.
Nacizane:
A Mother’s Son‘a dkamoy’un yorumu uzerine hic bulasmadim,
Coma ilgimi cekdiyse de uzun 1 film izleyecek halim olmadigindan vazgectim.
The Bletchley Circle‘a posket sonrasi atlamaya karar verdim.
The New Normal‘de shane’in aksine basrol ciftimizin bana gore uyusmamasi ilk bolumden sonrasini izlettirmedi.
Leaving 1 cirpida izledim fakat duz ve tahmin edilebilir senaryosundan, siradisi 1 olayi ve kurgusu olmamasindan dolayi hem tavsiyedir hem de degildir.
Go On, The Mob Doctor, Guys With Kids ve
Vegas gibi ilgime mazhar olamasa da posketten edinilen yorumlar neticesinde ilk bolume bakacagim (Go On).
Revolution‘dan shane’in ve dkamoy’un da degindigi yorumlar nedeniyle (makyajlar, fonlu saclar, tribal ergenler vs.) sogudum. Teenage Mutant Ninja Turtles izlemis 1i olarak yeni versiyon yas dolayisiyla olsa gerek tutmadi.
Ben and Kate‘de dkamoyun yorumuna katilaraktan (kardes olan adam kil) izleyemedim.
Animal Practice‘in ilk bolumunu Justin Kirk icin izlemistim fakat umut vaadedici gorunmedi gozumde. Hayvan hak/hukuk durumlari olmasa da iptali gorurdu diye dusunmustum.
The Mindy Project‘i posket sonrasi tamamen aklimdan cikardim.
Room At The Top‘i ilk bolum benim de pek icimi acmasa da 2ci bolumu vakit bulursam izleyecegim.
Cuckoo‘yu ben de cok sevdim. Samimi ve sicak 1 dizi. Henuz 2 bolum izledim. Takipteyim.
Elementary sezon bitsin (ingiliz Sherlock aklimizdan ciksin) yorumlarin gidisatina da gore izlemeyi dusunuyorum.
Homefront‘ta beklentimi yuksek tuttugum icin begenmemistim ilk bolumu. 6 bolumluk kisa sezon yapicaz diye detaylara inmedikleri icin sevmemistim. Muharebede kocasi olen kadinlari hemen ittifak edelim dusuncesiyle filan, cok seyi gozden kacirmislar bence. Ondan begenmemistim
Last Resort yorumlardaki begenilme durumuna gore izlemek istiyorum (tarzim olmamasina ragmen)
The Neighbors ilk bolum itibariyle boyle rezillik gormedigime karar verdim. Hala tesirinden pek cikamadim.
666 Park Avenue: Yahu yerden yere vurmayin diziyi, kablosuz 1 kanal icin oldukca basarili buldum ben. Kabloluda yayinlansa tamam peh derdim tabi. Ilk bolum pek umut vaadetmedi fakat ilerledikce izleniyor.
The Paradise Ingilizlerin pek begenmedigini okuyorum: Kostumleri pek begenmemislermis. Diyaloglardan da sikayetciler izleyenler. Cok basitmish replikler. Ama bizim icin ortalamanin kesin ustundedir. Downton’un yokluguna konabilir.
Hunted: Cok konusuldu, cok begeniliyor fakat tanitim videosundan anladigim kadariyla Sarah Connor gibi 1sey. Sevmedim, otekini de sevmezdim zaten.
Titanic: Blood and Steel: Zaten izlenmeyecek (:
Arrow Smallville yoklugunu dolduruyor. Yoksa ahim sahim 1 dizi degil bence de. Basroldeki arkadas da cok fazla kasiyor, Clark kadar rahat degil evet (:
Chicago Fire ve Beauty and The Beast hic bakmadim. Sizin aksinize, Kreuk hanimkizimiza Smallville’de zor katlanirdim zaten, miy miy konusmasi, oyunculugu: icim cekilirdi resmen. Daha da kizin guzelligi hayrina kotu oyunculuguna gelemem ((:
Nashville Contry music tarzi hic sevmedigim icin ilk bolume (bolbol high school sarkilari akittilar) zaten zor katlandim: yetmezmis gibi Connie abla ve Hayden’in o olmayan seslerini de katarak yeteneksizce sergiledikleri sarkiciliklarina da maruz kaldim. Tanrim neydi o oyle?
Me and Mrs Jones Bu sezon beni soylenenin aksine sahiden gulduren yegane yapim. Cok sevdim. Herkese siddetsiz tavsiyedir!
Emily Owens, M.D. niye izleyelim yani? ((: Bu arada Emily hanimkizimizin Meryl Streep’e benzerligi dikkatinizi cekti mi hic?
American Horror Story: Asylum Ilk sezondan sonra hayalkirikligi oldu bende. 2ci sezonun tum olayini ilk bolumde anlatmaya mecburmus gibi sokuldu gozumuze herkes, hersey. Bu arada Chloe ablaya da yaziklar olsun, yeni ogrendim, caanim diziyi (hit ‘n miss) iptal ettirmis.
Partners Will and Grace hatrina ilk bolume baktim, ustelik kadro da sevdigim oyuncularla dolu, fakat olmamis, o bekledigim tadi alamadim. Sofia Bush da iyi, fakat Michael Urie’in yanina sahiden Becki Newton feci yakisirdi. Oyle olsaymis tadindan yenmezmis, deli gibi izlenesiymis.
Primeval: New World…
* Posket cok iyi oluyor. Yorumlarin cogunu genelde kacirabiliyoruz, fikir almayi unutuyoruz filan, fakat posket izleyince hangi dizi izlenecek kesinlik kazaniyor. Tekrar tesekkurler. Emeginize saglik.
Oooh behman da gelmiş dıp tıs, dıp tıs…
Afiyetler olsun.
Hadi o zaman bi soru herkese : Pekiii, bu kadar kişi izlediniz, tişörtteki amcayı tanıdınız/farkettiniz mi?
@dkamoy: Sen sorana kadar hic dikkat etmemisim, sordun, tekrar actim, bu sefer de taniyamadim?
@dkamoy: Stalin’e benzetmiştim izlerken
@behman : Dur, özelden yazayım.
Ya da vazgeçtim… Siz biraz daha düşünün, yarın cevap vereyim ben buna.
Dizilerden 1 karakter yada oyuncuya benzetemedim, daha cok saddam’a filan benziyor ((:
Ben de dizilerden düşündüm ama tanıyamadım. Genelini kulağım izlese de bir ara göz gezdirmiştim, o zaman da dikkatimi çektiydi ama yine çıkaramamıştım. Bu arada, o Saddam benzetmesini ben de yaptım ((:
İpin ucu Eski bir komedi dizisinden, izleyenlerin unutamadığı bir konuk karakter.
Yarına kadar tanımayan çıkarsa bi ipucu daha vericem.
(Bu arada evet abidin77 yalnız değilsin; sokakta bununla gezerken millet hep politik bi tip sanıyor, çok eğleniyorum.)
@dkamoy: aman dikkat et,burası Türkiye
@abidin77: Resmin altında slogan haline gelen repliği var, oradan kurtarırım.
(Siz poskette pek okuyamıyorsunuz masanın altında kalıyor diye. Okusanız, hz. gugıl ile sorunun cevabını hemen bulurdunuz zaten.)
@dkamoy akşam akşam aklıma taktın alacağın olsun dkamoy izlememiştim şimdi oturup izlemeye başladım posketi bi de komedi deyince daha da meraklandım
Ben de fena taktım. Sonunda dkamoy’u Titanic’i anlatırken arkasına yaslanırken yakaladım ve repliği okumayı başardım. Diziyi izleyen birinin tanıması daha anlamlı olur diye cevabı söylemiyorum ama linkini vereyim benim gibi çatlayanlar için: Şurada
Ben diziyi izledim; ama nedense aklıma gelmedi yalnız posketi adam akıllı izlemediğimden dkamoyun elinden kolundan tam olarak göremediğimi de söyleyeyim :))
Artık posketi rahatça izleyebilirim bari aklım fotoğrafa kaymadan:)
tüm posketlere nerden ulaşabilirim
@rpdi : cevabı bulmuşsun. Soup Nazi.
Komedi zır-cahili olduğumdan biri söylese de öğrensem diyordum, iyi oldu valla bu. Sağol @rpdi!
@mertkytrk Sitenin sağ tarafında “Posketler” diye bir başlık var, anketin altında.. Ona tıkla, gerisini halledersin.
Hah haaa süpersin rpdi.
Bu arada şurada tüm bölümün güzel bir özeti var, ilgisini çekenler ve nostalji yapıp benim gibi sabah sabah gülmek isteyenler için…
Seinfeld benim en çok eğlendiğim, hala ezbere bildiğim sahneleri ara ara açıp güldüğüm bir komedi. Tavsiye ederim. Ya nefret edeceksiniz, ya bayılacaksınız bence.
@mertkytrk : aytackara’nın açıkladığı yöntemin yanında, sizin gibi orasını bulamayabilecek izleyiciler için yukarıdaki haberde iki tane bağlantı vermiştik:
1) “22dakika posketleri”
2) “video yayınlarının”
ifadelerine tıklayarak da ulaşabilirdiniz.
Bildirilerde yer alan bağlantılarda çok şey yatıyor, aklınızda olsun.
Uğur, “Bayramdan sonra” sözünü tutmuş ve bölümü dizi dizi parçalara bölmüş. Bunun yapılmasını bekleyenlere duyurulur.
ohh enfes olmuş, direkt bütün koyunca uzun gelen posket 5-10 dk lara bölününce akıp gidiyo. psikolojik sanırım. ilgimi çeken 6 diziyi izledim. elinize emeğinize dilinize sağlık :))
Bende bölünme sonrası yarıladığım posketi bitirmeyi başardım, Uğur’a buradan teşekkürler.
Efendim, şimdi şöyle:
Coma: Scott kardeşlerin olması gözümden kaçmış zamanında, posket sayesinde öğrenip listeme aldım.
The New Normal: Çeşitli yerlerde zaten değindik hepimiz, güzel sıcak bu yıl ki, bana göre komedi açısından zayıf senede güzel bir “22 dakikalık” eğlenceli sevimli…
Go On: Tüm karakterlerin efsane olmaya aday olması, eğlenceli, güldürmesi ve konunun yüreğe dokunur kısmı ayırıyor. Bu yılın izlediklerim içinde en iyi komedisi benim gözümde.
Guys With Kids: İlk tanıtımlarda ama sıkılmadılar mı bu konudan demiştim. Ama shanenin komedi eşiği düşük insanlar izleyebilir demesinden biraz gardımı indirdim. Ama yakın bir zamanda izleyebileceğimi de sanmıyorum.
Vegas: Oyuncuları ve konusuyla çok merak etmiştim; düz polisiyeye dönmesi bekletmeye aldırdı, eğer buralarda süper ne yaptı bunlar denilirse başlarım ancak.
Revolution: Bunu da çeşitli yorumlarda hep konuştuk, güzel mi güzel ben seve seve izliyorum rahatsız olduğum bir şey yok; bir Lost değil tabi :), olması da gerekmiyor.
Supernatural’ın sürükleyicilik anlamında tavan yaptığı sezonun ikinci sezon olduğunu düşününce Eric Kripke’nin bu diziyi maksimum hıza çıkarmak için daha vakti olduğunu düşünüyorum. Şu anda güzel ve bence daha da güzel olacak inşallah.
Teenage Mutant Ninja Turtles: Olmamış ya, çizimler gerçekten kötü bence çocukluğumuzun o güzel hatıraları kalsın bende özellikle tanıtımda April karakterini ne yapmışlar öyle. April dediğin Geek sınıfının fantezilerini süsleyen bir isimdi olmuş sana ufak bir çocuk neyse.
Ben and Kate: Tanıtımlarda merak etmiştim neden olduğunu hatırlamıyorum soğumuşum süre içinde Shanein komedi zevkine güvendiğimden genelde tekrar bir listeme aldım.
Animal Practice: Altyazısızlıktan dolayı bir bölüm izledim ardından da iptal olan ama her şeye rağmen ben ilk bölüme dayanarak sevdiğim ve geri kalan bölümleri de izlemeyi planladığım oldu kendisi. Bence gayet komikti hani üzülüyorum bu diziye.
The Mindy Project: İzlemek istiyorum ama beni iten bir şeyler eksik bir türlü izleyemedim pilotu.
Cuckoo: Coupling, IT Crowd ve muadilleri sayesinde ingiliz komedilerinin her türlü kredisi olduğundan ve de yorumlardan dolayı listeme girdi izleyeceğim.
Elementary: Efendim pilotu izledim, güzel mi? Evet güzel, izlemeye devam eder miyim? Evet ederim; ama ilk bölüm itibariyle bence böyle bir konuda olması gereken soluksuz izletmiyor. Sherlock kısmını kafaya takmıyorum o benim için artı oluyor renkli Sherlock karakteriyle. Watson rolü de Lucy Liu ileri itiyor beni izlemek açısından da. Not: Orijinal Sherlock’u ivedilikle izlemek dileğiyle.
Last Resort: Merak ediyordum hala ediyorum, azıcık gecikti dramalara başlama zamanım eritiyorum dizileri, sıra Last Resort’a da geliyor. İzledikten sonra asıl yorumlar inşallah.
The Neighbors: Devam ederse ve övülürse bir bakarım belki
666 Park Avenue: Bunu da çeşitli sebeplerden dolayı (Terry O’quinn, konu, oyuncular, güzel kızlar vs.) mera ediyordum; ama sitede pek tutmadı sanki, bekleneni vermedi havası esince soğudum. Bu yıl dramalar bence vasatın üstünde ve hatta kaliteli olduğundan sıra gelecek gibi durmuyor, zaten iptal olabilme ihtimali de var sanırsam.
Hunted: Burada birkaç kez bu senenin en iyi dramalarına, en arkasında durduğum dramalarına katarım denildiği ve ajan dizi filmlerini sevdiğim için listeme almış bulunmaktayım. X-Files bağlantısını da buradan duyduğum için de listemdeki yerini sağlamlaştırdı.
Arrow: Yakınlarda yorum yaptım zaten efendim, ben orijinal çizgi romana hakim değilim; ancak bu diziyi merakla bekliyordum ilk haberlerden beri, gayette başarılı buldum. Severek bir solukta zerre sıkılmadan izledim. Batman benzerlikleri olduğunu söyledim; ama hiç rahatsız olmadım. İşin olmazsa olmazı olan gizem ve entrikası çok harika dozda bence. Bu sezon başlayan dramaların benim izlediklerimden en beğendiğim oldu kendisi. (Özellikle; amerika ulusal kanal dizilerinden)
Chicago Fire: Yok yani hiç merak etmedim bile
Beauty and The Beast: Orjinaline yetişemedim, dizinin ana konusu pek aslında çekmese de, Kristin Kreuk için bir pilotunu izleyeceğim; ama zamanı çok belirsiz şu anda.
Nashville: Nedenini bilmemekle bir pilota bakmak istiyorum, Country’e çok yakın olmasam da çok uzakta değilim aynı şey Hayden içinde geçerli bakalım bir boşluğumda izlerim pilotu, ona göre daha kesin konuşurum efendim diyorum
Me and Mrs. Jones: Cuckoo gibi; posket sayesinde direk listeme giren; dediğim gibi komedi seven bünyeme ilaç gibi gelmesini beklediğim dizilerden birisi. Dört dörtlük ingiliz komedileri izlemis olmaktan ötürü kredisi hep yüksek e zaten Sarah Alexander var ki çok severim. O yüzden en yakın zamanda izleyeceğim arka arkaya bütün bölümleri.
Partners: Çok daha ümitliydim, Sophia Bush’u izlemek istiyordum; amma gel gelelim önce eşcinsel başrole(Michael Urie’nin karakterine) ısınamadım, hatta çok itici buldum. Keşke The New Normal’dan Bryan tarzı bir oyuncu ve karakter olsaydı, dedim hareketler çok egzajere ve çok tek düze buldum hep aynı hareketi yapıp aynı ses tonuyla espri yapmaya çalışıyor. Orada da basıyorlar kahkahayı falan, buna rağmen hafif ışık gördüm izleyeyim dedim. Bu seferde altyazılar durdu araya başka diziler girdi. Bakalım zaten iptal olacakta gibi. İptal olmaz ve altyazıları gelirse belki ileride kaldığım yerden devam edebilirim.
Ben yorum yazarken bile yoruldum diyebilirim, sizin önünüzdeki o notlar falan tekrar bir saygı duymama sebep oldu size. O yüzden tekrar ve tekrar teşekkürler emeği geçen herkese Bi dahaki poskette görüşmek üzere.
Bu Cuckoo‘nun 2. sezonu olmayacak herhalde. Andy Samberg’ü çeşitli yeni projelere aday görüp duruyorum önümüzdeki sezon için. Şimdi de Fox’un yeni bir denemesinde oynayacağı haberini okudum.
Primeval : New World orijinal diziyi devam ettiriyormuş gibi giriş yapıp, orijinalin ilk sezonunu Kanada’ya uyarladı. Bu yüzden de tanıtımını yapmak için sezon finalini merakla ve sabırla bekledim. Zira özellikle sezon ortasından sonra, epey 2. sınıf bilim kurgu aşamasında kaldı. Üstelik sevilebilir karakterler yaratamamanın yanında daha da sevilemez karakterler ekleyerek iyice soğuttu. Finali ile toparlama hakkı vermiştim ama onu da yapamadı. Elindeki güzelim konuyu ve düzgün teknolojiyi eline yüzüne bulaştırdı. Bugün finali izleyip, hiç beğenmeyip, “Yok ya, buna tanıtım manıtım yazılmaz” dediydim ve az önce benimle benzer fikirde olan Space kanalı da diziyi iptal ettiğini duyurdu.
Diyeceğim odur ki bu uzantı dizi ile vaktinizi harcamayın bence.
Orijinalinde yeterli teknoloji olmayabilir, taşlar ve sopalarla hayvan kovalamak sizi sinir edebilir ama ilerledikçe toparlıyor; konuyu iyi ele alıyorlar ve bilim kurgu açısından gittikçe güzel aşamaya gelen bir yapısı var(dı). Kanada uzantısı yüzünden İngiliz’ini kızağa çektiler ve iptal ettiler diye anlıyorum wiki maddesinden. Doğru anlıyorsam, yas tutmaya başlıyorum orijinali için.
Cuckoo’ya mı el atmış Amerikalılar. Bu adamların el attığı hangi İngiliz dizisi iş yaptı ki.
@abidin77: O kadar da haksızlık etmeyelim, bakınız
@unfortr: Hangi kelimesi ile biraz abartıya kaçmış olabilirim. Kaç desem daha iyi olurdu
Lan zaten
Primeval: New World, çok pis yerde iptali yemiş. İnsan bir sezon daha verip, olayları toparlayıp öyle iptal eder be Space.
Başta karakterleri pek sevmesem de zamanla ısındım. Bir Primeval değildi ama izletiyordu kendisini. Anomalisi daha güzel gözüküyordu Primeval’e göre