Beklenen Posket Yayında : Eylül-Ekim Yenileri
66 yorum dkamoy 24 Ekim 2012 19:44
– Üzülme, bir dahaki sefere daha az sayıda dizi anlatacağız, söz.
22dakika posketleri 2012-2013 sezonuna nihayet giriş yaptı. 33 tane yeni diziden bahsettiğimiz bölümümüz, bu kez bir mini dizi uzunluğunda: 120 dakika!
22dakika.org’un 2008 yılından bu yana yayınlanan, başlarda kısa birer cep yayını olarak planlanan ama zaman içinde süreleri gittikçe artan, “posket” dediğimiz video yayınlarının bir yenisi ile karşınızdayız. Yine birçok dizide olan biten veya bitmeyenler üzerine çenemizi yorduk, ahkamlarımızı kestik. Şimdi de sıra size geldi.
“120 dakikalık posket mi olurmuş? Ne zaman, nasıl izleyeceğim?” diyecekler için bayram tatilini fırsat bilip kurgudan erken çıktık.
Yine de 120 dakikayı bir çırpıda izlemek istemeyecek kitleyi de gözardı etmeyeceğiz. Sizlere, bayramdan sonra güzel bir seçenek sunacağız: 120 dakikanın dizi dizi bölünmüş hali. Bayramdan sonra bu bölümü, ilginizi çeken, merak ettiklerinizi seçerek parça parça izlemeniz mümkün olacak. Bayram boyuncaysa, yekpare bir 120 dakika sizlerle.
Şu adresten izleyebileceğiniz bölümde bahsi geçen dizilerin bir listesini altta sıralayıp, meraklılarımıza iyi seyirler diliyoruz.
A Mother’s Son
Coma
The Bletchley Circle
The New Normal
Leaving
Go On
The Mob Doctor
Guys With Kids
Vegas
Revolution
Teenage Mutant Ninja Turtles (2012)
Ben and Kate
Animal Practice
The Mindy Project
Room At The Top
Cuckoo
Elementary
Homefront
Last Resort
The Neighbors
666 Park Avenue
The Paradise
Hunted
Titanic: Blood and Steel
Arrow
Chicago Fire
Beauty and The Beast (2012)
Nashville
Me and Mrs Jones
Emily Owens, M.D.
American Horror Story: Asylum
Partners
Primeval: New World
yorumlar
“Bayram öncesine yetişsin” diye öyle bir zorladık ki kurgudan neredeyse sabunlu çıktı diyebiliriz. American Horror Story’nin tanıtım filminin 3 kere peşpeşe göründüğünün farkındayız. Bayramdan sonra o da düzelecek, merak etmeyin.
@dkamoy: gel, gel,gel sana bir sarılayım,yoktun aylardır,omzuna başımı dayayayım.
@shane: tamam,tamam anladık,bırak artık. yapıştı bırakmıyor Allahım, şeklinde bir muhabbet dönüyor bence bu yukarıdaki karede.
bayram şekeri gibi oldu bu podcast. ama başlamaya cesaret edemedim daha.
Ellerinize sağlık
Bayram öncesi çok iyi geldi, ama bir çırpıda izleyemeyeceğim sanırım
Harikasınız
Çok güzel bir süpriz oldu bana, bu geceki dizi izleme programımı iptal edip posketi izlemeye başlıyorum
Ellerinize sağlık
Çok sevindim; acayip hızlısınız. Bugün Go On’dan başka izleyecek dizim de yoktu, yani zamanlama benim için mükemmel. Gece izlerim o zaman da bir şeyler karalarım mutlaka. Gerçekten, çok ciddi söylüyorum çooooooook sevindim.
Ayrıca bayramda birçoğumuz yeni liste düzenlemesi yapacaktık sizin de görüşlerinizle bir nebze de olsa bu iş kolaylaşacak. Vallahi dizi listem dolup taştığından, kararsız kaldığım dizilerde siz de en ufak kötü bir şey söyledi iseniz, o dizinin gözünün yaşına bakmadan biriktirmeye alacağım…
Emeği geçen herkese çok teşekkürler…
bir nebzecik fayda olsun, azıcık hoşunuza gitsin diye yapıyoruz bu işleri hep ya, siz bunları söylediğinizde o kadar iyi geliyor ki anlatamam. eksik olmayın, bölünmüş halini sabırla bekleyin
Ellerinize sağlık vallahi bizim gibi adamlar için çekilecek dert değil ama yapıyorsunuz hakkınız ödenmez 120 dakikalık uğraş.
Ben böle böle izleyeceğim büyük ihtimalle zaten, bölünmüş hali gelene kadar bitirmemiş olursam da ayrıca mutlu olurum onun içinde.
Hazır bayram lafı geçmişken, sayılı dakikalar kala bayrama belki tatilde bakamayan olur diyerekten hepinize iyi bayramlar.
Ağzınıza sağlık valla 120 dakikayı bitirdim seve seve :)) Özlemle bekliyordum bi süre tok tutar bu posket beni, harikaydınız…
Diziler konusunda bu sene içersinde favorilerim : Nashville – Elementary – Arrow ve New Normal
Öyle ya da böyle devam ederim dediklerim : Revolution – Go On – Ninja Turtles
İpini çektiklerim : Animal Practice – Last Resort – Beauty and Beast
Posket sayesinde listeme girenler : Vegas – Cuckoo ve Hunted
Bizim izlediğimiz 120 dakika bize sunulana kadar ne uğraş gerektirmiştir az çok tahmin edebiliyorum. Önerileriniz, yorumlarınız için çok teşekkür ederim, emeğiniz büyük.
İyi Bayramlar…
Ben bir süredir dur kalk izliyorum, eş zamanlı ayrı bir sekmede yorum da yazıyorum. 100 bitti, kaldı 20. Şimdiden en uzun yorum rekorumu da kırdım. Yine yazıyorum sanırım her şeye bir şey. Posketi nasıl bölerek izliyorsanız, yorumu da isteyen öyle okur artık geldiğinde!
Bunu da şimdiden yazdım, çünkü ortaya çıkan o uzunlukta bir şeyi gördüğümde muhtemelen ben de kendime inanamayacağım. Neyse, en uzun posket rekoru gelişmiş oldu hiç değilse, güzel oldu. Elinize+ağzınıza+sabrınıza sağlık. O kurgudaki arkadaşın da ayrı bir eline sağlık. O çeken adama da ayrı bir teşekkür etmek lazım. Bu kadar bir şeyi bir araya getirmek kolay olmasa gerek. Neyse, ben izlememe devam edeyim….
Resmen izlerken duygulandım.Özlemişiz posketleri yahu.Bizim gibi diziseverlere yapılabilecek en büyük hizmet valla.Çok teşekkürler.Sağolun varolun.Neyse abartmadan ben izlemeye geri döneyim.
Bu arada kurgu muhabbeti geçtiğinden daha bi farkettim işin zorluğunu.Dizi ismi geçiyor çat resimler,oyuncu ismi geçiyor hatırlayamadınız mı pat oyuncunun resmi.Siz mi şu olsun bu olsun diyorsunuz,Yoksa hepsi kamera arkasındaki arkadaşların eseri mi?
Bu çekimden sonra alttakileri izledim. Ek yorumlarım şunlar :
Ben and Kate: Fena diilmiş, izliyorum şimdilik.
Cuckoo’nun devamı : İlk bölümdekinden biraz daha yordu 2. ve 3. Devam edeceğim, ama peşpeşe izleyemiyorum. Sinir bozuculuğuna dayanamıyorum.
The Neighbors : İlk bölümünü izledim. Fena diilmiş, devamına bakacağım.
666 Park Avenue : 3. bölümü bitirdim ve şurada son durumu yazdım.
Chicago Fire : İlk bölümü izledim. Beğenmedim. Şurada yazdım yorumlarımı.
Nashville : Umduğumdan daha fazla çıktı. Müziklerini beğenmesem de şimdilik izliyorum. İlk yorumumu şuraya yazmıştım.
American Horror Story: Asylum : Beklentilerim yüksek değildi. Beklediğimden iyi başladı.
Me and Mrs Jones : 2. bölümü izledikten sonra bu sezon en sevdiğim komedi olduğuna karar verdim. Feci sardı. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Daha önce “Dizi finalleri” tarzında bir posket için yapılan yönteme başvuracak olmanız güzel olmuş gerçekten. Tabii bana pek etki etmedi, o ayrı. Yalnız, bu posketi gözüm değil, kulağım izledi, onu itiraf edeyim. 120 dakikalık posket için de herhalde kısa bir yorum beklenmez. Bakalım, gazamız mübarek olsun muydu o laf? Neyse ondan işte…
* A Mother Son: “Zamanınız yoksa hiç girmeyin.” .. Ne güzel bir cümledir bu böyle, artık pas geçtim gitti. Altyazı bekleyen yanıma da sevgiler…
* Coma: Tavsiyeler başımı yediyse bile ben o dönem Marchlands’ı izlemek istemiştim. Ondan buna fırsat kalmadı, sonrasında sezon ve okul başladı zaten. Marchlands’ı listeye aldıktan 2 sene sonra falan izledim, bunu da bir ara izlerim umarım, belki de izlemem…
* The Bletchley Circle: @dkamoy Senin o yorumdan sonra daha bir kadraja almıştım. Zaten geriye ITV başlığındaki listemden bu kaldı ama haaala altyazı yok. Beklemelerdeyim…
* The New Normal: Justin Bartha’nın karakteri benim de hoşuma gidiyor. Anneanne ve asistan kız da çok iyiler. Apartment 23, The Mindy Project ve bu arasında tercih dönemindeyim. 1 ya da 2 tane biriktirilecek. Kararımı göre artık.
* Revolution: Ayılıp bayılmadığımı itiraf edeyim ama kendini de izletiyor. Major Crimes’ın az kalmış sezonunu bitirmek için ara vermiştim. Dönme isteğimi kaybetmedim ama bayramdan sonra vakit bulamaz durumlara düşersem de vicdan azabı çekmeyeceğim. Fikir olarak @shane’e daha yakınım sanırım ben. Ama Charlie görüşünde de @dkamoy.
* TMNT: 3D olduğu için burun kıvırmıştım, hala isteğim de yok. 26 olması da gözümde büyüyor. Spider Man’i de bıraktım zaten. O varken buna giremem herhalde ama çocukluğumdan kalma böylesi bir şeyin gözümün önünde olmasından zevk almıyorum desem yalan olur.
* The Mindy Project: New Girl gibi gibi… İki erkek de belli yönleriyle hoşuma gidiyorlar. Dizi de hoşuma gidiyor. Gülünmediği konusuna katılıyorum, romantik komedi özellikle-sever biri zaten değilim ama seviyorum da bunu. Adam gibi devam edebilirsem, sezondaki dizilerden tanıtımını yapmak istediğim komedi bu olacak…
* Elementary: Ben sevdim. Ömründe Sherlock Holmes kitabı okumuş biri değilim. A.C. benim için çok daha değerli. İngiliz Sherlock’u da severim ama bunu, @dkamoy un dediği gibi, ayrı değerlendirerek güzel güzel, severek izliyorum. Ama üst sıra polisiyesi olmadığını da eklemek lazım, evet.
Yalnız, çevirmeni zorunlu sebeplerden çeviriyi bu haftadan sonra bıraktı. Umarım adam gibi biriyle devam eder. Ben de devam edebilirim. Zira, eğer adam gibi devam edebilirsem sezonun tanıtımını yapmak istediğim draması bu olacak…
* Hunted: Güya izleyecektim ben bunu ama sonradan vazcaydım. Nedenini bile hatırlamıyorum, geri kabul edesim de yok. Bu ve Coma olmadık bir kaderle karşılaşmasalar iyi olur aslında da ben bile kendime güvenmezken… Dur bakalım…
“Titanic: Blood and Steel”: Poskete girmeden önce bu diziye bunları diyeceğinizi tahmin ediyordum. Diyeceğim şey: Ben izliyorum yeeaa!! TV2 dublajlı yayınlıyor 2 aydır, çeviri hak getire zaten… Hatta şu zamana kadar Türkiye sınırlarında düzenli takip edebilen tek kişi de olabilirim. Hatta ve hatta 1 ay, 4 hafta sonra dizi bittiğinde tanıtım da yazacağım. O vakit unutmazsam yazarım “Blood and Steel” ile ne demek istediklerini. Çelik derken sadece basit anlamıyla yok dizide, ayrı bir şeyi de var onun, biraz spoiler olur ama…
* Arrow: Alakamın olmadığı süper kahramanlardan. Ama bu diziyi sevdim ben. Baştaki adam iyi, kız kardeş ve anne rolleri de iyi. The CW’dan güzel çıkmış, yalan yok. Zaten kanalla bir gönül bağım da vardır. Çoğu insan için de patladı bu, Divxplanet falan da dahil. Böyle götürür artık. Götürsün de, şurada ben bile götürmeyi düşünüyorum.
* Nashville: TvByNumbers bunu sanırım %50-60 civarı devama düşürdü. İlk bölüm itibarıyla, ben devam etmesini istiyorum. Country pek dinlemem ama ilgimi de çekiyor bu dizi yapısıyla. Hayden’in bir fark yaratmadığına katılıyorum. Fettan kızı fena iyi oynamamakta, o ayrı. Ama Connie Britton’ın rolünü daha çok sevdim. Tutsun lütfen…
* AHS: Giriş itibarıyla ne ayıldım ne de bayıldım. Ama kötü değil, hakkını yemeyeyim. Ne beklediğimi de bilmeyişim de sabit. Değişk bir şey olmuş. Saracağına inancım var hala. Sadece aklıma takılıyor, bu kadar kadroyu bu dizinin neresine koyacaklar? Dylan McDermott severimdir ama onun yeniden ne işi var mesela? 1. sezonun kadrosunu korumuyormuş görünümlü korumuşlar gibi olmuş resmen bu sezondaki kadro.
* Last Resort, Partners: pilota girdim ama gerisine giremedim, ama listeden daha çıkmadılar. Bu çoklukta yokluk yaratmam gerekiyordu. Reytingler müsait gelmedi. İlki meraktan, 2. de sitcom sever değilim ama dozu yüksek Sophia Bush severimdir ondan duruyor.
666 ve Chicago Fire da hala listeden çıkmadı ama iptal-devam alana kadar da çıkarmayacağım. Çünkü olur da devam ederse denerim ben bunları. Görmem lazım… CF’nin reytingler de ortayı buldu şu aralar zaten, zaman desen dizi konusunda aşk olsun…
* The Mob Doctor, Ben and Kate, Animal Practice: pilottan sonra vazgeçtim. Biri gitti, biri gitti gidecek. Diğeri de ileride gider herhalde. Pişman değilim hakim bey.
* Leaving, Go On, Guys with the Kids, Beauty and Beast, Me and Mrs. Jones, Homefront, Emily Owens M.D. (@shane’e katılıyorum, başka bir başlıkta ben de söyledim. Niye izleyelim ya? :)), Vegas, The Neighbors, The Paradise … Denemedim bunların hiçbirini, açıkçası içimde herhangi birine dair bir his yok. Hele hele Vegas’taki ve The Neighbors’taki lafımı yemeyeceğim.
* Room at the Top‘ı denildiği üzere “vaktim olduğunda” kategorisine ekliyorum. Cuckoo‘u da öyle bir anlattınız ki onu da aldım listeye. İlgimi çektirdiniz açıkçası. Primeval‘ı da o ilk seriyi izlemeyenin anlamayacağı düzeyde yapmadılarsa ona da bakabilirim… Tabii, çabuk olmayabilir bu dediklerim. Unutmadan yazayım şunları.
Oh bitti yorum. Bu arada Matematik Tarihi çalışmayı da aradan çıkardım. Posketin sonunda ben de sizin kadar güldüm, ama biraz sinirden de güldüm sanırım. Bu arada bende de okul dönemi sinema dışında film diye bir olay yok…
@shane Şu hal-i vaziyeti benim kadar anlayan azdır. Herkese kolay gelsin, biraz da sabır!
@meorman: Tüm görsel ve videoları Aylin ile ben seçip kurgucu arkadaşa (Uğur) iletiyoruz. Aralara yerleştirme işini Uğur yapıyor.
Genelde çekimleri Özgür yapar ama bu kez kamera arkasında da Uğur vardı. 1:40 saat ne yapacağını şaşırdı gariban. Bir ara kamera arkasında volta atıyordu, ne zaman odayı terk edecek diye bekledim ama bırakmadı sağolsun. :))
Öncelikle tüm 22 dakika ahalisine selamlar! Podcast’i görünce dayanamayıp girdim. Bir yandan da bir taşla 33 kuş vurayım dedim. Bu sene yeni çıkan dizilerin neredeyse hepsini seyrettim. Benim fikirlerim genellikle podcastle ters düştü açıkçası.
A Mother’s Son => Fena değildi fakat izlemeyen de bir şey kaybetmez. İngiliz dizilerini sevdiğim için seyrettim. Ama pişman mıyım? Hayır!
Coma => Öyle aman aman bir şey yok ortada ama sürükleyici ve güzeldi. Bu kadroyla birlikte kesinlikle çok çok daha iyi bir yapım ortaya çıkabilirdi. Ama bu haliyle de fena değil bence.
The Bletchley Circle => Bir süre önce edindim. Moduma girdiğim an başlayacağım.
The New Normal => Sezonun en iyi komedi(-drama)si. Her bölümünü merakla bekliyorum. Daha başından hiç tatmin olmadan kalkmadım. Yeterince güldürüyor beni.
Leaving => Daha dün gece 3 bölümünü peşpeşe seyrettim. Fena değildi ama izlemeyen bir şey kaybetmez.
Go On => İlk bölümünü çok sevmiştim. İkinci bölümünden sonra ise neden olduğunu anlayamadığım bir şekilde soğudum diziden. Şimdilik devam etmiyorum ama belki yazın geri dönebilirim.
The Mob Doctor => Reytinglerinin kötülüğünden dolayı nasıl olsa iptal olacak diye hiç dokunmadım bile.
Guys With Kids => Çok severek seyrediyorum ben bu diziyi. Klişelerle dolu ama çok eğlenceli The Office ve 30 Rock’ın son sezonu olması itibariyle devam edebilirmiş gibi geliyor bana.
Vegas => Michael Chiklis’ten dolayı şans vereyim dedim. Hiç pişman olmadım. Gayet sürükleyici ve başarılı bence. Tam sezon onayı alması da ayrı bir güzellik oldu.
Revolution => Benzer tarzda bu kadar güzel dizi iptal olurken Revolution nasıl devam ediyor hiç mi hiç anlamıyorum. Sıkılarak ve bunalarak, sırf fikrim olsun diye ilk bölümün seyrettim. Ama hiiiiç olmamış bence. Özellikle Tracy Spiridakos‘un oyunculuğu porno oyunculuğu seviyesinde. Aman bana uzak, sevenleriyle mutlu olsun.
Teenage Mutant Ninja Turtles (2012) => O kadar ilgimi çekmiyor ki podcastte bile atlattım bunu.
Ben and Kate => Şimdiye kadar izlediğin en kötü komedi dizisiydi herhalde. İlk bölümün ardından, herhalde buna onay verirken kafaları güzelmiş diye düşünmedim değil.
Animal Practice => Çok eğlenceliydi. Justin Kirk’ün performansı mükemmel ötesiydi. Ne yazık ki iptal oldu. ABC’nin komedi gecesinde bunu rakip koyunca ne bekliyorlar zaten anlamıyorum.
The Mindy Project => Başına hiç sevmiycem diye oturdum ama The New Normal’dan sonra sezonun en sevdiğim komedisi oldu. Şimdilik 3 bölümü çıktı, üçünde de kendimi kahkahalara boğdum. İptal olursa yıkılacağım.
Room At The Top => İlk kez duydum bunu. Listeme eklendi. Bir ara bakacağım.
Cuckoo => Çıktığından beri ediniyorum. Başlamak için ilk sezonun bitmesini bekleyeceğim.
Elementary => Daha önce Sherlock izlememiş biri olarak ben bu Elementary’den bayağı bir memnun kaldım.Özellikle biraz önce izlediğim 3.bölüm acayip hoşuma gitti. Oyuncuların performansları çok çok iyi. Ama Sherlock izleyenler genellikle sevmiyorlar yorumlardan anladığım kadarıyla.
Homefront => Bunu da ilk kez duyuyorum. İkisini de hiç izlemedim ama bana Army Wives’ı anımsattı konusu. Uzak duracağım başka bir dizi yani.
Last Resort => Konusu hiç ilgimi çekmemesine rağmen şans verdim. İyiki vermişim diyorum. Sezonun en iyilerinden bana kalırsa. Last Resort’ta tek sevmediğim şey Grace karakteri. Gördükçe suratına yumruk atmak istiyorum. Bunun dışında, Autumn Reeser‘ın performansına hayran kaldım. Kadın sahneye çıkınca her şeyi unutum onu seyrediyorum resmen.
The Neighbors => İlk iki bölümü hiç sevmedim fakat 3.bölüm itibariyle diziye taptım. Komedi severler bir şans versin bence.
666 Park Avenue => Çıkan bütün bölümlerini izledim fakat her bölümde biraz daha sıkılıyorum. Hiçbir şey olmuyor dizide. Sarışın kadın otelde koşup duruyor, yok sesler duyuyor yok bilmem bişiyler görüyor vs vs. Belki kendini toparlar diye devam edeceğim muhtemelen. Ama reytinglerin hali düşünülürse, 2 bölümlük uzatma almış olması bile çok büyük şans gibi geldi bana.
The Paradise => İlk kez duyduğum başka bir dizi… Buna da bakmayacağım muhtemelen.
Hunted => Konusuna ve Melissa George‘un oyunculuğuna hasta olmam itibariyle başlar başlamaz karşısına oturdum. Karşılaştırmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama Alias’tan beri gelmiş en iyi casusluk dizisi bu bence.
Titanic: Blood and Steel => Hiç ilgimi çekmiyor.
Arrow => İlk bölümü seyrettim ama yeni bir şeyler bulamadığım için tatmin olamadım. Sanmıyorum ama belki yazın bir şans daha verebilirim.
Chicago Fire => Konusuna filan hiç bakmadan seyredin bu diziyi bence. Last Resort’tan sonra sezonun en sevdiğim draması oldu. Gayet sürükleyici, dolu dolu bir dizi.
Beauty and The Beast (2012) => Bu da sezonun en kötü draması bence. 1.bölümün sonuna kadar zar zor dayandım. Çoğu kişinin aksine, Kristin Kreuk‘u da nasıl sevmem anlatamam. Görmeye dayanamadığım oyunculardan birisi. Gerisini diz düşünün
Nashville => Connie Britton‘ı hiç sevmem, Hayden Panettiere‘i ise daha da sevmem. Ama yine de bu dizi beni kalbimden vurdu. Reytingleri ikinci bölüm itibariyle bayağı bir düştü ama iptal olsa bile izlediklerime sevineceğim.
Me and Mrs Jones => Bunu da kaçırmışım gözden. Hemen ediniyorum.
Emily Owens, M.D. => Başına kesinlikle sevmeyeceğim diye oturdum ama çok sevdim. Çerezlik, eğlenceli, komik mi komik bir dizi olmuş. Ayrıca oyunculuklar düşünüldüğünde diğer The CW dizilerinden daha iyi bence. Önyargılı yaklaşmayın, bir şans verin.
American Horror Story: Asylum => Bu sezonun konusunu, ilk sezondan da daha çok sevdim. Oyuncuların her bir ayrı harika zaten. İzleyin, izlettirin!
Partners => Will & Grace’in yaratıcılarının elinden bu dizi nasıl çıktı anlamadım. Sırf konusu hoşuma gidiyor diye izliyorum. Ayrıca çok sevsem de Sophia Bush burada gerçekten çok kötü oynuyor.
Primeval: New World => Hiç ilgimi çekmiyor.
***
Yine çok güzel bir podcast hazırlamışsınız. Ellerinize, emeğinize sağlık. Bir dahaki bölümü iple çekiyorum.
@dkamoy : Animal Practice’te o maymundan bahsetmeyi nasıl unutursun, hayret ettim!
@abidin77 : 22’şer dakkadan izle bence.
@real tortoise : Bakalım beklediğine değecek mi…
@unfortr : İlk gelen haberlere göre toplam 3 saat anladık. Aha dedik kimse izlemez artık. Sonra çıktığında bi baktık 2 saat. Eh, bunu izleyenler olur. Ama “bayram şekeri” tanımı yapılacağı hiç aklıma gelmezdi valla. Teşekkürler. Umarım beklentini karşılar.
@alperen4700 : Abartmaya gerek yok bence. Sonuçta, zevk meselesi. Ayrıca, sezon ilerledikçe bizim fikirlerimiz de değişebiliyor. Zaten buradaki çoğunluğun bildiğinden çok daha fazlasını da paylaşmamış durumdayız. Yani senin gibi yorumlarda gezenler için eksiği var fazlası yok.
@drlazy: Ben de olsam bölerek izlerdim ne yalan söyliym. Zamanım olsa bile sıkılırdım gibime geliyor. Üstelik bence bölünce bütünlüğünden de bişi kaybetmiyor.
@havintk : Offf, bu ne sürat! Resmen tetikte bekliyormuşsun desene. Beğenmene çok sevindim. O listene girenlere Me and Mrs Jones’u da ekler misin benim için?
@meorman : Ay ne dicemi şaşırdım. Teşekkürler.
@aytackara : Bu posketleri yapmanın en güzel tarafı sizin yorumlarınızı okumak. Ne kadar çok fikir o kadar doyan bir dkamoy. Ahali ne düşünüyordu, neye katıldı, katılmadı, hangi diziyi sattık/satamadık/satmadık diye okuması apayrı bir zevk. Fon müziği tadında bile olsa zaman ayırıp izlemişsin valla, sağol.
@hsparks : “Benim fikirlerim genellikle podcastle ters düştü açıkçası.” demişsin ama sonrasında sıraladığın fikirlerin genellikle ters düşmemiş görünüyor. Bardağın dolu/boş tarafını görme durumumuz var galiba karşılıklı..? Neyse… Hoş uğradın.
Neyse hepsini seyrettim. İkiye hatta üçe bölerek izleyin vallahi çoook uzun. Ben birçok dizi hakkında zaten fazlasıyla gevezelik etmiştim. Sadece posketle alakalı şunları söyleyeyim:
1) Shane’nin Revolution yorumuna bayıldım. Altına imzamı atarım çooook haklı.Fazlasıyla da komikti tavrı, söyledikleri güldürdü.
2) Dkamoyun da keza The Mindy Project yorumuna katılıyorum. Bildiğin romantik komedi ve ben türü sevmememe rağmen bu kadar sevdi isem, türü seven bayılır… (Shane’in “Romantik Komedi” anlayışını da merak etmedim değil. Pek romantik komedi değil demiş.)
3)En çok Titanic Yorumunuza güldüm. İkinizin de dizi hakkında ve “Titanic” hakkında söylediklerinize Titanic filmine bayılmama(1250 kere izlememe) rağmen güldüm.
4) Shane’in “Bunu neden heyecanla izleyelim?” , “Kim neden bunun başına oturur ki?” yorumlarının da çoğuna katılıyorum. Hele de Chicago Fire konusunda…(Türk izleyicilerine hitap etmeme konusunda, tıpkı “Nashville gibi”)
Listeme de “Bletchley Circle, Cuckoo ve Me and Mrs Jones’u aldım sayenizde…”
Tekrar emek veren herkese teşekkürler…
Son olarak, bu posketi her dizi için ayrı ayrı videolar haline getirme fikrine de bayıldım. Şuradaki son yorumumda ben de ona benzer bir şey kast etmiştim.(Oradan Alıntı: Bir de 30 çok kuvvetli bir sayı; o sebeple 2′ye; hatta 10′ar 10′ar 3′e bölünebilir. Bu özellikle sonradan “Aaa şu dizi hakkında ne demişler bir bakalım.” diyenlere kolaylık sağlar.) Vakit kazanımı açısından bize yarar sağlayacaktır mutlaka…
Ayrıca, sohbetin son kısmı herhalde hepimizin en çok katılacağı kısım. “Film izleyemiyorum ya, ona yanarım!” Buna ben de “Kitap okuyamıyorum ya, ona da ayrı yanarım” ekleyeyim; emeğinize sağlık tekrardan…
@dkamoy özel bölümü: Fazlalığı İngiliz dizileri kısmı sanırım. Mesela sayenizde Bletcley Circle, Cuckoo, Me and Mrs Jones’u listeme aldım. (Altyazıları çıkar çıkmaz tabi) Yorumlarda İngiliz dizilerine biraz üvey evlat muamelesi yapılıyor ya, ondan dolayı. Ben ne zamandır bekliyordum posketi, o sebeple cidden görünce sevindim, çünkü tarih olarak daha geç bekliyorduk, hoş sürpriz oldu. Abartma veya iltifat değil yani. Bir de itiraf etmek gerekirse bugün izleyecek bir şeyim yoktu; gece napsak, derken gördüm. Onun da etkisi büyüktür, yukarıdaki yorumda…