Cristin Milioti, HBO Max’in 10 bölümlük dizi onayı verdiği Made for Love isimli kara komedinin kadın başrol oyuncusu oldu.
24 yorum pirate 30 Temmuz 2019 08:34
Cristin Milioti (A to Z, No Activity, Fargo, Black Mirror), HBO Max’in 10 bölümlük dizi onayı verdiği Made for Love isimli kara komedinin kadın başrol oyuncusu oldu.
Alissa Nutting‘in 2017 yılı basımı aynı isimli romanından uyarlanacak olan dizinin senaryosunu Patrick Somerville kaleme alacak. Somerville, ayrıca dizinin yürütücüsü olacak. S.J. Clarkson, yönetmenlik görevini üstlenecek. Yapımcı koltuğunda Somerville, Clarkson, Nutting üçlüsüne Liza Chasin ve Dean Bakopoulos da eşlik edecek.
Karanlık, absürt ve dokunaklı şekilde alaycı bir boşanma ve intikam hikayesi olarak lanse edilen Made for Love, bazılarının aşk için ne kadar ileri gideceğini ve başkalarının onu yok etmek niçin neler yapabileceğini gözler önüne serecek.
Milioti, bir teknoloji milyarderi olan Byron Gogol isimli, sosyopat eğilimli bir adamla olan 10 yıllık boğucu evliliğinden nihayet kurtulan Hazel Green isimli bir kadına hayat verecek dizide. Fakat çok geçmeden kocasının beynine ‘The Made for Love’ adını verdiği gelişmiş bir izleme cihazı yerleştirmiş olduğunu fark edecek. Hazel, memleketine, yaşlı babasının yanına sığınmak için uçarken söz konusu çip sayesinde Byron, Hazel’ın beynine eşi benzeri görülmemiş bir şekilde erişim sağlıyor.
yorumlar
Konusu çok cazip. Şimdiden ağzımın suyu akmaya başladı. Heyecanla bekliyorum.
Ray Romano
Noma Dumezweni
+Billy Magnussen
Dan Bakkedahl ve Augusto Aguilera
Raymond Lee
+Ione Skye
https://www.youtube.com/watch?v=hNrMMLOTdso
Beklentim büyüktü bu diziden ama şu fragmanı izledikten sonra aşağıya çektim iyice açıkçası.
https://www.youtube.com/watch?v=lvWgNSLIULw
İlk paylaştıkları fragmanı silmişler
Poster
x3 ile gelmiş. Bölümleri 30 dk. civarıymış. 3+3+2 diye gidiyor.
Hem sevdim hem sevmedim. Bazen “Siz ne yapıyorsunuz yahu?” diye düşündüğüm oldu açıkçası. İşin içine birazcık absürtlük de katmışlar. Lineer bir akış zaten hak getire. Bir geçmiş, bir şimdiki zaman diye diye bölümler akıp gidiyor.
Zaten süreler 30 dk. civarı, o nedenle kolay geçiyor. Cristin Milioti’ye sevgiler. Billy Magnussen’e melek yüzlü ve şeytan soslu karakteri yakışmış yine. 3. bölümün vardığı yeri beğendim gibi, onçün az daha bakacağım.
İyi desen değil, kötü desen tam ondan da değil aslında. Kadın kocadan uzaklaşayım derken kendisini çok gereksiz durumlara da soktu yalnız. Bir de o babaya sex doll şart mıydı gerçekten?
S01E01—03
Dizinin haberi ilk çıktığı vakit heyecanlanmıştım. Fragmanı çıkınca ise yüksek beklentimi aşağıya çekmiştim. Düşük beklentiyle başına oturunca da yeterli buldum. 3 oyuncunun da kendilerine uygun roller bulduklarını söylemek mümkün.
S01E01
Tıpkı Flight Attendant gibi eski HBO için yeterli olmazdı ama HBO Max dizileri arasında sırıtmaz gibime geliyor. Cristin Milioti olmasaydı devam etmezdim tabii ki, ilk bölümü onun varlığı sürükledi.
S01E03
Sadece Cristin Milioti için izlenebilecek bir dizi derken Ray Romano’nun varlığı çok iyi oldu. Güzel bir ikili olmuşlar. Yine de Made for Love ve Hub fikirleri cazip gelmiyor.
Yıllardır “ay bu ray romano’yu seven mi var?” derken sonunda birini tanıdım.
Bu diziye kadar kendisini The Big Sick ve sadece 1 2 filmde daha izlemiştim, Everybody Loves Raymond’ı izlemedim yani. O yüzden şimdilik sempatik geliyor bana. Daha fazla rolde izleseydim daha kesin konuşabilirdim tabii
Birkaç Everybody Loves Raymond ve Parenthood yetti bana. Sesine dayanamıyorum. Aklıma gelince bile sinir oluyorum.
Ray Romano’yu sevmeyenlere +1. Adamla bir zorum yok ama Parenthood’daki rolünden nefret etmiştim. Başka da bir işine denk gelmedim, kaldı öyle.
Ben adamı ilk defa izledim sanırım burada ama direk itici geldi nedense
s01e01-03
Düşük beklentimi bile izlerken daha düşürerek izlemek durumunda kaldım. Aynı böyle bir dizi vardı, Yunus ve ev fikri ile, hatırlarsam eklerim buraya da. Cristin Milioti hayranı değilim, sever miyim derken Gogolcu arkadaş çok daha sinir bozucu çıktı.
Çıtır dizi boşluğumu dolduruyor şimdilik.
S01E04—06
4. bölüm, ilk 2-3 bölüm kadar olmasa da izletti bir şekilde kendini. 5’te ciddi bir düşüş yaşadı. 6’da ise iyice dip yaptı. Devam etme isteği kalmadı bende. Bıraktım gitti.
Bu da böylece bitti.
Dizinin devamının ilk 3 bölümdeki seviyesini pek de koruyamadığını ama fazla da düşürmediğini düşünüyorum. Kendilerince bir şeyler anlatıp geçtiler, ciddiye alabildim desem yalan olur ama bunların da amacı bu değildi zaten.
Cristin Milioti-Bill Magnussen ikilisi ve bölümlerin kısa olmasıyla yürüdü. Kafalarında daha fazlası olduğu belli. İkinci sezona ufaktan yol yaparak kapatmışlar. Devam ederlerse ben de ederim.
Boşanma meselesine rağmen bir şekilde iletişimde kalacaklardı sonuçta.