Dead Man’s Gun – Tanıtım
1 yorum pirate 06 Mayıs 2025 08:58

Dead Man’s Gun, 1997-1999 yılları arasında Showtime’da 2 sezon boyunca yayınlanmış olan antoloji türünde bir dizi. Bölümlük hikayelerden oluşmakta. Hikayeler, Vahşi Batı’da geçmekte. Özel, şık ve lanetli bir silah etrafında şekillenmekte.
Sezonlar, 22’şer bölüm uzunluğunda. Bölümler de 44’er dakika uzunluğunda.
Ed Spielman ve Howard Spielman, dizinin yaratıcıları konumundalar. Kris Kristofferson ise dizinin anlatıcısı pozisyonunda.
3 bölümden oluşan bir TV filmi olarak başlamış dizinin ekran macerası 2 Mart 1997 tarihinde. O akşam 3.46 milyon izleyiciyi ekran başına toplamayı başarınca devamı çekilmiş. 1997 yılı yazında 4. bölümle birlikte dönüş yapmış. Kalan bölümler, 1.27-2.64 milyon izleyici sayısı aralığında takılmış.

Yukarıda sözünü ettiğimiz silah, sürekli olarak el değiştirmekte. Vahşi Batı’da kasaba kasaba dolaşmakta elden ele. Lanetli bir silah olduğunu söylemiştik. Siz ondan vazgeçmeyi beceremezseniz o sizden vazgeçiyor bir noktada. Bir antikacıdan satın almak suretiyle eline geçiren de var bu silahı; bir rahmetlinin cansız bedeninden söküp alıp sahiplenen de. Ölümüyle birlikte silahtan ayrılan da var; silahı zarafetle bırakıp yoluna gitmeyi başaran da. Silahın hiçbir atış becerisi olmayan birini kusursuz bir atıcıya dönüştürdüğüne de şahit oluyoruz; büyük bir şans faktörünü beraberinde getirdiğine de.

Dizinin ilk 4 bölümünü izlemiş bulunuyorum. İlk bölümün başrolünde John Ritter‘ı izliyoruz. Kasaba kasaba dolaşıp hileli silahlarla atış/illüzyon gösterileri yaparak geçimini sağlamakta olan son derece hırslı ve de çapkın bir adama hayat veriyor Ritter. Silah onun eline geçtikten sonra gösterileri daha fazla izlenir hale geliyor. İnsanların ilgisi büyüdükçe kibri de büyüyor.
Teryl Rothery‘iyi ise gösterilerinde ona eşlik eden sadık eşi rolüyle izliyoruz.

İkinci bölümün başrolünde John Glover var. Hayatını dolandırıcılık yaparak kazanan bir adama hayat veriyor. Ayak bastığı yeni kasabada gözüne bir av kestirecek Glover’ın karakteri Jack Fleetwood ve olaylar gelişecek.

Üçüncü bölümde biri hırslı, diğeri ise son derece dürüst ve erdemli birer adam olan iki erkek kardeşin bir kasabaya ayak basmalarının ardından yaşadıkları olayları izliyoruz. Frank Whaley ve Sebastian Spence, söz konusu 2 kardeşe hayat veriyorlar.

Dördüncü bölümde ise kasaba kasaba dolaşıp düğme vb. küçük şeyler satarak karnını doyurmaya çalışan bir seyyar satıcının hikayesini izliyoruz. Son derece naif, iyi niyetli, yardımsever bir adam olan Leo Sunshine karakterine Henry Winkler hayat veriyor. Yolda cesediyle karşılaştığı John Hayes isimli ölü bir adamın silahını, kimliğini, mektubunu ve atını alan Sunshine, mektupta adı geçen kasabaya güzel maaşlı, kalacak yerli, 3 öğün de maaşlı cazip bir işe başlamak üzere John Hayes olarak gidiyor. İşin ne olduğunu ise oraya vardığında öğreniyor: Kasaba’nın şerifliği. Bundan sonrası ise hem eğlendiren hem de kalpleri ısıtan bir hikayeye dönüşüyor.
İzlediğim 4 bölüm arasında en çok sevdiğim bölüm kesinlikle 4. bölüm oldu. Bana en çok geçen karakter de Sunshine oldu. Birinci ve ikinci bölümleri de sevdim bu arada. 3. bölüm ise aralarında tek kötü olanıydı.

Dört bölümün dördünde de merkez erkek kahramanlarımız kasabanın barında takılan, hafif sıfatıyla nitelendirilen, iyi görünümlü, birer sarışın hatunla fiziksel ya da duygusal yakınlaşmalar yaşıyorlar. Bölüm hikayelerinde önemli yer tutuyor bu kadınlar.
İlk bölümde bu kapsamda April Telek‘i, ikinci bölümde Laurie Holden‘ı, üçüncü bölümde Deanna Milligan‘ı ve dördüncü bölümde Susan Hogan‘ı izliyoruz. Bu dörtlü arasında da Laurie Holden ve Susan Hogan’ın karakterlerindeki farklı özelliklerle daha fazla öne çıkmayı başardıklarını söylemek mümkün.

Benim diziyle ilgili söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Tüm kadroya şuradan göz gezdirebilirsiniz.




yorumlar
S01E05-06-07
İlk 4 bölüm seviyesinde geçmedi ne yazık ki bu 3 bölüm. 6. bölüm idare etti yine ama diğer 2 bölümde çok sıkıldım ve atlaya atlaya geçmeye başladım bir noktadan sonra.
7. bölümün içinden 20 yaşında, epey toy bir Sarah Chalke çıktı. Bu bölümde evli rolü oynadığı adamla arasındaki yaş farkı tam 28. Komik görünüyorlardı bence yan yana. Kızını oynasaymış keşke.
S01E08
Mr. & Mrs. Smith
Şablon fikir fena değildi. Oyuncu seçimleri (Paul Johansson & Daphne Zuniga) zaten iyiydi. Ama işi pratiğe dökme konusunda yeterince iyi değildiler bence. Ne gerebildiler ne heyecanlandırabildiler ne de eğlendirebildiler. Sunum epey kötüydü. Tepkisiz bir şekilde izlendi bölüm.
S01E09-10-11
9’u izleyip bitirdim bir şekilde ama yetersizdi. Hiç ilgimi çekemeyen 10 ve 11’i ise yarıda bıraktım. 1, 2 ve 4. bölümlerdeki seviyesini yakalayamadı ne yazık ki dizi devamında gelen 7 bölümlük süreçte. Daha fazla sabbretmeyeceğim. Bıraktım gitti.