BaşlangıçBu yazarın nick’ine de ilham kaynağı olan Crane ailesini ve bu ailenin ferdi olan Frasier’ı anlatmaya başlamadan önce Frasier adlı dizinin doğmasına sebep olan “Cheers” dizisine birkaç satır da olsa değinmeliyiz herhalde. Cheers, Türkiye’de 80’lerde TRT’de yayınlanmıştı. Daha sonra Cnbc-e’nin 2000’lerde tekrar yayınladığı ama benim o sırada yakalayamadığım bu eski dizinin bölümlerini internet üzerinden bulabilmek de hiç kolay değil. Amazon’da satılıyor tüm sezonları o ayrı :) Bundan ötürü Cheers’ı izlememiş biri olarak, diziye ait bilgilerim sağdan soldan okuyup sonra gelip buraya tercüme etmekle sınırlı.

1982 ile 1993 yılları arasında NBC’ de yayınlanan Cheers; Boston, Massachusetts’teki Cheers Bar’ın müdavimleri arasında dönen bir komedi dizisiydi. Psikiyatrist Frasier Crane de dahil olmak üzere çeşitli meslek gruplarından insanların Cheers Bar’da bir araya gelmesi ve aralarında geçen muhabbetler üzerine kurulu dizi 11 senenin ardından yerini uzantısı (spin-off) Frasier’a bıraktı.Cheers sonlanınca, aynı sene içinde Kelsey Grammer’in yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği Frasier, 1993 yılında NBC’ de başladı ve 2004 yılına kadar da devam etti.

Konu
Eşiyle olan evliliğinin son bulmasından sonra Frasier memleketi Seattle’a döner. Amacı, hayata yeniden başlamaktır ve bu yolda da oldukça mesafe kat etmiştir. Kendisine ait bir radyo programı, güzel bir evi ve saygı duyulan bir hayatı vardır. Tam sahip olduğu bu yeni hayatın tadını çıkarırken babası Martin Crane’in yanına taşınması üzerine kısa süreliğine bir travma geçirir! Babasını, her ne kadar kardeşi Niles’a havale etmeye çalışsa da bu çabaları da sonuç vermez. 11 sezon sürecek yeni hayatını artık babasıyla ve bir türlü geçinemediği babasının köpeği Eddie ile paylaşmak zorundadır! İşte bu olaylarla dizimizin ilk bölümü başlar.Ana Karakterler:

Frasier Crane (Kelsey Grammer): Psikiyatrist. Radyoda Doktor Frasier Crane Show adı altında, insanların arayıp psikolojik problemlerinden bahsettiği bir program yapmaktadır. Dizi içerisinde kısa süreli olarak yer verilen bu radyo programı, en az dizinin kendisi kadar güzeldir. Frasier’in dinleyicilerine verdiği tavsiyeler, baş edemediği zaman inceden inceye dalga geçip yayından göndermesi eğlencelidir.

Niles Crane (David Hyde Pierce): Frasier Crane’in küçük kardeşi. Abisi gibi psikiyatristtir. Abisinin gerisinde kaldığı düşüncesi, zaman zaman kendisinde ciddi bir kompleks oluşturur. Bu kompleksi de dışarı vurmaktan çekinmez. Yeri geldiğinde, başkalarını iğnelemek konusunda abisinden hiç de geri kalır yanı yoktur!

Martin Crane (John Mahoney): Bu eşsiz ikilimizin babası. Kendisi emekli bir polis dedektifidir. Görev başındayken kalçasından aldığı bir kurşun yarası sonucu emekli edilmiştir ve bu sebepten ötürü bastonla dolaşır. Durumundan dolayı tek başına yaşaması mümkün olmadığından, oğlu Frasier’ın yanına taşınmıştır.

Daphne Moon (Jane Leeves): Martin Crane’in terapisti ve evin gündelik işlerinin sorumluluğunu üstleniyor aynı zamanda. Dizi boyunca Frasier ve babasıyla aynı evde yaşadığı görülür.

Roz Doyle (Peri Gilpin): Frasier’in programının yapımcısıdır. Zamanla, Crane ailesinin de yakın bir aile dostu olur.

Eddie: Martin Crane’in Terrier cinsi köpeği. Diziye ayrı bir renk katmıştır ve varlığı kesinlikle gözardı edilemez; bu sebepten ötürü zaten ana karakterler kısmına dahil edilmiştir. Kendisi bir köpek olarak, rolünü de gayet iyi kotarmıştır. Ayrıca gerçek hayatta John Mahoney’nin köpeği değil, dizide arasının her zaman limoni olduğu Kelsey Grammer’in köpeğidir!

Başrole Saygı !
Frasier Crane karakterine gelince, sadece “Frasier” dizisine ait kısmına hakim biri olarak; Cheers’i izlemiş bir arkadaşımızın, Frasier Crane’in için ayrı bir karakter yazısı derlemesi çok daha güzel olacaktır. Ne de olsa Frasier Crane karakteri, (karakter olarak, dizi olarak değil) 1984 (Kelsey Grammer, Cheers dizisine 3. sezonda dahil olmuştu) yılında başlayıp 2004 yılında ekranlara veda etmiş, bu süreçte 3 farklı dizide (Cheers, Wings ve Frasier) aynı karakterle (Frasier Crane olarak) Emmy’ye aday olmuş (Emmy tarihinde ilk ve tek!) ve tam 20 sene boyunca devam etmiş, (bu alanda da televizyon tarihindeki en uzun süreli karakteri olma rekorunu elinde bulunduruyor.) oldukça müstesna bir televizyon karakteri.Bu karakterin aslında ilginç de bir hikayesi var. Frasier Crane ilk olarak Cheers dizisine dahil edildiği zaman kendisi sadece 6 bölümlük olarak düşünülmüştü. Daha sonra gösterdiği performanstan ötürü dizide kalmaya devam edip diziyi tamamladı ve sonrasında belki de televizyon tarihinin en başarılı uzantısına (spin off) imza atarak “Frasier” dizisini oluşturdu. Evet, hepsi sadece 6 bölümle başladı!

Başrolün Kardeşine Saygı !
Söz konusu aktör David Hyde Pierce olunca yardımcı karakter demeye bir türlü dilim varmadı. Dizide performansının Kelsey Grammer’dan hiç aşağı kalır yanı yoktur. Hatta bazı eleştirmenler tarafından “Frasier’ı boşverın, asıl eğlenceli olan Niles” şeklinde de yüceltilmişliği vardır. Dizinin yayında kaldığı süre içerisinde, dizinin kırdığı rekorlara bir katkı da David Hyde Pierce’dan gelmiştir. Dr. Niles Crane karakteriyle en iyi yardımcı oyuncu kategorisinde ard arda 11 kez Emmy’ye aday gösterilerek (1994 – 2004 arası) bu alandaki rekoru elinde bulundurmaktadır. Sırf Kelsey Grammer’a benziyor diye ön görüşmeye çağrıldığı göz önüne alınırsa David Hyde Pierce’ın geldiği nokta oldukça şaşırtıcı ve bir o kadar da takdir edilesidir.

Frasier Crane&Niles Crane
İki kardeş, iki psikiyatr, ebedi dostluk, ezeli rekabet ! Frasier ile kardeşi Niles arasındaki ilişki böyle açıklanabilir herhalde. İki kardeşin hayatları aslında birbirine oldukça paralel. İkisi de tıp eğitimi almış, bu eğitiminin sonunda Frasier, KACL adlı bir radyoda program yaparken kardeşi Niles’ın ise özel bir muayenehanesi var.Birbirleri arasında genellikle büyük bir çekişme ve kıskançlık olsa da ortak zevkleri neredeyse tamamen aynıdır. Benzer karakterlere ve aynı kafa yapısına sahiptirler. Yalnız, iş ne zaman mesleki kariyere veya aralarındaki rekabete gelirse birbirlerine dokundurmadan edemezler! Hele hele eğer ikisi bir konuda rekabet halindeyseler, birinin diğerini geçebileceği ihtimali ödlerini koparır, geceleri uykularını kaçırır, yemeden içmeden kesilmelerine sebep olup hatta depresyona girmelerine bile yol açabilir! Özelikle birbirlerinin başarılarını itinayla kıskanırlar! Ortak özellikleri dediğimiz gibi çoktur, aynı hayat zevkine sahiplerdir, entelektüel birikimleri yüksektir, kendini beğenmişlikleri ise olmazsa olmazıdır! Ara sıra birbirlerine karşı yaptıkları saldırıların yanı sıra, zaman zaman 3. şahıslara karşı bir olup inceden inceye giydirmeye başlayabilirler. Her ikisi de iliklerine kadar züppedir! İki kardeş için Seattle sosyetesinin bir parçası haline gelmek çok önemlidir. Bunun için yapmadıkları kalmaz. Gerek bir tiyatro oyunu olsun, gerekse bir opera veya bir kokteyl, hemen smokinleri giyip Seattle sosyetesinin arasında karışıp kendilerine sağlam bir yer edinmenin yolunu ararlar.

Martin, Frasier ve Niles’a karşı
Dizideki ana unsurlardan bir tanesi de Martin ve oğulları arasındaki sınıf çatışmasıdır. Hayatlarında geldikleri nokta itibarıyla Frasier ve Niles eski kafalı diye tabir edebileceğimiz babaları Martin’den oldukça ayrışırlar. İki oğul, kolay beğenmeyen, yüksek zevklere sahip, elit insanlarken, babaları ise tam tersine alelade bir halk adamıdır. Frasier ve Niles’ın zaman zaman yaptıkları telkinlere rağmen Martin olduğu kişiden hiçbir şekilde ödün vermez. Baba ve oğulları arasındaki bu zıt kutupluluk her ne kadar çekişmeye sebep olsa da iki farklı sınıf arasındaki mücadeleyi de eğlenceli yanlarıyla ele almasıyla diziye kesinlikle farklı bir tat katıyor.Takdirler
Frasier, yayında kaldığı 11 sene boyunca 37 tane Emmy almış. Bu Emmy ödülleri içinde 4 tane Kelsey Grammer’ın, 4 tane de David Hyde’ın ödülü var. Ayrıca dizi 1994 ile 1998 arasında en iyi komedi dalında ard arda 5 Emmy alarak, bunu Emmy tarihinde başaran ilk ve tek dizi olma unvanını elinde tutuyor. (Meraklısına not: 1999 yılında ödülü Ally McBeal’a kaptırmış) Emmy tarihinde böyle bir “beşleme”nin yanına yaklaşan dizi yok. Son zamanlarda 30 Rock, 2007 ile 2009 yılları arasında en iyi komedi dalında ard arda 3 ödül alarak, Frasier’ın rekoruna en çok yaklaşan dizi oldu; ama onun da gerisi gelmedi.

Neymiş, ne olmuş !
Cheers’da tek kardeş olduğu ifade edilen Frasier Crane, Frasier dizisinin kadrosu şekillenmeye başlarken, dizinin yapımcılarından birisinin Kelsey Grammer ve David Hyde Pierce arasındaki benzerliği fark etmesiyle ve David Hyde Pierce’in etkileyici set performansından sonra, yapımcılar tarafından Pierce’in Niles Crane olarak diziye dahil edilmesine karar verilir. Diziyle ilgili başka bir ayrıntı ise, Frasier Crane’in radyo programının yapımcısı olan Roz Dyle için ilk olarak Friends’in Phoebe’si Lisa Kudrow düşünülmüş. Ama daha sonra Lisa Kudrow’un performansı yapımcılar tarafından karakter için zayıf bulununca, rol Peri Gilpin’e gitmiş.

Eleştiriler
Frasier; her ne kadar popülerlik açısından aynı devirde yayınlanmış Friends, Seinfeld gibi dizilerin gerisinde kalmış, bu diziler kadar geniş kitlelere ulaşmamış olsa da kendine ait özel izleyici kitlesini başarıyla oluşturmuştur. Yayınlandığı yıllarda, aralarında çok fark olmamasına rağmen reyting sıralamasında Friends ve Seinfeld’in biraz gerisinde kalmıştır. Bu açıdan izlenirlik oranı da bu dizilere kıyasla biraz düşüktür. Friends ve Seinfeld hemen hemen herkes tarafından bir şekilde izlenmişken, Frasier için bu oran bu dizilere kıyasla bayağı bir düşüktür.Diziyle ilgili olarak eleştirmenlerin genel görüşü, dizinin diğer komedilerden farklı olarak üst düzeyde entelektüellik barındıran bir espri anlayışına sahip olduğu yönünde. Bu duruma sebep olan elbette ki Frasier ve Niles’ın entellektüel ve elit kişilikleri. Örneğin; dizinin bazı bölümlerinde Shakespeare’in tiyatro oyunlarına, çeşitli opera eserlerine veya ünlü bir ressamın sergisine yapılan göndermeler rahatlıkla görülebilir. Bundan ötürü, dizinin zaman zaman ortalama kültür seviyesinin biraz üzerinde seyrettiğini söyleyebiliriz. Karakterlerin (özellikle de Frasier ve Niles) yapısı gereği, böyle bir durumun olması gayet normalken, bunun dizideki başlıca komedi unsuru olmadığını da belirtelim.

Frasier’ı diğer dizilere oranla eşsiz yapan özelliği, dizideki olayların akışının gerçeğe büyük ölçüde yakın olması. Dizi, neredeyse tüm amerikan tipi dizi klişelerinden arınmıştır. İlk 7 sezonunu izlemiş biri olarak diyorum ki bu dizide hiçbir zaman herhangi bir karakterin amcası veya halası ansızın ortaya çıkıp diziye dahil olmamıştır. Karakterlerden birinin eski sevgilisinin de çıkıp gelmişliği yoktur. Dizi sakinleri birden karar verip eksantrik yerlere seyahat etmeye karar vermez; en fazla Seattle’dan Kanada’ya geçerler. Dizi içinde uzun süreli olarak görülebilecek bir aşk hiçbir zaman olmamıştır (Platonik aşkları hariç tutuyoruz tabii…) Karakterlerin hepsi aklı başındadır, salağı oynayan, sıra dışı, arızalı, anormal ama aynı zamanda da sevimli olan bir karakteri de barındırmaz içinde. (Yan karakter kontenjanından “Bulldog” buraya dahil edilebilir. O da dizinin anca beşte birinde yer almıştır.) Konu sıkıntısı çekmemiştir, bundan dolayı da diziye hiçbir zaman uydur kaydır karakterler dahil olmamıştır. Olaylar (birkaç istisna dışında) oldukça gerçek hayatla paralellik gösterir. Senaryo bu açıdan hiç zorlanmamıştır. Belki bu senaristlerin başarısıdır, belki de Frasier’ın Cheers’tan gelen 10 senelik bir geçmişinin olması diziye bu avantajı sağlamıştır. Özetle, dizi gerçekçidir, izlerken “ya ne yapmışlar, hiç böyle de bir şey olur mu?” diye bir cümle kurma oranınız yaklaşık 38 bölümde bir görülür.
Tanıtımı bitirirken dizinin yapımcılarına, Kelsey Gramer ve David Hyde Pierce’a, John Mahoney, Peri Gilpin ve Jane Leeves’a teşekkür etmeden bu yazıyı bitirmek olmazdı. 22 dakikalık kısa zaman dilimleriyle 11 sene boyunca bizimle beraber oldukları için…