Bu yıl verilecek olan 63. Emmy Ödülleri‘nin adayları 14 Temmuz’da açıklanacak. Kazananları, 10 Eylül’de yapılacak olan ödül töreninde öğreneceğiz.
Bir Amerikan kuruluşu olan Televizyon Sanat ve Bilimleri Akademisi (Academy of Television Arts and Sciences) tarafından verilen ödüllerin aslında bizi ilgilendirenlerine (Amerikan dizilerine verilenlerine) Primetime Emmy Ödülleri deniyor. (Emmy’lerin tarihçesini merak edenleri şöyle alalım.)
“İyi hoş da, bu Emmy’lerin oylama aşaması nasıl oluyor, kimin en iyi olduğunu kim seçiyor?” diyenlerdenseniz, gelin birlikte inceleyelim ödüllerin kim tarafından, kimlere ve nasıl verildiğini. Ardından da komedi dallarının son yıllardaki perhiz ve lahana turşularına göz atalım.

Emmy ödülleri için akademinin belirlediği ve her sene aşağı yukarı aynı olan bir kural seti, prosedür ve takvim var. Özetle şöyle işliyor:

  • Adaylar adaylıklarını kendileri belirliyorlar. “Ben şu dalda şu eserimle, oyunculuğumla, dizimle adayım” tadında bildiriyorlar Akademi’ye adaylıklarını.
  • Akademi’nin an itibarıyla 15.000 kişilik bir üye listesi var. Aday olanlar, belli bir tarihte bu üyelere açıklanıyor ve belli bir süre boyunca her üyenin kapalı oylama yoluyla oyu alınıyor.
  • Bu oylama sonucunda biz Akademi üyesi olmayan fanilere duyurulan -kategori başına iki elin parmaklarını geçmeyen sayıdaki- adaylar belli oluyor (bu yıl 14 Temmuz’da duyurulacak).
  • Akademi’den bazı üyeler jüri olmak için gönüllü oluyorlar. (Jüri adayı olabilmek için elbette bir dolu kural var. Kural setinin “Emmy Judging Panels” başlığı altında bulabilirsiniz.)
  • Bu jürilerin oyları ile de kazanan belli oluyor ve ödül töreninde açıklanıyor. (Bu yıl 10 Eylül’de.)
Geçen yılın adaylarının videolarından...
Geçen yılın adaylarının videolarından…

Peki mesela ya bu jüriler, aday olan tüm eserleri izlemedilerse diye merak edenler için ufak bir not : Adaylar, eserleriyle ilgili kesitleri (dvd formatında) Akademi’ye sunmak zorundalar. Mesela bir oyuncu belli sahnelerdeki performansını “bunlar benim tüm sezon boyunca yaptığımı güzel temsil eder” diyerek 10 dakikaya sığdırılmış bir video olarak gönderiyor jüriye. Onlar da o sahnelere göre karar veriyor. Örneğin, geçen yılın en iyi erkek drama oyuncusu adaylarının sundukları 10’ar dakikalık videoları şurada bulabilirsiniz. Hatta, bu yılki aday adaylarını da şurada izleyebiliyoruz.

Komik miyim mi?

Bütün bu ahval ve şerait içinde, dizi dünyasının Oscar’ları olarak anılan Emmy ödüllerinin özellikle son birkaç yıldır komedi dallarında pek de komedi olmayan dizileri önümüze sıralıyor olması, sadece bizlerin değil başkalarının da dikkatinden kaçmıyormuş. The Hollywood Reporter’ın şu makalesinde bu konuya değinildiğini görünce, yazıdan bazı parçaları paylaşmak istedim.
 

Showtime’ın 30 dakikalık ağır topları

THR yöneticisi ve eleştirmen Tim Goodman, yazısında “Oy verenler, adaylarını belirlemeden önce, gülünç olanla dramatik olanı birbirinden ayırmalılar ki “komedi diziler” kategorisi, ismine ihanet eder hale dönüşmesin” diyor.
Yarım saatlik tüm Showtime dizilerinin (Weeds, United States of Tara, The Big C, Nurse Jackie), HBO’nun Entourage‘ının aslında komik değilken aday olmalarını eleştiren yazar, “Glee de komedi dalından aday olmayı tercih ediyor, ama ne yazık ki o da komik değil” şeklinde konuşarak duygularımıza tercüman oluyor.
İşte size ilgili makaleden alıntılar :

Bu yıl komedi dalında ödül toplaması beklenen The Big C komedi mi, drama mı?

İşin gerçeği, HBO’nun yarım saatlik dizisi Entourage En iyi Komedi dalında 3 yıl üstüste aday oldu ve her seferinde de haklı olarak ödülü 30 Rock’a, gerçek bi komediye kaptırdı. Elbette, Entourage’la 30 dakikanın nasıl geçtiğini anlamıyor olabilirsiniz ama bu diziyi izlerken gerçekten de yüksek sesle gülüyor musunuz? Gerçekten..?
Emmy’lerin bu kategorisinin problemi de bu. Bu diziler yarım saatlik dramalar oldukları için ya da Glee gibi 1 saatlik her ne iseler o yüzden komedi dalında aday gösteriliyorlar. Dizinin birinin kendisini komedi dalında aday gösteriyor olması, onun gerçek komedi olduğu ve komik olduğu anlamına gelmez.
Ya da bir dizi bir adaylığı hakediyor diye…
Bu işin bu kadar kirlenmesinin suçu kablolu kanallarda. Harika bir fikirle, kağıt üzerinde “kara mizah” diye tarif ettikleri 30 dakikalık tomarları sitkomların yerine sunmaya başladılar. Bu yarım saatler, aslında birer drama olan dizilerin biraz mizah unsuru eklenerek sunulmasıydı. Ayrıca bu dizilerde çok ünlü oyuncuları oynatarak oyuncu kategorilerinde oylamaları etkilemeyi garantilediler.
Neyse ki yıllar boyunca genellikle daha komik diziler hüküm sürdü.


Geçen yılın komedyen aktris adayları

Ama bu kateoride pis bir koku var. Emmy’ler için oy verenlerin gözleri, ünlü oyuncuların gücü ile büyüleniyor (ki bu güç, kablolu olmayan kanalların sitkomlarında genelde yok). Kim komedi dalında aday olan dizilerin başrollerindeki Edie Falco, Toni Collette ve Laura Linney üçlüsünü gözardı edebilir? Bu isimlerin kendileri bile insana Emmy ödül törenini izlettirir.
Falco’nun sinirli hali, Collette’in dönüşümü ve farklı karakterleri sunuşu; Linney’in yaklaşan ölüm karşısında çileden çıkışı hayranlıkla izlenecek şeyler. Ancak, şöyle bir bakışta bile bunların muhteşem performanslar değil, şaşırtıcı dramatik dönüşler olduğu anlaşılır. Bunları 30 Rock‘ta Tina Fey‘in kendinden nefret eden Liz Lemon’ı veya Raising Hope‘ta Martha Plimpton‘ın pejmürde sarkastik Virginia Chance’i ile karşılaştırmak mümkün mü?…
Emmy için oy verecek olanlar, yıldız oyuncu yoğunluklu yarım saatlik ama komik olmaya çalışmayan, bunun üzerine kurulu olmayan kablolu dizileri karşısında bir standart oturtmalı. Aynı prensibi Glee’ye de uygulamalılar.Lynch‘e aktris kategorisinde adaylık verin ama bilin ki Glee öncelikle bir müzikaldir, daha sonra bir pembe dizi, sonra bir drama ve evet, en son olarak da bir komedidir.

Glee ekibi 2010’da Ryan Murphy’nin ödülüne doymaya çalışırken

Bu diziler (Glee, Nurse Jackie vs.), It’s Always Sunny in Philadelphia, Louie, Archer, Raising Hope, Parks and Recreation, Community, The Middle, The Big Bang Theory ya da sizi gerçekten güldüren başka herhangi bir komedinin önünü tıkıyorlar.
Akademi üyeleri, kendi koydukları kurallar yüzünden hoş olmayan bir duruma sürükleniyorlar. Diziler drama yerine komedi dalında aday olmayı seçebildikleri için, oy verenler de bir ikilemde kalıyorlar. Bu kablolu yıldızlarını ya da Glee çocuklarını işin içinden çıkarttığın anda, Emmy’lerin çekiciliğini sönükleştirme riskine girme ihtimalin var….
Geçen yıl 3 komedyen aktris Tina Fey, Amy Poehler ve Julia Louis-Dreyfus‘un; 2 süper aktris olan Edie Falco ile Toni Collette karşısında (Glee’den Lea Michele de adaylar arasındaydı) nasıl yarışacakları birer muammaydı. Çoğunluğun tahmin ettiği gibi Falco götürdü en iyi komedyen aktris Emmy’sini.
(çevirenin notu : Hatırlarsanız, Falco ödülü alırken şaşkındı ve “ben komik değilim ki” demişti.) Collette de aynı ödülü önceki sene almıştı.

Collette (2009)

Lynch ile Falco (2010)

Lynch ile Falco (2010)

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ne sebeple olursa olsun -muhtemelen belli bir yaştaki şahane aktrisler, kabloluda başı çektiğinden olsa gerek- bu acayip eşleşme genellikle erkek adaylarda sözkonusu olmuyor. Geçen yıl Glee’den Matthew Morrison‘ın en iyi erkek komedyen adaylığı dışında çoğu aday ve kazanan komik aktörlerdi. Ve cidden, Morrison, Glee’de hiç komik bir şey söyledi mi?
Bu yıl Akademi’nin saygın üyelerinin bu tek basit gerçeği hatırlayacağını umuyorum : Bu bir komedi kategorisidir. Eğer bir komedi gerçekten iyiyse, sizi güldürüyordur. Bunu göz önünde bulundurun.

Yatık yazı ile paylaştığım çeviride sürç-ü lisan ettiysem affola diyor ve ekliyorum; umarım oy verenler Tim Goodman’ın bu haklı çıkışlarını duyarlar ve komedyen olmaya soyunanlardan yana kullanırlar oylarını. İlerleyen yıllarda, Showtime’ın ve diğer kablolu kanalların bu yarım saatlik tadına doyamadığımız dramalarını ve oyuncu kadrolarını komedi değil drama dallarında yarışıp, kazanırken izleyebilmek dileklerimle…