Geçelim bu upuzun yazımıza konu olan son diziye: Yürek Çıkmazı.

Salı akşamları TRT 1’de yayınlanan dizinin 5 bölümü geride kalmış durumda. 3.5-5.5 aralığında reytingler elde eden dizi, Atike Hınçlıer’in 2018 yılında yayımlanan ve gerçek bir hikayeden uyarladığını belirttiği aynı isimli kitabından uyarlanıyor.

Ayla Hacıoğulları ve Vilmar Özçınar, dizinin senaryosunu kaleme almakta. Serdar Gözelekli, yönetmenliğini üstlenmiş durumda. Gold Film imzalı dizinin yapımcısı Faruk Turgut.

Bir gün Cennet isimli bir kadın ölüyor ve hikayemiz başlıyor. Çok zor bir yaşam süren, eşinden hayatı boyunca psikolojik ve fiziksel şiddet görmüş olan, son dönemde ise bir hastalıkla da boğuşmaya başlayan Cennet, ölümünden önce tuttuğu bir avukata ölümünden sonra açılmak üzere bir mektup bırakıyor. “Bilseniz ölmem ne uzun sürdü!” diyerek derdini birkaç küçük cümleyle anlatmaya çalıştığı ve ölümünden kocası Yılmaz’ı sorumlu tuttuğu bir mektup.

*Güneşin Kızları, Sen Anlat Karadeniz ve Annenin Sırrıdır Çocuk gibi dizilerden hatırlanabilecek İrem Helvacıoğlu, Cennet’in mektubunu emanet ettiği idealist avukatımız Zeynep karakterine hayat veriyor. Doğru olanı yapmaya çalışan, korksa da korkusunun üstüne gitmekten çekinmeyen biri Zeynep. Bugüne kadar kendisine ait küçük hukuk bürosunda çalışmış. Çok kısa bir süre önce büyük bir hukuk firmasından iş teklifi alıyor. İşi kabul ediyor ama gün geçtikçe içselleştireceği ve bağlanacağı bu davadan da vazgeçmek niyetinde değil. Onu zorlu bir aile ve zorlu bir yolculuk bekliyor.

*Ayça Bingöl (Öyle Bir Geçer Zaman Ki), flashback sahneleriyle karşımıza çıkan rahmetlimiz Cennet‘e hayat veriyor. Çok küçük yaşta evlendirilmiş Cennet. Koca evinde huzur bulamamış. Gördüğü psikolojik ve fiziksel şiddet, onu ölümü büyük bir arzuyla bekler hale getirmiş. Elinden geldiğince iyi bir anne olmaya çalışmış. Ama elinden gelen yeterli olamamış çoğu zaman kocası yüzünden. Kocasından çok korkarmış ve hayatı boyunca susmuş. Ölümüyle birlikte nihayet konuşmaya karar vermiş.

*Kötü rollerin adamı Mesut Akusta, yine kötü bir rolle karşımızda. Kendisinden başkasını düşünmeyen, olur olmaz her şeye sinirlenen ve olur olmaz her şey için kavga çıkarabilen şiddet bağımlısı bir adam Yılmaz. Etrafındaki herkes korkar ondan. Dayanamayıp sinirlenerek üstüne yürüseler bile korkarlar içten içe. Ailesi, mahalleli, esnaf, herkes nasıl biri olduğunu bilir onun ama ona bulaşmamayı, kafalarını başka bir yöne çevirmeyi tercih ederler. Onların da başlarına bela olsun istemezler. Deli Yılmaz lakaplı Yılmaz, mahallede küçük bir tatlıcı dükkanı işletmekte.

*Adı Mutluluk, Arıza, Baba ve İstanbullu Gelin gibi dizilerden hatırlanabilecek Dilara Aksüyek, Yılmaz’ı bu hayatta gerçek manada seven tek kişi konumundaki Feride karakterine hayat veriyor. Feride, Yılmaz’ın en küçük çocuğu. Annesi, ablası ve ağabeyi dayak yerken, aşağılanırken, aç bırakılırken hep babası tarafından kayrılmış Feride. Onun saçını okşamış, onu kucaklamış, diğerlerini aç bırakıp onun karnını doyurmuş Yılmaz. O da şiddet dolu bu evde yaşananlar hakkında objektifliğini tamamen kaybedip garip seviyede bir ‘babacılık’ geliştirmiş kendi iç dünyasında. Annesinin ölürken bıraktığı mektup en çok onun canını acıtmakta, en çok onun tarafından tepki görmekte. Ortalıkta “Benim babam yapmaz böyle bir şey!” nidalarıyla dolanmakta Feride. Kıvanç (Cemal Toktaş) isimli zengin bir avukatla evli ama boşanma arifesinde. Onun bu babacılığı, onu savunmaları, her çağırışında koşmaları, kocasına sormaksızın ona maddi olarak destek oluşları adamı çileden çıkarmış ve nihayetinde ondan ayrılmış.

*Geniş Aile, Mucize Doktor ve Baba gibi dizilerden hatırlanabilecek Bihter Dinçel, Yılmaz’ın en büyük çocuğu Birsen karakterini canlandırıyor. Kader konusunda anasıyla yarışır durumda Birsen. Evlenmiş, 2 çocuk sahibi olmuş. Kocası yıllar önce vefat etmiş. Yılmaz’dan birkaç sokak ötede yaşıyor. Kocasının erkek kardeşi Mehmet (Timur Ölkebaş) ve onun eşi (Özlem Ulukan) hasta annelerine bakmak istemedikleri için onların alt katında yaşamaya devam ediyor ve yatalak kayınvalidesine (Güler Ökten) bakıyor. Yılmaz her çağırdığında korkudan koşarak yanına koşuyor. Bu korkaklığı ve ezikliğiyle çocuklarını da epey sinirlendiriyor. Oğlu Yusuf (Alp Akar), liseyi bırakmış ve istemeye istemeye dedesinin dükkanında çalışmakta. Olaylara karşı daha sağlıklı bir bakış açısına sahip olan isyankar ruhlu kızı Seray (Eylül Ersöz) ise bu yoklukta iyi bir üniversite kazanma hayali içerisinde.

*Alp Navruz (Ada Masalı, Fazilet Hanım ve Kızları), Yılmaz’ın ortanca çocuğu Halil karakterine hayat veriyor. Asi ruhlu, atarlı ve bir miktar kavgacı bir tip Halil. Çocukluk travmalarını hala atlatamamış durumda. Babasından iliklerine kadar nefret etmekte. Yıllar önce babasıyla arasında ona bıçak çektiği şiddetli bir kavga yaşanmış ve sonrasında da evi terk etmiş. Bu sebeple babası onu annesinin cenazesinden bile uzak tutmaya çalışmakta. Şık bir restoranın kapısında bodyguard olarak çalışmakta ve kirasını karşılamakta zorlandığı eski püskü bir dairede yalnız yaşamakta.

*60 yaşında demeye bin şahit lazım olan ünlü oyuncu Aydan Şener ve Ertuğrul Postoğlu (Paramparça), Zeynep’in ebeveynleri olarak karşımıza çıkmaktalar. Modern bir anne-baba olarak sunulmakta ikili. Anne, Zeynep’in bu davaya bakmasının tehlikeli olabileceğinin farkında ve davayı bırakmasını istemekte. Baba ise daha ılımlı. Kızının inatçılığının ve kendinden geçen idealistliğinin de farkında.

*Erhan Alpay (Sefirin Kızı), Zeynep’in yeni patronunu canlandırıyor. Kendini beğenmiş, itici bir adam. Halil ile sıkça gittiği restoranın kapısında karşılaşıyorlar. Onu eziklemeye çalışırken beklemediği bir tepki alıyor. Sonrasında ders vermeye çalışırken bir başka tepki daha. Halil ile karşılıklı olarak birbirlerinden haz etmiyorlar kısacası.

*İlayda Ildır (Sefirin Kızı, Söz), Halil’in çalıştığı restoranda garsonluk yapan ve ona aşık olan güzel bir genç kadına hayat veriyor.

*İrem Yüksel, Zeynep’in yeni iş yerine yanında götürdüğü şirin asistanını canlandırıyor.

*Rozet Hubeş, Yılmaz’ın başka bir şehirde yaşayan, Cennet’in ölümü vesilesiyle gelen ama Yılmaz’ın geri dönüşüne izin vermediği kız kardeşi rolüyle karşımıza çıkıyor. Hasan Şahintürk ise onun kocasını canlandırıyor. Yılmaz’dan hiç hoşlanmıyor ama korkudan sesini çıkaramıyor o da herkes gibi.

*Son olarak Kayra Şenocak dahil oldu kadroya Yılmaz’ın yeni avukatı Levent rolüyle.

Bunu da ilk başladığı günden beri takip etmekteyim. Diğer 3 diziye kıyasla biraz daha aşağı seviyede bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Tempo olarak biraz yavaş kalabiliyor ve bolca bağırış çağırış içermekte. Yardımcı karakterleri bir kenara bırakırsam ana karakterlerinin sevilebilirlik seviyesi de çok yüksek değil. Buna rağmen hikaye ve karakter altyapısı sayesinde izletebiliyor kendini şimdilik.