Gibi || Hayatın Kendisi Gibi – Tanıtım
120 yorum aserat 21 Mayıs 2021 08:03

1 Ocak’ta hizmete giren Exxen, özellikle içerik kalitesi olarak beklentilerin uzağında kalınca pek çok eleştiri ve tartışmanın odağı haline geldi. Öte yandan platformdaki projelerden biri şimdiden o kadar izlenip beğenildi ki burada da yer vermemek olmaz. Peki bu proje, son dönemin başarılı Türk filmleri arasında yer alan Ölümlü Dünya ve Cinayet Süsü‘nün ekibinden çıkıyor desek? O zaman sizi Gibi ile tanıştıralım.

KİMLİK BİLGİLERİ
| Tür: Komedi |
| Sezon/Bölüm Sayısı: 1 sezon, 12 bölüm (resmi açıklama yok ama 2. sezon çalışmaları başlamış) |
| Yayın Durumu: 1 Ocak 2021 – devam ediyor (26 Mart’ta sezon finalini yaptı) |
| Süre: 27-42 dakika arası |
| Yönetmen: Ömer Sinir | Senaryo: Feyyaz Yiğit & Aziz Kedi |
| Önemli Bağlantılar: Resmi Site – IMDb – Vikipedi – Twitter – Instagram |

KONU
Aslında bölümler arasında bir konu bütünlüğünden söz etmek mümkün değil. Hikayeler genellikle Yılmaz (Feyyaz Yiğit) ve İlkkan (Kıvanç Kılınç) adlı iki arkadaşın her bölüm kendilerini ilginç durumların içinde bulmasından doğuyor. Haklarında çok fazla bilgi edinemesek de genel olarak Yılmaz’ın biraz daha sivri ve inatçı, İlkkan’ın ise nispeten ılımlı ve rasyonel bir kişiliği olduğunu söyleyebiliriz.
Bölüm hikayelerinden de kısaca (ve sürprizleri açık etmeden) bahsedecek olursak:
1. BÖLÜM – Kokariç
- Konu: Yılmaz ve İlkkan, tabelasında “kokoreç” kelimesinin yanlış yazıldığı bir kokoreççiye çatınca bin pişman olur. Durumdan kurtulmak için söyledikleri yalanların da etkisiyle işler gitgide sarpa sarar.
- Alınacak Ders: Erdem atletik diye kimse köfteci açmak zorunda değildir.
2. BÖLÜM – Vatka
- Konu: İzlediği filme özenip vatkalı ceket sevdasına tutulan ancak bunun için 40 yıl geç kalan Yılmaz hem yakın çevresinin tepkisiyle karşılaşırken hem de toplum nezdindeki konumunun ciddi şekilde sarsılmaya başladığını fark eder.
- Alınacak Ders: Vatka bir sosyal intihardır.
3. BÖLÜM – Nü Model
- Konu: Yılmaz’ın uzak akrabalarından biri, ondan ilginç bir istekte bulunur. Yaşı kemale ermesine rağmen güzel sanatlar fakültesinde nü modellik yapmaya başlayan Abidin Dayı’nın olası bir aile faciasından önce durdurulması lazımdır.
- Alınacak Ders: Sanat sanat için mi, toplum için mi? En azından aile için olmadığı kesin.
4. BÖLÜM – Erasmus’la Gelen Yamyam
- Konu: Yılmaz ve İlkkan’ın yakın arkadaşlarından biri, babaannesiyle birlikte yaşadığı evde, Erasmus’la gelen Hollandalı bir öğrenciyi ağırlamaya başlamıştır ancak bu kişinin gerçek kimliği herkesi şoke edecek bir olayla birlikte öğrenilir.
- Alınacak Ders: Kimse kahvaltı yaparak sorunlarından kaçmaz.
5. BÖLÜM – Yanlış Mentor
- Konu: Kendisini gaspçılardan kurtaran gizemli bir adamla tanışan Yılmaz, adı Şefik olan bu adamın öğretisinin peşinden gidip onun akıl hocalığından faydalanmaya karar verse de işler düşündüğü gibi bitmez.
- Alınacak Ders: Her öğretiden hayır gelmez.
6. BÖLÜM – Karanlık Güç
- Konu: Yılmaz’ın evinin yakınındaki inşaatta kazara karanlık bir gücün uyandırıldığı iddiası kısa sürede ortalığı karıştırır. Diğer apartman sakinlerinin başından geçen paranormal olaylar da korkuyu iyice arttırır.
- Alınacak Ders: Gerçeklerin önemi yoktur, genel kanılara göre yaşarız.

7. BÖLÜM – İkinci Yol
- Konu: Babaannesinin vefatının ardından tesadüfen kendisiyle ilgili bir aile sırrını öğrenen İlkkan’ın önünde iki yol vardır. Ya olanları unutup önüne bakacaktır ya da meşakkatli yolu seçip gerçeklerin peşinden gidecektir.
- Alınacak Ders: Bazen işleri oluruna bırakmak en iyisidir.
8. BÖLÜM – Badana
- Konu: Duvarına badana yaptırmak isteyen Yılmaz, İlkkan’ın yardımıyla bu iş için uygun bir boyacı bulur. Fakat bu gizemli adamın görevine farklı bir şekilde yaklaşması ve üstüne üstlük aktif bir kan davasıyla uğraşmasıyla işler zorlaşır.
- Alınacak Ders: Badana yalnızca cesurların işidir.
9. BÖLÜM – Ayırtma Yenilemesi
- Konu: İlkkan’ın sevgilisi, eskiden kendisine yaptırılan bir ayırtma büyüsünün etkisiyle eşinden boşanmıştır. Fakat büyünün etkisi zamanla geçmeye ve kadın yeniden kocasının radarına girince İlkkan’ın bu büyüyü yeniletmekten başka çaresi kalmaz.
- Alınacak Ders: Büyücüler sabah 8’de açık değildir.
10. BÖLÜM – Kan Parası
- Konu: Yılmaz ve İlkkan, alakasız şekilde, ensesi kalın bir adamın ölümüne neden olunca öfkeli yakınları onlardan kan parası ister. Hiçbir suçları olmamasına rağmen kendilerini zor bir durumda bulan iki dostun tek çaresi, bu isteğe mecburen riayet etmektir.
- Alınacak Ders: Ne yapın edin, çay bardağınıza mukayyet olun.
11. BÖLÜM – Yılmaz Bey Banyo
- Konu: Yaşlılara yardım etmek isteyen Yılmaz bunun için ilginç bir yönteme başvurur. İki yaşlı adamın banyosunu bizzat kendi elleriyle yapmaya başlar ancak bu üçlü arasındaki dinamikler kısa sürede Yılmaz’ın aleyhine işler.
- Alınacak Ders: Gerçek bir ejderhaysa yalan bir dörüklüdür. Anadolu’da keçinin küçüğüne “dörüklü” denir.
12. BÖLÜM – Atın Bulunuşu
- Konu: Önceki bölümlerin aksine günümüzde değil tarih öncesi çağlardayız. Obalarından kovulan ve kendi başına hayatta kalma mücadelesi veren bir grup insan, daha önce görmedikleri ilginç bir yaratıkla tanışır.
- Alınacak Ders: Toplumsal bilinç için 15 kişiden fazlası gerekir.

SON SÖZ
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki herkesin sevebileceği bir yapım değil Gibi. Zira genel izleyiciye hitap etme, her sahnede kahkahaya boğma gibi dertleri yok ve sadece vaadini iyi kavrayabilecek sınırlı bir kitleye hitap ediyor. Bu vaat de yer yer uzun ve anlamsız diyaloglar, herhangi bir sonuca bağlanmayan durumlar olabiliyor. Fakat ele alınan durumlar absürt olsa da öyle ilginç bir gerçeklik ve orijinal gözlemlerle karşılaşıyoruz ki hem taze hem de tanıdık bir mizah sunuyor izleyicisine. Her bölümün aynı derecede kaliteli olduğunu iddia edemesem de yukarıda bahsini ettiğim iki filmi beğenenlerin bu diziden de hoşlanacağını düşünüyorum. İyiliği kötülüğü tartışılabilir ama her açıdan “değişik” bir iş olduğu kesin. Son dönemde sayısı artan dijital platform komedileri arasında şimdiden kendine önemli bir yer edinen, Exxen’in de nadir kaliteli içeriklerden olan bu projeyi kaçırmayın derim. İzleyecek herkese iyi seyirler.
Not: Dizinin ilk bölümünü Youtube’dan ücretsiz olarak da izleyebilirsiniz.









yorumlar
@aserat Farkındayım aslında ama sözlü doğrulama gelmediği için “aksi ispat edilene kadar” joker hakkımı kullanıyorum ^.^
S01B01
Feyyaz Yiğit’i sevsem de bunu pek izleyesim gelmiyordu ama 2.sezondaki yorumlar ve tavsiyeler üzerine denemeye karar verdim.
Devamı nasıl gider bilmiyorum ama ilk bölüm çok eğlendim. After Hours filmi gibi sahneler ilerledikçe kaosun arttığı işleri severim, O kokoreççi açma muhabbeti de öyle bir şeydi, düştükleri durumun absürtlüğü
Sokak yemeği tatma uzmanı Soysal’ın gelip konuşma yaptığı sahnede de koptum.
S01B08
Ben niyeyse dizide şu Bartu var sanıyordum, o yüzden de izlemek istemiyordum. Boşuna bekletmişim.
Evet ilk bölüm sonrası güldüren bölümler çok azaldı (neredeyse her bölüm cenaze evindeyiz bir de) ama yine de yaptıkları bölümleri seviyorum, bir yerden ilgimi çekmeyi başarıyorlar.
İlk bölüm sonrası en iyisi de badanacı bölümüydü, bölüme konuk olan oyuncu
S01E09
Dizinin en sevdiğim yanlarından biri konuk oyuncu seçimleri oldu. İlk bölümde galiba bütçeyi artırmadan tanınmayan amatör oyuncular gelecek herhalde demiştim. Hep yeni yüzler geliyor ama harika iş çıkaranlar var, ben bu kadarını beklemiyordum. Yani daha üst düzey dediğimiz Türk dizilerinde şunların performansını getiremeyen yıldızlarımız var. Değerli o yüzden.
Salaş yemek yerindeki sahneler güzeldi, bizimkileri ikna edip bu rezil yere getiren arkadaşı da anmak lazım. Hepimiz böyle sağlı sollu tokat hak eden arkadaşlar ile karşılaşmışızdır
Kuki kısmı bu bölümdeymiş, twitter’da o sahne defalarca önüme düştüğü için bazı replikleri biliyordum ama içeriğini bilmiyordum. Yılmaz’ın orada söylediklerinin kelimesi kelimesine doğru olduğunu tahmin edemezdim tabii
Hayır bir de İlkkan’ı evin içinde o halde görünce galiba duygusal bir bölüm yapacaklar demiştim, nerelere gittiler. Kukiciğim sahnesi, sahibe asansör muhabbeti, sondaki kuki-usta sahnesi, harika bölümdü gerçekten.
İkilinin yanında üçüncü kişi olarak Ersoy’un bulunmasını da seviyorum, daha iyi oluyor böyle.
Hazır konu Kuki’den açılmışken ülkemizden manidar bir haber
S02B05
Şu Çaça ve Cosplay bölümü baştan sona en çok güldüğüm bölüm oldu galiba. Yılmaz’ın bu bölümdeki 2 3 repliği unutulmayacak repliklerden. Kızlara yalakalık yaptıkları için İlkkan ve Ersoy’a saydırdığı sahneler özellikle
2. sezonu 10. bölümle tamamladılar gibi duruyor.
Sezon finalini izledim ve bu sezonun ilk sezona göre daha dişe dokunur oldu düşüncem baki kaldı. Daha popüler ve sevilen bir dizi haline geldiği için şimdilik memnunum, cılkı fazla çıkmadı sayılır. Onay aldığı da iyi oldu.
Görüşürüz döndüğünde.
S02E06
Evet içi dışı bir diye tam bir …çocukluğu izledik, gayet açık
Bu tipler zaman zaman etrafımızda olduğu için ikisini aynı anda izlemek bünyeye fazla geldi.
Cringe tarzı bir bölüm yapmaları iyi olmuş, iyi güldürdüler çünkü.
İkinci sezonu bitirdim. Dizinin en iyi bölümü hala 1×01 ve sanırım öyle de kalacak, o bölümde güldüğüm kadar kalan 21 bölümde gülmedim. Beklentileri de baya düşürdüm halbuki. Bölüm süreleri de faydasızca uzadı da uzadı, genel olarak iyi bir sezon değildi. Ana karakterler de bir acayip değişim gösterdi bu sezon, bir agresifleştiler. Biriktirip izlemediğim de iyi olmuş zira tamamlayamayabilirdim. Haftalık izleyince biraz daha katlanılır oldu.
İkinci sezonun son bölümü de geçen sezonun son bölümüne benzettim, biraz farklı bir mekan zaman konsepti ile olmuş. Bu sezonu çok beğenerek izledim, ilk sezonun üzerine çıktığını düşünüyorum. 2 sezon daha izleyecek olmamız güzel, belki önümüzdeki yaza Eylül gibi yeni sezonu izleriz.
Gelecek sezonda görüşmek üzere.
yeni sezonu yazmaya başlamışlar.Ekim gibi seyredebilirsiniz diyorlar
Sina Koloğlu Eylül ayı demiş. Bir de 6 sezon planlanıyor olabilir.
ZAlgöz, sanırsam Feyyaz Yiğit’in şahsından ayrı komedisinden ayrı hoşlanmıyor.
Yakıştıramadım, gereksiz bir hareket.
Feyyaz’la alakalı olduğunu sanmıyorum, adamın tarzı o. Arada böyle çıkışları oluyor.
3. sezon 7 Ekim‘de başlıyor.
Bugün ODTÜ’nün mezuniyet törenindeydim. En az 30 pankartta Gibi’den esinlenilmişti. Birkaçında espriler tekrar etti haliyle.
Popülerliğinin farkındaydım da benim düşüncemin üstüne çıktılar.
Gelsin ya biran önce, bu adamların yaptığı işi seviyorum.
Çekmeye başlamışlar.
3. Sezon Afişi
21 Ekim
Bu dizinin bölüm süreleri de uzaya uzaya 61 dakikaya kadar çıktı.
– Fena dönmemiş ama bölüm uzun geldi. Biraz daha kısa bir şekilde anlatsalar daha tatlı olurmuş.
– Bedo, düşman başına. İlkkan da çenesini daha az açarsa tam olacak
Ek: Bedo’nun İllkan’ın hoşlandığı kızla sevgili olmasına biraz gülmüş olabilirim, evet.
3 x 01 üzerine:
Evet alışılmış bölümlere göre uzundu bölüm ama aktı geçti bana baya da özlemişim bizimkileri. İlk ve ikinci sezonun ilk bölümlerine kıyasla bu bölümü bir tık daha aşağıda buldum ama tipik bir gibi bölümüydü.
3×02 üzerine
Bu bölümü daha çok sevdim. GİBİ’ye daha yakın absürtlükte bir bölümdü.
CÖzdemir‘e inanıyorsak Disney olan Plus TR, Gibi’yi transfer etmeye kalkmış. İyi para da önermiş ama Feyyaz Yiğit kabul etmemiş.
Bunu Acun Ilıcalı da isim vermeden doğrulamış geçen gün aslında (Tv100=Az Önce Konuştum).
Acayip bir bölümdü. Özellikle Yılmaz’ın masadaki “sınıfsal veda” konuşması hiç beklemediğim yerden girdi.
– Bölümün ismine bakmadan izliyordum. Kafamda “Kaburga” tahmini oluşmuştu ama Yılmaz’ın “Sınıfsal Veda” ifadesi de dikkatimi çekmişti. Son kısımda Sınıfsal Veda’yı ismi olarak görmek de cık oturdu.
Kafamız yine nasıl güzel.
Kadının rüyasının ne kadarını gerçek olarak kabul ediyoruz peki, evlilik mesela?
3×06 üzerine:
Benim de size ghosting yapasım geldi. Azıcık kendi işinize bakın kuzum.
İsmi lazım olmayan ödül töreninde En İyi Komedi Dizisi ve Erkek Oyuncu (Feyyaz Yiğit) ödüllerini aldı. Hatta Feyyaz Yiğit birazcık viral olmuş olabilir.
Böyle aşkın ızdırabı olmaz olsun. Thanks.
Biz en iyisi Yılmaz’ı 2 sezon daha birisine aşık olmuşken görmeyelim. İlkkan’ı zaten görmeyelim. Ersoy’u da görmek istediğimden emin değilim. Aşksız da olmuyor gibi. Bilemedim.
3×09 üzerine:
Ömrümü yedi bu bölüm. Kötü olduğu için değil, aksine rahatsız edici ölçüde tanıdık gelen tarafı nedeniyle.
Bence de hepinizin Allah belanızı versin. Ay!
9. bölüm bence çok eğlenceliydi baya eğlendim ben
3×10 (Sezon finali) üzerine:
Yine geçmişe gittikleri alternatif bir bölümle geldiler. Araya sokuşturdukları göndermeler de bonus. İlkkan 1644’ün Fransa’sında da çekilmiyor.
Kapattık şimdilik sezonu, geçmiş olsun. İlk 2 sezonun ayarında olmasa dahi iyi bölümleri vardı yine. 4’te görüşürüz artık. Sevgiler.
3. sezon üzerine:
Sezonu bende bitirdim, son bölümü de nispeten güzeldi, bu İlkkan bazen hiç çekilesi insan değil gerçekten diyerek bitirdim. İkinci sezona nazaran bu sezonu bi tık altında bulduğumu söylemeliyim ama yinede aralarda güzel bölümler vardı gerçekten.
Seviyorum bu diziyi, 4. sezonda da iyi işler yapacağına eminim. Tahminimce 2023 ün ilk çeyreği veya ikinci çeyreğinde izleriz 4. sezonu.
4’ü çekmeye başlamışlar.
1 ve 2. sezon üzerine
İlk başladığı zamanlar ilk 2 bölümü izleyip bırakmıştım. Arkadaş ortamım sürekli sohbet etmesinden bir daha oturup başladım. 2 sezonu bitirdim ve övdükleri kadar bir şey bulamıyorum bulamadım da. İlk sezon evet beğendiğim noktaları oldu ama 2. sezonu bir o kadar leş buldum. Feyyaz’a da ikinci sezonda sinir oldum. Yılmaz karakteri ilk sezon daha iyidi. İkinci sezonda sinir bozuculuktan başka birşey yapmıyor. İkinci sezon çok boştu bana kalırsa. 3. sezon için bir süre araya gireceğim bırakma noktasında getirdi ikinci sezon.
4. sezonun Mart sonunda gelmesi planlanıyormuş. Çekimler bitmiş.
4. sezon 31 Mart‘ta başlıyor.
Fragman
– İkinci yönetmenlik değişikliğinin işe yaradığı düşüncesindeyim şimdilik.
– Daha iyi bölümleri tabii ki olmakla birlikte bu da kendi çapında işimi gördü. Hatta yine tam bir neydik ne olduk bölümüydü… İsim vermeden ama göze de sokarak. Yalnız bu kadar İlkkan övgüsü bana fazla, alerji olmasam bari.
Bunlar oradan girdi, sonrası bir çeşit tarikata vardı. Dediğim gibi isim vermeden ama göze de sokarak yaptılar. Tebrikler falan filan.
Daraldım + bunaldım.
Bir arıza çıkacağını da Ersoy’dan parayı istediğinde anladım. Ne alaka istediyse zaten? Bu arada o dövme ve zil olayı biraz da zaman dolsuna yaradı.
Gibi’nin ilk iki sezonun yönetmenliğinin ardından GAİN’de yayınlanan Dünya Bu dizisinin yönetmenliğini üstelenen Ömer Sinir Kutsal Motor’a konuk olmuş.
Hem yapım aşamasından konuşmuşlar hem de neden ayrıldığına değinmişler. Uyuşamadık, demiş özetle. 2 sezonun da zaten karşılıklı yeterli geldiğini söyleyip fazla muhabbet-tez ayrılık sınırını geçmeden durduk demeye falan getirmiş.
(İlk 10 dk.da oluyor bunlar, evet. Kalan yarım saatte başka şeyler de söylüyordur herhal.)
4×04 üzerine:
Erdi’yi ve bu yeni bedenini tanımaz olsaydım
Yılmaz özelinde iyi bir bölümdü. Kapanışta Of Deli Gönül çalmayı akıl edene de sevgiler. Old but gold.
4×05 üzerine:
Ben yine yıprandım. Örselendim bu geri zekalılar yüzünden.
Gibi’de güncele yetiştim.
4. sezonda güzel gidiyor ana temasını beğendiğim iyi bölümler vardı kesinlikle. Tabii üçün bi tık üstü ikinin yine altında gidiyor bana kalırsa. Bu dizinin çıtası zirvesi ikinci sezondu bence. Zaten bununda sebebi yönetmen değişmesi diye düşünüyorum.
4×08 üzerine:
İlk yarısında biraz daraldım, ikinci yarısında ise aynı Yılmaz gibi gülmeye başladım ben de. Sinirimi bozdular
Not: Suyunu siz çıkarmışsınız, o nasıl bir sınırsızlıktır ya.
4×09 üzerine:
– 31 dakikaydı bölüm. Bayağıdır bu kadar kısasını görmüyorduk.
– Erkek milleti kapatılsın. Bir de dirty talkunuz batsın.