Hulu, iki drama için dizi onayı verdi: Reprisal ve The Great
14 yorum pirate 11 Şubat 2019 22:52
Hulu, iki drama için dizi onayı verdi: Reprisal ve The Great.
Rectify ve Timeless dizilerinden tanıdığımız Abigail Spencer‘ın başrolde yer alacağı ve bir intikam hikayesi anlatacak olan gerilim dizisi Reprisal hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın.
Diziyle ilgili daha önce çıkan tüm haberler için tıklayın.
Elle Fanning‘in ve Nicholas Hoult’un başrolde yer alacağı bir dönem draması olan The Great hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
Diziyle ilgili daha önce çıkan oyuncu haberleri için tıklayın.
İki dizinin de çekimlerine bu yılın sonlarında başlanacağı ve Reprisal’in 2019, The Great’in ise 2020 yılı içerisinde izleyici ile buluşacağı açıklandı. Bölüm sayıları hakkında ise bilgi verilmedi.
Hulu ayrıca şurada bahsi geçen drama dizisi Less Than Zero ile komedi dizisi Search And Destroy‘u pas geçtiğini açıkladı.
yorumlar
İkisinin de onay almasını istiyordum, güzel oldu.
Yalnız bazen benzer hikayelerin benzer zamanlarda ilgi görmesinin nedenini ve nasılını merak ediyorum. Catherine’in yaşlılığını konu alan HBO mu yoksa gençliğini konu alan Hulu mu diğerinden esinlendi acaba? Bir Rus imparatoriçesinin dizisini yapmak nereden esti acaba da diyeceğim, o konuda aklıma The Crown geliyor.
Reprisal’in onay almasına çok sevindim. The Great’in yerine Less Than Zero’nun onay almasını tercih ederdim ama.
@aytackara Aynen, Crown çok tuttu diye olabilir. Umarım o seviyede olur bu da.
Reprisal: Fragman
The Great – Poster
Fragman
The Great 1×1
30 dakika olsa tadından yenmicekmiş, sezonu bitiremeyebilirim. Nicholas’ın karakteri öyle leş ki izlerken sinirlerim hopluyor.
The Great 1×01-02 üzerine:
* Beklediğim gibi çıktı ve buna hazırlıklıydım ben Catherine the Great dizisinden dolayı. Bunda da komedi-drama karışımıyla anlatıyorlar hikayeyi.
Farklı tarafı gençlik kısmından gitmeleri. Hatta bir yerde yazmıştım, o dizi yaşlılığı anlattığı için bunun doğal spoilerı diye. Gerçi burada farklı olarak daha ‘alternatif’ bir tarih anlatmaları da var. Kendileri de girişe yazmışlar zaten. Catherine the Great bilindik tarih üstünden giderdi.
Aslında 1745’ten girseler daha mı iyi olurdu diye düşündüğüm oldu. Daha fazla zamanları da olurdu hem ama muhtemelen mini dizi olarak hazırlandı zaten.
* Elle Fanning’i de Nicholas Hoult’u da beğendim. Peter karakteri normalde olsa boğazlarım bunu dediğin türden, ona göre de abartıp karikatürize etmişler. Biraz sinir bozucu olması şaşırtıcı değil. Dolayısıyla genele hitap bir dizi zaten değil. Ama izlenir de.
The Great Sezon 1
Bayıldım ! Yer yer kahkaha bile attırdı.
*Öncelikle diziye tarihi bir dizi diye başlamayın, tarzı “Kara Komedi”, yani elbette tarihi kişiliklere ve tarihi olaylara yer veriyor, ama amacı kesinlikle bu değil.
Diziye 4 bölümlü Helen Mirren’li HBO yapımı “Catherine the Great” izleyerek başladım, aslında pek de iyi etmemişim, aynı tarihi kişiliği anlatması dışında pek bir benzerlikleri yoktu, ayrıca 70’lik Helen Mirren’i bol sevişme sahneli bir dizide izlemesi pek de hoşuma gitmedi.
Burada ise Elle Fanning ve Nicholas Hoult cuk oturmuşlar yapıma (dediğim gibi tarihi kiişiklere ve olaylara fazla takılmayın), yan karakterler de ayrı başarılı oynadılar bence, genç karakterlerin şapşik olayları, eğlence ve keyfi ülke yönetimi, komedi tarzı ile oldukça güzel gitti.
Çok da fazla yazılacak bir şey yok, eğlenmek isteyen herkes izlemeli, ama ciddi bir şey beklemeyin, amaç eğlendirmek zaten, bunu da başarıyor. Keşke devamı gelseydi, ama mini dizi sanırım.
The Great 1×06 üzerine:
Bu dizide kimseden mantıklı olmasını beklememek lazım da yahucum hepsi ayrı manyak bunların.
The Great 1×07 üzerine:
* Sezonun en iyi bölümlerinden biri olmuş. Komediyi ve dramayı çok iyi harmanladılar. Geçen bölümden sonra hikaye bazında böyle bir şey bekliyordum ama fazlası oldu. Elle Fanning de özellikle iyiydi. Keşke adaylık alsa da mini dizi diğerlerinden daha karışık yine.
* Vlad’ın kim olduğuna dikkat etmemiştim, bu bölümde A Series of Unfortunate Events’in Klaus’u Louis Hynes olduğunu fark ettim.
The Great 1×08 üzerine:
Toparlamaya başladılar. Sanırım geliyor gelmekte olan. Aslında halen “okkalı” bir sebep yok sayılır. Köprünün altından çok sular aktı.
* Bölümde İsveç Kralı’nı oynayan kim diye baktım. Freddie Fox‘u Banana-Cucumber‘dan biliyormuşum. The Crown’da da Margaret Thatcher’ın oğlu Mark’ı oynuyormuş. IMDb’ye inanırsak 9/10 diyor da bizim Margaret bile o kadar görünmüyor normalde. O kadar değildir.
* Gregor’un tepkisi ilginç bir noktada geldi. Leo’nunkine şaşırmadım.
* Dizideki Huzzah’ların sayılmasını ve bardak bütçesinin hesaplanmasını talep ediyorum.
Bu da bitti. Kalbim bile kırıldı hatta. Pek güzel bir serüvendi, bir sezon daha gelse niye demem aslında. Mini dizi kalacak gibi ama her şeye uyan bir kapanışı da var. Başroller en azında adaylık alsa keşke.
Gerçi ben artık o noktada umursamaz haldeydim. Peter’ın Catherine etrafında yumuşaması hoşuma gidiyordu. Ilımlı halinden geri atması da biraz şartlardandı.
Sürprizi de Leo’nun kurban olması oldu Çok tatlı bir aşıktı ya, insan üzülüyor. Orlov’un kaderinin tam olarak belli durmaması, Marial’ın ihaneti, Archbishop’ın işe yaramazlığı, Velementov’un kapanıştaki duruşu ve konuşması derken bitirdik.
O zaman size rahmetlinin içinde bulunduğumuz döneme de uyan meşhur bir sözüyle güle güle diyorum.
Bu yazı 2 diziden bahsettiği için yorum başına dizi adını da eklerseniz benim gibi tembel cahiller de sebeplenir.
Heeepsini yaptım.