22dakika.org

İnsan yaşlanınca yanında üzüntüsünü, derdini, tasasını ve en önemlisi yalnızlığını paylaşacağı birileri olsun ister. Yorgun düşen bedenini ayakta tutan, rengarenk ama aksine göze sevimsiz görünen hapların iyileştiremediği ağrılarının ilacıdır aşk.

Hayat kahpe oyununu oynayarak uzun yıllar aynı yastığa baş koyulan hayat arkadaşını alıp uzaklara götürdüğünde yalnızlığın pençesine düşülür. Üzerindeki kederi atabilen hayatının bu sonbaharında içindeki bir atımlık yaşama sevinciyle ikinci bir şansın kapısını çalmasını bekler. Kim bilir, belki de çoktan kapıya dayanmıştır.

Tür: Drama

Kanal: BBC One

Yaratıcı: Sally Wainwright

Sezon: 3 sezon (4.sezon muhtemelen 2016 başlarında gelecek)

Bölüm sayısı: 18

Süre: 60 dakika

Bu iki yetmişlerinde ama ruhları genç Alan (Derek Jacobi) ile Celia (Anne Reid)’nın öyküleri 1950’li yıllara kadar uzanıyor. Daha lise çağlarında iken o zamanın mütevazi ortamında, köşe başlarında uzaktan bakışıp bir kaç kelam anca ettikleri ama doğru düzgün duygularını birbirlerine aksettiremedikleri bir zamanmış. Birbirlerine açılamadan hayat onları çok geçmeden farklı yollara ayırmış. Bu kopuş Celia’nın başka bir şehre taşınması ile oluşurken, Alan elinde kalan son bir ümit ile duygularını mektuba dökse de bu mektup Celia’nın eline hiç bir zaman ulaşmamış. Ulaşmamasının nasılını da dilerseniz diziye saklayalım.

Aradan koskoca 60 yıl geçer. Bu süre içerisinde Alan’ın mutlu bir evlilikten Gillian adında bir kızı olurken, Celia ızdırap ve acıların hüküm sürdüğü bir evlilik gerçekleştirir. Onun da bu evlilikten Caroline adında bir kızı olur. Eşlerinin ölümünün ardından tanışmaları Facebook sayesinde olur. Celia hiçbir zaman unutamadığı ilk aşkını bulmanın sevinciyle dolarken, Alan da oldukça heyecanlıdır. Hemen bir buluşma ayarlanır ve evliliğe doğru adım adım ilerleyen ama önlerine türlü türlü engebelerin çıktığı güzel ilişkileri başlamış olur.

Not 1:Halen yayında olan Happy Valley ve Scott and Bailey gibi iki başarılı dizinin altında imzası olan yaratıcı yazar Sally Wainwright, Last Tango in Halifax’ı öz annesi Doroty Walker ve dolayısıyla üvey babası Alec Walker’ın gerçek hayat hikayelerinden uyarlamıştır.

Not 2: Dorothy ve Alec’in gerçek yaşamda yıllar sonra birbirlerini bulmaları dizide yansıtıldığının aksine Facebook değil de, Friends Reunited adlı bir site aracılığıyla olur.

Not 3: Dizinin proje aşamasındayken asıl ismi, Shakespeare’in trajik bir sonla biten aşk öyküsünü anlattığı tiyatro oyunu Antony ve Kleopatra olarak kararlaştırılır. Dizide ise bu sona uygun olarak Alan-Celia ve Caroline-Kate çiftleri arasında seçim yapmak yerine fikir değiştirilip hikaye Antony ve Cleopatra oyununa hakim olan koyu romantik eksenden çıkarılıp Last Tango in Halifax isminde karar kılınır ve kendi yollarına giderler.

Not 4: Dizide anne ve kızı oynayan Anne Reid(80) ve Sarah Lancashire’ın( 51) tanışıklıkları epey bir geçmişe uzanıyor.
Sarah Lanchashire: Ben Anne’yi henüz küçük bir kızken tanımıştım. Onun ve benim ebeveynlerim çok yakın arkadaştılar. Ne zaman ki Anne ile dizide çalışacağımı öğrendiğimde kendimi cennette gibi hissettim.

• Dizinin pilot bölümündeki öğle yemeğindeki kavga sahnesinde, ikilinin birbirlerine ne kadar aşina olduğu da çok net görülür.
• Sarah Lancashire dizide canlandırdığı Caroline karakterinden dolayı, kariyeri boyunca bu kadar fazla hayran maili aldığını hatırlamadığını söylemiş.

Not 5: Aile ağacı tarzında tasarlanan açılış jeneriğinde tüm karakterlerin isimlerinin altında doğum tarihlerini görebiliyoruz. Yalnız çok silik ve küçük yazılan tarihlere yakından bakmamız gerekiyor.

Not 6: Dizi 2013 yılı Bafta ödüllerinde yılın en iyi draması ve senaryo ödüllerine layık görüldü. 2014 yılında ise yine Bafta ödüllerinde en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü Sarah Lanchashire aldı.

Celia’nın kızı Caroline (Sarah Lancashire), onu sürekli aldatan kocası John’dan (Tony Gardner) ayrılmış; ama onu af dilemek için sürekli kapısını aşındırırken buluyoruz. Caroline başka kalacak bir yeri olmadığı için iki çocuğunun hatırına onu eve kabul eder. Şimdilik ayrı odalarda uyuyorlar.

Caroline Oxford mezunu ve bir okulun müdürü olan başarılı bir kadındır. Okul çalışanlarından Kate (Nina Sosanya) ile gizli saklı başlayan ilişkileri ciddi bir boyuta gelmek  üzeredir. Evet anladığınız üzere Caroline’nin lezbiyen bir ilişkisi var.

Alan’ın kızı Gillian (Nicola Walker), Caroline’nin başarılı kadın imajının tam zıttıdır. Zamanının çoğunu çiftlik evin işleriyle geçirirken, diğer zamanında bir süpermarkette yarı zamanlı çalışmaktadır. Kocasının ölümü ise adrenaline olan tutkusu sebebiyle olur. Biz şimdilik motokros kazası sebebiyle öldüğünü biliyoruz.

Gillian’ın dizginlemekte zorlandığı oğlu Raff (Josh Bolt) ise polis amcası Robbie (Dean Andrews) ile babasının mirası motokros tutkusunu devam ettirmektedir.

Hayat hiçbir zaman toz pembe değildir. Siz başlığa aldanmayın, elbette hiçbir şey mücadele edilmeden kazanılmıyor. Bu dizi, gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılıp biraz kurgu ile ne kadar başarılı bir iş çıkarılabileceğinin en güzel örneğidir. Baş roldeki yaşlı çiftin ilişkisi ile başlayan serüven, araya onların kızları, sevgilileri, çocukları, kocaları, onların metresleri ve daha bir dolu şeyin girmesiyle müthiş bir işe dönüşüvermiş. Zaman zaman güleceğimiz, zaman zaman elimize mendilimizi alıp bir sonraki duygusal sahneyi bekleyeceğimiz, hayatın en içinden ve en saf haliyle bu dramaya kendinizi hazırlayın. Ülkemizde neredeyse kimsenin ismini dahi bilmediği ama dışarıda övgüleri çoktan almış bu yapımı ıskalamayın. İyi seyirler…