ITV draması Mr Bates vs the Post Office 1 Ocak’ta başlıyor.
6 yorum abidin77 09 Aralık 2023 09:01
Gwyneth Hughes (Tom Jones, Honour, Vanity Fair) tarafından yazılan ve yapımcılığı ITV Studios ve Little Gem tarafından yapılan ITV1 draması Mr Bates vs the Post Office’in fragmanı yayınlandı.
Dizi, Post Office kuruluşunun bilgisayar sisteminde meydana gelen bir hata nedeniyle yüzlerce posta müdürü ve postane görevlisinin haksız yere hırsızlık, dolandırıcılık ve sahte muhasebeyle suçlandığı, Britanya hukuk tarihindeki en büyük adaletsizliklerden birini ayrıntılarıyla anlatıyor.
4 bölümlük dizinin kadrosunda BAFTA ödüllü Toby Jones (Empire of Light, Tinker Tailor Soldier Spy and Detectorists), Monica Dolan (The Thief, His Wife and The Canoe), Julie Hesmondhalgh (The Pact, The Trouble With Maggie Cole), Alex Jennings (This Is Going to Hurt, The Crown), Ian Hart (The Responder), Lia Williams (The Crown, The Capture), Will Mellor (Coronation Street, No Offence), Clare Calbraith (Grace, Anne), Shaun Dooley (Gentleman Jack, It’s A Sin), Amit Shah (Happy Valley) Lesley Nicol (Downton Abbey), Adam James (The Suspect, Vigil) ve Katherine Kelly (Bloods, Gentleman Jack) yer alıyor.
Yüzlerce masum posta müdürü ve müdiresi, kusurlu bir BT sistemi nedeniyle haksız yere hırsızlık, dolandırıcılık ve sahte muhasebeyle suçlandı. Haksızlığa uğrayan işçilerin birçoğu hakkında dava açıldı, bazıları hiç işlemedikleri suçlardan dolayı hapse atıldı ve skandal nedeniyle hayatları onarılamaz bir şekilde mahvoldu.
Mr Bates vs The Post Office, skandal yaratan bir adalet hatasına karşı mücadele etmeye karar veren posta müdürü Alan Bates’i (Toby Jones) konu alıyor. Alan, 2000-2013 yılları arasında kusurlu Horizon bilgisayarlı muhasebe sisteminin yol açtığı mali tutarsızlıklar nedeniyle haksız yere hırsızlıkla suçlanan binlerce çalışandan biriydi. 700’den fazlası hakkında dava açıldı ve birçoğu hapse girerken, diğerleri kayıp olduğu iddia edilen parayı geri ödemeye çalışırken evlerini ve hayat birikimlerini kaybetti. Birçoğu kendilerinin suçlu olduğuna inanan topluluklardan haksız yere dışlandı. Bazıları hamileyken veya küçük çocukları varken hapse girdi. Bazıları adaleti bulamadan öldü. 2009 yılında Alan, binlerce meslektaşını isimlerini temize çıkarmak için mücadele etmek üzere Subpostmasters İçin Adalet İttifakı’nı kurmaya karar verdi.
Temyiz Mahkemesinin cezai mahkûmiyet kararlarını bozma yönündeki dönüm noktası niteliğindeki kararının ardından, sonunda isimlerini temize çıkarmak için mücadele eden düzinelerce eski çalışan tüm suçlamalardan temize çıkarıldı. On yıldan fazla bir süre boyunca savaşıp sonunda masumiyetlerini kanıtladılar ve büyük bir zafere imza attılar, ancak katılan herkes mücadelenin henüz bitmediğine inanıyor.
Alan Bates, “Bu, ülkenin şimdiye kadar gördüğü en korkunç skandallardan biri ve büyük bir şirket bunu yıllardır örtbas etmeyi başardı. Neyse ki bu artık açığa çıktı ve mağdurlar sonunda hak ettikleri adaleti bulma yolundalar” demiş.
Dizinin yönetmenliğini James Strong (Broadchurch, Crime, Vigil), yapımcılığını Chris Clough (World On Fire, The Missing) üstlendi. ITV Studios adına Patrick Spence (A Spy Among Friends, Adult Material), Little Gem (Emily Atack: Asking For It?, Paul Merson: Football, Gambling and Me) adına Gwyneth Hughes, Natasha Bondy ve Ben Gale, James Strong ve Joe Williams (Litvinenko, Lupin) dizinin yönetici yapımcıları.
yorumlar
4 bölümün hepiciği gelmiş.
Posta Ofisi tam bir devlet kurumu gibi davranmış, o açıdan şaşıramadım açıkçası. Yalan, umursamazlık, inatçılık vs. her detay başka bir kapıya çıkıyor. Arada “Nasıl lan?” dediğim oluyor, hatta yeri geldi mi benim aklımdakini avukat ya da karakterlerden birisi soruyor ve hep birlikte “Bunun böyle olmaması lazımmış,” kapısında buluyoruz kendimizi. E ama öyle oluvermiş işte?! İnsanın aklıyla dalga geçiyorlar (geçmişler) sanki.
İki bölümde de konuya ara verircesine geçmişte dolanıp mağdurların başına gelenlere kısaca yer verdiler. Ondan buna geçtiğimiz ve yeri geldi mi zaman atladığımız için spesifik bir takvim işlemiyor. Ama kolay ilerlediler. Yeri geldi mi duygusala da bağladılar.
* Nihayetinde kazandıklarını düşünmek zor değil, zaten öteki türlü dizisini yapmazlardı. Üstteki yazıda da yazıyor, o başka tabii.
* Postane görevlisi kadının 2. bölümdeki niyetini sorguladım biraz.
* İntihar eden mi ararsın, işlemediği suçu kabul eden mi, bilgisayar programına %100 güvenli muamelesi yapan mı? Ne ararsan var. Tövbest.
Ayılıp bayıldığımı iddia edemem ama gayet memnunum şimdilik. Kalan iki bölümü de izleyip tamamlarım. Klasörün içinden 1 bölüm de belgesel çıktı. O da ITV’nin eşlik olsun diye gerçek kişilerle hazırladığı bir bölüm zannedersem. Diziden sonra bozmayıp onu da izleyesim var. Bakalım.
* Kaliteli rezalet olduğu düşüncem katmerlendi. Kabul etmemek için dibine kadar uğraşmışlar. Horizon’a babanın malı gibi güvenilir mi yahu? Bunların işine de gelmiş tabii. Seneler sürmüş. Hatta bazı açılardan halen sona bile ermemiş. Sabır + sabır + ya sabır.
Bir yandan mahkemeyle ilgili mücadele devam ederken mağdurlardan birisinin hikayesinin araya girmesiyle dramatik tonunu da öyle güzel verdiler ki. Hadi bir bakayım diye girmişken sürpriz oldu bana.
Hazır gelmişken; o ne kadar yüksek bir avukatlık/mahkeme ücreti öyle? Uzun sürdüğünü biliyordum da bu derece pahalıya patladığını da düşünmemiştim. Ayrıca final yazılarından razıyım…
Çoğunun ödediği tazminat ya da aldığı cezanın bedeli değil elbette. Pozitif tarafı bu kadarın emsal temsil etmesi ve kullanarak herkesin kendi davasını açmasını. Onlar da tabii ne zamana sonuçlanacaksa.
3500 kişi suçlanmış bu konuda. Bunların 550’si davaya müdahildi. Suçlarının veya kayıtlarının silinmesi için dava açan tayfadan da 93’ü sonuçlanmış en son. Kimisinin ömrü yetmemiş.
* Sonrasında tek bölümlük belgeseli de izledim ve öyle geldim. Dış seslendirmesini Toby Jones yapmış.
Dizideki ana karakterlerin karşılığına yer vermeleri ve eşleştirme olması hoşuma gitti. Diziden sonra özet gibi oldu gerçi ama onlardan direkt duymak da iyiydi.
Bir tık yüksek beklentiyle başladığımdan olsa gerek, (ya da bizim memlekette devamlı karşılaştığımız ve çoğu zaman suçlunun yanına kar kaldığını gördüğümüz adaletsizliklere alıştığımdan da olabilir) diziyi o kadar da etkileyici bulmadım. Ya olay yeterince büyük değildi ya da -birkaç sahne hariç- dramasını yeterince etkileyici yansıtamadılar bana, sunumunda da beğenmediğim yerler oldu. İzlemeyen pek bir şey kaybetmez.