Kalp Atışı – Tanıtım
16 yorum pirate 07 Ağustos 2017 09:30
Yaz döneminin reyting şampiyonu dizisinin tanıtımı eksik kalmasın istedim. Geçtiğimiz haftalarda tanıtımını yaptığım Ateşböceği‘nden sonra yaz sezonunda ilgimi çeken 2 numaralı yerli dizi Kalp Atışı‘nın tanıtımına hoş geldiniz.
Dizimiz Güney Kore yapımı Doctors dizisinden uyarlama. Türü için romantik komedi ile medikal dramayı harmanladığını söyleyebiliriz. Dizinin yapım şirketi; Baba Candır, Anne, Bir Aşk Hikayesi gibi G.Kore ve Japonya dizilerinden yaptığı uyarlamalar ile adını duyuran MF Yapım. Kalp Atışı’nın senaryo ekibi oldukça kalabalık: Makbule Kosif, Eda Tezcan, Gülsev Karagöz, Zafer Özer Çetinel, Melis Veziroğlu Yılmaz. Yönetmenlik koltuğunu ise iki isim birlikte paylaşıyor: Yusuf Pirhasan ve Aytaç Çiçek.
Kalp Atışı, cuma akşamları Show TV‘de yayınlanıyor. Şu ana kadar 6 bölümü yayınlanan dizinin ilk bölümü 134 dakika uzunluğundayken kalan bölümleri ise 107 ile 118 dakika arasında değişiyor. Kalp Atışı, yukarıda da belirttiğim gibi bu yazın en yüksek reyting alan dizisi. İlk bölümü ile çok büyük beğeni toplayan ve sonrasında kulaktan kulağa uzanan övgülerle popülerlik kazanan dizinin ilk 6 bölümünün AB Grubu’ndaki reyting ve izlenme oranları şu şekilde:
Birinci Bölüm: 2.9 reyting ve 13.5 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
İkinci Bölüm: 5.18 reyting ve 22.87 izlenme oranı (Sıralamada 2.)
Üçüncü Bölüm: 7.25 reyting ve 27.28 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Dördüncü Bölüm: 7.04 reyting ve 23.93 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Beşinci Bölüm: 6.09 reyting ve 22.89 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
Altıncı Bölüm: 7.07 reyting ve 27.73 izlenme oranı (Sıralamada 1.)
KONU
Hikayemiz günümüzde, 2017 yılında geçse de hikayenin asıl başlangıcı bundan yaklaşık 10 sene öncesine dayanıyor. Dizinin ilk bölümü de hikayenin başladığı yaklaşık 10 sene öncesindeki bu zaman diliminde geçiyor. 2. bölümden itibaren ise günümüze dönüp o şekilde işlemeye devam ediyoruz hikayeyi. Geçmişin günümüzü etkilediği bir aşk ve intikam hikayesi. Tabii yüksek oranda hastanede geçen sahneler sebebiyle hikaye içerisinde medikal drama kısmı da geniş yer kaplıyor.
Gelelim hikayenin başlangıcına! İlk bölümden ispiyon yemek istemeyen kişiler konu kısmının buradan aşağısından uzak dursun. Hikayenin çıkış noktasının anlaşılması açısından yüksek seviyede ilk bölüm özeti içerir bundan sonraki kısım.
Hikayemizin iki ana kahramanının tanışma hikayesi bundan yaklaşık 10 sene öncesine dayanır. Annesi öldükten sonra uzun bir süre babası ve üvey annesi ile sevgiden yoksun bir evde beraber yaşayan, psikolojik ve fiziki şiddet gören, defalarca okul değiştiren, öğretmenlerinin uğraşmak istemediği, ders çalışmakla ilgilenmeyen, kimseye asla boyun eğmeyen, asi ve kavgacı yapısı ile öne çıkan, 17-18 yaşlarında, lise son sınıf öğrencisi bir genç kız olan Eylül, babası tarafından İstanbul’dan Muğla’ya yaka paça getirilir ve Muğla’da küçük bir pansiyon işleten babaannesinin evinin önüne atılır. Babası ile kalan tüm bağları da kopan Eylül, babasını hayırsız evlat olarak nitelendiren ve kendisinin de uzun süredir görmediği babaannesinin bakımına kalmıştır. Hayatındaki en önemli değişiklik ise artık sevildiği ve önemsendiği bir yerde olmasıdır.
Eylül’ün burada yolu hayatını değiştirecek olan adamla kesişir. Çarşıda hırsızlık yaparken yakalanması sırasında tanıştığı, akabinde babaannesinin pansiyonunda kaldığını öğrendiği ve sonrasında kayıt olduğu lisede rehber öğretmen olarak karşısına çıkan Ali Asaf Denizoğlu. Ali Asaf, İstanbul’da başarılı bir cerrahken Muğla’ya taşınıp bir lisede rehber öğretmen olarak çalışmaya başlayan idealist, mücadeleci ve inatçı yapısı ile öne çıkan yirmili yaşlarının sonlarında bir adamdır.
İkili ilk başta hiç anlaşamazlar, epey bir didişirler. Ama yolda rast geldikleri bir hastaya beraber yardımcı olurlar ve işte o zaman araları düzelmeye başlar. Sonrasında da aralarında çok güçlü bir bağ kurulur. Öğrenci-akıl hocası, iki yakın arkadaş, duygularını bastıran iki aşık. Tam olarak tarif etmek zordur ama aralarında çok güçlü bir duygusal bağ kurulduğu kesindir. O hastaya yardımcı olma vakasından sonra Eylül, hayattaki amacını bulmuştur bu arada. Doktor olacaktır!
Babaannesinin ve Ali Asaf’ın psikolojik destekleri ve yüreklendirmeleri onunladır, güdülenmesi de tam gazdır lakin bir eksik vardır. Zehir gibi bir zekası olsa da şu ana kadar derslerle fazla içli dışlı olmamıştır. Bir özel öğretmene ihtiyacı vardır. Aradığı özel öğretmeni bulur. Okulun en çalışkan ve en başarılı öğrencisi Bahar. Bahar, Eylül’e ders çalıştırmaya, Eylül de tek tek açıklarını kapatmaya başlar. Derken bir an gelir ve çırak ustayı geçer. Hem geçilmeye katlanamaması hem de deliler gibi aşık olduğu Ali Asaf’ın kendisine değil de Eylül’e ilgi göstermesi ile Bahar çıldırır. Ego sorunları olan Bahar, bundan sonraki süreçte Eylül’ü kendine hayattaki en büyük düşmanı edinmiştir.
Bahar’a rağmen Eylül için hayat sonunda tıkırında ilerlemektedir ki acıması olmayan kader son bir darbe daha indirir. Babaannesinin kanser olduğu ortaya çıkar ama tedavisi vardır. Kolay geçmesi ve sonrasında iyileşme sürecine girmesi beklenen ameliyattan ölü olarak çıkması ise büyük sürpriz olmuştur. Ameliyatı yapan doktor, kişisel sorunlarına odaklandığı bir anda yaptığı bir hatayla Eylül’ün babaannesinin ölümüne yol açmıştır. Eylül durumdan şüphelenir ama bir şey yapamaz. Ameliyatı yapan doktor, Bahar’ın babasıdır bu arada.
Babaannesinin vefatından sonra Eylül ve Ali Asaf’ın yolları ayrılır. Ta ki yaklaşık 10 yıl sonra aynı hastanede doktor olarak çalışmaya başlayana dek! İşte hikayemiz de burada başlar.
KARAKTERLER VE OYUNCULAR
=Eylül=
İşinde hep sonuca yönelik hareket eder. Hayat kurtarmak en önemli amacıdır. Bu yolda kuralları pek takmaz. Anlık kararlar ve orijinal ve yaratıcı çözümler, onun müdahale anlayışıdır. Yemeden, içmeden, uyumadan, yorulmadan çalışabilen işkolik bir doktordur. Kimseye asla boyun eğmeyen, kendi işini kendi gören, asi, öz güveni yüksek ve lafını esirgemeyen yapısı ile aşağı yukarı her erkeği kendine aşık etse de kendini koruma ve güçlü kalma içgüdüsü sayesinde aşktan uzak durmayı tercih eder. Çok çok iyi dövüştüğünü de belirtmeden geçmeyeyim.
Karaktere Kuzey Güney dizisi ile ünlenen Öykü Karayel hayat veriyor.
=Ali Asaf=
Yıllar sonra babasının sahibi olduğu hastaneye cerrahlık yapmak üzere geri dönüyor. Yıllar önce izini kaybettiği, sonrasında çok arasa da bulamadığı Eylül’ü hastanede meslektaşı olarak görmek ise çok hoş bir sürpriz oluyor onun için. Hayatının aşkını bu sefer elinden kaçırmak gibi bir niyeti yok.
Yüzünden gülümseme pek eksik olmayan, olaylara pozitif yaklaşan, yakışıklı, karizmatik ve kafasına koyduğunu yapan biri.
Karakteri Kocamın Ailesi isimli diziden tanınabilecek Gökhan Alkan canlandırıyor.
=Bahar=
O da doktor olmuş ve aynı hastanede çalışıyor. Hastanenin ortaklarından biri dedesi.
Hayattaki en büyük düşmanı olan Eylül’ün çalıştığı hastanede işe başlayıp etrafındakilere kendini kısa sürede sevdirmesi yetmezmiş gibi üstüne bir de hayatının aşkı ve hayatının en büyük takıntısı Ali Asaf ile Eylül’ün tekrar buluşması eklenince çileden çıkıyor.
Aşırı seviyede kıskanç ve hırslı bir kız.
Karaktere çocuk yaşta oyunculuğa adım atan, Asla Vazgeçmem ve Güneşin Kızları gibi dizilerden hatırlanabilecek Ege Kökenli hayat veriyor.
=Esma=
Eylül’ün en yakın arkadaşı. Lise yıllarında Eylül’ün onu zorba birkaç kızın elinden kurtarması ile tanışıyorlar. Eylül’ün arkadaşlığa kapalı bünyesini allem edip kallem edip kırıyor ve sonrasında çok yakın iki dost oluyorlar. Şimdilerde de Eylül’ün çalıştığı hastanenin yakınlarında bir kafe işletiyor.
Tezcanlı, heyecanlı, içinde kötülük bulunmayan, samimi ve güler yüzlü bir kız.
Karaktere yer aldığı reklam filmlerini saymazsak TV’deki ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Burcu Türünz hayat veriyor.
=Oğuz=
Hastanenin genç ve başarılı cerrahlarından biri. İnsanlarla fazla samimi olmayı tercih etmeyen, işine odaklı, yenilgiye karşı asla tahammülü olmayan biri. İlk başta Eylül’e sinir olsa da engellemek isteyip de engelleyemediği bir şekilde kendini Eylül’ün rüzgarına kapılırken buluyor.
Karakteri Kara Sevda dizisinden anımsanabilecek Ali Burak Ceylan canlandırıyor.
=Selim=
Hastanenin tecrübeli cerrahlarından biri. Ali Asaf’ı doktorluğa ara vermeden önceki dönemden beri tanıyan, değer verdiği bir iş arkadaşı. Eylül’ü de daha üniversiteye başlamadığı dönemden beri tanıyor. Eylül’ü hastaneye aldıran kişi ve hastanedeki en büyük savunucusu. Eylül onu çok değer verdiği bir ağabeyi gibi görüyor ama o hiçbir zaman dillendirmese de Eylül’e aşık.
Mesleğinde çok başarılı ve bunun da bilincinde. Doktor olarak da insan olarak da yardımsever biri.
Karaktere Adı Mutluluk ve Poyraz Karayel gibi dizilerden hatırlanabilecek Fatih Dönmez hayat veriyor.
=Mehmet=
Eylül ile Muğla’ya taşındığı ilk günlerde tanışırlar. Eylül babaannesini kaybettikten sonra çok yakın iki arkadaş olurlar. Ama sonrasında yolları ayrılır ve şimdi tekrar rast gelirler. O da Eylül’e kalbini kaptıranlardan.
Tıpkı Eylül gibi asi, kavgacı, zayıflıklarını saklamayı ve insanlara kendini açmamayı ilke edinmiş biri. Bu benzerlik onları aynı frekansa sokuyor ve iyi anlaşmalarına neden oluyor. Eylül hayatını düzene sokarken o hala serseri mayın.
Karaktere birçok tiyatro oyununda oyunculuk tecrübesi bulunsa da TV’deki ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Erdem Kaynarca hayat veriyor.
=Alp=
Hastanenin tecrübesiz doktorlarından biri. Yetiştirme yurdunda büyümüş, çalışmış çabalamış doktor olmuş. Yakışıklı, sosyal medyada hatırı sayılır bir takipçisi olan, kızlar tarafından ilgi gören biri. Hem ukala hem de naif bir tip. Bir şeyi takıntı haline getirdi mi yaklaşmayın yanına! O da ilk gördüğü andan itibaren Eylül’den etkilenenlerden.
Karakteri ilk oyunculuk deneyimini yaşayan Selahattin Paşalı canlandırıyor.
=Samet=
Hastanenin tecrübesiz doktorlarından biri. Alp ile yedikleri içtikleri pek ayrı gitmiyor. Çok iyi bir doktor olmak isteyen, öğrenmeye aç, saf, temiz kalpli, arkadaşlarının neşe kaynağı biri. Hastanede önemli bir şey olduğunda haberi yayan ilk kişi. Eylül’e aşık değil ama doktorluğuna hayran.
Karaktere daha önce birkaç dizi ve filmde yer alsa da yeterli patlamayı yapamamış Başar Doğusoy hayat veriyor.
=Fatih=
Hastanenin tecrübesiz doktorlarından biri. İdealist bir doktor olduğu söylenemez. Bu özelliği ile Bahar’a benziyor biraz. Bahar’a kör kütük aşık bu arada. Ona yakın olmak adına Bahar’ın uşağı hatta kuklası olmayı göze alacak kadar aşık. Bu durum ona zaman zaman yanlış kararlar aldırabiliyor ama özünde iyi biri aslında.
Karaktere Acil Aşk Aranıyor dizisinden anımsanabilecek Barış Aytaç hayat veriyor.
=Sinan=
Bahar’ın kendisi gibi doktor babası. Onun babası da doktor. Baba-oğul hastanenin hissedarlarından. Mesleğini pek severek yaptığı söylenemez. Sürekli olarak somurtkan bir şekilde dolaşan soğuk ve asabi bir tip. Hatasını kolay kolay kabul etmeyen, insanları umursamayan, babasının istek ve talepleri altında ezilip kendi benliğini bulamamış bir adam.
Eylül’ün babaannesinin ameliyatını yapan doktor, Eylül’ün o hastanede işe başlama sebebi.
Karakteri Ruhsar, Davetsiz Misafir ve Kış Güneşi gibi dizilerden hatırlanabilecek tecrübeli oyuncu Hakan Gerçek canlandırıyor.
=Süleyman=
Sinan’ın babası, Bahar’ın dedesi. Hastanenin ortaklarından. Emekli bir doktor. Gözünü para ve güç hırsı bürümüş durumda. Tek amacı hastanenin yönetimini ele geçirmek ve bu yolda oğlu ve torununu her şekilde kullanmaya çalışmaktan çekinmiyor.
Karaktere Metin Coşkun hayat veriyor.
=Ziyanur=
Ali Asaf’ın kendisi gibi doktor olan babası. Hastanenin sahibi ve en büyük hissedarı. Ali Asaf ve hastane, bu hayatta en çok değer verdiği iki şey. Hastaneye Süleyman gibi para basma makinası olarak bakmadığı için aralarında görüş ayrılıkları oluyor. Babacan, yardımsever ve sempatik biri.
Karaktere Vedat Erincin hayat veriyor.
YAZARIN NOTU
Dizinin neredeyse birebir uyarlanan ilk bölümü şahaneydi gerçekten. Muğla’yı bırakıp İstanbul’a ve hastaneye taşındığımız 2. bölümden itibaren bir daha o ayarda bir bölüm gelmedi.
İşin romantik komedi boyutu eğlendiriyor beni. Öykü Karayel çok iyi iş çıkarıyor ve Eylül takip etmesi aşırı keyifli bir karakter. Diğer karakterlerin de katkısı ile oldukça eğlenceli diyaloglar ve sahneler çıkıyor bu kulvarda.
İşin medikal drama kısmı ise istisnalar olmakla birlikte beni fazla sarmıyor açıkçası. Zaten bünye olarak tıp draması seven bir insan değilim. Ama yine de hastalarla olan diyalog kısımlarında yakalıyorlar çoğu zaman beni.
Karakterler gayet izlenesi. Eylül de Ali Asaf da çok iyi dizayn edilmiş karakterler ve aralarında çok iyi bir enerji var. Eylül ile Oğuz arasındaki enerji de favorilerimden. Sinan, nefret ettiren bir kötü. Bahar sövdürmekten ziyade kendini sevdiren biri. Selim ve Mehmet de gayet işe yarar karakterler.
Her anından büyük keyif alarak izlediğimi söyleyemem, sıkıldığım anlar da oluyor ama iyi ki izliyorum dediğim anlar diğer anlara epey ağır basıyor şimdilik. Gözü kapalı tavsiye etmem, ama denenebilir bir yerli dizi kesinlikle.
FRAGMANLAR
yorumlar
Ellerıne saglık guzel yazı olmus.. medıkal dızılerı cok sevsem de basrol oyuncuları yuzunden asla tercıh etmeyecegım bır dızı.ozellıkle de Oyku karayel. ama seyrden seven cok varms herkese ıyı seyırler..
yaz ıcın atesbocegı ve dolunay keyıflı gecse de 3-4 bolume kalmaz onlar da baydıkca bayacak gıbı gelıyor.
Aslında ilk bölümü beğenmiştim ama sonrası hastanede gecen ve amatör oyuncuların katılımıyla beklentilerimi azalttı.Ama Öykü Karayel Kuzey ve Güneyde de cok beğenmiştim burdada gözleriyle konuşuyor hatun.
Yaz vaktinde ıvır zıvır şeylerle uğraşırken izlediğim üç diziden birisi bu.
İzletiyor kendisini bir şekilde. Medikal kısmıyla ya ilgimi çekemiyor ya da dikkat etmemeye çalışıyorum. Karakterler arası ilişkilerle kendisini izleten bir dizi olmuş. Oğuz-Eylül dinamiği ve Bahar konusunda katılıyorum.
Alp, Mehmet ve Esma konusunda da iyi iş çıkarıyorlar. Ama erkek kötüleri çok saçma kötüler olmuş. Bazen genel olarak tuhaflaştıkları oluyor aslında ama Türk dizisi ayarında iyi bir dizi. Uyarlama konusunda da iyi iş çıkarıyorlar anladığım kadarıyla.
çember dizisini acaba youtubeda bulabilir miyim diye aranırken kalp atışını gördüm ilk videolarda açayım derken neredeyse bir saat falan izledim resmen. fena değilmiş ama baş roldeki kız da çocuk da sevimsiz kalas olunca tabii tıkanıyor. yan roldeki mari de aman aman iyi oyuncu değil zaten. babane de sevimli değil. o yüzden ikinci yarıyı atlayıp sonuna yaklaştırdım. son sahne devamını izlettirmek amaçlı güzel olmuş. tatlı bir dizi kavak yelleri gibi izlenirdi zaman atlaması olmasaydı. gerçi o zaman da doktor öğrenci aşkı absürt olurmuş. neyse orijinaline bakılır. heartstringste izlediğim tatlı kız park shin hye var.
7. bölüm üzerine;
Oldukça eğlenceli bir bölüm olmuş. İlk bölümden sonraki en çok sevdiğim bölüm bu oldu. Ali Asaf’ın Eylüllerin evini ziyaret ettiği sahneler favori sahnelerim oldu. Açık ameliyat sahnesi ise bölümün en leş sahnesi oldu. Bahar’ın asansör açıldığı andaki suratındaki masum ve gurur dolu gülümseme ise kalbimi titretmeyi başaran andı. Bahar cidden çok tatlıydı bu bölüm ama ya!
Ali Asaf, Oğuz, Selim, Mehmet … Herkese bir Eylül şart! Bu dörtlüden Eylül o an kimin yanındaysa onun adına mutlu oluyorum, kimlerin yanında değilse de onlar için üzülüyorum.
aklıma Chicago Med’i getirdi.
Nerede weirdo hasta var bulup getirmişler bu bölüm. Elloz ve ailesi iyi güldürdü. Suriyeliler ayrı bir olaydı. Çatı kuşu dağıttı zaten ortalığı.
da eklenince epey hareketli bir bölüm oldu cidden. Sonda
*Sinan’ın manitasının ölümü de ani ve beklenmedik oldu. Hatunun en azından şu kaldırımda kafası delinen üçkağıtçının olayı çözülene kadar dizide kalması gerekiyordu kesinlikle.
*Ali Asaf’ın Bahar’ın başından ayrılıp Selim’i aramaya gidişi tam bir mallıktı. Bir yürü git Ali Asaf ya! 2 karakter ölecekse biri Ali Asaf biri de Süleyman olmalıydı bana göre.
*Çatıdaki Eylül-Polis sahneleri baydı, bitmek bilmedi.
*Son sahnede savaş geldi. Sinan defans yapmayı bırakıp taarruza geçti. Beklenmeyen bir itiraf yapıp ardından da topu Ziyanur’a şüphe tohumlarını da Ali Asaf’ın üzerine attı. Güzel sahneydi.
12. bölüm devam ederken bıraktım artık diziyi. Son 3 bölümdür sahneleri sakız yapma özelliğini % 200 artırdı dizi. Sıkıntıdan patlamamak mümkün değil. Dizideki en sevdiğim karakterin diziden çıkışı da diziyi negatif etkileyen etmenlerden biri oldu. Nefes aldıran bir karakterdi malum karakter benim için.
God bless Oğuz, Alp ve Esma. Gerisi ölebilir.
Otobüs çarptığı için neredeyse tanınmaz hale gelen,
Hastanede kendisini tedavi eden doktorun çok yakını çıkan,
Doktorun eline bir şeyler yazarak derdini anlatmaya çalışan hasta.
Allah Allaaaah, nereden buldular acaba bu fikri? İyi bari en azından bu, ‘itilmiş’ çıktı. Başkasını kurtarmak isterken kendisi otobüse yakalanmadı.
Yıl olmuş 2017, hala -bir şekilde susman lazımdı- diye karşısındaki kadını zart diye öpen karakterler yazıyorlar.
Sahi niye? Hayır sevgili olsunlar diye yazıyorsunuz da aralarında oraya kayacak kadar samimiyet de yoktu ki? Bildiğin ohalık durumdu resmen.
Alex Karev beyciğime iyi ki bir şey olmadı şimdiye kadar. Ölmüş olsaydı mezarında ters döndü derdim.
bunu da izleyenler var işte bir yerlerde. buna mahkum olanlar.
bir an metafor yapıyor falan sandım ama ciddi ciddi monitörü gösterdi kız
21. bölümde sonlara doğru yine zekama hakaret edildiği hissine kapıldım. Tanrı günahlarını affetsin.
Not: Her kendi kendine konuşana niye tuhaflık varmış gözüyle bakılıyor pek anlamıyorum. Karşısında biri varmış gibi sohbet edenden bahsetsek neyse. Benim sesli düşüne düşüne yaptığım işlerle ohooo…
Senaristleri değişmiş. Pazar gününe almayı da düşünüyorlarmış.