Disney+’ın geçen yıl çektirdiği ama yerel içerikleri durdurma kararı nedeniyle geleceği muallakta kalan, üstüne üstlük berbat yönetim stratejisiyle eline yüzüne bulaştırdığı Atatürk projesi son dönemde gündemden inmiyor. Durum böyleyken TRT yapımcılığında hayata geçirilen Kurtuluş (1994) ve Cumhuriyet‘e (1998) dikkat çekmek şart oldu. Büyük Zafer 101. yaşına girmişken, Cumhuriyet’in bir asrı devirmesine de az kalmışken bu iki değerli projeyi yakından tanımak isterseniz başlıyoruz.

KİMLİK BİLGİLERİ

Tür: Tarihi, Dram
Sezon/Bölüm Sayısı: 6 bölüm (Kurtuluş) / 5 bölüm (Cumhuriyet)
Süre: 54-70 dakika (Kurtuluş) / 52-54 dakika (Cumhuriyet)
Yönetmen: Ziya Öztan | Senaryo: Turgut Özakman
Önemli Bağlantılar:

Kurtuluş > TRT İzleYouTubeVikipedi

CumhuriyetTRT İzleYouTubeVikipedi


Şu Çılgın Türkler, İki Ateş Arasında, Diriliş, Kan Seli, Sonun Başlangıcı ve Kurtuluş adlarını taşıyan 6 bölüm halinde, 22 Mart – 26 Nisan 1994 arasında TRT 1’de yayınlanan Kurtuluş, II. İnönü Muharebesi’nin sonundan (1 Nisan 1921) Mudanya Mütarekesi’ne (11 Ekim 1922) kadar uzanan 1.5 yıllık dönemi, Türk milletinin düşman işgalinden kurtuluş sürecini ele alıyor.

30 Ekim 1998‘de, 150 dakikalık bir sinema filmi olarak vizyona giren, sonradan 5 bölüme ayrılıp dizi haline de getirilen Cumhuriyet ise adı üzerinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma sürecini ve 1930’ların ortalarına dek yapılan inkılapları ekrana taşıyor.

Askeri dehası, cesareti, vicdanı, ileri görüşlü kişiliğiyle bir milletin makus kaderini değiştiren, kelimelerin kifayetsiz kaldığı ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk‘e Rutkay Aziz hayat veriyor. Kurtuluş Savaşı sürecinde çok önemli bir rol oynayan, Türkiye’nin ilk başbakanı, ikinci cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü‘yü ise 2007’de vefat eden Savaş Dinçel canlandırıyor. İki usta oyuncunun karşılıklı paslaşmalarını izlemek, alınan seyir zevkini daha da artırıyor.

Dönemin önemli şahsiyetlerini canlandıran diğer isimlerden bazıları:

Bu yazıya sığdırılamayan tüm oyuncuları görmek için şurayı ve şurayı inceleyebilirsiniz.


Kartal’da kurulan Ulus Meydanı platosu

BAZI BİLGİLER

  • TRT’nin o döneme kadar çektiği en yüksek bütçeli işi olan Kurtuluş’un 6 bölümü için 37 milyar 600 milyon TL harcandı.
  • 280 farklı mekan ve 650 sahneden oluşan Kurtuluş’un çekimlerine, 1 yıl süren ön hazırlık döneminin ardından Ağustos 1991‘de başlandı. Savaş sahnelerinin çekimleri 1992 yazında gerçekleşirken paydos verildiğinde takvimler 1993’ü gösteriyordu.
  • Kurtuluş’ta 344 profesyonel oyuncu ile 200 bin sivil ve 700 bini asker dahil yaklaşık 1 milyon kişi rol aldı. Genelkurmay Başkanlığı da askerlerin sevkiyatında ve o döneme ait malzemelerin yeniden tasarlanmasında büyük katkı sağladı.
  • Meclis sahnelerinin bazıları Ankara’daki I. TBMM binasında çekilirken dış mekan çekimleri, Kartal’da kurulan platoda, 1921’deki görünümüne uygun olarak inşa edilen dekorda çekildi. Dizide kullanılan pek çok mekanın ve eşyanın tasarımında Anadolu Üniversitesi de aktif rol oynadı.
  • Cumhuriyet’in çekimleri, 5 aylık hazırlık sürecinin ardından 16 Mart – 6 Ağustos 1998 arasında gerçekleşti.
  • Yaklaşık 100 ayrı mekan ile birlikte 300 oyuncu ve 25 bin yardımcı oyuncu kullanılan film için ikisi Atatürk’e ait olan 8 adet otomobil, 2 adet kamyon, 1 otobüs ve 1 ambulans olmak üzere toplam 12 adet araç yeniden imal edildi.
  • 1 trilyon TL‘den fazlaya mal olan filmin montaj ve seslendirme çalışmaları TRT İstanbul Stüdyoları’nda, post prodüksiyonun büyük kısmı ise İngiltere’deki Technicolor stüdyolarında gerçekleştirildi.
  • 1998’in en çok izlenen filmlerinden olan Cumhuriyet, 31. SİYAD Ödülleri’nde Savaş Dinçel’e ‘En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu‘, Hülya Aksular’a ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu‘ kategorilerinde adaylık kazandırdı.

(Kaynak: “Bir Film Setinde: Kurtuluş” belgeseli, Hürriyet)


SON SÖZ

Türkiye’ye hak ettiği projeyi “armağan etmek” için çıkılan yollarda motorlar su kaynatsa da, gelişen şartlara rağmen Atatürk ve Kurtuluş Savaşı hakkında daha iyi projeler görme umudumuz azalsa da Kurtuluş ve Cumhuriyet, zamana meydan okuyarak mevcut boşluğu hâlâ doldurabilecek nitelikte. Pek çoğu tiyatro kökenli, usta sanatçılardan oluşan devasa kadrosunun yanı sıra dönemin ruhunu başarıyla yansıtan etkileyici reji, Colin Mounier imzalı çarpıcı sinematografi ve Muammer Sun‘un bestelediği şahane müziklerle günümüzdeki birçok prodüksiyona aşık atabilmesi takdire şayan. Dramatik bir yapıdan ziyade belgeselvari anlatım tarzını benimseyerek ilerleseler de ilgiyi diri tutulabildikleri, sıkmadan izlenebildikleri söylenebilir. Kısacası, “anlatılmaz izlenir” diyerek gerisini izleyicilere bırakalım. İyi seyirler.