lost 3×02: the glass ballerina
19 yorum azizk 13 Ekim 2006 06:24
colleen ve ben
dikkat spoiler içerir!evet, böylece lost 3.sezon’daki ikinci bölümümüz olan the glass ballerina‘yı de tamamlamış olduk geçtiğimiz gün. hemen özete geçiyorum yalnız tekrar hatırlatalım, izlemediyseniz okumayın!bölümümüz, sun ve jin odaklı bir bölüm. dizinin adı, sun’a dair bir flashback le başlayan bu bölümde gördüğümüz cam bir balerin’den geliyor. ufacık bir detayı koca bölüm adı yapmışlar, ilginç. efendim öncelikle, sun ve jin’in geçmişlerini bir özet halinde madde madde yazayım.
* sun‘a dair öğrendiğimiz en önemli şey, geçtiğimiz sezon ingilizce dersleri aldığını öğrendiğimi jae lee ile bir ilişkisi olduğu. jin’i bırakıp onunla birlikte kaçmayı dahi düşünüyor az da olsa.
* sun ve jae, odadayken; sun’ın babası giriyor ve bu gizli ilişkiyi öğreniyor.* sun’ın babası, jin’i çağırıp ona jae lee’yi öldürmesi gerektiğini söylüyor. jin itiraz etse de, ikna oluyor.* jin, jae’yi bırakmasına rağmen, jae yine de ölüyor. burası azıcık muamma, kendi mi atlıyor binanın tepesinden yoksa biri mi atıyor kesin bir şey yok o konuda. ama çok da önemli değil kanımca.* son olarak da sun’ı, jae’nin cenazesinde görüyoruz. babası da orada. ve burada doğu örf ve adetlerinin etkisiyle bir daha karşılaşıyoruz. sun babasına, jin’e bu ilişkiden bahsedip etmeyeceğini soruyor ve babası da ona düşmediğini söylüyor. evet, sun ve jin’in geçmişine dair öğrendiğimiz şeyler bunlar.dizinin geri kalanı, adada geçiyor. bu bölüm, sonunda bizimkilerden bir kaç kişi daha görüyoruz. en son 2.sezon’da yelkenlide bıraktığımız sayid, jin ve sun karşımıza çıkıyor. sayid dizi boyunca pek sinir bozucuydu kanımca, ki en sevdiğim karakterlerden biri olmasına rağmen. geçtiğimiz sezon finalinde, michael’la walt’un gönderildiği iskeleyi buluyor bu 3 karakterimiz ve sayid güvenli olmadığını bile bile, hepsini sahile sürükleyip orada ateş yaktırıyor. bunları jack, kate ve sawyer için yaptığını söylese de, sun yalan söylediğini anlıyor ve jin’in de artık ingilizceyi daha iyi anlamasıyla, herkes aslında sayid’in niyetinin others’a pusu kurmak olduğunu anlıyor. artık dönmek çok geç olduğu için, jin’de kabul ediyor ve sayid ona bir silah veriyor. bu sahne pek havalıydı bence, sayid bilmiş bilmiş jin’e “yok bu silah otomatik, bilmemne” derken, jin çat çat mermileri kontrol etti.
neyse konuya dönersek, sayid ve jin pusu kuruyor ve sun’ı da yelkenli’ye yolluyorlar. sayid sun’a içeride bir silah olduğunu söylüyor. bu sırada, others’ın kampında ben’in yelkenliyi öğrendiğini ve ele geçirmek için bir ekip yolladığını görüyoruz. sun yelkenli de beklerken, içinde zeke(mr. friendly) ve colleen(yeni karakter – paula malcomson) ‘in de olduğu 5 kişilik bir grubun bir anda güverteye çıkmaları ile devam ediyor konu. tabi jin ve sayid yanlış yerde pusuda bekledikleri için, hemen koşup yetişemiyorlar. bu sırada, sun, yeni karakter colleen ile karşılaşıyor içeride. aralarında yine “biz iyi insanlarız, mükemmeliz, güven bize” şeklinde alışkın olduğumuz bir konuşma geçiyor ve şaşırtıcı bir şekilde, sun’ın colleen’i vurması ile sonuçlanıyor. daha sonra biraz zor da olsa, sun tekneden kaçmayı başarıyor ve sahile geri dönüyor jin ile birlikte. bu olayların sonucunda, sayid özür diliyor ve pek sakindi bu sahne; jin hiç bir kötü bakış bile atmıyor ve hepsi kendi kamplarına doğru yola koyuluyorlar.
kate’i öpen çarpılır
sawyer ve kate‘e gelirsek, onlar oldukça kötü bir muamele görüyorlar. yine yeni tanıştığımız bir other tarafından, zorla çalıştırılıyorlar. konuşmaları, dinlenmeleri gibi şeyler de yasak yoksa şok aletiyle çarpılıyorlar. bi kaç kere de demonstre ettiler bunu sawyer üzerinde.bu çalışma sahnesinde, iki tane çarpıcı an gördük. biri kesinlikle sawyer’ın çat diye kate’i tutup öpmesiydi. ki çarpılmayla sonuçlandı. demek ki neymiş, kate’i öpen çarpılır.ikincisi ise, kate çalışırken, çalıların arasından gördüğümüz french chick danielle’in kızı alex. alex’i others’ın yıllar önce kaçırdığını biliyoruz. ancak sanki bu sahnede kate ile konuşan alex, onlardan kaçmaya çalışıyor veya kaçmış gibi davranıyordu. kate’e, ilk bölümde sawyer’ın oradaki kafeste gördüğümüz çocuğu görüp görmediğini sordu. onun dışında da kate’e verilen elbisenin aslında alex’in olduğunu öğreniyoruz, işte bu bilgi beni acaba kaçak olabilir mi düşüncesine sürükledi. neyse, göreceğiz…
gelelim son olarak jack‘e. jack ile ben arasında bir konuşma geçiyor dizinin sonlarına doğru. bu konuşmada, ben jack’e kendini tanıtıyor ve öğreniyoruz ki, adı tam olarak Benjamin Linus’muş ve bu adada doğmuş burada yaşamış. Ayrıca jack’e dış dünyayla bağlantıları olduğunu da, televizyondan yakın zamanda oynanan bir baseball maçı göstererek kanıtlıyor. ve dizinin en çarpıcı noktalarından biri olan, jack’e yaptığı teklife geliyoruz. michael ve walt’la yaptığı anlaşma gibi, jack’e de istedikleri bir şeyi yaparsa dış dünyaya geri dönebileceğini söylüyor ben ancak istediklerinin ne olduğunu öğrenemiyoruz henüz.
evet özetimiz böyle, bir şeyler unuttuysak affola, çok uzun oluyor mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışıyoruz.bence genel olarak ortalama bir bölümdü the glass ballerina. benim böyle çok şaşırtıcı bilgi beklentim olduğundan bu aralar, ufak ufak verilen detay bilgiler çok heyecanlandırmıyor ancak alex’i görmek ve ben hakkında daha çok şey öğrenmek keyifliydi. sun ve jin hakkında ise, sun’ın bebeği ile ilgili sorular oluşmuş oldu. evet bir sonraki bölümü bekilyoruz merakla.
not: 3 bölüm olan further instructions ile ilgili fotoğraflara buradan, tanıtım videolarına ise amerika ve kanada olmak üzere buradan ulaşabilirsiniz.ayrıca kanada promo videosunda oldukça ilginç görüntüler var, onlar da buradan.
yorumlar
Elizabeth Mitchell resmen büyüledi bu bölümde.Bakışlarından gelen bir güzellik var
çok bir rolü yoktu gidişatı içeren ondan dolayı eklemedim juliet rolündeki elizabeth mitchell i ama kesinlikle haklısın pyrotoxin, çok etkileyiciydi bakışları. bi de hafif bir “smirk” diye nitelendirebileceğimiz gülümsemesi var sinsi sinsi.
benim bu bölümde en çok dikkatimi çeken olay mr. linus’un adada doğmuş olması ve hatta tüm hayatı boyunca adada yaşamış olmasıydı!
bir de sawyer ve kate’in çalıştırılmak için götürüldükleri yer düzmece gibi geldi bana, sanki “diğerleri” ikisinin durumun sandıkları kadar sıkı olmadığını (!) faketmelerini sağlamak ve kaçma fırsatı yaratmak istiyorlar gibiydi. belki de sonraki bölümlerde sawyer ve kate’in yapacakları bir kaçma girişiminin karşısında jack’e, ucunda eve dönüş bileti olan, bir engelleme görevi vereceklerdir
olaylar bu şekilde mi gelişir bilmiyorum ama, mr. linus’un adanın “big brother”ı edasıyla sürekli iki tarafı (sawyer + kate & jack) izlediğini düşünürsek, bir şekilde karşı karşıya getirileceklerini düşünüyorum.
ilginç olan nedir anlamadım? bölüm boyunca sun’ın zor durumda kalınca yalan söylemekten çekinmediğini ve düşündüğümüz kadar dürüst olmadığını hem geçmişten hemde güncel olaylardan örneklerle tekrar anlıyoruz. bölümün başındaki cam balerinde sun’ın ilk büyük yalanını simgeliyor ve bölümün ismi için yerinde bir seçim oluyor. (“sun is a cunt” olmasını tercih edenler varsa orasını bilemem)
ben ben’in ben bu hayatım boyunca bu adada yaşadım demesine takıldım hala. inatla aşk kısımlarını kısa kesip adaya yoğunlaşsak diyesim var ama neyse. *smiley falan*
katiliyorum miette.
Ayrica bu bolum benim disimin kavuguna gitmedi. beklentilerimiz cok artti herhalde. endisem dizinin bir anda klasik konulara donup ask ucgeni cevresini, alanini bulmaya falan donmesi. insallah oyle olmaz.
@dicky: haklısın the glass ballerina, sun’ın aslında doğruyu söylemediğini vs. yansıtıyor, ancak benim beklentim, dizinin ada kısmının içeriğinin ada dahil olması. ondan dolayı biraz sıradan geldi.
bu arada ben de kesinlikle katılıyorum, miette ve hamletk, zerre kadar umrumda değil kate sawyer’ı mı öpmüş, jack orda aşktan ölüyor mu… adayı anlatın bana adayı.
3×03 trailer’ı burada
internet sağolsun izlemek için linklerde dün sabah hemen ortaya çıktı. Buyrun Lost 3.ncü Sezon 2.nci Bölüm "The Glass Ballerina" linkleri.
Parça 1
Parça 2
Parça 3
Parça 4
Şifre: http://www.cithiz.com
ayrıcaaya nedense bu bölüm çok yavan geldi bana. Sezonun ilk bölümü için (bence) haksız olduğunu düşündüğüm çok zalimce yazılar okumuştum ama bu bölüm hakkaten yeteri tadaı bırakamdı damakta.Ha nedir Ben geldi dedi “ben ömrümü burada geçirdim” dedi merakları daha bir perçinledi ama bu bölüm olan başka ne var? Yok bişi..kişisel not: Sayid adamımdır, adamım kalacak! Hata yapsada
bu dizi bu hızda devam ederse, 6 sezon yetmeyecektir. bir önceki bölüm için dediğim, bizim fransız hatunun, bu others’ın yaşadığı yeri bilip bilmediği konusunda bir kaç resim gördüm. kendi haritasında burayı krater olarak göstermiş. gerçekten de orası bir kratere benziyor.
yanlız bir anlamadığım nokta var ki, desmon’un sevgilisi ile kutuplardaki elemanların akıbeti ne olacak? bu gidişle sezon 3 finaline anca sıra gelecek.. yok sawyer kate’i öpmüş, yok benjamin linus adanın yerlisiymiş.. locke ne yapıyo acaba?
evet bir de desmond’un – yapımcıların ikinici sezonun sonunda hepimizi merak içinde bırakmak için kullandıkları – manyetizma peşindeki sevgilisi vardı. umarım üçüncü sezonu da onunla kapatmayız
cook fena alt yazısını bulamadım ben 2. bolümün
3×02 turkce altyazisi surda.
ve kutuplardaki bir araştırmacının Jack ile olan benzerliği de var. Gerçekten çok benziyorlardı.
evet çok dikkat çekici bir durum. bence bu benzerliğin bir anlamı var. tesadüf olduğunu sanmıyorum.
bana biraz abartıyoruz gibi geliyor benzerliklere filan takılınca. en başta ben de takılmıştım ama sonra açıklama geldi yapımcılardan, takılmayın böyle şeylere, sadece oyuncu benzerliği diye. eh dedim ben de, siz bizi böyle yaptınız
o adamin jack’le olan benzerliginin bence hicbir onemi yok. yani tamam, dikkat cekici bir benzerlik oldugu ortada, ama ne olabilir ki aciklamasi?
ha bir de, the glass ballerina’yla ilgili olarak sunu dusunuyorum: jae lee’nin olum nedeni intihar degildi. – taa ilk sezonun flashbacklerinde kaldigi icin tam hatirlayamiyor olabilirim – bu adam sun’a (aileleri onlari basgoz etmeye calisirken) amerika’da bir sevgilisinin oldugunu ve onun pesinden gidecegini soylememis miydi? “sun yoksa yasamamin ne anlami var!” deyip atlamis olmasi sacma geliyor bana. du bakalim nolcak.
ben intihar oldugunu sanmamaktayım, baba bunu jin’in yapamayacağını tahmin edip adam yolamıs olabilir. şayet atlasa bile sebebinin sun kızımız olmadığını düşünüyorum, ya jin ya da kızın babası tarafından başına bir şey geleceğini tahmin edip kendini atıyordur.
teori kurmaktan, detayara dikkat etmekten,, sorgulamaktan paranoyak olacağız yakında…