Mars — Tanıtım
9 yorum aytackara 30 Ocak 2017 09:14
Son dönemde konu uzay olduğunda bilim dünyasındaki en popüler başlık kuşkusuz Mars. The Martian filmiyle başlayan ilgi artışı, SpaceX’in kurucusu Elon Musk‘ın Mars’ta kolonileşme konusundaki planıyla popülerliğini devam ettirdi.
Ara ara hazırladığı mini dizileri izleyici karşısına çıkaran National Geographic de Mars’a dayanan bir diziyle geçtiğimiz yılın sonlarına doğru izleyici karşısına geldi. Adını da fazla zorlamayarak Mars koymuşlar zaten. Hatta altı bölümlük sezon ülkemizde de eş zamanlı olarak yayınlandı ve ben de oradan izlemiş bulundum. Üstüne de her ne kadar mini dizi olarak çekilse de izlenme oranından oldukça memnun kalan kanal tarafından diziye ikinci sezon onayı verildi.
Mars, Stephen Petranek‘in 2015’te piyasaya çıkan How We’ll Live on Mars kitabından uyarlama. Dizi ayrıca belgesel ve drama karışımı bir yapım özelliğini taşıyor; National Geographic yapımı olmasının hakkını veriyor ve hepsinden biraz tadıyoruz yani.
Not: Dizinin çekimleri Budapaşte ve Fas’ta yapıldı.
Not 2: Ekim 2016’da ilk kitaba devam olarak dizinin arkasındaki bilimi detaylandıran Mars: Our Future on the Red Planet yayınlandı.
Konu
Mars, sezonunu iki farklı zamanda ve birinde dizi diğerinde belgesel şeklinde ilerletiyor.
1) 2033 yılındayız. Daedalus isimli uzay gemisi, içinde altı kişilik mürettabatla tarihte ilk kez kolonileşme amacıyla Mars’a gidiyor. Florida’dan başlanan uzun yolculuk sonrasında gemide yaşanan bir arıza nedeniyle varmaları gereken yerden 75.3 km daha uzağa iniş yapıyorlar. Mars’taki gece soğuğuna kalmadan gitmeleri gereken yere bir şekilde varmaları gerekiyor.
Bu grubu Dünya’da izleyen NASA görevlileri de onlara yardımcı olmanın bir yolunu aramaya başlıyorlar. Hana’nın ikizi Joon da bu grubun içinde. Dizinin ‘dizi kısmında’ bununla başlanıp altı bölüm boyunca Mars’a giden bu astronotların başından geçenler, kolonileşme çabaları ve bahsedemeyeceğim diğer bazı şeyler anlatılıyor. Türlü türlüler zaten, içinde aşk bile var…
2) 2016 yılındayız. Dizinin belgesel kısmı da daha çok buradan yürüyor.
Ekip, NASA’daki görevliler, Elon Musk, Andy Weir, Robert Zubrin ve Neil deGrasse Tyson gibi isimlerin de dahil olduğu çeşitli bilim adamları ve mühendisler bu kısımda yer alıyor. Burada da aynı şekilde türlü türlü şeyler var.
Mesela Mars’a seyahat ve oradaki yaşam konusunda alanlarında uzman kişiler yeri geldiğinde çeşitli yorumlarda ve tespitlerde bulunuyorlar. Aynı şekilde 2033’te ekibin başından geçenler konusunda da benzer bir yorumlama ve açıklama var. Her ne kadar hepsi oyuncu olsa da uzay gemisindeki ekipte yer alan kişiler de Mars, oraya gidiş, aldıkları eğitim ve arkalarında bıraktıkları konusunda ara ara dahil oluyorlar.
Not 3: Dizi başlamadan önce Hana ve Joon ikizlerinin özgeçmişine dayanan yaklaşık yarım saatlik Before Mars isimli bir ön bölüm de yayınlanmıştı. Diziyi izlemek için şart değil ama siz bilirsiniz.
Gelelim nasılına…
Belgesel-drama karışımı dizinin başından genel olarak memnun kalktığımı söyleyebilirim. Gerçi herkese tavsiye edilecek türden bir yapım olup olmadığı tartışılır ama konusu ilgisini çekenler eğer içinde belgesel esintisi olmasına itiraz etmezlerse sorun yaşamazlar herhalde. Misal dizi ve belgesel kısımları arasındaki geçişi yeterince iyi yapamadığına dair bir şeyler okusam da benim için sorun olmadı.
Hatta belgesel kısmındaki açıklamaları izleyicinin kafasını karıştırmayacak şekilde yapmaları hoşuma da gitti. İlk sezon açısından konuşursam, sezonun başlarını ve sonlarını daha çok sevdim. Özellikle beşinci bölümü daha sağlamdı mesela. İzleyicileri ilgi alanlarına göre farklı açılardan yakalayabiliyorlar. Üstünde epey emek harcandığı ve kaliteli bir prodüksiyon olduğu da belli oluyor. Ekiptekilerin oyunculukları da sorun yaşatmıyor, oyuncu olduklarını bilmesem belki devamında kurcalamazdım bile. Efektleri de sırıtmıyor.
Sonu da bir mini diziye yaraşır cinsten kapalıydı. İkinci sezonunun geleceğinden de belli olduğu üzere devam edebilecekleri türden bir malzeme var tabii ki ellerinde. Özetle dizi bu şekilde efendim. İlginizi çekiyorsa ve zamanınız da varsa şimdiden iyi seyirler…
yorumlar
Dün akşam bir iki bölüme bakayım diye başlayıp ilk sezonu bitirdim.
Bilemiyorum, sadece dizi sadece belgesel olmasını daha fazla tercih ederdim sanki. İki taraf da çok tatmin edici olamadı benim için. İzlediğime pişman değilim. Mars üzerine yapılan işler ilgimi çekiyor. 2. sezona da bakacağım. İlla izleyin demem ama ilginiz varsa bir bakın isterseniz.
Ben de ilk sezonu izledim. Tastamam @abidin77 gibi düşünüyorum, çok fazla bir şey ekleyemeyeceğim o yüzden. İlginiz varsa bakın bence de.
Ellerine sağlık @aytackara.
Esai Morales (NYPD Blue), Jeff Hephner (Chicago Fire/Med), Akbar Kurtha (24), Levi Fiehler (The Fosters), Evan Hall (Orange Is the New Black), Roxy Sternberg (Emerald City) ve Gunnar Cauthery (Genius) ikinci sezona katılmış.
2. sezonun görünen başlangıç tarihi 12 Kasım ama Nat Geo Tükiye yarın akşam 20:00 ve 22:55’te iki yayınla ilk bölümü (yine) erkenden yayınlayacak.
Muhtemelen Genius misali ilki dublajlı, ikincisi altyazılı ama emin değilim tabii.
Öğlen ilk bölümü, bu akşam da Nat Geo’dan ikinciyi izledim. Birinci sezon finaline 5 yıl atlatıp hikayeye devam etmişler, 2042’deyiz artık. Belgesel kısmı da Antarktika, kutup bölgesi ve buzullar üzerinden yürüyor. İki tarafı birbirine bağlama konusunda sıkıntı yaşamıyorlar gibi.
Yalnız ikinci sezonda girdikleri yol biraz tartışmalı olmuş. Esasında insanın her yerde insan olması durumu var. Dolayısıyla pembe diziye kaçan yer bile olmuş yine.Arada siniri bozuldu falan. İkinci bölümün sonunu ayrı beğendim. Geçen seneki 5. bölüm finalinin bu sezondaki karşılığı sanki.
* Yine ilk bölümde ikilinin sevişmelerini görünce “Hamile kalma olursa ne yapacaksınız peki siz?” diye geçirmiştim aklımdan. Geri döneceği için üstünde durmamıştım aslında ama o da bu bölümde çıktı. Ay cidden Mars’ta hamileliği hayal edemedim resmen. Yol da 7 ay maşallah, kaldı da iyi mi oldu bilemedim.
2×03 üzerine:
Geçen sezonki kafayı yiyip serayı patlattı, bu sefer de ikisinden birisi kafayı yerse bak küserim. Yapıyorsanız tam yapın
Our @NASAInSight spacecraft stuck the #MarsLanding!
2×04 üzerine:
Geçen bölüm duvara konuştum di mi ben? Aşk olsun. Yalnız aklıma bu ve bu kadarı gelmezdi, itiraf etmem lazım. Yöntem hiç de fena değildi.
Dizinin geçen hafta sezon finali yapmış olduğunu az önce Nat Geo’da başlamayınca ve programda bulamayınca fark ettim. Ben sezonu niyeyse 8 bölüm sanıyordum.
Aslında geçen bölüm sağlam bir bölümdü. Düşünürsek güzel ve iyi bir noktada kapandığını söyleyebiliriz sezonun. Ayrıca üçüncü sezona hayır demem.