2015 Mart’ta TV Ekranı
93 yorum ozgun14 02 Mart 2015 08:17
Yazı dizisinde geldik bir sonraki aya, eskiyle yenisiyle Mart kapıdan baktırdı. Neler var bu ayda bakalım…
YENİ GELENLER
Ben Garner’ın sabah koşusu sırasında karşı komşularının çocuğunun cesedini bulmasıyla başlayan hikayesini izleyeceğiz. Bir anda kendisini şüpheli olarak davanın ortasında bulur. Polisler olayı gün yüzüne çıkarmaya çalışırken beraberinde onlarca sır ve yalan da ortaya dökülür. Elde şüpheli olarak sadece Ben vardır. Katil o mu, yoksa başka biri mi 1 Mart’tan itibaren göreceğiz.
Koskoca dünyada bir anda kendinizi tek başınıza bulsanız ne yaparsınız? Siz ne yaparsınız bilemeyiz ama bu arkadaşımız bir şeyler yapacak gibi. Dünya’daki diğer insanın çok uzaklarda olmadığı umuduyla yola çıkıyor. İnsanlığın devamı ona bağlı. Diğer kişi kadın çıkarsa tabii. Phil Miller’ın bu süreçteki maceralarını izleyeceğimiz bu komedi 1 Mart’ta ekranlarda.
Battle Creek birbirinden farklı ama nasıl olduysa birbirlerini bulmuş iki dedektifin etrafında dönen bir polisiye. Battle Creek, Michigan sokaklarını temizlemek için bu ikili yeterli gelecek mi 1 Mart’ta göreceğiz.
21. yüzyılda sessiz komediyi yeniden keşfetmek için hazırlanan bir dizi. Sezonu 6 bölüm sürecek ve skeç şov özelliği taşıyacak. Charlie Chaplin, Laurel and Hardy, Buster Keaton, Jacques Tati ve Marty Feldman‘dan esinlenilmiş.
Sherlock Holmes’un yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle’un hayatı üzerine kurulu aynı isimli Julian Barnes kitabından uyarlama bir dizi olacak. Conan Doyle karısını kaybetmiş bir adam, bahsi geçen Goerge ise hayvanları sakatlama iddiasıyla yedi yıl hapiste kalmış ve tehdit mektupları alan birisi. İkilinin yolları kesişiyor.
Uzun süredir birbirini görmeyen iki genç yeniden yan yana geldiklerinde bu sefer birbirlerinden hoşlanırlar ve birlikte olmaya başlarlar. Peki bundan komedi etiketli bir dizi çıkaracak ne mi var? Bahsi geçen ikilimiz Billy ve Billie aslında üvey kardeşler.
Davaları önce online çözüp sonra gerçek hayatta uygulayarak bitiren FBI Siber Suçlar Birimini ve başında yer alan Ajan Avery Ryan’ı izleyeceğiz.
Jerusalem’da bir arkeoloğun öldürülmesi üzerinde çalışan FBI ajanı Peter’ın hikayesini izleyeceğiz. Zaman ilerledikçe olanların basit bir soruşturmadan ibaret olmadığı ortaya çıkacaktır.
Modesto, California’da genç bir çift kendi evlerinde saldırıya uğrar. Adam ölmüş, kadın ise neredeyse ölmek üzereyken bulunurlar. Dizi maktul, şüpheli kişiler ve aileleri üzerinden bir cinayete sosyoekonomik, cinsel ve ırksal bakış açılarıyla yaklaşacak.
18. yüzyılda İngilizlerin mahkumları göndermek için Avustralya’da bir sürgün yeri kurmasıyla birlikte yaşanan olaylardan esinlenerek hazırlanan bir dizi. 7 bölüm sürecek.
Bir kıyamet tarikatı tarafından yer altında 15 yıl kilitli tutulan 4 kadın, polisler tarafından kurtarılır ve medyanın gündemine oturur. Indiana’ya evlerine dönecekken Kimmy kararını değiştirir ve sırtına çantasını takıp New York sokaklarına dalar. Kaybolan yıllarını telafi etme vakti gelmiştir.
Winston Graham’ın Poldark romanlarından uyarlanan dizi aslında geçen yıl yayınlanacaktı ama rötar yaptı. Dizi, aynı isimli 70’ler dizisinin de uyarlaması sayılır. 18. yy.ın sonlarında, Ross Poldark 3 yıl boyunca ordu adına kaçakçılıkla savaştıktan sonra memleketine döner. Dönüşünde babasını ölmüş, orduya katılırken geride bıraktığı sevgilisini başka biriyle nişanlı bulur. Eh, gerisini de izleyip öğrenin.
Fransız dizisi Les Revenants‘tan uyarlanan dizi, uzun süre önce ölen insanların birer birer kasabada belirmeye başlamasıyla hem kasabalıların hem de geri dönenlerin yaşadıklarını anlatacak.
Günümüz İngiliz monarşisinde herkesin gözü önündeki Kraliyet ailesinin yaşadığı o hayatı anlatan bir dizi. Kurgusal, kimi zaman herkeste olan ama bazen de alışılmadık olaylar ve skandallar yaşayan bir ailemiz var. Dizinin merkezinde tüm bu olanlarla baş etmek durumunda olan Kraliçe Helena (Elizabeth Hurley) bulunuyor. The Royals, E!’nun ilk dizisi ve 2. sezon onayı daha başlamadan aldı.
Lizzy (lezbiyen) ve Luke birbirlerinin en iyi dostudur. Boşanmış ailelerden gelen iki genç de düşünmüşler etmişler ve “Bize birbirimizden iyi eş olmaz; beraber çocuk yapalım.” demişler. Bunca denemeler arasında da Luke hayatının aşkıyla tanışmaz mı?! Üstüne bir de onunla evlenir. Yuvayı tamamlayacak tek eksik bir bebek kalmıştır ve müjde Lizzy’den gelir: Luke’tan hamiledir!
Olivia “Liv” Moore zombiye dönüştüğü talihsiz bir partiye kadar kendi halinde, başarılı bir tıp öğrencisiydi. Artık, insanlığını korumak için belli aralıklarla insan beyni yemek zorundadır. Kendini hemen bir adli tıp merkezine sokar. Yuttuğu her bir lokma beyin ona maktulden hatıralar olarak geri dönecektir. Kızımız bir yandan öğlen yemeklerini bedavaya getirtecek, bir yandan da soruşturmaların çözülmesine yardımcı olacaktır.
Bir araba galerisinde geçecek olan dramada, küçük bir beyaz bir yalan yüzünden olayların nasıl olup da kontrolden çıkabileceğini izleyip görelim bakalım.
Rayborn ailesinin büyük oğlu ile yüz karası üyesi beraber eve dönerse ne mi olur? Aileyi parçalayacak sırlar, gerilimler, duygusal karmaşalar…
4 ilişkifobik insanın tesadüflerle birbirlerinin hayatına dahil olması sonucu yaşadıklarını anlatacak.
40’larındaki Liza tekrardan iş hayatına dönmeye karar verir. Ama onun yaşında biri için kariyer basamaklarını sıfırdan tırmanmak imkansıza yakındır. Barda birinin yaşını göstermediğini söylemesi üzerine yaşını 26’ya çeker ve onun için kariyer yolculuğu başlamış olur. O basamaklardan yuvarlanarak düşmek istemiyorsa, bu küçük sırrını kimse öğrenmese iyi olur.
Roma Downey ve Mark Burnett’in 4 bölümlük minisi. Dizi, Alice Hoffman‘ın aynı isimli tarihi romanından uyarlama ve Romalılar zamanında, M.Ö. 30’lu yıllarda Masada‘da geçen ve dört kadını merkezine alan gerçek olayları anlatıyor.
yorumlar
One Big Happy‘i şimdilik beğendim ama ilerleyen bölümlerde de bunun üstüne çıkarsa güzel bir şey olacağını düşünüyorum.
Tek kötü yanı İngiliz kızın aksanı çok battı bana oğlan da sanki role tam ağırlığını vermedi gibi geldi.
Fakat diğer sarışın döktürüyor. Onun için diğer bölümüne de bakarım. Devamını merak ettim.
İyi hatırlattın necdetcem7. Yazacaktım, unutmuşum.
One Big Happy çok klasik bir sitkom bence. Beni sarmadı ama türe doymamış olanlara ABC Family’ninkilerden bi tık üstte diyebilirim. Oyuncular ve oyunculukları da batmadı.
Bu arada İngiliz kız tam benim tipim. Bol kıvrımlı, kocaman ve yüzü de güzel.
@dkamoy:Ne demek efendim vazifemiz.
Orası öyle klasik sitkom. İptali yemez inşallah NBC’nin 1.sezonunda iptali yemeyen çok az dizisi var onlarında durumu oraya doğru gidiyor zaten inşallah bunu harcamaz.
İlerleyen bölümlerini de denerim.
Ben bunu izlerim. Üstelik malum olaydan dolayı ilk bölüm düşündüğüm kadar pembe bile çıkmadı. Bazı yerlerin, daha doğrusu oyunculukların abartı geldiği oldu ama yadırgamadım. Ravenswood’un Olivia’sı Merritt Patterson‘ı görmesi de iyi oldu. Tek sürpriz yanı bölümün 56 dakika çıkmasıydı. Premiere diye mi yoksa genelde mi böyle olacak merak ettim.
The Royals kaynak altyazı çıkmadı ya ?
İngilişçe altyazı çıktı, ama Türkçe arıyorsan yok.
Türkçe zaten yokta İngilizcesini de göremedim hiç.
İngilişçe altyazılar sadece Divxplanet’e bakmakla olmaz efendim. Please visit here.
Teşekkür ederim efenim.
The Returned ilk 2 bölümden sonraki fikrim:
Orijinalini beğenmiştim. Gayet hatırlamama ve aynısını çekmiş olmalarına rağmen (tipler ve mekanları bile acayip benzer bulmuşlar) epey sürükledi ve izletti kendini. Sezon bittiğinde “orijinalini izlemeden buna dalın” diyebilirim. Bakalım bakalım.
Ben One Big Happy’e devam ederim herhalde gittiği yere kadar. 2.bölümüyle diziye ısındım iyice. İnşallah iptali yemez. Güzel bir dizi bence.
Vaktim olursa The Royals’i izlemek istiyorum.
izombie 1×02 12. dk
bu liz çok tatlı yaa bol bol güldürüyo beni.
Secrets and Lies bence suan gayet iyi gidiyor. Henuz izlemedim ama reytingleri fena degil. Ortalama 1.5’u yakalarsa onay alabilir. 2. sezonu yeni bir hikaye olacakmis diye okudum.
The Returned izleyecektim de iptali gorur o yuzden vazgectim.
One Big Happy ilgimi cekmisti ama o da iptali gorecek gibi.
Dig ne olur bilemiyorum. Listemdeydi ama yorumlara gore baslayabilirim. Bakacagiz. Hele bi onay alsin.
dkamoy lafı sonrası returned’u kenara yer imlerine aldım ben.
Ben Secrets & Lies’ın 2. sezonunun nasıl olacağıyla ilgili bir şey görmedim hiç. Merak da ediyorum. Acaba oyuncular da mı baştan aşağı değişecek?
Bu arada etrafta reytingleriyle ilgili konuşup duruyorum ama diziyle ilgili bir şey söylemedim galiba. Beni 5 bölüm itibariyle fazlasıyla tatmin ediyor. Merak unsuru ve gizemi çok iyi. Bu tarz diziler genelde yavaş ilerler ama bunun temposu çok yüksek. Orijinalini izlemediğim için karşılaştıramıyorum ama bunu herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
The Royals şu ana kadar Gossip Girl tadına bu kadar yaklaştığım ilk dizi oldu. Aslında birazcık sıkıldım ilk bölümde ama yine de potansiyeli var. Manyak skandallar ve entrikalar çıkabilir gittikçe. Tam gaz devam.
The Royals‘ın ilk bölümünü izledim ve ben de beğendim. Arada kafa dağıtmak için güzel gidecek gibi duruyor.
Poldark’ı sevdim.
Dibe vurmuş bir soylunun sıfırdan tekrar ayağa kalkma macerasını, aşk üçgenleri içinde pembemsi bir şekilde vermişler. Ben biraz dramasının daha yoğun olacağını düşünmüştüm ama hiç öyle çıkmadı. Konu olarak biraz benzettiğim ama farklı zamanlarda geçen The Village’ın, özellikle ilk sezonundaki boğucu atmosferinin tam zıttı bir dizi olmuş. Çekimlerin yapıldığı yerler içimi açtı. Manzaralar enfes, kostümler de bir harika olmuş. Bir an 18 yy. ışınlanmak istedim
Bu ilkbahar sezonun izleyeceğim çöplük sitkomu Weird Loners olacak diye planlıyordum ama onu hiç sevmeyince One Big Happy‘ye baktım aklımda yokken. O da baya leş ama yine de sempatik. Zaten Elisha’yı severim, adam da sürekli izlediğim dizilerde uzun süreli konuk olunca (Happy Endngs, Cougar Town, 2 Broke Girls, Melrose Place vs.) niye bir başrole giremiyor diyordum. Nihayet olmuş. Sürpriz ise İngiliz kız oldu. Bildiğin taş. Ellen’ın espri anlayışını sevmesem de izletiyor kendini. Tavsiye edebilirim.
One Big Happy‘ye eh işte diyorum. Devam edip etmeme arasında çok kararsız kaldım. Ama karakterlerden sadece İngiliz kızı sevebildiğim için devam etmeyeceğim büyük ihtimalle.
Amca karakteri hamilelik gafından sonra uçaktayken Liam’ın kafasını okşarken kahkaha atmış olabilirim. Bu adam da kim bilir ne işler çeviriyor…
* Bu adam karısından ve oğlundan hayır olmadığını düşünüp monarşiyi feshetmeye kalkacak şeyler yaparsa, ki öyle duruyor, hem kızacağım hem de bozulacağım.
* Gemma’dan ne çıkacağını gittikçe daha çok merak eder oldum. Bu nasıl derttir ya… A Royal Baby? Bakarız bakalım.
The Royals 1 x 01 üzerine:
Bir aydır izlemek istediğim diziyi daha yeni izleyebilsem de sevdim ben bu diziyi. Devamını da yavaş yavaş izlerim artık başladık bir yolculuğa.
Daha ilk bölüm bu bölümden şu oldu bu oldu yapmayım dedim klasik bir ilk bölümdü bakalım diğer bölümleri nasıl olacak.
Dig ilk bölümüyle hem kafamı karıştırdı, hem merak ettirdi. Böyle devam ederse severim gibi.
The Royals 1×07 üzerine:
There is always a way. Tamamına ermeyecekse bile içim rahatladı ya, bölüm adama sinir olmakla geçmişti. Şu sahne de güzeldi ayrıca.
Returned e bu akşam bakmayı düşünüyorum o yüzden sizlere sormak istedim. Ressurection’ı izleyip hiç beğenmediğimden devam etmemiştim, bir kaç bölümden sonra farklı bir yöne kaymıştı. Bildiğim kadarıyla ikiside aynı diziden uyarlama, ikiside aynı yönde mi gidiyor peki? başlamasam mı acaba ne dersiniz ?
@devo: The Returned Fransız Les Revenants dizisinden uyarlamadır. Ressurection‘un konusu ise The Returned adlı fantastik bir romana dayanıyor. İsim benzerlikleri kafa karıştırabilir ama işin aslı budur. Konularda ki gidişatta haliyle farklı yönlere gidiyor.
aaa öyle mi ? ben ikisinide les revenants dan uyarlama sanıyodum. Tamam o zaman çok tşk ederim, deneyeyim ben bi
Tahmin etmeyi başardım ama çok zevkliydi ya izlemesi. Baya alıştım bu diziye.
Ben iyice karakterlere diziye ısındım. Güzel bölümdü. 40 dakika olunca da aktı gitti daha iyi oldu.
Bir de şu ikizler ne kadar gereksiz karakterlerdir. Hiç bir şey bulamadım onlarda şu anlık.
Bir de şu Ophelia Robin Tunney‘e çok benzemiyor mu ? İkizi olsa anca bu kadar benzerdi diyorum ona baktıkça hep Robin’i hatırlıyorum. Biraz daha genç olabilir sadece.
Eeee üüüü arkadaşlar maalesef The Returned son bölümünde bambaşka bi tarafa gitti ve orijinalinin gerisinde kaldı bence.
Bu durumda orijinalini izlemenizi önereceğim. Yalnız uyarayım onun da ilk sezon finalinin ucu açık bitti. Açık uçların ne olacağını beklemek bünyenizde alerji yapıyorsa, 2. sezon başlamadan girmeyin Les Revenants’a.
(The Returned’ün de sezon finali gayet ucu açık bir şekilde bitti bu arada. “Eeee?” dedirtti ve hatta eksik mi izledik diye dakikasını filan kontrol ettik o derece.)
Onay almamış mıydı?
İşte diyorum iki sezon arasını beklemek istemeyen bulaşmasın.
Sonradan ek: 2. sezon onayı alan Les Revenants. The Returned’ün ikinci sezonundan henüz haber yok.
The returned den memnun kaldım ben türü sevenlere öneririm umarım onay alır
Ashok ne güzel de oku yedi Hahahahaha. Bizim Ophelia da Arrow potansiyeli var geçerken uğrasın bari diziye de.
Bu Beck de güzelim Len varken… Adamı da sevmiştim aslında Jasper’dan daha iyiydi.
aytackara dedi dedi en sonunda iptal olacak monarşi valla. İptal olsa dizi biter bence ihtimal vermiyorum şimdi kesin kral ölecek oğlan başa geçecek.
Ophelia’nın fotoğrafını nasıl çekmişler tam boy bir de orada çekilmesi imkansız diye düşünüyorum. Çok abartı kaçtı o. Orada gazeteci ne arasın. Kocaman evin çatısını nasıl gözetliyecekler.
@necdetcem7 Ağzından yel alsın, biz ne izleyeceğiz o zaman?
@aytackara Hahahahaha Ama harbiden öyle olursa ne kalır ki geriye
Çok güzel bir sezon finaliydi.
Liam adamsın! Şu Cyrus’u döverken bir tane daha benim için de vur diye haykırdım yemin ediyorum helal olsun! Hak etmişti ş.siz.
Kesin kralı o hizmetçi kız öldürdü.
Ophelia ile ayrılmasına üzüldüm Liam’ın gitmeyeceği besbelliydi ama Ophelia gitti.
Robert’ın nasıl öldüğünü bir nevi öğrendik ama arkasında kim var onu bulamadık.
Yeniden bir DNA testi lazım kral gömülmeden.
Güzel bir sezondu. Güzel bir diziydi. İzlemeden önce dedim sırf saray entrikası olur mu diye ama. Sadece entrika değil dizi onu öğrendim. İzlemeyen herkese de öneriyorum güzel bir dizi.
Gelecek sezonda görüşürüz.
Bekle birkaç güne geliyor.
dig’in son iki bölümündeyim, 2-3 alıştığımız basit hata dışında gayet seyredilebilir bir dizi, da vinci türünü sevenlere önerebilirim…
American Crime’ın altında yazan; “Her bölüm başka bir cinayete/suça ve bunun üzerindeki etkilere odaklanılacak.” ifadesi gerçeği yansıtmıyor… her bölüm ayrı macera sanılmasın…
American Crime hk.
@zekikum: Haklısın. Her ne kadar dizinin artık kendi tanıtımı olsa da sildim o ifadeyi yukarıdan şimdi.
dig’i bitirdim, tek sezonluk bir dizi, bilginize….
Nihayet şu Dig‘i izledim. Öyle ahım şahım bi tarafı yok, izlemeseniz bişi kaybetmezsiniz. İzleyin de demem açıkçası. Ama başı sonu olan bi mini dizi yapmışlar. Zoo filan izleyen bunu da izler. Konu ilgisini çeken için yaz aylarında gideri olabilir.
Benimde arşivde duruyordu bi ara izlemeyi düşünüyordum, ta en sonlara attım. İyi oldu bu yorum, teşekkürler
Bu dizinin konusu yarım kaldı diye bakmaya düşünmüyordum ama dikamoy sağolsun.Bir ara bakarım
Spotless diye bir dizi varmış. Hikayesi Londra’da geçen, esasen Fransa’nın kablolu kanalı Canal+’ın yayınladığı bir dizi. Olay yeri temizlemesi yapan bir adamın merkezinde olduğu bir dizi.
Canal+’ta 16 Mart 2015’te başlamış. Sezon 10 bölüm. İkinci sezon onayı varmış. 2017’de gelecekmiş.
Spottless’tan sitede ilk ve tek kez şu yorumda bahsi geçmiş O da Esquire’ın diziyi Sonbahar’da yayınlayacağı yorumu.
NBCUniversal bünyesindeki Esquire’ın yayınladığı ilk dizi olmuş aynı zamanda. Bir dizi sitesinde ilk bölümün çevrildiğini görünce böyle bir dizi mi varmış diye bakınıp da fark ettim.
@aytackara: Netflix de tüm sezonu türkçe var.
@necdetcem7 Siteden birinin radarına da o sayede girmiştir belki de. Kendi çevirmeninin çevirisi çünkü.
Ben var Netflix kullanmamak.