Masum – Tanıtım
65 yorum kerem 11 Şubat 2017 09:01
Çok bekledik bunu, çok bekledik!
Bu dizide çok yakışıklı ve kaslı erkekler veya çok güzel ve büyüleyici kadınlar yok. Bu dizide uzun uzun bakışmalar, “ne yapsak da 150 dakikaya tamamlasak şunu?” denip konulan boş sahneler de yok. Bu dizide çok iyi oyuncular/oyunculuklar, dolayısıyla çok iyi karakterler ve hiç fena olmayan bir hikaye var.
Bu bildiğiniz Türk dizilerinden değil, bu Masum (her anlamda)! Yayın hayatı internette başlayıp bitecek olan, internette nefes alıp veren bir dizi bu. Yayıncı platform BluTV’nin ifadesiyle “ilk yerli internet dizisi”.
Detaya inmeden dizinin temelinden bahsedelim:
- Suç, dram, gizem ve yer yer gerilimin harmanlandığı bir senaryosu var Masum’un.
- Dizi aslen Berkun Oya’nın “Bayrak” isimli tiyatro oyunundan uyarlama. Proje tasarımı ve senaryosu da kendisine ait. Dizinin yönetmenliğini ise Altın Portakal ödüllü Seren Yüce üstleniyor.
- 27 Ocak 2017’de yayınlanan ilk iki bölümüyle yayın hayatı başladı. Haftada 2 bölüm yayınlanarak 8 bölümlük ilk sezon tamamlanmış olacak. Bölüm süreleri 45-60 dakika arasında değişiyor.
- Yayıncı platform BluTV, Doğan Medya Grubu’nun yeni atılımı ve ilk orjinal projesi de bu dizi. Platformda, Masum dizisi haricinde yeni/eski çeşitli dizi ve filmler yer alıyor.
Konudan kısaca bahsedeyim.
Yusuf’a (Ali Atay) amiri tarafından bir dosya verilir. Yusuf bu dosyada, eski polis amiri ve akıl hocası Cevdet’in (Haluk Bilginer) ve Cevdet’in ailesinden bazı üyelerinin de zanlılar arasında bulunduğu bir dava görür. Maktuller ise ailenin büyük oğlu Taner (Serkan Keskin) ve küçük oğlunun eşi Emel’dir (Tülin Özer). Yusuf, doğup büyüdüğü bu kasabaya yıllar sonra geri dönüp katil avına başlayacaktır.
Evet, ilk okuyuşta konunun ilgi çekmediğinin ben de farkındayım. Zaten bahsettiğim kısım jenerikten sonraki 5 dakikada olup bitiveriyor. Dizinin alametifarikası konusu değil, konuyu işleyişi ve çok güzel dallanıp budaklandırması. Yazının sonunda biraz daha detaylı değinmeye çalışacağım ama önce oyuncuların üzerinden hafifçe geçelim.
Tabii ki ustadan başlayacağız.
Cevdet rolüyle karşımıza çıkan Haluk Bilginer‘in dizideki ilk sahnesi bir rakı sofrasında, elinde yarı dolu bir rakı kadehi ve önündeki kavun tabağıyla başlıyor. Değmeyin keyfine… Her baba gibi ailesine ve aile kavramına değer veren biri Cevdet. Kimi zaman sert ama kimi zaman da bir o kadar naif bir adam. Haluk Bilginer’i en son Aydın karakterini canlandırdığı Kış Uykusu‘ndan hatırlıyoruz ama Tatlı Hayat‘taki İhsan‘ı da hatırlamazsak olmaz.
Bu sırada yan odada hanımı Nermin (Nur Sürer) namazını bitirip Cevdet‘in yanına geliyor ve aralarında tatlı bir atışma başlıyor. Nermin, tipik bir Türk annesi portresi çiziyor dizide. Gerçekçi ve huysuz bir kadın. Cevdet ile atışmalarını izlemek büyük bir keyif. Nur Sürer’i 2002 yapımı Sır Çocukları filminden hatırlayabiliriz.
Çok geçmeden, evin önüne bir araba yanaşıyor. Arabadan ailenin küçük oğlu Tarık (Okan Yalabık) ve Yusuf (Ali Atay) iniyor. Tarık, eşini trafik kazasında kaybettikten sonra kendini alkole vermiş. Ayrıca akıl sağlığı da pek iyi durumda değil. Okan Yalabık’ı yakında zamanda Muhteşem Yüzyıl‘daki Pargalı olarak hatırlamak mümkün.
Yusuf ise eşinden ayrılmış bir polis. Bir yandan eski eşinin sevgilisinin foyalarını açığa çıkarmaya çalışırken, diğer yandan da doğup büyüdüğü yere gelip cinayeti aydınlatmaya girişiyor. Karakteri canlandırdan Ali Atay’ı ise Leyla ile Mecnun‘un Mecnun‘u olarak hatırlıyoruz. Böylelikle dizideki ana karakterlerimizi tamamlıyoruz.
Emel (Tülin Özen) ile ilk tanışmamız Tarık‘ın hayallerinde gerçekleşiyor. Zaten hemen kanımız ısınıveriyor. Güleryüzlü ve sevecen bir kadın olduğunu belli ediyor. Emel karakteri daha sonra flashback sahnelerinde karşımıza bolca çıkmaya devam ediyor. Tülin Özen’i en son Muhteşem Yüzyıl: Kösem‘deki Handan Sultan karakteriyle hatırlıyoruz.
SONUÇ
Masum, ilk bölümden itibaren farklı bir iş olduğunu belli ediyor. İlk internet dizi olmasının yanısıra üslubuyla da ilgi çekiyor. Dizide ne içki/sigara ne de küfür sansürü var. Bu kiminin hoşuna giderken kiminin de gitmeyebilir, ben bunları “hayatın içinden” kontenjanından değerlendirip çabucak alışanlardanım. Çoğu Türk filminde bile göremeyeceğiniz rahatlığı bu dizide görebilirsiniz.
Diğer yandan, dizinin en başta radarıma girmesinin sebebinin oyuncu kadrosu olduğunu söylemem gerekiyor. Dizideki olay örgüsü ve işleniş ne kadar başarılı da olsa (hatta deli gibi teori üretmeye müsait de olsa) konu açısından kendisini öne çıkaracak bir tarafı yok. Bu diziye ayıracağınız vaktin karşılığında alacağınız zevki, ortalamanın biraz üstündeki herhangi bir Amerikan yapımından da alabilirsiniz; bunu söylemekte de bir beis görmüyorum. Fakat bu noktada oyuncular ve oyunculuklar devreye giriyor. Her bir oyuncunun diğerine taş çıkartan performanslar sergilediğini görmek mümkün.
“Dizide pek çok şaşırtmaca var.” diyerek bile işin sürprizinin kaçabileceğini bildiğim için tanıtımda olabildiğince yüzeysel bahsetmeye çalıştım diziden, bunu da eklemiş olayım. “Bu muymuş o kadar yaygara koparılan dizi?” demeyin diye söylüyorum. En azından ilk bölüm denenmeli.
Türk dizilerine yıllardır mesafeli yaklaşan, hatta yanından bile geçmeyen birisi olarak bu dizinin kesinlikle ilgi görmeyi hak ettiğini düşünüyorum. Eksikleri varsa da çoğu özelliğiyle ecnebi muadilleriyle yarışacak kalitede bir iş var ortada.
Siz de aşağıda fikirlerinizi paylaşın.
İyi seyirler!
Fragman için şuradan:
Dizinin harika jeneriği için buradan:
yorumlar
Eline sağlık @keremaci, güzel bir tanıtım olmuş. Daha fazla tanıtım istiyoruz senden.
Oyuncu kadrosunda 1 tane bile sevmediğim isim yok, 8 bölüm ve 45-60 dakika süre yeme de yanında yat yani. Sezonu bittikten sonra hüpleteceğim.
Ayrıca gerçekten yerli yapımlar için devrim niteliğinde bir başlangıç yapıyor bu dizi, umarım daha fazla böyle yapım izleriz.
Ek olarak çok severim kendisini ama Tülin Özer değil Tülin Özen.
@necdetcem7 Haklısın, düzelttim şimdi. Teşekkürler bu arada.
Guzel bir tanitim olmus ellerine saglik.
Bu dizi’nin tutmasi cok onemli. Bir devrimin baslangici olabilir.
Şimdilik bir bölüm izleme fırsatım oldu ama izlediğimi de sevdim. İlk yarısı daha tempoluydu, ikinci yarıda biraz yavaşlayıp durağanlaştı ama itiraz etmiyorum. (Bölümü izlerken bir ara “Kablolu kanallar bize iyi öğretmiş demek ki,” demiş bulundum.)
Birkaç kişiden yavaş ilerlediğini okumuştum, çoğu kişi ise beğendi gördüğüm kadarıyla. Ben de yavaş yavaş izleyeyim diyorum. Haluk Bilginer’i izlemek gerçekten büyük zevk ya, ne oynarsa oynasın.
Eline sağlık bu yazı için.
eline sağlık
başta ilk açışımda bir garip geldi türkçe konuşmalar oyunculuklar falan. ne kadar iyi olsa da bir tarz farklılığı var sonuçta adapte olamadım ve kapattım. evde tv olmadığından ve yerli yapımlara gittikçe yabanılaşmaktan mıdır bilmiyorum konuşmalar doğal organik gelmiyor bana garip hissediyorum izlerken. açılış sahnesinde araba içindeki aile arası konuşmalardaki yapaylık rahatsız etti beni. dedim ben bunu bekleyeyim.
ama final bölümü de gelince tekrar baştan alacağım. masaüstümde bekletiyorum. zaten ne okanı gördüm ne haluku bunları görünce o his geçer illa ki.
Öncelikle bu yorumum diziyi kötülemek için değil onu demekle başlayayım. 1.bölüm, 2.bölüm ve 3.bölüm de yapımcılar gerçekten
başlaması oldu. Bu yüzden birazcık sıkılmadım değil ama diziyi sevmediğim anlamına da gelmiyor. Yapımcılara bir noktada da hak veriyorum aslında dizinin ismi Masum
Cinayet dizilerinde bunu BBC kanalı çok iyi yapıyor. Türk standartlarında düşündüğün zaman kesin olarak izlenmesi gereken dizi olduğuna bende hemfikirim. 6 bölüm içinden şu anlık sıralamamı yapmam gerekirse.
1.Bölüm Dizinin en süper bölümü.
2.Bölüm Dizinin güzel bölümü.
3.Bölüm Dizinin farklı bir boyut alan bölümü.
6.Bölüm 4 ve 5.bölüme göre fena değil bölümü.
4.Bölüm 5.bölümün bir tık üstünde bölümü.
5.Bölüm Dizinin şuana kadar ki en kötü bölümü. (İnsan şaşırmak istiyor ama dizinin ismini görünce de bir şey diyemiyor.)
Sizi bilmiyorum ama benim sıralamam bu şekilde. 7 ve 8. bölümlerde güncelleyeceğim.
tivit1
tivit2
Dizide yönetmenlik ve oyunculuklardan dolayı çok güzel bir gerilim ve gizem havası oluşmuş. -Ben biraz bu havayı True Dedective’e benzettim.- Dizi gizemin her bir parçasının açıklarken bunu etkileyici bir şekilde yapıyor. Bundan dolayı izleyici konudan büyük şeyler bekleyebilir. Ben başlardan beri konunun basit bir şekilde çözüleceğini düşündüğümden bu konuda sorun yaşamadım ama dizi bitince bu muydu yani yorumları görürsem şaşırmayacağım. Gerçi daha dizi bitmedi ama final için beklentim bu diyeyim.
Eline sağlık @keremaci
Senle benzer şeyler yazmış oldum biraz ama demek ki ikimizde dizi ilerledikçe izleyici hikayeye söylenip duracak diye endişelenmişiz.
izlenme sayıları kaç bana ondan haber verin gençler
yapabilmeleri büyük başarı. Umarım ilerleyen günlerde sorunlarla karşılaşmazlar ve böyle zekice Türk dizileri gelmeye devam eder.
Sonradan Ek: Bu arada şu Yusuf’un kızı kadar uyuz bir karakter olamaz. Yüksek Topuklar’daki Tuğde’nin biraz büyümüş hali gibiydi resmen.
Takıldığım 2 nokta var.
Bir de Tanerin Emeli öldürme nedeni iyi işlenmemiş. Sahneyi izlerken sevgilisini öldürdü diye korkudan öldürüyor zannediyorsun ama adam yaşıyormuş zaten. Mesela tiyatro oyununda Taner, sevgilisi kendini aldatıp terkettiğinden kendini içkiye vermiş bir karaktermiş. Emel de aldatan bir kadın olduğundan ona karşı daha bi öfkeli. Sanırım olayı orda öyle bağlamışlar ama dizide bunu verememişler bence. Sonlarda Taner pisikopata bağladı resmen. Bir anlık öfkeyle işlenmiş bir cinayet olsaydı keşke.
Finalle ilgili bazı sorularım ve kafamın takıldığı yerler var yalnız.
Bir kere Selahattin–Rüya ilişkisinin hikayeye nasıl bir katkısı olduğunu anlayamadım. Cevapladılar da ben mi anlayamadım yoksa cevaplamadılar mı bilmiyorum şu soruları:
*** Rüya‘nın gidip davayı yeniden açtırmak istemesinin sebebi ne? Taner‘in ona bir şeyler anlatması mı yoksa Selahattin‘in bir şekilde baskı yapması mı? Baskı yaptıysa neden? Başkomiser olarak davayı kendi tekrar açamaz mı? Sonuçta Selahattin her ne kadar Taner‘den haz etmese de cinayetleri onun işlediğini bilmiyordu dava sonuçlanana kadar. Taner‘i hapse atmak istiyor olamaz yani, olayın aslını yeni öğrendi. Öyle değil mi?
*** Bir diğer konu: Tarık‘ı final sahnesinden önce en son kamyonetin arkasından inerken ve yürüyüp giderken gördük. Ne oldu da eve tüfekle gelip herkese birer tane sıktı? Sadece abisinin aslında ölmemiş olduğunu öğrenmiş olması bunun için sebep midir? Sebepse neden arabanın arkasına atlayıp şehre gitti? Oracıkta halletseydi. Yoksa karısını abisinin öldürdüğünü mü öğrendi bir şekilde? Öğrendiyse nasıl? Öte yandan bu soruların hepsi akli dengesinin bozuk olduğu ve neyi, ne zaman, neden yaptığının açıklanamayacağı şeklinde de özetlenebilir ama insan mantıklı bir temele oturtmak istiyor işte.
Sanırım tiyatro oyunu da bu noktada sonlanıyordu. Yani ikinci sezon olma ihtimali Berkun Oya‘nın elinde olsa gerek. Yapmaya karar verirlerse ne anlatırlar, bir yandan onu düşünüyorum. Elinde ana karakter olarak Tarık, Cevdet ve Yusuf kaldı. Tarık zaten hapiste olur. Neyse artık, olursa görürüz. Olmazsa da ben bu haliyle memnunum dediğim gibi.
Tarık konusuna gelirsek, öğrendiği şok bilgiyle yine asker kafasına girdi. Bilinçaltında kaçmak isteği o yeri düşmam karargahı yerine koydu. Kendi karargahına gidip komutanın aldığı emirle geri döndü ve olaylar oldu işte.
Bu dizinin devamının çıkacağını sanmıyorum ben. Gerek de yok zaten.
MASUM ÖZEL – Bayrak Oyunu İle Kıyasladık – Ağır Spoiler’lı
Tamamdır. Ben nedense Taner’in günümüzde herkes tarafından ölü bilindiğini unutmuşum bir an için. Dizide sadece sakal olup olmama ayrıntısıyla verildiği için yer yer kafamı karıştıran bir konu da bu zamanda yapılan atlamalardı zaten, yine ona kurban gitmişim.