men in trees: tanıtım
6 yorum azizk 15 Eylül 2006 10:22
abc‘nin yeni sezon drama/hafif-komedi dizilerinden biri men in trees. açıkçası hiç bir fikrim olmadan izledim pilot bölümünü bu dizinin ve bir beklentim yoktu. ama keyifli bir 40 dakika geçirtmeyi başardı bana.pilot bölüm, bir konferans ile açılıyor. ana karakterimizi izliyoruz arkadan, bir çok bayana erkekler hakkında bir şeyler anlatıyor. kendisinin nasıl başardığını, herkesin biriyle birlikte olabileceğini, herkes için birinin var olduğunu anlatıyor. daha sonra ise, kendisinin bir yazar olduğunu öğreniyoruz.”I’m dating, so can you” adlı ikinci kitabını yazmış ve çok ünlü bir yazar Marin Frist (anne hache). hayatında her şey iyi giden karakterimizin, sahip olduğu ünün yanında yakında evleneceği çok da sevdiği bir nişanlısı var. ancak her şey, alaska’da vereceği bir konferansa giderken, uçakta nişanlısının bilgisayarında bulduğu fotoğraflarla değişiyor.Nişanlısının Yakın arkadaşlarından biriyle birlikte fotoğraflarını bulunca yıkılan Marin’i, alaska’da umduğundan daha çok şeyin beklediğini görüyoruz. Devamını anlatmayacağım, izlemeye değer kanımca.Men in trees adı ise, oldukça ilginç bir yerden geliyor. Alaska’da yürürken aniden önüne bir ağaç dalı düşüyor Marin’in ve yukarı baktığında, ağacı kesen insanların olduğunu görüyor. Yerde de “men in trees” diye bir uyarı olduğunu farkediyor. Bilmiyorum belki de genel bir uyarı işaretidir bu bir çok yerde kullanılan, ama oldukça ilginç geldi bana.Daha önceleri nip/tuck ve ally mcbeal’da da gördüğümüz anne heche‘in yanı sıra, abraham benrubi, emily bergl ve james tupper gibi oyuncularla’da zengin bir kadroya sahip dizi.özet olarak, biraz sex and the city tadı bulunuyor kanımca dizide. yazar ana karakterimiz dış-seslerle desteklediği dizide, ağırlıklı olarak dram olmasına karşın, gülümsemelere yol açan sahneler de bulunuyor. pilot bölümü izlemeye değerdi, devamı konusunda görüşlerinizi yorumlarda bekliyoruz…
yorumlar
“Kuzeyde Bir Yer” ( Northern Exposure ) dizisi ile paralelliği diziyi bir kez izlememi sağladı. Aynı paralellik ve dizinin kendi kendini izletmeyi başarması da ikinci kez. Ve üçüncü. Ve…
S01E01
Bir romantik komedi hastası olarak ve bu türdeki klasikleşmiş şeylere burun kıvırmak gibi bir huyu olmayan biri olarak sevdim ben ilk bölümü. Anne Heche’in karakteri Marin Fist, The Accidental Husband‘daki Uma Thurman’ın karakteri Emma’yı anımsattı bana yüksek oranda. Biraz da New in Town‘daki Renée Zellweger’in karakteri Lucy Hill’i anımsattı elbette.
James Tupper da yakışmış Anne Heche’in yanına. Emily Bergl’ı Shameless’tan, Derek Richardson’ı Anger Management’tan severim ki onlar da iyi bir ikili olacak gibi duruyor. Suleka Mathew’in karakteri ile Heche’in karakterinin arkadaşlığından da oldukça eğlenceli sahneler çıkabilir. Barmen çifte de çabucak kanım kaynadı.
Şimdilik izlemeye devam.
S01E02
Çok tatlış, şahane bir bölüm olmuş. İlk bölümden kat kat daha iyiydi kesinlikle. Bar sahnesi süper olmuş. O tarz çıkışlardan bu derece duygusal bir sahne çıkması beklenmedikti. Helal olsun! Rakun da ayrı bir renk kattı bu arada bölüme.
Çerez niyetine akıp gidiyor bölümler. 6, 8, 10 ve 12 hariç memnun kalktım başından.
*Sara, gitmeyecektin be kızım! Hadi gittin, dönmeyecektin. Hadi döndün, Ben’e karşı daha istekli olacaktın Theresa ile itişmek yerine.
*Theresa demişken, onun kıskançlık yapmaya ve Ben’e trip atmaya hiç hakkı yok zaten. O son sahnede Ben’in yapması gereken barın anahtarını Sara’dan geri alıp Theresa’ya geri verip ona ‘Eve yalnız gidiyorum. Ve senle ben, şu an için iyi bir fikir değil belli ki.’ demekti.
*Dönenlerden konu açılmışken Jack’in kendisini çocuk istemiyorum deyip terkedip başkasının çocuğuyla geri dönen Lynn’i kabul etmesine anlam veremiyorum. Jack hakkını kaybetti artık bence, Marin’e başka bir manita bulalım.
*Patrcik, tamam Annie senin için bir nimet de bu evlenme merakı nedir arkadaş!
*Mai’yi çok seviyorum ben ya! Harika bir yardımcı karakter.
*Dizideki en haz etmediğim karakter ise Celia elbette. Ne uyuz bir kadındır o ya! Traktörün altında kalasıca!
*Önceki bölümlerde Jane ve Saban Adam’ı izlemek oldukça keyifliydi bu arada.
*Başlarda bir bölüm vardı bir de; bir önceki ve bir sonraki bölümde herkes üşürken o bölümde aşırı sıcaktan kavruluyordu herkes. Böyle değişken bir hava durumu olabilir mi Allah aşkına Alaska’da ya!
*Marin ve evsiz adam iyi oldular bence.
*Sara ve papaz olmaz, fazla yürümesinler lütfen buradan!
S02E19 (FİNAL)
Keyifli bir sezon oldu yine. Tabi ilk sezonu daha çok sevmiştim ben. Bu sezonun özellikle ilk yarısı biraz zayıf kaldı. İkinci yarısı daha iyiydi. En sevdiğim bölüm 16 oldu. 10-13 bölümlük 1 kısa sezon daha olsun isterdim.
*Marin&Jack fanı olamadım ne yazık ki hiçbir zaman. Jack’e kanım ısınmadı hiç. Marin&Cash birlikte olsun istedim hep.
*Sara ve papaz da desteklediğim bir çift olmadı ne yazık ki. Eşleşme problemleri dizinin en büyük sorunu oldu her zaman. Dizideki en doğru eşleşme Buzz ve Mai oldu bu açıdan herhalde. Jane ve Sam de başarılı eşleşmelerden biriydi.
*Patrick’in hafıza kaybı renk kattı 2. sezona.
*Bu tarz tatlış bir dizide bir karakterden bu derece nefret ettirebildikleri için hem senaristi hem de aktrisi tebrik ederim. (Celia)
*Ivan ve Julia, 2. sezona renk katan karakterler oldu. Sofía Vergara ve Morgan Fairchild’ın konukluğu da iyi oldu.