Mike Flanagan dizisi The Fall Of The House Of Usher 12 Ekim’de geliyor.
31 yorum abidin77 12 Eylül 2023 18:45
edgar allen poe fragman karakter posterleri korku korku dizisi mike flanagan mini dizi netflix poster the fall of the house of usher usher evi'nin çöküşü yayın tarihi
KARAKTER POSTERLERİ 3. SAYFADA
yorumlar
Herşey çok güzel görünüyor
sneak peek
Üsttekinin Türkçe altyazılısı
Usher Ailesiyle Tanışmış mıydınız?
Exclusive Clip: Perry Meets a Stranger
Dizi, eleştirmenlerce çok beğenilip hayli yüksek notlar almış ve Flanagan’ın en iyi yapımı olarak değerlendirilmiş. Beklentiler daha da arttı.
Meet the Family
Çok karakter posteri annecim.
İlk 8 dakika
Karakter posterleri 3. sayfaya eklendi.
* Bölüm süreleri yine 1 saat civarı. Bir tık uzun geliyor ama tam Flanagan tadında bir iş bu da.
* Sık sık benzer oyuncuları kullanması biraz batıyor ama alıştırdı da artık… Sonunu baştan söyler gibi yapmasının da bir oluru vardır tahminen. Şimdilik ailedekilerin birer birer ölmesi benim işimi görür nasılsa. 2. bölüm hoştu mesela.
“6 çocuk da öldüyse bir yerden başlasanız mı?” diyerek 2. bölümü izliyordum. Özete bakmamıştım. Devam ederken yine de anlaşıldı tabii sıranın Perry’de olduğu.
Bir yandan da Interview with the Vampire çekercesine ilerliyorlar. Bazı karakter özelliklerini ve oyunculukları göz ardı eder gibi olunca daha iyiye benzedi bu arada.
Son 1-2 dizisinden biraz daha iyi bir noktada bitirir umarım. Du’ bakalım. Elbet biter.
İlk 2 bölüm süresini biraz hissettirdi. Dizinin pek hızlı başlamadığı kesin. Sıkıldım mı bu yavaşlıktan derseniz, Flanagan işlerine alışık ve seven biri olarak hayır.
Bruce Greenwood iyi. Frank Langella’nın yerine gelmesi koymadığı gibi Bruce abi daha doğru bir tercih olurmuş en baştan. İkisi arasında bayağı bir yaş farkı var yahu.
En kötüsü bu olabilir yada benim şimdilik gözlemlediğim. Benim için bu yolda ilerliyor. Daha 4 bölüm var ama korkuyu geçtim gizem bile vermiyor. İnşallah kalan bölümlerde yanıltır ama üzülerek söylüyorum o gömlek yok gibi.
Üstelik bölüm süreleri gereksiz. Boş konuşmalar yoruyor. Diğer dizilerin de arada düşüyordu tempo birazcık yoruyordu ama bölüm içinde kalırdım bunda ekstra fazla olmuş.
İzlerim bitiririm ama o kadar yani. Tepedeki ev ayarında bir konu beklentim vardı çok yükselmişim
S01E01
08.30-19.00 aralığında 10.5 dakikalık süreçte ilgiyle izletebildi sadece kendini bölüm bana. Geri kalan kısımların tamamı ekstra sıkıcı geçti. Ne hikayesiyle satabildi kendini ne de karakterleriyle. Başarılı olduğu The Haunting ikilemesinin ardından çektiği 2. veya 3. dizi oldu bu sanırım Flanagan’ın. Ve yine sınıfta kalmış bana göre.
bu son dizisi için gerçekten umudum yüksekti ama ilk 2 itibarıyla midnight mass ile aynı kaderi paylaşacak gibi duruyor. son 1 bölüm daha şans vereceğim sonra direkt finali izleyip sileceğim sanırım.
S01E01
İlk bölüm Güzel bir dizi izleyeceğiz çok belli. Çok fazla karakter olduğu için bölüm bitince bazı sahnelere de tekrar döndüm, küçük detaylar kaçarsa yazık olur diziye.
Tıpkı Bly Manor’da Carla Gugino’nun anlatcı olması gibi burada da Bruce Greenwood anlatıcı olarak başladı. İkisinin de sesi çok etkileyeci. Greenwood dizilerde yok ama o da Flanagan filmlerinden gelen oyunculardan.
Flanagan oyuncu evreninin zirve yaptığı bir dizi olacak belli, o kadar çok karakter var ki. Karşıma çıkan her oyuncuya hangi dizisinde, filminde izledim diye uzunca bakıyorum artık. Hill House’taki küçük Shirley’yi oynayan Lulu Wilson sürpriz oldu mesela.
Madeline’in sesi çok çok tanıdık gelmesine rağmen izlerken oyuncuyu tanıyamamak delirtti beni. Mary McDonnell çıktı, Battlestar Galactica’dan beri ilk kez görüyorum kendisini.
Kadrodaki ilginç oyuncular demişken Mark Hamill’i sezonun geri kalanında sıkça konuşacağımıza eminim. Onun varlığı diziye de ilgiyi artıracaktır.
Zach Gilford ve Willa Fitzgerald daha fazla görünse olur. Beklediğim gibi The Midnight Club’tan çok genç var ama Anya’yı canlandıran Ruth Codd’u da böyle bir rolde beklemiyordum.
Henry Thomas olmazsa olmazdı tabii ki, adamı her değişik rolde gördüğümde gülüyorum. Hiç öyle sürekli farklı tarzda rolleri kaldırabilecek bir yüzü yok ama her seferinde başarıyor. Burada da çok daha yaşlı bir Kendall Roy olmuş gibi görünüyor.
Kate Siegel da
Frank Langella’nın kovulup yerine Bruce Greenwood’un gelmesi iyi olmuş, role tam oturmuş.
Dupin kendini güvende hissedip hikayeyi dinliyor ama arkası hiç sağlam değil. Ayrıca ilk bölümün başında Roderick’in kız kardeşim
Bu bölüm 2 kız kardeşin fetişlerini gösterdiler, Succession tarzı zenginlikteki bir imparatorluğun fertlerini takip ettiğimiz için pek şaşırmadım. Hatta Samantha Sloyan’ın Tamerlane karakterini izlerken aklıma Shiv gelip duruyor.
Rahul Kohli’nin canlandırdığı Napoleon favorim olacak belli.
ve bitti..
Dizi son 3 bölüm ile kurtarıyor kendini. Konudan aşırı memnun kalktığımı söyleyemem ama kendi içinde gidaşat ve oyuncu performansı ile başarılı bitirdiklerini söyleyebilirim Konudan memnun değilim ama kapanışlardan memnunum. En azından pişman olmadım.
İlk 5 bölüm biraz daha akıcı ve etkileyici olsaydı güzel hatırlaryabilirdim ama şuan için eh işte fena değil modunda diziye veda ediyorum.
Hayat sana limonata verirse ne yaparsın tiradı Lem-pire yapıyorlar cidden, öyle bir kafa yapısı.
Çocukların bazılarının Usher olduklarını çok geç yaşta öğrendikleri bilgisi ilginç, bir anda her şey değişiyor.
3 bölümden anlaşılıyor ki korku yerine hafif bir gerilim var dizide. Yani niye yeteri kadar ‘jumpscare’ yok diye şikayet edecek değilim.
Ya Mike
Birbirinden farklı olsa da bir seri dizi halinde izlenirse bence çok iyi. Daha önce izleyenler içinse eski tadı veriyor ama Usher kitabına mı bağlı kalındığından mıdır bilinmez Neden’i bu sefer açıklamakta ve bazı konuları açıklamakta zorluk çekilmiş ve hatta açıklanmamış. Benim gözüme çok çarptı hatalar.
Oyuncu seçimleri yine aynı benzer kadroyu görmek güzeldi. Midnight Mass dizisinin baş oyuncusu hariç olduğu gibi buraya gelmiş. Bu konuda diyecek bir şey yok elinizi atsanız tanıdık birisine denk geliyorsunuz. Performansları ise harika.. Puanım 7.6..
Diğeri tabi Şeytanla anlaşma evet hadi bunu da yedik filmlerden Ghost Rider’dan vs de Hesaplaşma günü niye o gün geldi. Başka zaman gelemez miydi. Ne vesile olduda hesaplaşma günü geldi çattı ve her bir Usher ailesi öldü… Oda açıklanamamış. 3 ve en önemlisi 1900 lü yıllarsan beri yaşan bu kim. Niye o kişilerin yanında sebebi ne amacı ne hepsinin hayallerini gerçekleştirip sonra hesaplaşma mı yapıyor. Bu gücü nereden aldı vs Saçmalığın daniskası en kötü korku gizem filmlerinde bile bir şey olur onun neticesinde ortaya çıkar bazı şeyler. Bu nedensiz kadın zortluyor ve hesaplanma yani muhasebe günü yapıyor
Buna takılmazsanız güzel benim gibi takılırsanız ortalama dizi yani..
Neyse devamı gelmez ama başka seri gelirse izlerim
willa fitzgerald denen arkadaşı sanki Victoria Pedretti ile anlaşamayıp yerine almışlar gibi hissediyorum. karakter epey yakışırmış kendisine.
vicky canım ikizine de alıp gelsen ya
Reacher’da sevmiştim kendisini. Fena gitmemiş rolüne.
Michael Trucco, Rufus Griswold ile Battlestar Galactica sonrası en parladığı rolü oynuyor. Sahneleri çok güzel, karakterin ağırlığını hissediyorsunuz. Onun Sir, yes sir konuşmasını yıllar sonra Usher’ın kullanması da ilginçti.
Her saldırıda ortak bir nokta var, Carla Gugino’nun
Dupin ve Usher’ın geçmişi ilginçmiş.
Ne yazık ki
roderick in ilk karısına noldu onu merak ediyorum ben asıl. beyni uçmuştu. ayrılmaya karar verince roderick mi uçurdu yoksa intihar mı etti? tek merak ettiğim bu.
bir de en sonda küçük kız bir şeklide kurtulur sanıyordum ama kurtulmadı. küçük kıza bile şans verilmemişken hala millet şuna buna şans verdi çetelesi tutmuş redditte. abi kadın vakti geldi alacağını topluyor ne şansı allasen. her türlü öleceklerdi işte. millet reddit de yedi günah bilmem ne… yığınla alegori kasmış, flanagan hiç de öyle niyetimiz yoktu siz öyle gördüyseniz ne güzel diyerek bir kısmını göçertmiş güldüm, seviyorum bu adamı.
succession haunting hill buluşması benzetmesi izlemememe rağmen cuk oturmuş gibi hissediyorum. sonuç olarak ara ara sıkılsam da yine iyi ki izlemişim dedirttiğinden midnight mass a bir şans daha vermem sıkılarak da olsa sonunu görmem gerektiğini düşündürttü. kısmet bakalm.
roderick usher ın öleceği zaman geldiğinden tüm sülalesi de onunla ölecek diye anlaşma yapıldı. doğal olarak annesinin hastalığına yakalanan usher ın birkaç aylık ömrü kalınca şeytan da hasılatı toplamaya geldi. zamanlamada bir gariplik yok.
kendisi söyledi zaten ben kadın değilim diye. cross roads demon gibi bir şey kendisi. niye o kişilerin yanında dedğin adamlar dünyanın sayılı zenginleri. bizim kadın onların yanında değil. onlar başta kadınla anlaşma yaptıkları için o dokunulmaz pozisyonlardalar. onları oldukları kişiler yapan bizm kadınla yaptıkları anlaşmalar ve doğal olarak da kadın onların enselerinde.
Sanırım malum kişinin kovulmasına neden olan sahne şuydu
Sıralı bir çekim yaptılarsa, 4 bölüm çekip, o sahneleri tekrar Bruce Greenwood çekmek zorunda kalmışlar.
Annabel Lee’yi canlandıran Katie Parker 2011’deki Absentia filminden bu yana Flanagan ekibinde yer alıyor ama ilk kez her sahnesinde kendisini Rebecca Hall’a benzetip duruyorum. Ayrıca o günlerdeki Roderick Usher’dan bugündeki haline nasıl geldiğini de merak ediyorum.
Ruth Codd’un dizideki varlığı ve karakterinin gereksizliği konusunda sorularım var. Kalan 3 bölümde karakteri konusunda açıklamalar gelir diye umuyorum. Ve evet dizinin başrol değişme konusunda şikayetçi olan oyuncunun o olduğu görülüyor, yukarıda bahsedilen sahnede ben de fark ettim. Neyse en azından Bruce Greenwood gibi role harika giden biri gelmiş.
Şimdilik en hak edilen ölüm
Auggie, açık açık
S01E06
Şu Goldbug sitesi ile Gwyneth Paltrow ve onun Goop şirketine dizinin başından itibaren geçiriyorlar ve bunu sonuna kadar destekliyorum.
Juno o kadar hap ile nasıl hayatta kalıyor çok garip. Usher’ın bu kadar fazla Ligodine kullanan biriyle evlenmesi bir nevi fetiş falan mı, akla fazla açıklama gelmiyor.
Son kısımdaki sahnedeki yeşilin kullanımı çok güzeldi.
Yine her zamanki gibi bir Flanagan dizisinin başından memnun ayrıldım. Şikayetim yok diyemem ama izlediğim şey tatmin etti sonuç itibarıyla.
İlk bölümlerde uzun uzun cümlelerle fazlasıyla yorsa da bir yerden sonra nispeten bunu azaltmasıyla diziye alıştım ve sonrası rahat aktı. En baştan kimlerin hangi sırayla öleceğini açıklamasa ve arada Roderick üzerinden ölüm şekillerinin spoilerını vermese daha iyi olabilirdi tabii ama dizinin derdi kimin nasıl öleceği değildi.
Yani
sempati duyulabilecek tek bir karakter olmadığı için dizide, onlar dışında kimsenin başına gelenleri pek umursayamadım doğal olarak. Yalnız çoğu karakterleri ne kadar tanıyabildik ki? Tamam, boktan karaktere sahiptiler, hepsi Succession 4’lüsü (ve diğerleri) gibiydi falan da en uzun kalanlar dahil, ölecek olmaları dışında diziye doğru düzgün bir şey vermediler ki. Tamam, sıradaki gelsin, gitti, diğeri gelsin, o da gitti şeklinde izledim.
Kardeşlerin birkaçı ölümü fazlasıyla hak etti ama boktan karaktere sahip olmaları dışında diğer birkaçının ölümü o kadar da hak etmediklerini düşünüyorum ama işte
hiçbirisi onları umursayacak bir şey vermedi ki arkalarından vah vah diyeyim.
Final herhalde en iyi bölümüydü. İsmiyle bu kadar uyan bir final yapan dizi pek yoktur.
Keşke Edgar Allan Poe eserlerine hakim biri olsaydım. Eminim öyle olanlar diziyi çok daha büyük bir zevkle izlemiştir.
Bruce Greenwood, Michael Trucco, Willa Fitzgerald, Mark Hamill, Carla Gugino ve Carl Lumbly iyiydiler. Mary McDonnell, çok az gözükmesi nedeniyle geride kaldı, daha fazla izlemek isterdim kendisini.
Neyse, Mike ile Amazon’da görüşmek üzere.
Bana kalırsa Mike ın en iyi dizileri The Haunting of Hill House ve Midnight Mass olarak diyebilirim. Bunu da üçe koyarım herhalde ama bu ikisinden iyi bulmadım kesinlikle. Korkutuculuk açısından zaten her dizi bir öncekinden daha az korkutucu oldu. Bu da kadrosu ve oyunculuklarıyla fena değildi ama villian karakteri biraz daha derinine insek güzel olabilirdi. Pym karakteri de güzeldi, Camille i de sevdim.
Yine de adamın yaptığı işler belli bir kalitenin üstünde oluyor bence Amazon da yeni projelere devam etmesini isterim. Bir tek Midnight Clup ı izlemedim onu da bi ara aradan çıkarayım bari. Yorumları ikilemde bırakmıştı ama tek o kaldı sanırım o da çıksın
Sezonu/diziyi bitirdim.
Flanagan’ın en iyileri arasına koymam ama eleştirildiği kadar kötü de gelmedi. O yüzden ortalara daha uygun. Haftada bir bölüm izlemek bölüm sürelerinin biraz uzun olmasına da iyi geldi. Finalde vardığımız noktadan memnunum. Zaten patır kütür öldükleri için (kalp) nereye varacaklarını az çok tahmin ediyorsunuz ve batmadı. Bir noktadan sonra zevk almaya başladım.
Prime Video işlerine (karısını saymıyorum) bildiğimiz isimleri almaya devam edecek mi acaba? Du’ bakalım.