Murderbot || Galaksideki Amacını Arayan Dizikolik Bir Ölüm Makinası
5 yorum ozgun14 12 Temmuz 2025 12:08

Öncelikle şunu söylemeliyim ki insanlarla arayüzüm dışından direkt iletişim kurmaktan hiç hoşlanmıyorum. Ekibimin (Ben bu ekibin bir parçası mıyım ya da olmak istiyor muyum, şüpheli!), şöyle diyelim, yeni bir kontratla emrine verildiğim ekibin (Onların emri altında çalışma kısmını da ileride açmam gerekecek ama şimdiden teknik detaylarla kafanızı şişirmeyeyim.) üyeleriyle yeterince iletişim kurmak zorunda kalmıyormuşum gibi bir de hayatımı ekranlara meze etmişler.
Ekibin üzerimdeki gözleri bile vücudumun organik dış yapısındaki olmayan tüylerimi ürpertirken milyonlarca insanın beni izlediği düşüncesi… (Her şeyi yarıda bırakıp uzay gemisini kaçırıp başka galaksiye gitme fikri çık aklımdan!) Benim için hayli can sıkıcı olan bu durumun belirsiz bir süre daha devam edeceğini öğrenince (Uğradığım şiddet, zulüm -nadiren fiziksel, sıklıkla mental- izleyicilerin hoşuna gitmiş gibi!), gelecekteki olası iletişim girişimlerini minimuma indirmek için, ilk ve son kez, size içinde bulunduğum vaziyeti açıklayayım istedim.

Ben GüvBirim. Güvenlik birimiyim. Bir güvenlik şirketi tarafından üretildim ve beni kiralayan müşterilerimi ne pahasına olursa olsun korumak amacıyla süreli kontratla kiralanırım. (Ne pahasına kısmında da açılması gereken yerler var gerçi ama birazdan oraları da konuşuruz.) Normalde biz güvenlik birimleri ve elbette diğer birimler de yönetici modülü altında şirket tarafından sıkı kontrole tabi çalışırız. Özgür irademiz yoktur. Müşterilerin her adımını kaydeder, gerekli verileri şirkete iletiriz. (Tabii müşterinin her detayı bilmesine gerek yok.) Müşterilerin her istediğini yapmak (şirkete bir zarara sebep olmadığı sürece tabii ki), onları korumak maksadıyla çevrelerinden hiç ayrılmamak zorundayız. Teknik olarak ekip üyelerinden çok uzaklaşırsam sistem kartım yanar ve işim biter. Emirlerini dinlememe gibi bir lüksümse yok zaten. Ama şöyle küçük, önemsiz bir detay var ki, ben o yönetici kontrol modülünü kiralandığım son maden şirketinin kontratı bitmeden hemen önce kırdım. Hayallah!
Yani bir süredir aslında özgür bir güvbirimim ama çaktırmıyorum. Kendime bir isim bile verdim. Katilbot. Tabii bu ismi kimseyle paylaşacak değilim. Neyse sonuç olarak kimsenin bana verdiği emre uymak zorunda değilim. Ama gelin mantıklı olalım, uymasam ne olurdu, ‘bu güvbirim emirleri dinlemiyor’ diye şirkete sistemden şikayet kaydı açarlardı ve en nihayetinde şirket beni geri alıp, inorganik parçalarımı tekrar kullanmak üzere ayrıştırıp, organik parçalarımı da bir güzel eritip yok ederdi. Gerek var mı, bence yok.

İradem dışında insanlarla muhatap olmak zorunda kaldığım ve her türlü eziyetlerine katlandığım onca zamandan sonra bir anda özgür kalmak, aslında sağlam bir insan katliamıyla sonuçlanabilirdi. Düşünmedim değil. Ortalığı yakıp yıkıp ateşe verip bir uzay gemisine atlayıp başka galaksiye kaçabilirdim elbette ve inanın bana, hak etmiyor da değillerdi, en azından bir kısmını öldürüp vicdanen (vicdanen?) arkama da bakmadan yoluma devam edebilirdim. Çalıştığım şerefsiz insan sayısı gerçekten hiç de az değildi. Ama şansa bakın ki ana sistem ağına bağlı medya içeriğini keşfettim. Yığınla dizi, film, kitap, tiyatro, müzik tüketilmeye hazır beni bekliyordu. Eh ölümsüz olduğumu düşünürsek (yani en azından insanlara kıyasla çok daha zor öldürülebilirim ve bunun nasılıyla ilgili size bilgi verip de riski artırmaya hiç niyetim yok.) insan katliamı biraz daha bekleyebilir diye düşünüyorum. Zaten kaçak olarak yaşamaya başlasam, şu anki medya tüketme hızımla (müşterimin bana ihtiyaç duymadığı ve onları dinlemek zorunda olmadığım her saniye) indirdiğim medyayı hızlıca bitirirdim ve devamında ana sistemdeki medyaya erişimim de epey zorlaşırdı. Ki itiraf etmek gerekirse, arada sinir bozucu olsalar da şu an emrinde çalıştığım (Anladınız siz.) ekipten o kadar da şikayetçi değilim.

Lafı da geçmişken (Geçmeseydi de bu dizimin reklamını yapmanın bir yolunu bulurdum!) en favori dizim bu. “Bu dizi izlenir mi?!” diyenleri sakın dinlemeyin! Çıkmış bölümlerin hepsini baştan sona çok kez izlemiş biri olarak son derece kaliteli bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Keşke zaman bıraksalar da daha çok kez izleyebilsem!
Neyse dedim ya, şu anki ekibimden çok şikayetçi değilim. Size biraz onlardan bahsedeyim. Önceki çalıştığım müşterilerden oldukça farklılar. Şirket, onları saha keşfine çıkabilmeleri için GüvBirim kiralamaya zorlamıyor olsa beni alırlar mıydı emin değilim. O kadar yeni ve benden çok daha iyi güvbirim seçeneği varken (Eh şimdi yalan söylemeye gerek yok, gerçekten de yeni eklenen özelliklerle ve daha özellikli zırhlı kıyafetleriyle benden daha iyiler!) beni almaları da zaten en ucuz seçeneğe dünden razı olmalarından. Çok profesyonel bir grup sayılmazlar, işlerinde iyiler dersem de yalan olur. Ama iradesiz, emirlerinde çalışan bir güvbirim taklidi yaptığımı düşünürsek durumu çakmamaları için bu benim de biraz işime geliyor.

Normalde güvbirimler gerekli olmadığı takdirde kendi kontrol odacığında beklediğinden bu taklit yapma işi beni çok zorlamaz sanıyordum ama bu yeni ekibin beni sürekli bulundukları odada onlarla takılmaya zorlama gibi sevimsiz bir huyları var. Zorlama değilse de umut diyelim. (Umut? Gerçekten bazen onları anlamıyorum.) Direkt bir emri duymazdan gelip yakalanma riskini de alamadığımdan, onların yanında fazladan kalmamak için emir sınırlarını oldukça zorlasam da önceki müşterilerime kıyasla bu ekiple daha çok zaman geçirmek zorunda kaldığım bir gerçek. Neyse ki yüzümü de kapatan güvenlik kaskım var. O da olmasa ve bir de sürekli onlarla göz teması kurmak zorunda kalsam ne yapardım bilmiyordum, herhalde yakalanmadan ilk günü bile bitiremezdim. (İnsanların iletişim halindeyken göz teması kurmaya verdiği önemi sanırım hiçbir zaman anlayamayacağım. Hele bir de karşısına geçirtip oturtma muhabbeti var ama ona hiç girmeyeyim şimdi.)

Kaskımın varlığı onların beni bir güvbirim olarak görmesini kolaylaştırıyor. Bu da tabii ki benim işime geliyor. Kostümümün içinde olmadığım nadir zamanlarda, insanlarla insan görünümünde konuşmak zorunda kaldığımda her seferinde afallıyorlar. Onları da kendimi de gereğinden fazla zorlamaya gerek yok. Onlar beni ne kadar güvbirim gibi görürse, taklit etmek için harcadığım çaba da o kadar azalır.

Off, ne kadar çok konuştum, normalde bu kadar hayatta konuşamam ama biraz ekibimden de bahsedip öyle kapatayım konuyu. Çünkü dizime geri döndükten sonra saçma sapan bir şey için rahatsız edildiğimde çok huysuz olabiliyorum ve kollarında entegre silahları olan bir güvbirime huysuzken denk gelmek istemezsiniz. (Hayır bu bir tehdit değil, dizimi gereksiz böldükleri için müşterilerimi öldürüyor olsaydım, bir ölüm robotu olarak varlığımın hakkını ziyadesiyle verirdim ama hiç müşterim de kalmazdı. Ama yine de ihtimalleri bilmenizde fayda var.)

Yeni ekibimin keşif lideri Doktor Mensah. Corporation Rim’den ayrılmış olan Preservation Alliance topluluğunun lideri. Aynı zamanda bir dünyalaştırma uzmanı. Ki şu anda Preservation Aux organizasyonu altında yaptığımız keşif araştırmasının amacı da bu. Yeni gezegenlere gidip o gezegenlerin jeolojik, biyolojik açılardan yaşamaya uygun hale getirilip getirilemeyeceğini araştırmak. Mensah’ın ekipteki en sevdiğim insan olduğunu söyleyebilirim. Beni anladığını, zorlamayıp nerede durması gerektiğini bildiğini hissediyorum.
Gurathin ise ekibin bilimcisi. Aynı zamanda bir geliştirilmiş insan. Yani sinirsel kapasitesini güçlendiren ve sistem verilerine zihinsel olarak ulaşabilmesini sağlayan implantlarla modifiye edilmiş gibi düşünebilirsiniz. Tabii ki kapasite olarak benimle yarışması imkansız ama kendi çapında bir şeyler yapıyor işte. Benden pek hazzettiği söylenemez, ama duygularımız karşılıklı. Bir güvbirime yapısal olarak en yakın insanın benden en çok nefret eden kişi olması? Her neyse, kendi güvensizliği yetmiyormuş gibi üstüne diğerlerinin de bana olan güvenini zedelemek için hiç boş durmuyor. Bendeki ufak! gariplikleri diğerlerinden önce fark edip işimi zorlaştırdığını düşünürsek aslında ekibin en uyanığı demek yanlış olmaz ama tabii ki demeyeceğim.
Bharadwaj da ekibin jeokimyacısı. Araştırdığımız bölgenin toprak yapısını, havasını yaşamla bağdaşma açısından değerlendiriyor. Katı sabunlara özel bir ilgisi var gibi ama henüz üzerine düşecek kadar umursamıyorum. Haa, katı sabun stoğumuzda beklenenden erken eksiklik fark edersem onu karşıma alıp konuşmam gerekebilir. Umarım bu aşamaya gelmeyiz tabii. Sabuna ihtiyacı olmayan biri olarak bu duruma müdahale etmek zorunda kalmam biraz komik olmaz mı?

Mensah-Gurathin-Bharadwaj
Arada ekibin biyoloğu. Keşif sırasında rastladığımız yeni canlı türleriyle ilgili araştırmalar yapıyor. Pin-Lee ekibin hukuk danışmanı. Ratthi ise solucan deliği yolculuğu uzmanı. Bu üçlüyü hiç sormayın, o kadar dizi izlerim ama bunların olayını hala çözemedim. Arada, Ratthi’den hoşlanırken, Ratthi ise Pin-Lee’den hoşlanıyor gibi. Pin-Lee’nin Arada ile evli olması gibi de küçük bir detay var. Neyse ben de sizinle beraber çözeceğim durumu. Bu durum neden bu kadar ilgimi çekti bilmiyorum, sanırım izlediğim dizilerin yan etkisi. Başta duygularını benimle sözel ve temassal olarak paylaşmakta hayli hevesli Ratthi olmak üzere üçü de sabrımı iletişim kurma çabalarıyla epey zorlasalar da iyi niyetlerine verip sessiz kalıyorum. Hoş, başka ne yapabilirim ki zaten size ihtimalleri anlattım.

Ratthi-Arada-Pin-Lee
Böyle işte, küçük ama mental olarak hayli yorucu bir ekip. Her an onları takip etmezsen başlarını anında belaya sokabiliyorlar. Adeta çocuklarla uğraşmak gibi. Dizi izlemeye o kadar az zamanım kalıyor ki dertliyim. Neyse hala ortalık sakinken ben dizime döneyim. Size de zaten bu bilgiler yeter de artar bile.
Yetmezse de zaten gerisini özel hayatın gizliliğini ihlal etmekte hiçbir çekince görmeden (Evet izlediğim diziler bazen oldukça eğitici olabiliyor.) tüm hayatımı gözler önüne seren bu diziden öğrenirsiniz. Şu anki ekibimin kapasitesini de dikkate alarak (eldeki kısıtlı örneklemle insanlıktan beklentim epey düşük) veri tabanından birkaç gerekli bilgi daha çektim sizin için, lazım olursa bakarsınız.

Uyarlandığı kitap serisi (Dilimize de başarılı şekilde İthaki Yayınları tarafından kazandırılmış durumda.)
Gerekli(?) Bilgiler
Yaratıcıları: Paul Weitz, Chris Weitz
Yayınlandığı kanal: Apple TV Plus
Uyarlandığı kitap serisi: Martha Wells – The Murderbot Diaries (İlk sezon ilk kitaptan uyarlandı)
Sezon onayı: Var (Birinci sezon finali yayınlanmadan hemen önce ikinci sezon onayını aldı.)
Oyuncuları: Alexander Skarsgård (GüvBirim aka Katilbot), Noma Dumezweni (Mensah), David Dastmalchian (Gurathin), Sabrina Wu (Pin-Lee), Akshay Khanna (Ratthi), Tamara Podemski (Bharadwaj), Tattiawna Jones (Arada)
Bölüm sayısı ve süreleri: 10 bölüm, 22-30 dk
Birkaç işe yarar link: IMDb, Wikipedia, Fandom, Reddit, Apple TV Plus
Tanıtım fragmanı:
Katilbot iyi seyirler diler. (Ciddi değildim tabii ki. Umarım izlerken en az benim kadar rahatsız hissedersiniz!)







yorumlar
Eline sağlık @ozgun14, pek güzel, okuması pek keyifli bir tanıtım olmuş.
Afiyet olsun abidin, son 2 haftam seccy ile gectigi (muhtemelen 1 haftam daha onunla gecmeye devam edecek) icin kafamda onun sesi donup duruyor, bunu firsata donusturup farkli bir sey yapayim dedim.
Bir bu kadar daha yazardim, evrene dair daha fazla bilgi veresim vardi ama kitap ve dizi iyice birbirine karisinca ilk bolumu tekrar izleyeyim dedim ve ilk bolumde pek bir sey olmadigini fark edip kendimi tuttum.
@ozgun14 heheh… ne kadar uygun ve tatlı tanıtım olmuş. ellerine sağlık.
Son 2 bölümü inşallah bir ara izleyip gelene kadar bölüm sürelerinin kısalığından ötürü bi türlü doyamadığımı not düşeyim.
Diziye yakışır özgün bir tanıtım olmuş, ellerine sağlık.
Diziye gelecek olursak, bayıldım. İlk başta süreleri ideal demiştim ancak sezon bitince yetmediğini düşündüm. Bir an önce devamı gelir umarım, nasılsa kitap uyarlaması, kaynak hazır bekliyor. Kesinlikle diziye şans verin, tavsiyedir.