Natalie Portman ve Moses Ingram dizisi Lady in the Lake 19 Temmuz’da başlıyor.
4 yorum abidin77 18 Haziran 2024 17:45
Apple TV+, başrollerini Akademi Ödülü ve Altın Küre Ödülü sahibi Natalie Portman ve Emmy Ödülü adayı Moses Ingram’ın (Obi-Wan Kenobi, The Big Cigar) paylaştığı 7 bölümlük mini dizisi Lady in the Lake’in fragmanını yayınladı.
Laura Lippman’ın 2019 tarihli aynı adlı çok satan romanından uyarlanan Apple Original dizisi Alma Har’el (Honey Boy) tarafından yaratıldı ve yönetildi. Lady in the Lake, 19 Temmuz Cuma günü ilk iki bölümüyle Apple TV+’ta dünya çapında prömiyer yapacak ve ardından 23 Ağustos’a kadar her Cuma yeni bölümleriyle ekrana gelecek.
1966’nın Şükran Günü’nde genç bir kızın kaybolması Baltimore şehrini sarsınca, iki kadının hayatı ölümcül bir çarpışma rotasında birleşir. Maddie Schwartz (Portman) gizli geçmişinden sıyrılıp araştırmacı gazeteci olarak kendini yeniden keşfetmeye çalışan Yahudi bir ev kadını, Cleo Johnson (Ingram) ise bir yandan ailesinin geçimini sağlamaya çalışırken bir yandan da Siyah Baltimore’un politik göbeğinde yol bulmaya çalışan bir annedir. Birbirinden farklı hayatları ilk başta paralel görünse de Maddie, Cleo’nun gizemli ölümüne takılıp kalınca, etraflarındaki herkesi tehlikeye atan bir uçurum açılır.
Cleo Sherwood 8 ay önce ortadan kayboldu. Ailesi ve geride bıraktığı 2 oğlu dışında, kimse fark etmemiş gibi görünüyor. Nedenini anlamak zor değil: Yıl 1966 ve ne polis ne halk ne de gazeteler siyah kadınların kaybolmasını pek umursamıyor.
Madeline “Maddie” Schwartz, geçen yıl mutlu, hatta şımartılmış bir ev hanımıydı. Bu yıl, neredeyse yirmi yıllık evliliğinden kurtulmuş, tutkulu ve anlamlı bir hayat yaşamak için gençlik hırslarını yerine getirmeye kararlı. Kendi sırlarından yararlanarak, Baltimore polisinin öldürülen bir kızı bulmasına yardım eder ve bu yardım, şehrin öğleden sonra gazetesi Star’da bir işe götürür. İlk işinde asistan olarak çalışan Maddie bir şey istiyor: adını duyurma fırsatı. Druid Hill Park’taki çeşmeden çıkarılmış kimliği belirsiz bir cesedin olduğunu duyduğunda, Maddie sonunda adını yazdıracak bir hikayeyi ortaya çıkarmak üzere olduğunu düşünür. Hayal edemediği şey, kimsenin anlatmasını istemediği bir hikayenin peşinden koşarak ne kadar sorun yaratacağıdır.
Vizyoner yönetmen Alma Har’el’in imzasını taşıyan Lady in the Lake, ateşli bir kara gerilim ve kadınların hayalleri için ödediği bedele dair beklenmedik bir hikaye olarak ortaya çıkıyor.
Dizide Portman ve Ingram’ın yanı sıra Y’lan Noel (Insecure), Brett Gelman (Stranger Things), Byron Bowers (The Chi, Irma Vep), Noah Jupe (Franklin), Josiah Cross (Masters of the Air), Mikey Madison (Better Things) ve Pruitt Taylor Vince (Heroes Reborn) rol alıyor.
FIFTH SEASON’dan gelen Lady in the Lake’in yapımcılığını Crazyrose ve Bad Wolf America üstlendi ve yapımcı ortağı Christopher Leggett ile birlikte Har’el tarafından yaratıldı, yazıldı, yönetici yapımcılığı ve yönetmenliği üstlenildi. Portman başrolde yer almasının yanı sıra yapımcı ortağı Sophie Mas ile birlikte yönetici yapımcı olarak görev yaptı. Crazyrose’dan Nathan Ross ve merhum Jean-Marc Vallée, Bad Wolf America’dan Julie Gardner yönetici yapımcıları. Layne Eskridge, Amy Kaufman, Boaz Yakin ve romanın yazarı Lippman da yönetici yapımcı olarak görev yaptı.
Dizinin müzikleri South Side Symphony’nin kurucusu ve sanat yönetmeni Marcus Norris tarafından bestelendi. Canlı performansların bestelenmesi ve prodüksiyonu, Kendrick Lamar’ın “DAMN.” ve “Mr. Morale & the Big Steppers” albümlerindeki çalışmalarıyla tanınan Grammy adayı yapımcı Bekon tarafından yapıldı.
yorumlar
Kayıtlara geçsin diye yazıyorum, bu dizide David Corenswet beycim de var.
Ben de şahidim. IMDb 4 bölüm diyor.
Başlarda hem temposu yavaş geldi hem de dönem atmosferi beni pek açmadı. Devamında konuda ilerledikçe daha ilgi çekici oldu. Natalie Portman’a özel bir düşkünlüğüm yoktur ama izlemeyi severim. Moses Ingram da yeterliydi.
Konu demişken; Wiki’de ve yukarıda Cleo’nun ölümünü (R.I.P. bacım) takıntı yapıp peşine düştüğü yazıyor. Buna geldiğimizde ikinci bölüm bitti zaten. Dolayısıyla karakterleri tanıtıp giriş yaptıkları bir açılıştı. Bir ara 1947’ye, karakterin gençliğine de döndüler. David Corenswet’in karakteri buradan zaten, iki zamanı bir şekilde iç içe tutacaklar gibi de duruyor.
Karakterin öleceğini bilerek izliyordum da 2. bölüm finalinde o şekilde gidiverince yine de biraz şaşırdım yine de.
Devamında merakımı biraz daha beslerlerse memnun olurum. Apple dizileri genelde pişman etmiyor, bununla idare ederiz herhalde. Hadi bakalım.
1×06 üzerine:
Çok rüya annecim.
Finalde konuyu getirip bıraktıkları “bu” noktadan memnunum. Sezonun orta kısımlarında biraz sallandılar, 6. bölümün final öncesi doldurma olması da pek yardım etmedi. Ama yer yer merakımı besledi ve kadro/oyunculuklar derken yine de benim işimi gördü.
* Cleo, onun yerine geçerek hayalini gerçekleştirdi ve başarılı bir şarkıcı oldu.
* Cleo, dolayısıyla aslında öl(dürül)memiş.
* Slappy de Maddie’nin katkılarıyla dışarı çıktı. Cleo ile göründüğü kadarıyla bir araya gelmediler.
* Maddie, bir evliliğe daha girişmek istemediği için Ferdie’yi sevse bile devam ettirmedi. Kitabını bastırdı, başarılı bir gazeteci oldu.
* Seth’in babası Milton değil Allan Durst’müş (şükür). Seth ortaya çıkmasını istemediği için kimse aksini bilmeden böyle kaldı.
Herkes en son kendi hayatında mutluydu. The End.