“Scavengers” bölümleri ile iyi bir başlangıç yapmış dizi. Malum yaratıklardan hoşlanmayan biri için zor geçecek olsa da özellikle 2. bölüm oldukça iyiydi.
İyi çekilmiş, iyi oynanmış ve geçtiği ortamlar oldukça güzel. Türü seven kesinlikle baksın.
1×03 (The Autopsy), konusuyla, anlatımıyla, oyunculuğuyla ve yönetmenliğiyle oldukça iyi bir bölüm olmuş. Çok beğendim.
1×04 (The Outside) ise bu konuya bu süre neden. İlk 4 bölüm içinde en uzun süreye sahip bölüm ki konu bakımından aslında en kısa olması gerekiyordu. Fena yordu izlerken.
1×05 bölümlerin uzamasından muzdaribim. Bölüm süresi yarım saat olsaydı muhtemelen çok seveceğim bir bölümün başından hoşnutsuz kalktım. Yazık oldu.
sonradan ek: 6 da aynen
8 bölümü de devirdikten sonra:
Niyesini ve nasılını önemsemeden, sadece “ne oluyor?”u -çoğunlukla gereksizce- uzun uzun ve güzel oyunculuk+görsel şölen eşliğinde izlemeye varsanız bu dizi tam size göre. Yoksa, sadece 3’ü izleyip geçin. (türün meraklılarına 3’ü kaçırmayın derim)
İlk bölümün atmosferi, konusu hoşuma gitti ama o son neydi öyle. Daha kötü nasıl yapabiliriz diye düşünülmüş sanki. Korku işleri, aptalca kararlar veren karakterler olmadan olmaz ama bunun da bir sınırı olur. Burada hiç yoktu.
Başrolümüz 300 bin doları almak için aptal bir hareket yapıp kitabı almaya çalıştı. Bu aptallığı anlarım ama anlatılan hiçbir şeye inanmayan karakter, yerdeki şeyi görünce bir 10 saniye wtf tepkisi verir, onu bile eklemeden dan dun daldılar konuya.
Yaşlı adam kapıdan içeri girip çıkarken hoplama ritüeli yapıyormuş, onu da açıklamadılar. Ya takıntısından yapıyor ya da içerideki çizgilere değmemek için pratik yapıyor o zaman.
Yaşlı kadın konusunda ya doğaüstü bir durum var ya da oradan insanlara kötü davranma/göçmen karşıtlığı üzerine bir mesaj vermek istemişler. Sadece ikincisini yapmaya çalıştılarsa daha kötü.
İzleyeli biraz oldu ama bahsetmemişim.
Benim sıralamam 3>8>5>6
3. bölüm hepsinin içinde en güzel olanıydı. İki başrolün oyunculukları ve diyalogları çok iyiydi. Hem korku hem bilim kurgu. Merak uyandırıcı ve akıllıca yazılmış bir hikaye olmuş. Uyarlandığı kısa hikaye Authopsy’i ve diğer Michael Shea öykülerini okumayı çok isterim ama maalesef hiçbir kitabı burada mevcut değil.
8’in atmosferini çok beğendim. Hikayenin anlatımını güzel buldum.
5 ve 6. bölümler H.P. Lovecraft hikayeleri, hem okuması hem izlemesi zevkli olan (elbette oyuncular iyi oynadığında) dönem hikayeleri olduğundan bu iki bölümü de beğendim.
1. ve 2. bölümün konularını beğendim. Ama senaryonun “eden bulur” kafasıyla işlenişi göz devirttirdi. Açgözlü başrolümüzün sonunda layığını bulduğu hikayeler biraz öf dedirtiyor.
4 ve 7 o kadar kötü ve sıkıcıydı ki bunu çekmeye ne gerek vardı dedirtti.
yorumlar
Poster
GRAVEYARD RATS ve LOT 36 bölümlerinin posterleri 2. sayfaya eklendi.
Tüm posterler eklendi.
“Scavengers” bölümleri ile iyi bir başlangıç yapmış dizi. Malum yaratıklardan hoşlanmayan biri için zor geçecek olsa da özellikle 2. bölüm oldukça iyiydi.
İyi çekilmiş, iyi oynanmış ve geçtiği ortamlar oldukça güzel. Türü seven kesinlikle baksın.
1×03 (The Autopsy), konusuyla, anlatımıyla, oyunculuğuyla ve yönetmenliğiyle oldukça iyi bir bölüm olmuş. Çok beğendim.
1×04 (The Outside) ise bu konuya bu süre neden. İlk 4 bölüm içinde en uzun süreye sahip bölüm ki konu bakımından aslında en kısa olması gerekiyordu. Fena yordu izlerken.
ilk 2 bölüm benden de geçer not aldı.
1×03’ü çok beğendim. türün her yönüyle çok çok güzel örneği
1×04’ü beğenmedim. Üstelik de upuzun sürdü. Gereksiz bir bölüm olmuş. Halbuki kadını da severim.
1×05 bölümlerin uzamasından muzdaribim. Bölüm süresi yarım saat olsaydı muhtemelen çok seveceğim bir bölümün başından hoşnutsuz kalktım. Yazık oldu.
sonradan ek: 6 da aynen
8 bölümü de devirdikten sonra:
Niyesini ve nasılını önemsemeden, sadece “ne oluyor?”u -çoğunlukla gereksizce- uzun uzun ve güzel oyunculuk+görsel şölen eşliğinde izlemeye varsanız bu dizi tam size göre. Yoksa, sadece 3’ü izleyip geçin. (türün meraklılarına 3’ü kaçırmayın derim)
İlk bölümün atmosferi, konusu hoşuma gitti ama o son neydi öyle. Daha kötü nasıl yapabiliriz diye düşünülmüş sanki. Korku işleri, aptalca kararlar veren karakterler olmadan olmaz ama bunun da bir sınırı olur. Burada hiç yoktu.
Yaşlı adam kapıdan içeri girip çıkarken hoplama ritüeli yapıyormuş, onu da açıklamadılar. Ya takıntısından yapıyor ya da içerideki çizgilere değmemek için pratik yapıyor o zaman.
Yaşlı kadın konusunda ya doğaüstü bir durum var ya da oradan insanlara kötü davranma/göçmen karşıtlığı üzerine bir mesaj vermek istemişler. Sadece ikincisini yapmaya çalıştılarsa daha kötü.
S01E02
Bunu daha da kötü buldum, birazcık olsun bile merak uyandırmadı bölüm.
Özellikle bakmadım ama Del Toro’nun bu bölümü de ben yönettim dediği bir an gelir umarım.
S01E03
Neyse ki bu bölüm çok güzeldi, özellikle 2.yarısı ve oradaki sohbetler.
Her zaman söylediğim gibi F. Murray Abraham’ı izlemek her zaman büyük keyif.
İzleyeli biraz oldu ama bahsetmemişim.
Benim sıralamam 3>8>5>6
3. bölüm hepsinin içinde en güzel olanıydı. İki başrolün oyunculukları ve diyalogları çok iyiydi. Hem korku hem bilim kurgu. Merak uyandırıcı ve akıllıca yazılmış bir hikaye olmuş. Uyarlandığı kısa hikaye Authopsy’i ve diğer Michael Shea öykülerini okumayı çok isterim ama maalesef hiçbir kitabı burada mevcut değil.
8’in atmosferini çok beğendim. Hikayenin anlatımını güzel buldum.
5 ve 6. bölümler H.P. Lovecraft hikayeleri, hem okuması hem izlemesi zevkli olan (elbette oyuncular iyi oynadığında) dönem hikayeleri olduğundan bu iki bölümü de beğendim.
1. ve 2. bölümün konularını beğendim. Ama senaryonun “eden bulur” kafasıyla işlenişi göz devirttirdi. Açgözlü başrolümüzün sonunda layığını bulduğu hikayeler biraz öf dedirtiyor.
4 ve 7 o kadar kötü ve sıkıcıydı ki bunu çekmeye ne gerek vardı dedirtti.