Netflix’in Türkiye’deki yeni dizilerinden Pera Palas’ta Gece Yarısı’nın başrolü belli oldu
27 yorum aytackara 18 Kasım 2020 00:43
Netflix’in Türkiye’deki yeni dizilerinden Pera Palas’ta Gece Yarısı’nın başrolü belli oldu. TV100’ün Birsen Altuntaş imzalı haberine göre başrolde Hazal Kaya yer alacak.
Cast çalışmaları devam eden “Pera Palas’ta Gece Yarısı” dizisinde Atatürk’ün, Cevad Paşa’nın, Agatha Christie ve eşi Archibald Christie’nin 30’lu yaşlarına da yer verilecek.
Pera Palas’ta Gece Yarısı [dizi]
Charles King’in aynı adlı ödüllü kitabından uyarlanan “Pera Palas’ta Gece Yarısı” bir Red Arrow Studios şirketi olan Karga Seven Pictures tarafından hayata geçirilecek. Elif Usman’ın kaleme aldığı yapımın yönetmen koltuğunda ise yine Karga Seven’dan Emre Şahin yer alıyor.
Sekiz bölümden oluşan dizi, genç bir gazeteci olan Esra’nın İstanbul’daki efsanevi Pera Palas Oteli ile karşılaşmasını konu alıyor. Otel hakkında yazı yazmak üzere görevlendirilen Esra, yanlışlıkla tarihi odalardan birinin 1919 yılına açılan bir kapı olduğunu keşfeder. Geçmişe doğru bir yolculuk yapar ve modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düzenlenen siyasi bir komplonun ortasına düşer. Artık Esra, kurnaz otel müdürü Ahmet ile birlikte Türkiye tarihinin akışını ve geleceğini korumak zorundadır. Ancak, Esra, İstanbul’un en çılgın kulübünün sahibi, yakışıklı ve gizemli Halit ile tanışır tanışmaz, 1919 İstanbul’unda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve kimsenin aslında söylediği kişi olmadığını anlar.
yorumlar
Erkek başrol (konuda geçen hangi karakter olduğu belli değil) için de İlker Kaleli ile görüşülüyormuş bu arada.
Selahattin Paşalı diyollağ.
Aynı anda iki dizi tuhaf görünmüyor da ikisinin birden Netflix olması ilgimi çekti. 101 mi bitecek yoksa bunun rolü mü bitecek ya da F şıkkı mı?
@aytackara abi netflix sürekli aynı oyuncular ile çalıştıklar düşünürsek yani 2 dizi de birden oynayabilir adam.
Birsen Teyze de yazdı S. Paşalı’yı.
Netflix ve Hazal Kaya, Pera Palas setinden canlı yayın açtı. Selahattin Paşalı da girdi bir yerinden.
Neyse başlıyor bunlar.
#PeraPalas dizisinin setine ara verilmiş. #HazalKaya’nın koronaya yakalandığı ortaya çıktı.
İlk Kare
Rise of Empires: Ottoman’da görüntü yönetmenliği yapan Clint Lealos, bunda da çalışıyor anlaşılan.
Yeni Kareler
Çekmeyi bitirmişler bu arada.
Tanıtım
Not: İçimde kalmasın, Netflix’in magazin gündemi takip ettiğini düşünüyorum.
Resmi Fragman
Galasını yaptılar. Hatta konuklara Pera Palas’ta oda verilmiş orada izliyorlar.
* Öncelikle sonunun açık bittiğini belirteyim ve bu durumdan neredeyse memnunum. Şu dizi tek sezonda kalsaydı biraz bozulabilirdim.
Diziden genel anlamda memnun kaldım. Kulüp’ün ardından bir dönem draması daha istediğim gibi çıktı. Sezonda olup bitenler “hissedilir” olaylar etrafında döndü açıkçası ve bu durum aksine rahatsız edici değildi.
5-6 civarı temposu biraz yavaşladı sadece ve 8 bölüme yayılması adına oradan buraya derken bir tık fazla karıştırır gibi oldular sanki (Ahmet-Dimitri meselesi örneğin). Ama yine de iyi ilerledi bence. Hazal Kaya + Tansu Biçer + Selahattin Paşalıoğlu üçlüsü birlikte götürdü diziyi.
* Fasulyenin faydaları:
+ Gerçek Peride’yi öldürmede Sonya’nın payı olduğunu düşünmüştüm ama meselenin dönüp dolaşıp temelde yine aşka falan bağlanması ^.^
* Ahmet’in babasının Halit olduğu, hatta annenin Sonya olduğu anlaşılıyordu bence. Sezon başında gösterdikleri mendili verecek kişi bu koşullarda Esra oldu tabii.
+ Esra 1942’ye gittiğinde Reşat’ın karşı taraf için çalıştığını görmüştü. O sırada olanlardan sonra konduramadı falan mı, zira 8. bölümde Reşat’ın George’a çalıştığına şaşırıverdi. Gerçi izleyen için otomobildeki konuşmalarından da anlaşılıyordu.
+ Çift olarak yakışmışlar.
* Nergis Öztürk’ü daha fazla kullansalardı, dedim ama altından Esra’nın annesi olabileceği geçmedi açıkçası. İkinci sezon için planları olması güzel, buradan girmişken zaten Halit ve Esra’nın yolu da bir şekilde kesişir zaten. Ok.
(Bunların bu “girişimi” Ahmet’in varlığını nasıl tehlikeye atmayacak peki? Halit vurulduğunda karardı soldu resmen.
* Bonus: 7. bölümü izlerken bir ara aklıma Vatanım Sensin dizisi geldi.
Not: Aklımdayken yazayım, Hazal Kaya’nın ya da Selahattin Paşalıoğlu’nun İngilizceleri iyiydi bence ve batmadı.
* Paşalı. Düz.
Ben onu öyle seviyorum, olsun.
Selahattin Paşalıbeyoğlu, İbrahim Selim’in programının şu an bakmaya üşendiğim bir noktasında devamının geleceğiyle ilgili ipucu vermiş.
(İki farklı kişi aynı şeyi söylediğine göre demiştir herhalde.)
S01B01
Ne güzel ilk bölüm olmuş, sevindim Devamı da böyle olur umarım. Ayrıca bu yabancı izleyiciye de kolay bir izleme sunacak gibi. Klasik otel hikayesinden girmeleri iyi olmuş, Pera Palas da hakkını veriyor zaten.
Hazal Kaya’yı da beğendim. Eskiden pek sevenlerden değildim zaten 2014’te İtirazım Var’dan beri hiç izlememiştim kendisini. Hatta bu saçlar ile daha çok beğendim.
Fragmanı, fotoğrafları takip etmediğim için bölümdeki konuktan haberim yoktu, iyi olmuş
İzleme-izlememe tereddütü yaşadığım bir diziydi. Konu ilgimi çekiyordu ama Hazal Kaya’yı hiç sevmiyorum çünkü. Nihayetinde konu ağır bastı ve izlemeye karar verdim. İyi bir başlangıç yaptığını söyleyebilirim ilk bölümde.
Şu bağlı adamı hikayenin içine iliştirme gayreti bölümü bazı anlarda biraz aşağıya çekmiş olsa da genel olarak değerlendirdiğimde fena gitmiyor dizi. Bolca eğlendiriyor da. Merkez karakterin
olmayı, 1919’dayken 2022’den olmayı bırakamayışlarını/bırakmayışlarını izlemesi epey keyifli. Dizinin şu ana kadarki en büyük eksisi ise teknik bir sorun. Ses çıkışlarında bir netlik/kalite eksikliği var. Özellikle de mekanda çalan bir müzik ya da arka fonda hafif yükselen tarzda bir müzik olduğunda cümleleri net bir şekilde anlamakta zorlanıyor benim gibi dizileri hızlandırarak izlemeyi alışkanlık haline getirmiş bir izleyici. Hızı 1.6’ya kadar düşürmek zorunda kaldım mecburen. 1.0 ile de izlesem bu sorun ortadan kalkmaz gerçi. Ses ve montaj ekibine benden bir eksi bu kapsamda.
3-4 sene önce Meleklerin Aşkı dizisinde izleyip sevdiğim Ebrar Alya Demirbilek büyümüş baya. Eskisi kadar olmasa da tatlışlığı baki tabii.
S01B05
S01B06
S01B08 (Sezon Finali)
Ve bitti. Kulüp’ten çok çok daha izlenesi ve de sürükleyici bir dönem dizisiydi bence. 2. sezonuna kesinlikle varım.
George karakteri için bir İngiliz oyuncuyla anlaşılmış olması bana göre kasttan sorumlu ekibin verdiği en doğru karar olmuş. Selahattin Paşalı’nın varlığı tıpkı Aşk 101’de olduğu gibi pozitif bir etki yarattı. Tansu Biçer, Ebrar Alya Demirbilek ve Murat Kılıç da kastın içinde görmekten memnun kaldığım diğer isimler oldular.
Yargı’da Cüneyt’i oynayan Hakan Dinçkol‘muş “o”.
Güldüm
S01E02
Dönem dizisi olarak da güzel iş çıkarıyorlar.
Esra’nın şapşallığı Hazal Kaya’ya iyi gitmiş, o sayede biraz komedi gibi geçiyor sahneleri.
Arka arkaya Gibi izliyorken Ersoy’u bir de burada görmeyi beklemiyordum, sürpriz oldu.
S01B04
Kulüp meselesi pek sarmadı, Pera kısmı daha iyi gidiyor. 3.bölüm zayıftı, bu daha iyiydi.
Tansu Biçer’in varlığı da diziye çok iyi oldu.
Bu arada Hazal Kaya’nın, adını anmaya bile değmeyecek şahısa verdiği cevap
İlk 3 günlük izlenmesi 10,780,000 saat.
Kulüp ilk üç günle Top 10’e girdiğinde 7,860’laydı.
4 bölüm izledim, pişmanım. Netflix’in fantastik olmaya çalışan her Türk dizisi gibi robotik replikler, robotik mimikler ve oyunculuklarla dolu, muzip mi olsa ciddi mi olsa bilemeyen, bu yüzden bir türlü hikayenin içine çekemeyen garip ve amatör bir dizi. Setler, kıyafetler ve sanat yönetmenliği diziyi maalesef kurtaramıyor. Yarısına gelmişken tamamlar mıyım emin değilim ama başlamayı düşünene asla tavsiye etmiyorum.