Nicole Kidman draması Expats 26 Ocak’ta başlıyor.
8 yorum abidin77 19 Aralık 2023 17:04
Prime Video, Lulu Wang tarafından yönetilen ve Janice Y. K. Lee’nin uluslararası çok satan romanı The Expatriates’a dayanan 6 bölümlük mini dizisi Expats’in fragmanını yayınlandı.
Dizi, 26 Ocak 2024’te iki bölümle prömiyer yapacak ve 23 Şubat 2024’teki finaline kadar her hafta bir bölüm olarak ekranlara gelecek.
Oscar ve Emmy ödüllü Nicole Kidman (Big Little Lies, The Undoing), Sarayu Blue (Never Have I Ever, Blockers), Ji-young Yoo (The Sky Is Everywhere, Smoking Tigers), Brian Tee (Chicago Med) ve Jack Huston (House of Gucci, Fargo) dizinin başrol oyuncuları.
2014’te, çok kültürlü bir toplumsal dokuya sahip olan Hong Kong’da geçen Expats, tek bir karşılaşmanın tetiklediği olaylar zinciriyle hayatları değişen ve suçlama yapmakla sorumluluk alma arasında gidip gelen bir grup kadının hikâyesini anlatıyor.
Dizi, ani bir aile trajedisinin ardından hayatları kesişen Margaret (Kidman), Hilary Star (Blue) ve Mercy (Ji-young) adlı üç kadına odaklanıyor. Dizi ayrıcalıkları sorguluyor ve mağduriyet ile suçluluk arasındaki çizgi bulanıklaştığında neler olacağını araştırıyor.
Brian Tee, Margaret’ın kocası Clarke ve Jack Huston, Hilary’nin kocası David’i canlandırıyor.
Lulu Wang, dizinin yaratıcısı, yazarı ve yönetmeni. Wang ayrıca Local Time aracılığıyla Daniele Melia ile birlikte dizinin yönetici yapımcılığını da üstleniyor. Nicole Kidman, Blossom Films (Rabbit Hole, Nine Perfect Strangers) aracılığıyla Per Saari ve diziye katılan ilk yazar olan Avustralyalı senarist Alice Bell (The Beautiful Lie, The Slap) ile birlikte yönetici yapımcı olarak görev alıyor. Per Capita Productions’tan (After Yang, Bones and All) Theresa Park ve Stan Wlodkowski (The Old Guard) de dizinin yönetici yapımcıları arasında.
Vera Miao (Two Sentence Horror Stories), Gursimran Sandhu (Game of Thrones) ve yazar Janice Y. K. Lee, Bell ve Wang ile birlikte dizide senarist olarak görev aldılar.
yorumlar
Poster
* İlk bölümü daha fazla sevdim. İkinci bölümde biraz tempo sorunu vardı sanki, o da sona doğru toparladı. Bir yandan çocuğun olmadığı dönemdeler diğer yandan halen ortalıkta olduğu dönemdeler.
Öldü-kaldı kısmı biraz muallak sanki. Günümüzde halen arıyorlar gibi de durmadı.
* Nicole Kidman ve Brian Tee’yi karı koca yapmış olmalarına itiraz edecek değilim ama adama ilk bölümde 50. yaş partisi düzenlediler. Brian Tee’nin neresi 50? Gerçekte bile 46’ymış.
* Hong Kong’da “expats” bir ortam kurmuşlar gerçekten, üstüne ekliyorlar dizi boyunca.
Nicole Kidman tarafında kalmak daha ilgi çekiciydi, o da Big Little Lies’daki gibi soğuk bir kadını oynamayı terch etmiş. Bakıcı ve yakın arkadaş kısımları daha geri planda ilerledi şimdilik benim açımdan.
Ama devamını görmeye istekliyim (tabii ki). 4 bölüm kaldı zati sezonda.
Bende izledim, çok sevdim mi hayır, konusu çok mu iyi hayır ama dizi kısa diye devam edeceğim. Kidman sever olarak bunu da izlerim tabi.
Çekimleri beğendim bu arada güzel açı yakalamışlar, Oyuncular genel olarak yani eh peh meh diye gitti
5. bölüm 100 (YÜZ) dakika çıktı.
Şunun sezonunu 6 bölüm yapacağınıza 8 yapsaydınız ya madem, maliyeti mi düşürdünüz böylece ne oldu?
İmdat.
* Anlıyorum (cidden), saygı da duyuyorum (sahiden) ama ben bu tercihi yapmazdım.
Yanlarında bakıcıları ve baba var, terk etmiş olmadı ama anneleri lazım değil mi bunlara mesela? Karışık bir mevzu aynı zamanda. Çocuk sahibi de değilim. Uzaktan ahkam kesme olacak, durayım en iyisi.
* Geçenki 100 dk.lık bölümü izlerken sezonu 8 bölüm yapsaydınız madem demiştim ama dizinin sakin temposunu da düşününce 6’da kalması herhalde daha makul seçenek oldu. Bölümler (izlemeye başladıktan sonra) rahat aktı. Yine de sıkılanı anlarım. 3 kadını da daha iyi açabilirlerdi.
Nicole Kidman’ın çocuğunu kaybeden anne profiline bazen inanamadım ya da umursamadım. Mercy’nin dikkatsizliği yüzünden çocuğu kaybeden dadı profili daha inandırıcıydı, onun da özel hayatı pek ilgimi çekmedi sayılır. Hilary de bu ikisinden hallice bir karakter benim için.
Dizinin odak noktasının çocuğun aranması değil de ailenin draması olması da işleri değiştirdi tabii. Şu klasik “Benzeyen tarifte biri geldi,” diye hastaneye çağırma meselesinden neredeyse koca bir bölüm ve dram çıkardılar. Oyunculuklara pek de itirazım yok gerçi. Nicole Kİdman’la ilgili arada söylenen “Mimik nerede?” sorusunu düşündüğüm oldu gerçi
Son bölümdeki karşılıklı Margaret-Hilary-Mercy sahnelerinden beklediğim verimi aldım bu arada. Finali de mini diziye uygun. Yalnız ayakları biraz daha yere basan bir kapanışı tercih ederdim. Böyle biraz da “Bakalım izleyici ne düşünecek?” tipinde kalmış.
Hilary’nin hamile olması beklediğim bir sonuçtu (>>Yalancı hamilelik gerçi bu ama babasına güzel dedi sonradan). Bir de kayıp çocuk konusunun daha makul bir yere varmasını bekliyordum. Bulundu/öldü vs. Onu da kal/git üzerinden ahlaki ikileme bağladılar. Kadın hem artık gitmemiz gerek diye milleti ayaklandırdı hem de kendi gidemedi.
Velhasıl kelam, izlediğime pişman değilim ama izlemeseydim bir şey kaybeder miydim misali oldu ağırlıkla. 5.9’luk IMDb biraz düşük olabilir mesela, biraz daha fazlasına hayır demem. Dizinin özellikle ilk yarısında bölümlerin yarıya yakınının Çince/Kantonca ilerlemesinin de bunda belki payı vardır…
nicole kidman artık oynamasın. ben o derece dikkatimi veremiyorum. gerçekten zor tahammül edebiliyorum bu surata ve girdiği hallere. yazık.
ispiyon kısmına da geleyim son olarak:
son karşılıklı konuşmada çocuğu ister misin filan, ben de büyük göz devirdim. zaten mercy’nin repliklerini genel olarak beğenmedim. bir de @aytackara, hilary hamile mi ki? ben seni mi yanlış anladım diziyi mi? babasına yalan söyledi gibi yapıyordu sanki? sonra da yok arkadaş ölüm döşeğinde de olsan değmezsin deyip gömmeyi seçti gibi hissettim.
ne döküldüm yalnız, kızmışım.
@shane Emin olmak için tekrar baktım. Evet, aynen öyle. O kısımları çok da dikkatli izlememiştim. Bir de direkt yanlış yazmışım tabii oraya.
@aytackara işte ikimiz de göz devirmekle meşgulmüşüz zaten, bir şeyleri kaçırmamız normal