22dakika.org

seinfeld’in kramer’ı michael richards’ın şiddetle kınadığımız son hareketini biliyorsunuz. t-shirt hell fırsatı kaçırmamış ve piyasaya konuyla ilgili bir tişörtçıkarmış. bakalım talep yüksek olacak mı… devamı →

Ocak’a kala kala şurada 1-1.5 ay kaldı. 24 için Heyecan gittikçe artıyor. Heme sizi yeni çıkan tanıtım videosuna alalım buradan.

devamı →

How I Met Your isimli “legendary” dizinin yeni bir özetinde tekrar beraberiz. Bu bölümün özetinin gecikmesinin tek nedeni altyazının geç çıkmasıdır. Normalde altyazıya ihtiyaç duymuyorum ama bu bölümde Ted’in konuşmalarını pek anlayamadım. Her neyse, bu sezonun efsanevi bölümü “Crazy Eyes”tan sonra yayınlanan en iyi ikinci bölüm bence. TV.com‘da 9.3 (Superb) puan almış bir bölüm.

Yazının buradan sonrası spoiler içermektedir!

devamı →

Heroes, 10. bölüm olan “Six Months Ago”‘nun tanıtımı yayınlandı.
hatta, 6 dakikalık uzatılmış versiyonu da accesshollywood.com‘da mevcut.

devamı →

24 aralık’da yayına başlayacak olan ‘kitle haberciliği’ yapacak olan kanal 24’ün logosu medyada tartışma yarattı. sebebi ise kanalın logosunun 24 dizisinin bir süre önce ve şimdilerde kullandığı logoların bir karışımına benzemesi. son günlerde benzerlik gazetelere de konu oldu. işler böyle olunca kanal yöneticileri logonun aynı olmadığını bildiren şöyle bir açıklama da yayınlamışlar;

“İddialar yalan. İsim hakkı da logonun patenti de bizde. Sıfırdan aldık. Logomuzdaki ’24’ yazısının, ABD’nin ’24’ dizisindekiyle aynı olduğunu, oradan kopyaladığımız söylendi. Bu da doğru değil. 24 rakamını dijital yazınca aynı olur. Bizim her şeyimiz orijinal.“

devamı →

24‘ün altıncı sezonu 14 ocak’da başlıyor. pazar ve pazartesi 2’şer bölüm yayınlanacak olan 24’ün bu ilk dört bölümü kapsayan dvd‘si de salı günü yani 16 ocak’da piyasada. bonus olarak 12 dakikalık 5. bölüm videosu var. dvd’nin fiyatı ise 14.98 dolarcık. 4 bölüm ve bir videodan oluşan bu dvd pek manasız olmuş. devamı →

27 kasım’da waybe brady‘yi barney’in kardeşi rolünde izleyebileceğiz. wayne brady tvguide’da bir söyleşi yapmış ve konuk olduğu bölümde olacakları anlatmış. meğer barney’in kardeşi gaymiş. ama bu spoiler dsayılmazmış. hatta siyah oluşu bile spoiler değilmiş. asıl spoiler olan barney gibi bir adamın kardeşinin artık monogamiye (tek eşliliğe) geçmesiymiş. bu da barney için sindirilmesi zor olacak bir haber kesinlikle.

bunun dışında brady, dizideki rolünün sevildiğini, kendisinin de devamlı oyuncu olmaya sıcak baktığını belirtmiş. her an haberini alabilirmişiz. dört gözle barney ve kardeşinin maceralarını izleyeceğimiz bölümü bekliyorum. unutmayın 27 kasım pazartesi!

devamı →

Gelecekten bıkmış olan Cartman ise televizyonda Crank Prank Timephone (CPT) diye bir alet görüyor. Bu alet ile istenilen tarihe telefon açılabiliyor. Fakat sapıklık dışında kullanılması yasak. Cartman robot köpeğiyle bir tane almaya gidiyor önce gene dükkanın açılmasını bekliyor. Ürünü istiyor ama 6000 kredi istenince daha önce alanların listesinden faydalanmaya karar veriyor. Aynı anda AAA, UAL ve UAA’nın birbirine saldırmasını bekleyip her ikisine birden saldırmak için hazırlanıyor.

Cartman daha önce almış olan birilerinden gidip CPT çalıyor. AAA savaşa gitmek üzereyken akıllı olan yaşlıları geliyor ve gitmemelerini söylüyor. Onlarda yaşlıyı öldürüyorlar. O sırada geçmişte South Park’ta Cartman gelecekte kendisi olduğunu söylediği birinden sapık arama alıyor. Tabii reddedilince gelecekteki Cartman kendisinin ne kadar pislik olduğunu söylüyor. Butters’ı arıyor ama gene bir işe yaramıyor. Gelecekteki Cartman, geçmişteki kendisini ikna edemiyor. UAA, AAA’ya saldırmaya başlıyor. UAA’nin şehri korumasız kalınca UAL’de UAA’ya saldırıyor. Cartman, Kyle’ı arıyor ve kendisini durması için onu ikna edemiyor. Cartman’ın araması yüzünden Kyle gezisini kaçırıyor ve gelecek değişiyor. Cartman’ın robot köpeği kedi oluyor.

devamı →

Lost‘tan sonra Prison Break‘de sezon arasına girmeye hazırlanıyor. 27 Kasım’da yayınlanacak olan “the Killing Box” isimli bölümden sonra 29 Ocak 2007’ye kadar uzunca bir ara verilecek. 22 Ocak’ta ise 2. sezonu özetleyen bir bölüm yayınlanacak.
Spoiler endişesiyle bu resmi en sonra koyuyorum. Bu hafta yoğun olduğumdan dolayı daha özetleri yazamadım. Biraz sabredin hepsi gelecek. devamı →

cheech marin 28 şubat’ta yayınlanacak olan lost bölümünde hurley’in babasını canlandıracakmış. ayrıca bu bölümde hurley’in hayali arkadaşı dave’i yeniden göreceğiz. devamı →

Lost ile ilgili son spoiler lar.

– Juliet 3×7 de Sawyer’ı öldürmek isteyen Pickett’i vuracak, Jack’i değil.
– Jack, ARalık ayında Saturday Night Live’ın sunuculuğunu yapacakmış. Acaba..?
-Sawyer ve Kate 7.bölüm sonunda kumsala dönüyorlarmış.

Devamı..

devamı →

Seinfeld‘in sıradışı kahramanı Michael “Kramer”Richards, Los Angeles Laugh Factory adlı komedi klubünde yaptığı gösterisırasında kendisine “komik değilsin” şeklinde laf atan bir zenciye hayli ırkçı bir tavırla küfretmiş..

Cep telefonuna kaydedilen görüntülerin açığa çıkmasından sonra gelen tepkiler üzerine özür dilemek zorunda kalan komedyen hakkındaki haber bülteni burada.
Bu da Letterman Late Night Show’da Jerry Seinfeld’in açıklaması ve Kramer’in özür dilemesi. devamı →

Tom Hooper tarafından yönetilen, Nigel Williamson tarafından senaryosunu yazdığı, başrollerinde Helen Mirren ve Jeremy Irons‘un yer aldığı 2005 yapımı 9 Emmy ödüllü “Elizabeth I” dizisi aralıktan itibaren ülkemizde Cnbc-e de yayımlanmaya başlayacak. devamı →

1969 yılının sonlarında yayınlanan, “The New People” adlı bir dizinin konusu gerçekten de Lost’u andırıyor. ABC‘de 17 bölüm yayınlanan dizi, bir uçak kazası sonucu kendilerini Binamo adlı bir adada bulan 40 kadar üniversite öğrencisi ile ilgili. Adada kimse yaşamıyor, ancak binalar, yiyecek-içecek, yol gibi “yaşam belirtisi” bir çok şey bulunuyor.

En basit anlamda “uçak düşüyor, 40 kişi yaşıyor, adada mahsur kalıyorlar” şeklinde bakarsak, gerçekten de iki dizinin ortak noktası çok. Ama tabiki de konuların gelişimi bambaşka. Ancak yine de, “acaba Lost bu diziden esinlenmiş mi?” sorularını uyandırmış bir çok kişide.

devamı →

Çekimleri Büyükada’da yapılan dizinin kıyafetlerinden saç modellerine kadar bizi 1950’lere götürebilmesi dizinin ağır havasını keyifli hale getiriyor. Dizinin önemli mekânlarından biri olan pastane ise şimdiden “haydi oraya gidelim, pasta yiyelim. Yok, hayır, orada yaşayalım, ama o kıyafetlerle” hissini yarattı kalbimizin minicik köşesinde. Dizinin konusu boş bile olsa izlenebilir. Lakin hiç de öyle değil.

Danışmanlığını Can Dündar’ın üstlendiği Tomris Giritlioğlu‘nun ise proje tasarımını yaptığı dizi 1950’li yıllarda başlıyor. Biri CHP diğeri DP‘li iki komşu ailenin çocukları arasında yaşanan bir aşkı anlatıyor. Başrollerden birinde Adnan Menderesde var. Herkesin bildiği bir Menderes var, Hüseyin Avni Danyal’ın canlandırdığı Menderes karakteri bakalım hem halk hem iktidar tarafından nasıl ilgi görecek.

devamı →

Dexter‘ın beklenmeyen başarısı, Showtime’ı harekete geçirmiş, dizinin 12 bölüm sürecek 2. sezonu bahar aylarında çekilip, yazın yayınlanacakmış…

devamı →

“Have you tried turning it off and on again?” (Tekrar açıp kapatmayı denediniz mi?) Bu cümle neye dalalettir sizce? Büyük şirketlerde çalışanlar, bilgisayarları bozulduğunda IT departmanını arayınca ilk olarak bu cümleyle karşılaşırlar. IT Crowd, bu cümle üzerine kurulu bir dizi desek yalan olmaz. İngiliz Channel 4 kanalının süper dizisi, Digiturk Show Plus’ta.

İngiliz şirketi Reynhold Industries’in bodrum katı, “geek” tabir ettiğimiz iki matrak IT elemanına ayrılmıştır. Üst katlardaki aydınlık koridorlarda mutlu mutlu çalışan şık insanlar onların neye benzediğini bile bilmezler. Sadece bilgisayar arızası yaşadıklarında onları ararlar ki gerçekten de makineyi açıp kapamak ya da fişi takmak ile halledilebilecek sorunlardır bunlar. Roy ve Moss, kimsenin kendilerine ilişmediği darmadağın katlarında ayrı bir düzen kurmuşken, başlarına deparman yöneticisi olarak Jen adında tatlı ve komik bir hatun gelir. Jen (Katherine Parkinson), beklediğinden çok değişik bir manzara ile karşılaşmıştır ama pes etmez, örümcek ağlarını temizler, masasına telefon bağlar ve çalışmaya girişir.

devamı →