simpsons gerçek intro
Bir grup insan, yememiş içmemiş ve yıllanmış çizgi dizi The Simpsons‘ın giriş jeneriğini gerçek oyuncularla çekmiş. Mutlaka görmeniz gereken bir video! devamı
Bir grup insan, yememiş içmemiş ve yıllanmış çizgi dizi The Simpsons‘ın giriş jeneriğini gerçek oyuncularla çekmiş. Mutlaka görmeniz gereken bir video! devamı
ABC‘nin milyonlarca hayranı olan deli dizimiz LOST‘un bu sezon yayınlanacak bir bölümünü Darren Aronofsky‘nin yöneteceği çok önceden belliydi. Hatta o kadar ki, Aronofsky’nin, dizinin yapımcılarını arayıp “ben bir bölüm yönetmek istiyorum” diyecek kadar diziye sarmış olduğu söyleniyordu. Böyle bir durumda da, biz bol bol sevindik ve heyecanla bölümü beklemeye başladık. Ancak yepyeni bir haber, çok büyük hayal kırıklığına neden oldu. Bu sezon için yaptıkları bu kararı ertelemek durumunda olduğunu söyleyen Aronofsky, “zamanlama”nın yanlış olduğunu ve bir çocuk beklediğini açıklamış. Ancak herhangi bir iptal durumu söz konusu değilmiş. Yani önümüzdeki sezonlar (kim bilir kaç tane) için Aronofsky’nin yöneteceği bir bölümü beklemek düşüyor bize…
CBS‘nin her yeni bölümde daha da keyifli bir hal alan dizisi How I Met Your Mother, bizden duymuş olsalar gerek :), 9 Mart’tan itibaren CNBC-e ekranlarında sizleri bekliyor. Daha önce tanıttığımız dizi, bir çok kritike göre geleceğin “Friends” i olma yolunda ilerliyor. 9 Mart’tan itibaren her Perşembe saat 20:00’de. devamı
Nefeslerimizi tutarak 5. sezonunu izlemeye devam ettiğimiz 24’ün bir trilogy halinde filminin çekileceği açıklandı. MovieHole‘un haberine göre, Kiefer Sutherland hem oyuncu hem de yapımcı olarak bir trilogy için imzayı atmış ve ilk filmin sinemalardaki gösterimi 2007 sonları olarak kararlaştırılmış.
Haberler netleştikçe buradan paylaşmaya devam edeceğiz.
Sonunda beklenen haber geldi. NBC, severek izledigimiz Joey’in bir sonraki bolumunun yayinlanma tarihini acikladi. Yaklasik 3 ay aradan sonra bir sonraki Joey bolumu 7 Mart 2006’da yayinlanacak. Adi da “Joey and the Snowball Fight“.
Merakla bekliyoruz!
LOST’umuzun ağlak doktoru Jack Shepard rolündeki Matthew Fox, kariyerini bir adım ileriye, beyazperdeye taşıyor. Matthew McConaughey ile başrölü paylaşacak olan Matthew Fox, henüz ismi belirlenmemiş filmde bir uçak kazası sonucu çoğu üyesini kaybeden West Virgina Koleji futbol takımının yardımcı koçu. Uçak kazalarını iyi kaldırdığını düşünmüş olacaklar ki, Fox’u seçmişler bu rol için. Neyse bekleyelim ve görelim diyoruz…
Dip Not: Bu aralar biraz dinginiz, fırtına öncesi sessizlik diyelim.
Pi ve Requiem for a Dream‘den kendisine hayran olduğumuz yönetmenin bir Lost bölümü yöneteceği dedikodusu uzun süredir vardı. Kısmet 2. sezon 17. bölümeymiş. Bölümün kimi anlatacağı ya da ne zaman yayınlanacağı tam olarak bilinmiyor ama yazarlar Aronofsky’nin hayalgücüne ve yeteneklerine uygun bir bölüm hazırlayacaklarını belirtmişler. Bir iddiaya göre bölüm Aronofsky’nin yeni filmi Fountain‘ın gösterime girdiği hafta yayınlanacak. devamı
“Friends’in biraktigi yerden” devam eden Joey, bildiğiniz gibi kariyerini geliştirmek için Los Angeles’a taşınmış, burada kız kardeşi Gina ve yeğeni Michael ile yaşamaya başlamıştı.
Birinci sezonu kritikler arasında hayal kırıklığı yaratan Joey, 2. sezonda kalitesini yükselterek ratinglerini -yavaş da olsa- arttırmayı başarmıştı.
Fakat NBC, Joey’den beklediğini alamamış olacak ki, dizinin yayınına ara verdi. En son 15 Aralık 2005’te yayınlanan 1 saatlik bölümün ardından, bir sonraki bölümün ne zaman yayınlanacağı merak konusu. NBC’nin bu showu tamamen yayından kaldırabileceği kulislerde konuşuluyor.
Eğer Joey hayranı iseniz, Bring Back Joey (Joey’i Geri Getir!) e-imza kampanyasina katilip destekte bulunabilirsiniz. devamı
Daha önce bahsettiğimiz mistik, normal dışı olaylar içerikli diziler çılgınlığına en yeni örneklerden Supernatural, İngiltere açılışını geçtiğimiz hafta Itv’de yaptı. Doğa üstü vakalar, avlanma…Evet özetle önümüzde bir Buffy ailesi var. İlk bölümü oldukca yüklüydü dizinin. Ailenin büyük kaybı, baba ve oğulların mistik olayların arkasından gidip yaratıkları avlama nedenleri anlatıldı. Bir tane hayalet avlandı, küçük kardeşin kızarkadaşı annesiyle aynı şekilde (tabi ki doğaüstü) şekilde öldü. Genel olarak atmosferini beğensem de, dizinin çok bariz bazı kılişelere düşmesi üzdü beni. Mesela,arkasındaki hikayeyi bir anda anlatmak zorunluluğunu hissedip, annelerinin ölümünden sonra kardeşlerin babaları tarafından nasıl birer savaşcı gibi, her an tedirgin şekilde yetiştirildikleri iki kardeşin diyaloğu arasına sıkıştırıldı oldukca yapmacık bir şekilde. Doğa üstü olayları anlatan harika bir dizi yapılmak istenirken bu tür kılişelere niye düşülür, neden acele edilir bilemiyorum. Dizinin en önemli ve bence sürükleyici kılabilecek farkı tek mekana bağımlı olmayışı. Hikayeler birer yol hikayesi şeklinde geçiyor. Her bölüm başka hikaye, başka yer, başka yaratıklar konu ediliyor. Duygusal faktör olarak da elde, annenin ölümüyle sarsılan ilişkilerini, normalden oldukca farklı tarz yetiştirilmelerinin sonuçlarını sorgulayan, zamanla bağları güçlenen bir aile, iki kardeş demek daha doğru, duruyor.
İki ana karakterin oyuncularına gelirsek, Gilmore Girls‘den tanıdığımız Jared Padalecki, oldukca akıllı, geleceğini normal şekilde geçirmek, baba ve abisinden farklı olmak isteyen fakat sonunda kaderine razı olan küçük kardeş Sam’i oynuyor. Küçük kardeşe tezat (niye hiç şaşırmıyoruz, kılişe, kılişe) yaratık avlamaya çok hevesli görünen (en azından şimdilik), serseri ruhlu büyük abi Dean’i ise Smallville‘den hatırlanan Jensen Ackles oynuyor. Olumsuz eleştiri yapmak istediğim son nokta ise dizinin televizyon reklamlarında kullanılan “Scary Just Got Sexy” başlığı. Yakışıklı oyuncular seçmek iyi güzel ama yaratılmak istenen bir gençlik draması değilken hikayeyi gölgeleyebilecek bu başlığı yanlış buldum, ayrıca ne tarz bir izleyici kitlesine hitap edilebilir bu saçma başlıkla o da tartışılır. Sonuç olarak, kılişelere düşse de, oldukça süper dış görünüşlü bu iki kardeşin doğaüstü maceraları takip etmeye değer görülüyor şimdilik. Buffy’yi gözleri yaşlı anan, X files’dan sıkılanlara ümit verici bir alternatif getiriyor.
“Daha çok var!” “24 ne zaman başlıyor?” “off başlasın artık!”lardan sonra sonunda muhteşem bir başlangıç ile 5. güne merhaba dedi 24.
15 Ocak Pazar ve 16 Ocak Pazartesi günü ilk 4 saati yayınlanan 24, kendi tarihindeki en fazla izleyici kitlesine çabucak kavuştu.
Spoiler vermeden konuşmak gerekirse: Bizi yine muhteşem bir 24 saat bekliyor!
İyi seyirler!…
Bilimkurgu tekeli Sci-Fi, Steven Spielberg‘le yeni bir proje için anlaştı ve prodüksiyona en kısa zamanda başlanacak. Bundan daha önce de Taken adlı projede birlikte çalışan yönetmen ve kanal, Spielberg’ün yeni dizisi Nine Lives için 12 saatlik toplam yayın süresi düşünüyor.
Dizi, bir yakınını kaybetmiş ve acı duyan farklı karakterlerin, kaybettikleri kişi ile yaşam sonrası bir boyutta karşılaşabilmek için ölüme çok yakın bir deneyim geçirmelerini gerektiren bir yol keşfetmeleri üzerine. Ancak o boyuta yapılan her yolculuk, kötülüğe açılan yeni bir pencereye neden oluyor. Açıkçası konu benim ilgimi çekti, ki normalde bilimkurgu dizilerinin çok da hayranı değilimdir.
2007 yılında başlaması planlanan diziyi heyecanla bekliyoruz. Dın dın, dın dın! devamı
Spoiler içerir!
Ter döke döke bekledik 42 gün boyunca Lost‘un 10. bölümü 23rd Psalm‘ı. Peki beklediğimize değdi mi? Açıkçası “Dad?” diye biten hain bir bölümün adından, o konu üzerine daha fazla düşen bir bölüm beklerdim ancak Michael Walt ilişkisi adına sıradan bir chat ile karşılaştım. Üstüne üstük, Jack tarafından bölünmüş bir chat (ki burada annesi tarafından basılmış çocuk metaforu vardı:). Peki gelelim o çok sözü edilen canavara. Yapımcılar “söz göreceksiniz canavarı”, “iki gözümüz önümüze aksın ki canavar var, Eko ile gelecek” gibilerinden binbir yemin etmişlerdi geçtiğimiz aylarda. Allahtan o konu ile ilgili gerçekten de bugüne kadar gördüğümüzün fazlasını gördük, hatta “canavar”‘ın zeka okuma/geçmiş irdeleme yetilerini de azıcık ucundan da olsa tattık. Heralde bu bölüme dair de en hoşuma giden şey de buydu. Gelelim önümüzdeki bölüm The Hunting Party‘ye. Onca arayıştan sonra, utançla söylüyorum ki, bugüne kadar keşfetmemiş olduğum LostTR adlı bir sitede promo videolara ulaştım. Promolar dışında bir çok ek bilgi ve forum da mevcut, şiddetle destekliyoruz. Promoya gelince, 11. bölüme dair, heralde en orijinal şey, adadan gelen “The island is ours” lafı. Daha fazla şey söylemeden, sizi merakta bıraktığımızı umuyoruz. Şimdi yapılacak şey, sayılar eşliğinde, heyecanla ayın 18’ini beklemek. Evet hep beraber; 4, 8, 15, 16, 23, 42, 4, 8, . devamı
Spoiler İçerir!
6 hafta süren “lüzumsuz” ve deli eden bir bekleyiş sonrası, bu Çarşamba günü Lost‘un 2.sezonunun 10. bölümü yayınlanacak. Telaşlı ve heyecanlı Lost seyircileri olarak, yeni bölüme iki gün kala, havayolu şirketimiz Oceanic Airlines‘ın web sitesi, Google‘da “Angelus Kaduna” adına bir aramaya yönlendirilmiş. Aggghhh, sonunda yeni merak konuları diye haykırmak istiyorum!
Spoiler içerir!
İkinci sezon başladı başlayalı, dizinin mistik kısmından çok bilim yanı ön plana çıktı malum. Burada da en büyük pay, Dharma işareti ve genel olarak tüm istasyonları kapsayan proje çalışmalarıydı. Ancak garip olan, Dharma işaretinin istasyonlar dışında köpekbalığının kuyruğunda da olmasıydı (tabi bunun üzerine de bir çok olasılık kurgulanabilir). Bir süredir dönen dolaşan bir söylenti, Dharma işaretinin 815 numaralı uçağın da üzerinde olduğuydu, ancak bunu doğrulayacak bir görüntü görmemiştim, ta ki bugüne kadar. devamı
Yeni yıla girerken, Cnbc-e ‘nin 2006 hediyelerini duyuralım istedik. 2006’da, severek izlediğimiz heyecan fırtınası Prison Break ve 2005 sezonunun komedisi My Name is Earl, cnbc-e ekranlarında başlayacak. Bu yeni yıl hediyelerini severek kabul ediyor, darısı How I Met Your Mother’ın başına diyoruz. Herkese mutlu sağlıklı ve başarılı yıllar dileğiyle…
Ek Not: Ayrıca yeni yılın getirdikleri arasında Six Feet Under’ı da görmek mümkün.
24’ün 5. sezonunu iple çektiğimiz şu günlerde IMDB şok eden 5. sezon fotoğrafları yayınladı. Fotoğraflara bakılırsa bizi yine nefes kesen bir heyecan fırtınası bekliyor. Senenin kuşkusuz ki en iddialı dizilerinden biri olan 24’ün 5. sezonu 15 Ocak 2006’ta başlayacak.
Dikkat: Fotoğraflar Spoiler İçeriyor!
Önceden Angels in America ile tanıdığımız güzeller güzeli Mary Louise Parker, eşini kaybetmiş, iki çocuklu bir anneyi canlandırıyor. Hayatları çok normal gözüken bu ailenin ve Agrestic halkının aslında çok da masum bir yaşam sürmediklerini, “hışır hışır” sesleri eşliğinde yavaş yavaş öğreniyoruz ve çok iyi işlenmiş 10 bölümlük bir sezon göz açıp kapayana kadar bitiyor. Dizide ayrıca yine Angels in America’dan tanıdığımız Justin Kirk; Elizabeth Perkins ve Kevin Nealon başrollerde.
Ocak ayından itibaren Digiturk‘te Comedymax kanalında yayınlanmaya başlayacağını önceden öğrenmiştik. 2006 yaz aylarında Showtime ekranlarında da 2.sezonu başlayacak Golden Globe’a da aday bu diziyi şiddetle tavsiye ediyoruz. devamı