- 5 Onay: The Day Of The Jackal, FROM, Your Friends & Neighbors, Moving, It’s Florida, Man
- 18-24 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- 5 Onay: A Good Girl’s Guide to Murder, The Artful Dodger, Star Wars: Visions, Dinosaur, Zamanın Kapıları
- Javier Bardem, Apple TV+ dizisi Cape Fear'ın başrolüne geldi.
- 3 Onay-3 İptal: After the Flood, The Couple Next Door, Parish, Sunny...
- 11-17 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- Netflix dizisi 1992, 13 Aralık'ta geliyor.
- Disney+, eski ve yeni dizileri ile 2025'e hazır.
- HBO ve Max, 2025'e eski ve yeni bir dolu program ile giriyor.
- 4-10 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- 7 Onay, 3 Uzatma: Outer Banks, Tomb Raider, Ludwig, NCIS: Origins, Georgie & Mandy’s First Marriage...
- Netflix mini dizisi Cassandra 6 Şubat 2025'te geliyor.
- Stephen Amell, Crave dizisi Underbelly'nin başrolüne geldi.
- 28 Ekim-3 Kasım 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- Netflix'in casus gerilim dizisi Bone Palace'ın çekimlerine başlandı.
- Squid Game'in 2. sezonundan tanıtım fragmanı geldi.
- Graceland hortladı (sayılır)!
- 21-27 Ekim 2024 Reyting Durumları / Yorumları
- 11 Onay: Slow Horses, Shrinking, Matlock, Rick and Morty, BEEF, Virgin River...
- Mike Flanagan'ın Carrie uyarlaması Amazon'da yapım aşamasında.
yorumlar
Eğer Mayıs ayının sonu – Haziran başları uygunsa NBC’yi alayım ben.
böyle şeyleri aranızda paylaşmanız güzelmiş ben de katkı sağlamak isterdim ama büyük ihtimalle yabancı siteler daha çok kaynak oluşturacağı için diziler hakkında bilgi toplamakta zorlanırım size şimdiden kolay gelsin bekliyorum
facebook hesabıyla ilgili cevap yazayım. evet facebook’u ben kontrol ediyorum. onun dışında kontrol ettiğim birkaç facebook sayfası daha var ve konuyla ilgili edindiğim birkaç faydalı bilgiye göre, gün içinde bir, ya da bilemediniz iki post’tan daha fazla giriş yapmak hiç iyi değil facebook’ta. spam olarak algılanıyor ve biliyor olabileceğiniz gibi, zaten yüzdeye vurduğunuzda fan sayısının çok az bir kısmına gösterilen bildirilerin gösterim oranı daha da azaltılma riski ile karşı karşıya kalınıyor. bunu bilmeden önce saat başı girdi yaptığımız 10marifet facebook sayfasında bile (orası çok daha kalabalık olduğu ve 10marifet’te maddi kaygılarımız olduğu için “bile” diyorum, aman yanlış tınlamasın) günde 1 girdiye düştük. önemli olan çok girdi yapmak değil, içimizden gelse bile buna karşı koymak, ikiyi geçmemek ve çok konuşmaktan öte, yorum yapılacak ve paylaşılacak bildiriler üretmeye çalışmak. çünkü önemli olan bu hareketi sağlamak. o zaman sayfanın etkileşim oranı artıyor ve facebook girdilerinizi daha fazla insana göstermeye başlıyor. gördüğünüz gibi olayın keyfi değil teknik bir sebebi var ama günde bir değil, iki girdi yapmaya çalışırım en azından.
Hmm anladım tamam o zaman ben cahilliğimden kaynaklanıyor o zaman
Şincik benim kendimce fikrim şöyle, bunu da geçen sezon yine bunu konuşurken @dkamoy söylemişti bana:
Bu diziler taaaa Eylül’de başlayacak biliyorsunuz değil mi? Yani acelemiz yok. Bu hafta boyunca kanalların lansmanı da devam edecek. Dünya kadar fragman-poster derken biraz kredimiz var bence.
Ayrıca geçen seneki yazılara dikkat ederseniz en erkeni 26 Mayıs’ta gelmiş. En son da ben FOX’u 7 Haziran’da göndermişim. Diğerleri ne der bilmiyorum ama yavaş yavaş yazılarak bitirilebilir. Yazıları hazırlayacak gönüllülerin çıkması daha önemli.
E o zaman, Haziran’ın ilk haftasına yetiştirmek üzere CBS‘e talibim… NBC’yi @real tortoise’e de istediği için, ondan feragat ettim gitti.
Ben geçen yılki gibi The CW’yu alayım.
Dün malum seyir mekanlarından birinde CHOSEN diye bir diziye denk geldim. İlk bölümü seyredeyim derken tüm sezonun temin edilebilir olduğunu gördüm. Ve fakat sitemizde bu diziyle alakalı tek harf bilgi yok. Nedir, ne değildir? Bir iki satır anlatabilecek olan var mı?
eh geriye ne kaldıysa ben de ona talibim.
rpdi: the cw
alperen4700: cbs
real tortoise: nbc
dkamoy: abc
ozgun14: fox …
daha önce tanıtım dışı bir yazı hazırlamadığımdan daha sonra sizden kaynak yardımı alırım. haziranın ilk haftasından sonra gibi.
@mertkytrk, estafurullah ama bugün yine de kendimi tutamayıp daha fazla giriş yaptım, yapmadım değil.
@sdy1789 : Şuradan baktığımı yazayım. Aksiyon macera. Başrolde Milo Ventimiglia var. 6 bölümlük ilk sezon 17 Ocak’ta bir anda yayınlanmış. Yayıncı kanal Crackle, 25 Mart’ta 2. sezonu sipariş etmiş.
Konu:
Ian Mitchell (Milo Ventimiglia) basit bir savunma avukatıdır. Eski eşi Laura Mitchell’la (Nicky Whelan) yaşadığı zorlu boşanmanın ardından kızını yetiştirmeye çalışmaktadır. Bir gün kapısına bırakılan bir kutu ile hayatı değişiverir. Kutudan bir tabanca, tanımadığı birinin fotoğrafı ve bu insanın kim olduğunu 3 gün içinde bulabilmesi için talimatlar çıkar. Kahramanımız bunun bir eşek şakası olup olmadığını anlayana kadar kurşunlar uçuşmaya başlar. Birisi onu öldürmeye çalışmaktadır. Ian, günlük yaşamda hep sürmesine rağmen, çoğu insanın haberinin olmadığı ölümcül bir oyunda oynamak üzere “seçilmiş”tir. Adrenalin dolu bir ölüm kalım savaşı eşliğinde Ian’ın hayatı allak bullak olur.
@dkamoy: sağolasın…
selamlar, fox’u almıştım ya ben, kabaca bitti. editörlerden biri
“fox-ve-nbcnin-2013-2014-yenilerinden-fotolar” yazısından dizilerdeki oynayan oyuncuların resim ve yazılarının bulunduğu scriptleri dizilerin altına ekleyebilir mi? hazır orda linklenmiş ve resimli olarak varken uğraşmaya gerek yok diye düşünüyorum. yok yapamayız derseniz o yazının taslağını bana gönderin geçici olarak içinden ben ayıklar hallederim.
Kendi girdiğim yorumları, okumadığınız yorum şeklinde gözükmesi can sıkıcı. Hayır tıklayınca da kurtulamıyorsun üstelik.
Evet bende şu an farkettim. Aynısı bende de oluyor.
Bu gece ve yarın biraz çalışma var sitede. Alıcılarınızın ayarıyla oynamayın. Bişiler olacak.
Sorun yok di mi şu anda?
belirli bir tarih veremesem de forbrydelsen ve 24 tanıtımlarını alıyorum. itirazı olan yoktur sanıyorum.
bu arada forbrydelsen süper yav, gidişat aynı olsa da ayrı bir zevk alıyorsun izlemekten. tavsiye ederim. tek sorun altyazılar ilk sezonun bitmesini bekleyene kadar canım çıktı, neyse ki bitti. ama 2 ve 3 nasıl beklencek bilmiyorum.
@ozgun14, Forbrydelsen’in ilk bölümüne bakmıştım ben. The Killing’le birebir aynı olduğu için devamını izleme şevki kalmadı. Zaten The Killing’in 3. sezonu haftaya başlıyor, Forbrydelsen’in ikinci sezonundaki konuyu işleyecekler diye biliyorum. Spoiler yememek için birinden birini izlememek lazım.
Bu arada, Borgen’i izlerken göreceksin; Forbrydelsen’le ortak birkaç oyuncu var.
Ek: Şimdi Forbrydelsen’in ikinci sezon özetine baktım da, The Killing’te bu sezon işlenecek davayla alakası yok gibi görünüyor. Orijinal bir yeni sezon mu yazdılar acaba, çözemedim.
Bu arada bildiğim kadarıyla Forbrydelsen’deki katili The Killing’te değiştirdiler. Aynı değiller. Tabii yine baya bir aynılık olduğundan izlemek tuhaf olabilir…
Uyarlama killing de obsesif oldugu eski bir vaka olusturdulardi, yeni vakayi oraya baglayacaklarmis, ama forbrydelsen senaristi de senarist grubuna dahil olmus yeni sezonda da.
Birebir ayni olma konusuna gelirsek, maalesef ayni gibi ama katil bayaa farkli cikacak sanirsam. Farkli bir yol ciziyorlar gibi. 2-3 icinse hic bilgim yok. Tek bildigim cok radikal bir final yaptiklari, cok begenildigi ve devam etmeyeceginin belli edilmesi.
ekleme: luna borgen altyazıları da nerdeyse bitmek üzere zaten. bitsin başlıycam, ben onu izlerken umarım yeni sezon düşer de çok beklemeyiz. braquo’dan hala ses yok zaten. bu amerika dışı diziler belli olmuyor hiç. neyse öncesinde game of thrones var listemde son sezona bakmadım. gerisi boş. borgen e geçerim sanıyorum. ellerine sağlık tekrardan altyazılardaki emeğin için.
Gormesi en keyifli reklam oldu. Elinize saglik. Izmit de bu hakli davaya destek oldu. Bugun cumhuriyet parki yuruyus yolu igne atsan yere dusmez durumdaydi. Dikkatimi ceken de cogunlugun ogrenci olmasiydi. Ahh keske bu kararliligimizi sandik basinda da gosterebilsek. Gucumuz gercekten bir seyleri degistirmeye yeter. Neyse sacmaladim. Umarim etkili olabilmisizdir.
şu 22dakika’yı açar açmaz çıkan “reklam” hakkında:
@ozgun14 kadar tebrik edici ve neşeli yazamayacağım ne yazık ki!
Politize olmaması gereken böyle bir sitede, itidal yerine isyana , işgale davet eden bir “reklamın” yer alması çok yersiz.
Birkaç ağaç için başlayan -ki mevzunun bu ayağına ben de kanlı canlı klavyesiz destek verdim- ve fakat sonrasında politik grupların ideolojik bir eylemine dönüşen bu “olay” ile ilgili “ilgilenin, bilgilenin” nevinden bir yazının bu sitede bence işi yok.
bu “olay” eğer asıl çıkış amacında olduğu gibi “sessiz bir güç” olarak devam etseydi elbette bizler de destek vermeye devam edebilirdik. ancak şu an iktidar – muhalefet kavgasından başka bir şey değil. -bkz. muhalefet lideri nerede?-
polisin aşırı ve orantısız güç kullanımı elbette aşikar. ancak olayları provoke eden maskeli grupları, eli taşlı dükkan yağmacılarını da görmezden gelmeyelim.
sözün közü: güzeller güzeli sitemizde bu ve benzeri bir “reklama” asla ve asla gerek yoktu. Ha, editörlerimiz böyle mi takdir buyurmuşlar. Orası onların siyasi düşüncelerinin gereğidir. Ancak 22dakika bunun yeri değildir!
ek1: birkaç ağaç ifadesi aşağılayıcı olsun diye değil söz gelimi yazıldı.
ek2: bu yorumu @ozgun14’e cevapolsun ya da bazı arkadaşlara cevap hakkı doğsun “hadi klavyelerimizi tokuşturalım” diye değil, sadece bu siteye kıymet verdiğim için yazdım.
yok üzerime alınmadım zaten, ama bir konuda hak veriyorum, biraz politik ilerledi olaylar. aslında ilan amacı gayet bilinçlendirme amaçlı ona laf edemem ama ister istemez politika da karışıyor işin işine o yönden hak verdim. bugün de mesela tezahüratlar amaçtan çok çok farklıydı, göz ardı etmek durumunda kaldım. iki durumu birbirinden tamamen ayırmak da zira mümkün görünmüyor. ben de mesela o yöne kaydığımı fark edip “saçmalamadım” diyerek bitirdim. kısacası haklı bir dava dediğin gibi biraz karıştı sadece. politikaya bağlamamak gerek bu tarz eylemleri. haklıyken haksız duruma düşmemek gerek.
sözün közü: güzeller güzeli sitemizde bu ve benzeri bir “reklama” asla ve asla gerek yoktu. Ha, editörlerimiz böyle mi takdir buyurmuşlar. Orası onların siyasi düşüncelerinin gereğidir. Ancak 22dakika bunun yeri değildir! için:
Haberim yoktu ama niye var itirazını yapacağım bir şey de değil. Tamam, burası bir dizi sitesi. Politik ve dini konular burada dile getirilmeyen şeyler ama tamamıyla da yok sayılmayan şeyler, biliyorsunuz. Daha önce internet kısıtlamaları da podcastlerde konuşulmuştu.
Bu da belli başlı bir kitleyi değil de şehirleri ve büyük bir topluluğu içeren geniş çaplı ve ciddi bir olaya dönüştü sonuçta. Ondan doğma bir ekleme olmuş @dkamoy geldiğinde daha yere basan bir açıklama yapacaktır muhtemelen.
Ayrıca ben mesajların hakaret içermedikçe durması taraftarıyım, içermiyorlar da. Zamanında eşcinsellik gibi konularda da tartışmalar oldu ama herkes sınırlarını bildi bu sitede. Konunun uzasa bile o raddeye geleceğini sanmıyorum…
Yorumlar olmasa reklam engelleyiciden dolayı göremiyecektim bildiriyi.
@aytackara sitede desteklenen veya tartışılan konular hep dolaylı veya direk dizileri yani siteyi de ilgilendiriyordu.Ama maksadından sapmış,politik bir konuya dönmüş bir olayın reklamının yapılması ve üstüne üstlük meydanlara davet edilmesi açıkçası beni rahatsız etti.Konunun burda tartışılmasına da karşıyım ayrıca.
Site açıldığında çıkan popp-up ilanı ile ilgili:
1. Bu bir reklam değil, ilandır.
2. Kesinlikle politik bir duruş ya da görüş değildir.
3. Sitenin içeriği ya da teması ile alakası yoktur.
4. Sitenin 4 editöründen 3’ünün (shane, rpdi, aytackara) bilgisi dışında eklenmiştir.
5. Türkiye’deki medya bilgi akışını sağlaMAMAya devam ettiği için böyle bir yönteme gidilmiştir. Onlar görevini yapmaya başlarsa, ben de görevimi yapmaya başlayabilirim.
Ben olaylardan sonra interneti bulduğum an bir bakıyım dedim ve girdim siteye. Çünkü birşeylerin olacağına, en azından kişilerin yorumlarda fikirlerini söyleyeceğine emindim. Öyle bir yazıyı görmek beni memnun etti açıkçası. Hem şaşırttı, hem sevindirdi. 22dakika’yı sadece bir dizi sitesi olarak görmem mümkün değil. @aytaçkara’nın da dediği gibi biz burda eşcinselliği de tartıştık, internetin yasaklanma ihtimalini de tartıştık, hatta güzelce fikirlerimizi paylaştık. Böylesi bir günde, sosyal kırılım noktasında 22dakikanın aksine sessiz kalması, benim için hayal kırıklığı olurdu. Genele baktığımızda hepimiz bu site içersinde yeri geldiğinde ne tarafta olursa olsun fikrimizi söyleyebiliyoruz. Diziler hayatın bu kadar içindeyken, “bir dizi sitesinin” yaşadığımız anı görmezden gelmesi beklenemezdi. Ben bir kez daha hem dışarda mücadele eden insanımızla, hemde güzel sitemizle gurur duydum. Teşekkür ederim…
@meorman Benden önce @dkamoy ve @havintk bir şeyler yazmışlar. Fazlasını ekleyebileceğimi sanmıyorum. Bu burada ne arıyor olayının büyütülecek bir olay olduğuna da inanmıyorum.
Bir iki kelam da ben etmek isterim bu konuda:
Açıkçası bu eylemleri, politikanın tamamen dışında görmek ne kadar yanlışsa; tamamen politik bir oyun olarak görmek de en az o kadar yanlış diye düşünmekteyim. Dolayısıyla, bu eylemleri haklı bir mücadele olarak görenleri iktidar karşıtı olarak; bunu haksız bir mücadele olarak görenleri ise iktidar sempatizanı olarak yaftalamak ise bence en yanlış olanı. O sebeple 22 Dakikanın yaptığı bu girişimi iktidar karşıtı bir tavır olarak görmek; mantık dışı bir tutum olur.
Kısaca demem odur ki; 22 dakikanın yapmış olduğu bu girişimi; parti sempatizanlığı ya da parti karşıtlığı olarak görmek bence doğru değil. Bu girişim; sadece bu eylemlerde 22 dakikanın nerede durduğunun bir göstergesi olarak alınmalı, en azından ben öyle aldım.
Olan bu olaylar hakkındaki kendi düşünceme gelince: Ne olursa olsun bu eylemlere karşı alınan tavır; ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüşü düzenleme hakkı; özgürlük ve güvenlik hakkı, haberleşme hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti gibi, temel hak ve hürriyetlerimizi ihlal etmektedir ve benim demokrasi anlayışım ile bağdaşmamaktadır. O sebeple, bu ihlallerin en kısa sürede sona ermesini temenni ediyorum.
Son olarak ana medyanın bu konudaki kayıtsızlığını ve yanlı tutumunu da kınamadan edemeyeceğim. Tarafsız medya anlayışı nerede? Eğer sen tarafsızsan, iki tarafın da haklı ve haksız tüm tutumlarını yayınlamak zorundasın, ki ben henüz bunu başaran bir yayın organı göremedim.
Olan tüm bu olaylar keşke yaşanmasaydı demek için çok geç artık; ama tüm bu olanların daha fazla uzamamasını ve barışçıl bir çözümle en kısa sürede sonuçlanmasını diliyorum.
Dİpnot: En baştan beridir; bu konuştuklarımın yerinin burası olmadığını düşündüğüm için bir açıklamada bulunmaktan kaçındım; ama baktım ki birileri bir şeyler söylemiş, söylüyor; kendi fikrimi açıklamaktan geri duramadım. Bunları ne buradakilere cevaben; ne de herhangi bir kişiye cevap hakkı doğsun diye yazdım. Yukarıda bahsettiğim gibi; bunları konuşmanın yerinin bura olmadığına canı gönülden inandığım için; bir daha bu konu hakkında burada kimsenin kafasını ütülemeyeceğim…
bence çok güzel ve iyi olmuş, televizyonların bu kadar vurdum duymaz olduğu bir durumda birileri küçük ya da büyük bir şey yapmak zorundaydı
şu arkada neler oluyor kısmına rica etsem istanbul ve çevre illerde yakılan yıkılan otobüs ve otobüs duraklarının, bankaların, dershanelerin ve sökülen kaldırım taşlarının da resimlerini koyar mısınız?
ek: bir de şurada yer alan resimler arasından lütfen şunu kaldırır mısınız? Çünkü sizler bu ilanların “Kesinlikle politik bir duruş ya da görüş” olmadığını belirtmiştiniz.
sdy1789: 1.paragrafta bahsettiğiniz, provakatörler tarafından yapılmış olan kimsenin tasvip etmediği görüntüleri, yanlı medya zaten bol bol milyonlara yayınladı. Burada yayınlanan görüntüler ise medya tarafından gözardı edilmiş fotoğraflardan oluşmaktadır.
ben bir türlü anlam veremiyorum, Antakya da 2 kişi hayatını kaybetmiş bu olaylar yüzünden, diğer bir çok illerde de 3000-4000’ne yakın yaralı var. Acaba sorabilir miyim kaç tane otobüs durağı, otobüs talan edilirse; hayatını kaybetmiş arkadaşlarımızın dostlarımızın ölümüne haklı bir sebep bulacaksınız.
o gördüğünüz tüm resimlerin sorumlusu AKP hükümeti ve RTE dır. Çünkü bir grup genç gezi parkında çadırlarıyla içinde yatarken sabahın beşinde, gizli operasyon yapar gibi gaz bombası copla uyaandırıldılar nedeni ise ağaçların kesilmelerini istememeleriydi.
Kaç tane ağaç bir insan hayatı eder? Kaç insan yaralanırsa bir ağaç kurtarılmış olur? Göstericilerden biri ölürse göstericiler, polisten biri ölürse polis mi haklı olur? Ülkenin kaybettiği milyarlarla kaç tane ağaç dikilebilir? Her farklı düşünen sokağa çıksa ülkede kaos olsa buna en çok kim sevinir? Suriye’ye gözüne yummuş dünya medyası neden Türkiyedeki olaylarla bu kadar ilgili? Hükümet istifa diye bağıran gruplar yarın seçim olsa kimin başa geleceğini düşünüyorlar? Acaba seçimleri Kazı-kazan olarak mı görüyorlar? Yoksa direk ülkenin yönetim biçiminden mi rahatsızlar? Polis ve asker doğuda bunu yıllardır yapıyor.Onların fotoğrafını neden görmedim hiç bu sitede? Politik duruş haline gelmiş bir olayı desteklemek nasıl politik bir duruş olmuyor?
Uff çok soru var ya.Sor sor bitmez bu sorular.Şimdilik bu kadar yeter.
Karışmayayım diyorum ama zor olacak gibi…
Bu olay nasıl ve kim tarafından politik bir duruş haline geldi acaba? İnsanlar neden protestolarınıza parti bayrakları getirmeyin diye kendilerini paralıyorlar acaba? Kimse nemalanmasın diye parti mitingleri ve konserler neden iptal ettiriliyor acaba? Çıkıp da (özür istiyorsam çarpılayım) “Park aynı kalacak, yıkılmayacak, AVM veya başka bir şey yapılmayacak!” demek çok mu zor acaba? Bunu diyen insan ne kaybeder acaba? Bu kadar insanı yatıştıracak başka türlü bir açıklama bile yapmak yerine “Ben istediğimi yaparım, kimseyi de takmam. %50’yi evde zor tutuyorum!” tarzı bir kibirle yangına körükle gitmek doğru mu acaba? Bu kibirli açıklamalar ve orantısız şiddet olmasa bu işler bu raddeye gelir miydi acaba? Dün borsa Mr. President konuşurken keyfinden mi dibe vurdu acaba? Senin de dediğin gibi insanların ölmesi çok mu güzel oluyor acaba?
Uff sahiden çok soru var. Sor sor bitmiyorlar. Şimdilik bu kadar yeter.
@meorman ve sdy1789 : Demokratik davranmadığımı düşünüyor olabilirsiniz. Haklı da olabilirsiniz. Ancak demokrasi arayışınızın iki yönlü olması gerekiyor. Yukarılarda bir yerde yazdığımı biraz ekleme ile yineleyeceğim. Demokratik bir ülkede yaşama hakkımızı kullanarak, bu ülkede bizlerin maaşlı personeli olan herkesin (ülke yöneticileri, politikacılar, polisler) görevini hakkıyla yerine getirmesini sağladığımızda, onlar yasalara uyunca, eksik ya da yalan bilgi vermeyi bırakınca, gelip bu web sitesinin demokratikliğini hep beraber sorgulayabiliriz. O güne kadar, lütfen demokrasi arama enerjimizi daha hayati noktalara yöneltelim.
Başta eylem yapma ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ olsaydı, işler bu raddeye gelmezdi. masumane şekilde yapılan eylemler daha başta şiddet içeren yollarla bastırılmaya çalışıldı, ve sizin o büyük adamdan hala bir ses yoktu. yakarım, yıkarım, size ne, benim parkım benim kararım gibi laflarla çocuk gibi insanları kışkırtmaktan başka bir şey de yapmadı. ona rağmen yine de usulüyle devam ederdi eylemler, ama arada eylemleri haksız çıkartmak isteyen , belki de hükümet yanlısı bir dolu insan yüzünden sanki o yıkılan edilen yerler eylemcilerin tamamının suçuymuş gibi gösterildi. birçok insanın tek amacı birlik beraberlik duygusu içinde aynı duyguları paylaştığını bildiği insanlarla sokaklarda kol kola özgürlüğünü kazanmak için eylem yapmaktı. iki haysiyetsiz durumdan yararlanıp kaldırım taşlarınızı yerinden söktü diye, hakkıyla edebiyle eylem yapanları zan altında bırakmanın anlamı yok. biz de insanız bizim de isteklerimiz var, kimse kafasına göre sırf diğer %50 rahatsız oluyor diye yeni kurallar sınırlamalar getiremez. her şey bir yerde patlayacaktı, o sınır da bu ağaçlar oldu. ki seçim dönümleri parti bayraklarının etrafta nasıl dalgalandığını biliyoruz, görüyoruz. o insanlar da aramızda şuan parti bayrakları, partizanlıklar olabildiğince az. çıkıp da etraftan elinde parti bayrağı taşıyan tipleri fotoğraflayıp partizanlık yapıyorsunuz demenin de bir esprisi yok. illa ki arada kanı bozuklar çıkacaktır. bu ülkede siyasetle bu kadar iç içe bir eylem ancak bu kadar az siyasi ilerleyebilirdi, kendini tutan halkıma buradan sevgiler. aman neyse ya kim ne düşünüyorsa düşünsün. bu eylem biter, susturulur, ama bu yönetim böyle gitmez, ilerde çok daha küçük nedenlerden çok daha büyük isyanlar çıkar benden söylemesi. iki güne biter diye sevinmeyin kısacası. bu millet hak ettiğini almadan hiç bir şey sona eremez. ne zaman yanıt alırız bilinmez. belki yarın, belki yarından da yakın…
@dkamoy biraz empatiyle seni anladım sanırım.Başta “bi burası eksikti ne alaka dizi sitesiyle” gibilerinden kızsamda, böyle bir ortamda elinde imkan olduğundan kendini sorumluluk sahibi hissederek bunu yaptığını düşünüyorum.Saygı duyarım.
Doğru ya da yanlış başbakanın ne düşünüyor olabileceğini burada yazacağım.Çünkü şu anda en büyük sorun başbakanın geri adım atmaması gibi görünüyor.
Başbakan açıklamalarının birinde “2-3 ay önce kaos eylemleri için istihbarat aldıklarını ancak olayların Gezi Parkı’ndan çevre duyarlılığı üzerinden patlayacağını hiç tahmin etmediklerini” söyledi.Gene aynı açıklamadan ” ‘Demokratik taleplere canımız feda ancak olaylar farklı boyuta taşındı. Kalabalığı istismar eden, tohumlama yapan gruplar var.Gezi Parkı ile ilgisi olmayan diğer şehirlerin niye dahil oldu? Özellikle de Hatay”.
Yani Başbakan olayları büyüten aşırı taşkınlıkları yapan grupların arkasında farklı odakların olduğuna inanıyor ve bunlara meydan okumak istemesi veya fırsat vermemek adına geri adım atmadığını düşünüyorum.
Bunları tamamen farklı bir bakış açısı olsun diye yazdım.Başbakanı sevsenizde sevmesenizde kendisi iyi bir politikacı(yaptığı icraatlar için değil politik zekası için diyorum).İşin içinde bir iş olmasa sadece kibri yüzünden böyle politikaya ters bir hareket yapacağını sanmıyorum.Ne bileyim belki de çok fazla House of Cards izlemişimdir.İşte böyle olayı dizilere de bağlarım
@dkamoy: Öncelikle teşekkürler. Bu kadar önemli bir konuyu es geçmeyip, bence doğru tavır aldığından dolayı. Medyanın artık mide bulandıran korkaklık ve çıkar ilişkilerinden doğan sansürüne dayanmanın güç olduğunu, sanırım birazcık vicdanı olan herkes görmüştür. Yıllardır böyleydi aslında, ama şimdi daha da bir ayyuka çıktı şimdi ( bugün 7 sözde gazetenin aynı başlığı atmış olması komedisine hiç girmeyeceğim).
1 haftadır uzaktım siteden. Bir şekilde olayları, içerisinden ve dışarısından takip ettim. Olayın nasıl başladığını söylememe gerek yok sanırım. Son derece barışçıl geçen bir eylemin acımasızca bastırılmasına insanların sessiz kalması mümkün değildi; ama insanların bu kadar kızgın olmasının nedeni bu değildi, bu olay sadece artık dolmuş olan bardağı taşırdı. Kabul etmek lazım, zaten son yıllarda ciddi anlamda demokrasiden uzak, zorbaca yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Yargının durumu ortada,demokrasinin olmazsa olmazı medyanın durumu ortada. Ben yaptım oldu kardeşim, kimse bana karışamaz zihniyetinin her türlü baskısını yaşıyoruz. Üstüne bu zihniyetin, kendisinden olmayan herkesi, her Salı günü kürsünden aşağılaması, onurunu kırması, küçük düşürmesi, haysiyetini zedelemesi karşısında insanların bir yerde patlayacağını tahmin etmek güç değildi dedim demin, ama aslında böyle bir şey beklemiyordum açıkçası. İnsanların dolduğu belliydi; ama bizde kolay kolay böyle olaylar gerçekleşmiyor (bir yerde farklı bir şekilde gerçekleşti ama ona hiç girmeyelim).
İçerisinden gördüğüm kadarıyla, insanların önemli bir bölümü politik nedenlerden dolayı orada değil. İçki içen insanlar kendilerine alkolik denmesinden istemiyor. bu konuda yapılan bir takım düzenlemelerin dine dayandırılarak yapılmasını istemiyor (o tasarıda alkollü araç kullanımı ile ilgili kısma sonuna kadar katılıyorum, ama verilen ceza çok düşük bu arada), kadınlar kaç çocuğu, hangi yöntemle doğuracaklarını kendilerine söylenmesini istemiyor. 3. köprü adı altında, benim de yakınında yaşadığım, İstanbul’un en güzel yerinin rant için talan edilmesi ve milyonlarca ağacın yok edilmesi insanları üzüyor (beni fazlasıyla üzüyor, çok yakınım oralara,köprüye karşı değilim, 4-5 bile yapılır ama yeri orası değil). O köprüye isim verilirken bu kadar düşüncesiz,duyarsız olması insanları rahatsız ediyor, televizyondaki saçma sapan bir diziye bir adamın çıkıp laf etmesini ve o laflardan sonra dizinin bir anda değişmesi insanları rahatsız ediyor, yan yana dolaşan kızlara ve erkeklere bile tahammül edemediğini söylemesi insanları rahatsız ediyor, tarihi bir sinemanın rant için yok edilmesi, ona ses çıkaran insanlara yine zorbaca saldırılması insanları rahatsız ediyor. Londra’da, New York’ta bir elinde parmaklarını geçmeyen AVM’lerin, bu şehirde her yerden fırlaması, üstüne benim de çok sevdiğim, adam gibi yeşili olmayan bir şehrin kalmış son yeşil parçasında bile bunun yapılıyor olması insanları rahatsız ediyor. Bu şehrin bir belediye başkanı varken, sürekli başka birisinin çıkıp konuşması, tek karar verici gibi ortada dolaşması insanları rahatsız ediyor. Bu rahatsızlıklara son derece duyarsız bir şekilde günlerce kulak tıkanması, ortamı yatıştırmaya çalışan kendi arkadaşlarını bile takmayıp ortamı daha da germesi, hiç bir olay çıkarmayan insanların üzerine günlerce gaz sıkılması utanç verici. Polisin elini ayağını çektiği bütün yerlerin son derece sakin olduğunu sanırım herkes görüyordur. Onların olduğu her yerde de yıkım, ölüm, binlece yaralanma. Arada çok çok az olan provokatörler için bir nimetti polis,sayelerinde bu nimeti kaç gün bol bol yediler.
Meydandaki bir sürü genç gibi ben de politikadan nefret ediyorum. Hiç bir partiye gönülden en ufak bir bağım yok. Hiç bir lideri sevmiyorum. Bunun nedeni muhtemelen yüzümü tamamen batıya çevirmiş olmam. Orada olan insan hakları,düşünce özgürlüğü,insanların belirli kurallar dışında kendilerine karışan yöneticilerin olmaması hoşuma gidiyor. Hiç görmesem, hiç bilmesem belki bu yapılanlar canımı sıkmazdı; ama biliyoruz, görüyoruz,yaşıyoruz. Bu gösterilerin en iyi yanı bu oldu. benim gibi düşünen,yaşamak isteyen çok insan varmış. Birilerinin üzerimize giydirmeye çalıştığı o gömlek bizim gibi insanlara olmuyor. Adam gibi bir sivil anayasa ile ya bu çözülecek, kimse kimseye bulaşmayacak,herkes bildiği yaşayacak şekle getirilecek; ya da bu olaylara kulaklar tıkanarak bildiklerini yapacaklar ve biz bu olayları bol bol göreceğiz. Umarım ilki olur.
Hayatını kaybedenler ve ağır yaralananlar için üzüldüğüm, demokrasi için umutlandığım bir hafta geçti. Umarım bir takım inatlardan vazgeçilir, geri adım atmak ne ayıptır,ne günah, asıl günah olan bu kadar kibirli olmak. daha önceden bu sitede dile getirdiğim, sandık çok şey ama her şey değildir lafını, bugün ülkenin en tepesindeki adamdan, en duyarlı yazarlara,sosyologlara, prof’lara kadar herkes kullanıyor. Aklın yolu bir.
Bir kez daha teşekkürler @dkamoy.
Umarim son donemlerde yasananlar bir seyleri degistirir, baskalarinin ozgurlugunu cignemedigi surece insanlara sinirlamanin getirilmedigi bir ulkenin temelleri atilmis olur. Sunu unutmayalim ki insanlari korkutarak sinirlayarak yonetemezsiniz. Bunun bir sekilde sonuclari olacakti. Herhangi bir partiye sempatim de olmadigindan yok adami indirelim falan gibi derdim de yok. Abidin gibi dusunuyorum o konuda. Dileklerimi tekrarliyor ve ilginc bir muhabbet olmadigi surece bu konudaki yorumlarimi sonlandiriyorum.
Bu arada buradaki samimiyete ve gorusler ne olursa olsun aradaki samimiyetin degismeyecegine inandigim icin boyle rahat konustum. Onemli olan birlik beraberlik. Bircok foruma uyeyim ama bu forumun insanini bir ayri seviyorum belirteyim :))
Gelelim sabah siteye asil girisime. Uzun suredir dizi dunyasindan uzaktim, bu yuzden ne adam akilli yorum okuyabiliyor, ne yeni dizilere bakabiliyor ne de muhabbetlere katilabiliyordum. Son stajimi verdim ve bir intorn olarak doktorluga minik bir adim atmis oldum. Buyuk bir yukten kurtuldum. Soyle yeni sezon onayi da almis guzel buldugunuz dizileri onerirseniz hayir demem. Ozelden de yazabilirsiniz. Fark etmez. :))
“Yukarıda bahsettiğim gibi; bunları konuşmanın yerinin bura olmadığına canı gönülden inandığım için; bir daha bu konu hakkında burada kimsenin kafasını ütülemeyeceğim…” sözümü yineledikten sonra, sadece ozgun14‘ün sorusuna cevap vermek istiyorum. Bence bu sene benim yakalayabildiğim en iyiler şunlardı:
1. Banshee: Tam bir erkek dizisi olduğunu düşündüğüm güzel bir kablolu kanal dizisi. Az buçuk polisiye, az buçuk aksiyon, az buçuk dram sosuna batırılmış; kaliteli bir yapım. Genel gidişat farklı ve sezon finali de tatmin ediciydi.
2. Bates Motel: Sağlam bir kablolu kanal dizisi; konu ve işleniş de sağlam; ama oyunculuklar diziyi birkaç gömlek yukarı taşıyor. Ayrıca, dizi bir piskopat nasıl doğdu’dan yola çıkıyor ve gerçekten bunu da iyi işliyor.
3. Elementary: Benim her bölümünden keyif alarak izlediğim, nadir ulusal kanal dizilerinden; ama sen formüllü polisiye sevmediğinden üstelemiyorum.
4. Hemlock Grove: Ben gerçekten sevdim, gidişatını acayip merak ettim; ama arada biraz hareketlense dediğim yerler de oldu. Yalnız finali acayip güzeldi bana göre; o sebeple devam ettiğime çok memnun olmuştum. Yalnız bunu ya çok seversin ya nefret edersin sözüne çok katılıyorum; o sebeple ilk bölümlerde hiç ışık görmezsen zorlama boşuna.
5. Legit: Tam bir kablolu kanal komedisi ve erkeklerin haz edebileceği bir mizah anlayışı var. Dizi belki de bu senenin en iyi komedisi. Ama altyazılar en son kontrolümde bile sorunluydu, yine de ben tamamını seyrettim çok keyif alarak.
6. Utopia: Bunu sen seyretmiştin zaten, seyretmeyenler daha da beklemesin.
7. My Mad Fat Diary: Bu sene benim için en büyük sürprizlerdendi, önerenlere teşekkürler. Hafif pembemsi bir gençlik dizisi ve yazın çok iyi gider, tavsiyedir.
8. House of Cards: Sonunculardan; ama inan en güzellerinden. Ne tür seviyorsan sev, sakın ha kaçırma…
9. Da Vinci’s Demons: Harika bir macera-drama, her bölümü çok sağlamdı; giderek daha da güzelleşti, kaçırma derim, her bölümü film gibi…
10. Hannibal: Bu senenin en iyi ulusal kanal dizisi, diye düşündürten; çok da saran bir yapım; ama bekle sezonu kapatsın; aceleye mahal yok (Ben de ilk üçü seyrettim, durdum; kalan 10 bölümü topluca bir hafta sonu izlemek istediğimden)…
Sıralama rastgele aklıma geldikçe hazırlandı, yoksa bence en güzellerden bazıları sonda… Hadi kolay gele, seç seçebilirsen…
Ben de izlemediğim bir iki tanesi hariç, @alperen4700’ın listesine aynen katılıyorum
Aranızda konuştuklarınızı takip edebildiğim kadarıyla 1-2-3-4-9-10 ilgimi çekmişti ve şimdi önerince sen, sevindim. önceliklerimi onlara vereyim en iyisi. utopia hakkatten beğendiğim farklı güzel bir yapımdı. ben de öneririm. bu liste çok iyi oldu, eskiler zaten sorunsuz devam ediyor ama geçtiğimiz sezon arrow baktım başka da yenilere pek bakamadım, fragman bile bakmadım ki aklım kalmasın diye. geçen eylülden beri bayaa bir kaybım var kısacası bu arada 8 de aklımda yoktu hiç ama hem oyuncu faktörü hem de en güzellerinden demen aklımı karıştırdı onu da bi inceliyim. sağ ol alperen. eline sağlık güzel fikirlerin için. real tortoise de bates dedi ondan başlayarak listeyi eriteyim ben.
bu olaylar bana ne öğretti:
1- tüm bu olanlarda ölen iki vatandaş ve şehid olan bir polis bizlere gösterdi ki bu vatanda kan kaybetmeden kazanım elde edilebilecek günler henüz gelmedi.
2-birkaç ağaç için çadır kurup kitap okurken kaskı siyah bantlı üç beş emir kulu gelip çadırımı yakabilirmiş.
3-ülkede halen kendini apolitik zanneden insanlar varmış. biz hükümete ya da akp ye karşı olduğumuzdan burda değiliz deyip hala koskaca ülkenin başbakanı için tayeap diyebilen, her iki sloganından birinde bu zat-ı muhteremi seslendiren gençlerimiz varmış.
4-sokağın mizahı hakikaten yerli yerinde duruyormu. musatfa keser’in askeri olmak beni de onure etti. ayrıca hakikaten çare drogba’da olabilir.
5-medya üç beş sermaye efesinin elinde olduğu müddetçe 22dakika bile olay yerinden bildiren bir muhabire dönüşebilirmiş.
6-avm ya da rezidans da yapmayacağız sadece kamuoyu yoklaması yaptık diyebilecek insanlar bu şehre başkanlık edebilirmiş.
7-koşun halk ayaklandı iki ok da sen getir siyasetçileri halen yaşıyorlarmış.
8-sabaha kadar genelkurmayın önünde darbe olacak olmicak die papatya sayan insanlar olduğu kadar yesinler birbirlerini gelince çözeriz diyebilecek bir başbakanımız da varmış.
9-otobüs durağımı yakandan otobüsümü kundaklayana oradan işyerlerini yağmalayıp dershaneleri yakanlara kadar kendini gta san andreas ta zanneden yüzü peçeli binlerce korkak da aramızdaymış.
10-taksimdeki Atatürk heykeline kendi siyasi paçavrasını asanlar olduğu gibi Atatürk Kültür Merkezi dersem çarpılırım diye koşullanmış bir siyasetçimiz de varmış.
11-dua ederken “iyiki demokratlar ya rab yoksa bizi bi kaşık su da boğardı bunlar” da dememiz gerekiyormuş.
12-zello diye bir şeyi vize ve final döneminde değil de intifada öğrenmek gerçekten hayal kırıklığıymış.
13-gezi parkındaki ağaçlardan çok basılı medyanın kestiği ağaçlar için üzülmeliymişiz. çünkü gördükki o ağaçlardan elde ettikleri kağıtlara sadece mürekkep damlatıyor, işlerine gelmeyenleri yazmıyorlarmış.
daha neler neler öğrendim de onlar da ben de kalsın. azık olsun.
ha bu arada @dkamoy un samimiyetine güvenmesem farklı şeyler de yazardı bu parmaklarım ama gerçekten samimi olduğuna ve kandil simidini sevdiğine inanıyorum.
sona ek olarak “demokrasi arama enerjimizi daha hayati noktalara yöneltme” meselesinin yerinin sokak değil sandık, internet değil meclis olduğu kanaatindeyim.
yoksa dün dersim ne ise bugün gezi parkı odur gözümde. ha beni dinlemiyorlar diye bir kadına bombalatmışsın köylüleri ha ağaç koruyor diye gaz sıkmışsın, göz çıkarmışsın hiç farkı yok.
dün başörtüsü çekilen ablamız için ne kadar üzüldüysem yüzüne gözüne gaz sıkılan kırmızı ablamız için de o kadar üzülüyor ve hiddetleniyorum.
benim endişem ülke demokrasisinin dar ağacından geçtiği memlekettimde rüyasında başbakanı tankların altında görenler. yoksa ben de o gençlerin niyetine güveniyor ve enerjilerini destekliyorum.
düşünsenize hasbelkadar devletin başına falanca geçip şu andaki iktidar o gün böyle bir işe soyunsa sonumuz ne olur. emsal teşkil edecek şeylerden kaçınmalıyız. yoksa ne demokrasimiz ne de insamız kalır.
bütün 22dakika ahalisine yazdıkları ve yazacakları için teşekkür ederim.
apolitik olmayan
v for @sdy1789
Ben de uzun zamandır siteden uzaktım, gerek finallerime çalışmam, gerekse bu olaylarla ilgilenmekten buraya pek uğrayamadım. Ben helal olsun @dkamoy diyeceğim sadece evet burası politik bir blog ya da haber sitesi değil; ama daha önce söylenen gibi haberlerde zaten yeterli şey yok. (Sermayenin gittiğini anlayınca eskiye oranla insafa geldiler hala yeterli olmasa da). Ayrıca bu eylemlerin birinci sebebi, insanların sesini duyurması isteği, herkesin her konuda bir fikri olduğu gerçeği ve dkamoy, bu site ve onun üyeleri seslerini duyurdular bir şekilde.
Olayların iç yüzüyle ilgili çok bir şey yazmayacağım ozgun14, abidin77, aytackara, alperen4700, dkamoy başta olmak üzere sizler zaten olayların içeriği haklılığı ve sebebleri hakkında yazacaklarımı yazmışsınız.
Not:: ozgun14, hayırlı uğurlu olsun darısı başıma inşallah :))
sağ ol drlazy, darısı başına hakkatten ve güzel günlere =))
bu siteyi şans eseri buldum.. ve iyi ki bulmuşum diyorum.. sahiplerinin. ellerine sağlık.. hem ayrıca buraya da bir deneme yazısı yazmak istedim…
@kezban : Hoşgeldiniz. 22dakika.org sitesi, takipçileri sayesinde ayakta duruyor aslına bakarsanız. O yüzden “sahip” değil de katılımcılarının ellerine sağlık diyelim.
Onaya yolladığınız paragraf, içerik olarak yeterli olmadığı ve kişisel yorum ağırlıklı olduğu için bir not ile size geri gönderdik.
Şu ana dek yayınlanmış yazıları inceleyerek, ne tür yazılar gönderebileceğinize dair fikir edinebilirsiniz. Şurada da bazı ipuçları var.
Yazılarınızın burada kullandığımız genel standarda uygun olması için de şu kılavuzdan yardım alabilirsiniz.