Ya o değil de ben sanki Altın almışız gibi haykırmalar, sevinmelere çok gülüyorum…Her şeyimiz abartı. Sporcularımız tel tel dökülüyor, bunlar da tutunulacak dal voleybolda Çin’i yendik diye şampiyonmuşuz gibi yayın yapıyorlar…Hele tekvando bronzlarındaki konuk beni benden aldı…Yine çoğu turistik geziye gitmiş belli ki… Okçulukta madalyaları ellerinin tersiyle ittiler saçma sapan. Yüzmede daha elemelerde sonuncu oluyor Avrupa Gençler Şampiyonu.! Yazık…
Jungle Cruise’u izledim, ilk Mummy filmini hatırlatıyor, onun kadar iyi değil tabii. Konusu klişe olan ama eğlenceli çerezlik filmlerden biri işte. (gerçi yılan sahneleri yüzünden bayağı bir sahneyi atlamak zorunda kaldım)
The Rock ve Emily Blunt uyumu da şaşırtıcı bir şekilde hiç sırıtmadı, Jesse Plemons da eğlenceli bir karakter ile gelmiş. Benim gibi büyük Emily Blunt hayranıysanız seversiniz zaten, kendisi her zamanki gibi parlıyor.
G.R.R Martin amcamızın ” Yedi Krallık Şövalyesi ” kitabını bitirdim. Memnun mu ayrıldım ? Sayılır. Hikaye biraz oradan biraz buradan birazda bilgileri tazelemek gerekirmiş. Ortalara doğru biraz bunaldım ama çok heyecanlandıran bölümler de yoktu. Okumayı düşünen varsa bu macerayı seviyorsanız orta düzeyli sonlara doğru iyi giden bir kitap yine de üzmez sizi.
Bazıları, özellikle Netflix yapımı falansa dizi sitelerine geliyor ama çoğu için malum diğer yerleri kurcalamak gerekiyor. Zaten yarısından çoğuna İngilizce altyazı bile çıkmıyor.
Kesinlikle herkese göre değil ama yüksek bütçeli sanat filmi sevenlere The Green Knight’ı tavsiye ederim, güzel bir deneyim oldu. Zaten filmin yönetmeni David Lowery’nin A Ghost Story’sini sevenler bunu da takdir edecektir.
Not: Nasıl bir şey diye filmin fragmanına detaylıca bakmanızı tavsiye etmem, izleyici gelsin de gerisi önemli değil tarzındaki fragmanlardan. A24’ün her zaman yaptığı gibi filmi farklı pazarlıyorlar.
Seni rüyamda gördüm 22dakika.
Bizim burada paylaştığımız “izlenmesi gereken diziler” diye 15-20 dizilik bir listemiz varmış. Ben de bunu unutup duruyorum, bir kağıda döksem diye düşünüyormuşum içimden. Biz sanal ortam dışında da birbirimizle görüşen insanlarmışız. Takıldığımız böyle kafe gibi bir yer varmış. Oranın kapısına afiş büyüklüğünde bir beyaz kağıda elle @ozgun14 bu listeyi koymuş. Başına da “ben bu listeyi unutup duruyorum, o yüzden yazıp buraya bıraktım” filan deyip not düşmüş. Altına bir yere @aytackara @abidin77 filan “ya çok iyi etmişsin” diye ek notlar yazmışlar. Paso farklı el yazıları ile tanıdık isimlerden notlar var sağında solunda. Tam yıllık tadı yakalamışız sizin anlayacağınız. Ben de çok küçük bir boşluk bulup teşekkür ediyordum işte rüyamda. Eğlenceliydi.
Rüya boyunca herkesin kanlı canlı görüşmesine rağmen benim kimse ile karşılaşmadan bu şekil bir buluşma yaşamam da çok manidar oldu
Neyse işte ele….
@necdetcem7 “22dakika kafesi” dediğinde benim aklıma ilk anda bir kafes gelmiş olması… bir ring kafesinde dövüşçü 22dakikacılar, leş yeraltı ortamı filan… fazla dizi izliyorum evet.
“ben bu listeyi unutup duruyorum, o yüzden yazıp buraya bıraktım”
Su cumle ne kadar da benlik bir cumle bilemezsin. Gercekci bir ruya olmus. Surekli belli seylerin listesini cikarip dururum unutmamak icin normalde de. Gulumsedim okurken.
Sizlere gercekten cok deger veriyorum. Bu siteyi bir baska seviyorum. Goruntulu toplantimizda sanki sizi taniyormusum gibi hissetmistim. Ayni sehirlerde yasiyor olsak eminim ara ara dizi maratonlari yapardik.
Dizi kitligi pandemi derken dizi dunyasi da burasi da en kesat zamanini geciriyor olsa da elbet guzel gunler geri gelecek. Cabucak gelir umarim.
Yalniz ileride gelebilecek bir 22dakikakafe eklentisinin temelleri bugun atilmis olabilir.
Bende kendime göre dizi bakıyor aynı zamanda daha önce kimler izlemiş veya yorum atmış diye sitenin sayfalarında dolanıyordum. Kendimi biraz @pirate gibi hissettim çoğunu beğenmemiş yeni çıkanlardan bende ilk bölümleri izleyip bıraktığım çok oldu.
”İzlenmesi gereken diziler” listesi güzel olurdu aslında. ”Çoğunlukla izleyipde yarıda bırakanlar, yani Kaybedenler dizi Kulübü” listesi de olur
nereye yazsam bilemedim buraya yazayım dedim amazonda bu geceden itibaren
Homeland
the americans
x files
buffy the vampire sliders
gözden kaçırdığım var mı bilmiyorum ama bunlar kalkacak gibi duruyor iyice kan kaybetme devam ediyor umarım yeniler ya da içerikleri arttırır
@kerem Karşı çıkmak gibi olmasın ama elma ile armut durumuna benzer sanki böyle de?
Bana kalırsa adamın o konuşmayı bölmesi gayet gereksiz, bazısı usul demiş de ödül kaçmıyor sonuçta bir yere. O zaman ödül konuşması yapanı bölmek de usule aykırı. Ayrıca sadece o değil, arkadaki kaşı gözü de sıkıntılı. Ben konuşmalarından hoşlandığı düşüncesinde de değilim zaten.
Odul konusmasi odulu aldiktan sonra yapilmaz mi? O kismi da garip olmus. Sahneye gelen odulunu teslim alir tebrigini kabul eder konusur. Yine de kimin hakli oldugu ortada.
Böylesine kıskanç ve içten pazarlıklı birinin şu hareketleri beni hiç şaşırtmadı. Belli ki iyi bir insan değil. Şu hareketlerini önceden planlamış bile olabilir, Karadağlı ile önceden husumeti olabilir. Bence elma armutluk bir durum yok. Hanımefendi genel olarak insanlara üstten bakan ve kibirli birisi görünüyor, burada da aynı şeyi yapıyor. Asla masum değil.
Bu biraz hak vermek istemediğim kişiye hak verme durumu benim için de. Ama yine de TK’nın yaptığını daha üstten buluyorum. Daha konuşmanın içeriğine gelmedik bu arada ^.^
Bizim alışkın olduğumuz ödülü al-konuş olabilir ama şart değil mesela bana göre. Çoğu insan da o açıdan bakmış, ona da şaşırmadım ayrıca. Bazısı da çok uzun konuşmuş demiş ki bence bunun da konuyla alakası yok. Bir de dediğim gibi o zaman ödül konuşmasının bölünmemesi de bir usul olmalı. Emmy’de yayın süresi nedeniyle aynı tantana oldu. Kadın bitirince ödülü almadan kaçıp gitmeyecek diye tahmin ediyorum.
Ödülü havaya kaldırma ihtiyacı falan hissetse zaten adamdan alırdı herhalde.
Aras Bulut İynemli, 29 Ekim 1923 yayın hedefiyle hazırlanan bir projede Atatürk’ü canlandıracakmış (Ayşe Arman’ın haberine göre). Ek olarak imza kısmının daha tamamlanmadığı, projenin dizi niyetine uluslararası platformlar için hazırlandığı da yazıldı.
Hollywood’daki 60,000 civarı set işçisini temsil eden IATSE ve yapımcıları/stüdyoları temsil eden AMPTP bir süredir yeni bir anlaşma için masadalar. Öte yandan üyeler %98 kabul oyuyla IATSE’ye grev yetkisi vermişlerdi. Eğer 18 Ekim’e kadar anlaşma imzalanamazsa greve çıkacaklarmış.
Senarist Birliği 2007’de greve çıktığında 12,000 civarı kişi iş bırakmış mesela. 1945’ten bu yana en kapsamlı Hollywood grevi olacakmış eğer başlarsa. Bazı prodüksiyonlar olası grev nedeniyle 7 gün çalışmaya başlamış. IATSE, bir süre gelirsizliğe hazırlanın ve birikim yapın mesajı göndermiş vs.
Makul çalışma saatleri, dinleme periyodu, yeterli bir sağlık sigortası, güvenli bir çalışma ortamı vs. istiyorlar. Salgın sonrası koşullar aksine daha da geriye doğru gitmiş. 2009’da yapılan anlaşma sırasında dijital platformlar başlangıç aşamasında olduğu için bazıları şartlarda indirim almışlar mesela. Dolayısıyla IATSE, Apple, Amazon, Netflix ve Facebook gibi şirketlerin de endüstri standartlarında ödeme yapması isteğindeymiş.
Netflix, amazon vs gibi internet yayıncılığı yapanları yeni medya olarak adlandırıp var olan şartların dışında deli gibi çalıştırıyorlar insanları. Post prodüksiyonda tek kişiye her gün minimum 10 saat kurgu yaptıran şirketler o kadar çok ki, ve karşılığını da vermiyorlar. Hepimiz deli rakamlar duymaya alışığız film ve dizi bütçelerinde ama inanın ele geçen kardan hiç bir kamera arkası çalışanı pay almıyor. Hepsi yapımcıların cebinde kalıyor. Uzun süredir IATSE üyeleri grev bekliyor. Yapılan bir oylamada üyelerin %90’ı kabul etmişti greve gitmeyi. Peki yapımcılar bu durum karşısında ne yaptılar? Greve gitmeden ellerindeki işi bitirmeleri için daha uzun süre çalışmalarını istediler insanlardan. Türkiye’de de farklı değil olay. Ben de bekliyorum bu grevi. Adamlar haklı. Keşke Türkiye’de de olsa da biz de gitsek. Ama Türkiye’de kimsenin haberi yok olaylardan. Çünkü olayı redditte gelişmeleri aktaranlardan takip edebiliyoruz sadece.
Hollywood ile Türkiye’deki sektörün dinamikleri birbirinden farklı olduğu için koşullar da daha değişik düşünüyorum ben. Haberlerinin olması pek bir şeyi değiştirmeyebilir.
1) ABD gibi ekonomisi-medyası-kanunları güçlü bir ülkede çalışanlar daha rahat biz greve gidiyoruz diyorlardır. Salgın nedeniyle bir dönem setlerin kapalı olmasına rağmen %98 olumlu oyla grev oylaması yaptılar. Siyaseti de bir yana Türkiye gibi bir ülkede sektör fark etmeksizin o kadar kolay değil bu iş haliyle.
2) Ne derece yerinde bir gözlem emin değilim ama bana göre bizim sektörde “birlikte hareket etme” eksikliği var. Kastettiğim sendikalaşma değil esasında, set işçilerinin IATSE misali bir araya gelerek toplu şekilde greve çıktığı bir gelecek hayal edemiyorum nedense.
Mesela bir set ekibi parayı alamama, set koşulları vs. sebeplerden topluca iş bıraksa yapım şirketinin kopya bir ekip kurması 3 iş gününü alır desem abartmam galiba. Çünkü parça başı iş yapan konfeksiyoncu gibi bölüm başı para alındığı için işe ihtiyacı olan hayır demiyor, neyin nasıl olduğunu bilmesine rağmen geliyor. Çünkü bir sonraki işin ne zaman geleceği belli değil, faturalar da yerinde durmuyorlar. Gerekirse arşivden çıkarırız örneklerini.
3) Mesela böyle zamanlarda benim aklıma “yerli dizi yersiz uzun” tartışmaları geliyor. Bir dönem oyuncular yürüyüş yapmıştı mesela ama o zaman 80-90 dk. civarıydı sanırım. Şu sıra 120-150 dk. bandında geziyor ulusal kanal dizileri.
Değişecek gibi de durmuyor, çünkü kanal-yapımcı tarafıyla sınırlı bir konu da değil. Ekonominin durumu bir yana reklam pastası da belli ve gün geçtikçe çeşitlenmeye devam ediyor. Bütün sektörün altını üstüne getirmen gerek ki belki değişsin. O da bir bakıma birlikte hareket etmeye-ekonominin haline dönüyor vs. derken hooop kısır döngü
yorumlar
Ya o değil de ben sanki Altın almışız gibi haykırmalar, sevinmelere çok gülüyorum…Her şeyimiz abartı. Sporcularımız tel tel dökülüyor, bunlar da tutunulacak dal voleybolda Çin’i yendik diye şampiyonmuşuz gibi yayın yapıyorlar…Hele tekvando bronzlarındaki konuk beni benden aldı…Yine çoğu turistik geziye gitmiş belli ki… Okçulukta madalyaları ellerinin tersiyle ittiler saçma sapan. Yüzmede daha elemelerde sonuncu oluyor Avrupa Gençler Şampiyonu.! Yazık…
Jungle Cruise’u izledim, ilk Mummy filmini hatırlatıyor, onun kadar iyi değil tabii. Konusu klişe olan ama eğlenceli çerezlik filmlerden biri işte. (gerçi yılan sahneleri yüzünden bayağı bir sahneyi atlamak zorunda kaldım)
The Rock ve Emily Blunt uyumu da şaşırtıcı bir şekilde hiç sırıtmadı, Jesse Plemons da eğlenceli bir karakter ile gelmiş. Benim gibi büyük Emily Blunt hayranıysanız seversiniz zaten, kendisi her zamanki gibi parlıyor.
G.R.R Martin amcamızın ” Yedi Krallık Şövalyesi ” kitabını bitirdim. Memnun mu ayrıldım ? Sayılır. Hikaye biraz oradan biraz buradan birazda bilgileri tazelemek gerekirmiş. Ortalara doğru biraz bunaldım ama çok heyecanlandıran bölümler de yoktu. Okumayı düşünen varsa bu macerayı seviyorsanız orta düzeyli sonlara doğru iyi giden bir kitap yine de üzmez sizi.
Euroligi
Ssport Almis
Bitti
#paris2024
evet, iyiydik ya negzel.
Sormayın, boşluğa düştüm valla…Bekle şimdi 3 yıl…
Hiç izleyemediğim dalların mücadelelerini izleyeceğim bir süre. Triatlon izlemek istiyordum mesela, saatleri uygun olmayınca pas geçmiştim.
EK: nereden izleyeceksin diyenler varsa Eurosport Player
selamlar, aranızda emlakçı olan var mıdır? birkaç şey danışacaktım da.
Yabancı reality show programlarnı nasıl izleyebilirim acaba?
Bazıları, özellikle Netflix yapımı falansa dizi sitelerine geliyor ama çoğu için malum diğer yerleri kurcalamak gerekiyor. Zaten yarısından çoğuna İngilizce altyazı bile çıkmıyor.
Birçok siteyi aradım fakat bulamadım. Netlix programları fazla ilgimi çekmiyor. Önerebileceğiniz bir site var mı acaba
Kesinlikle herkese göre değil ama yüksek bütçeli sanat filmi sevenlere The Green Knight’ı tavsiye ederim, güzel bir deneyim oldu. Zaten filmin yönetmeni David Lowery’nin A Ghost Story’sini sevenler bunu da takdir edecektir.
Not: Nasıl bir şey diye filmin fragmanına detaylıca bakmanızı tavsiye etmem, izleyici gelsin de gerisi önemli değil tarzındaki fragmanlardan. A24’ün her zaman yaptığı gibi filmi farklı pazarlıyorlar.
Seni rüyamda gördüm 22dakika.
Ben de çok küçük bir boşluk bulup teşekkür ediyordum işte rüyamda. Eğlenceliydi.
Bizim burada paylaştığımız “izlenmesi gereken diziler” diye 15-20 dizilik bir listemiz varmış. Ben de bunu unutup duruyorum, bir kağıda döksem diye düşünüyormuşum içimden. Biz sanal ortam dışında da birbirimizle görüşen insanlarmışız. Takıldığımız böyle kafe gibi bir yer varmış. Oranın kapısına afiş büyüklüğünde bir beyaz kağıda elle @ozgun14 bu listeyi koymuş. Başına da “ben bu listeyi unutup duruyorum, o yüzden yazıp buraya bıraktım” filan deyip not düşmüş. Altına bir yere @aytackara @abidin77 filan “ya çok iyi etmişsin” diye ek notlar yazmışlar. Paso farklı el yazıları ile tanıdık isimlerden notlar var sağında solunda. Tam yıllık tadı yakalamışız sizin anlayacağınız.
Rüya boyunca herkesin kanlı canlı görüşmesine rağmen benim kimse ile karşılaşmadan bu şekil bir buluşma yaşamam da çok manidar oldu
Neyse işte ele….
Güzel rüyaymış, bence ilerde bir 22dakika kafesi açılır @dkamoy
@necdetcem7 “22dakika kafesi” dediğinde benim aklıma ilk anda bir kafes gelmiş olması… bir ring kafesinde dövüşçü 22dakikacılar, leş yeraltı ortamı filan… fazla dizi izliyorum evet.
“ben bu listeyi unutup duruyorum, o yüzden yazıp buraya bıraktım”
Su cumle ne kadar da benlik bir cumle bilemezsin. Gercekci bir ruya olmus.
Surekli belli seylerin listesini cikarip dururum unutmamak icin normalde de. Gulumsedim okurken.
Sizlere gercekten cok deger veriyorum. Bu siteyi bir baska seviyorum. Goruntulu toplantimizda sanki sizi taniyormusum gibi hissetmistim. Ayni sehirlerde yasiyor olsak eminim ara ara dizi maratonlari yapardik.
Dizi kitligi pandemi derken dizi dunyasi da burasi da en kesat zamanini geciriyor olsa da elbet guzel gunler geri gelecek. Cabucak gelir umarim.
Yalniz ileride gelebilecek bir 22dakikakafe eklentisinin temelleri bugun atilmis olabilir.
@dkamoy hahahaha ya kafe demek istemiştim
Evet yakın şehirlerde olmak isterdim buradaki tayfayla güzel olurdu.
Bende kendime göre dizi bakıyor aynı zamanda daha önce kimler izlemiş veya yorum atmış diye sitenin sayfalarında dolanıyordum. Kendimi biraz @pirate gibi hissettim çoğunu beğenmemiş yeni çıkanlardan bende ilk bölümleri izleyip bıraktığım çok oldu.
”İzlenmesi gereken diziler” listesi güzel olurdu aslında. ”Çoğunlukla izleyipde yarıda bırakanlar, yani Kaybedenler dizi Kulübü” listesi de olur
Biraz zevkler-renkler meselesi olduğundan karışık mesele sayılır ama yazın yenileri üzerinden bir anket yapılabilir belki.
Gerçi şu yazın COVID’in de sponsorluğunda bir sürü yeni dizi yayına girdi, 25-30 maddeyi bulur o iş de.
nereye yazsam bilemedim buraya yazayım dedim amazonda bu geceden itibaren
Homeland
the americans
x files
buffy the vampire sliders
gözden kaçırdığım var mı bilmiyorum ama bunlar kalkacak gibi duruyor iyice kan kaybetme devam ediyor umarım yeniler ya da içerikleri arttırır
Netflix in 1 aylık ücretsiz üyelik olayı yok demi artık?
Kalktı o bir ara.
Matrix: Resurrections
Fragman gösterimi 09.09.2021 tarihinde yayınlanacakmış.. Severlere duyrulur.
https://thechoiceisyours.whatisthematrix.com/
Geliyor gelmekte olan… Ben bu Film’inde ileride ya Amazon ya da HBO tarafından dizisi çekileceği görüşündeyim ama neyse..
Çökmeyenler de var
https://twitter.com/Twitter/status/1445078208190291973
Telegram da var.
Hatta o da yoğunluk arttığı için birazcık yavaşlamış. Gerçi internetin kendisi de bir acayip.
sosyal medya değil her yer yavaşladı. ttnetten gezinmek zorlaştı telde mobile geçtim bu akşam. 22dakikaya bile giremiyordum.
Ben VPN açtım artık. Öteki türlüsü akıl sağlığına zarar resmen, gidiyorlar geliyorlar…
Sputnik günler surebilirmis dedi bu olaya
Bu gece Twitter’ın gündemi Altın Portakal. Ama kazananlar değil şu an konuşuluyor.
Bu kadın şu kadın değil mi? Tamer Karadağlı’yı duyarlı hareketinden ötürü tebrik ederim.
@kerem Karşı çıkmak gibi olmasın ama elma ile armut durumuna benzer sanki böyle de?
Bana kalırsa adamın o konuşmayı bölmesi gayet gereksiz, bazısı usul demiş de ödül kaçmıyor sonuçta bir yere. O zaman ödül konuşması yapanı bölmek de usule aykırı. Ayrıca sadece o değil, arkadaki kaşı gözü de sıkıntılı. Ben konuşmalarından hoşlandığı düşüncesinde de değilim zaten.
Odul konusmasi odulu aldiktan sonra yapilmaz mi? O kismi da garip olmus. Sahneye gelen odulunu teslim alir tebrigini kabul eder konusur. Yine de kimin hakli oldugu ortada.
Böylesine kıskanç ve içten pazarlıklı birinin şu hareketleri beni hiç şaşırtmadı. Belli ki iyi bir insan değil. Şu hareketlerini önceden planlamış bile olabilir, Karadağlı ile önceden husumeti olabilir. Bence elma armutluk bir durum yok. Hanımefendi genel olarak insanlara üstten bakan ve kibirli birisi görünüyor, burada da aynı şeyi yapıyor. Asla masum değil.
Bu biraz hak vermek istemediğim kişiye hak verme durumu benim için de. Ama yine de TK’nın yaptığını daha üstten buluyorum. Daha konuşmanın içeriğine gelmedik bu arada ^.^
Bizim alışkın olduğumuz ödülü al-konuş olabilir ama şart değil mesela bana göre. Çoğu insan da o açıdan bakmış, ona da şaşırmadım ayrıca. Bazısı da çok uzun konuşmuş demiş ki bence bunun da konuyla alakası yok. Bir de dediğim gibi o zaman ödül konuşmasının bölünmemesi de bir usul olmalı. Emmy’de yayın süresi nedeniyle aynı tantana oldu. Kadın bitirince ödülü almadan kaçıp gitmeyecek diye tahmin ediyorum.
Ödülü havaya kaldırma ihtiyacı falan hissetse zaten adamdan alırdı herhalde.
Genel bir haber, burada dursun.
Aras Bulut İynemli, 29 Ekim 1923 yayın hedefiyle hazırlanan bir projede Atatürk’ü canlandıracakmış (Ayşe Arman’ın haberine göre). Ek olarak imza kısmının daha tamamlanmadığı, projenin dizi niyetine uluslararası platformlar için hazırlandığı da yazıldı.
Hollywood’daki 60,000 civarı set işçisini temsil eden IATSE ve yapımcıları/stüdyoları temsil eden AMPTP bir süredir yeni bir anlaşma için masadalar. Öte yandan üyeler %98 kabul oyuyla IATSE’ye grev yetkisi vermişlerdi. Eğer 18 Ekim’e kadar anlaşma imzalanamazsa greve çıkacaklarmış.
Senarist Birliği 2007’de greve çıktığında 12,000 civarı kişi iş bırakmış mesela. 1945’ten bu yana en kapsamlı Hollywood grevi olacakmış eğer başlarsa. Bazı prodüksiyonlar olası grev nedeniyle 7 gün çalışmaya başlamış. IATSE, bir süre gelirsizliğe hazırlanın ve birikim yapın mesajı göndermiş vs.
Makul çalışma saatleri, dinleme periyodu, yeterli bir sağlık sigortası, güvenli bir çalışma ortamı vs. istiyorlar. Salgın sonrası koşullar aksine daha da geriye doğru gitmiş. 2009’da yapılan anlaşma sırasında dijital platformlar başlangıç aşamasında olduğu için bazıları şartlarda indirim almışlar mesela. Dolayısıyla IATSE, Apple, Amazon, Netflix ve Facebook gibi şirketlerin de endüstri standartlarında ödeme yapması isteğindeymiş.
@aytackara’dan yine yorum olarak harcanan bir haber.
@dkamoy Yalan olmasın, aklımdan geçti ama greve girsinler de öyle yaparız diye uğraşmadım
Senaristler Birliği de geçen sene civarı böyleydi, sonra yumurta kapıya dayandığı gün anlaştık haberi geldi. 5 güne kim öle kim kala ^.^
Netflix, amazon vs gibi internet yayıncılığı yapanları yeni medya olarak adlandırıp var olan şartların dışında deli gibi çalıştırıyorlar insanları. Post prodüksiyonda tek kişiye her gün minimum 10 saat kurgu yaptıran şirketler o kadar çok ki, ve karşılığını da vermiyorlar. Hepimiz deli rakamlar duymaya alışığız film ve dizi bütçelerinde ama inanın ele geçen kardan hiç bir kamera arkası çalışanı pay almıyor. Hepsi yapımcıların cebinde kalıyor. Uzun süredir IATSE üyeleri grev bekliyor. Yapılan bir oylamada üyelerin %90’ı kabul etmişti greve gitmeyi. Peki yapımcılar bu durum karşısında ne yaptılar? Greve gitmeden ellerindeki işi bitirmeleri için daha uzun süre çalışmalarını istediler insanlardan. Türkiye’de de farklı değil olay. Ben de bekliyorum bu grevi. Adamlar haklı. Keşke Türkiye’de de olsa da biz de gitsek. Ama Türkiye’de kimsenin haberi yok olaylardan. Çünkü olayı redditte gelişmeleri aktaranlardan takip edebiliyoruz sadece.
Hollywood ile Türkiye’deki sektörün dinamikleri birbirinden farklı olduğu için koşullar da daha değişik düşünüyorum ben. Haberlerinin olması pek bir şeyi değiştirmeyebilir.
1) ABD gibi ekonomisi-medyası-kanunları güçlü bir ülkede çalışanlar daha rahat biz greve gidiyoruz diyorlardır. Salgın nedeniyle bir dönem setlerin kapalı olmasına rağmen %98 olumlu oyla grev oylaması yaptılar. Siyaseti de bir yana Türkiye gibi bir ülkede sektör fark etmeksizin o kadar kolay değil bu iş haliyle.
2) Ne derece yerinde bir gözlem emin değilim ama bana göre bizim sektörde “birlikte hareket etme” eksikliği var. Kastettiğim sendikalaşma değil esasında, set işçilerinin IATSE misali bir araya gelerek toplu şekilde greve çıktığı bir gelecek hayal edemiyorum nedense.
Mesela bir set ekibi parayı alamama, set koşulları vs. sebeplerden topluca iş bıraksa yapım şirketinin kopya bir ekip kurması 3 iş gününü alır desem abartmam galiba. Çünkü parça başı iş yapan konfeksiyoncu gibi bölüm başı para alındığı için işe ihtiyacı olan hayır demiyor, neyin nasıl olduğunu bilmesine rağmen geliyor. Çünkü bir sonraki işin ne zaman geleceği belli değil, faturalar da yerinde durmuyorlar. Gerekirse arşivden çıkarırız örneklerini.
3) Mesela böyle zamanlarda benim aklıma “yerli dizi yersiz uzun” tartışmaları geliyor. Bir dönem oyuncular yürüyüş yapmıştı mesela ama o zaman 80-90 dk. civarıydı sanırım. Şu sıra 120-150 dk. bandında geziyor ulusal kanal dizileri.
Değişecek gibi de durmuyor, çünkü kanal-yapımcı tarafıyla sınırlı bir konu da değil. Ekonominin durumu bir yana reklam pastası da belli ve gün geçtikçe çeşitlenmeye devam ediyor. Bütün sektörün altını üstüne getirmen gerek ki belki değişsin. O da bir bakıma birlikte hareket etmeye-ekonominin haline dönüyor vs. derken hooop kısır döngü
IATSE ve AMPTP anlaşma yapmaya bayağı yakınlarmış. Grev olmayacak gibi.
Meraklısının haberi olsun, Dune malum yerlere gelmiş.