Öncelikle Bir prison break hayranı olarak bu bölümü izledikten sonra gerçekten teessüf ettim. çok hareketli bir bölüm olmakla birlikte, o kadar mantıksız durum söz konusuydu ki ; “hadi ya ordan, bu kadar da olmaz!” demekten kendimi alamadım. isterseniz fazla uzatmadan bölüm özetiyle aklımızda kalan ve kilit olayları bir hatırlatayım.izlemediyseniz bundan sonrasını okumayın….

11. bölümde tam kapağın altında bıraktığımız sahnenin devamında, michael’ın neden 30 saniye varken önceliği t-bag, bellick ve lechero’ya verdiğini anlıyoruz:Onları ateş hattında tutup, gardiyanlar içerde uğraşırken jipleri kendilerine marke edip, sürünerek, sucrenin çok önceden çürüttüğü demirlerden kaçmak. Burada Scofield’ın yine o sesini kısarak “this is the plan” bölümün en iyi sahnesiydi diyebilirim. Yalnız benim en çok “hadi be” diye feveran ettiğim olay kaçaklarımızın sürünürken gardiyanların ayağının dibinde olması ve üstelik gardiyanların onları güya arıyorken görememesiydi, insan hisseder canım. gerçekten babartılı bir durum.

Daha sonra koşarak ormanın içinden geçip, lincoln’e ulaşmaya çalıştıkları sıra, ilk vuruşta hemen ötmeye başlayan bellick’in gardiyanlara çıktıkları yolu göstermesi ve beraberinde kaçakların tespit edilmesini izledik. Fakat sucre’nin gereksiz bir sebepten gardiyanların bulunduğu odaya bağlanması ve planın geri kalanını uygulamaktan alıkonulması da çıkan aksiliklerden biriydi.Michael, lincoln, mahone, james ve McGrady sahile ulaştığında, sezon başında lincoln’un o sahile buz kovası içinde ne gömdüğünü anlıyoruz. kovadan su altınd kalabilmek için oksijen tüplerini çıkarıp,suya atlıyorlar ve 20 dakika alttan yüzüp, gerekli noktaya ulaşıyorlar. Burda yine bir abartı söz konusu olmakla birlikte planın bu kadar mükemmel yapılabilimiş olması da ayrı bir durum.

Kaçaklarımız, dubaya ulaştığında, onları almaya gelecek kişi sucre olacaktı, eğer lüzümsuz bir gardiyan onu sahte kimliğinin sahibi tarafından işlenmiş bir suç için alıkoymasaydı.

Sucre kelepçelerle odada alıkonulmuşken, bellick’ten döverek daha fazla bilgi alamayacağını anlayan gardiyanlar bu kez t-bag’i alıp, gardiyan odasına götürürler, ona elektrik vereceklerken

t-bag, pencereden sucreyi görür ve “onun herşeyden haberi var” diyerek sucreyi tam bırakacaklarken durdurtur.sucre’ye baskı uygulayan gardiyanlar aynı zamanda gerçek ismini de bulurlar.kaçaklarımız bir şekilde dubadan kurtulup,sahile ve ordan gidecekleri yere vardığında lincoln ve michael’ın “what the hell we’ll do?” dedirtecek olayı da izleyerek öğrenmenizi tavsiye ederim. Çünkü son noktaya kadar lincoln’un yaptığı plan gerçekten michael’ın ilk sezonda yaptığı planı aratmayacak kadar ilginç ve akıllıcaydı.