Reign — tanıtım
114 yorum rpdi 22 Ocak 2014 09:00
Reign, ekranlarımızın yepyeni tarihi draması. Fakat son zamanlarda karşımıza çıkan benzerlerinden farklı olarak bir ulusal kanal olan The CW‘da yayınlanan ve bunun gerektirdiği üzere bazı farklı ve The CW’ya özgü tatlar almamızı sağlayan bir tarihi yapım. Yani tarih soslu bir gençlik dizisi. İlginizi çektiyse gelin, şimdi bu diziyi biraz yakından tanıyalım.
HAKKINDA
Ghost Whisperer‘dan Laurie McCarthy ve Beauty and the Beast‘ten Frank Siracusa’nın elinden çıkan Reign, 16. yüzyılın 2. yarısında geçiyor ve İskoçya kraliçesi I. Mary’nin iktidara yükselme ve saltanat sürecini anlatıyor. “I. Mary kim ki?” diye soran bir dizisevere, “The Tudors‘ta izlediğimiz 8. Henry’nin kızkardeşinin kızı, yani yeğeni.” diye anlatmak en doğrusudur herhalde.
KONU
Mary Stuart, İskoçya Kraliçesi unvanını daha 6 günlükken, babasının ölümüyle birlikte almıştır. Bebekten Fransa’ya gönderilen ve çocukluğunu Fransa sarayında geçiren Mary, hayatına kast etmeye çalışan, taht peşindeki tehlikeli insanlar yüzünden 6 yaşındayken tekrar İskoçya’ya, bir manastıra gönderilmiştir. Günümüze geldiğimizde ise 16 yaşındaki kızımız, güzel, tutkulu, gücü ele alıp yükselmeye hazır bir hükümdar adayıdır.
Mary daha çocukken, Fransa kralının oğluyla nişanlandırılmıştır. Şimdi ise İskoçya’nın stratejik aile birliği oluşturma çabaları ile çeşitli planları gerçeğe dönüştürme zamanı gelmiştir ve şimdi tekrar manastırda da hayatı tehlikeye girince, kızımız aynı zamanda çok yakın arkadaşları olan 4 nedimesiyle birlikte tekrar Fransa sarayına yollanır.
Çocukluklarında uzun bir süre beraber zaman geçirmelerine ve şimdi de gayet iyi bir kimya tutturmalarına rağmen nişanlısı Prens Francis, bu çıkarlar uğruna yapılacak evliliğe çok sıcak bakmamaktadır. Üstelik saraydan biriyle de romantik ve hala tam olarak bitmiş sayılmayan bir ilişkisi vardır.
İşin içinde bir de kralın -gayrımeşru oğlu olmasına rağmen- her zaman Francis’ten daha çok sevdiği, yakışıklı ve çapkın oğlu Sebastian (Bash) vardır. Amaç sadece İskoçya tahtının varisiyle ittifak olsa da ve bunun tek yolu Mary’nin Francis’le evlenmesi olsa da Bash, Mary’ye olan duygularını geliştirmekten geri duramaz. Üstelik Kraliçe Catherine de Francis’in Mary’le evlenmesini istemeyip bu işi bozmak için elinden geleni yaparken ‘Mary-Bash’ aşkının olabilitesi iyice artmaktadır
Mary, zamanla etrafındaki bütün karanlık güçlerin, canına kast etmeye çalışanların ve evliliği ve iktidarını sabote etmeye çalışan insanların farkına varır. Her köşesinde tehlike ve cinsel entrika bulunan bu sarayda kendini korumaya, güçlü biri olmaya, bu ülkeyi yönetmeye ve halkın istekleri ile kalbinin istekleri arasındaki dengeyi kurmaya kararlıdır.
KADRO VE KARAKTERLER
Mary Stuart (Adelaide Kane)
Konu kısmında Mary dedik durduk. Bunlara ek olarak sadece birkaç tırıvırı bilgi verelim. Kendisi 6 dil bilen, golf oynayan, at süren, sevimli ve esprili biri. İzleyen herkes karakteri de oyuncuyu da sempatik bulacaktır.
Karakteri en iyi Teen Wolf‘tan tanıyabileceğiniz, Avustralyalı genç aktrist Adalaide Kane canlandırıyor.
Sebastian “Bash” (Torrance Coombs)
Kralın metresi Diana’dan olan, Francis’le aynı yaşlardaki oğlu. Taht hakkı elbette Francis’ten sonra geliyor ama buna rağmen kral her zaman Bash’i daha çok seviyor. Mary’ye Francis’le olan sorunları başta olmak üzere her sıkıntısında yardımcı olan ve destek çıkan biri. Bu durumda aralarında bir elektriklenme ve kendilerini bir aşk üçgeninin içinde bulmaları da kaçınılmaz oluyor tahmin edeceğiniz üzere.
Karakteri The Tudors ve Endgame ile tanıdığımız, Kanadalı aktör Torrance Coombs canlandırıyor.
Francis (Toby Regbo)
Francis, özellikle Mary konusunda kafası çok karışık biri oluşuyla ve yaptığı odunluklarla ön planda. Ayrıca, başta annesi olmak üzere herkes tarafından şımartılmış, kimisine epey sinir bozucu gelebilecek biri. Yine de ülkesini seven ve korumak için her şeyi yapmaya hazır biri.
Karakteri ilk önemli işini burada yapan, İngiliz aktör Toby Regbo canlandırıyor.
Kraliçe Catherine (Megan Follows)
Halkı tarafından korkulan biri olarak görülse de çocuklarına karşı çok sevecen biri. Özellikle Francis’in üzerine gereğinden fazla düşüyor. Sağ kolu, Kahin Nostradamus’un kehanetleri yüzünden Mary’yi oğlundan uzak tutmak için ona her türlü kötülüğü yapabilecek biri.
Karakteri World Without End‘den tanıyabileceğiniz, Kanadalı aktrist Megan Follows canlandırıyor.
Kral Henry (Alan van Sprang)
Yine yazının bu kısmına kadar hakkında epey bir şey okuduğunuz Henry, dikbaşlı ve pek de sevilmeyen bir hükümdar. Çapkınlığı ve kadınları düşüncesizce kullanması da cabası. Yine o da Catherine gibi çocukları söz konusu olunca her türlü fedakarlığı yapabilen biri.
Karakteri The Tudors ve King ile tanıyabileceğiniz, Kanadalı aktör Alan Van Sprang canlandırıyor.
Nostradamus (Rossif Sutherland)
Nostradamus, geleceği görme yetisine sahip ve bu konuda Kraliçe Catherine’e hizmet eden, kendisinin gözdesi bir hizmetkar. “Mary ile evlenmesi Francis’in sonu olacak.” deyip ortalığı karıştırıyor.
Karakteri King ile tanıyabilceğiniz, Kanadalı aktör Rossif Sutherland canlandırıyor.
Kenna (Caitlin Stasey): Kenna, kralın resmi metresi olma peşindeki pervasız ve bencil, Mary’nin 4 nedimesinden biri. Caitlin Stasey canlandırıyor.
Aylee (Jenesssa Grant): Genç, masum, tanınmış bir ailenin kızı Aylee, Jenesssa Grant tarafından canlandırılıyor.
Lola (Anna Popplewell): Mary’nin en yakın arkadaşı, tatlı, naif ve talihsiz bir nedime. Karakteri Narnia Günlükleri serisiyle tanıyabileceğiniz Anna Popplewell canlandırıyor.
Greer (Celina Sinden): Mary’nin son nedimesi Greer, diğerlerinin aksine soylu bir aileden gelmiyor ama yine de çok zengin. Kendisi düzgün bir evlilik yapma peşinde. Karakteri Celina Sinden canlandırıyor.
Karakterlerin tamamına şuradan, kadronun tamamına da şuradan ulaşabilirsiniz.
YAYIN BİLGİLERİ, REYTİNGLER,
ÖDÜLLER
Reign, Perşembe akşamları saat 21:00’de, The CW’nun en çok izlenen dizisi The Vampire Diaries arkasından yayınlanıyor. İlk bölümüyle 18-49 yaş arasında 0,8 reyting elde edip 2 milyon kişi tarafından izlendi. Sonraki bölümlerde de bir 0,6 bir 0,7 reyting elde edip hiç 0,6’nın altına düşmedi ve kanaldan 22 bölümlük tam sezona uzatmasını aldı. Şu anda da iptal-devam listemizde ‘Onay Almaya Yakın’ diziler arasında bulunuyor.
Çok iyi reytingler alamamasına rağmen durumunun böyle olmasında muhtemelen beklentilerden daha iyi bir durumda olması, yurt dışındaki izlenme oranlarının iyi olması, ilk bölümden sonra ciddi bir kayıp yaşamamış olması gibi unsurlar etkili.
Ayrıca dizi, geçtiğimiz People’s Choice Ödüllerinde ‘Favori Yeni Drama’ ödülünü kazandı. Yani dizinin güçlü bir hayran kitlesini olduğunu da söyleyebiliriz.
SON SÖZ
Reign, son zamanlarda tarihi dizi deyince aklımıza gelen The Tudors, The Borgias, The White Queen gibi dizilerden oldukça farklı bir tarzda ilerliyor. Daha çok kanalının yapısına uygun olarak gençlik dizisi havasında bir yapım. Zaten karakter tanıtımlarında gördüğünüz gibi merkezde genç insanlar var. Dizide de dönemin siyasi olayları vs. yerine bunların arasındaki aşk olayları, ihanetleri, tipik ergen sorunları, saraydaki diğer karakterlerin entrikaları gibi şeylere ağırlık veriliyor. Tabii tarihi gerçekler tamamen geri plana atılmıyor bu sırada.
Çekim mekanları İrlanda ve Kanada. Kadro, yine karakter tanıtımlarından fark edeceğiniz üzere İngiliz ve Kanadalı oyunculardan oluşuyor. Yani aksanlar sayesinde hiç bir Amerikan dizisi izliyormuş gibi hissedemiyorsunuz.
Dizi, barındırdığı öngörü, büyü gibi unsurlar sayesinde fantastik türüne de selam çakıyor. Hatta başlarken gençlerin Game of Thrones’u olma gibi bir iddiası bile vardı. Peki gerçekleştirebildi mi? Valla niye olmasın? Hem önümüzde daha çok bölüm var, hem de şu anki gidişatı gayet parlak.
Kostümleriyle ve müzikleriyle de ön plana çıkan dizinin bir dönem dizisine kıyasla gayet tempolu ilerlediğini ve bölümler ilerledikçe daha da açıldığını ekliyor; ve bu farklı diziye mutlaka şans tanımanız gerektiğini söyleyerek iyi seyirler diliyorum.
Diziyle İlgili Önemli Bağlantılar
TANITIM FİLMLERİ
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=FRpcOUiJJdc
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=sLZ9RLwIRZY
http://www.youtube.com/watch?v=ZV7dUDpip4A
yorumlar
Şu tanıtımı unutun, ne ergen davası kaldı ne bir şey. Çat çat çat dayıyorlar taht entrikalarını, ağzım açık izliyorum 3 bölümdür. Coştular resmen, yok böyle bir şey. 10. ve 11. bölümler dehşet.
12. bölüm 27 Şubat’ta, nasıl beklerim kara kara düşünüyorum.
Belli noktaları tahmin edilebilir olsa da diziyi kronoloji ve tarihsel olayları düşünerek izlemesinden zevk aldım galiba. THe CW dizisi etiketi de halt etti zatten, özellikle de dizi tatile girmeden önce.
Normalde çok da uzamayacak bir konuyu harika şekilde uzatıyorlar. Senarist toplayabilir gerektiğinde düşüncesinde olsam da bu böyle gittikte rahat 3-4 sezon çıkarır bunlar.
Her türlü krallı kraliçeli kitabı, diziyi, filmi bayıla bayıla izlesem İngiliz monarşi hikayelerini çok sevsem de bu diziye nedense elim gitmedi. Çok ergen işiymiş gibi hissediyorum (bunu diyen de bayıla bayıla pll filan izliyor) belki yazın toptan izleyebilirim.
@tugunay: Başlarda öyleydi ama özellikle son 3-4 bölüm itibariyle tam ağzınıza layık bir dizi oluverdi. Bence kaçırmayın.
Reign’in makaslanan sahneleri sansürsüz olarak yarın The CW’nun resmi sitesinde online olacakmış.
Muhtemelen “this content is currently unavailable” deyip bizi deli edecek. Umarım bir çözümü bulunur.
Bölüm sonundaki şey de iyice keyfimi yerine getirdi. Ne zaman gideceğiz bir yıl sonraya? Hemen olsun, en geç sezon finaline olsun. Daha fazla görmek istemiyorum Francis’i, Mary’nin sürünerek Bash’e dönüşünü görmek istiyorum. :d
Şaka maka bu dizi son zamanlarda izlediğim en sürükleyici, en hareketli dizi resmen. Severim diyordum ama bu kadarının beklemiyorum. Dur durak bilmiyorlar, her bölüm ayrı bir olay, her bölüm en az bir şok.
diye bağırtsa da sürükleyici olduğuna ve CW dizilerinden biraz daha fazlası olduğuna katılıyorum bu dizide. 13 bölümde bu noktaya gelmeyi beklemiyordum. İyi oldu sadece bu kadar sündürmeleri. (CW kabiliyetini düşünürsek, erken oldu bence.)
Yeni bir eğlencelik dizim var artık yine CW’dan. Senin kadar ayılıp bayılmasam da teşekkürler rpdi.
Benim en hoşuma giden tarafı müzikleri oldu. Ne Mary, ne de oğlanlar bana hitap etmedi tip olarak (hatta üçünü de rolüne bi türlü oturtamıyorum). Ama çok takmıyorum buna.
…ve fakat Nostradamus amma yakışıklı lan (Sonradan ek: Dizideki haline fit olmayan imdb fotolarına baksın. O prens(ler), halt etmiş olm bak diyorum.)
@nostradamus :
Son bölümde beli deli ettikleri için hevesim kaçtı ne yalan söyleyeyim, o şahsiyetin yüzünü bile göresim yok bu hafta.
Evet, müzikler ve kostümler dikkat çekiyor. Oğlanlardan da ben Bash’i çok seviyorum. Ötekine gıcık oluyorum.
@dkamoy şaşırdım ne yalan söyleyeyim izlemene.
Valla hiç bulaşasım yoktu ama yukarıda ilk yorumumda dediğim gibi senin bu tanıtımdan sonra bakasım geldi. Sonrası malum… İşte geldim burdayımm.
Epeydir kendimi tutayım da söylemeyeyim diyorum ama yok yani: @rpdi sen hiç Wikipedia karıştırmıyor musun kuzum?
@aytackara: Ben karıştırmıyorum, öğrenmekten de itinayla kaçıyorum. Aman diyim sus!
Aynen, ben de kasıtlı olarak öğrenmedim ve öğrenmemeye çalışıyorum. Şu ana kadar başardım ve aman bozulmasın.
Belli belli :)) Söylemem tabii. Zaten ben de temel ve belli bazı şeyler için kurcalıyorum. Bunlar araya fiction da kattıkları için pek bir tatlı oluyor.
Ben hala Masters of Sex acısını üzerimden atamadığım için bu konuda epey doluyum.
Benim akıllandığım gün de o gün oldu galiba… O neydi cidden öyle ya?
Bu arada araya sıkıştırayım, ben de bir türlü Bash’e ısınamadım. Yapma bebek gibi geliyor bazen, makyajı falan fazla kaçırıyorlar falan da ondan mı bilmiyorum. Francis biraz daha makul şu an. Bir de Kraliçe’den vazgeçmem.
Asillik nasıl da yakışmış, canım benim. Üstüne üstlük rolü de süper! Sanırım daha önce hiç kötü rolde izlememiştim. O da yakışmış.
16. bölüm sanırım dizinin en eğlenceli bölümüydü, çok güldüm, hatta 2-3 yerde direkt kahkahayı bastım.
Hala bize şöyle sakince bir bölüm geçirtmemelerine, bu kadar şaşırtıcı şeyler yazabilmelerine şapka çıkarıyorum. Catherine, favorimsin.
Bir de şu canımın içinin diziye geleceğini biliyorum da bu bölüm olduğunu bilmiyordum, görünce havaya zıpladım. IMDB’de bilgi yok ama sanırım işi bitmedi, yine göreceğiz gibi geliyor bana.
14. bölümün ilk çeyreğinde bir yerde (tam yerini söylemiym sürprizi bozulmasın) gözlerimden yaş gelecek kadar güldürdü ya bu dizi beni hiç beklemiyordum.
üstte rpdi’nin bahsettiği 16’da olanları daha bi merak ettim.
@hsparks: Kaçı izlediysek açabiliyoruz üstteki ispiyonu?
@dkamoy Ben bir cesaretle (13’te ara verdim tatilde dönmek üzere, manyak mıyım neyim) açtım ve 21 olduğuna karar verdim. Bir şe yok tahmin var ama bence bakma
@hsparks Niye ya? O kadar da imkansız değil bence? Yani yapılabilitesi var.
@dkamoy: 21’i izledikten sonra sezon finaliyle ilgili fikir yürüttüm. aytackara doğru bilmiş Niye yukarıya yazmayı unuttuysam?
2.sezon için sabırsızlanıyorum :d
Ayrıca tom odell grow old with me şarkısı da diziye cuk oturmuş tebriks
İşaret parmağına yüzük takan erkek biraz ılık gelmiştir ama franciste onu bile seviyorum çok asil duruyo :ddd
En sevdiğim kötülerden Spartacus’un Glabber’ı, Seeker’ın Darken Rahl’ı Craig Parker yien kötü biri olarak Reign’e geliyormuş.
Siz hala izlemeyin!!.
Allaaaaaaah! Gerçekten süper haber oldu bu. Oley be!
Ben de çok severim bu adamı, izlemek istediğim bir diziye gelmesi iyi oldu
ben izlicem valla. düzenli çevirmen bulmasını bekliyorum.
3 gündür bu diziden kopamadım ve sezonu bitirdim.. Şimdi de eee ne izliycem ben şimdi oldum (aslında sürüyle dizim var ama bu pek bi sürükleyiciydi) Mary’i ve Catherine’i seviyorum güzel vakit geçirtiyorlar bana :)) Ama şu Francis’e bi ısınamadım yahu..
Bunca yıllık diziciyim 3 başrolün üçünü de sevmeyişime rağmen beğendiğim ilk ergen dizisi Reign oldu. Ne o kezban Mary’i, ne sünepe Francis’i, ne de ne istediğin bilmez Bash’i seviyor/beğeniyorum. Ama dizinin senaristleri konuyu işleme şekilleriyle öyle güzel bir yerden yakaladılar ki beni severek izledim valla. Bi de üstüne müzikleri dayadılar ki ooh oh oh! Çıtırın alası oldu. Çok güldürdü, çok eğlendirdi bu dizi beni bu sezon. rpdi’ye bir kez daha teşekkürler.
Sivil hallerine bayıldım. Oh be!
1 dakika ortadaki kadını tanıyamadım resmen, sonra jeton düştü Güzelmiş, benim kulak aksanın içine düştü ama olsun.
2. sezon fragmanı: (Craig Parker 1 saniye de olsa görünüyor. Tabii onun dışında görülenler daha heyecan verici. )
Normalde 2.sezona bakmam diyordum ama fragmanı gözüme güzel göründü sanki. En azından ilk bölüme bakacağım sanırım.
Mary görmeyeli daha bi güzel, daha bi seksi olmuş.
@rpdi: Kezban o yaaa :)))
Valla fotodaki bacak şova da fragmanda Catherine’e verdiği ayara da bayıldım. Bu sezon o kezo ruhundan sıyrılıp adam olacak bu kız diye düşünüyorum.
Dizi sezon arasına girdiğinde diziye başlamış ve yetişmiştim ama o geri döndüğünde ben dönmemiştim. Bir süredir Revenge gibi buna da geri döndüm ve geriye kalan 10 bölümde dizinin sonunu gördüm. Gayet de memnun kaldım, The CW’nun böyle bir işe girdiği iyi olmuş.
Yalnız şunu itiraf edeyim, Wikipedia-vari bazı bilgilere sahip olmak bana bu dizide zevk azalması değil, artırması yaptı sezonun genelinde. Zaten nedimelerin hayatı ve Bash gibi konularda farklılaştığı için çok tatlı oldu takip etmesi. Tabii bu zamana kadar biriktirmenin bazı ufak spoiler sonuçlamaları da oldu…
++ Genel kültürden gelme bir şekilde Francis-Mary evliliğini, Henry’nin evlilikten bir süre sonra öleceğini de biliyordum. Delirince de dedim gidici bu. Hatta sezon finalinde “Artık ölsene be adam!” da dedim. Mary de Guise’e bir şey olmayacağını malumdu zaten.
Ha ayrıca, Philippa Gregory’nin Kraliçenin Soytarısı kitabı, İngilizlerde Mary Tudor dönemini işleyen bir kitap. Orada Fransızların Calais’i alması da işleniyordu, o da sürpriz olmadı açıkçası.
** Bash-Kenna evliliği bilmediğim ve dizide olması hoşuma giden durumlardandı. Zira destekledim de. Catherine’in içine dahil olduğu her şeyden zaten zevk alıyorum. 2. sezonda da olabildiğinde devam etmek istiyorum. Spoilera girmeden yeni sezona dair daha fazlasını yazamam sanırım, kalayım burada. Fragman güzelmiş, poster de hoşuma gitti.
Ben ilk ve en müsait vaktimde bir Philippa Gregory kitabı daha okuyayım. Çoktandır okumuyorum. Artık İngiliz tarihi mi olur, yazdığı başka çeşit bir şey mi olur orasına bakarız.
İlk bölüm bir gün kala nete düşmüş. Bir yerlerde biraz erken mi yayınlandı diye merak ettim şimdi. İngilişçe altyazısı bile hazır.
@aytackara: Reign Kanada’da Çarşamba yayınlanıyor, Perşembe nete düşüyor. İlk sezonda da hep böyleydi. İlk haftaya mahsus bir şey değil yani.
@rpdi Ben ilk sezonu sonradan izlediğim için bünyede farkındalık yaratmadı demek ki.
2×01 üzerine:
Normal gününü beklemeyip önden izledim, yine hızlı ve güzel bölüm olmuş.
Amy Brenneman to return to @CWReign as Marie de Guise:
Ben bu kadın ilk geldiğinde ne güzel heyecan yapmıştım. Leftovers izldikten sonraki ruh halimle “meeh” diyorum artık. Yazık…
Reign – Season 3 – Casting 2 New Characters + 1 Being Recast
Ocak’ta onay verdiklerinde bölüm sayısı 22 imiş ama çekimler Aralık’ta bitecek diye haber gelmiş dün. Bu da 22 bölüm için çok erkenmiş. Yani resmi bir haber olmasa da bölüm sayısı azaltıldı gibi görünüyormuş.
İlk sezon iyiydi ama bu sezon 22 bölüm olmasının dezavantajını yaşadık. Ağır ilerledi açıkçası. Eğer Beauty and the Beast gibi 13 13 devam edecekse itiraz etmem ama bu iptal demekse yıkılırım.
Syndicationı diyeceğim de Beauty and the Beast geldi aklıma… Kanalda yeniler için fazla yer olmadığından Reign’i seçmişlerdir bence, diğer günleri kolay kolay oynatamazlar.