Second Chance – Tanıtım
44 yorum pirate 07 Ocak 2016 09:01
FOX, 13 Ocak 2016’da başlayacak yeni draması Second Chance’ı pilot (ilk) bölümü erkenden yayınlama modasına uyarak kendi internet sitesinden izleyicilerle buluşturdu. Ben de pilot bölümünü çok beğendiğim Second Chance‘e bu tanıtımı yazmaya karar verdim.
KÜNYE
Türü: Drama, Bilim-Kurgu
Yayına Başlama Tarihi: 13 Ocak 2016
Süre: 40-45 dk.
Mutfaktakiler: Rand Ravich, Howard Gordon, Cristina Verano, Brad Turner
Kanal: FOX
KONUSU
Jimmy Pritchard, patlak veren geniş çaplı bir yozlaşma skandalının ardından görevini bırakmak zorunda kalan, 15 yıldır emekli, 75 yaşında eski bir şeriftir. Eşi ölmüş olan Jimmy Pritchard’ın 1 oğlu, 1 kızı ve oğlundan olma 1 kız torunu vardır.
Jimmy, arasının çok da iyi olmadığı oğlunu ziyaret etmek üzere habersiz onun evine uğradığı bir akşam oğlunun evinde gizlice etrafı karıştıran 2 adama denk gelir. Adamlar yüzlerini gören Jimmy Pritchard’ı yaka paça götürür ve intihar süsü vererek bir köprüden aşağı atar. Jimmy Pritchard ölür.
Diğer tarafta ise kemoterapinin işe yaramadığı, başka tedavisi de olmayan bir kansere yakalanan ve sayılı günleri kalan, Lookinglass Teknoloji şirketinin CEO’su, otuzlarının başında olan Mary Goodwin isimli bir kadın ve kendisine çok bağlı, hastalık seviyesinde antisosyal ama aşırı zeki bir biyokimya mühendisi erkek kardeşi Otto Goodwin var. Otto, ‘Lookinglass’ adı verilen, insanların birbiriyle iletişim kurmasına imkan sağlayan bir gözlük algoritması icat etmiş; kız kardeşi Mary de bu algoritmayı kullanarak hali hazırda dünya üzerinde 1 milyar kullanıcısı olan gözlüğü üreterek şu anki değeri 10 milyar dolar olan bir şirketin temellerini atmıştır.
9 yaşına kadar yalnızca kız kardeşi ile iletişim kuran, daha sonra yaklaşık 3000 kelimelik yeni bir dil oluşturup bu dili sadece kız kardeşine öğreten, kardeşine aşırı derecede bağlı Otto, kız kardeşinin tedavisi olmayan hastalığını öğrendikten sonra kendini diğer icatlardan soyutlar ve kız kardeşi için bir tedavi bulmaya adar. Uzun çalışmalar sonucunda ölü bir bedeni hücreleri yenileyerek tekrar hayata döndürmenin bir yolunu bulur. Bunu balıklar üzerinde denemeler yaparak test eder ve başarılı olur. Vakit kaybetmeden bir an önce insanlar üzerinde de test etmek istemektedir. Fare ve maymun gibi hayvanlar üzerinde test yapmadan ve sonrasında izin almadan insanlar üzerinde test yapmasına kız kardeşi karşı olsa da Otto onu dinlemez ve genetik çeşitliliğinin 10 milyonda 1 olduğunu ve bu çalışma için son derece ideal biri olduğunu iddia ettiği Jimmy Pritchard’ın ölü bedenini morg kayıtlarını değiştirerek gizlice laboratuvarına getirir ve kız kardeşinden gizli teste başlar.
En uygun büyüme ve kapasite ile tekrar kodladığı hücrelerin yenilenmesi süreci 84 gün sürer. 84 günün sonunda Jimmy Pritchard, otuzlarının başında olabileceği en iyi vücut dinamiği ile hayata geri döner. Geçmişteki otuzlarının başındaki halinden biraz daha farklı bir görüntüye sahiptir yani. Ayrıca aşırı derecede kuvvetlidir. Yeniden hayata dönen Jimmy, ölümü dahil tüm yaşamını da hatırlamaktadır bu arada. Kısa bir içinde olduğu durumu idrak etme sürecinin ardından intihar ettiğinin kabul edildiğini öğrenen Jimmy, bu yalanı ortaya çıkarmak ve öldürüldüğünün açıklığa kavuşturulmasını ister. Ayrıca oğlunun başının dertte olduğunu bildiği için o 2 adamı ortaya çıkararak oğluna da yardım etmek istemektedir.
İlk başta bu dirilme durumu pek hoşuna gitmese de bas bas bağıran bu intikam duygusu ve yeni görüntüsünün kadınların yüksek derecede ilgisini çektiğini fark etmesi sayesinde Jimmy, bu eline geçen 2. şansı en iyi şekilde kullanmaya karar verir. Tabii belirli aralıklarla hücre yenileme tedavisine devam etmesi gerekmektedir.
“Peki Jimmy’nin yeniden hayata dönmesinin Mary’nin tedavisi ile bağlantısı ne?” dediğinizi duyar gibiyim. Mary’nin tedavisi Jimmy’nin yeniden kodlanmış alyuvarlarında saklı. Mary, Jimmy’nin kanını kendine enjekte ederek hayatını sürdürmeye devam edecek bundan sonra. Yani Jimmy’nin hayatı ne kadar Mary’ye bağlıysa, Mary’nin hayatı da o kadar Jimmy’ye bağlı.
Peki, bu yepyeni hayatında Jimmy Pritchard’ın başına neler gelecek? Jimmy, kendisine verilen bu 2. şansı nasıl kullanacak? İzleyip görelim bakalım.
yorumlar
Kara Şimşek’ten beri üstün teknolojiyi sadece özel sektör’ün sahip olduğu dizileri bir türlü sevemedim. Hani süper güç devletlerin veya gizlice perdenin arkasından dünyayı yöneten üstün zekalı örgütlerin (ülümünatü) bu tarz teknolojilere sahip olmasına laf edemiyorum da herkesin gözü önündeki şirketlerin laboratuvarlarında her nanenin yenebildiği yapımlara uyuz oluyorum. S01E01’in 26.dakikaında “”zaman kaybı diye dayanamadığım nadir dizilerden biri oldu. Bu davranışta bulunduğum dizilerden yayından kaldırılmamış sadece “blacklist” var
bende sevmedm dizi kendine has bir konusu yok dizi polisiye olmuş bende bıraktım
blıngspot,limitles gibi kendine has hikayeleri var
Takip ettiğim dizi haber sitelerinde pilot bölüm hakkında yazılan değerlendirme yazıları olumsuz olsa da o yazıların altındaki izleyici yorumları gayet olumlu.
TVLine, pilot bölüm değerlendirme anketi hazırlamış bu arada. Site ahalisinden en yüksek not A, en düşük not F olmak üzere puanlamasını istemiş. Şu an için sonuçlar:
A(Harika) % 35
B(Çok iyi) % 31.5
C(Fena Değil) % 18.5
D(Ortalamanın Altında) % 5.5
F(Berbat) % 9.5
Reytingini öğrenmeyi büyük merakla bekliyorum. Hadi hayırlısı!
tvline’ın anketlerinde bir dizi için kötü bir sonuç çıktığına hiç denk gelmedim.
@dkamoy Hemencecik de umudumu kır zaten.
İlahi…
yani ben ilk bölümü izlemiştim, pek sevmemiştim tim dekay hatrına kalan bölümlere bakıcam. başroldeki oyuncu çok kalas. aslında sevdiğim bir konu ama başarılı bir şekilde uyarlayamamışlar bence. .
zaten yayına girmeden bölüm sayısı azaltılmadı mı? oyüzden yaşama şansı pek yok gibi ama tim dekay’ı tvde görmek istediğimden iptal olmasın
dizi hikayesi çok güzel ama nedense her dizi fbı polis katmasalar çok güzel olacak bu amerikalılar anne karnında dedektif yada polis olarakmı doguruyolar anlamadım sen Frankenstein sın bırak Frankenstein kall
1.2 reyting oranı ve 4.8 milyon izleyici sayısı ile kötü bir başlangıç yapmış Second Chance. İzleyici sayısı fena değil aslında ama reyting düşük.
FOX’un Empire dışındaki dramalarının sezon ortalamaları:
Gotham’ın bu sezonki izleyici ortalaması 4.3 milyon,
Rosewood’unki 5.4 milyon,
Bones’unki 5.5 milyon,
Scream Queens 2.7 milyon,
Sleepy Hollow 3.2 milyon,
Minority Report 2 milyon.
4-4.5 milyon izleyici sayısı civarında dolaşabilirse bir şansı olabilir bence.
Epey düşük beklenti ile oturdum ilk blümün başına ve “e canım kötü değilmiş, bu ayarda gidecekse izlerim” diyerek de kalktım. Sonraki bölümlerde sıkılma hakkımı saklı tutuyorum.
@pirate: Senin tanıtımların bana aşırı ispiyonlu geliyor. Bir dizide senin izlediğin kadar bölümü izlemediysem asla okumuyorum. İlk sayfada resmen ilk bölümü anlatmışsın (özet değil). Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır diyerek sadece bir öneride bulunmak istiyorum: Tanıtımlarına “kısa özet” diye 2-3 cümlede ilk bölümü (hadi bilemedin ilk 10 dakikadan sonrasını) ispiyonlamayan genel cümleler ile bişiler kondursan, sonra altına “n bölümden ispiyon içeren ayrıntılı özet” diye bir uyarı ve yeni bir başlıkla devam etsen benim gibi hissedenler için daha kullanışlı olabilir.
@pirate: Yeri gelmişken -yanlış anlamayacağını umarak- ben de @dkamoy’la benzer hisler içinde olduğumu belirteyim.
@dkamoy
1-)’İlk bölümün ispiyonu olmaz.’ diye düşünüyorum.
2-)Tanıtımlarımın çoğunda konu bölümü 10 satırın altında. Yüzeysel geçilebilecek olan dizilerde kısaca 4-5 cümleyle anlatıp geçiyorum zaten. Komedi tanıtımlarımın tamamı, UnReal, Satsifaction, Hit The Floor, The Lizzie Borden Chronicles tanıtımlarının konu bölümleri daha yüzeysel mesela. Ama bazı dizilerde ayrıntıya girmek gerektiğini ve yarım yamalak ya da bölük pörçük anlatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Tut, The Red Tent, Blood And Oil, Second Chance, Colony, The Affair ve şu an onayda olan Camelot da bu doğrultuda hazırladığım tanıtımlar.
Senin de dediğin gibi her yiğidin yoğurt yiyişi farklı. Benimki de böyle işte.
detaylı konu yaz tabii ki ama mesela bundan sonraki paragraf ileriki bölümlere dair bilgiler içermektedir diyerek okuyucuyu uyarabilirsin. ben mesela ilk bölümün çok sürpriz bilgiler paylaşmadığın sürece ispiyon olmayacağı kısmına katılsam da ileriki bölümlerle aydınlanan konuların tanıtıma uyarı olmaksızın dahil olmaması gerektiğini düşünüyorum. sonuçta sen bu şekilde hazırlamaktan hoşlanıyorsun ama bu okuyucunun istemeden ileriki bölümlerden ispiyon yiyeceği gerçeğini değiştirmiyor. onları da düşünmen gerek. editörler olarak her diziyi izleyemediğimizden ispiyon çizgisini bizim koymamız zor. burada yazarların işbirliğiyle ancak ideal seviyeye getirebiliriz yazının ispiyon durumunu.
sonuç olarak tarzını değiştirme ama bazı uyarıları uygun yerlere koymaktan da elini esirgeme diye ricada bulunarak eline sağlık diyip çekileyim.
@ozgun14 Tanıtımlarımda ilk bölüm ispiyonu hariç ispiyon olmuyor zaten. O konuda gerekli hassasiyeti gösteriyorum her zaman.
ben yanlış anlamışım sanırım o zaman. ben genelde okuduğumda izlememiş oluyorum o yüzden değerlendirmem pek mümkün olmuyor konu içeriğini.
tekrar eline sağlık inş bir ara deneyeceğim diziyi.
@ozgun14 Önemli değil. Teşekkürler.
Konu geri hortladı madem ben de önerimin gözardı edilen tarafını tekrar açıklayayım: Sana “ayrıntılı yazma” demiyorum. Benim gibiler için ek bir kısa bölüm koy diyorum.
Ayrıntı (dizinin ilk bölümünün uzun özetini) okumak istemeyen okuyucular için olabildiğince ispiyonsuz alternatif bir kısa paragraf koy. Dileyen hepsini okusun, dileyen kısa ispiyonsuz paragrafı okuyup geçebilsin. (Anlatacağını kısa ve ispiyonsuz aktarabilmek de meziyet biliyorum. Yapamıyorsan editörler yardımcı olabilir bu durumlarda.)
Ayrıca bunca yıldır 22dakika’da tanıtım okuyorum; ilk bölümü uzun uzun özetlemeden de gayet güzel dizi tanıtılıp satılabildiğine defalarca tanık oldum. Üstteki dizi şuradaki tanıtımla bile kendini kaç kişiye sattıydı.
@dkamoy: +1
dkamoy + 2
dkamoy: +3
Sırf yazıyı uzatmak uğruna konu uzatılarak yazılıyor.Ne gerek var.İki cümleyle bitir gitsin..Mesela dizimiz gerlim türünde.Küçük kasabada bir aile üzerinden hikayesini anlatıyor.Bu iki cümle bile zaten yeter artar bile
Buradaki bu dizi hakkındalığı pek kalmayan “Tanıtım nasıl olsa daha iyi?“ye kayan bu tartışma şuraya taşındı. Ben dikkat etmeden bu başlıkta devam ettirdim, yazının altı fazla konu dışıyla doldu. Özür dilerim.
En azından devamını orada konuşmaya devam edelim, olur mu?
S01E02
Uzaktan kontrol konusunu abartıp olayı fantastik boyuta taşımış olsa da, pek polisiye sevmeyen biri olsam da ve bu 2 nedenden ötürü bu bölümün ilk bölümün altında kaldığını düşünsem de hala pozitifim Second Chanse’a karşı. Bunda son derece sempatik ve esprili kişiliği ile acayip sevilesi bir karakter olan Jimmy Pritchard’ın ve büyüleyici güzelliği ile Dilshad Vadsaria’nın etkisi büyük tabi. Jimmy’nin Jimmylik yaptığı sahneleri izlemek harbiden çok eğlenceli bu arada.
Reytingler düşük gelince; ilk 2 bölümün ardından cumaya, Sleepy Hollow’un yanına postalanmış.
Şaka maka cumaya sürülen 4 dizim oldu şu anda: Second Chance, Sleepy Hollow, The Vampire Diaries, The Originals. Bir de Undateable var eski cumacı. Etti 5. Dizi kıtlığının olduğu gün bolluk günü oluverdi bir anda. Ben durumdan mutluyum şahsen.
1×03 iyi oldu böyle.
Süper bölümdü ya! Bayılıyorum bu diziye. Jimmy Pritchard’ı sevmemek mümkün değil zaten. Eğlenceli bir karakter. FOX, hem Lucifer hem de Jimmy Pritchard karakterleri ile büyük sempatimi toplamayı başardı bu ay.
Reytingleri 0.7 seviyesine nasıl düşer bu dizinin ya? Umarım sezonu tamamlar ve Blood & Oil’de ya da en azından Minority Report’da olduğu gibi düzgün bir final yapar.
Bölüme dönecek olursam;
*
*Adam DiMarco’nun konuk oyuncu performansını beğendim. Shadowhunters, The Magicians veya Teen Wolf’a çok yakışabileceği kanaatindeyim.
1×03
Beklediğimden çabuk oldu.
S01E04
Güzel bölümdü. Jimmy ve Duval’in muhabbetleri iyiydi. Gizem soslu bölüm hikayesi de fena değildi. Resurrection’dan Kathleen Munroe’yı izlemek keyifliydi.
Bu arada; ilk bölümden sonra bir daha göremedik Nicky Whelan’ı ya! Nedennn?
Güzeldi. Son sahne(son 2 dakika) ise harikaydı.
’75 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum ki bence; bir kadın bana bir şeyin ne anlama geldiğini soruyorsa ne demek olduğunu zaten biliyordur.’
Güzeldi.
*Taylor Cole, büyük renk kattı bölüme. Keşke tek bölümlük bir konukluk olmasaydı diye üzülsem de kendisini çok yakında The Originals’da izlemeye başlayacağım için teselli bulmaya çalışıyorum. Ama kim bilir sezon bitmeden bir kere daha izleriz belki burada da!
*Başlangıç sahnesindeki ucubeleri görünce bi ‘Ne oluyoruz ya? Yanlış geldik galiba!’ moduna girdim valla. Bilim kurgudan ziyade fazla fantastik geldi bu ucube olayı bana. :???:
*Otto’nun Pritchardların emrivakilerine haklı olarak patlaması hoşuma gitti.
*Connor’un ihanetine şaşırmasam da Alexa’nın ihaneti büyük sürpriz oldu. Amacı Pritchard projesini babasının üzerinde uygulamak olsa gerek. Mary’ye çıtlatsan yardımcı olurdu sana be kızım. Nedir yani bu satış?
Bölüm hikayesi inanılmaz derecede sıkıcıydı.
öğrenmemiz ise sıkıcı geçen bölümde bomba etkisi yarattı adeta.
da bölümün diğer 2 artısı oldu.
1×07 finalini beklemiyordum bak. Güzel ters köşe oldu.
dizi beklemediğim şekilde hızlı ilerliyor. yayınlanan bölümleri ne zaman çektiler acaba, merak ettim. bir yandan önceden çekmişlerdir diye düşünüyorken, biryandan öle adımlar atıyorlar ki sanki reytingleri görünce hızlıca toparlayıp bitirelim demişler gibi
Dizi başlamadan önce 13 bölümden 11 bölüme düşmüştü. Bu yüzden muhtemelen limitli seri mantığıyla çektiler/çekiyorlar diziyi. 3 bölüm kaldı zaten. Kabul edilir bir şekilde bitireceklerine inanıyorum diziyi. En azından Minority Report’da olduğu gibi çok batmayacak bir şekilde.
insallah ortada bırakmazlar. bu hızlı ilerlemelerinden benim de beklentim o yönde mini dizi gibi bitcek .
Güzel bölümdü.
*Jimmy&Mary’nin kıvama gelmeleri de güzel oldu. Gelecek bölüm de mercimeği fırına verirler artık heralde. Eee dizi bitiyor artık hadi ama!
*’Hatalı ürün’ temalı yan hikayeyi, fazla üstüne düşmeden işlemeleri de iyi oldu bence. Bu bölüm ana yoldan fazla sapmamalıydık zaten. (Ki yan hikaye de ana yola çıkan bir yol ya neyse!)
Kaldı 2 bölümcük!
Baya hareketli bir bölüm oldu. Final öncesi işler kızıştı.
*Otto’nun bu seviye abartmasını da beklemiyordum açıkçası. Pis bir darbe vurdu cidden.
*Alexa’nın kocasının intihar girişimini saçma buldum bu arada. Durumdan rahatsız isen ya sadece uzaklaş ya da git olanları Mary’ye anlat di mi? Kendini yakmaya çalışmak neyin kafası?
Çok sert!
haklısın dkamoy
çıktım yukarda ottoya bakıyorum nasıl bişey diye
Güzel bir final oldu. Başından gayet memnun kalktım. Tam da beklediğim gibi limitli seri mantığıyla bitirdiler diziyi. Gayet tatmin edici bir sondu yani.
*Mektup eşliğindeki Ganj Nehri tercihi de gayet şık olmuş. Hint usulüne yakışır bir veda sahnesi oldu.
*‘Hiç bir hayat daimi değildir, ikinci şanslar da elbet biter!’ temalı son sahneyi de beğendim bu arada.
Bu sezon FOX yenileri pek tutulmadı Amerikan izleyicisi tarafından ama; 4 ulusal kanal arasında sezonun en başarılı kanalıydı bu sezon benim için FOX.
Animasyon Bordertown ve henüz yayınlamaya başlamadığı Houdini & Doyle’u saymazsam 5/9 oranında yeni dizilerini beğendirmeyi başardı bana FOX. Second Chance dışında; Lucifer, Minority Report, The Grinder ve Cooper Barrett’s Guide to Surviving Life için de FOX’a teşekkür ediyorum. FOX olmasa ulusallar haramdı gerçekten bu sene bana.
Quantico’yu da bırakınca ABC 2/9 oranında başarılı oldu bu konuda: Blood & Oil, The Family
Heroes Reborn’u izlememe rağmen beğenmediklerim içinde sayarsam NBC, 3/10 oranında başarılı oldu şu ana kadar bu konuda: Telenovela, Shades Of Blue, Truth Be Told
CBS ise hiç şaşırtmadı beni ve 1/6 oranında başarılı oldu bu konuda: Life In Pieces
Sezon boyunca 4 ulusal kanal toplamda 11 dizisini beğendirebilmiş bana. Bunlardan Blood & Oil, The Family, Telenovela, Truth Be Told, Second Chance, Minority Report, The Grinder ve Cooper Barrett’s Guide to Surviving Life’ın yeni sezon onayı almaları çok büyük sürpriz olur gerçekten.
Shades Of Blue çok yüksek reyting yapmasa da yeni sezon onayı almayı başardı.
Life In Pieces ve Lucifer ile ilgili henüz bir açıklama yok ama alırlar diye tahmin ediyorum. Lucifer’ın da reytingleri yüksek değil bu arada.
Sonuç olarak demem o ki Amerikan ulusal kanal seyircisi beğenmiyorsa bilmedikleri bir şey vardır muhakkak!
Sonradan ek: Yine çenem düştü bu arada.