Sex and the City — tanıtım
61 yorum rpdi 14 Mart 2014 14:22
HBO her daim kalitesini konuşturan bir kanaldı. İşte yayınlandığı dönem 90’ların sonuna ve 2000’lerin başına denk gelen Sex and the City de o zamana göre çok farklı, modern, cesur ve izleyen herkesin aklını başından almış bir işti. Günümüzde de birçok dizide ondan esintiler görmekteyiz.
Bu diziyi duymayan elbette yoktur; ama tanımayan ve haliyle Carrie ile arkadaşlarının dünyasına girmeyen birçok kişi vardır muhakkak. E öyleyse bakın bakalım bu dünya ilginizi çekecek mi?
HAKKINDA
Sex and the City 1998-2004 yılları arasında, 6 sezon-94 bölüm sürdü. Daha sonra bunları 2008 ve 2010 yıllarında 2 sinema filmi takip etti.
Candace Bushnell‘in aynı adlı kitabından uyarlanan dizinin yaratıcısı Darren Star. Melrose Place, Baverly Hills, 90210 gibi dizilerle ekranda kendini ispatlamış ismimiz, dizinin ilk 3 sezonu boyunca yürütücülüğünü de yaptı. Daha sonra Sex and the City’nin mutfağında birtakım değişiklikler oldu ve Darren Star da diziyi bırakanlardan biriydi. 4. sezondan itibaren yerini daha önce pek ismi duyulmayan, şimdilerde 2 Broke Girls‘ün yürütücülerinden biri olan Michael Patrick King‘e devretti.
KONU
“Kadınlar, New York’a modayı ve aşkı bulmaya gelir.” diyor Carrie. Dizide de New York’a zamanında bunun için gelmiş, iş hayatlarında çoktan iyi bir noktaya ulaşmış, ekonomik anlamda da iyi durumdaki üçü 30’larında, biri 40’larında, 4 bekar kadının bunları arayışlarına odaklanıyoruz. Bu 4 kadın arkadaştan da öte bir aile gibi. Hayatlarına dair her şeyi hiç çekinmeden birbirleriyle paylaşan, sık sık romantizm ve cinsellikle ilgili samimi sohbetlere ve tartışmalara girebilen, çok yakın bir arkadaş grubundan bahsediyoruz.
Dizinin en merkezindeki Carrie Bradshaw bir yazar. Kurgusal bir gazete The New York Star’da “Seks ve Şehir” başlığı adı altında aşk, ilişkiler ve seks üzerine her hafta çıkan köşe yazıları yazıyor. Burada bahsettiği şeylere de ilham olan hem kendinin hem de bu çok yakın arkadaşları Miranda Hobbes, Charlotte York ve Samantha Jones’un yaşamları.
Dizüstü bilgisayarının başına geçip yazısını yazmaya giriştiği zaman sürekli iç seslerini duyuyoruz ve bu sayede hem dizinin anlatıcılığını üstlenmiş oluyor, hem de kendisinin bu monologları sayesinde olaylara iyice giriyoruz.
Her bölümde Carrie’nin o hafta yazısına verdiği başlığın konusuna değiniliyor.
KADRO VE KARAKTERLER
Carrie Bradshaw (Sarah Jessica Parker)
Carrie, hem dizinin en merkezindeki karakter, hem de dizinin anlatıcısı. Tam bir New York kızı ve bu şehre adeta aşkla bağlı biri. Evliliğe çok sıcak bakmasa da iyi bir romantik ilişkinin peşinde. Yani kadın-erkek ilişkilerini sadece seksten ibaret görmeyen, gayet duygusal bir kadın. Tabii kararsızlıkları ve istikrarsızlıkları da var. Bu yüzden doğru kişiyi bulma ve elinde tutma konusunda zorlanıyor.
Bir parti kızı olan Carrie’nin en bilinen bir diğer özelliği modaya olan tutkusu. Özellikle söz konusu ayakkabılar olduğunda kendini kaybeden Carrie, şehrin moda öncülerinden biri. Bir diğer tutkusu da sigara. Kendinin sigara içmesiyle bir sorunu olmasa da, “Sigara içmek beni ben yapan şeylerden biri.” dese de çevresi bu konuda ona destek olmuyor.
Carrie, sürekli iç sesini duyduğumuz için çoğu zaman daha iyi anladığımız, bağ kurduğumuz ve kendimizle bütünleştirdiğimiz bir karakter oluyor ister istemez.
Karakteri Sarah Jessica Parker canlandırıyor.
Samantha Jones (Kim Catrall)
Bir halkla ilişkiler şirketinin patronu olan ve bu sayede geniş bir çevre edinen Samantha, ekibin en eğlenceli ve en matrak üyesi. Diğer kızların içinde daha yaşlı olmasına rağmen (Dizide diğer üçlü 30’lu yaşlarındayken Samantha 40’larında) en dinamiği, en şehvetlisi ve en çekicisi diyebiliriz. Hayatında en öncelik verdiği şey seks hayatı. Bağlanmaktan kaçan ve tek gecelik ilişkilerin kadını olan Samantha, dolayısıyla gruptaki en renkli seks hayatına sahip kişi oluyor. Hiçbir şeyi denemekten geri durmuyor.
Samantha fazla açık sözlü ve öz güveni olan bir kadın. Ağzına geleni asla içinde tutmayan, biraz sonra ne yapacağını asla kestiremeyeceğiniz, çok doğal, kısacası acayip deli dolu bir kadın.
Karakteri Kim Catrall canlandırıyor.
Miranda Hobbes (Cynthia Nixon)
Miranda işinde başarılı bir avukat. O da bağlanmaktan kaçan ve seks üzerine dayalı ilişkiler yaşamaktan yana biri. Sadece kariyerine odaklanmak istiyor ve uzun süreli ilişkilere alaycı bir tavır takınıyor. Yalnız içten içe aslında isteğinin bu olmadığının da farkında da olan , gayet duygusal ve kırılgan bir kadın.
Karakteri Cynthia Nixon canlandırıyor.
Charlotte York (Kristin Davis)
Bir sanat galerisini işleten Charlotte, çok duygusal ve romantik. Saflığın ve iyi niyetin TV’deki karşılığı olabilecek cinsten biri; tabii takıldığı insanlar Carrie, Samantha ve Miranda olunca bu ‘tam olarak’ mümkün olamıyor. Yine de sohbetleri sırasında tek yüzü kızaran ve onlar kadar rahat olamayan, her zaman tek eşliliği ve gerçek aşkı destekleyen biri. Kusursuz bir evliliğin ve mutlu bir aile hayatının peşinde.
Karakteri Kristin Davis canlandırıyor.
Diziden çok çeşitli konuk oyuncular geçiyor. Üstelik şu anda da hala o günlerdeki formlarından bir şey kaybetmeyen ve hepsi hala taş gibi olan 4 oyuncumuzun aksine bugünkünden oldukça farklı ve tanınmaz halde olan isimler. Şuradan bu isimleri görebilirsiniz; ama yine de izlerken görüp şaşırmanız önerilir.
Yine diziye ilerleyen bölümlerde ve sezonlarda katılan önemli karakterlerimiz mevcut; fakat ispiyon etmemek adına değinemiyorum. Mesela bir Mr. Big’i herkes duymuştur ama daha sonradan diziye dahil olduğu için yazıda yer almıyor.
NOTLAR
Bir yaz dizisi olarak yayınlanan Sex and the City’nin 6 sezonu ve 2 filmi var elimizde. Bölüm süreleri ilk 3 sezon 24-25 dakika sürerken, son 3 sezonda ise 29-30 dakika civarı sürmekte. Sezonların bölüm sayıları ise 12 – 18- 18 – 18 – 8 – 20 şeklinde.
Yine yazının başında değindiğim bir diğer konu yürütücü değişikliğine gelelim. Dizinin Darren Star’dan Michael Patrick King’e geçişi 4. sezon itibariyle oluyor. Bunun beraberinde dizinin yazar ve yönetmen kadrosunda da ciddi değişiklikler oluyor. Bunun sonucunda da dizi komedisi ağırlıklı bir komedi-drama dizisiyken bu sefer draması ağırlıklı bir komedi-drama dizisine dönüşüyor. İlk üç sezon boyunca her daim gülümseten, zaman zaman kahkahalar attıran dizi, son 3 sezonunda şimdiki HBO komedilerine benziyor ve ara ara güldürüyor; bazen de hiç güldürmüyor. Diğer konularda formundan bir şey kaybetmiyor.
SİNEMA FİLMLERİ HAKKINDA
Dizi 2004’te final yaptıktan 4 sene sonra, yani 2008’de, Michael Patrick King’in yazıp yönettiği ilk sinema filmi gösterime girdi. Bıraktığımız yerden 4 yıl sonrasında, yine kızların başından geçenlere, ilişkilerindeki durumlara tanık olduk. Zaten ucu açık olmayan bir final yapmışlardı ama yine de insan “Şimdi ne haldedirler?” diye merak ediyordu ister istemez. Bu konuda da izleyicisini gayet memnun etti. Genel anlamda iyi bir romantik komedi filmi olarak eleştirmenlerden de geçer not aldı.
2. film ise 2010’da meraklılarıyla buluştu. Yine Michael Patrick King’in yazıp yönettiği bu filmde ilk filmden 2 yıl sonrasına tanık olduk. Bu sefer biraz daha eğlence ve komedi ağırlıktaydı. Filmin büyük bir kısmı kızların bir tatil gezisinde geçti. Bu tatil de Orta Doğu’daki Abu Dhabi olunca ve buranın gelenekleriyle ilgili birtakım eleştiriler ve espriler yapılınca bazı kesimlerden fena ayar yedi. Eleştirmenler de filmi genel olarak başarısız buldu.
Dizinin hayranları ise her ikisi de 2,5 saate yakın sürelere sahip bu filmler sayesinde adeta yeni bir sezon izlemiş olmanın verdiği hissiyatla hallerinden her türlü memnundu elbette.
2. filmin üzerinden 4 yıl geçti ama 3. bir filmin adı hala geçmiyor.
Öncesini Anlatan Dizi ‘The Carrie Diaries’ Hakkında
2013 yılının başında hayatımıza Carrie’nin gençlik yıllarını ele alan The Carrie Diaries girdi. Dizi, yine Candece Bunshel’in biri aynı adlı, diğeri Summer and the City adındaki iki kitabına dayanıyor.
Sex and the City’de 6 sezon boyunca Carrie’nin gençlik yıllarına çok az değiniliyor, ailesine ise hiç değinilmiyor. Tek bildiğimiz doğuştan New York’lu olmadığı, sonradan buraya geldiği ve kızlarla da burada tanıştığıydı. The Carrie Diaries’te 80’li yıllara gidip bu konulardaki merakımızı gideriyoruz.
Yine de “Sex and the City hayranları buna balıklama atlayacaktır, çok sevecektir.” diyemeyiz. Çünkü bu dizi yapısı gereğince bir gençlik dizisi ve şimdiki nesili öncelik alıyor. Genel olarak da tipik gençlik dizisi konuları çıkıyor karşımıza.
Dizide Sex and the City ile ortak iki karakter var: Biri elbette Carrie, öteki de Samantha.
The Carrie Diaries’in şu ana kadar 13’er bölümden iki sezonu yayınlandı ve muhtemelen 3. sezonu olmayacak. Yine de ucu açık kalmayan finali ile kısa ve güzel bir macera izlemek isteyenlere tavsiyedir. Ayrıntılı tanıtımına şuradan ulaşabilirsiniz.
SON SÖZ
Sex and the City, hem gülmek ve eğlenmek, hem de güzel bir drama dizisi izlemek isteyenlerin başından kesinlikle tatmin olarak kalkacağı bir yapım olur. Kadınların dünyasına dair bu çoktan kült olan yapımı, kadın-erkek fark etmeksizin herkes sevecektir. Başlarsanız makul bölüm süreleri ve dizinin akıcılığı sayesinde bir anda kendinizi 96 bölümü de filmleri de devirmiş bulursunuz.
Tanıtım Filmi
http://www.youtube.com/watch?v=7vDw2pAxKXk
Giriş Jeneriği
Önemli Bağlantılar
Resmi Site | Wikipedia | Wikia | TV.com | Ekşi Sözlük | Fanpop | IMDB
yorumlar
2 ayda devirdim hepsini, bitireli 1 hafta oldu ama yine de yokluklarını arıyorum, şimdiden özledim. 3. film gelsin diye deliriyorum burada.
İlk 10’uma rahatlıkla sokarım bu diziyi. Son zamanlarda hiçbir diziden almadığım keyfi aldım, bazı dizilerin 40 dakikalık bir bölümünde 40 defa bitmedi mi diye bakıyorum ama Sex and the City su gibi aktı, nasıl bitti anlamadım.
İlk 3 sezonu yazıda da dediğim gibi daha bir güzeldi. Bir de 3. sezonun büyük bir kısmını tek gecede peşpeşe izlemiştim. Hadi 1 tane daha diye diye sabah 6 buçuk olmuştu. İki bölüm Los Angeles’a gitmişlerdi, o bölümler efsane. Yıllar sonra aç aç tekrar izle.
Şimdi final ve filmler dahil ağır ispiyon:
Samantha’nın dizi finalinde oyuncu sevgilisiyle sonsuza dek mutlu ayağı çok gereksizdi, fimde bunu tekrar bozmaları çok iyi oldu bir de.
Miranda beni sezonlar boyunca en şaşırtan karakterdi. Belki de en sevdiğimdi. Mesela Charlotte’un çoluk çocuğa karışacağı ispiyonunu yemiştim ama Miranda’dan haberim yoktu, o olay çok sürprizli ve güzeldi benim için.
Diziyi izlerken sürekli gelip bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyor, sonra yazacak yer bulamayıp susuyordum. Yani daha söyleyecek çok şey var da aklıma bu kadarı geldi şimdilik. Sonra yine dönerim belki.
@rpdi: Kült dizilerle ilgili tanıtımlar zor oluyor ve bence ne eksiğin var ne fazla yukarıda. Leziz bir tanıtım olmuş, ellerine sağlık. Eksikliği de kapattığın için ayrıca teşekkürler.
Söyleyecek sözlerin büyük çoğunluğunu akıcı bir dille sığdırmışsın tanıtıma. Üstüne edeceğim lafları da üstteki yoruma koymuşsun.
Ben sadece +1 diyebiliyorum yazdıklarına. Sıkılmadan tekrar tekrar izlediğim dizi sayısı az ve bu dizi onlardan biri.
Bi de sanırım benim hafta hafta düzenli izlediğim ilk HBO dizisi olmalı ki ne zaman o hbo logosu çıkıp karlı ekran tıslasa arkasından bu dizinin jeneriğini mırıldanırım yıllardır. O derece yapışmış kulağıma.
Canlarım benim her birini ayrı özledim be!
Bende tüm sezonu indirdim ilk 6 bölüme de baktım tam benlik, kesin izleyeceğim Felicity’i bitince girmeyi düşünüyorum, kesin 1 aydan kısa sürede biter, bende özlerim. Tanıtım için ellerine sağlık.
Bu dizi de benim eğeydir göz önümde olan bir dizi ama bende geçmiş dizilere bulaşma süreci yavaş işlediğinden henüz sıra gelmedi. Cnbc-e dergiden -özellikle de The Carrie Diaries’in de katkısıyla- veya şuradan-buradan diziyle ilgili bir şeyler biliyorum tabii. Mr Big.’ten tabii ki haberim vardı.
96 kısmı gözümü hep korkutsa da 30 dakika kadarlığını ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. Bir de HBO’nun 20 bölümlük sezon olayını bıraktığı iyi olmuş. Ayrıca yazı için eline sağlık. Böyle nostaljikler için iyi olur sahiden.
Six Feet Under ile birlikte mutlaka izlemek istediğim kült diziler listemde duruyor bu dizi de. Bir ara ikisine de zaman gelecek, ne zaman ben de bilmiyorum
Tanıtım için teşekkürler ve ellerine sağlık @rpdi.
Ben de yanlis hatirlamiyorsam, mertkytrk icin hazirladigim sex and the city klasorunden sonra edinmistim. Hazir klasoru var kendi de dursun, az populer degil mantigiyla
Izlemek birgun nasip olur mu bilmem, yakin zamanda hic mumkun degil. eline saglik cok guzel bir tanitim olmus.
Tam da 4. sezona yeni başladım, müthiş bir dizi, kesinlikle sıkmıyor insanı. Hem ana karakterler hem de konuk oyuncular müthiş. Kızlarımızı da pek seviyorum.. Özellikle Samantha favorim, onun sahneleri her zaman güldürür :)) İzlemeyi düşünenler bence zaman kaybetmemeli.. Tanıtım da çok güzel olmuş ellerine sağlık @rpdi
Arada seçip izlediğim bölümleri saymazsam sanırım ben bu diziyi baştan sona 3 kere seyrettim Her yönüyle kusursuz bir dizidir benim için Sex and the City. Özellikle karakterlerin oyunculara bu denli oturduğu bir başka dizi daha bilmiyorum. Zaten yazılacak her şeyi rpdi yazmış. İzlemeyenler çok şey kaçırıyor
bence yapılmıs en guzel 3-4 dızıden bırıdır. bır bolum bıle off demedım orjınal dvdlerını alıp ara ara tekrar tekrar aynı bolumlerın seyrder dururum hele de dorduncu sezon fınal bolumu ı heart ny.. nedense o bolum benı hep aglatır da… belkı de moon rıver a duskunlugumdendır..
sınema fılmlerı de en az dızı kadar basarılı elestırmenler neye gore elestırdı anlamıyorum sankı nurı bılge caylan fılmı bu.. ulan gayet eglencelı ve super otesı fılmler dızıye de fılmlerde the carrıe dıarıes ede 100 verıyorum..
benden 100 almak o kadar kolay degıldır…
konuyla alakası yok ama yukarıda gorunce not duseyım dedım how to make ıt ın amerıca ıyı bır dızıydı.. bıtmesıne uzuldum.. lookıng ı cok sevdım 8 bolum yetmedı.. gırls ıse hıııc sevmedım.. nasıl tuttu saskınım
çok keyif alarak okuduğum bir tanıtım olmuş eline sağlık @rpdi
Beğenenlere teşekkür ederim. Ben kült dizilerde beklenti yüksek olduğu için tanıtım yazmayı sevmiyorum/korkuyorum demiştim zamanında, @dkamoy da yüreklendirmişti. Ben de bitirince yazayım gitsin dedim. İyi ki yazmışım o zaman.
Benim yanım sıra sevenlerinin de bu kadar övgüleri üzerine (Hatta @Kutaythejai bile!! ) artık listenize almazsanız ayıp olur.
@hsparks: Senin hayranlığını biliyordum, hatta başlamamdaki etkenlerden biriydi. Brothers and Sisters da aynı şekilde. Onu da bayıla bayıla izledim bak.
@aytackara: 94’ü şimdi sorun ediyorsun ama başlayınca da az gelecek, bitmesin isteyeceksin emin ol.