Steven Knight draması House Of Guinness 25 Eylül’de başlıyor.
18 yorum abidin77 01 Eylül 2025 18:01

Peaky Blinders’ın yaratıcısı Steven Knight’ın House of Guinness dizisi için kadeh kaldırma zamanı geldi.
Oscar adayı Knight, yeni drama dizisinde İngiltere’nin Birmingham kentinin sisli sokaklarını Dublin’in arka sokakları ve görkemli konakları ile dünyaca ünlü bira fabrikasıyla değiştiriyor. 25 Eylül’de prömiyerini yapacak olan House of Guinness, bizi güçlü ve sefahat düşkünü bu ailenin yükselişin eşiğinde olduğu 1860’lara götürüyor.
“Bu, dünyanın en büyük bira fabrikasının mirasçıları olan bir ailenin olağanüstü hikayesi. Gençler ve bu inanılmaz derecede başarılı markayı devralma görevi onlara verilmiş. İlk öncelik: İşleri batırmamak. İkinci öncelik ise Guinness’i daha da büyütmek” diyor Knight.

Arthur, Edward, Anne ve Benjamin Guinness kardeşler, kara altın miraslarına layık olmak için çalışırken, hem coşkulu zirveler hem de yürek burkan düşüşler yaşıyorlar.

House of Guinness, Avrupa’nın en ünlü ve uzun ömürlü hanedanlarından biri olan Guinness ailesinden esinlenerek yazılmış destansı bir hikayeyi anlatıyor. 19. yüzyıl Dublin ve New York’unda geçen hikaye, Guinness bira fabrikasının olağanüstü başarısından sorumlu olan Sir Benjamin Guinness’in ölümünden hemen sonra başlar ve onun vasiyetinin, dört yetişkin çocuğu Arthur, Edward, Anne ve Ben’in kaderleri üzerinde olduğu kadar, Guinness fenomeniyle çalışan ve etkileşimde bulunan bir grup Dublinli karakterin kaderi üzerinde bıraktığı derin etkiyi konu alıyor.

Yaratıcı Knight, izleyicilerin “doğal olarak vahşi” klanla tanışacakları için heyecanlı. “Onların hayata olan tutkusu, çoğu zaman kelimenin tam anlamıyla hayata olan arzusu beni hayran bırakıyor” diyor.

Anthony Boyle (Masters of the Air, Manhunt), Arthur Guinness; Louis Partridge (Pistol, Enola Holmes), Edward Guinness; Emily Fairn (The Responder, Black Mirror: Demon 79), Anne Plunket (kızlık soyadı Guinness); Fionn O’Shea (Normal People, Dance First), Benjamin Guinness; karakterine hayat veriyor.

James Norton (Happy Valley), Sean Rafferty; Niamh McCormack (Everything Now), Ellen Cochrane; Seamus O’Hara (Blue Lights, An Irish Goodbye), Patrick Cochrane; Michael McElhatton (Game of Thrones, The Long Shadow), John Potter; Dervla Kirwan (True Detective: Night Country), Teyze Agnes Guinness; Michael Colgan (Say Nothing, The Regime), Rahip Henry Gratton; Danielle Galligan (Shadow and Bone, Obituary), Leydi Olivia Hedges; David Wilmot (Station Eleven, Bodkin), Bonnie Champion; Jessica Reynolds (Outlander, The Wolf, the Fox and the Leopard), Leydi Christine O’Madden; Hilda Fay (The Woman in the Wall, Spilt Milk), Sultan; Ann Skelly (The Nevers, The Sandman), Adelaide Guinness; Elizabeth Dulau (Andor, Wicked), Leydi Henrietta St Lawrence; ve Jack Gleeson (Game of Thrones), Byron Hedges karakteriyle kadroda yer alıyorlar.

Knight, Arthur ve Edward kardeşlerin House of Guinness’in “kalbi” olduğunu söylüyor. “Hikayenin sonunu söylemeyeceğim, ama çok ilginç nedenlerden dolayı bira fabrikasının ortak yönetimini üstlendiler” diye açıklıyor. “Ölmeden önce, babaları Arthur ve Edward’ı bira fabrikasının sorumluluğunu üstlenmeleri için kasıtlı olarak birbirlerine bağladı. Nedenini izlediğinizde anlayacaksınız.”

BAFTA adayı Norton’un canlandırdığı ilgi çekici Sean Rafferty için “James, birçok oyuncu gibi bizim ilk tercihimizdi,” diyor Knight. “Rafferty, bu dizinin en olağanüstü yönlerinden biri. Aileyle olan ilişkisi, hikayenin aslında ne kadar modern olduğunu gösteriyor.”

Dizi, Knight tarafından yaratıldı ve yönetici yapımcılığı üstlenildi. Karen Wilson, Elinor Day, Martin Haines, Tom Shankland ve Ivana Lowell da yönetici yapımcılar arasında. Cahal Bannon dizi yapımcısı, Howard Burch ise yapımcı. Shankland, Kudos yapımı olan House of Guinness dizisinin dört bölümünü, Mounia Akl ise iki bölümünü yönetti.

Knight daha önce Kudos ile 2022 yapımı savaş gerilim dizisi SAS: Rogue Heroes için işbirliği yapmıştı. Bu başarılı işbirliğinin ardından, yapım şirketi Knight’a Guinness ailesinin hikayesiyle geldi. “Birayla ilgilendiğim için bu projenin ilgimi çekebileceğini düşündüler,” diye açıklıyor. “Ve benim cevabım ‘Evet, kesinlikle!’ oldu.”

Knight, “olağanüstü bir aileden esinlenen bu hikayeyi anlatmak için böylesine olağanüstü bir oyuncu kadrosuna ve böylesine olağanüstü bir ekibe sahip olduğumuz için çok heyecanlıyım” demiş.




yorumlar
Fragman
Peaky Blinders’la karşılaştırmamak lazım ama bence yokluğunda alternatif olabilir. Babanın ölümün ardından markayı/şirketi ayakta tutmaya çalışan kardeşlerin, nihayetinde zengin bazı şahısların derdi tasası olmakla birlikte eğlendirdi de beni. Bunda kadronun payı daha çok. Hızlı aktığı da söylenebilir.
Guinness markasına karşı herhangi bir hissim yok ve asıl odak noktası bu sayılmayabilir de zaten. Birbirine benzemez kardeşlerin temsil ettiği farklı duruşları dönemin İrlanda’sının politik ve toplumsal şartlarıyla harmanlamışlar. Bira da şirket ve markanın temeli olmasının yanı sıra bölgenin temel geçim ve tüketim kaynağı olarak ortalarında duruyor.
James Norton beycimiğin başında olduğu örgütümsü topluluk üzerinden dönemin mafyatik ilişkilerine de girdiler. Anthony Boyle’un oynadığı büyük kardeşi de sevdim. Louis Partridge’i severim de böyle bir karakter için fazla temiz yüzlü olduğunu düşünerek izliyorum
* Büyük oğlanın gay olması ve kardeşlerin bunu zaten bilip + açıkça belirtip şirket için evliliğe ittirmeleri, üstüne şantajın gelmesi ama savaş ilanına dönmesi… Hay maşallah.
* Baba sanırım biraz da mecburiyetten onu mirastan çıkarmamış mesela. Üstüne vasiyet üzerinden iki kardeşi birbirine bağlamış. Kızı kocası nedeniyle yok sayması da dert ama öbür oğlana “Buna bir şey emanet edilmez,” yaparak yok sayması dert olması dışında bir de kaliteli hareket
Devamına elbette varım, tamamliciğim.
başlamayın… başındaysanız, devam etmeyin… bir sene beklenmez..
iyi dizileri bazen yemeğe benzetirim, 3 saatte binbir uğraşla hazırlanır, 10 dakikada biter…
işte o yemek, bu bira…
çok iyi, çok…
hafta hafta mı geliyor bu?
Yooo. Netflix bizzat hiç gocunmadan verdi 8 bölümü.
hmm by durumda @zekikum tüm sezon için mi öyle dedin?
çok güzel ama sonu açık bitti demek istedi diye düşünüp beklemeye aldım ben.
Ben iki günde 8 bölümü izlediğini düşündüydüm, 3 saat/10 dk. ve bir sene beklenmez falan.
@dkamoy evet…
aytackaranın dediği gibi; başladım ve bitti… 2 güne bile yayılmadı… işin kötüsü son derece vahim bir yerde bitiyor… onun için beklenmez demiştim…
öyle kaygıları olmayanlara tavsiyedir elbette…
1×06 üzerine:
BUNLAR bu şirketi nasıl batırmamışlar bazen hayret ediyorum.
Ben diziden yeterince razıyım. Zengin erkek kardeşlerin aile şirketi temelli dertlerini yeri geldi mi önemseyemedim ama başlangıçtan sonrasını güzel geliştirdiler. Yine de Peaky Blinders tarzında bir yapım beklememek gerek tabii, kasıtlı olarak daha hafif ilerliyor ona göre.
Dört kardeşli bir hikaye gibi dursa da aslında 2 kardeşle ilerliyorlar. Diğer ikisini yan rolden az ama konuktan fazla hallice kullandılar. Onların eksikliğini de James Norton beyciğim sağ olsun, Rafferty ile doldurdu. Kardeşlerin +1’leri de var tabii.
Edward ve Ellen sosyal medya tarafının favori çifti gördüğüm kadarıyla. Zıt kutupların çekmesi bildiğin. Rafferty ile Lady Olivia’yı da ben sevdim.
Karakter ve onların arasında bitenler odaklı ilerlediğinden bölge halkı ya da sosyal sorunlar kendine düşündüğümden daha az yer buldu. Bulan da daha çok bizimkilerin emellerine hizmet etti. Daha fazlasına girmesine gerek var mıydı, o da tartışılır gerçi. Öyle ya da böyle, gayet izletti kendini.
Sonu mis gibi açık, evet. Dönem draması da olduğu için biraz pahalıdır ama Netflix umarım onay verir.
* Arthur ile Lady Olivia evlenme arifesindeyken çocuk konusunu konuştuklarında Olivia istemediğimden bahsetmiş, Arthur da üstelememişti. Devamında Rafferty’den hamile kalınca bahaneyle doğurabileceğini düşünmüştüm.
Aileye öbür yoldan varis misali. Ama o dönemin şartlarıyla Arthur o kadar da açık görüşlü çıkmadı. Sonu kürtaja vardı. Üstüne “Anlaşmamızı bozdun,” diyerek seçenek sunmasına biraz göz devirdim, fakat her şeyden önce XY kromozomu taşıyan bir canlı olduğundan insan şaşıramıyor da.
Neyse ki o yola tam olarak girmediler de gizli buluşmaya döndü. Ben aslında sezonun başlarında Anne’den ilerleyeceklerini düşünmüştüm. Hem Anne ortalıkta çok az dolanınca hem de kardeş vasfı başka bir engel teşkil ettiğinden ona da girmediler sayılır.
* Arthur’u veya Rafferty’yi harcamayacaklarını farz ediyorum sadece. Arthur’u harcamamışlardır zaten de… Kurşun ya alakasız birine çarpsın ya da ıskalasınlar falan.
3 haftalık durumu pek parlak değil gibi.
Farkında sayılırım, salı günü özellikle baktıydım… ^.^ Çıkmadık candan ümidi kestiğimiz gün gelene kadar bekleyelim, n’olcek.
Steven K. Knight’ın Netflix’le arası iyi ama Peaky Blinders dizileri, SAS: Rogue Heroes ve Bond filmi derken tabağı bayağı dolu olduğundan iki türlüsü de mümkün geliyor.
korkutmayın adamı….
madem arası iyi o zaman final sezonu diye onay versin bir zahmet.
Ben de severek izledim ilk sezonu ve Peaky Blinders bekleyerek girmemek gerektiğine katılıyorum. Umarım devamı gelir. Ucu açık kaldığı için değil, ben bunları daha çok izlemek istediğim için.
İndirdiğim versiyonda TR altyazı yok gıcık oldum. >:(
İlk 5 bölümü daha bir severek sezonu bitirdim, neden ilk beş bölüm çünkü ara vermek zorunda kaldım ve sanırım koptum diziden. Kalan bölümlerde olanları umursamadan dizinin içine tekrar giremeden bitirmiş oldum. Kaliteli dizi, başarılı dönem yansıtması üst düzey oyunculuklarla birleşip katmerli entrikalarla harmanlanınca ortaya izlenebilir bir yapım çıkmış. Açık son sevmeyenler kesinlikle başlamasın, her ne kadar ben onay alacağına emin olsam da tedbirli olmakta fayda var. Ben diziden soğuduğum için 2 sezonunu izler miyim emin değilim ama tavsiye kısmında şunu söyleyebilirim, ilk bölümü izleyin severseniz devam edin, güzel bir dönem draması sonuçta.